You are on page 1of 195

Hamd Suresinin Tefsiri

Merhum
mam Humeyni (r.a)

eviri:
Kadri elik

Edit:
Mustafa Yaln

Orijinal Ad: Tefsir-i Sure-i Hamd


Merhum mam Humeyni (r.a)
Yaymlayan: mam Humeyninin (r.a) eserlerini
Dzenleme ve Yaymlama Kurumu
Tercme: Kadri elik
Edit: Mustafa Yaln
Dizgi ve Mizanpaj: Mcteba elik
Birinci Bask: Eyll, 2007
Tiraj: 1500 Adet
Deeri: 14000 Riyal
Tel: (0098-21) 22290191-5
Fax: 22290478
E-mail: nternatonal-dept@imam-khomeini.r
Website: http://www.imam-khomeini.org

Hamd Suresinin Tefsiri


Merhum
mam Humeyni (r.a)

eviri:
Kadri elik
Edit:
Mustafa Yaln

Yaymlayan:
mam Humeyninin (r.a) Eserlerini
Dzenleme ve Yaymlama Kurumu

Yaymcnn Notu
Rahman ve Rahim Olan Allahn Adyla
Kuran- Kerimin tefsiri; kraat, tecvit ve Kuran tarihi ilimleriyle
birlikte Peygamber (s.a.a) asrna kadar uzanan ilimlerden biridir.
Eskiden gnmze kadar tefsir hususunda ok geni ve byk
gayretler gsterilmitir. Alim ve bilginlerden her biri kendi gleri
orannda bu yolda aba gstermi ve eitli tefsirleri kaleme almladr.
Farkl tefsirlerde edebi konular, kraat ihtilaflar, ayetlerin nzul
sebebi, ayetlerin beyan, ahkam ayetlerinin aklanmas; ahlaki,
kelam, irfan, hikmet, itimai ve siyasi konular gze arpmaktadr.
Mfessirlerden her biri kendi eserlerinde yukardaki konulardan bir
veya bir kan ele almaya almlardr. Onlar tefsir hakknda sahip
olduklar derklerine uygun olarak ve ilmi gemileri ve uzmanlklar
esasnca uyumlu olarak aba gstermiler ve bu ilahi kitabn
srlarndan birer perde kaldrmaya almlardr. nk tefsir
hakikatte ilahi ayetlerden perde kaldrma anlamndadr.
Nitekim mam Humeyni (r.a) bu konuda yle demitir: Genel
anlamda kitabn tefsiri o kitabn hedeflerini aklamak demektir. Ve
kitaba bakta nemli olan, kitap sahibinin hedeflerini beyan etmektir.
Bu kitab- erif Allah-u Tealann da tanklk ettii zere hidayet ve
eitim kitabdr. nsanlk yolunu kat etmenin nurudur. Dolaysyla da
mfessir bir insan Kurann kssalarnn her birinde, hatta ayetlerinin
her birinde, gayp alemine hidayet olma boyutunu, saadet yoluna
klavuzluk niteliini, insanlk ve marifet yolunu kat etme eklini
okuyucusuna retmelidir. Mfessir kimse bizlere tefsirlerde yer ald
zere nzul sebebini deil, nzuln hedefini anlatt takdirde
mfessirdir.1
mam (r.a) bu gr ve dnceyle kendi eserlerinde ve
konumalarnda Kurann hedeflerini beyan etmeye almtr. Bu
1

10

Adabus Salat, s. 193-195

vesileyle nefisleri terbiye iin bir yol amak istemitir. Bu yzden


imam (r.a) eitli tefsir metotlarndan istifade etmi ve baz metotlarda
adeta dierlerinden ne gemitir. mam Humeyni Kuran srlarnn
zerindeki rtleri kaldrarak hakikati arayan kimselere onun
hedeflerini aydnlatmaya almtr.
Kurann ruhu ve bu nurani sahifeden ve semavi sofradan ilham,
mamn btn amel, sz ve yazlarnda ak bir ekilde gze
arpmaktadr. Ama mamn Kurann anlama hakkndaki zel eserleri
birka ksma ayrlabilir:
Kuran surelerinden bazlarnn kmil tefsiri, fkhi ve usuli
eserlerinde ahkam ayetlerinin tefsiri, konularla uyumlu olarak dank
ekilde baz ayetlerin tefsiri, irfan, ahlak, siyasi ve itimai alanlarda
farkl yerlerde Kuran ayetlerini ahit olarak gstermek ve uyarlamak.
mam Humeyninin (r.a) eserlerini dzenleme ve yaymlama
kurumu, sahip olduu sorumluluk esasnca mam Humeyninin (r.a)
btn Kuran ve tefsir eserlerini, Kuran hakkndaki bak asyla
birlikte munazzam ve dzenli bir mecmua olarak yaynlama karar ve
azmindedir. Hamd suresinin tefsiri ilgi duyan okuyuculara sunulan bu
mecmuann ilk eseri konumundadr.
mamn (r.a) bir sureyi kmil bir ekilde tefsir ettii hususlardaki
tefsir metodu irfani ve terbiyevi bir metottur. Zira imam (r.a)a gre
Kuran birok marifetleri barndrmakta ve insan terbiye etmektedir.
Bu metot baz gemi limlerin eserlerinde de gze arpmaktadr. O
alimler de kendi tefsirlerini hikmet, irfan ve ahlaka faydal metotlarla
kaleme almlardr. rnein Abdurrezzak Kaaninin Tevilatul
Kuran, Meybudinin Keful Esrar adl tefsiri, Sadruddin Konevinin
Suretul Fatiha ve cazul Beyan fi Tevilil Kuran ve Sadrul
Muteellihin irazinin Tefsirul Kuranil Kerim adl eseri.
mam Humeyninin Fatihatul Kitab adl tefsiri de birok irfan
incelikler ve dakik hususlar iermektedir. Bu incelikler sz konusu
kitab bakalarndan iktibas edilmi olan eserlerden daha yce ve stn
bir konuma getirmitir. Kuran yakndan tanyan zamanmzn byk
nderi mam Humeyni (r.a) bu hakikatleri derk etmi ve kaleme alp
beyan etmitir. Hamd suresi hakknda mamn tefsiri ile dier nazar
ve irfan ehli mfessirlerin eserlerinin mukayese edilmesi marifet ehli
kimselere bu hakikati aa karmaktadr ki bunu aklamann yeri

11

olmadndan geiyoruz. Kuran hakknda mamn eserlerinin nemi


ve konumuna tevecchen ilk etapta iaret edildii gibi mamn eserler
mecmuasn Hamd suresi tefsirinde bir araya getirmi olduk. imdiye
kadar mam Humeyninin (r.a) yaymlanan ve mehur olan Hamd
suresinin tefsiri sadece mamn 1980 ylnda beyan ettii tefsir
dersleri idi. Bu dersler ise sadece Bismillahirrahmanirrahim ve Hamd
suresi ile ilgili konular o da kmil bir ekilde deildir- iermekte idi.
Bu yzden baz kimseler mamn Hamd suresi hakkndaki btn
eserlerinin bu kadar olduu kansna kaplmlardr. Elinizdeki kitap bu
kany dzeltmek amacyla drt blm olarak dzenlenmitir, bylece
Hamd suresi hakknda mamn (r.a) eserleri kmil bir mecmua
eklinde Kuran marifet taliplerine sunulmutur.
Birinci blm Hamd suresi ile ilgili olarak deerli Srrus Salt
kitabnda kraat hakknda yer alan zet bir tefsir konusudur. Bu eser
1939 ylnda kaleme alnmtr.
kinci blm ise Srrus Salt kitabndaki Hamd suresinin tefsirinin
beyan ve tafsili olarak kabul edilebilecek olan tefsir konulardr. Bu
blm de 1942 ylnda kraat bahsi mnasebetiyle Adabus Salt
kitabnda yer almtr.
nc blm ise imamn be derslik tefsir kitabdr. Bu tefsir
dersleri 1980 ylnda ran slam Cumhuriyeti televizyonundan
yaynlanmtr. mam Humeyninin hastal ve bu tr konularn
muhalif olan baz muhafazakrlarn muhalefeti sebebiyle bu tefsir
dersleri tatil olmu ve bylece marifete susam kimseler bundan
mahrum kalmlardr. Bu blm byk bir zen gsterilerek edit
edilmi mamn szlerinin deitirilmemesine gayret gsterilmi ve
bu sebeple de konuma tonunun yaz kalbna dntrlmesinden
dahi istifade edilmemitir. Sadece mamn szlerinin daha iyi
anlalmas iin mecburi kaldmz baz deiiklikler ve eklemeler
yaplmtr.
Drdnc blm ise Bismillah ve Hamd suresinin dier ayetlerinin
anlam hususunda imamn yazl ve szl eserlerinde dank olarak
bulunan blmlerden olumaktadr. Ayrca iaret etmek gerekir ki bu
blmde yer alan konulardan bazs mamn yazl eserlerinden Arapa
olarak seilmitir. Emaneti korumak iin Arapa metin aynen koyu
olarak aktarlm ve hemen altnda ise Farsa tercmesi italik harflerle

12

takdim edilmitir. Ayrca sylemek gerekir ki bu blmdeki baz


hususlar uyarlama, hatrlatma, t ve nasihat boyutuna sahiptir ve
yaygn anlamda tefsir eklinden uzaktr. Ama bunlarn da aktarlmas
gz nnde bulundurulan kapsamlla yardm etmektedir.
mamn eserlerini yaymlama ve dzenleme kurumu tarafndan
baslan dier eserler gibi bu eserin dzenlenmesinde de mam
Humeyninin notlar (yldz eklinde belirtilmitir), dipnot, Arapa
metnin tercmesi ve gerekli fihristlere de yer verilmitir ki
aratrmaclar ve deerli gr sahibi kimseler bu eserden daha kolay
istifade edebilsin. nsanlar hidayete aran mam Humeyninin (r.a)
bu nurani eserinin de halis slam taliplerinin kalplerine aydnlk
vermesini, bu byk mfessirin tertemiz ruhunun ilahi yaknlk
derghnda huzur ve gven iinde Kurann Mslmanlarn izzet dolu
hayat sahnelerinde her gn daha fazla yer almasnn tecellilerine ahit
olmasn mit ediyoruz.
mam Humeyninin Eserlerini
Yaymlama ve Dzenleme Kurumu

13

Birinci Blm
Hamd Suresinin Tefsiri
(Srrus Salt Kitabndan)

Hamd Suresindeki Baz Srlara Ksa Bir aret


Bil ki, marifet ehli kimseler, her surenin besmelesinin, sadece o
sureye ait olduunu kabul etmektedirler. Bu yzden, her surenin
besmelesi, dier bir suredeki besmeleden apayr bir anlam tar. Hatta
herhangi bir sz ve fiilde besmele eken bir kimsenin besmelesi bile,
bakasnn syledii besmeleden farkldr.
Bu konunun icmali beyan da udur ki ispat edildii zere
mukaddes egemen akllarn en son noktasndan, madde ve tabiat
leminin en alt srasna kadar btn bir varlk lemi, ismullah-i azam
makamnn zuhuru ve fiil isimlerin anas olan mutlak meiyyet
tecellisinin zuhur yeridir. Nitekim yle buyurulmutur: varlk lemi,
bismillahir rahmanir rahim ile zahir oldu.1
Eer mazhar ve taayynt kesretlerini mlahaza edecek olursak, her
isim, hemen ardndan vaki olan o fiil veya szn zuhurundan ibarettir.
Allaha doru slk zere bulunan kiinin seyirdeki ilk adm,
ismullah ile btn taayyntn zahir olduunu, hatta hepsinin
ismullahn kendisi olduunu kalbine anlatmasdr. Bu mahedede
isimler muhteliftir. Her ismin alma ve daralmas, ihatas ve
ihataszl zuhur yerine ve kendisinde zuhur ettii aynaya baldr.
Nitekim kendi yerinde de akland zere ismullah, geri
tahakkuk aslna gre mazharlardan nceliklidir ve onlarn mukavvimi
ve kayyumudur. Ama taayyn hasebiyle onlardan sonradr. Salik kimse
grecelikleri att, taayynt terk ettii ve fiil tevhidinin srrna
ulat zaman btn sureler, szler ve fiillerin bir tek bismillah olur
ve hepsinin anlam da bir tek anlam haline dnr.
lk itibara gre Kuran sureleri arasnda mbarek hamd sresindeki
bismillahtan, daha kapsaml ve ihata edici bir isim yoktur. Nitekim
Hz. Aliye mensup olan mehur hadisten de bu hakikat
anlalmaktadr. nk onun taalluk ettii ey, dier taalluk edilen
eylerden daha kapsaycdr. Nitekim marifet ehlinin de dedii gibi,
el-hamd, gaybi alemlere iaret olup salt ilahi vg ve hamtlardan
ibarettir. Onlarn hamd lisanlar da zat lisandr. Rabbil lemin de,
1

Bismillahn anlam hakkndaki bu yorumu, Muhyiddin-i Arab, Futuhatul


Mekkiyye c. 2, s. 133ten nakletmitir.

13

noksandan kemale ve mlkten melekta dndrmek olan rububiyet


makam hasebiyle ismullahn tabiat aynasndaki zuhurudur. O da mlk
leminin cevherine zgdr. Rahmaniyet ve rahimiyet ise rububiyete
has sfatlardandr.
Malik-i yevmid-din ise mutlak dne ve kyamet-i kbraya
iarettir.
Ezel afa sktnde ve kyamet gn gnei doduunda ahad
tecelli nuru arifin kalbine tecelli edince salik kimse mutlak huzura
kavuur. Bylece huzur bir muhatab ile ns mahfilinde ve mukaddes
makamda iyyake nabudu ve iyyake nesten der. Ahadiyyet
cezbesinden kendisine gelince ve mahvdan sonraki sahv makam
hsl olunca, bu Allaha doru seyr-u slkta kendisine ve dostlarna
hidayet makamn diler.
O halde hamd suresi; aynilik, ilim, tahakkuk, slk, mahv, sahv,
irat ve hidayet bakmndan varlk silsilesinin tamamdr. Onun
mazhar olan isim de, ismullahil azam ve mutlak meiyyettir. O,
kitabn anahtar, kilidi, girii ve sonudur. Nitekim ismullah da zuhur,
batn, anahtar ve kilittir: Allah gklerin ve yerin nurudur.1
O halde, bu surenin tefsiri, ehl-i marifetin zevkine gre yledir:
mutlak meiyyet makam ve ilah ism-i azam olan, mutlak varlk
genilii olan rahman meiyyet makamna ve varln kemalinin
genilii olan rahim meiyyet makamna sahip bulunan ismullahn
zuhuruyla, mutlak hamd lemi ve hamdlerin asl -ki gayb ilk taayyn
makamndan, misal leminin ufkunun sonuna ve ilk berzaha kadardrAllaha aittir, yani bizzat Allah olan ism-i cami makam iin sabittir.
Gayrilik ve tabiatn zuhuru makam olan rububiyyet ve lemlerin
terbiyesi makam Ona aittir.
Bu rububiyyet makam, istidatl maddelerde rahmaniyyetle feyzi
deyen rububi rahmaniyyet ve rahimiyyetle zahir olur; madde
beiinde rahimiyyetin zuhuruyla onlar terbiye eder ve kendi zel
makamna ulatrr. O, mlikiyet kabzasyla varlk zerrelerinin tamam
kabzeden ve gayb makamna dndren mlik-i yevmid-dindir:
...balangta
sizi
yaratt
gibi
dneceksiniz.2
Bu,
bismillahirrahmanirrahimde icmal ve hamdda da tafsili olarak
1
2

14

Nur/35
Araf/29.

zikredilmi bulunan varlk dairesinin tamamdr ve nitekim hadiste


getii zere.1 mlik-i yevmiddine kadar Hakka zgdr.
Oku ve yksel basamayla Allaha doru ykselen slik ve
namaz mminin miracdr miracyla uruc eden (ycelen) kul, btn
mevcudatn Allaha dndn ve tahakkuk aleminin Hakkta fenaya
erdiini mahede eder ve Hakk onun iin vahdaniyetle tecelli eder.
Ftrat diliyle: iyyake nabudu ve iyyake nestan diye tevhidi dile
getirir
nsan- kmilin ftrat nuru czi nurlarn btnn kuatt ve
ibadet ve tevecch, tahakkuk aleminin tevecch olduu iin de oul
sasyla yle ifade eder: Allah tesbih ettik, sonra melekler tesbih
ettiler. Biz Allah takdis ettik, sonra da melekler takdis ettiler. Eer
biz olmasaydk melekler tesbih etmezlerdi...2
Slik, kendini ve varln ve benliini batan ayaa zt-
mukaddese takdim ettii ve Hakktan baka her eyi mahvettiinde,
ahadi gayb makamndan olan ezel inayet, feyz-i akdesle onu kapsar,
onu kendisine getirir, onun iin mahvdan sonra sahv makam hasl olur
ve hakkan varlkla kendi memleketine irca dner. Ve kesrette vki
bulunduu zaman da, firak ve nifaktan korkar, mutlak hidayet olan
hidayetinin (nk sair mevcudat, insan- kmilin mbarek aacnn
dallar ve yapraklarndandr) madub aleyhim ve dallin olan ifrat
ve tefrit snrndan hari bulunan insanln srat- mstakimine -ki
ismul cmie doru seyir ve ismullahil azam makamna dntrdoru olmasn talep eder. Veya vahdetin kesrete ve kesretin de
vahdete galebe almad, madub aleyhim mertebesi olan vahdetin
kesret hicabyla hicaplanmas ile cell-i kibriya konusunda dallin ve
hayrete denler makam olan kesretin vahdetle hicaplanmas
arasndaki vasat snr makam saylan berzahiyyet makamna doru
hidayeti talep eder.

Vasl
Tevhidde, imam Rzann (a.s), besmelenin tefsiri sorulduunda
yle dedii rivayet edilir: insan bismillah demekle kendisine
1

Biharul Envar c.1, s.226, Kitabul Kuran, 29. Bab, 3. hadis


Uyun-i Ahbarir Rza, c. 1, s. 262, 26. Bab, 22. hadis; Biharul Envar, c. 25, s. 1,
Kitabul mamet, Ebvab-u Halkihim, Tinetihim ve Ervahihim bablarndan birinci
babn rivayetleri
2

15

Allahn simelerinden (nianelerinden) bir sime (niane) koymu olur.


Bu sime (niane) ise ibadettir. Ravi, sime nedir?Diye sorunca da
mam, nianedir diye buyurmutur.1
Bu hadis-i eriften de anlald zere slik kimse, ibadette
ismullah makamn gerekletirmi olmaldr. Ve bu makama erimek,
rububiyyet makamnda fenadan ibaret olan ubudiyetin hakikatidir.
nsan varlk ve benlik hicabnda bulunduka ubudiyyet giysisinde
deildir; hatta bencil ve kendini beenendir; mabudu ise nefsan
hevesleridir: hevesi ilah edineni grdn m? 2
Gr de; kendisini ve Ademi (a.s) enaniyyet hicab iinde gren,
kendisini Ondan stn tutarak, beni ateten, onu ise amurdan
yarattn3 diyen ve derghn mukarreplerinin kutsal makamndan tard
edilen lanetli iblisin grdr.
O halde, bismillah diyen kimse eer nefsini simetullah ve
almetullah ile muttasf klar, ismiyyet makamna ular ve gr,
tahakkuk alemini -ki kendisi de onun bir zetidir- ismullah olarak
gren ademin (a.s) gr olursa ve ademe btn isimleri
retti4 bu durumda, isimlenmesi hakik isimlendirmedir ve kendisi
de, varlk ve benliin atlmas, mukaddes izzete balanma ve Allaha
balanmaktan ibaret olan ibadet makamna erimi saylr.
Nitekim Hz. mam Cafer Sadktan rivayet olunan rizam
hadisinde yle buyrulmutur: ... Niyet ederek yneldiinin ve
yardm talep ettiinin dndakilerle olan balarn keser...5
Salik kimse ismiyyet makamna ulatnda, kendisini uluhiyette
boulmu olarak grr: ubudiyyet, z rububiyyet olan bir
cevherdir.6 Sonra kendisini ve ayn ekilde dier varlklar da ismullah, almetullah ve Allahta fni olarak grr. Eer kmil veli olursa,
ism-i mutlak tahakkuk ettirir, onun iin mutlak ubudiyyet makam
hasl olur ve hakik anlamda Abdullah olur.
Kulunu gtren mnezzehtir 7 ayet-i erifesindeki kul ifadesi;
1

et-Tevhid, s. 229, Bab 31, Hadis 1 ve Meanil Ahbar, s.3


Furkan/43.
3
Araf/12 ve Sd/76.
4
Bakara/31
5
Felahus Sail, s.25
6
Misbahu eriat, Bab 100.
7
sra/1
2

16

belki de yaknlk miracna, kuds ufkuna ve ns mahfiline ykselmenin


sadece ubudiyyet ve muhtalk adm ve varlk, benlik ve istiklal
tozunu gidermekle mmkn olduu iindir.
Teehhdde iken risalete ahadet, ubudiyyete ahadetten sonradr;
nk ubudiyyet, risaletin merdivenidir ve mminlerin mirac ve
nbvvet miracnn zuhur yeri olan namaz da, ubudiyyetin hakikati
olan bismillah ile hicaplar kaldrldktan sonra balar:
Nebisini mutlak ubudiyyet merdiveniyle gtren mnezzehtir.
Bylece onu ubudiyyet adm ile ehadiyyet ufkuna cezp etti, mlk
ve melekt lkesinden ve ceberut ve lhut memleketinden kurtard; o
pk nurun glgesiyle glgelenen dier kullar, Allahn nianelerinden
bir nianeyle ve ubudiyyetin btn olan ismullahn tahakkuk
merdiveniyle yaknlk miracna ulatrd.
Slik, varlk dairesini ismullah olarak grdnde, slk adm
lsnce Allahn kitabnn fatihasna ve Allahn hazinesinin
anahtarna giri yapabilir. Bylece tm senlar ve hamtlar Hakka
-ism-i cami makamna- irca eder ve varlklardan hi bir varlk iin
fazilet ve stnlk dnmez; nk fazilet ve kemalin Hakktan
baka bir varlk iin ispat, ismiyyet dncesiyle aykrlk arz eder.
Eer bismillah hakikatiyle sylemise, elhamdu lillah da
hakikatiyle syleyebilir. Eer iblis gibi yaratlmlarn hicab iinde
isim makamndan rtl olursa, hamtlar da Hakka dndremez.
Enaniyyet perdesinde bulunduu srece, ubudiyyet ve ismiyyete
kar rtl olur; bu makamdan mahrum olduka, hmidiyyet
makamna ulaamaz. Eer ubudiyyet adm ve ismiyyet hakikati ile
hmidiyyet makamna ularsa, hmidiyyet sfatn da Hakk iin sabit
bilir ve Hakk hmid ve mahmud sayar ve grr.
O halde, kendisini hmid ve Hakk mahmd grd mddete
Hakkn hmidi deildir, tam tersine Hakkn ve halkn hmididir,
hatta yalnzca kendisinin hmidi olur ve Hakk ve Onun hamdine kar
rtl bulunur. Hmidiyyet makamna ulatnda, sen, kendini sena
ettiin gibisin1 der ve iddia ieren ve mahmudiyyet ispat ile
1

Allah Resulnn secdede yle dua ettii nakledilmitir: Senden sana


snrmSana vgleri saymak mmkn deil. Sen kendini vdn gibisin.
(Furu-i Kafi, c.3, s.324, Kitabus Salat, Babus Sucud vet Tesbih, 12. hadis;
Misbahul Mteheccid, s.308; Misbahu eria, 5. Bab; Avalil Leali, c.1, s.389, 21.

17

birliktelik iinde bulunan hmidiyyet hicabndan km olur.


Bu durumda slik kulun sz yle olur: Onun adyla; hamd
Onadr, Ondandr ve Onun iindir...
Bu, hadis-i erifte iaret edilen nafilelerin yaknlnn neticesidir.
Nitekim yle buyurulmutur: Onu sevdiimde, Onun kula, gz
ve lisan olurum...1
Rabbil Alemin
Eer lemin, ayn- sabite olan isimlerin suretleriyse zt
rububiyyet olur ve ismullah-i azam olan zat uluhiyyet makamna
dner. nk ayn- sabite, vhidiyyet makamndaki zat tecelliyle,
feyz-i akdesin tecellisi sayesinde zahir olan ism-i camiye tabi olarak
ilm tahakkuk elde etmilerdir.
O mukaddes makamda rububiyyetin manas, tecellisiyle btn
isimlerin zahir olduu, evvela insan- kmilin ayn- sabitinin ve sonra
da dier aynn onun glgesinde zuhur ettii uluhiyyet makam ile
tecelli etmektir ve rahmaniyyet ve rahimiyyet de, hviyet gaybndan
mutlak ahadet ufkuna kadar bu ayann izharnn ta kendisidir.
Mayalarndaki ak ftrat ve mutlak kemal muhabbetinin ortaya
karldr. Alnlarn kapsayan sevk edici ak ftrat ve malik kahr
cezbe sayesinde vahidiyet kemalinin denizinde boulmaktan ibaret
olan mutlak mkafat makamna nail olurlar.
yi bilin ki, iler sonunda Allaha dner.2
O halde bu durumda, emellerin gayesi, hareketlerin nihayeti,
itiyaklarn sonu, mevcudatn dn yeri, kinatn mauku, aklarn
mahbubu ve meczuplarn matlbu zt- mukaddestir.
Geri bizzat kendileri bu matlba kar rtl olsalar da ve
kendilerini bid, k, tlib, meczup ve dier eyler olarak grseler de
hakikat budur.
Bu byk hicap, slik-i ilallahn marifet admyla yrtmas gereken
ftrat hicabdr. Bu makama ulamadka iyyake nabudu demeye
hakk yoktur. Yani senden bakasn istemiyoruz, senden bakasn
hadis
1
Usul-i Kafi, c.2, s.352, Kitabul man vel Kufr, Bab-u Men ezel Mslimine ve
htekerehum, 8. hadis
2
ura/53.

18

aryor deiliz, senden bakasnn isteklisi olmayacaz, senden


gayrisine sena etmeyiz ve hibir ite senden bakasndan yardm
beklemeyiz demeye hakk yoktur. Aalk maddenin en alt
mertebesinden ayn- sabitenin en st gayb mertebesine kadar
mevcudat silsilesi ve kinat zerreleri olarak tmmz Hakk talep
eden ve Hakk arayanlarz
herkes her istenilende seni talep eder
Ve her sevilende senin akn tadar
...insanlar zerine yaratt Allahn ftrat.1
gklerde ve yerde olanlar Onu tesbih ederler. 2
Bu mahede slik kimseye nasip olduunda, mlk kuvvetlerden
gayb srlara kadar varlnn btn paralarn, kendisini ve varlk
silsilesinin tamamn Hakkn a ve talibi olarak grdnde, bu
akl ve muhabbeti izhar ettiinde, vusul iin Hakktan yardm talep
eder ve srat- mstakime hidayeti ister. Bu srat-i mstakim ise insann
rabbinin sratdr, rabbim elbette srat- mstakim zeredir.3 ve bu
srat, ayn- sabitin Allah makamna rcundan ve kusur veya taksir
saylan dier isimlerde deil, Onda fena olmaktan ibaret olan en
kmil enbiya ve sddklardan nimet verilenlerin sratdr.
Nitekim u sz Resul-i Ekreme mensuptur: Kardeim Musann
sa gz grmezdi; kardeim sann da sol gz. Benimse iki gzm
var.
Hz. Musada kesret vahdete galebe almt; Hz. sada da vahdet
kesrete stn gelmiti. Son peygamberde ise, vasat snr ve srat-
mstakim olan berzahiyyet-i kbra makam vard.
Buraya kadar surenin tefsiri, aleminin, ayanlar makam olduu
esasna dayalyd. Eer aleminden kast zti isimler veya sfat
isimler veya fiil isimler veya mcerret alemler ya da madd alemler
veya her ikisi ya da hepsi olursa, surenin tefsiri farkllar.
Nitekim eer bismillah... Ayet-i erifesindeki ismullah, da
meiyyet makamndan baka, dier zat isimler, rnein ayn- sabite,
ayn- mevcude veya gayb ve ehadet alemleri veya insan- kmil
olursa bu durumda da surenin tamamnn tefsiri farkllar.
1

Rum/30
Har/22
3
Hud/56
2

19

Ayn ekilde, eer Allah, zt veya zuhuri uluhiyyet olursa;


besmeledeki rahman ve rahim, ism veya Allah iin sfat
olursa sure-i erifenin tefsiri farkllar.
Hakeza besmeledeki ba harfi yardm dileme veya teebbste
bulunma, ya da zahir oldu fiiline ait olursa veya surenin kendisine
veya paralarndan her birine ait olursa yine farkllklar meydana gelir.
Ayn ekilde, kurr kimsenin (okuyucunun) kesret hicab veya vahdet galebesi veya mahvdan sonra sahv veya daha nce zikredilmi
bulunan dier makamlarda oluu sebebiyle de surenin farkl ekilde
tefsiri sz konusudur.
Bunlarn tamamn ve ilah kuatc kelam olan Kurann hakik
tefsirini ihata etmek, yazarn benzeri kimselerin gcnn dndadr,
Kuran yalnzca Kurann kendisine hitap ettii kimse
tanyabilir.1
Bu zikredilenler de ihtimal esasna dayal aklamalardr. Doru
yola hidayet eden sadece Allahtr.

20

Biharul Envar, c.46, s.349, Tarihul mam Muhammed Bakr, 20. Bab, 2. hadis

kinci Blm
Hamd Suresinin Tefsiri
(Adabus Salat Kitabndan)

Mbarek Hamd Suresinin Ksaca Bir Tefsiri le Allaha


Hamd Etme ve Kraat Adab Hakknda
Bil ki limler bismillahirrahmanirrahim cmlesindeki ba
harfinin ait olduu ey hakknda ihtilafa dmlerdir. Herkes ilim ve
irfan hususundaki merebi esasnca, onun iin bir mteallik (ilgili
olduu bir ey) zikretmitir. Nitekim edebiyat limleri iptida
(balang) maddesinden veya rnein istianet (yardm dilemek)
maddesinden trediini ifade etmi ve takdire almlardr. Baz
rivayetlerde yle yer almtr: bismillah, yani Allahtan yardm
dilerim.1 Bu yorum ehl-i snnetin zevkine daha uygundur. Nitekim
bu hususta da birok rivayetler de yaygndr. Birok hadislerin ihtilaf
da bu anlama yklenmitir. Dolaysyla da bu blmde bismillah
hakknda mam Rza (a.s) yle buyurmutur: Yani nefsimi Allahn
alametlerinden bir alametle iaretliyorum.2 veya istianet (yardm
dilemek) hakikati ehl-i snnetin derk ettii anlamdan daha ince bir
anlam ifade etmektedir ve bunda tevhidin srr, ok dakik bir ekilde
beyan edilmektedir.
Ehl-i marifetten bazs ise, bismillah zehere (zahir oldu, aa
kt) cmlesine mutaallk klm ve yle demitir: yani zeherel
vcud, bi ismillah (vcud Allahn adyla zahir oldu)3 bu yorum
marifet ehli ve slk ve irfan ashabnn gr hasebiyledir. Onlara
gre btn varlklar, kainattaki zerreler, gayb ve ahadet alemleri, ilahi
ve cami ismin, yani Allahn en byk isminin tecellisi ile zahir
olmulardr. O halde, ya niane ve alamet veya ycelik ve ykseklik
anlamnda olan ism kelimesi feyz-i mnbesit ve izafe-i irakiyye
(genileyen feyiz veya nursal bantlk) olarak adlandrlan Hakkn
genileyen fiil tecellisinden ibarettir. Zira bu gre gr btn varlk
alemi; soyut akllardan tut, vcudun son mertebelerine dek, tm bu
feyzin tecessmleri ve bu latifenin tahakkuklardr. lahi ayet-i
1

Meanil Ehbar, Bab- Mana Allah azze ve celle, 2. hadis. et- Tevhid, s.231, 31.
Bab, 5. hadis
2
et-Tevhid s. 229, 31. Blm, 1. hadis, Meanil ehbar, s. 3
3
Bismillahn anlam Hakkndaki bu yorumu Muhyiddin-i Arabi Futuhatul
Mekkiyye c. 2, s. 133te zikretmitir.

23

erifelerde ve Ehl-i Beytin (a.s) yce hadislerinde bu gr, birok


yerde teyit edilmitir. Nitekim kafide yer alan bir hadis-i erifte yle
buyurulmutur: Allah meiyyeti bizzat yaratt. Daha sonrada eyay
meiyyetle yaratt.1 bu hadisi erifi herkes kendi grnce
yorumlamtr. Hepsinden daha zahiri ise bu irfan grne mutabktr
ve o da udur ki, maksat, feyz-i mnbesitten (genileyen feyizden)
ibaret olan fiil meiyettir. Eyadan maksat ise bu latifenin
tecessmleri olan vcudun mertebeleridir. O halde hadisin anlam
yledir: Allah-u Teala kadim ve zat meiyyetin glgesi olan fiil
meiyyeti, bizzat vastasz olarak yaratmtr. Gayb ve ehadet
alemindeki dier varlklar ise, ona tabi olarak yaratmtr. Seyyid
Muhakkk Damad2 sahip olduu aratrma ve incelik makamna
ramen bu hadis-i erifi ok ilgin bir ekilde yorumlamtr.3 Nitekim
Merhum Feyzin4 (r.a) yorumu5 da dorudan uzaktr.
1

Usul-i Kafi, c. 1. s. 110, Kitabut Tevhid, Bab-ul radeti, inneha min Sifatil Fiil,
4. hadis; Biharul Envar c. 4, s. 145
2
Mir Muhammed Bakr b. emsuddin Muhammed, Mir Damat (H. K. 1631) diye
mehur olup, sfahanda dnyaya gelmi ve Necefte vefat etmitir. Mir Damad,
iann ender alimlerinden, byk filozoflarndan, akli ve nakli ilimlere sahip
olanlardan biriydi. Baz fkhi ve hadis ile ilgili sorunlar halletmede esiz bir dehaya
sahipti. bn-i Sina ve eyh rakn felsefesinin H. 17. asrda yaygn hale gelmesinde
ve rencisi Molla Sadrann Hikmet-i Mtealiyesi iin gerekli ortamn olumasnda
bu byk filozofun ok byk katklar vardr. Kebesat, Takdisat, Sedrul Munteha
ve Haiye Ala Men La Yehzuruhul Fakih kitaplar vardr. Mir Damat iirlerinde de
kendisini rak diye adlandrmtr.
3
Miratul Ukul, , c, 2, s. 19, ve el-Vafi, c. 1, s. 457
4
Muhammed Muhsin b. e-ah Murtaza (. H.K. 1680), Feyz-i Kaani diye
mehur olan H. 17. asrn muhaddis, fakih, arif ve filozofudur. eyh Behai, Mevla
Muhammed Salih, Seyyid Haim Behrani ve Molla Sadrann rencisidir. Molla
Sadrann, Feyz zerinde ok ak etkileri vardr. Allame Meclisi, Seyyid Nimetullah
Cezayiri, Kad Said Kummi ve olu, Feyz-i Kaaniden istifade etmilerdir. Yaklak
doksan eseri olduu sylenmitir. Bunlardan balcalar unlardr: Tefsir-i Safi, Vafi
fil-hadis, Meheccetul-Beyza fi Tehzibil-hya, afi, lmul-Yakin, el-Hekaik,
Kelimat-i Meknune, Usulul-Esliyye
5

El-Vafi, c. 1, s. 457, Ebvab-u Marifetis Sifatihi Sbhanehu ve Esmaihi, Bab-us


Sifatl Fiil, 4. hadisin beyannda

24

zetle ism kelimesi, fiil tecellinin bizzat kendisinden ibarettir ve


btn varlk alemi onunla tahakkuk etmitir. sm kelimesinin ayni ve
reel ilerde kullanm ise Allahn, Allah Resul'nn ve Ehl-i Beytinin
(a.s) dilinde ok yaygndr. Nitekim Ehl-i Beyt yle buyurmutur:
Esma-i hsna biziz.1 Dua-i erifelerde de bi ismikellezi tecelleyte
ala filann (falana tecelli ettiin isminle) ifadesi oktur.2
Her suredeki bismillahn, bizzat o sureye ait olmas da muhtemeldir.
rnein Hamd suresindeki bismillah, hamda aittir. Bu da irfani zevke
ve marifet ehlinin mesleine mutabktr. Zira hamd edenlerin hamdnn
ve senada bulunanlarn senasnn da, Allah isminin kayyumiyetiyle
olduuna iarettir. O halde btn sz ve amellerin bandaki tesmiye
(besmele) ki eri mstahaplardan biridir- insandan ortaya kan her
amel ve szn ilahi ismin kayyumiyetiyle gerekletiini hatrlamak
iindir. Zira vcudun btn zerreleri, Allah isminin tecessmdr ve
baka bir ifadeyle onlar bizzat Allahn isimleridir. Bu ihtimal zere
kesret grnde bismillahn anlam her sure, sz ve fiilde farkldr.
Fakihler yle demilerdir: her sure iin bismillah nceden tayin
edilmelidir. Eer bir sure iin bismillah sylenir de baka bir sure
okunursa doru deildir.3 Bu fkhi meslek asndan da makbuldr ve
kesretlerin en byk ismullahtaki fenas grnce ise btn
bismillahlarn bir tek anlam vardr.
Bu iki gr, vcudun mertebelerinde, gayb ve uhudun
menzillerinde de sz konusudur. Kesret baknda ve taayynlerin
ruyetinde, varlklar kesret halindedir; vcud mertebeleri ve alemdeki
taayynler; rahmaniye, rahimiyye, kahriyye ve ltfiyyenin farkl
isimleridir. Kesretin izmihlali ve vcud nurlarn, feyz-i mukaddesin
ezeli nurunda yok oluunda da, feyz-i mukaddesten ve ilahi cami
isimden baka bir etki ve haber sz konusu deildir. Bu iki gr ilahi
isimler ve sfatlarda da sz konusudur. Birinci baka gre Hz.
Vahidiyyet, isim ve sfatlarn kesret makamdr ve btn kesretler o
1

Usul-i Kafi, c. 1, s. 143, Kitabud Tevhid, Babun Nevadir, 4. hadis


Semat adl dua-i erifte, Misbahul Mteheccid s. 376
3
el- Urvetul Vuska, c. 1, s. 459, Kitabus-Salat, 24. fasl fil Krae 11. mesele.
Mstemsikul Urvetil Vuska, c. 6, s. 183
2

25

hazrettendir. kinci baka gre ise Allahn en byk isminden baka


bir isim ve resim yoktur. Bu iki bak, hikmete dayal ve fikir
admyladr. Eer bak arifane olursa, kalp kaplarnn fethi ve kalbi
riyazet ve slk admyla, Hak Teala, fiil, ism ve zat tecellilerle,
bazen kesret sfat, bazen de vahdet sfatyla ashabnn kalbine tecelli
eder. Kuran- erifte de bu tecellilere iaret edilmitir. Bazen aka
iaret edilmitir. rnein Allah-u Teala yle buyurmutur: Rabbi
daa tecelli edince onu yerle bir etti ve Musa da baygn dt.1
Bazen de iaretle belirtilmitir. Tpk brahimin ve Resulullahn,
Enam2 ve Necm3 surelerinin ayet-i erifelerinde zikredilen
mahedeleri gibi. Masumlarn (a.s) dua ve rivayetlerinde de buna
birok iaretler yaplmtr. zellikle de inkarclarn, senet ve metnini
inkar edemeyecei, zel ve genel, arif ve sradan herkesin kabul ettii,
deerli Semat duasnda zikredilmitir. O deerli duada birok yce
anlam ve retiler mevcuttur. Onun bir paras bile, arifin kalbini
kendinden geirmekte ve o ilahi nefhann nesimi, slikin ruhuna
esmektedir. Nitekim yle buyurulmutur: Daa tecelli ettiin, da
yerle bir ettiin ve Musay kendinden geirdiin vehinin nuruna
yemin olsun ve Sina danda grlen, kendisiyle kulun ve resuln
Musa bin mranla konutuun azametine yemin olsun ve Sairde ki
douuna, grlne ve Faran dandaki zuhuruna yemin olsun4
zetle Allaha doru seyreden bir kimse, tesmiye vaktinde kalbine
btn zahir ve batn varlklarn, gayb ve ahadet alemlerinin,
esmaullahn terbiyesi altnda olduunu, hatta Allahn isimlerinin
zuhuruyla zahir olduunu, btn hareket ve durularnn ve btn
alemin, Allahn en byk isminin kayyumiyetiyle olduunu
anlatmaldr. Dolaysyla Allah vmesi; ibadeti, itaati, tevhidi ve
ihlas ismullahn kayyumiyetiyledir. Bu makam ve ilahi latife, onun
kalbine yerleip salamlanca, ibadetin hedefi olan iddetli bir
tezekkrden sonra, marifetlerden olan baka bir yol arifin kalbine
1
2
3

26

Araf /143
Enam/ 75-79
Necm/ 5-8
4
Semat duasndan, Misbahul Muteheccid, s. 376

alr, vahdet alemine cezbolur -nitekim Allah-u Teala ns halvetinde


ve kutsal mahfilde kelimi olan Musa bin mrana yle buyurmutur:
phesiz ben Allahm, benden baka ilah yoktur; bana kulluk et;
beni anmak iin namaz kl.1 Burada Allah, namaz klmann
hedefini, kendini zikretmek olarak taktir etmitir- sonunda hal lisan ve
kalbi, Onun vgs Onun kendisinedir, ve sen kendini vdn
gibisin2 ve senden sana snrm 3 hakikatine eriir.
Bu bismillahn ba harfinin ait olduu eyin srrnn zeti ve ondan
elde edilen marifetlerin bir blmdr. Ama ba harfinin srlar;
batnda alevi velayet makam olan ve Kuran cemul cem (toplularn
toplusu) makam saylan ba harfinin altndaki noktann gizemlerini
beyan etmek ise, daha kapsaml bir aratrmay gerektirmektedir.
Ama ismin hakikatine gelince, onun iin gayb, gaybul gayb, srr,
srrus srr, zuhur ve zuhuruz zuhur makam vardr. sim, Hakkn
alameti ve Zat- Mukaddeste fani olduu hasebiyle de, vahdet ufkuna
daha yakn olan ve kesret alemine daha uzak olan her isim, ismiyet
makamnda daha kamildir. Ve isimlerin en kamili ise kesretten, hatta
ilm kesretten bile mnezzeh olan isimdir ve o da zat makamnda,
feyz-i akdes makamyla, gayb ahadi ve ahmedi tecelliden ibarettir.
Veya daha da yaknlat4 deerli ayet-i erifesi de buna iaret
etmektedir.
Bundan sonra da Hz. Vahidiyyette Allahn en byk isminin
tecellisi vardr. Ondan sonra da feyz-i mukaddes ile tecelli sz
konusudur. Ondan sonra da varlklar aleminde kesret sfatyla tecelliler

Ta-Ha/14
Peygamberin (s.a.a) secdede ettii bir duadr, Furu-i Kafi, c. 3, s. 324,
Misbahu eriat, 5. bab ve Avalil Leali, c. 1, s. 389, 21. hadis
3
Peygamber-i Ekremden secdede nakledilen bir duadr. Furu-i Kafi, c. 3, s. 324,
Misbahul Mteheccid, s. 308
4
Necm/9
2

27

sz konusudur. Yazar Misbahl Hidaye 1 ve erh-i Dua-i Seher2


kitaplarnda bunu detaylca izah etmitir. Allah, eer isimden
maksat vcud tecessmler ise, feyz-i mukaddes ile zuhurdur. Allah
kelimesinin; zahir ve mazharn ittihad ve ismin msemmada fenas
cihetiyle onun hakknda kullanlnn ise sakncas yoktur, belki de
Allah gklerin ve yerin nurudur3 ve gkte ilah ve yerde ilah
sadece Odur4 ayeti de bu makama iaret etmektedir ve bu tlakn
ahidi konumundadr. Eer isimden maksat feyz-i mukaddes ile tecelli
makam ise, o zaman da vahidiyet ve cem (toplu) esma makamdr. Ve
baka bir tabirle ism-i azam makamdr. Bu da dier ihtimallerden
daha zahirdir. Eer isimden maksat ism-i azam ise, bu durumda da zat
veya feyz-i akdes makamdr. Dolaysyla rahman ve rahim makamlar
da bu ihtimal hasebiyle aka anlald zere farkllk arz
etmektedir.
Rahman ve rahim, isim iin veya Allah iin bir sfat da olabilir.
Daha uygun olan ise isim iin sfat olmasdr. Zira onlar Allahn
sfatlarn vg makamndadr ve bu esas zere tekrar ihtimalinden de
korunmu olmaktadr. Geri eer Allahn sfat olursa, bunun da bir
yorumu vardr ve bu tekrarda da bir belagat nktesi mevcuttur. Eer
ismin sfat sayacak olursak, isimden maksadn ayn isimler olduunu
1

Misbahul Hidaye mam Humeyni (kuddise srruhu erif) tarandan hilafet ve


velayet ile ilgili marifetlerin ve hakikatlerin beyan hususunda yazlm bir kitaptr.
Bu deerli kitabn nsznde yle yazlmtr: Ben bu kitapta, Allahn izniyle
bata ve sonda sana hidayet velisinin kefolmasn istedim. Muhammedi hilafetin
hakikatlerinin ve alevi velayetin hakikatlerinin ve gayb ve ehadet alemlerine sirayet
niteliinin srlarnn aa kmasn istedimDolaysyla bu kitab Misbahul
Hidaye ilel Hilafeti ve'l Velaye olarak adlandrmak daha uygundu. Allahtan baar
dilerim. phesiz Allah en iyi yardmc ve dosttur. Dnya ve ahiretten Onun
velilerinden de yardm dilerim Bu kitabn yazm 1930 ylnda sona ermitir.
2
erh-i Dua-i Seher mam Humeyninin (r. a) Arapa yazd bir kitaptr. Bu kitab
yazmaktan maksad yazarnda nsznde belirttii gibi mbahale duas diye mehur
olan mbarek bir duann boyutlarn anlatmaktr. (Seher annda okunan bu dua, Tahir
mamlardan (a. s) nakledilmitir. Bu deerli kitabn yazl 1930 ylnda sona
ermitir.
3
Nur/35
4
Zuhruf/84

28

teyit etmektedir. Zira rahmaniye ve rahimiyye sfatlaryla deil sadece


ayn isimlerle nitelendirilir. O halde eer isimden maksat zat bir isim
ve cem makamla tecelli olursa, rahmaniyet ve rahimiyet zat
sfatlardan olur ki, Hz. smullah iin vahidiyet makamyla tecellide
sabittir. Rahmaniyye ve fiil rahimiyye rahmeti ise, onlarn
mazharlarndandr. Ama eer isimden maksat meiyet makam olan
fiil ve cemi tecelli olursa, o zaman da rahmaniyet ve rahimiyet fiil
sfatlardan olur. Dolaysyla rahmaniye rahmeti, vcudun aslnn
genilemesidir ve bu da btn varlklar iin geneldir. Ama Hakkn
zel sfatlarndandr. Zira vcudun aslnn genilemesinde, Hak Teala
iin bir ortak sz konusu deildir. Dier varlklar ise icad rahmetten
acizdirler. Vcudda Allahtan baka bir etki sahibi yoktur ve tahakkuk
diyarnda ise Allahtan baka bir ilah mevcut deildir. Ama yol
hidayetilerinin hidayetinin damlalarndan kaynakland rahimiyye
rahmeti ise, saadete ermilere ve yce ftratlara mahsustur. Lakin dier
varlklarn da kendisinden nasiplendii genel bir sfattr. Daha nce de
iaret edildii gibi rahimiyye rahmeti de genel rahmetlerdendir.
Mutsuzluk sahibi kimselerin bu rahmetten nasipsizlii, onlarn
noksanl sebebiyledir; rahmetin snrll sebebiyle deil. Bundan
dolay hidayet ve davet btn beer ailesi iin geerlidir. Nitekim bunu
Kuran apak bir ekilde beyan etmektedir. Ayrca bir gre gre de
rahimiye rahmeti, Hak Tealaya mahsustur; dierlerinin bunda bir
ortakl yoktur. Rivayet-i erifeler hususunda da nazar ve itibarlar
farkll hasebiyle rahimiyye rahmetinin beyannda farkllk ba
gstermitir. Bazen yle buyurulmutur: phesiz rahman genel bir
sfat iin zel bir isimdir. Rahim ise, zel bir sfat iin genel bir
isimdir.1
Hakeza yle buyurulmutur: rahman btn yaratklar
kapsamaktadr, rahim ise sadece mminlere hastr. 2

Mecmeul Beyan, c. 1, s. 21, mam- Sadktan naklen (az bir fakllkla)


Rahman btn alem iin rahim ise mminlere hastr Meanil Ahbar, s. 3;
Biharul Envar, c. 89, s. 229
2

29

Daha sonra yle buyurulmutur: ey dnya rahman ve ahiret


rahimi!1 hakeza yle buyurulmutur: ey dnya ve ahiret rahman
ve her ikisinin rahimi!
rfani nceleme
Edebiyat alimlerinin belirttii zere rahman ve rahim
rahmet kknden tremitir ve mbalaa iindir. Ama rahmanda,
rahime oranla daha fazla bir mbalaa sz konusudur. Kyas da;
rahimin, rahmandan nce zikredilmesini iktiza etmektedir. Ama
rahman ahsi bir isim olduundan ve dier varlklar hakknda
kullanlmadndan dolay, rahimden ne geirilmitir. Bazs ise her
ikisinin de bir anlama geldiini ifade etmi, tekrarnn sadece tekit iin
olduunu sylemilerdir. Kurann da en yce mertebesiyle indii
irfani zevk ise, rahmann rahimden nce zikredilmesini iktiza
etmektedir. Zira Kuran- erif kalp ashab nezdinde, ilahi tecellilerin
nazil olan ve rububiyye esma-i hsnasnn yazl suretidir. Rahman
ismi, ism-i azamdan sonra, Allahn en kapsayc ismi olduundan,
marifet ashab nezdinde de kuatc isimlerle tecellinin, kuatlan
isimlerle tecelliden ve daha ok kuatc isimlerle tecellinin hepsinden
ncelii hasebiyle, evvela Hz. Vahidiyette tecelli, Allahn en byk
ismiyle tecellidir. Ondan sonra da rahmaniyet makamyla tecellidir ve
rahimiyet ile tecelli ise rahmaniyet ile tecelliden daha sonradr. Zuhur
ve fiil tecellide de, bu uhutta ism-i azam ve zat ism-i azamn
zuhur yeri olan meiyet makamyla tecelli de btn tecellilerden
nceliklidir. Gayb ve ehadet alemindeki tm varlklar ihata eden
rahmaniyet makamyla tecelli de, u ayette buna iaret etmektedir:
rahmetim her eyi kuatmtr 2- dier tecellilerden nceliklidir ve
baz adan da u ifade buna iaret etmektedir: Allahn rahmeti
gazabn gemitir.3
1

Ey dnya rahman ve ahiret rahimi ve dnya ile ahiret rahimi Usul-i Kafi, c.
4, s. 340, Kitabud Dua, Bab-ud Dua-i lil Kerb, 6. hadis; Sahife-i Seccadiye, 54. dua
2
Araf/156
3
lmul Yakin, c. 1, s. 57

30

zetle batn ve ruh hasebiyle bismillah, fiil tecellilerin suretidir.


Sr ve srrus sr hasebiyle de esma-i tecellilerin ve hatta zat
tecellilerin suretidir. Zikredilen tecelliler ise evvela Allah makamyla,
daha sonra rahman makamyla ve daha sonra da rahim makamyla
tecellidir. Szsel ve yazl suretler de byle olmaldr ki ilahi ve
rabbani sistem ile mutabk olsun. Ama mbarek hamd suresindeki
rahman ve rahim, rabbul aleminden daha sonradr. Bunun sebebi ise
belki de bismillahda vcudun gayb gizliliklerinden zuhuruna ve
sure-i erifede ise dn ve batnlara baktr. Elbette bu ihtimalde, bir
problem de sz konusudur. Belki de rahmaniye ve rahimiye rahmetinin
ihata ediciliine iaret iindir. Belki de ayr bir nktesi vardr. Her
haliyle bismillahta zikredilen bu nkte onaya layk bir nktedir.
Belki de bu deersizin kalbinde rahimiyye rahmetinin
bereketlerindendir. hsan buyurduklarna karlk hamd sadece Allaha
mahsustur.
Aratrma ve Sonu
Zahir alimlerinin belirttii zere ise rahman ve rahim kelimeleri,
rahmetten tremitir ve her iki kelimede de yumuaklk ve merhamet
gizlidir. bn-i Abbastan yle rivayet edilmitir: rahman ve rahim,
iki latif (ince anlam ieren) kelimelerdir. Onlardan biri dierinden
daha latiftir. Rahman yani ltfeden, rahim ise kullarna rzk ve nimet
vererek merhamet eden kimsedir.1
Merhamet ve incelie bir tepki gerektii iin de bu iki kelimenin
zat- mukaddes hakknda kullanlabilmesi iin bir takm tevil ve
yorumlara gidilmi ve mecaz olduu sylenmitir.
Bazlar ise bu tr sfatlarn geneli hakknda nclleri brak,
hedefe koyul yoluna gitmiler ve bu tr sfatlarn Allah hakknda
kullanlmasnn fiiller ve etkiler mnasebetiyle olduunu, ncller ve
sfatlar mlahazasyla olmadn sylemilerdir. O halde rahim ve
rahmann Allah hususundaki anlam, kullaryla merhamet zere
1

Ed-Durrul Mensur, fit Tefsir, bil Mesur, Celaluddin Suyuti, c. 1, s. 9, Esma


ve Sfatta, Beyhakiden naklen.

31

muamelede bulunan kimse demektir. Mutezile, Allahn btn


sfatlarn bu ekilde veya buna yakn bir trde kabul etmitir. O halde
bu sfatlarn Allah hakknda kullanl da mecazdr. Ama bizce mecaz
olular uzak bir ihtimaldir. zellikle de rahman hususunda uzak bir
ihtimaldir. Aksi taktirde ilgin bir ii gerektirir ve o da udur ki; bu
kelimenin, caiz olmad bir anlam iin kullanlmasnn taktir
edilmesini gerektirir. Dolaysyla, gerekte bu mecaz, hakikati
olmayan bir mecazdr. Biraz dn! Aratrmaclar ise bu tr soruya
yle cevap vermilerdir: kelimeler; genel anlamlar, mutlak hakikatler
iin ortaya konmutur. O halde merhamet ve yumuaklk kayd, rahmet
kelimesinin asl anlamnn iinde deildir. Bu kayt halk zihinlerinde
uydurulmu, karlmtr. Yoksa konunun asl anlamnda bir etkisi
yoktur. Bu konu da zahir asndan aratrmadan uzaktr. Zira bilindii
gibi kelimeleri karan kimse, sradan insanlardan olup soyut anlamlar
ve mutlak hakikatleri bu kelimeleri yaarken gz nnde
bulundurmamtr. Evet, eer kelimeleri vaaz eden kimse, Hak Teala
veya ilahi ilham ve vahiy vastasyla peygamber olsayd, bu konu iin
bir yorum yaplabilirdi. Ama bu da sabit deildir. zetle bu kelimenin
zahiri problemlidir. Ama aratrmaclarn maksadnn da bu zahir
olduu malum deildir. Aksine bu konuyu beyan ederken yle demek
de mmkndr: lgatleri vazeden kimse her ne kadar mutlak ve soyut
anlamlar gz nnde bulundurmamsa da, ama elfazn karsnda
vazedildii eyler soyut ve mutlak anlamlar olmutur. rnein nur
lafzn vazetmek istediinde, her ne kadar bu, ilineksel ve hissi nurlar
olsa da, vazeden kimsenin gz nnde bulundurduu nurlar bu
nurlarn maverasn anlamad vastasyla- nur lafznn nuriyet boyutu
olmutur; nur ve zulmetin karm boyutu deil. Eer vazeden
kimseye yle sorulacak olursa: bu snrl ve ilineksel nurlar, salt
nurlar deildir. Zulmet ile kark nurlardr. Nur lafz, nuriyet
boyutunun ifadesi midir, yoksa nuriyet ve zulmaniyetin ifadesi midir?
Zaruret gerei yle cevap verir: onun nuriyet boyutunu ifade
etmektedir ve zulmet boyutu asla onun anlamnda yer almamtr.
Hepimizin de bildii gibi ate lafzn vazeden kimse de, vazetme

32

esnasnda sadece dnyevi ateleri gznnde bulundurmu, bu


hakikate intikal sebebi dnyevi ateler olmu, ahiretten ve Allahn
yreklere kecek olan tututurulmu ateinden gaflet etmitir.
zellikle de vazeden kimse, baka bir aleme inanmyorsa buna
ramen bu intikal vesilesi, hakikatte kayt ve snrllk sebebi olamaz.
O halde ate, atelilik boyutu karlnda vaki olmutur. Dolaysyla
da vazeden kimsenin anlamlar soyutladn sylemiyoruz. Aksi
taktirde ok uzak bir ihtimal ortaya kar. Biz yle diyoruz:
kelimeler snrsz ve kaytsz anlamlar karlnda yer almtr. O
halde hibir uzak ihtimal sz konusu deildir. Anlamlar garipliklerden
ve yabanclklardan uzak kaldka hakikate daha yakn olur ve
mecaziyet phesinden daha uzak der. rnein bizzat zahir ve
bakas iin zahir klc anlamna gelen nur kelimesi, bu dnyevi ve
ilineksel nurlar hakknda kullanlsa da, hakikatten uzak deildir. Zira
onlar hakkndaki kullanlnda da, snrllk ve zulmetle karklk
boyutu gznnde bulundurulmamaktadr. Gznnde bulundurulan
ey zat zuhur ve mazhariyettir; ama zuhurlar daha kamil, zatiyet
ufkuna daha yakn, mazharlar ise nicelik ve nitelik asndan daha
fazla olan ve noksanl daha az olan melekuti nurlar hakkndaki
kullanm hakikate daha yakndr. Ceberutiye nurlar hakknda
kullanm da ayn beyanla hakikate daha yakndr. Nurul Envar,
zulmetin btn boyutlarndan halis, srf ve salt nur olan yce ve celil
Allahn zat- mukaddesi hakkndaki kullanm, salt ve halis bir
hakikattir. Hatta denilebilir ki eer nur kelimesi bizzat zahir ve
gayrisini zahir klc anlam iin vazedilmise, bunun Hak Teala
dndaki kullanm czi akllar asndan hakikattir. Ama teyit edilmi
akllar ve marifet ashab asndan mecazdr. Sadece Hak Teala
hakknda kullanm hakikattir. Ayn ekilde kemal anlamlar, yani
vcud ve kemal cinsinden olan anlamlar karsnda vazedilen
kelimelerde de ayn ekiller geerlidir.
O halde rahman, rahim, atuf, rauf ve benzerlerinde bir kemal ve
tamam ciheti ve bir de noksanlk ve infial (tepki) ciheti vardr. Bu
lafzlar sz konusu hakikatin asl olan kemaliye ciheti esasnca

33

vazedilmitir. Ama hakikatin garipliklerinden, yabanclklarndan ve


alemin gereklerinden olan ve de bu hakikatlerin imkan alemlerinde ve
dk dnyevi alemlere nzulnden sonra kendileriyle birliktelik
iinde bulunan infiali (tepkisel) cihetlerin -nk zulmet nur ile dk
alemde birbirine karm durumdadr- bu lafzlarn gerek anlamnda
bir etkisi yoktur. Dolaysyla salt kemal cihetine sahip olan, infial ve
noksanlk cihetinden mnezzeh olan bir varlk anlamnda kullanm,
salt hakikattir ve hakikatin ta kendisidir. Bu aklama marifet ehlinin
zevkine yakn olmakla birlikte, zahir ehlinin bulgularyla da uyum
iindedir.
O halde akla kavutuu zere baz alemlere nzulnden sonra
baka bir eyle karp birliktelik arzeden bu tr kemal sfatlarnn
mutlak tr azameti yce olan Hakkn mukaddes zat bundan
mnezzehtir- Hak Teala hakknda kullanlnca mecaz deildir.
Hidayete erdiren phesiz Allahtr.

***
Elhamdulillah yani btn vgler uluhiyetin mukaddesatna
aittir. Ey aziz! Bil ki bu mbarek kelimenin altnda has, hatta haslarn
hass, tevhidin srr yatmaktadr. Btn hamd edenlerin vgsnn
Hak Tealaya mahsus oluu, burhan hasebiyle de hikmet ashabnn ve
yce felsefe nderlerinin yannda aikardr. Zira burhanla akla
kavutuu gibi btn varlk alemi, Hz. Hakkn geni feyzi ve
genileyen glgesidir. Btn zahir ve batn nimetler, hangi nimet
sahibinden olursa olsun, zahir ve halkn gr hasebiyle yce ve celil
olan Hak Tealaya mahsustur. Hibir varln bunda bir ortakl sz
konusu deildir. Hatta saysal ortaklk dahi sradan felsefe ehli
nezdinde sylenen bir ifadedir, yce felsefe ehli nezdinde deil! O
halde hamd, nimetler ve ihsanlar karsnda olduundan ve varlk
aleminde de Hakktan baka bir nimet verici bulunmadndan, btn
hamd ve vgler Ona mahsustur. Hakeza Ondan ve Onun

34

cemalinden baka bir cemal ve celil de yoktur ve dolaysyla da btn


vgler Ona irca etmektedir.
Baka bir tabirle her ven kimsenin vgs nimet ve kemal ciheti
karsndadr. Onu eksikletiren ve snrlayan nimet ve kemalin
mahallinin ise, sena ve vgde hibir etkisi yoktur ve hatta ona
aykrdr. Dolaysyla btn vg ve hamdler kemal ve cemal olan
rububiyet payna dnmektedir; noksanlk ve snrlamadan ibaret olan
yaratk payna deil.
Baka bir tabirle btn yaratklarn zerinde yaratld ilahi
ftratlardan biri de nimet veren kimseyi vmek, kretmek ve tam bir
ekilde hamd etmektir. lahi ftratlardan biri de noksanlk, naks ve
naks klan eyden nefrettir. Her trl katklk ve noksanlktan halis
olan mutlak nimet ve her noksanlktan mnezzeh tam kemal ve cemal,
Hakka mahsus olduu ve dier varlklar da mutlak nimetleri ve
mutlak cemali noksan kld ve snrlad, artrmad ve teyit
etmedii hasebiyle de, btn insanlarn ftrat Allahn mukaddes zatn
vmektedir ve dier varlklardan nefret etmektedir. Sadece kemal
memleketlerinde ve ak ehirlerinde seyretme hasebiyle, zlcelalin
zatnda fani olan varlklara ak ve muhabbet ve vg ise, Hakka ak
olmann ve Hakk vmenin bizzat kendisidir. Allahn haslarnn
sevgisi Allah sevgisidir.1 Buraya kadar zikredilenler de kesret
hicaplarnda olan orta halli kimselerin makam hasebiyledir. Bunlar
gizli ve en gizli irkin btn mertebelerinden mnezzeh olmam ve
hulus ve ihlas mertebelerinin kemaline erimemi kimselerdir. Ama
baz zel haletlerde fani olan kalp ashabnn irfan hasebiyle, btn
nimetler, btn kemal, celal ve cemaller zat tecellinin suretidir ve
btn vgler Hak Tealann mukaddesatna aittir. Hatta vg de
Ondan ve Onun kendisine yaplan vgdr.2 Nitekim bismillahn
elhamdulillaha aidiyeti de bu anlama iaret etmektedir. Bil ki Allaha
1

Kayna bulunmamtr.
Allahn adyla, bilmek gerekir ki elif-lamdaki iki ihtimal zere btn
vglerin zgnl veya hamdn cinsi her ne kadar nedensellik dakik bir anlam
tasa da, felsefi nedensellikle eliki halindedir. Kuran dili ve evliyann (a. s) irfan
olmakszn yorumlanamaz.
2

35

seyr-u slk eden ve Allah yolunda cihad eden bir kimse, marifetlerin
bu ilm snryla yetinmemeli, mrn hicaplar, hatta en byk
hicaplar olan istidlaller yolunda harcamamaldr. nk bu aamay
tahtadan ayakla1, hatta Sleymann kuu2 ile kat etmek bile mmkn
deildir. Bu vadi kutsal varlklar vadisidir. Bu merhale takva
sahiplerinin merhalesidir. Makam, eref, kadn ve ocuk sevgisinin
ayakkablar karlmadan, itimat asas atlmadan ve bakasna
tevecch kenara itilmeden, halis kimselerin makam ve kutsallarn
menzili olan bu mukaddes vadiye ayak basmak mmkn deildir. Eer
slk eden kimse bu vadideki ihlas gereklerine ular, kesret ve hayal
iinde hayal olan dnyaya srt evirirse, enaniyetinden geriye bir
eyler kalm olsa bile, gayb aleminden kendisine yardm edilir. lahi
tecellilerle enaniyet da yok olur. Kendisi iin sak ve fena hali
meydana gelir. Bu makamlar dnya ve lezzetleri dnda bir eyden
haberdar olmayan ve eytani gururdan baka bir ey tanmayan kat
kalplere ok uyumsuz gelir ve bunlar birer vehim olarak deerlendirir.
Oysa tabiat ve dnya hakkndaki sahip olduumuz fena ki bu
alemden her adan daha zahir olan btn gayp alemlerinden ve hatta
zuhurun zatna zgn olduu Allahn mukaddes zatndan ve zat
sfatlarndan gaflet etmi bulunmaktayz ve o alemler ile yce ve celil
olan Hakkn mukaddes zatn isbat etmek iin brhan ve istidlallere
sarlmaktayz- irfan ve slk ehlinin iddia ettii fenadan aama olarak
ok daha garip ve ilgintir.
bu hikayeler hayret iinde hayrettir...
Allah haslar, daha has olanlarn ahvalini grnce kendilerinden
geerler.3
Eer metindeki ehes kelimesi sad ile olursa bunun hayret
edilecek bir yeri yoktur. Zira naks varln kamildeki fenas, doal ve
ilahi snnetle uyumlu bir itir. O halde hayret ehas kelimesinin sin
1

Mevlanann u beytine iarettir: stidlalcilerin aya u tahtadandr, tahtadan


ayak ise ok dayankszdr.
2
Hafzn u beytine iarettir: Ben Anka kuunun konana tek bama varmadm/
Bu aamay Sleymann kuu ile katettim.
3
Mevlana

36

harfiyle okunduu yerdedir. Nitekim u anda da btn bizim gibiler


iin bu fena ve kendinden geme tahakkuk etmi bulunmaktadr. yle
ki kulak ve gzlerimiz tabiata gmlm ve gayb aleminin
olaylarndan tmyle habersiz bulunmaktayz.
Rivayet ve nceleme
Bil ki zahir ve edeb alimlerinin dediine gre hamd dil ile iradi
olan bir gzellii vmektir. Onlar (zahir ve edebiyat alimleri) bu etten
dil dnda, btn dillerden gafil olduklar iin, Hak Tealay tesbih ve
hamdetmenin, hatta zat- mukaddesin mutlak szlerinin bir tr mecaz
olduunu sylemektedirler. Hakeza varlklarn tesbih ve hamdn da
mecazi olarak deerlendirmektedirler. Dolaysyla da Hak Teala da
tekellmn (konumann), kelam icad etmekten ve dier varlklar
hususunda ise tesbih ve hamdetmeyi zat ve tekvin bir iten ibaret
olduunu sylemektedirler. Bunlar, konuma hakikatini kendi trlerine
has klmakta, yce ve celil Hak Tealann mukaddes zatn ve dier
varlklar konumayan, hatta neuzu billah dilsiz saymaktadrlar.
Bunun, mukaddes zat tenzih etmek olduunu sanmaktadrlar. Oysa bu
bir snrlama ve hatta akl iptal etmektir ve Hak Teala bu tenzihten
mnezzehtir. Nitekim ehl-i snnetin tenzihlerinin ou birer snrlama
ve tebihtir. Biz daha nce de lafzlarn mutlak ve genel anlamlar iin
vazedilme niteliini beyan etmitik. imdi de yle diyoruz: biz bu
ilahi gereklerde lgavi doruluun veya hakikatin lazm geldii
endiesini tamyoruz. Aksine bu konulardaki l, kullanmann ve
akli hakikatlerin shhatidir. Geri nceki aklama hasebiyle, lgavi
hakikatler de isbat edilmiti. Dolaysyla diyoruz ki lisan, tekellm,
kelam, kitabet, kitap, hamd ve methetmenin vcud neetler hasebiyle
birtakm merhaleleri vardr ve bunlardan her biri de neetlerden bir
neet veya vcud mertebelerinden bir mertebeyle uyum iindedir.
nk hamdetmek her hususta bir gzellie ve methetmek de bir
cemal ve kemale vaki olmaktadr. Yce ve celil olan Hak Teala gayb
hviyette, zat ilmi hasebiyle cemil cemalini, ilim ve uhud
mertebelerinin en kemali ile mahade ettii iin sevinmenin en

37

iddetli mertebesi ile, cemil zatna sevinmitir. Dolaysyla da zat iin,


Hz. Zatta tecelliler mertebesinin en ycesi olan ezeli tecelli ile tecelli
etmitir ve bu da, gayb hazretinde zat lisan ile vaki olan zat bir
grlt kopartr. Bu kelami tecelliyi mahede ise zatn duyuudur ve
bu zatn Hakkn zatn vmesi de, Hakk vmektir ve dier varlklar
bunu idrak etmekten acizdir. Nitekim son peygamber, Allaha en yakn
ve varlklarn en ereflisi olmasna ramen acziyet itirafnda bulunarak
yle demitir: Seni vmek mmkn deildir. Sen kendi vdn
gibisin.1 bilindii gibi hamd ve senay saymak, cemal ve kemali
tanmann bir parasdr. Mutlak cemal hakknda tam bir bilgi elde
etmek ise mmkn deildir. Dolaysyla da hakiki bir hamd vaki
olamaz ve marifet ashabnn marifetinin nihayeti ise acziyet irfandr.
Marifet ehli, Hak Tealann be dille kendini vdn
sylemektedir. O diller mutlak zat dili, gaybi ehadiyet dili, cem
vahidiyet dili, tafsili esma dili ve ayan (zdekler) dili ve bunlar;
vcud kesret dili olan ayan (zdeksel) mertebelerinin sonuna dek,
evveli meiyet dili olan, zuhur dilinden ayrdr.
Bil ki btn varlklar iin bir takm nasipler, hatta salt hayat olan
gayp aleminden bir takm nasipler vardr ve hayat btn vcud
aleminde caridir. Bu konu yce felsefe erbab nezdinde burhanla
ispatlanm, kalp ve marifet ashab nezdinde ise mahade ve
grmekle sabittir. lahi ayet-i erifeler ve vahiy velilerinin (a.s)
rivayetleri de buna tam bir ekilde delalet etmektedir. Genel felsefe
ehlinden rtl kalanlar ve varlklarn konumasn derkedemeyen
zahir ehli, bunu tevil etmeye almlardr. lgin olan da udur ki,
zahir ehli, felsefe ehlininin Allahn kitabn kendi akllar hasebiyle
tevil ettiklerini ifade etmektedirler. Kendileri varlklarn konumasn
derketmedikleri iin btn ak ayetleri ve sahih hadisleri tevil
etmektedirler. Oysa bu konuda hibir delile de sahip deillerdir.
Dolaysyla da hibir burhanlar olmad halde sadece uzak ihtimal
grdkleri sebebiyle, Kuran tevil etmektedirler. zetle vcud alemi,
hayatn asl, ilim ve uurun hakikatidir. Varlklarn tesbihi de iradi,
1

38

Misbahu eria, 5. bab; Evalil Leali, c. 1, s. 389

bilinli ve szl bir tespihtir; rtl kimselerin syledikleri gibi zat ve


tekvini deil. Btn varlklar vcuttan aldklar nasip hasebiyle
azameti yce Allahn makam hakknda bir bilgiye sahiptirler. Tabiatla
megul olma ve kesrete gmlme hususunda, hibir varlk insan gibi
deildir. Bu adan da insan btn varlklardan daha rtldr.
Beeriyet rtsnden dar kan kesret ve gaybiyet rtsn yrtan
insanlar ise, rtsz olarak cemil cemali mahede etmektedirler.
Dolaysyla bu kimselerin hamd ve vgs, btn hamd ve vglerden
daha kapsamldr ve de Hakk btn ilahi boyutlaryla, btn isim ve
sfatlarla vmekte ve ibadet etmektedir.
Sonu
Bil ki elhamdulillah kelime-i erifesi beyan edildii hasebiyle
kapsaml kelimelerdendir. Eer bir kimse onun incelikleriyle ve
hakikatleriyle Hakk vecek olursa, beerin gcnn dahilinde olduu
kadaryla Allaha hamdetmitir. Bu yzden rivayet-i erifelerde de bu
anlama iaret edilmitir. Nitekim bir rivayette yer aldna gre mam
Bakr (a.s) bir gn evden ktnda bineini bulamad zaman yle
buyurmutur: Eer merkep bulunursa hakkyla Allah-u Teala'ya
hamdedeceim. Merkep bulunduu zaman mam Bakr (a.s) merkebe
bindi, elbisesini dzeltti ve yle buyurdu: Elhamdulillah.1
Resulullah da (s.a.a) nakledilen bir rivayette yle buyurmutur:
Lailahe illallah terazinin yarsdr, elhamdulillah ise teraziyi
doldurur.2 Bu da beyan ettiimiz zere elhamdlillah kelimesinin
tevhidi de kapsad hasebiyledir.
Resulullahtan (s.a.a) hakeza yle buyurduu rivayet edilmitir:
Kul, elhamdulillah deyince bu terazisinde yedi kat gkten ve yedi
kat yerden daha ardr.3 Hakeza peygamberin yle buyurduu
nakledilmitir: Eer Allah, kullarndan bir kuluna btn dnyay
verecek olursa ve o kul da buna karlk elhamdulillah derse bu
1

Usul, Kafi, c. 3, s. 152, Kitabul man vel Kufr, Bab-u ukr, 18. hadis
Biharul Envar, c. 90, s. 210; Emali-i Tusi, c. 1, s. 18den naklen
3
Mustedrekul Vesail, ; Alul Beyt kurumunun basks, c. 5, s. 314
2

39

syledii kendisine balanan eyden daha stndr.1 Hakeza


peygamberin (s.a.a) yle buyurduu nakledilmitir: Allah nezdinde
hibir ey elhamdulillah diyen kimsenin sznden daha sevimli
deildir. Bu sebeple Allah onunla kendini vmtr.2 Bu blmdeki
hadisler saylamayacak kadar oktur.

***
Allah-u Tealann rabbul alemin szndeki rab eer mteali
(yce), sabit ve seyyid (efendi) anlamnda ise, bu zat isimlerden
saylr ve eer malik, sahip, galib ve kahir anlamnda ise bu durumda
sfat isimlerden saylr ve eer mrebbi, munim (nimet veren) ve
mtemmim (tamamlayc) anlamnda ise, o zaman da efal
isimlerdendir. Alem kelimesi ise vcudun btn mertebelerine, gayb
ve uhud menzillerine amil olan Allahtan gayrisi anlamnda ise, rab
sfat isimlerinden saylmaldr ve eer maksat tedric husul ve kemal
olan mlk alemi ise, rabden maksat da fiil ismidir. Her haliyle burada
maksat zat ismi deildir. Bir nkteye gre de alemin kelimesinden
maksat, ilahi terbiye ve meiyetin altnda kendilerine layk olan
kemale ulaan mlk alemidir ve rabden maksat ise efal isimlerinden
olan mrebbi anlamndadr.
Bil ki biz bu kitapta ayet-i erifelerin edebi, lgavi ve terkip
boyutlarn zikretmekten sakndk. Zira onlar genellikle beyan
etmilerdir. Burada ise ya genellikle beyan edilmeyen, ya da eksik
zikredilen eyler beyan edilmektedir.
Bilmek gerekir ki burada iaret edilen zat, sfat ve efal isimleri,
marifet erbabnn kavramlar esasncadr. Marifet ehlinin baz
bykleri ise naud Devair kitabnda isimleri; zat, sfat ve efal
isimleri diye blmlerdir:
1

Mekarimul Ahlak, s. 307, el-Babul Air el-Feslus Salis fit Tehmid (az bir
farkllkla)
2
Kayna bulunmamtr

40

Zat isimler unlardr: Allah, er-rab, el-melik, el-kuddus, es-selam,


el-mmin, el-muheymin, el-aziz, el-cebbar, el-mutekebbir, el-aliyy,
el-azim, ez-zahir, el-batin, el-evvel, el-ahir, el-kebir, el-celil, el-mecid,
el-hak, el-mubin, el-macid, el-vacid, es-semed, el-muteali, el-ganiy,
en-nur, el-varis, zulcelal, er-rakib
Sfat isimleri ise unlardr: el-hayy, e-ekur, el-kahhar, el-kahir,
el-muktedir, el-kaviyy el-kadir er-rahman, er-rahim, el-kerim, elgaffar-, el-gefur, el-vedud, er-rauf, el-halim, es-sabur, el-birr, el-alim,
el-habir, el-muhsi, el-hakim, e-ehid, es-semi, el-besir
Fiil isimleri ise unlardr: el-mubdi, el-vekil, el-bas, el-mucib, elvasi, el-hasib, el-mukit, el-hefiz, el-halik, el-bari, el-musevvir, elvehhab, er-rezzak, el-fettah, el-kabiz, el-basit, el-hafiz, er-rafi, elmuizz, el-muzill, el-hekim, el-adl, el-latif, el-muid, el-muhyi, elmumit, el-vali, et-tevvab, el-mumtekim, el-muksit, el-cami, el-muni,
el-mani, ez-zrr, en-nafi, el-hadi, el-bedi, er-reid. 1
Bu taksimin ls hususunda yle demilerdir: Btn isimler her
ne kadar zat isimleri olsa da, lakin zatn zuhuru itibariyle, zatn
isimleri olarak adlandrlmaktadr; sfat ve fiillerin zuhuru itibariyle
ise, sfati ve efali isimler olarak adlandrlmaktadr. Yani hangi itibar
daha zahir olursa, isim ona tabidir. Bu adan bazen, baz isimlerde iki
veya itibar bir araya toplanr ve bu adan isimlerden zat, sfati,
efal veya bu nden ikisi sz konusu olur. Tpk daha nce
zikredilen rab kelimesi gibi. Ama bu konu yazarn zevkine mutabk
deildir. rfani zevke de uymamaktadr. Taksimden anlalan u ki bu
isimlerdeki l udur: Marifet admyla yola koyulan sulk ehli, fiil
fenaya ulatktan sonra, Hak Tealann kalbine ettii tecelliler, efal
isimleriyle tecellilerdir. Sfat fenadan sonra ise, sfat tecellilerdir. Zat
fenadan sonra ise slik iin zat isimle tecelliler gerekleir. Eer onun
kalbi koruma gcne sahip olursa, sahv (kendine gelme) makamndan
sonra, efal mahedeleri haber veren ey fiil isimleridir. Sfati
mahedeleri haber veren ey ise, sfat isimleridir. Hakeza zat isimleri
de byledir. Bu makamn burada ifade edilemeyecek, bu sayfalarda
1

naud-Devair s. 28

41

aklanamayacak kadar uzun bir detay vardr. naud-Devairde


zikredilen ey ise, bizzat ortaya koyduu lleri ile de mutabk
deildir. Nitekim isimlere bakta bu apak bir ekilde
anlalmaktadr. Sylenebilir ki bu isimler taksimine Kuran-
erifte de iaret edilmitir ve bu da Har suresinin son ayet-i
erifeleridir. Allah-u Teala yle buyurmutur: O, grleni de
grlmeyeni de bilen, kendisinden baka ilah olmayan Allahtr. O,
acyc olandr, acyandr.1 bu ayet-i erifelerden belki de birincisi,
zat isimlere, ikincisi sfat isimlere ve ncs ise fiil isimlere iaret
etmektedir. Zat isimlerin sfat isimlere ve onun da fiil isimlere
takdimi ise, vcud gereklerin tertibi hasebiyledir. lahi tecelliler;
mahede ashabnn mahedeleri ve kalp ashabnn kalbine ettii
tecelliler hasebiyle deildir. Bilmek gerekir ki bu ayet-i erifelerin,
burada zikredilmesi uygun olmayan bir takm srlar da vardr. kinci
ayet sfat isimler, nc ayet ise fiil isimlerdir ve bu ok aktr.
Ama alimul gayb veahadet, rahman ve rahim isimlerinin zat
isimlerden oluu, gayb ve ehadet aleminin isimlerinin batn ve zahiri
isimlerden oluu esasna dayaldr. Rahmaniyet ve rahimiyetin feyz-i
mukaddesin deil, feyz-i akdesin tecellilerinden olmasna dayaldr.
Hayy, sabit, rab ve benzeri isimlerin, zat isimlere daha yakn olmasna
ramen bu isimlere zg kln, belki de onlarn ihatas sebebiyledir.
Zira bunlar en nemli isimlerdendir. phesiz Allah bilir.

42

Har/22

Uyar
Alemin kelimesinin trevi ve anlam hususunda byk bir
ihtilafa dlmtr. Bazlarnn dediine gre alemin kelimesi
ouldur ve somut ve soyut tm yaratklarn trlerini kapsamaktadr.
Her tr alemdir ve bu oulun kendi trnden tekili yoktur. Bu mehur
olan grtr.
Bazlarnn dediine gre ise alem kelimesi ismi meful, alim
kelimesi ise ismi faildir. Alemin kelimesi ise melumin (malum
olanlar) anlamndadr. Bu gr kendi apnda delilsiz ve uzak bir
ihtimal olmakla birlikte, rabbul malumin ifadesinin kullanl da
olduka gvensiz ve uzak bir olasdr. Bazlarna gre ise bu kelimenin
kk alamettir. Bu durumda btn varlklar hakknda kullanlmaktadr.
Zira btn varlklar Zat- Mukaddesin ayeti, nianesi ve alametidir.
Dolaysyla vav ve nun harfleri ise akl sahiplerini kapsamas ve
dier varlklar hakknda daha ok kullanlmas itibariyledir.
Bazlarna gre ise ilm kknden tremitir. Bu durumda da
btn varlklar hakknda kullanlmas dorudur. Nitekim akl sahipleri
hakknda kullanl da uygundur. Ama alem kelimesi Allahtan
gayrisi hakknda da kullanlmakta, her tr ve ferdi kapsamaktadr. Eer
alem kelimesini, fert ve tr hakknda kullanan kimse, lgat ve rf
ehli ise, her bireyin yaratcnn zatnn alameti olduu itibariyledir.
Her eyde onun iin bir ayet vardr1 ama eer arif-i ilahi ise, o
zaman da, her varln cami ismin zuhuru ve her hakikati, ehediyet-i
cem zuhuru ve vcudun srr yoluyla kapsad itibariyledir. Bu adan
btn alemin her parasn ehediyet-i cem makamyla ism-i azamdan
saymak mmkndr. Yani isimlerin ve ayetlerin tm, tmndedir.

Keful Esrar, c. 1, s. 436 bazlar ise bu beytin Ebul Attahiyyeye ait olduunu
sylemilerdir.

43

Bu zikredilenler hasebiyle byk filozof Sadrul Mteellihinin 1,


Beyzavi2 gibilerine yapt itiraz yerindedir. Zira onlar bu yolu
tatmamlardr. Ama irfan ashabnn metoduna gre bu doru deildir.
Beyzavinin bu makamdaki sz ve sz konusu filozofun kelam ok
uzundur. Uzun olduundan burada zikredilmesi mmkn deildir.
steyen kimse sz konusu merhum filozofun Fatiha suresinin tefsirine
mracaat etmelidir.
Rab kelimesi sfat isimlerden olursa malik, sahip ve benzeri
anlamlar ifade eder. Alemin den maksat ise Allahtan gayri her eyi
kapsamaktadr. ster mlk aleminin varlklar olsun; ister gayb soyut
varlklar, hi farketmez. Ama eer efal isimlerinden olursa -ki bu
daha zahirdir- alemin kelimesinden maksat sadece mlk alemidir.
Zira bu durumda rab kelimesi mrebbi (terbiye eden) anlamndadr
ve bu anlam bir tedricilik gerektirmektedir. Soyut alemler ise zamansal
bir tedriten mnezzehtir. Geri yazara gre bir anlamda tedri ruhu da
dehr aleminde tahakkuk etmitir. Bu balamda, zamann ruhu ve
tedri dehriyyeti anlamnda soyut alemlerde zamansal hudusu (oluu)
da isbat ettik. rfani meslekte de zamani hudusu btn alemler iin
sabit kldk. Ama mtekellimlerin ve hadis alimlerinin anlad gibi
deil.

Muhammed b. brahim b. Yahya, Sadrud-Din ve Sedrul-Mteellihin lakabyla


anlmtr ve Molla Sadra diye mehurdur. Byk slam filozoflarndan biridir.
Kelam, felsefe, tefsir, hadis ve ifan hususunda byk bir derinlie sahiptir. Mir
Damad, eyh Bahai, Mir Fendereskinin sekin rencilerinden biri olmutur.
Eserleri, birok ilmi bulular ve byk derinlie sahiptir. En mehur eserleri
unlardr: Esfar-i Erbea, evahidur-Rububiyye, erh-u Usul-i Kafi, Tefsir-i Kuran Kerim ve lahiyat-i ifaya yazd notlar Molla Sadra yaya olarak yedi defa hacca
gitmi, sonunda da yedinci seferinde 1640 ylnda Basrada vefat etmitir ve orada
topraa verilmitir. (Reyhanetul-Edeb, c. 3, s. 420)
2
Abdullah b. mer irazi (1286) Beyzavi diye mehurdur. Farisde dnyaya
gelmi ve bir mddet kadlk makamnda bulunmutur. Tefsir hususunda byk bir
ne sahiptir. Envarut Tenzil ve Esrarut Tevil veya Tefsir-i Beyzavi, Tevaliul
Envar ve Lbbl Erbab kitaplarnn da sahibidir.

44

Bir Baka Uyar


Bil ki hamd cemilin karsnda yer almaktadr. Ayet-i erifeden de
anlald zere hamd ve vgnn, ism-i cami olan ism-i azam
makam iin vaki olduu istifade edilmektedir ve de alemlerin
rububiyet makamna, rahmaniye ve rahimiye rahmetine ve din
gnnn maliki makamna sahiptir. Dolaysyla da bu esma-i erifenin
yani rab, rahman, rahim ve malik isimlerinin hamdda byk bir
etkisinin olduunu kabul etmek gerekir. Biz daha sonra Allah-u
Tealann maliki yevmiddin sznn beyannda bu konuyu daha ak
bir ekilde aklamaya alacaz.
imdi ise alemlerin rububiyet makamnn hamdetmek ile uyumu
hakknda sz etmek istiyoruz ve bu iki adan mnasiptir: Birincisi
bizzat hamdedenin alemlerden biri olduu, hatta tek bana bir alem
olduu asndan, hatta marifet ehli nezdinde varlklardan her birisi tek
bana bir alem olduundan, kendisini rububiyet makamnn terbiye
eliyle zaaf, noksanlk, dehet ve yokluk zulmetinden; kuvvet, kemal,
itminan ve insanlk aleminin nuraniyetine kard hasebiyle; cism,
unsuri, madeni, bitkisel ve hayvansal menzillerden dzenli bir sistem
altnda zat ve cevheri bir hareket, ftr ve yaratsal bir akla geirdii
ve varlklarn en yce makam olan insanlk makamna ulatrd
sebebiyle Hak Tealaya hamdetmesidir. Hak Teala bundan sonra da
onu terbiye eder ve bylece insan, hayal bile edemeyecei bir makama
ular.
Bylece org gibi yok olurum,
nna ileyhi raciun derim. 1
Dieri de felek, unsur, cevher ve araz (ilineksel) mlk aleminin
dzenini ynetmek; kamil insann varlnn n art, hakikatte bu
doan varln tahakkuk aleminin usaresi, alemlerin nihai hedefi, bu
adan son yaratk olduu, mlk alemi cevher ve zat hareketle
harekete getii ve de bu hareket zat ve kemale doru yaplan bir
1

Bir kere daha melekken kurban olur da o vehme gelmeyen yok mu, ite o
olurum. Yok olurum, suretlerin hepsini terk ederim de erganun gibi Biz, mutlaka
geri dnenleriz Ona ulaanlarz derim.. (Mevlana)

45

hareket sayld hasebiyle, vard en son yer yaratln gayesi ve


seyrin nihayetidir. Genel olarak tmel cisme, tmel tabiata, tmel
bitkiye, tmel hayvana ve tmel insana baktmzda, insann alemin
cevheri ve zat hareketinden sonra vcuda gelen ve kendisiyle
sonulanan son yaratk olduu hasebiyle, Hak Tealann terbiye eli
btn tahakkuk aleminde insann terbiyesine koyulmu ve bylece
evvel ve ahir olan insan olmutur.
Bu zikredilenler tikel fiillerde ve vcud mertebelerine baktadr.
Aksi taktirde mutlak fiil hasebiyle Hak Tealann fiil iin, mukaddes
zatndan baka bir hedef yoktur. Bu kendi yerinde de ispatlanm bir
konudur. Tikel fiillere baktmzda da insann yaratl hedefi mutlak
gayb alemidir. Nitekim kuts bir hadiste yle yer almtr: Ey
ademolu! Eyay senin iin yarattm ve seni de kendim iin
yarattm.1 Kuran- Kerimde de Musa bin mrana (a.s) hitaben yle
yer almtr: Seni kendim iin setim.2 Hakeza yle buyurmutur:
Ve ben seni setim3
O halde insan Allah iin yaratlan bir varlktr ve Zat- Mukaddes
iin yaratlmtr. Varlklar arasnda seilen ve zgr olan odur. nsann
seyrinin nihayeti ise Allahn kapsna ulamak ve Allahn zatnda
fenaya ermek ve Allahta, fena makamnda sabit kalmaktr. Onun
dn Allahadr, Allahtandr, Allahtadr ve Allah iledir. Nitekim
Kurn- Kerimde yle yer almtr: phesiz onlarn dn
bizedir.4
Dier varlklar insan vastasyla Hakka dner, dolaysyla onlarn
dn insanadr. Nitekim velayet makamlarnn bir blmn izhar
eden Ziyaret-i Camiada yle buyurulmutur: Yaratklarn dn
sizedir ve onlarn hesab sizin zerinizedir. Hakeza yle
buyurulmutur: Allah sizinle (yaratla balamtr) ve sizinle sona
erdirecektir. 5 ve Hak Teala ayet-i erifede yle buyuruyor:
1

lmul Yakin, c. 1, s. 381


Ta-Ha/41
3
Ta-Ha/13
4
Gaiye/25
5
Uyun-u Ehbarir Riza (a. s) c, 2, s. 27-28; Ziyaret-i Camia-i Kebire
2

46

phesiz onlarn dnleri bizedir. Sonra onlar hesaba ekmek


de elbette bize aittir. 1 Ziyareti Camiada hakeza yle
buyurulmutur: yaratklarn dn size ve hesaplar sizin
zerinizedir. Bu tevhid srlarndan bir srdr ve de kamil insana
dnmenin, Allaha dn olduuna iarettir. Zira kamil insan, mutlak
fani ve Allahn bekasyla bakidir. Kendiliinden bir znellii, sebat
ve benlii yoktur. Kendisi esma-i hsnadandr ve ism-i azamdr.
Nitekim Kuranda ve hadis-i eriflerde de buna olduka iaret
edilmitir.
Kuran- erif o kadar tevhid inceliklerini, srlarn ve hakikatlerini
kapsamtr ki, marifet ehlinin akl hayrette kalmtr ve bu, semavi ve
nuran sayfann byk mucizelerinden biridir. Sadece terkip gzellii,
beyan incelii, fesahatin sonu, belagatin nihayeti, davet nitelii,
gaipten haber, gl hkmler, aile dzeninin salaml ve benzeri
eyler asndan deil. Oysa bunlarn her biri de bamsz olarak
harikulade ve beer gcnn stnde birer mucizedir. Ama bu Kuran erif, fesahat gzelliiyle mehur oldu ve bu mucizesi dier
mucizeler arasnda daha da yaygnlat. Bunun sebebi de ilk yllarda
Araplarn bu konuda uzman olduu ve sadece bu mucizeyi derkettii
sebebiyledir. Kuranda varolan daha nemli boyutlar, daha stn
mucizeler ve daha stn retiler, o zamanki Araplarn derkedemedii
gereklerdi. u anda da onlarla ayn izgide olanlar, bu ilahi latifeden
sadece lafzi terkipleri, bedii ve beyani gzellikleri derketmektedirler.
Ama marifetlerin inceliklerini ve srlarn bilenler tevhit ve tecridin
latifelerinden haberdar olanlar, tmyle bu ilahi kitaba ynelmitir. Bu
ilahi kitaptaki baklar ve bu semavi vahiydeki arzularnn kblesi,
Kuran
marifetlerdir.
Dier
boyutlarna
fazla
tevecch
etmemektedirler. Her kim Kurann irfanna, Kuran marifetleri elde
eden slam ariflerine bakacak, onlarla dier dinlerin alimlerini
eserlerini ve marifetlerini mukayese edecek olursa, dinin en byk
temeli, peygamberlerin gnderili ve kitaplarn nazil olu hedefi olan
Kuran ve slamn marifetlerinin yceliini anlar, bylece de bu
1

Gaiye/25 ve 26

47

kitabn ilahi bir vahiy ve bu marifetlerin ilahi marifetler olduunu


onaylamak hususunda hibir zorlua dmez.
man kaz
Bil ki azameti yce Hak Tealann rububiyeti alemler zerindeki
rububiyeti iki trldr:
Birisi, alemdeki btn varlklarn ortak olduu genel rububiyet. Bu
genel rububiyet her varl rububiyet tasarrufu altnda, noksanlk
izgisinden, layk olduu kemaline ulatrd tekvini terbiyelerdir.
Tabii ve cevheri ilerlemeler, zat ve ilineksel deiim hareketleri,
rububiyet tasarruflar altnda gereklemektedir. zetle maddeler
maddesi ve ilk madde menzilinden; hayvanlk, cismani kuvveler ve
hayvani ruhaniyetin ve tekvini terbiye menzilinin husulne kadar her
ey yle ahadet eder: azameti yce olan Allah rabbimdir.
kincisi ise terii rububiyetin mertebelerindendir ve de insan trne
zgdr. Dier varlklarn bundan bir nasibi yoktur. Bu terbiye;
kurtulu yollarna hidayet etmek, insanlk ve saadet yollarn
gstermek ve aykr eylerden sakndrmaktr ve bunlar da
peygamberler vastasyla izhar edilmitir. Eer bir kimse irade
admyla kendini terbiye altna alacak ve rabbul aleminin tasarrufu
altna sokacak olursa ve de organlarnn zahiri ve batini kuvvelerinin
tasarrufunun, nefsani tasarruf olmayaca bir ekilde terbiye olacak
olursa, hatta bundan da te ilahi ve rububi tasarruf altna girecek
olursa, bu insani tre zg insanlk kemali mertebesine ulam olur.
nsan, hayvanlk makamna kadar dier hayvanlarla ayn ekilde
yrmektedir ve bu makamdan sonra nnde iki yol bulunmaktadr ve
bu yollar irade admyla kat etmelidir. Birincisi rabbul aleminin
doru yolu olan saadet menzilidir: phesiz rabbim doru yol
zeredir.1 dieri de talanm eytann eri yolu olan mutsuzluk
yoludur. O halde eer insan kuvvelerini ve vcud organlarn rabbul
aleminin tasarrufu altna koyar ve Allahn terbiyesi ile terbiye olursa,
yava yava bu memleketin sultan olan kalbi, Allaha teslim olur.
1

48

Hud/56

Kalp alemlerin rabbinin terbiyesi altna girdii taktirde ise, dier


ordular ona uyar ve btn vcud memleketi Hak Tealann terbiyesi
altna girer. Kabir aleminde, melekler kendisine, rabbin kimdir?
Diye sorduunda kalbinin glgesi olan gayb dili azameti yce olan
Allah benim rabbimdir diyebilir. Byle bir kimse Allah Resulne ve
hidayet imamlarna itaat edeceinden ve ilahi kitapla amel
edeceinden diliyle yle der: Muhammed (s.a.a) benim
peygamberimdir, Ali ve masum evlatlar benim imamlarm ve Kuran
benim kitabmdr. Eer kalbini ilahi ve rububi klmamsa, bu
durumda da lailahe illallah, Muhammedu'r resulullah, Ali'yyen
veliyyullah gerei kalp levhasna yazlmaz. Nefsin batn sureti
haline gelmez, Kuran erif ile amel etmi saylmaz, Kuranda
tefekkr ve tezekkrde bulunmaz. Kuran ona mensup olmaz ve o da
Kuranla manevi ve ruhi bir irtibat kuramaz ve bylece lm
hastalnn zorluklarnda ve byk bir olay olan lmde, btn
marifetler hatrndan silinip gider.
Ey aziz! nsan ar bir hastalk veya zihinsel glerinin
zayflamasyla btn bilgilerini unutabilir, meer ki iddetli tezekkr
ve nsiyetle bu bilgiler onun ikinci ftrat haline gelmi olsun! Eer
byk bir olay meydana gelirse, insan birok ilerden gaflet eder,
bilgilerine unutkanlk izgisi izilir. O halde lmn korkun
hallerinde hali ne olur? Eer kalp kula almamsa ve kalp duyucu
deilse lmden sonra inanlarn telkininin kendisine hibir faydas
olmayacaktr. Telkin kalplerin hak inanlardan haberdar olduu,
kalpleri duyucu hale geldii kimseler iin faydaldr. lmn
zorluklarnda bir gaflet hasl olmusa, bu vesileyle Allahn melekleri
onun kulana duyurur, ama eer insan sar olur, berzah ve kabir
aleminin kulana sahip olmazsa, asla telkini iitmez ve bunun
kendisine bir etkisi olmaz. Hadis-i eriflerde de bu sylenen gereklere
iaret edilmitir.
Allah-u Teala yle buyurmutur: Errahmanirrahim
Bil ki celil ve yce Hak Tealann btn isim ve sfatlar iin genel
olarak iki makam ve mertebe vardr: Birisi Hz. Vahidiyette sabit olan

49

zat sfat ve isimlerdir. Zat tecelli ve ilerden olan zat ilim, zat irade
ve kudret ve dier zat iler gibi.
Dieri ise Hak Teala iin sabit olan feyz-i mukaddes tecellisi ile,
fiil sfat ve isimler makamdr. Tpk rakilerin sabit bildii, tafsili
ilmin ls kabul ettii, filozoflarn en stn, Hac Nasuriddinin 1
(Allah yzn en klsn) hakknda burhan ikame ettii fiil ilim gibi.
Hac Nasuriddin de tafsili ilmin lsnn fiil ilim olduu hususunda
rakilere tabi olmutur.2 Geri bu konu aratrmalara aykrdr. Aksine
tafsili ilim zat mertebesinde sabittir. Zat ilmin tafsil ve kefi ise, fiil
ilimden daha stn ve daha oktur. Nitekim bu konu kendi yerinde
apak delillerle ispat edilmitir. Ama vcud dzeninin, Hakkn tafsili
ve fiil ilm olduu konusu sabittir ve burhan snneti ile irfan
merebinde bir gerektir. Geri irfani daha tatl bir zevk, daha stn bir
meslekte bundan ayr bir yolda vardr: an yolu dier yollardan
ayrdr.3 zetle rahmaniyye ve rahimiye rahmeti iin iki mertebe
ve iki tecelli vardr. Birisi feyz-i akdes tecellisiyle Hz. Vahidiyette, zat
tecelligahnda; dieri ise feyz-i mukaddes tecellisi ile varlksal
zdekler tecelligahnda. Zahir olduu zere mbarek surede eer
rahman ve rahim zatiye sfatlarndan ise bismillahirrahmanirrahim
ayet-i erifesindeki bu iki sfat, isme tabi tutmak mmkndr. Bu
durumda da fiil sfattan saylr. Dolaysyla asla tekrar szkonusu
deildir ve de tekid veya mbalaa olduu sylenemez. Bu ihtimal
zere ilm Allah nezdindedir- ayet-i erifenin anlam yle
olmaktadr: Rahmaniyye ve rahimiyye meiyeti ile hamd, rahmani ve
rahimi zata mahsustur. Meiyyet makam; zat- mukaddesin cilvesi
1

Muhammed b. Muhammed b. Hasan, Hace Nesiruddin Tusi diye mehurdur. lim,


hikmet ve matematik alimlerinden biridir. Birok yce kimse onu vmtr. 16, 2,
1201 ylnda Tusda dnyaya gelmi ve 1273 ylnn adir bayram gnnde ahiret
alemine g etmitir ve Kazmeyn ehrinde topraa ve-rilmitir. Onun hikmet,
kelam, matematik, heyet, ncum ve ahlakn deiik dallarn-da saysz telifleri vardr.
Bu teliflerin en mehurlar, bni Sinann arat erhi, Tecridul-tikad, Tehrir-i Uklis,
Ahlak-i Nasri ve Evsaful-Eraf kitaplardr. (el-Kuna vel-Elkab, c.3, s.251)
2
Mesariul Mesari, Hac Nasuriddin, Tashihi Muizi, s. 141
3
An yolu dier yollardan ayrdr/Aklarn mezhebi ve dini Allahtr.
(Mevlana)

50

olduu hasebiyle de, meiyyet makamnn taayyunatndan


(zdeklerinden) olan rahmaniyyet ve rahimiyet makam da, zat
rahimiyet ve rahmaniyyetin cilvesidir. Burada zikretmediimiz baka
ihtimaller de vardr. Zira bu zikredilen ihtimal daha zahirdir.

***
Allah-u Teala yle buyurmutur: Maliki yevmiddin (din
gnnn sahibi). Kurrlardan ou melik eklinde kraat etmilerdir
ve iki kraattan her biri iin de, bir takm edebi tercihler
zikretmilerdir. Hatta baz byk alimler (Allahn rahmeti zerlerine
olsun) melik diye kraat edilmesinin, malik diye kraat
edilmesinden daha tercihli olduu hususunda bir de kitap
yazmlardr.1 Her iki tarafn da dedii szlerden itminana ermek
mmkn deildir. Yazarn grne gre ise malik diye kraat
edilmesi daha tercihli ve hatta daha belirgindir. Zira bu mbarek sure
ile mbarek Tevhid suresi, dier Kuran sureleri gibi deildir. Bu iki
sureyi insanlar farz ve nafile namazlarda okuduklar iin, her asr
milyonlarca mslmandan iitmiler ve onlar da nceki milyonlarca
mslmandan bunu ayn ekilde iitmilerdir. Hakeza bu iki sure-i
erifeyi okuduklar ekilde, her hangi bir harf azaltp eksiltmeden,
hidayet imamlarndan (a.s) ve Peygamberden (s.a.a) de
nakletmilerdir. Her ne kadar kurrlarn ou melik diye okumusa
da ve alimlerden bir ou melik kraatn tercih etmilerse de, bu
husus zaruri, sabit, kesin ve mtevatir bir emre zarar vermemektedir ve
hi kimse onlara uymamtr. Alimler de kurralardan her birine uymay
caiz grmlerse de, szne itina edilmeyecek az bir grup dnda hi
kimse, bu zaruret karsnda namazlarnda melik eklinde de kraat
etmemilerdir. Ve eer melik diye kraat eden olmusa da ihtiyat
babndan kraat etmiler ve malik diye de okumulardr. Nitekim
nakli ilimlerdeki allame eyhimiz Hac eyh Abdlkerim Yezdi2
(kuddise srruhu) ada olan alimlerinden birinin istei zerine
1

Kayna bulunamamtr.

51

melik eklinde okumutur. Ama bu ihtiyat olduka zayftr. Hatta


yazarn inancna gre kesin olan bir emre aykrdr.
Bu aklama nda bazlarnn kuf hattnda melik ve malik
kelimeleri birbirine kartrlmtr, sznn zayfl ortaya
kmaktadr. Zira bu iddia dillerde yaygn olmayan dier sureler
hakknda sylenebilir. Hatta bu bile tartlabilir. Ama iitme ve kraat
eklinde sabit olan bylesi surelerde, aka bilindii gibi bu iddia
olduka zayf ve itibarsz bir aklamadr.
Zikredilen bu sz kufuven kelimesinde de caridir. Zira her ne
kadar sadece asmn kraati olsa da, vav- meftuhe ve fa-i mezmume
ile kraat edilmesi iitilme yoluyla zaruret gerei sabittir. Dier
kraatler bu zarureti ortadan kaldramamtr. Bazlar kendi zanlarnca
ihtiyat ederek ekserin kraati uyarnca kufuen eklinde kraat
etmilerdir, ama bu ihtiyat yersizdir.
Eer insanlarn kraat ettii gibi kraat etmemizi emreden
rivayetleri1 tartacak olursak nitekim mnakaa edilebilir ve
zannedildii zere de bu rivayetlerin maksad udur: nsanlarn
okuduu ekilde kraat ediniz, yedi kura arasndan birini tercih etmekte
serbest deilsiniz- o zaman melik ve kufueni Mslmanlar
arasnda mehur olann ve Kuranda yazl olann aksine kraat etmek,
yanl olacaktr. Velhasl ihtiyat, insanlar arasnda yaygn, dillerde
mehur ve Kuranda yazl olduu ekilde okumaktr. Zira o tr bir
kraat, her gre gre sahihtir. phesiz Allah bilir.

Ayetullahil Uzma Hac eyh Abdulkerim Hairi Yezdi (1876-1936) iann taklit
mercisi ve byk fakihlerinden biriydi. Hairi ilk retiminden sonra Necef ve
Samerraya gitti. Orada Mirza Bozorg-i irazi, Mirza Muhammed Taki irazi, Ahund
Horasani, Seyyid Kazm Yezdi ve Seyyid Muhammed sfahani Fiarekiden ders
okudu. 1914 ylnda Erak ehrine geri dnd. 1922 ylnda da Kuma geldi. Byk
ahsiyetlerin srar ile orada ikamet buyurdu ve Kum ilm havzasn tesis etti. Onun
ilm havzasnda mam Humeyni (r.a) gibi ahsiyetler yetiti. Usul ilminde Durrul
Fevaid, Fkhta es-Selat, en-Nikah, er-Rza ve el-Mevaris gibi kitaplar yazmtr.
1
Vesailu ia, c.4, s.821, Kitabus Salat, Ebvab-ul Kraat fis Salat, 74. Bab, 1-3.
hadisler

52

Felsefi Aratrma
Bil ki Hak Tealann malikiyeti, kullarn malik olduklar eylere
malikiyeti gibi deildir. Sultanlarn kendi memleketine malikiyeti
trnden bir malikiyet de deildir. Zira bu malikiyetler, itibari
izafelerdir. Hakkn yaratklarna izafesi ise, bu trden deildir. Geri
fkh alimleri nezdinde bu tr bir malikiyet Hak Teala iin de boyuna
(enine deil) sabittir. Ayrca burada zikredilen grle de
elimemektedir. nsann organlarna malikiyeti trnden bir malikiyet
tr de deildir. Hakeza insann zahiri ve batn kuvvelerine malikiyeti
gibi bir malikiyet de deildir. Bu malikiyet de nceden zikredilen dier
malikiyetlerden daha ok, Hak Tealann malikiyetine yakndr.
Hakeza nefsin, kendi ilerinden olan zat fiillerine malikiyeti de, bu
trden bir malikiyet deildir. Tpk genileyip daralmas bir yere kadar
nefsin iradesi altnda olan zihni suretlerin icad da, bu tr bir malikiyet
deildir. Hakeza akli alemlerin, kendi altlarndaki alemlere ynelik
malikiyeti de bu tr bir malikiyet deildir. Geri bu alemdekilerin
tasarrufu, yok etme ve icad etme eklindedir. Zira alnlarna fakirlik
nedeni yazlm olan btn imkani tahakkuk alemi, bir mahiyet
snrnda da olsa, bir snrla snrlandrlm ve bir lyle belirtilmitir.
Bir snrla snrlandrlm olan her eyin, kendi fiiliyle snrll
lsnce bir faslas vardr; kayyum ve hakkan bir ihataya sahip
deildir. O halde btn eya zat mertebesi hasebiyle, kendi tepkileriyle
farkl ve mtekabildir. Bu yzden de zat ve kayyum bir ihataya sahip
deillerdir. Ama irak izafe ve kayyum ihata ile olan Allah-u
Tealann malikiyeti; hakiki, gerek ve zat bir malikiyettir. Bu
malikiyette, sfat ve zat hususunda varlklardan hibirisiyle bir
aykrlk iinde deildir. Zat- Mukaddesin malikiyeti, btn alemlere
oranla eittir. Varlklardan hi birisi hususunda farkllk arzetmemekte
veya dier alemlere oranla gayb ve soyut alemlere daha kapsayc ve
yakn bir konumda bulunmamaktadr (btn alemlere kar eit bir
konumdadr). Aksi taktirde bir snrllk ve aykrlk iinde bulunur,
ihtiya ve imkan sfatlarna sahip olmu olur. Allah ise bundan ok
daha ycedir. Belki de Allah-u Tealann u sz de buna iaret

53

etmektedir: Biz ona sizden daha yaknz. 1 Hakeza: Biz ona ah


damarndan daha yaknz. 2 Hakeza: Allah gklerin ve yerlerin
nurudur.3 Hakeza: Gkte de ilah Odur ve yerde de ilah Odur. 4
Hakeza: Gklerin ve yerlerin nuru Ona aittir. 5 Resulullahn
(s.a.a) u sz de bu gerei ifade etmektedir: Eer bir iple
yeryznn en alt katna indirilecek olursanz, Allaha inmi
olursunuz.6 Hakeza mam Sadk (a.s) Kafide yer alan bir rivayette
yle buyurmutur: Hibir mekan Ondan bo deildir. Hibir yer
Onu ihata etmemitir ve hibir mekana, dier bir mekandan daha
yakn deildir.7 mam Ali Naki (a.s) da yle buyurmutur: phesiz
Allah dnya semasnda olduunda da, arn zerinde olduu gibidir.
Her ey ilim, kudret, mlk ve ihata asndan Onun iin eit
konumdadr.8 Zat- Mukaddesin btn eyaya ve alemlere malikiyeti
eit bir konumda olmakla beraber, ayet-i erifede yle buyurulmutur:
Malik-i yevmiddin (ceza gnnn sahibi) bu zgnlk, belki de
ceza gnnn toplu bir gn olduu hasebiyledir. Bu adan toplu bir
gn olan ceza gnnn maliki, detay konumunda olan dier gnlerin
de malikidir. Mlk aleminin danklklar melekut aleminde
topludur.
Veya azameti yce Allahn kahhariyet ve malikiyetinin zuhuru,
mmkn varlklarn Allahn kapsna dnd ve varlklarn Allahta
fena makamna ykseldii gn olan toplu gnde (kyamet gnnde)
zuhur edecei hasebiyledir.
Bu zetin bu kitapla uyumlu bir aklamas ise yledir: Vcud
nuru ve hakikat gnei, gaybn gizliliklerinden ahadet alemine doru
nzul seyrinde, gizlilik ve gaybete doru hareket etmektedir. Baka bir
1

Vaka/85
Kaf/16
3
Nur/35
4
Zuhruf/84
5
Bakara/107
6
lmul Yakin, c. 1, s. 54
7
Usul-i Kafi, c. 1, s. 125, Kitabut Tevhid, Babul Hareketi vel ntikal, 3. hadis
8
a.g.e. 4. hadis
2

54

tabirle her nzulde, bir tecelli vardr ve her tecelli ve takayyud ise bir
hicabdr. nsan btn tecellilerin ve kaytlarn toplusu olduu hasebiyle
de, yedi gk ve yedi kat yer olarak tevil edilen yedi zulman ve yedi
nuran hicab ile rtldr. nsann esfelessafiline d ise, belki de
btn hicap eitleriyle rtnmesini ifade etmektedir. Tecelliler
ufkunda vcud gneinin ve salt nurun rtnmesi leyl veya leyletul
kadr olarak ifade edilebilir. nsan bu rtlerde rtl kald mddete
de, ezel cemalini mahededen ve ilk nuru grmekten mahrum kalr.
Suudi (ykseli ifade eden) seyirde ise btn varlklar tabiat aleminin
en dk makamndan, tabii hareketlerle -ki onlarn zat yaratlna,
feyz-i akdesin ilm taktiri hasebiyle ilahi ftratn cazibe nuru, emanet
olarak braklmtr- asli vatanlarna ve gerek miatlarna dndkleri
iin- nitekim ayet-i erifelerde bu anlama bir ok yerde iaret
edilmitir- yeniden nuran ve zulman hicaplardan kurtulmu olurlar.
Hak Tealann kahiriyyet ve malikiyeti tecelli eder. Hak Teala vahdet
ve kahhariyet ile tecelli buyurur. Burada son ilke dner ve zahir batn
ile birleir. Zuhur hkm der ve batn hkmeti tecelli eder. Mutlak
Malikten u hitap gelir Zat- Mukaddesten baka bir muhatap da
yoktur: Bugn mlk kimindir? O gn cevap verecek bir kimse
olmad iin de bizzat Allah yle buyurmutur: Vahid ve kahhar
olan Allahndr. 1
Hakiki gneinin tecelliler ufku rtsnden kt gn olan bu
mutlak gn, bir anlamda ceza gndr. Zira varlklardan her birisi
kendisiyle uyumlu bir ismin glgesinde Hakta fanidir. Sura
frlnce o isimden zuhur eder ve o ismin tabileri ile birlikte olurlar:
Bir grubu cennette, bir grubu ise atete.2 Kamil insan bu dnyada
Allaha doru seyr-u slk ve Allaha doru hicret hasebiyle, bu
rtlerden kar; kyametin hkmleri, saat ve yevmuddin (ceza gn)
kendisi iin zahir ve sabittir. O halde Hak Teala, malikiyeti ile bu
namazsal mirata onun kalbine zuhur eder. Dili kalbinin tercman

1
2

Gafir/16
ura/7

55

olur, zahiri batn mahedelerinin dili olur. Malikiyetin yevmuddine


(ceza gnne) zgnlnn srlarndan biri de ite budur.
Ar ile lgili lham
Bil ki ar ve ar tayanlar hakknda bir takm ihtilaflar vardr ve bu
konu ile ilgili rivayet-i erifelerin zahirinde de ihtilaf sz konusudur.
Ama batn hasebiyle hibir ihtilaf yoktur. nk irfan ve burhan yol
asndan arn bir ok manalar vardr. lgili alimlerin dilinde
grmediim anlamlarndan biri de, feyz-i akdesin konumu olan Hz.
Vahidiyettir. Bunu tayanlar ise nemli isimlerden drt isimdir ki
evvel , ahir , zahir ve batndr.
Hakeza ilgili alimlerin dilinde grmediim anlamlarndan biri de,
ism-i azamn konumu olan feyz-i mukaddestir. Bunu tayanlar da
rahman, rahim, rab ve maliktir.
Dier bir anlam ise Allahtan gayrisi anlamndadr. Bunun
tayclar ise u drt melektir: srafil, Cebrail, Mikail ve
Azraildir.
Dier bir ismi ise, cism-i kldr. (tmel cisimdir) taycs ise
erbabul envan (trlerin rablerinin) suretleri olan drt melektir.
Kafide yer alan bir rivayette de buna iaret edilmitir.1
Bazen de ilim hakknda kullanlmaktadr. Belki de bu ilimden
maksat ise, byk velayet makam olan Hak Tealann fiil ilim
makamdr. Tayclar ise gemi mmetlerdeki kamil evliyadan u
drt kiidir: Nuh, brahim, Musa ve sa (a.s). Bu mmette yer alan drt
kamil evliya ise unlardr: Hatemul Enbiya, Hz. Ali, Hasan ve
Hseyin (a.s) Bu sz de anlaldktan sonra mbarek Hamd sresinde
zata iaret eden Allah isminden sonra, ad geen rab, rahman, rahim
ve malik isimleri, belki de batn hasebiyle bu drt erif ismin
vahdaniyet arnn taycs olduu iindir. Bunlarn zahiri ise
tahakkuk arnn taycs olan Hak Tealann drt mukarreb
meleidir. O halde mbarek rab ismi, rab mazhariyetiyle rzklarn
mvekkili ve vcud diyarnn mrebbisi olan Mikailin batndr. erif
1

56

Usul-i Kafi, c. 1, s. 129 ve 133

olan rahman ismi ise; ruhlarn ina edicisi, surun frcs, ruhlarn
ve suretlerin harekete geiricisi olan srafilin batndr. Nitekim
vcudun genilemesi de rahman ismiyledir. Mbarek ve erif olan
rahim ismi de, varlklar eitmek ve kemale erdirmekle grevli olan
Cebrailin batndr. erif olan malik ismi ise ruhlar ve suretleri
almak ve zahiri batna evirmekle grevli olan Azrailin batndr. O
halde bu sure-i mbareke, maliki yevmiddin ayetine kadar,
rahmaniyet ve tahakkuk arn kapsamaktadr ve onun tayclarna
iaret etmektedir. O halde btn varlk alemi ve Kurann tercman
olduu gayb ve uhud tecellileri, mezkur surede, buraya kadar
zikredilmitir. Bu anlam toplu bir ekilde ism-i azam olan bismillahta
da mevcuttur. Hakeza sebebiyet makam olan ba harfinde ve hakeza
nedensellik srr olan noktada da mevcuttur. Ali (a.s), velayet ve
nedenselliin srrdr. O halde ba harfinin altndaki nokta da Alidir
(a.s).1 Yani ba harfinin altndaki nokta velayet srrnn tercmandr.
Dikkatle dnlsn! Dnlmesinin srr ise, hadiste varolan bir
husus sebebiyledir. phesiz Allah bilendir.
rfani Tenbih
Rab kelimesinin takdimi, rahman ve rahim kelimelerinin
sonradan zikredilii ve malikin tehiri, belki de tmel bir fenaya veya
malikul mlukun nezdinde huzur makamna kadar insann dnyevi
ve mlki neetten seyr-u slk niteliine iarettir. O halde slik kimse
seyrin temelinde olduu mddete rabbul aleminin tedrici terbiyesi
altndadr. Zira kendisi de alemlerden bir paradr ve slku da zaman
ve tedricin tasarrufu altndadr. Slk admyla tabiat aleminden kt
zaman da, sadece aleme ait olmayan ki sivaiyet (gayriyet) boyutu
onda daha galip haldedir- kuatc isimler mertebesi kalbinde tecelli
eder. erif bir isim olan rahman kuatc isimler arasnda daha zgn
olduu hasebiyle zikredilmitir. Rahman, rahmetin zuhuru ve mutlak
genilik mertebesi olduu iin de batnlar ufkuna daha yakn olan
rahimden nce zikredilmitir. O halde irfani slkta ilk nce zahiri
1

Esfarul Erbaa, c. 7, s. 32; Esrarul Hikme, s. 559

57

isimler tecelli eder, ondan sonra batn isimler. Slikin seyri de


kesretten vahdete olduu iin, malik isminin de onlardan biri olduu
salt batn isimlere eriir. Bylece malikiyet ile tecellide gayb ve
ahadet aleminin kesretleri ortadan kalkar, tmel fena ve mutlak huzur
hasl olur. Kesret rtsnden vahdet zuhuruna ve ilahi saltanata
ulatnda ve huzuriyye mahedesine nail olduunda da, huzuri
muhataplk makamna eriir ve iyyake nabudu (sadece sana
ibadet ederiz der.
O halde sure-i erifede, slk ehli olanlarn btn seyir dairesi
zikredilmitir. Yani tabiat aleminin son rtlerinden zulman ve nuran
btn rtlerin kalkt ve mutlak huzura ulald yere kadar. Bu
huzur, slk eden kimsenin byk kyameti ve kyametin koptuu
andr. Belki de Allahn diledii bir yana, gklerde olanlar, yerde
olanlar hepsi dp lr1 ayet-i erifesindeki mstesnadan maksat,
tmel sura frlmeden nce kendisi iin sak ve mahv (fena) hasl
olan bu tr slk ehlidir. Belki de muhtemelen Resulullahn (s.a.a) u
sz de buna iaret etmektedir: Ben ve kyamet u ikisi (iaret ve orta
parman iaret ederek) gibiyiz.2
Edebi Tembih
Tefsirlerde grdmz veya onlarda nakledildii zere din; ceza
ve hesap anlamna alnmtr. Lgat kitabnda da bu anlam zikredilmi
ve Arap airlerinin szleri de delil olarak gsterilmitir. rnein air
yle diyor: Bil ki cezalandrldn gibi cezalandrlrsn Sehl b.
Rabiaya isnat edilen bir szde ise yle yer almtr: Dmanlktan
baka bir ey baki kalmamtr. Onlar cezalandrdklar gibi
cezalandrdk. Sylendii zere ilahi isimlerden biri olan deyyan
kelimesi de bu anlamdadr. Belki de dinden maksat, hak eriattr.
nk kyamette dinin eserleri zahir olur ve dini hakikatler, perde
gerisinden ortaya kar. Dolaysyla da bugn dnya gn olduu gibi,
1

Zmer/68
el-Easiyyat, s. 212, Bab-u ma Yucibus-Sabr, Biharul Envar, c. 2, s. 39,
Kitabul lm, 72. hadis, Mfidin Mecalisinden
2

58

o gn de din gn olarak adlandrmak gerekir. Zira bugn dnya


eserlerinin zuhur ettii gndr ve dini hakikatlerin sureti burada zahir
deildir. Bu tpk Allah-u Tealann u szne benzemektedir: Onlara
Allahn gnlerini hatrlat1
Yani Hak Tealann kahr ve saltanatyla bir toplulua davrand
gnler. Kyamet gn hem Allahn gn ve hem de din gndr. Zira
o gn ilahi saltanatn zuhur ettii ve Allahn dininin hakikatlerinin
ortaya kt gndr.

***
Allah-u Teala yle buyurmutur: iyyake nabudu ve iyya
kenestein (sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardm dileriz).
Ey aziz! Bil ki slik kul marifet yolunda btn vgleri Hakkn zat-
mukaddesine has bildii, vcudun genileyi ve daraln Allahtan
kabul ettii, bata ve sonda, balangta ve sonuta btn ilerin
Allahn malikiyet elinde olduunu itiraf ettii ve kalbinde efal ve zat
tevhidinin tecelli ettii durumda, ibadet ve yardm dilemeyi Hakka
zgn klm olur ve btn varlk aleminin isteyerek veya istemeyerek
Zat- Mukaddesin karsnda huzur gsterdiini kabul eder, tahakkuk
diyarnda yardm dilemeyi kendisine isnat edebilecei birini gremez.
Zahir ehlinin ibadetin zgnl gerek, yardm dilemenin
zgnl ise gerek deildir diye sylemeleri, zahir ehlinin
slubunca sylenmi bir szdr. Zira onlara gre Haktan gayrisinden
de yardm dilenebilir ve Kuran- erifte yle buyurulmutur: yilik
ve takva zere yardmlan2 ve hakeza yle buyurulmutur: Sabr
ve namazdan yardm dileyiniz 3 hakeza kesin bir ekilde bilindii
gibi Nebi-i Ekremin, hidayet imamlarnn, ashaplarnn ve
Mslmanlarn sireti de bir ok mbah ilerde Hakktan gayrisinden
yardm dilediklerini gstermektedir. Tpk hayvandan, hizmetiden,
1

brahim/5
Maide, 2
3
Bakara/45
2

59

eten, dosttan, eliden, iiden ve benzeri eylerden yardm diledikleri


gibi. Ama Hak Tealann fiil tevhidinden haberdar olan ve vcud
dzenini Hak Tealann failiyet sureti olarak gren, vcudda burhan ile
veya aka Allahtan gayrisini etkin grmeyen bir kimse, basiret gz
ve nuran kalbi ile yardm dileme zgnlnn de gerek bir
zgnlk olduunu bilir. Dier varlklardan yardm dilemeyi de,
Hakktan yardm dilemenin sureti olarak kabul eder. Bunlarn dediine
gre vgleri Hak Tealaya zgn klmann da bir anlam yoktur. Zira
kendi meslekleri zere dier varlklarn da vgye deer bir takm
tasarruflar, iradeleri cemal ve kemalleri vardr. Onlara gre diriltme,
ldrme, rzk ve yaratma da Hak Teala ve halk arasnda ortak olan
ilerdendir. Ama ehlullah nazarnda bu bir irktir ve rivayetlerde de bu
gizli irk olarak ifade edilmitir. Nitekim bir eyi hatrnda tutmak iin
parmaa taklan yzk de gizli irkten saylmtr.1
zetle iyyake nabudu ve iyyake nestein cmlesi
elhamdulillah cmlesinin teferruatdr ve hakiki tevhide iarettir.
Kalbinde tevhidin hakikati tecelli etmeyen ve kalbini mutlak irkten
temizlemeyen bir kimsenin iyyake nabudu demesi gerek deildir.
Bu kimse ibadet ve yardm dilemeyi Hakka has klm olmaz. Bu
kimse Allah gren ve Allah dileyen bir kimse saylmaz. Kalbinde
tevhid tecelli ettii taktirde, tecelli lsnce varlklardan yz evirmi
ve Hakkn kutsal izzetine balanm olur ve sonunda iyyake
nabudu ve iyyake nestain hakikatinin ismullah ile baki olduunu
mahade eder ve sen kendini vdn gibisin2 hakikatlerinden
bazs kalbinde tecelli eder.
rak Uyar
1

Nitekim Ebu Abdillah (a. s) yle buyurmutur: phesiz irk karncann ayak
izinden daha gizlidir. Ve hakeza yle buyurmutur: Hacetini ve benzeri eyleri
hatrlamak iin yzk takmak da bundandr. Meanil Ahbar, s. 379; Bab-u
Nevadirul Meani, 1. hadis, Biharul Envar, c. 69, s. 96
2
Peygamberin (s.a.a) secdede ettii bir duadr, Furu-i Kafi, c. 3, s. 324,
Misbahu eriat, 5. bab ve Avalil Leali, c. 1, s. 389, 21. hadis

60

Bu kitaptaki aklamalardan da, gaybetten hitaba geisin nktesi


akla kavumutur. Bu sanat, szn gzelliklerinden ve belagatin
sslerindendir. Fesahat ve belagat alimlerinin szlerinde ok
grlmektedir ve szn gzelliine sebep olmaktadr. Bir halden bir
hale iltifat, muhataptan dalgnl giderir ve ruhuna yeni bir sevin
verir. Ama namaz Hz. Kudse ulama ve ns makamnn husul
merdiveni olduu hasebiyle, bu sure-i erifede de bu ruhani yceli ve
irfani yolculuk emredilmitir. Kul Allaha doru seyrin balangcnda,
tabiat aleminin zulman hicaplarnda ve gayb aleminin nuran
rtlerine mahpus kald ve de Allaha doru yolculuk manevi slk
admyla bu rtlerden k olduu sebebiyle ve hakikatte Allaha
doru hicret; nefis ve yaratklar evinden, Allaha doru dn,
kesretleri terk etmek, gayriyet tozunu silmek, tevhitlerin husul,
halktan uzak durmak, rab nezdinde huzura erimek olduundan ve de
maliki yevmiddin ayet-i erifesindeki kesretleri, Allahn kahiriyet
ve malikiyet nuru nda grdnden, kesretten mahv ve Hak
Tealada huzur haleti ortaya kar. Huzuri muhataplk, cemal ve celali
mahade ile ubudiyeti ne geirir. Allah istemeyi ve Allah
grmeyi, mukaddes huzura ve nsiyet mahfiline ulatrr.
Bu maksadn iyyake zamiriyle eda ediliinin nktesi de, bu
zamirin kesretlerin iinde fenaya erdii zata irca etmesidir. O halde bu
makamda slike zat tevhid makam hasl olabilir. Esma ve sfat
kesretinden yz evirebilir ve kalbin yz kesretler rts olmakszn
Hz. Zata ynelebilir. Bu da muvahhitlerin imam, arifler halkasnn
ba, aklarn nderi, meczub ve mahbublar silsilesinin ba olan
Mminlerin Emiri (a.s) ve masum evlatlarnn buyurduu tevhid
kemalidir. Tevhidin kemali Ondan sfatlar nefyetmektir.1
Zira sfatn gayriyet ve kesret boyutu vardr. Bu kesrete tevecch
esma-i kesret bile olsa- tevhidin srlarndan ve tecridin gereklerinden
uzaktr. Bu yzden belki de Ademin (a.s) hatasnn srr da,
yasaklanm aacn ruhu olan esmai kesrete teveccht.
1

Usul-i Kafi, c. 1, s. 191, Kitabut Tevhid Bab-u cemavit Tevhid 6. hadis

61

rfani Bir Aratrma


Bil ki zahir ehli, abid tek olduu halde nabudu ve nestain diye
oul kipiyle ifadesi hususunda, bir takm nkteler beyan etmilerdir.
Bu nktelerden biri de abid ahsn, ibadeti vesilesiyle Hak Tealann
dergahnda makbul olmas iin, eri bir hileye ba vurmu olmasdr.
O da abid insann kendi ibadetinin makbul olmas iin ilerinde Hak
Tealann ibadetlerini kabul buyurduu kamil evliyann da bulunduu
dier yaratklarn ibadeti arasnda kendi ibadetlerini rahmet dergahna
ve mukaddes huzura takdim klmasdr. Zira ayrcalk gzetmek yce
varlklarn adetinden deildir.
Bu nktelerden biri de iin banda namazn cemaatle klnm
olmas hasebiyle, oul kipiyle ifade edilmi olmasdr.
Biz ezan ve kametin cmlelerinin srr hakknda bu srr aklayacak
bir takm nkteler de beyan ettik. O da udur ki, ezan, slikin Allahn
huzuruna ermek iin mlki ve melekuti glerini ilan etmesidir. Kamet
ise, onlar ilahi huzurda ikame etmesidir. Slik mlki ve melekuti
glerini huzura eritirince ve glerin nderi olan kalp de imamete
kalknca ve namaz ikame edilince mmin tek bana bir cemaattir.1
O halde nabudu, nestain ve ihdina tmyle bu cemiyet
vastasyla mukaddes huzurda hazr bulunmaktadr. rfan ve uhudun
kayna olan ismet ve taharet Ehl-i Beytinden menkul rivayet ve
dualarda da bu anlama iaret edilmitir.
Yazara gre dier bir nktesi de udur ki, slik elhamdulillahta,
mlk ve melekutta, her venin tm vglerini Hakkn zat-
mukaddesine has klmasdr.
Burhan ehlinin kaynaklarnda ve irfan ashabnn kalplerinde, mlk
ve melekutuyla tm vcud dairesinin idrak, hayvan ve hatta insan bir
uura dayal hayata sahip olduu, Hakk Tealay uur ve idrak zere
vp tespih ettii ispatlanmtr. Tm varlklarn zellikle de insan
trnn ftratnda, mutlak cemil ve kamilin mukaddes dergahnda huzu
sabittir ve alnlar mukaddes dergahta topraa kapanm durumdadr.
1

Vesailu ia, c. 5, s. 379, Kitabus Selat, Ebvab-u Salatil Cemaat, 4. bab, 2 ve


5. hadisler

62

Nitekim Kuranda da yle buyurulmutur: Onu hamd ile tesbih


etmeyen hi bir ey yoktur; fakat siz onlarn tesbihlerini
anlamazsnz.1
Dier ayet-i erifeler ve bu ilahi latifelerle dolu olan masumlarn
rivayeti de bu salam felsefi burhan teyid etmektedir. O halde Allaha
doru seyr-u slk eden bir kimse, burhani istidlal veya iman zevk
veya irfani mahade admyla bu hakikati derkedince, olduu her
makamda tm vcud zerrelerinin, gayb ve hud sakinlerinin, mutlak
abid olduunu ve kendi yaratclarn talep ettiini anlar. Dolaysyla
da oul kipiyle btn varlklarn, btn hareket ve skunetlerinde,
Hak Tealann mukaddes zatna ibadet ettiini ve Ondan yardm
dilediini izhar eder.
Bir Uyar ve Bir Nkte
Bil ki kaide gereince ibadette yardm dileme, ibadetten ncelikli
olduu halde iyyake nabudu cmlesinin iyyakenestein
cmlesinden nce zikredilmesi hakknda, ibadetin, ianete (yardma)
deil, istianete (yardm dilemeye) takdim edildiini sylemilerdir.
Bazen yardm, yardm dilenmeksizin gerekleir. Bu ikisi birbiriyle
irtibatl olduu iin de, takdim ve tehir hususunda bir fark sz konusu
deildir. Nitekim yle denmektedir. Hakkm eda ettin, dolaysyla
bana iyilik ettin veya bana iyilik ettin, dolaysyla hakkm eda
ettin. Ayrca istianet, yaplmas dnlen ibadet iindir, yaplm
ibadet iin deil. Bu yorumlarn soukluu zevk erbabna gizli
deildir.
Belki de nktesi udur ki, istianetin Hak Tealaya zgn kln,
Allaha slk eden kimsenin makam hasebiyle ibadetin
zgnlnden daha geri plandadr. Nitekim aka bilindii gibi bir
ok muvahhitler ve ibadeti Hakka zgn klanlar, istianette ortaktrlar
ve istianeti Hakka zgn klmazlar. Nitekim tefsir ehlinin
bazlarndan, istianeti zgn bilmediklerine dair nakilde bulunmutuk.
O halde ibadette zgnlk, bilinen anlamyla muvahiddlerin
1

sra/44

63

makamlarnn ilklerindendir ve istianeti Hakka mnhasr klmak da,


mutlak anlamda Hakktan gayrisini terk etmektir.
Dikkat etmek gerekir ki istianetten (yardm dilemekten) maksat
sadece ibadette yardm dilemek deildir. Aksine btn ilerde yardm
dilemek anlamndadr ve bu da nedenleri ortadan kaldrdktan, kesreti
terk ettikten ve Allaha tam bir yneliten sonradr. Baka bir ifadeyle
ibadet zgnl; Hakk istemek, Hakk talep etmek ve gayrisini
talep etmeyi terketmektir. Yardm dileme zgnl ise; Hakk
grmek ve gayrisini grmeyi terketmektir. Gayrisini grmeyi
terketmek ise ariflerin makamlarnda ve sliklerin menzillerinde,
gayrisini talep etmeyi terketmekten daha sonra gelmektedir.
rfani Bir Fayda
Ey slik kul! Bil ki ibadet ve yardm dilmeyi Hakka zg klmak
da muvahhidlerin makamlarndan ve sliklerin kemal derecelerinden
deildir. Zira onda tevhid ve tecrid ile elien bir takm iddialar vardr.
badeti, abidi, mabudu, yardm dileyeni, kendisinden yardm dileneni
ve yardm dilemeyi grmek bile tevhide aykrdr. Slikin kalbine
tecelli eden gerek tevhitte, bu kesretler yok olmutur ve bu ileri
grmek sz konusu deildir. Evet gayb cezbelerden kendine gelen ve
kendisine sahv (kendine gelme) makam hasl olan kimselere, kesret
hicap deildir. Zira insanlar bir ka gruptur: Bir grubu rtldrler,
tabiatn karanlk rtlerine gmlen bizim gibi zavall rtllerdir.
Bir grubu da mukaddes dergaha doru hicret eden ve Allaha doru
yolculua kan sliklerdir.
Bir grubu ise kesret hicaplarndan km, Hak ile megul olan ve
halktan gaflet etmi, onlardan rtl kalm ve vuslata ermilerdir.
Onlar iin mutlak yok olu ve kendinden gei makam hasl olmutur.
Bir grubu ise mkemmel ve hidayeti olu makamna sahip olan
byk peygamberler ve onlarn vasileri (a.s) gibi halka dnenlerdir. Bu
grup kesrette vaki olduklar ve yaratklar irat etmekle megul
olduklar halde, yine de kesret onlara birer rt olmamaktadr ve onlar
iin berzahiyyet makam vardr.

64

O halde iyyake nabudu ve iyya kenestein gerei, bu gruplarn


haletleri hasebiyle farkllk arzetmektedir. Dolaysyla biz rtller iin
bu sadece bir iddia ve surettir. O halde eer rtlerimizin farkna varr
ve eksikliklerimizi terkedersek, eksikliklerimizden haberdar
olduumuz lde, ibadetlerimiz de nuraniyet kazanr ve Hak
Tealann inayetine mazhar olur. Slikler ise slk adm miktarnca,
hakikate yakndrlar. Vuslata ermi kimseler ise, Hakk grme
orannca bir gerek arzetmektedir. Kesreti grme orannda da salt suret
ve adetler zere cari olutur. Kemale ermi kimselere gre ise salt
hakikattir. Dolaysyla onlarn ne hak ve ne de halk ile bir hicab
yoktur.
man Bir Uyar
Ey aziz! Bil ki biz tabiat aleminin bu kaln perdeleri altnda
kaldmz, tm vaktimizi dnya ve lezzetlerini onarmaya
harcadmz ve Hak Tealadan, zikrinden ve fikrinden gafil
olduumuz mddete, btn ibadetlerimiz, zikirlerimiz ve
kraatlerimiz hakikatten yoksundur. Ne elhamdlillahta btn vgleri
Hakka mnhasr klabiliriz ve ne de iyyake nabudu ve iyyake
nestein de hakikate bir yol edinebiliriz. Bu hakikatten yoksun
iddialarla Hak Tealann, mukarreb meleklerinin, peygamberlerin,
resullerin ve masum velilerin huzurunda rezil rsvay olmu oluruz.
Hal ve kalb dili, dnya ehlini ven bir kimse, nasl elhamdulillah
diyebilir? Kalp kblesi doal olan, ilahiyetten bir kokusu almayan ve
halka dayanan bir kimse hangi dille iyyake nabudu ve iyyake
nestein diyebilir? O halde bu meydann eriysen, himmetini kuan.
iddetli bir tezekkr ve Hakkn azameti, yaratklarn acizlii, fakirlii
zerinde tefekkr ile daha iin banda bu kitap boyunca zikredilen
gerekleri ve incelikleri kalbine ulatr ve kalbini Hak Tealann
zikriyle dirilt ki, kalbine tevhidden bir koku gelsin. Gayb yardmlarla
marifet ehlinin namazna bir yol edinebilesin. Eer bu meydanlarn eri
deilsen, en azndan eksikliklerini gznnde bulundur, acziyet ve
zilletine tevecch et, utan iinde ban nne eerek yola koyul ve

65

ubudiyet iddiasnda bulunmaktan sakn. nceliklerini hayata


geiremediin bu ayet-i erifeleri, kemale ermi kimselerin diliyle oku
veya sadece Kurann suretini kraat etmeyi gznnde bulundur ki,
en azndan batl ve yalanc bir iddiada bulunmam olasn.
Fkhi Bir lke
Baz fakihler iyyake nabudu ve iyya kenestein rneinde ina
kastinin caiz olmadn sylemektedirler. Onlara gre bu Kuraniyete
ve kraate aykr bir durumdur. Zira kraat bakasnn kelamn
nakletmektir. Bu sz doru deildir. Zira insann kendi szyle birini
vmesi mmkn olduu gibi, bakalarnn szyle de vebilir. rnein
eer Hafzn bir iiriyle birini vecek olursak, bizim onu vdmz
ve hem de Hafzn iirini okuduumuz anlamndadr. O halde
elhamdilillah rebbil alemin cmlesiyle eer hakikaten btn
vgleri Hak iin ina edecek ve iyya kenabudu cmlesiyle de
ibadeti Hakka mnhasr olarak ina edecek olursak, bu Allahn
kelamyla hamdettiimiz ve Allahn szyle ibadeti Allaha has
kldmz anlamndadr. Hatta eer birisi bu kelam ina manasndan
soyutlayacak olursa, ihtiyaten kraatinin batl olduunu sylemesek
bile, en azndan ihtiyata aykrdr. Evet eer bir kimse bunun anlamn
bilmezse, renmesi gerekmez. Bir anlam olduu hasebiyle suretinin
kraat edilmesi de kifayet etmektedir. Rivayet-i erifelerde de kraat
eden kimsenin ina ettii yer almtr. Nitekim kutsi bir hadiste yle
yer
almaktadr:
Her
hangi
bir
kul
namaznda
bismillahirrahmanirrahim derse Allah yle buyurur: Kulum beni
zikretmitir ve kul, elhamdlillah derse Allah yle der: Kulum
bana hamdetmitir.1 Kul tarafndan besmele ve hamd inas
kastedilmedii taktirde, kulum beni zikretmitir ve kulum bana
hamdetmitir cmlesinin anlam olmaz. Nitekim mirac hadisinde de
yle buyurulmutur: imdi vuslata erdin, o halde adm an. 2
1

Mehaccetul-Beyza, c. 1, s. 388; Biharul-Envar, c. 92, s. 226; Sahih-i Mslim,


c. 2, s. 92; az bir ifade farkllyla.
2
lelu-erai s. 315, mirac namaz hadisinden

66

Hidayet imamlarnda (a.s) maliki yevmiddin ve iyya kenabudu


cmlesinde ortaya kan haletler ve onlarn bazsnn bu ayeti tekrar
edii, onlarn bunu ina ettiini gstermektedir; salt kraat deil.
rnein: smail Allahtan baka bir ilah olmadna ahadet
etmektedir.1 Ehlullahn namaz mertebelerinin nemli farkllklarndan
biri de onlarn kraat mertebelerinin farklldr. Nitekim buna daha
nce iaret edilmiti. Bu da sadece kraat eden kimsenin kraat ve
zikirleri ina etmesiyle gerekleir. Bu anlamn ahitleri bundan daha
oktur. zetle bu anlamlarn ilahi kelamla ina edilmesinin sakncas
yoktur.
Bir Fayda
Lgat ehli, ibadetin; huzu ve tezellln (boyun eme ve
teslimiyetin) nihayeti anlamna geldiini ifade etmilerdir. Onlarn
dediine gre ibadet, huzu mertebelerinin en stn olduu iin de,
sadece vcud ve kemal mertebelerinin en stnne, nimet ve ihsan
mertebelerinin en byne sahip olan bir kimse iin layktr. Bu
adan Hakktan gayrisine ibadet irktir. Farsa tapma ve kulluk
anlamna gelen ibadet belki de hakikatte bu anlamdan daha genitir ve
o da yaratc ve Allah iin huzu ve teslimiyetten ibarettir. Bu adan bu
tr bir huzu; mabudu, ilah ve tanr veya onun benzeri, rnei ve
mazhar kabul etmekle birliktedir. Bu adan Hak Tealadan gayrisine
ibadet irk ve kfrdr. Ama bu anlam hususunda bir yakin ve itikat
olmad taktirde, her ne kadar huzunun nihayeti ifade edilse de, kfr
ve irke sebep olmamaktadr. Geri onun baz trleri haramdr. Tpk
huzu iin alnn topraa dayamak gibi. Bu geri ibadet ve takva
deildir, ama zahiren eri adan yasaklanmtr. O halde mezhep
sahiplerinin mezhep byklerine gsterdikleri sayg onlarn her eyde
vcudun aslnda ve kemalinde- Hak Tealaya muhta, kendileri
hakknda bir fayda, zarar, lm ve hayata malik olmayan salih kullar,
1

Bir rivayete gre bu cmle mam Sadkn (a. s) olu smailin kefenine yazd
bir cmledir. Mehur olduu zere rivayetlerin zahirine bal kalan Ahbariler de bu
cmleyi llerinin kefenlerine yazmlardr. (Vesailu ia, Kitabut Teharet,
Ebvabut Tekvin, 29. blm, 2. hadis

67

ubudiyet vastasyla Hak Tealann inayetine mazhar ve ilahi dergaha


yakn ve Allahn ihsanlarnn vesileleri olduu inancyla birlikte
olursa, bu hibir ekilde irk ve kfr deildir. Zira Allahn has
kullarna sayg gstermek Allaha sayg gstermektir ve Allahn has
kullarn sevmek, Allah sevmektir.1
Allahn birliine ahadette bulunan ki ahit olarak Allah yetergruplar arasnda vahiy ve ismet Ehl-i Beytinin, ilim ve hikmet
hazinelerinin bereketiyle, beer ailesinin tm taifelerinden, Hak
Tealann tevhid, taktis ve tenzihinde en sekin olan, phesiz on iki
imama inanan ia grubudur. Usul-i Kafi ve Tevhid-i eyh Seduk gibi
akaid kitaplar ve celil ve yce olan Hak Tealay tevhit ve taktis
hususunda Masum mamlardan nakledilen dua ve hutbeler byle bir
ilmin beer arasnda gemiinin olmadna tanklk etmektedir. Hak
Tealay hi kimse ilahi vahiy olan mukaddes kitaptan ve kudret eliyle
yazlan Kuran- eriften sonra onlar gibi takdis ve tenzih etmemitir.
ia btn asrlarda bylesine tevhid, tenzih ve masumiyet ehli
imamlara tabi olmu ve onlarn apak burhanlaryla Hakk tanyp
tenzih ve tevhid derecesine ulamlardr. Ama buna ramen akaid ve
kitaplarndan ilhad kokan baz taifeler, bu ia grubuna dil uzatm ve
sahip olduklar batn dmanlk vastasyla, ismet Ehl-i Beytine tabi
olanlar irk ve kfr ile sulamlardr. Bu marifet ve hikmet
pazarnda her ne kadar bir deer ifade etmese de, maalesef naks
kimseleri, ve cahil halk ilim kaynandan uzaklatrmakta ve cehalet
ve ekavete sevketmektedir. Bu insanla kar ilenmi bir cinayettir
ve hibir ekilde bunu telafi etmek mmkn deildir. Zira eri ve akli
ller hasebiyle de bu kusurlu cahil ve aresiz kimselerin gnah, sz
konusu insafsz kimselerin boynunadr. Zira onlar kendi birka gnlk
hayali menfaatleri yznden, ilahi hkm ve marifetlerin yaylmasna
engel olmakta ve beer trnn sefalet ve ekavete dmesine sebep
olmaktadr. Hayrul beer (insanlarn en hayrls) olan Hz.
Muhammedin (s.a.a) btn zahmetlerini zayi etmektedirler. Bunlar
1

68

Kayna bulunmamtr.

vahiy ve tenzil hanedannn kaplarn halkn yzne kapatmlardr.


Allahm! Onlara ok lanet gnder ve onlar elim bir azapla azaplandr.

***
Allah-u Teala yle buyurmutur: Bizleri doru yola hidayet et.
Ey aziz! unu bil ki Hamd suresinde marifet ve riyazet erbabnn
slk keyfiyetine iaret edilmitir ve iyyake nabud (sadece sana
ibadet ederiz) hakikatine kadar slkun btn keyfiyetinin, halktan
Hakka olduu belirtilmitir. Dolaysyla slik olan kimse efali
tecellilerden, sfati tecellilere, oradan da zat tecellilere terakki eder,
nuran ve zulman hicaplardan kar ve huzur ve mahade makamna
ularsa, tam bir fena ve tmel bir yok olu mertebesi hasl olur. lallah
seyri bitince de ubudiyet ufkunun batmna ve maliki yevmiddindeki
malikiyet saltanatnn douuna yaknlar. Bu seyr-u slkun sonunda
da istikrar ve yerleme haleti ortaya kar. Slik olan kimse kendine
gelir ve sahv (kendine gelme) makam hasl olur. Burada Hakka
tevecch halka tevecche tabidir. Baka bir ifadeyle Allaha doru
slk halinde halk ile ilgili hicaplarda, Hakk grr, ama maliki
yevmiddinde hasl olan tmel fena mertebesinden dnten sonra,
Hakkn nurunda, halk mahade eder. Bu yzden de iyya ve kaf
zamirlerini takdim edip iyya kenabudu diyerek kendi zatna ve
ibadetine hitap eder. nk bu haletin sabit olmamas da mmkndr
ve bu makamda srmeye dlebilir. Dolaysyla kendisinin sebat ve
lzumunu ihdina szyle Hak Tealadan talep eder. Nitekim
ihdina cmlesi elzimna bizimle ol, bizi kendi halimize brakma
diye tefsir edilmitir.
Bilmek gerekir ki zikredilen bu makam ve beyan edilen bu tefsir,
marifet ehlinden kemal sahipleri iindir. Onlarn birinci makam ise
Allaha seyrin dn makamnda, Hak Teala onlarla halk arasna hicap
olur. Onlarn kemal makam byk berzah haletidir. Orada ne halk
Hakka hicap olur biz rtller gibi ve ne de Hak halka rt olur.
Tpk itiyak sahibi vuslata erenler ve cezbeye kaplan fenaya ermi
69

kimseler gibi. O halde onlarn srat- mustakimi Hakkn srat olan iki
neet arasndaki orta berzah haletidir. Dolaysyla ellezine enamte
aleyhim cmlesinden maksat, Hak Tealann Hz. lmiyede feyz-i
akdes tecellisiyle kabiliyetlerini taktir ettii ve tmel fena makamndan
sonra kendilerini, kendi memleketlerine dndrd kimselerdir. Bu
tefsir esasnca gazaba uram kimseler, vuslata ermeden nceki rt
ehli kimselerdir. Sapmlar ise Hakta fenaya erenlerdir.
Kemal sahibi olmayan kimseler, eer slka daha girmemilerse, bu
iler onlar hakknda geerli deildir. Onlarn srat, eriatn zahiri
sratdr. Bu yzden de srat- mustakim din, slam ve benzeri eyler
diye tefsir edilmitir. Ama eer slk ehli kimseler iseler, hidayetten
maksat yol gstericilik ve srat- mustakimden maksat ise Allaha
vuslat yolunun en yakndr ve o Allah Resulnn (s.a.a) ve Ehl-i
Beytinin yoludur. Nitekim Allah Resul (s.a.a), hidayet imamlar ve
Mminlerin Emiri Ali (a.s) diye tefsir edilmitir. Rivayette de yer
aldna gre Resulullah dz bir izgi izdi ve etrafna da eitli eri
izgiler izerek, Bu ortadaki dz yol bendendir1 diye buyurdu.
Allah-u Teala'nn: Sizleri orta bir mmet kldk 2 szndeki orta
mmetten maksat da, mutlak ifadeyle mutlak ekilde ortada olu
anlamn iermektedir. Bunlardan biri de ruhi kemaller ve marifetlerin
orta oluudur ve bu da byk berzahiyet makam ve byk orta
olutur. Bu yzden bu makam da, Allahn kemal sahibi velilerine
mahsustur. Nitekim rivayetlerde de yer aldna gre bu ayetten
maksat, hidayet imamlardr (a.s). mam Bakr (a.s), Yezid bin
Muaviye-i lci'ye yle buyurmutur: Vasat mmet biziz, Allahn
halk zerindeki ahitleri biziz.3 Baka bir rivayette ise yle
buyurmutur: Ar giden bize dner ve geride kalan bize katlr. 4 Bu
hadiste de zikredilen eylere bir iaret vardr.
1

lmul Yakin, c. 2, s. 967de bu anlama yakn rivayet edilmitir.


Bakara/143
3
Usul-i Kafi, c. 1, s. 270, Kitabul Hccet, Bab-u fi enne Eimmete heda lillah
ala halkihi, 2. hadis
4
Tefsir-i Ayyai, c. 1, s. 63, 11. hadis
2

70

Nursal Bir Uyar ve rfan Bir Nur


Ey hak ve hakikat talibi! Bil ki Allah tebareke ve teala vcud
sisteminin yaratln, gayb ve hud mazhar olan her eyi, gizli bir
hazineydim, tannmak istedim ve bylece yaratklar tannmak iin
yarattm1 hadis-i erifi gereince, esma ve sfat aleminde, zat
tannma sevgisi hasebiyle, zat bir sevgi ve yaratsal bir ak ftrat
zere yaratmtr. Varlklar o ilahi cezbe ve rabbani ak ateiyle mutlak
kemale ynelmekte, mutlak cemile ak ve talib olmaktadr. Her bir
varlk iin ilahi ve ftr bir nur taktir etmitir ve her varlk bu nur
vastasyla maksad ve hedefine ulama yolunu elde etmektedir. Bu nur
bir vslat refrefi ve yceli burakdr. Belki de Resulullahn (s.a.a)
burak ve refrefi de bu latifenin bir incelii ve bu gerein mlki
tecessmnn bir sureti idi. Bu yzden de bu alemin batn olan
cennetten nazil olmutur.
Varlklar zdeksel mertebelere nazil olduu ve azameti yce
sevgilinin cemil cemalinden rtl kaldklar iin de, Hak Teala bu
nurla onlar, bu zulman zdeklerden ve nuran sabitlerden, bu
inceliklerin hakikati olan mbarek Hadi adyla dar karmakta,
gerek hedefe en yakn yola ve sevgilinin civarna ulatrmaktadr. O
halde o nur, Hak Tealann hidayeti; o ate, ilahi baar ve en yakn
yola slk ise srat- mstakimdir. Hak Teala da bu srat- mstakim
zeredir. Belki de marifet ehli iin zahir olduu gibi Hi bir canl
yoktur ki Allah ona el koymam bulunsun. Rabbim elbette doru
yoldadr.2 ayeti de bu hidayete, bu seyre ve bu maksada iaret
etmektedir.
Bilmek gerekir ki varlklardan her biri iin kendine zg bir yol,
nur ve hidayet vardr. Allaha giden yollar, yaratklarn nefesleri
saysncadr.3
1

Esrarul Hikem, s. 20
Hud/56
3
Bu hadis Peygambere mensuptur. Camiul Esrar ve Menbeul Envar, Seyyid
Haydar Amuli, s. 8, 95, 121 ve erh-i Lahici ber Golen-i Raz s. 153, Nekdun
Nusus, s. 185, Minhacut Talibin, s. 221, Usulul Aere, s. 31
2

71

Her zdeklemede zulman bir hicab ve her vcud ve sbutta nuran


bir rt olduundan ve insan da; zdeklerin topland ve vcutlarn
cami bulunduu yer olduundan, Hakk Tealadan en rtl olan varlk
saylmaktadr. Belki de sonra onu aalarn en aas kldk 1
ayeti de bu anlama iaret etmektedir. Bu yzden insan yol, yollarn en
uzunu ve en zulman olandr. nsann rabbi; zahir ve batnn, evvel
ve ahirin, rahmet ve kahrn ve bilahare karlkl isimlerin kendisine
eit seviyede bulunduu Allahn en byk ismi olduundan, insan iin
seyrin sonunda byk berzahiyet alemi hasl olmaktadr. Dolaysyla
da onun yolu, yollarn en incesidir.
mani Bir Uyar!
Sylendii ve bilindii gibi hidayet iin; seyredenlerin seyir ve
Allaha doru slk edenlerin mertebe trleri hasebiyle, bir takm
mertebe ve makamlar vardr. Biz de zetle bu makamlardan bazsna
iaret etmek istiyoruz. Bylece srat- mstakim ile kendine gazab
edilmiler ve sapmlardan ibaret olan srat- mufritin ve srat-
muferritin de, mertebelerden her biri hasebiyle belli olacaktr.
lki ftr hidayet nurudur. Nitekim nceki uyarda buna iaret
edildi. Hidayetin bu aamasnda srat- mstakim; mlki ve melekuti
rtyle rtnmeksizin, Allaha doru slk veya organik ve kalbi
gnahlar rtsyle rtnmeden Allaha doru slk veya ifrat ve tefrit
rtsnden Allaha doru slk veya nuran ve zulman rtlerle
rtnmeden Allaha doru slk veya vahdet ve kesret rtsne
rtnmeden Allaha doru slk demektir. Belki de istediini
saptrr ve istediine de hidayet eder2 ayeti de nezdimizde sabit
zdeklerin tecellisiyle vahidiyet mertebesi olan Kadir gecesinde, taktir
edilen rtler ve hidayet mertebesine iarettir. Bunun detay ise bu
kitabn, belki de genel anlamda yaz ve beyan dairesinin dndadr.
Bu Allahn srlarndan bir sr ve Allahn rtlerinden bir rtdr.3
1

Tin/5
Nahl/93 ve Fatr/8
3
et-Tevhid, s. 383; Babul Kaza vel-Kadr, 32. hadis. Mminlerin Emiri, kader
Hakknda yle buyurmutur: Bil ki kader Allahn srlarndan bir sr ve Allahn
2

72

kincisi Kuran nuruyla hidayet olmaktr. Bunun kart ise, onu


tanmada ifrat ve tefrite dmektir veya onun zahiri ve batn ile
yetinmektir. Nitekim baz zahir alimleri Kuran ilimlerini sradan rfi
anlamlardan ve revata olan adsal kavramlardan ibaret bilmektedir. Bu
inanla Kuran zerinde tefekkr ve tedebbrde bulunmamaktadrlar.
Onlarn insann organik, kalbi, cismi ve ruhsal saadetin kefili olan bu
nuran sahifeden istifadesi, sadece zahiri ve ekli emirlere zgdr.
Onlar; Kuran zerinde tefekkrn gerekli veya stn bir ey olduuna
veya Kuran nurundan istifade edildii taktirde marifet kaplarnn
fethedileceine delalet eden onca ayetleri grmezlikten gelirler. Sanki
Kuran dnyaya ve hayvani lezzetlenmelere davet etmek, hayvanlk ve
hayvani ehvetler makamn tekid etmek iin nazil olmutur! Baz
batn ehli de zanlarnca ilahi huzur adabyla edeplenmek ve Allaha
doru seyrin nitelii olan -ki bundan gafildirler- Kurann zahirinden
ve zahiri davetlerinden yz evirmi, lanetli iblisin ve ktl
emreden nefsin hileleriyle Kurann zahirinden sapm ve hayallerince
batn ilimlere sarlmlardr. Oysa batna ulama yolu, zahir ile
edeplenmektedir.
O halde bu her iki grup da itidal izgisinden sapm, Kurani doru
yola hidayet nurundan mahrum kalm, ifrat ve tefrite dmlerdir.
Aratrmac bir alim ve incelik sahibi bir arif, hem zahir ve hem de
batna ynelmeli, maddi ve manevi edepler ile edeplenmelidir. Zahirini
Kuran nuruyla aydnlatt gibi, batn da marifetler, tevhid ve tecrid
nuruyla aydnlatmaldr. Zahir ehli bilmelidir ki Kuran zahiri/ekli
adaba, ameli ve ahlaki emirlere; tevhid, esma ve sfatlar babnda
sradan inanlara zg ve has klmak, Kurann hakkn tanmamak ve
son dini naks kabul etmektir. Oysa son dinden daha kamil bir din
dnlemez. Aksi taktirde adalet snnetinde son din oluu imkansz
olacaktr. O halde slam, eriatlarn sonuncusu; Kuran, nazil olan
kitaplarn sonuncusu ve yaratc ve yaratk arasnda son iliki olduu
iin; dinlerin, eriatlarn ve nazil olan ilahi kitaplarn zat hedefi ve asl
maksad olan tevhid, tecrid ve ilahi marifetlerin hakikatlerinde,
rlerinden bir rtdr.

73

mertebelerin en sonuncusu ve kemalin nihai doruk noktas olmaldr.


Aksi taktirde eriatta bir noksanlk saylr ki, bu da ilahi adalete ve
rububi ltfe aykr der. Bu da ok kt bir imkanszlk ve irkin bir
utantr. Bu utanc hak dinlerin zerinden yedi denizle ykamak
mmkn deildir. Allah korusun! Batn ehli de bilmelidir ki, asl
maksada ve gerek hedefe ulamak da sadece zahir ve batn
temizlemekle mmkndr. Suret ve zahire sarlmakszn batn ve
deruna ulamak imkanszdr. eriatn zahir elbisesini giymeden, batna
ulamak mmkn deildir. O halde zahiri terk etmekte, eriatlarn
batn ve zahirini iptal etmek yatmaktadr. Bu da insan ve cin eytannn
oyunlarndan biridir. Biz de bu konunun bir miktarn Krk Hadis
erhinde1 beyan ettik.
ncs eriat nuruyla aydnlanmaktr. Drdncs slam nuruyla
aydnlanmaktr. Beincisi iman nuruyla aydnlanmaktr. Altncs yakin
nuruyla aydnlanmaktr. Yedincisi irfan nuruyla aydnlanmaktr.
Sekizincisi muhabbet nuruyla aydnlanmaktr. Dokuzuncusu velayet
nuruyla aydnlanmaktr. Onuncusu, tecrid ve tevhid nuruyla
aydnlanmaktr.
Her biri iin de ifrat ve tefrit, arlk ve kusur sz konusudur ki,
detay szn uzamasna neden olduundan geiyoruz. Kafide yer alan
u hadis, belki de bunun baz veya tm mertebelerine iaret
etmektedir: Biz ar gidenin ulaamad ve geride kalann da ileri
geemedii al-i Muhammediz.2

Erbein (Krk Hadis erhi) adl kitap, mamn deerli eserlerinden biridir. mam
Humeyni bu kitab H. 1358 ylnda Farsa olarak yazmtr. mam bu kitapta
Peygamber ve masum Ehl-i Beytinden (a.s) naklettii krk hadisi erhetmitir. Bu
hadisler, ahlaki, itikadi ve irfani konular iermektedir. Bu deerli eser de, mam
Humeyninin (r.a) Eserlerini Yaymlama ve Dzenleme kurumu tarafndan
baslmtr.

74

Kafi, c. 1, s. 136; Kitabu-Tevhid, Babun Nehy aniss-Sfat, 3. hadis

Bir nebevi hadiste de yle yer almtr: Bu mmetin hayrls,


geride kalann katld ve ar gidenin de kendisine dnd
orta/vasat topluluktur.1
rfani Bir Uyar
Bil ki gayb, ehadet, dnya ve ahiret alemlerindeki btn varlklar
iin bir balang ve dn vardr. Geri btn mahiyetlerin balang
ve dn ilahidir. Lakin yce ve celil olan Hak Tealann mukaddes
zat, bizzat esma sfatlar olmakszn, dk veya yce varlklara
tecelli etmediinden ve makamszlktan ibaret olan bu makam
hasebiyle, isim, resim, zat sfat ve fiil isimlerle muttasf olmakszn,
varlklardan hibirinin onunla bir tenasb yoktur. Hibir irtibat ve
karm sz konusu deildir: Toprak nerede? Rablerin rabbi
nerede!2 Nitekim bu inceliin detaylarn Misbahul-Hidayede
zikrettik. O halde Hak Tealann mukaddes zatnn balang ve dn
kayna, esmai rtlerdedir. sim, msemmann ayns olduu halde,
onun rtsdr de. O halde gayp ve ehadet alemlerinde tecelli, esma
hasebiyle ve de onlarn rtsndedir. Bu adan Zat- Mukaddesin
esma ve sfat cilvelerinde, Hz. lmiyyede marifet ehlinin eyan-i
sabite (deimez zdekler) olarak adlandrd bir takm tecellileri
vardr. O halde Hz. lmde, her ismi tecellinin, bir sabit zdeinin
olmas gereklidir. Her ismin de ilm tecelli ile harici d alemde
balang ve dnnn kendisiyle uyumlu bir ilikisinin olduu, bir
zuhuru vardr. Varlklarn her birinin balangc ve sonu olan isim,
onun srat- mstakiminden ibarettir, dolaysyla her birinin kendisine
zg bir seyri ve srat vardr ve de isteyerek veya istemeyerek, ilim
halvetinde takdir edilen bir balangc ve dn sz konusudur.
Zahirlerin ve sratlarn ihtilaf da isim hazretlerinin ve zahirinin ihtilaf
hasebiyledir.
1

Lisanul-Arab, Madde-i Nemt, 7. cilt, s. 417. Bu rivayet Aliden (a.s)


nakledilmitir.
2
Aynul-Kuzatn Tehmidat kitabnn musahhihi olan Afif Asiran s. 274de bunu
bir hadis olarak kaydetmitir. (Esrarul-Hikem-i Sebzevari, s. 23)

75

Bilmek gerekir ki insann ala illiyinde (en yce alemlerde)


takvimi (kvam ve doruluu), esma-i cem iledir. Bu adan esfelessafiline kadar tardedilmitir ve onun srat, esfeles-safilinden
balayarak ala illiyinde sona ermitir. Bu Hak Tealann kendilerine
mutlak nimetle ihsan buyurduu kimselerin sratdr ve bu nimet ilahi
nimetlerin en ycesi olan esma-i cemin kemal nimetidir. Dier sratlar
ise; ister saadete erenlerin ve kendisine nimet verilenlerin srat olsun
ve isterse de ekavete denlerin srat, mutlak nimet feyzinden
yoksunluk miktarnca, ifrat ve tefritin iki tarafndan birine dahildir.
Dolaysyla kamil insann srat, mutlak bir szle kendisine nimet
verilenlerin sratdr ve bu srat, asaleten son peygamberin mukaddes
zatna zgdr. Dier nebilere ve velilere de baml olarak bu yol
sabittir. Bu sz anlamak ise Nebi-i Ekrem peygamberlerin sonuncusu
olduundan, esma ve ayan (isimler ve zdekler) hazretlerini anlamaya
baldr ve bunu da Misbahul-Hidaye kitabnda aklam
bulunmaktayz. Doru yola hidayet eden phesiz ki Allahtr.

76

Meseleyi Kavratmak in Bir Sz Nakli


Byk eyh Bahai1 (kuddise srruhu) Urvetul-Vuska adl
risalesinde yle buyurmaktadr: Mnezzeh olan Allahn nimetleri
saylamayacak kadar oktur. Nitekim Hak Teala yle buyurmutur:
Allahn nimetlerini saymaya kalkarsanz, sayamazsnz. 2 Lakin
Allahn nimetleri iki trldr: Dnyevi ve uhrevi, onlardan her birisi
de ya vehbidir, ya da kesbi. Bunlardan her biri de ya ruhanidir ya
cismani. Dolaysyla nimetler sekiz ksm olmaktadr.
Birincisi, ruhani, vehbi ve dnyevi nimettir. Tpk ruhun frlmesi
veya akl ve anlayn ifazesi gibi.
kincisi, cismani, vehbi ve dnyevi nimettir. Tpk organlarn ve
kuvvelerin yaratl gibi.
nc ise, ruhani, kesbi ve dnyevi nimettir. Tpk nefsin aalk
ilerden uzaklamas ve temiz ahlak ve yce melekelerle
sslenmesidir.
Drdncs ise, cismani, kesbi ve dnyevi nimettir. Tpk
beenilmi heyetler ve gzel arelerle sslenmesi gibi.
Beincisi ise, ruhani, vehbi ve uhrevi nimettir. Tpk gnahlarmz
balamas ve nceden tvbe etmi kimseden raz olmas gibi.3
Altncs ise, cismani, vehbi ve uhrevi nimettir. Tpk st ve baldan
nehirler gibi.
Yedicisi ise, ruhani, kesbi ve uhrevi nimettir. Tpk balama ve
tvbe edildii taktirde raz olmak ve itaat fiiliyle elde edilen ruhani
lezzetler gibi.
1

eyh Behauddin Muhammed Hseyin Amili, eyh Behai diye muhur olup
kendi dneminin byk statlarndan biri saylmtr. eyh Behai, Isfahann eyhul
slam saylyordu. Molla Sadra, Allame Meclisi gibi byk alimler onun sekin
rencileri idi. Cami-i Abbasi ve Havai ber Kaide-i ehid der Fkh, Usturlab ve
Terih-il Eflak der Heyet, Meriku emseyn, Hablul Metin, Erbein, el-Fevaidus
Samediye ve Esrarul Belaa gibi kitaplarn sahibidir
2
brahim/34 ve Nahl/18
3
eyh Behainin buradaki ifadesi zikredildii gibidir ve zahiren istinsah eden
kimse hata etmitir. Belki de maksat, Hak Tealann, tvbe gemii olmakszn bizleri
balamasdr.

77

Sekizincisi ise, cismani, kesbi ve uhrevi nimettir. Tpk itaat fiiliyle


elde edilen cismani lezzetler gibi.
Burada nimetten maksat, son drt ksmda yer alan veya ilk drt
ksmdan, bu son drt ksma ulama vesilesi olan eylerdir.1
eyh Bahainin bu nimet bltrmesi, geri ok incelikli bir
bltrmedir, ama ilahi nimetlerin en nemlisi ve ilahi mukadder
kitaplarn en yce maksad olan nimeti unutulmu, sadece naks veya
orta kimselerin nimetleri zikredilmitir. Geri eyh Bahainin sznde
ruhani lezzetler de zikredilmitir. Ama itaat fiiliyle elde edilen uhrevi
ve ruhani lezzetler, orta makaml kimselerin nasibidir, naks kimselerin
nasibi demesek bile.
zetle, eyh Bahainin zikrettii hayvani lezzetler ve nefsani
nasipler dnda bir takm nimetler de vardr ki onlarn balcalar
eydir:
Birincisi zat marifeti ve zatn tevhit nimetidir ki, bunun da asl
Allaha doru slk etmek ve neticesi ise lika cennetidir. Eer slik
kimse neticeye bakacak olursa, slkunda noksanlk vardr. Zira bu
makam kendini ve lezzetleri terketme makamdr. Hasl olana tevecch
ise, kendine tevecchn bir neticesidir. Bu da kendine tapmaktr,
Allaha tapmak deil; teksirdir, tevhid deil ve rtnmedir, tecrid
deil.
kincisi ise isimlerin marifet nimetidir ve bu nimet, esmai kesretler
hasebiyle dallara ayrlmaktadr. Eer mfredat hesaplanacak olursa,
bin tanedir. Eer iki veya daha fazla isimle terkibat hesaplanacak
olursa, saylamayacak kadar oktur: Allahn nimetlerini saymaya
kalksanz, sayamazsnz. Bu makamda esmai tevhid, isimlerin cem-i
ahadiyet makam olan ism-i azam tanma nimetidir ve isimlerin
marifet neticesi ise isimler cennetidir. Herkes, bir veya birden fazla,
tek veya toplu marifeti lsnce bundan nasiplenir.
ncs ise efali marifet nimetidir. Bu da saysz bir ok
konulara ayrlmaktadr. Bu mertebedeki tevhit makam ise feyz-i
mukaddes ve velayet-i mutlaka makam olan fiil tecellilerin cem-i
1

78

Risale-i Urvetil-Vuska, s. 38

ehediyet makamdr. Bunun da neticesi, slikin kalbinde Hak Tealann


fiillerinin tecellisi olan efali cennettir. Belki de Musa b. mrann,
bir ate grdm1 diye buyurduu tecelli de, efali tecelli idi. Hak
Tealann, rabbi daa tecelli edince onu yerle bir etti ve Msa da
baygn dt.2 diye buyurduu tecelli de esmai veya zat tecellidir.
O halde birinci makamdaki kendisine, nimet verilenlerin srat,
Allahn zatna slk sratdr ve o makamdaki nimet de, zat tecellidir.
kinci makamdaki srat ise, Allahn isimlerine slktur ve o
makamdaki nimet ise, esmai tecellidir. nc makamda ise Allahn
fiillerine slktur ve ondaki nimet ise efali tecellidir. Bu makamn
ashabnn cennetlere ve genel insanlarn lezzetine tevecch yoktur.
Bu ister ruhani olsun, ister cismani fark etmez. Nitekim rivayetlerde de
mminlerden bazs iin bu makam ispat edilmitir.3
Son
Bil ki mbarek Hamd suresi, vcudun btn mertebelerine amil
olmakla birlikte, slkun btn mertebelerine ve iaret olarak
Kurann btn maksatlarna amildir. Bu konulara dalmak, her ne
kadar daha geni bir izah ve daha farkl bir mantk gerektirmekle
birlikte, onlardan her birine iaret etmek, hi de faydasz deildir.
Hatta marifet ve yakin ashab iin bir ok faydalar vardr.
O halde, birinci makamda diyoruz ki, bismillahirrahmanirrahim,
belki de vcudun btn dairesine, nzul ve suud (ini ve k)
kavisine iarettir. O halde, ismullah kabz ve bastn (toplanma ve
genilemenin) ahadiyet makam ve rahman ise bast (genileme) ve
zuhur makamdr ki, bu da nzul boyutudur. Rahim ise kabz ve butun
(toplanma ve batnlar) makamdr ki, bu da suud (ykseli) boyutudur.
Elhamdulillah ise, ceberut ve melekut-i alaya iarettir. Onlarn
hakikati de mutlak vglerdir. Rabbul-alemin ise, gayrilik makam
olan terbiyet ve alemin mnasebetiyle, belki de zat cevheriyle harekete
1

Taha/10, Neml/7 ve Kasas/29


Araf/143
3
Biharul-Envar, c. 77, s. 23
2

79

gemi ve eitilmi olan tabiat alemine iaret etmektedir. Malik-i


yevmiddin ise, vahdet ve kahhariyet makamna iarettir ve vcud
dairesinin rcu etmesidir. Buraya kadar vcudun nzulen ve suuden
(ini ve k olarak) btn dairesi son buldu.
kinci makamda ise diyoruz ki, mstahap olan istiaze (Allaha
snma) belki de Hakktan gayrisini terk etmeye ve eytann
sultasndan kamaya iarettir. Bu da makamlarn bir paras deil, n
koullar olduu hasebiyledir. Zira ncllerden soyutlanmak,
sslenmektir ve bizzat kemaliyye makamlarndan deildir. Bu adan
istiaze, surenin bir paras deildir. Belki sureye giriin n koullardr.
Tesmiye ise belki de fiil, zat ve bu ikisinin arasndaki tevhit
makamna iarettir. Elhamdulillahtan rabbul-alemine kadar ise,
belki de fiil tevhide iarettir. Malik-i yevmid-din ise tam fenaya ve
zat tevhide iarettir. yyake nebuddan balamakta ve sahv (kendine
gelme) ve rcu haletiyle son bulmaktadr. Baka bir ifadeyle istiaze;
yaratklardan, Hakka yolculuk ve nefis evinden kmaktr. Tesmiye;
yaratl ve kesret aleminden soyutlandktan sonra, hakkaniyetle
tahakkuka iarettir. Elhamdulillahtan rabbul-alemine kadar da
Hakktan Hakka, Hakta sefere iarettir ve bu yolculuk malik-i
yevmiddinde bitmektedir. yyake nabudda ise Hakktan yarata
sahv (kendine gelme) ve rcunun husulyle balayan bir yolculuktur
ve bu yolculuk da ihdinas sratel mstakimde sona ermektedir.
nc makamda ise diyoruz ki, bu mbarek sure Kuran-
Kerimde balca ilahi amalar kapsamaktadr. Zira Kurann
maksatlarnn asl, marifetullahn kemale erdirilmesi ve boyutlu
tevhidin hasl olmasdr. Hak ve halk (yaratc ve yaratk) arasndaki
rabta, Allaha doru slkun nitelii, zarif varlklarn hakikatlerin
hakikatine dn nitelii, toplu, detayl, bireysel ve katkl ilahi
tecellilerin tantm, slk ve tahakkuk asndan yaratn irad, ilim,
amel, irfan ve uhud asndan kulun eitilmesi ve zetle btn bu
gerekler, bu mbarek surede kamil bir vecazet ve zetle beyan
edilmitir.

80

O halde bu mbarek sure, fatihatul-kitap, mml-kitap ve Kuran


hedeflerinin ksaca bir suretidir. Btn ilahi kitaplarn amalar da tek
bir amaca irca ettiinden ve o ama da tevhidin hakikati olduundan,
btn peygamberlerin hedefi ve amalarnn nihayeti olduundan,
hakikatler ve tevhit srlar, mukaddes bismillah ayetinde gznnde
bulundurulmutur. O halde bu mbarek ayet, Allahn en byk ayeti
olup btn ilahi kitaplarn amalarn kapsamaktadr. Nitekim hadis-i
erifte de bu yer almtr.1 Ba harfinin altndaki nokta da onun srrdr.
O ba harfidir2. Btn bir kitap zuhur ve sr asndan ba harfinde
gizlidir. Kamil insan, yani mbarek alevi (a.s) vcud, tevhid srrnn
ortasdr.3 Ayet aleminde ise Son Peygamberden (s.a.a) sonra o
mbarek vcuddan daha byk bir ey yoktur. Nitekim hadis-i erifte
de bu yer almtr.4
Son ve Tamamlayc Bilgi
Baz rivayetlerde bu mbarek surenin fazileti hakknda
Peygamberin (s.a.a) Cabir b. Abdillah-i Ensariye yle buyurduu
rivayet edilmitir: Ey Cabir! Acaba Allahn kitabnda indirdii en
stn surenin hangisi olduunu sana reteyim mi? Cabir yle arz
etti: Evet, annem babam sana feda olsun, ey Allahn Resul! Onu
bana ret! Bylece Resulullah kitabn esas olan hamd suresini ona
retmi ve yle buyurmutur: Ey Cabir! Seni bu sure hakknda
bilgili klaym m? O yle arz etti: Anam babam sana feda olsun, ey
Resulullah! Beni haberdar kl. Peygamber yle buyurdu: O lm
dnda her hastaln ilacdr.5 bn-i Abbas Resulullahtan (s.a.a)
1

Biharul-Envar, c. 92, s. 238, bu babda hadis mevcuttur.


Eer Kuran asrnda yaygn olan Kufi hattnda hibir noktann olmad
sylenecek olursa, yle cevap verilebilir ki, bu hakikat sz konusu iddiamza zarar
vermemektedir. Her ne kadar zuhurdaki bu rol ertelenmi olsa da hakikatlerde bir
etkisi yoktur. Dolaysyla genel olarak bu iddiann shhat hakknda mutlak olarak
ikna edici bir delil yoktur. Bu konuda yaygn olmak, mutlak yok oluun delili
deildir. Biraz dn.
3
Ben ba harfinin altndaki noktaym. (Esrarul-Hikem, s. 559)
4
Tefsir-i Safi, c. 2, s. 779, Anin-Nebeil Azim ayetinin tefsirinde
5
Tefsir-i Ayyai, c. 1, s. 20, 9. hadis.
2

81

yle nakletmektedir: Her eyin bir esas vardr ve Kurann esas


da Fatihadr, Fatihann esas da bismillahirrahmanirrahimdir.1 ve
Resulullahtan yle nakledilmitir: Hamd suresi her derdin
devasdr.2
mam Sadkn (a.s) ise yle buyurduu yer almtr:
Elhamdulillahn ifa vermedii bir kimseye, hibir ey ifa
vermez.3
Mminlerin Emiri Hz. Aliden nakledildii zere Resulullah (s.a.a)
yle buyurmutur: Allah-u Teala bana yle buyurmutur: And
olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli fatihay ve Kuran
azimi verdik.4 Ayrca bana fatihatul kitab ltfetti ve onu
Kurana denk kld. phesiz fatihatul kitap arn hazinesindeki en
deerli eydir. Allah-u teala Muhammedi (s.a.a) fatiha ile
ereflendirmitir ve sadece ona zgn klmtr. Bu konuda
peygamberlerden
kendisine
fatihadan
sadece
bismillahirrahmanirrahim ayetinin ihsan edildii Sleyman
dnda, hi bir peygamberi ortak klmamtr. Nitekim Belkstan yle
nakletmektedir: Bana Sleymandan yce bir mektup gelmitir ve
onda yle yazldr: Bismillahirrahmanirrahim5 O halde her kim
Muhammed ve Ehl-i Beytinin dostluuna inanarak bu sureyi okur,
emirlerine teslim olur ve zahir ve batnna iman ederse, Allah-uTeala
bu surenin her harfine karlk, her bir iyiliinin, kendisi iin
dnyadaki btn mal ve hayrlardan daha stn olacak bir iyilik
yazar. Her kim Kuran okuyan birini dinlerse onun iin de okuyan
kimsenin sevabnn te biri vardr. O halde sizden her biriniz,
kendisine arzedilen bu iyiliini artrma cehdi iinde olmaldr. Zira bu
bir ganimettir. Sakn elden karmayn, aksi taktirde kyamette sizler
iin hasreti baki kalr.6
1

Mecmeul-Beyan, c. 1, s. 17
a.g.e
3
Tefsir-i Ayyai, c. 1, s. 20 ve 10. hadis ve Biharul-Envar, c. 89, s. 237, 34. hadis
4
Hicr/87
5
Neml/29, 30
2

82

mam Sadktan (a.s) ise yle buyurduu rivayet edilmitir: Eer


bir lye yetmi defa Hamd suresi okunur da o lnn ruhu geri
dnerse, bu ilgin bir i deildir.1
Resulullahtan (s.a.a) da yle buyurduu nakledilmitir: Her kim
Fatihatul Kitab okursa kendisine Kurann te ikisini okumann
sevab verilir.2 Baka bir rivayette ise yle buyurulmutur: adeta
Kurann btnn okumu gibidir. 3
Ubey b. Kaabdan da yle dedii rivayet edilmitir: Resulullaha
(s.a.a) Fatihatul Kitab okudum, bana yle buyurdu: Ruhum elinde
olana andolsun ki Allah Tevrat, ncil, Zebur ve Kuranda Fatihatul
Kitabn bir benzerini indirmemitir. O mml kitab ve sebul
mesanidir. O Allah ile kulu arasnda bltrlmtr. Kul iin
diledii ey vardr.4
Huzeyfe b. Yemandan (r.a) nakledildii zere Resulullah (s.a.a)
yle buyurmutur: Allah-u Teala bir kavim iin kesinlemi azab
indirir, onlarn ocuklarndan birisi Kurandan elhamdulillah
ayetini okur, Allah-u Teala bunu iitince, krk yl onlardan azab
kaldrr.5
Hakeza bn-i Abbastan da yle dedii nakledilmitir: Biz
Resulullahn yannda iken aniden bir melek geldi ve yle buyurdu:
Sana verilen ve senden nceki peygamberlere verilmeyen iki nur
sana mjdeler olsun! O iki nur Fatihatul Kitap ve Bakara suresinin
sonlardr. Her kim onlardan birini okursa hacetini gideririm. 6 Bu
rivayeti, Mecmede bu anlama yakn bir ekilde nakletmitir.7

Uyun-u Ahbar-i Riza, c. 1, s. 301, Fima Cae anil man Ali b. Musa min
Ahbaril Mutafarrika, 60. hadis, Biharul Envar, c. 89, s, 227, 5. hadis
1
Tefsir-u Nuris Sakalayn, c. 1, s. 4, Hamd suresinin tefsiri, 8. hadis
2
Biharul Envar, c. 89, s. 259 ve Mecmeul Beyan, c. 1, s. 17
3
a.g.e
4
Mecmeul Beyan, c. 1, s. 17
5
Tefsirul Kebir, c. 1, s. 178
6
Mustedrekul Vesail, Kitabus Selat, Ebvabul Keraet, 44. blm, 3. hadis
7
Mecmeul Beyan, c. 1, s. 18

83

nc Blm
Hamd Suresi le lgili Tefsir Dersleri

Birinci Ders
Talanm eytandan Allaha snrm
Rahman ve Rahim olan Allahn adyla...
Hamd alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur
Birka kez benden, Kuran- Kerimin kimi ayet-i celileleriyle ilgili
birtakm konular anlatmam istenmiti. Gerekte Kuran tefsir etmek,
bizim gibilerin stesinden gelebilecei bir i deildir. slam tarihi
boyunca ii-Snni byk alimler, bu konuda pek ok kitap
yazmlardr. Yapm olduklar bu almalar takdire ayandr. Ne var
ki bunlarn her biri, sahip olduklar ilim ve uzmanlk sayesinde Kuran
perdelerinden sadece bir perdeyi tefsir edebilmilerdir. Bunu bile
kamil bir ekilde yaptklar malum deildir.
rnein u birka yzyl boyunca, baz arifler kp bir takm
tefsirler yazmlardr. Muhyiddin-i Arabi1 baz kitaplarnda,
Abdrrezzk Kn2 Tevilatta, Molla Sultan Ali3 tefsir alannda
eserler kalem almlardr.
Maarif yolunu izleyen bu kimseler sahip olduklar ilim dalarna
gre iyi eserler yazmlardr. Bununla birlikte Kuran yalnzca onlarn
yazdklarndan ibaret deildir. Bu yazlanlar, hakeza Tantvi 4 ve
benzerleri, ayn ekilde Seyyid Kutub5, baka bir yntemle -aslnda
1

Muhammed b. Ali b. Muhammed Arabi (1165-1240) 12. asrn byk


ariflerinden biridir. Kendisi bn-i Arabi, Muhyiddin ve eyh-i Ekber olarak
mehurdur. Futuhat-i Mekkiye gibi eserlerinde Kuran irfani bir ekilde tefsir
etmitir.
2
Molla Abdurrazzak b. Cemal (Celal)uddin Kaani, Ebul-Ganayim knyesiyle
mehurdur. Kemaluddin Lakabna sahiptir. H. 8. asr mehur ariflerindendir. Tefsir
konularn Tevilul-Ayat veya Tevilatul-Kuran adl eserlerinde bulmak
mmkndr.
3
Sultan Muhammed b. Haydar el-Cenabezi Horasani, Sultan Aliah diye
mehurdur. H. 14. asr sufi ve ariflerindendir. Beyanus-Saadet fi Makamatil-badet
adl tefsir kitab birok sembolik ve felsefi konular iermektedir. Bu eser 4 cilt
olarak 1965 ylnda Tahran niversitesi matbaasnda baslmtr.
4
Tantavi b. Cevheri Msri (1870-1939) Msr alimlerinden ve Kahire DarulUlum statlarndan biridir. El-Cevahir fi Tefsiril-Kuran adl tefsiri vardr. Tantavi
tefsir kitabnda Mslmanlarn ihtiya duyduu hkmleri ve ahlaki meseleleri ele
almtr. Bu tefsirin en nemli zellii ilmi konulardr ki yaklak 750 Kuran
ayetini tabii ilimlerin gerekleriyle uyarlamaya almtr.
5
Seyyid b. Kutub b. brahim, 20. asrda yaayan Msrl slam dnr, yazar
ve Arapa retim grevini yapm bir kimsedir. Seyyid Kutub, hvan-i Mslimin

87

yine tam anlamyla Kuran tefsiri saylamayacak- tefsirler


yapmlardr. Bunlar da yine bir perde konumundadr.
Bu iki gruptan olmayan daha baka tefsircler de vardr. rnein
bizim Mecmeul Beyan1 ki gzel bir tefsir olup, iann ve Ehl-i
Snnetin grlerini bir araya toplamtr. Yazlan dier tefsirler iin
de ayn ey geerlidir. Kuran; bizim ya da baka birisinin makamna
layk kapsaml bir ekilde tefsirini yapabilecei bir kitap deildir.
Kuran ilimleri, bizim anlaymzn tesinde bulunan bambaka
ilimlerdir. Biz Allahn kitabnn perdelerinden, ancak bir perdeyi, bir
sureti anlayabilmekteyiz. Geri kalan, Allah Elisinin (s.a.a)
eitimiyle yetimi olan ismet ehlinin tefsirine muhtatr.
Son zamanlarda, tefsir yapmaya hi de ehil olmayan birtakm
insanlar ortaya kmtr. Aslnda bunlar, kendilerinin amac olan bir
eyi, Kuran ve snnete dayandrmak istemilerdir. Hatta kimi solcular
ve komnistlerden de, amalarna ulaabilmek iin, Kurana el
atmaya yeltenmilerdir. Byle kimselerin, gerekte ne Kuranla bir
ilgileri, ne de tefsirle bir ileri vardr. Bunlar kendi amalan
dorultusunda ite slam budur diyerek, genlerimizi kendi
ynlerine ekmek istemektedir.
Bu bakmdan unu arz etmek istiyorum: yeterince ilm olgunlua ve
yetkinlie ulamam kimseler, bu tr meselelerle ve slami konularla
ilgisi olmayan genler, slamdan haberi olmayan insanlar, kesinlikle
Kuran tefsire kalkmamaldr. Byle kimselerin amalar
dorultusunda Kuran tefsire kalkmas halinde, genlerimizin
bunlara itibar gstermemesi, rabet etmemesi gerekir. nk slamn
yasaklad eylerden birisi de kendi grnce tefsir etmektir.2
grubuna mensuptur. Bu tekilatn gazete sorumluluunu stlenmitir. Seyyid Kutub,
Cemal Abdunnasr rejimi tarafndan tutuklanm, zindana atlm, sonra da idam
edilmitir. Seyyid Kutubun Kuran alannda; et-Tesvirul-Fenni fil-Kuran,
Meahidul-Kiyame fil-Kuran, Tefsir-i fi Zilalil-Kuran gibi deerli eserleri vardr.
Seyyid Kutub kendi tefsirinde daha ok toplumsal konular ele almtr.
1
Mecmeul-Beyan fi Tefsiril-Kuran adl tefsir kitab, Ebu Ali Fazl b. Hasan b.
Fazl Tebersinin eseridir. ( 1079-1156) 11. asrda yaam olan byk ii fakihi ve
mfessiridir. Kendi deerli tefsirinde edebi konulara kraat ile ilgili meselelere
deinmi mfessirlerin grlerini nakletmi ve Kuran ayetlerinin maksadn beyan
etmeye almtr.
2
Peygamber (s.a.a) yle buyurmutur: Her kim Kuran kendi grnce tefsir
ederse, yeri atetir. (Tefsir-i Safi, c.1, s.35, el-Mukaddimetul Hamise)

88

Kendi grnce tefsir etmek, herkesin kendi grn Kurana


uygulamas ve buna gre tevil etmesi demektir. rnein, ruhi manalar
ehli olan bir kimse, nne gelen Kuran ayetlerini tevil etmekte, kendi
grne uyarlamaktadr.
Bizim btn bu cihetlerden saknp kanmamz gerekmektedir. te
bundan dolay, Kuran konusunda elimiz kolumuz baldr. Yani bu
alan, insann Kuran budur, yle demektedir eklinde her aklna
geleni sylemesine ak bir alan deildir.
Eer ben Kuran- Kerimdeki baz ayetlerle ilgili birka kelime
sarf ediyorsam, bundan ama, kesinlikle udur eklinde bir nispette
bulunmuyorum. Muhtemel olan bir takm eylerden sz ediyorum. Bu
ayetten ama ancak udur, baka bir ey olamaz gibi kesinkes bir ey
syleme hakkna sahip deilim. Bu bakmdan, bu konular hakknda
konumam istendii iin, haftada birka gn, rnein bir gn, snrl
bir sre iinde Kurann ba tarafndan ve sonlarndan da bir sure
olmak zere, zetle ve ksaca bu konulardan sz etmeye karar verdim.
nk hem benim, hem de bakalarnn ayrntya girecek zaman yok.
Burada zetle baz ayetlerden sz edeceim. unu yine belirtiyorum
ki, szlerim bu kesinlikle byledir veya byle deildir eklinde
gre dayal bir tefsir olmayacaktr. Szlerimiz, kendi anladmz
ekilde ve ihtimali olacaktr.
Talanm eytandan Allaha snrm
Rahman ve Rahim olan Allahn adyla...
Hamd alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur
Kurann btn surelerinde, bu besmelelerin, kendilerinden sonra
gelen ayetlere bal olmas muhtemeldir. nk bu besmelelerin,
takdirde olan bir anlama bal olduu sylenmitir 1 Lakin bu
1

Bismillhirrahmnirrahm ifadesi car-u mecrur (bi-ism), muzafun ileyh (Allah)


ve tabileri olan (Rahman, Rahim) kelimelerden bileiktir. Arap kelam slubu
esasnca car-u mecrur, cmlenin kemale erdirilmesi ve anlamn tamamlanmas iin
olup fiile veya baka bir kelimeye taalluk etmelidir. Bu mteallik, isim veya fiil,
mukaddem veya mtaahhir, mahzuf veya mezkr olabilir. Mfessirler bu ayet
hakknda ok detayl aklamalarda bulunmulardr. Bazlar bismillah ikra veya
bismillah utlu (Keaf tefsiri) rneinde olduu gibi mteallk muahhar fiil olarak
takdire almlardr. Bazlar (Tefsir-i Fahr-u Razi) da bismillah ibtida-u kull-i ey
eklinde mutallk, muahhar isim olarak takdire almlardr. Bazlar (Tefsir-i Tbyan)

89

bismillahlarn, daha ok surenin kendisine bal olmas ihtimali ar


basmaktadr. rnein Fatiha suresinde bismillahirrahmanirrahim elhamdu lillahi rabbil alemin eklindedir. Yani Allah tebarek ve
tealann ismiyle, hamd yalnzca Onadr.
Burada isim, almettir. Kiilere veya herhangi bir eye isim
konulmas, bu ismin onlara ait bilgi ve kimlik olmas, rnein Zeydin
kim olduunun bilinmesi ve anlalmas iindir.
Allahn isimleri de, mukaddes zatnn almetleridir. nsann
Allahn mukaddes zatyla ilgili elde edebilecei eksik bilgi, ancak
Onun isimleri ile ilgilidir. Allahn mukaddes zat, insann kendisine
asla eriemeyecei bir varlktr. Hatta insanlarn en ereflisi ve alimi
olan, nebilerin sonuncusu, Peygamber (s.a.a) bile, Onun mukaddes
zatna erimek hususunda acizdir. Allahn mukaddes zatnn
mertebesini, kendi mukaddes zatndan baka kimse bilip kavrayamaz. 1
insanln bu konuda ulaabilecei mertebe, yalnzca Onun
isimlerinden ibarettir. Yine bu isimlerin de eitli mertebeleri vardr.
Bunlarn bazlarn bizler, bazlarn da Peygamber-i Ekrem (s.a.a),
Allahn velileri ve bir de peygamberin eitiminden gemi insanlar
kavrayabilirler.
Alemin tm, ismullahtr. sim, alamet ve niane olduu iin,
alemde var olan btn varlklar, Hak Tealann mukaddes zatnn
almeti ve nianesidir. Onun almet oluunu, yani bunun ne tr bir
almet olduunu, kimileri derinlemesine anlayp, alglayabilir; kimileri
de bunun almet oluunu yzeysel bir ekilde ve icmalen anlayabilir.
Bu konuda genel olarak bilinen, herhangi bir varln kendi kendine
var olamayacadr.
Bu mesele, insan aklnda ak seik bulunan (kabul edilen) bir
konudur. Her insann akl, ftrat gereince u gerei anlayabilir ki
hem var olmas, hem de yok olmas mmkn olan bu varlk, kendi
kendine var olamaz. Bu mmkn varln, kendi kendine, yani
bizzat var olan baka bir varlkla sonlanmas gerekir. Yani yokluu
ibde veya ikra veya kulu bismillah eklinde mteallk mukaddem fiil olarak
takdire almlardr. Baz aratrmaclar ise biismike ezheru lekel ubudiyet eklinde
mutallk sonraki surenin ayetlerinin mecmuundan hsl olan mana kabul etmilerdir.
1
Peygamber (s.a.a) yle buyurmutur: Sana hakkyla ibadet edemedik ve seni
hakkyla tanyamadk. (Miratul Ukul, c.8, s.146, Kitabul man vel Kufr, babu
kr, 1. hadisin erhi

90

dnlemez ve o ezelidir. Hem var olmalar, hem de var olmamalar


mmkn olan dier varlklar, kendi kendilerine var olamayacaklar
iin, dardan bir varln kendilerini yaratmasna muhtatrlar.
rnein, vehmi olan bu fezann eer hi olmazsa, vehmi bir
fezadr ve gereklii yoktur- var olduunu ve kalc olduunu farz
edecek olursak, bu salt fezann baka bir varla dnmesi veya onda
(durup dururken) nedensiz olarak bir varln meydana gelmesi
mmkn deildir.
rnein kimileri, lemde nce sonsuz bir fezann olduunu, -ki
buradaki sonsuzluk kavram da tartlr 1- sonra hava ve gazlarn ortaya
ktn, ondan sonra da ondan baka bir varln ortaya ktn
sylemektedir. Bu, akln zaruretine aykrdr. nk bir eyin d etken
olmakszn baka bir eye dnm imkanszdr. Aksi halde, bir
varlk, kendiliinden bir baka varla dnemez. rnein suyun
donmas iin, bir d nedene gerek vardr. Suyun donmas veya
kaynamasnn bir d etkeni vardr. Su, donma noktasnn altna
dmedike veya kaynama noktasnn stne kmadka, sonsuza dek
su olarak kalr. Dardan bir nedenin, suyu dondurmas veya
kaynatmas gerekir. Eer su kokarsa, bunun da bir nedeni vardr. Bir
d etkenin o suyun kokmasna neden olmas gerekir. te bundan
dolay, insann temelde bilmesi gereken ey, her maluln (sonucun)
veya her mmknn bir nedeni olmas gerektiidir. nsann u konuyu
dnd zaman, tasdik etmesi de, akln aka kabul ettii
meselelerdendi ki olmas veya olmamas mmkn olan bir eyin
kendiliinden olmas veya olmamas imkanszdr. Yokluk, var olacak
bir ey olmad cihetinden mlahaza edilirse, bunun bir nedeninin
olmas gerekmez. Ama yok olan mmkn bir varln kendiliinden
vcuda gelmesinin imkanszl akllarn zaruriyatndandr.
Alemdeki btn varlklarn ismullah olduu ve btn alemin
Allahn nianesi olduu, btn akl sahiplerince anlalabilecek ve
alemin ismullah olduunu kabullenebilecek icmali bir konudur.
Konunun asl anlam ise bunun salt bir isimlendirme olmaddr.
1

lahi filozoflarn sonsuz fezann reddi hususundaki delillerine iaret etmektedir.


(erh-ul arat vet Tenbihat c.3, Nemet-i Evvel; erh-i Manzume, Gurer fi sbat-i
Tenahil Ebad ve erh-i Muhtasar-i Manzume, ehid Mutahhari, c.2, s.227)

91

rnein biz bakalarna bir eyi tantmak islediimizde, bu


lambadr, bu otomobildir, bu insandr veya Zeyddir diyoruz
Btn sfatlar ve kemli sonsuz olan, snrsz bir varln, tm
snrlardan mnezzeh olduu ve mmkn (varlklar gibi) olmad,
apak bir gerektir.
Eer bir varln snr (haddi) olursa, mmkn varlktr. Fakat
zatnda, varlnda hibir snr olmayan bir varlk, akli zaruret
dolaysyla, bu varln, kemal sfatlarn hepsine sahip olmas gerekir.
nk, kemal sfatlarndan bir tanesi dahi olmazsa, varlk snrlanm
olur. Snrlannca da, varl mmkn olur. Mmkn ve vacip
arasndaki fark udur: vacip varlk, her eyde ve her eyiyle sonsuzdur.
Mutlak varlktr. Mmkn varlklar ise, snrl varlklardr. Kemal
sfatlar, sonsuz bir ekilde ve snrsz olmazsa, vacip sandmz bir
varlk, aslnda vacip deil, mmkn olur. Vacip varlk, yaratmann ve
varln kaynadr. O kaynan mebdeiyeti ile vcuda gelen btn
varlklar, zikredilen vasflarn kendi varlklarnda eksik bir halde
toplayan varlklardr. Elbette bunun da dereceleri vardr. Bunlardan
birisi mertebe-i aladr (en yce mertebedir) ki, bu mertebede Allahn
btn kemal sfatlar elbette imkan lsnde- vardr. Bir varln bu
sfatlara sahip olmasnn mmkn olduu miktarnca. Bu da ism-i
azamdr.
sm-i azam, naks yani imkan bir noksanlk iinde Hak Telann
btn kemlini kendisinde bulunduran isim ve almete denir. Dier
varlklara oranla kamil bir ekilde btn ilhi kemli kendisinde tar.
sm-i azamn peice gelen varlklar da u maddi varlklara
gelinceye kadar ayn kemli kendilerinde bulundurmaktadr. Fakat
kendi kapasiteleri miktarnca bu kemle sahiptirler. lim, kudret ve
kemle sahip olmadklarn dndmz bu maddi varlklar bile
dndklerimizin tamamen aksine, btn bu kemallere sahiptirler.
Bizler rtlyz, bu yzden de baz eyleri kavrayamyor,
alglayamyoruz. nsandan, hatta hayvandan daha aa olan
varlklarda bile, btn kemal sfatlarn yansmas vardr. Bunlar, kendi
varlklarnn boyutlar lsnde idrak sahibidirler. nsanda var olan
idrak, onlarda da vardr.

92

Hibir ey yoktur ki, Allah hamd ile tesbih etmesin. Ama siz
onlarn tebihini anlayamazsnz. 1
Kimileri, eksik bir varln da idrakinin olmasnn mmkn
olduunu bilmediklerinden, bu varlklarn tesbihini, yaratltan gelen
(tekvini) bir tesbih olarak yorumlamlardr.2 Oysa ki, ayet tekvini,
tesbih dnda bir eyden sz etmektedir. Tekvini tesbihin ne olduunu,
yani bunlarn nedeni olan birer varlk olduunu hepimiz bilmekteyiz.
Hayr hakikat bu deildir, bu varlklarn tesbihi vardr ve bu tesbih,
tekvini bir tesbih deildir.
Baz rivayetlerde, kimi varlklarn nasl tesbih ettikleri de
zikredilmitir.3 Resulullahn (s.a.a) elindeki ta parasnn tesbih
ediini orada hazr bulunanlar da duydular.4 Bu tesbih, sizin ve benim
kulamn duymad, yabanc olduu bir tesbihtir. Bu bir konuma,
bir sz, bir kelimedir. Bizim szlerimize ve konumalarmza
benzememektedir. Ama iin iinde bir idrak sz konusudur. Elbette bu
idrak kendi varlklarnn kapasitesi miktarncadr.
Hatta yce mertebelerde kendilerini btn idraklerin kayna olarak
dndkleri iin, baka varlklarn bu idrak ve mertebeye sahip
olmadn sylemektedirler. Elbette o mertebeye sahip deillerdir.
Biz de baz eyleri idrak edemediimiz iin, bu varlklarn sahip
olduu hakikatleri de idrak edemiyoruz. nk rtlyz ve bu
yzden bilgi sahibi deiliz. Bilmediimiz iin de iin iinde bir eyin
olmadn hayal ediyoruz.
nsan pek ok eyin var olmadn hayal etmektedir, oysa vardr.
Siz ve ben, bylesi eylere yabancyz. imdilerde kimi eylerin yeni
yeni kefedildiini, bilindiini sylyorlar. rnein, eskilerin cansz
sayd bitkilerde, bir takm alclar vastasyla scak su iinde bulunan
kklerinden imdi birtakm seslerin alglandn sylyorlar. Bu doru
mudur, deil midir bilmiyorum. Fakat btn alem seslerle, yanklarla
1

sra/44
Keaf tefsiri, c.2, s.451, sra/44. ayetin tefsirinde; Tefsir-i Kebir-i Fahr-i Razi,
c.20, s.219, szkonusu ayetin tefsirinde
3
Biharul Envar, c.61, s.27, Kitabus Sema vel Alem, bab-u Umum-i Ahvalil
Heyevan ve Esnafiha, 8. hadis
4
Hz. Ali (a.s) uzun bir hadisinde yle buyurmutur: Nbuvvet delili kemale ersin
diye Hz. Resuln elinde dokuz akl ta ruhsuz olduklar halde sesleri iitilecek
ekilde tesbih etti. (sbatul Hudat, c.2, s.45)
2

93

doludur. Btn alem canldr, alemdeki her ey ismullahtr. Siz


kendiniz de ismullahsnz; eliniz, diliniz her eyiniz Allahn
isimlerindendir.
Hamd ediiniz, ismullah iledir. Hareket eden diliniz, ismullahtr.
Buradan kalkp evinize ismullah ile gitmektesiniz. Siz bunu belki fark
edemiyorsunuz, ama kendiniz de ismullahsnz. Kalbinizin at,
nabznzn vuruu, ismullahtr. Esen rzgarlar ismullahtr. Bu yzden,
ayet-i kerime bu anlam aklamaktadr. Baka ayetlerdeki
bismillah denmektedir. smullahtan sz edilmektedir. Her ey
ismullahtr, yani Hakktr, her ey esmaullahtr. sim kendi
msemmasnda fanidir. Biz zgr olduumuzu ve kendimizin bir ey
olduunu sanyoruz.
Ancak durum byle deildir. Eer Allahn o nur, irade ve tecelli ile
var ettii varlk klar bir an iin kesilecek olursa, btn varlklar hi
olmama dner ve yok olurlar. Varlk halinden kp, ilk hallerine
dnerler. Varlklarn varlnn devam da Allahn tecellisi ile olduu
iin, btn alem, ancak Allahn tecellisi ile var olmaktadr. O tecelli
ve nur, varlk hakikatinin asldr. Yani ismullahtr.
Allah gklerin ve yerin nurudur1
Yani Allahn tecellsidir, tahakkuku olan her ey bu nurdur. Zuhur
eden ey bu nurdur. Bunun bir zuhuru olduundan nur denmekteyiz.
nsan da zahirdir ve nurdur. Hayvanlar da aynen bu ekilde nurdur.
Btn varlklar nurdur. Her ey Allahn nurudur.
Allah gklerin ve yerin nurudur
Yani nurdan ibaret olan yer ve gk, Allahtandr. Yer ve gk Onun
zatnda ylesine fanidir ki, Allah gklerin nurudur denilmektedir.
Bunun yerine Allah gklerin ve yerin nurlandrcsdr
denilmemektedir. Zira bu ifade bir tr ayrlk belirtmektedir.
Allah gklerin nurudur
Yani, alem bamszl, mutlak ve kalcl baki olan hibir varlk
yoktur. Burada bamszln anlam, bir varln mmkn olmaktan
kp, vaciplik snrna ermesidir. Oysa Allahtan baka mutlak bir
varlk yoktur. Bu bakmdan bismillah elhamdu lillahi denilmektedir.
bismillah kul huvallahu ahad denilmektedir. Yani her eyi ismullah
ile syle. Yoksa sadece bismillahirrahmanirrahim, de anlamnda
1

94

Nur/35

deildir. Bir gereklik sz konusudur, bu gereklik ise; ismullah ile


syle anlamndadr. Yani, gerekte senin syleyiin bile, ancak
ismullah iledir. Yerde ve gkte olanlar (olan kimseler deil) Onu
tesbih eder denilmektedir.1
Yerde ve gkte olan her ey, her varlk, Onun cilvesi olan ismullah
ile Onu tesbih eder. Btn varlklar Onun tecellisiyle tahakkuk eder,
btn hareketler Onun tecellisinden meydana gelirler.
Alemde var olan her varlk, bu cilve ile vardr. Btn iler, her ey,
Allahn cilvesi ile, Allahtan var olduu ve sonuta Ona dnd
iin, hibir varlk kendiliinden bir eye sahip deildir. Bamszlk
olmad iin de birisi kalkp benim kendimden bir eyim var, o nur
kayna karsnda ben, (Ondan ayr olarak) kendiliimden bir eye,
bir varla sahibim diyemez. Zira sende olan, senin sahip olduun,
hibir ey sana ait deildir. Gzn var, ama bu gz, senin kendi
zatndan deildir. Bu, ancak Allahn tecellisiyle var olmu bir gzdr.
Ettiimiz btn hamtlar, vg ve yceltmeler, Allahn ismiyledir.
smullah sebebiyledir. te bu yzden ayette de bismillah
buyrulmutur.
Allah da tam anlamyla kapsaml bir cilvedir. Hak Tealadan
btn cilveleri kendinde toplayan bir cilvedir. Rahman ve rahim, bu
cilvenin cilvelerindendir. Rahman olan Allah, rahmeti ve rahmaniyeti
ile btn varlklar yaratmtr. Bu var edi rahmetin kendisidir.
Varln asl, rahmetten ibarettir. er varlklara balanm olan varlk
bile, rahmettendir. Btn varlklar bir perde, bir rt altnda kuatan
ok geni bir rahmet vardr. Yani btn varlklar, bu rahmetten hasl
olmulardr. Rahmetin aynsdrlar, rahmetin kendisidirler.
Bismillahta yer alan Allah da tam anlamyla bir cilvedir. Cilveyi
btn anlamyla ortaya karabilen bir makamdr. sm-i cmidir. Yine
cilve olan bir isimdir. Hak Tealann kendi zatnn ismi ve resmi
yoktur. Allah ismi, rahman ismi, rahim ismi, btn bunlar isimdirler,
cilvedirler. Btn kemal sfatlar toplayan Allah ismiyle zuhur
mertebesine erimilerdir. Rahman ve rahim oluunu rahmet,
rahmaniyet ve rahimiyet olduu iin zikretmitir.
1

Arapada men kelimesi akl sahipleri, ma kelimesi ise btn eyler iin
kullanlmaktadr. Ayette de ma edat yer ald iin sadece akl sahiplerinin deil,
btn varlklarn tesbih ettii ifade edilmitir.

95

Gazap ve intikam sfatlar da vardr. Ama bu sfatlar feri ve


baml sfatlardr. Bizzat olan bu ikisidir. Rahmet bizzattr,
rahmaniyet ve rahimiyet bizzattr. Dierleri, rahmete tabi olan feri
sfatlardr. Rahman, rahim ve ismullah ile hamd Onadr. Alemde var
olan btn hamtlar, her kemal sfat, her vg Onun iindir, yalnzca
ve ancak Onadr. nsan bir ey yerken, yedii eyin ne kadar lezzetli
olduunu, yani o yemein tadn sena ettiini sanr. Oysa bu Allaha ait
olan hamttr. nsan, ne iyi insandr, ne byk filozof veya bilgindir
diye birini vdn sanr. Oysa bu vg Allah iindir. Ama insan
bunun ne iin olduunu bilmez. nk alimin ve filozofun
kendiliinden sahip olduu bir ey yoktur. Her ne varsa Onun
cilvesidir.
Bir eyi idrak eden, aklyla bunu idrak etmitir ki akl da Onun
cilvesidir. drakin kendisi, idrak eden kimse, hep Onun cilvesidir. Her
ey Ondandr. nsan u haly veya falan insan vdn
sanmaktadr. Oysa hibir kimsenin, hibir vgs, Allahtan bakas
iin olamaz. Hibir hamd, hibir vg Allahtan bakas iin olamaz.
Siz kimi verseniz vn, Onda var olan bir ey iin onu vmektesiniz.
Hibir zaman olmayan bir eyi vemezsiniz. Onda bir ey var olduu
iin vmektesiniz. Var olan her ey Allahtandr. vdnz her ey,
dolaysyla Ona ular. Onun iindir; Onun vgsdr. Btn
hamdnz Onadr.
el-Hamd yani btn hamdler, her ne kadar hamd varsa, ancak ve
ancak Ona aittir. Biz Zeydi, Amr veya gnein n sena
ettiimizi, ayn nuru vdmz sanmaktayz. unu veya bunu sena
ettiimizi sanmaktayz. Oysa bizler perdeli durumdayz; kimi
gerekliklere kapalyz. Perdeli olduumuz iin de unu veya bunu
sena ettiimizi sanyoruz. Ama, perde kalknca gryoruz ki, hal byle
deil. Btn vgler Onun iindir. Onun bu cilvesi sebebiyle siz onu
vmektesiniz
Allah gklerin ve yerin nurudur.
Her gzellik Ondandr. Btn kemal sfatlar, varlklarn kemali
Onundur. Yani onun tecellisidir. Btn alem Onun tecellisinden
ibarettir. lem Allahn tecellisinden var olmutur.
Biz (baz eyleri) kendimizin yaptn sanmaktayz.

96

Attn zaman sen almadn, ama Allah att.1


Cilve olduu iin atmak da cilveye istinat edilmitir.
Ama Allah att.
Sana biat eden Allaha biat etmitir2 ifadesinde, bu biat eli de
Allahn tecellisidir. Hasl bizler perde altnda olduumuz iin, bunun
ne demek olduunu bilmiyoruz. Allahn terbiyesi ile eitilenler ve
Peygamberin (s.a.a) eitiminden geenler dnda, hepimiz perde
altndayz.
Bu sylediimiz esasa gre bu bismillahn, el-hamda ait olma
ihtimali mmkndr. Yani Allahn ismiyle btn hamdlar, btn
vgler Allahndr. Onun tecellisidir. Allahn cilvesi btn hamdleri
kendine cezp etmektedir. Hibir vg, Ondan bakas iin deildir.
Her ne kadar isteseniz de, bir bakasn vemez, bir bakasna hamd
edemezsiniz. vgnz, ancak Allaha varr. Her ne bakas olduunu
hayal etseniz de Odur. Ama bilmiyorsunuz. Siz Allahtan bakas iin
bir sz syleme amacyla kendinize bask bile yapsanz, bunu
baaramazsnz. nk Allahtan baka bir sz yoktur. Her ne
syleseniz, Ondandr. Noksanlklar Ondan deildir. Varlk bulan
eylerin bir varlk ynleri, bir de eksik ynleri vardr. Varlk yn
nurdur. Bu ona aittir. Noksanlklar ise Onun deildir. Yokluklar
olumsuzluklar Onun deildir.
vgler daima evetler ve olumluluklar iin gerekleir. Yani
sena, varlk ve kemal iin vaki olur. Alemde ise Allahtan baka hibir
kemal yoktur. Cemal de yalnzca Allahn cemalidir.
Bunlar anlamamz, kalbimize ilememiz lzm. Kalbimiz bu tek
kelimeyi bir anlasa... Bu kelime yalnzca bir szden ibaret deildir.
Sylenmesi kolaydr; ama bunu kalbe ulatrmak, bu anlay
kabiliyetine sahip varla anlatmak, kalbin buna inanmasn salamak,
ite asl zor olan budur. Kimi zaman insan byle szler sarf eder.
Cennet var, cehennem var der. Bazen inanr da.
Ama inan, ilm itikattan ayr, farkl bir eydir. Hakknda delil ve
burhan da vardr, ama inanmak, baka bir meseledir. Nebilerde var
olan ismet sfat, bu inantan sonradr. Bir eye inandlar m, aykr bir
i yapmalar imknszdr. Siz eer birisinin kendisine aykr bir sz
1
2

Enfal/17
Fetih/10

97

sylediiniz takdirde klcn ekip boynunuza vuracana inansanz,


bu konuda masum kesilirsiniz, susarsnz. Yani, artk sizden byle bir
szn kmasna imkan yoktur. nk kendinizi istiyor ve kendinizi
seviyorsunuz, sizden muhalefet sz konusu olamaz.
Birisi gybet edecek olursa, rnein Mekkedeki birinin gybetini
ederse, dilinin oraya kadar uzatldna, dilinin aradaki insanlarca
inendiine, gybetin ate kpeklerinin kat olduuna1 ve
kpeklerin srekli2 kendisini paralayacana inanacak olursa asla
gybet etmez.
Biz Allah korusun birinin gybetini yapmaya devam ediyorsak,
buna inanmamz demektir.
nsan, burada yapt her eyin, teki alemde de bir karl
olduunu bilmelidir. Yaptklarnn, bir suretinin de orada bulunduuna
inanmaldr. Eer iyi ve gzelse, oradaki sureti de iyi ve gzeldir.
Ktyse, orada da ktdr, iin iinde belli bir hesap vardr. 3 Olayn
ayrntlarna girmek gerekmez. Ama ksaca her eyin belli bir hesab
olduuna, rnein insan gybet edecek olursa ahirette bunun bir hesab
olduuna, cehennem bulunduuna, mminlere eziyet ederse,
cehennemin olduuna, eer iyilik ileyecek olursa, onun iin orada
cennet olduuna inanrsa ona gre de amel eder.
Kitab okumu olmas veya aklnn idrak etmesi yeterli deildir.
nk, aklla idrak etmek ile kalpten inanmak arasnda ok fark vardr.
nsan, aklnn yardmyla, ou zaman birok eyi idrak eder. Ne
var ki buna inanmad iin, idrak ettii eye uymaz. Sadece inand
zaman, bu inancn ameli sahaya aktarp uygular
man, bu inantan ibarettir. Peygamberi bilmek deil, peygambere
inanmak fayda verir. Allaha inanmak, Onun varlna delil getirmek
yeterli deildir; iman etmek gerekir, kalbin inanmas gerekir. nsan
1

Hz. Ali (a.s) Nuf-i Bekkaliye yapt nasihatinde yle buyurmaktadr:


Gybetten sakn. Zira gybet ate kpeklerinin katdr. (Vesailu ia, c.8, s.599,
Ebvab-u Ahkamil Aere, 152. bab, 13. hadis ve Erbein, mam Humeyni, 19. hadis)
2
Yani bir defa paralayp bitmekle i bitmiyor, bu paralayp yutma srekli tekrar
olmaktadr.
3
Kyamet ve berzah aleminde tecessm eden ameller, sfatlar ve insani melekelere
iarettir. Daha fazla bilgi iin bkz. evahidur Rububiye, Molla Sadra, s.329, eahidus Salis, elrakus Sabk ve Erbain, mam Humeyni: 1, 4, 7, 19 ve 27.
hadislerin erhi.

98

Allah iin kalbini alakgnll klmaldr. Bir insan, Allaha gerek


anlamda iman ettii zaman, her ey bunun ardndan gelecektir.
nsan, bu alemi yaratan, alemin mebdei (balangc ve kayna) olan
bir varln olduuna, insan iin bir geri dnn sz konusu
olduuna, hayattan sonra baka bir aama olduuna, lmn yokluk
deil, eksiklikten kemle ermek olduuna inanrsa, bu inan, onu her
eyden, btn yanlg ve yanllardan koruyacaktr. Her ey bu
inanladr. Tek mesele bu imann nasl elde edileceidir.
Allahn adyla, elhamdlillah diyen ayetin, ben yalnzca bir
ynn arz ettim. Bunlar muhtemel eylerdir; kesin bir ey
sylemiyorum. Ama insan btn hamdlarn gerekten Allaha
olduuna hakkyla inanrsa, irk o insann kalbine yol bulamaz. Artk
kimi verse, Allahn cilvesini vm olur.
Eer Hz. Ali iin bir kaside sylemek isterse, bu kasidedeki
vgnn gerekte Allaha ait olduunu anlar. nk Ali, Allahn
byk bir cilvesidir. Allahn byk cilvesi olduu iin de, onun
vgs, Allahn vgs demektir. nk bu, cilvenin vgsdr. Eer
insan btn hamdlarn Allaha ait olduuna iman ederse, kendisini bir
yana brakr.
nsanlarn benlik kavgasnn ve gururlanmasnn kaynann,
kendilerini tanmamalarndan ileri geldiini grr ve anlar. Kendini
bilen, rabbini bilir1 ilkesi de budur.
nsan kendisinin bir hi olduunu bilmez, insan kendisinin hi
olduunu anlayp, buna inanrsa, var olan her eyin Allahtan olduunu
anlarsa, kendisinin hi bir ey olmadn grrse, Rabbini tanr.
Bizler, esasen ne kendimizi tanyoruz, ne de rabbimizi. Ne
kendimize inanyoruz, ne de tam anlamyla Allaha. Ne kendimizin bir
ey olmadna, ne de her eyin Allahn olduuna, Allahtan olduuna
inanyoruz. Bu iman olmaynca, insana ne kadar delil de getirilse,
hibir faydas yoktur. nk iin iinde benlik vardr. Ben kimim, siz
kimsiniz gibi szler Riyaset ve benzeri eyler iin ortaya atlan
bunca iddialar benlik yzndendir. nk benlik oldu mu, insanda bu
duygu ne kt m, insan yalnzca kendisini grr.
1

Biharul Envar, c.2, s.32, Kitabul lm, 9. bab, 22. hadis, Allah Resulnden
naklen ve Gurerul Hikem, c.5, s.194, 7946. hadis Hz. Aliden naklen

99

nsann bana gelen her bel, nefis sevgisi yzndendir, nsan


kendisini sevmesinden, kendisini beenmesindendir. Oysa insan
durumu idrak edip, konunun gerekliini vicdanyla anlayabilse,
kendisinin bir ey olmadn ve bakasna ait olduunu da
anlayacaktr. Bu aslnda bakasn sevmektir. Ama yanllkla bunun
ad nefis sevgisi olarak konulmutur. Bu yanllk insan mahveder.
Bamza gelen btn sknt ve bellar, makam sevgisi, nefis sevgisi
yzndendir. nsan ldrmeye zorlayan makam sevgisidir. nsan
yoklua srkleyen, cehenneme gtren nefis sevgisidir. Btn
ktlklerin ba, ite bu sevgidir Mal, makam ve nefis sevgisidir.
Btn hatalarn kayna nefis sevgisinden doar. nsan bencil olduu
ve yalnz kendisini grd iin, her eyin kendisinin olmasn ister.
Hayali bile olsa kendisine engel grd her eye dman kesilir.
stedii her eyi kendisi iin istediinden, bu isteinde snr da
tanmaz. Bu bakmdan nefis sevgisi btn bellarn badr.
Allahn kitab, bize btn meseleleri beyan eden bir sz ile
konuyla balyor. Burada btn meseleler ihtimali de olsa bizlere
anlatlmaya allyor. Allah el-hamdu lillahi buyurduunda, baz
hamdlar kendisine aittir, demek istemiyor. Btn hamdlar, ancak bana
aittir demek istiyor. el-hamdu lillahi buyurulduunda bunun
anlam, hamdn btn eitleri, hamdn btn haysiyeti 1 Allaha aittir,
Allahtandr demektir. Oysa siz bakasna hamdettiinizi
sanyorsunuz. Allah, burada btn meselelerin zerinde var olan
perdeyi kaldryor. nsan bu bir tek ayete iyice iman ederse, insan,
btn hamdlarn Allah iin olduuna inanrsa -zira problem buna
inanmaktr-, kalbindeki btn irkler, yaprak gibi dklr gider. Ben
mrmn bandan sonuna dek hi irk komadm diyen insan, bunu,
vicdanna iledii; bu sz ve manay vicdanyla derk ettii iin
sylemektedir. Oysa insana getirilen deliller, bu denli asalet ve
maharete sahip deildir. Delil, gzel bir ey deildir demiyorum,
burhan olmaldr. Ama burhan bir vesiledir. Burhan, sizin bir meseleyi
aklnzla idrak edebilmeniz ve gayret ederek kendisine iman etmeniz
iin bir aratr.
1

Haysiyet bir eyde gz nnde bulundurulan, incelenen hususiyettir. rnein


insann haysiyeti, genel canl unvan altnda vaki olduundan btn zellikleri
mlahaza edilmektedir. Sadece belli bir hususiyeti ve ciheti deil.

100

Felsefe bir aratr. Felsefenin kendisi bir ama deildir. Felsefe,


sizin baz meseleleri ve bilgileri, bir takm deliller sayesinde, aklnzla
idrak etmeniz iin bir aratr. te delilin marifeti, ancak bundan
ibarettir, stidlalcilerin getirdikleri delilin aya tahtadandr. Yani bu
ayak tahtadan bir ayaktr. nsan hedefe ulatran ayak ise, insann
kendisiyle Allahn cilvesini grd ayaktr. Kalbe dolan imandan
ibarettir. Vicdan ise insann tatt ve iman ettii bir zevktir. Bu bir
mertebedir, bundan daha yce mertebeler de vardr.
Biz Kuran yalnz okumak ve tefsir etmekle kalmamay umut
ediyoruz. Oradaki meselelere inanmaya, Kurandan okuduumuz her
sze, attmz her adma iman etmeyi umuyoruz. Kuran insan
terbiye etmek, yetitirmek isteyen bir kitaptr.
Allahn kelam, ism-i azam ile yaratlan insan, bulunduu eksik
mertebeden alp, layk olduu yere [kemle] ulatrmak istemektedir.
Kuran bunun iin gelmitir. Btn nebiler bunun iin
gnderilmilerdir. Btn nebiler, insann elinden tutup, dt bu
derin benlik ukurundan karmak, Allahn tecellisini insana
gstermek, Allahtan baka eylerden kopmasn salamak iin
gelmilerdir. Allah hepimize bunu nasip etsin.

101

kinci Oturum
Talanm eytandan Allaha snrm
Rahman ve Rahim olan Allahn adyla...
Hamd alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur
Bu Bismillahn yani car1 ve mecrur2un, neye ait olduundan sz
ediyorduk. htimal olarak arz ettik ve dedik ki, her surenin banda
bulunan besmelenin, o surenin kendisine, surede bulunan uygun bir
kelimeye bal olmas mmkndr. rnein Hamd suresinde
Bismillahirrahmanirrahim, el-hamdu lillahi eklindedir. Yani bu
hamd Allah ismiyle vaki olmaktadr.
Her suredeki besmelenin anlamnn, baka surelerdeki
besmelelerden ayr olmas ihtimali de vardr. Her surede o suredeki
uyumlu bir eye ait olan bismillah baka bir suredeki besmele ile
farkl bir anlam iermektedir. rnein Hamd sresindeki besmele,
hamd kelimesine bal olduuna gre hamdn kendisiyle
gerekletii o ismin ne olduuna baklmaldr.
Hakk iin zuhur eden ve hamdn kendisiyle vaki olduu isim,
nasl bir isimdir?
Veya hlas suresinde Allah-u ahad ve huvallah-u ahad szne
uygun olan isim, hangi isimdir? Fkhta da yle bir mesele sz
konusudur ki eer belirli bir sure okumak iin bir besmele sylenir,
ama ardndan baka bir sure okunursa bu yeterli deildir. Bu durumda
besmele yeniden sylenmelidir. Bu da, bu suredeki bismillah ile
teki suredeki bismillah arasnda bir fark olduu gr ile uyum
iindedir. Eer besmeleler her surede ayn anlama gelecek olsayd, bu
suredeki besmeleyle dier suredeki besmelenin fark olmazd. Nitekim
kimileri, Hamd suresi dndaki surelerde, besmele surenin bir
paras deildir ve teberrk olsun diye okunmaktadr demilerdir ki,
bu doru deildir.3
1

Car, kelimenin sonunu esre ile (i diye) okutan harf.


Banda harf-i cer bulunan kelime. zafet halinde son kelime. Cerrli okunan
kelime.
3
Bismillahirrahmanirrahim hakkndaki grler fakldr. Bunlarn en nemlileri
unlardr: 1-Bir grubun inancna gre bu ayet neHamd suresinden bir ayettir ne de
Kurann dier surelerinden bir ayet.
2-Bir grubun inancna gre hamd suresinden ve dier surelerden bir ayet
saylmaktadr. Her kim onu terk ederse Kurandan 113 ayeti terk etmi olur.
2

102

Hamd suresindeki besmelenin, hamd anlamna ait olmas


esasnca bir ihtimal udur ki el-hamd btn hamd rnekleri ve tm
hamd eitleri anlamndadr.
Hamd eden her insann hamd, ancak ismullah iledir. Yani
syleyenin, hamd edenin kendisi de bir isimdir, bir tecellidir. Btn
organlar, sahip olduu her ey Allahn isimlerindendir. nsann ettii
hamd da kendisi bir isim olduu iin, hamd da sadece Allahn adyla
gerekleebilmektedir. Sizler de baka bir isimsiniz, Zeyd ise baka bir
isim. Bunlarn her biri Allahn isimleridir. Yani Allahn tecelli ve
tezahrleridir. lahi fail, varln failidir. Dolaysyla varln faili olan
ilahi fail ile tabii failler arasnda fark vardr. Bu farklardan birisi udur
ki ilahi fail denilen ilahi kaynaktan kan ey, kendi varlnda bir eye
sahip deildir ve hibir bamszl bulunmamaktadr. Hibir varlk
kendi kendine bamszla sahip deildir. Zihnin bunu daha iyi
anlamas iin, gnee oranla gne nlar gibi olduunu
sylemekteyiz. Ama byle deildir. Bundan ayr, hatta daha stn bir
hakikati ifade etmektedir. Ama gnein klar, gne karsnda hibir
bamszla sahip deildir. Yatl ve varl hayr kaynandan kan
ilahi failde, kendiliinden bir bamszla sahip deildir. Yani bu
varlk, ne var oluunda, ne de bekasnda, ayr bir varlk halinde
olamaz. Eer o klar, yani varln klar kendisinden alnacak olsa,
varlk olmak ve tahakkuk etmek istese bile, bunu yapamaz. Tahakkuku
mmkn olmaz, nk bir kaynaa, br yaratcya muhtatr. Bekas
iin de ayn durum sz konusudur. Kendi varlnda hibir deer ve
haysiyete sahip olmad iin, (bu varlk) kaynan zatnda yok
olucudur (fnidir). Bu bakmdan Allahn isimlerinin zuhuru olmakla
birlikte, kendisi de esmaullahtr. Fiili esmaullahtr.
Yerin ve gn nuru, Allahn nurunun zuhuru olmakla birlikte,
bu Onun zuhuru olduu halde Onun bizzat kendisi deildir. Zahir
olan ey zuhurun kaynanda fnidir. Bu mmkn varlk da (kendisini
3-nc grubun inancna gre bu ayet hamd suresinden bir ayettir ama dier
surelerin bir ayeti deildir.
4-Bir grubun inancna gre ise hamd suresinin ilk ayetidir. Dier surelerde ise ilk
ayetin bir parasdr. u anlamda ki bismillahirrahmanirarhim kendisinden sonraki
ifadelerle bir ayet saylmaktadr. (el-hilaf, c. 1, s. 112, Tefsirul Kuran Ayetullah
Seyyid Mustafa Humeyni c. 1, s. 40, Tefsirul Keaf, c. 1, s. 24-25, Tefsir-i ElMizan, c. 1, s. 17-18)

103

var eden) kaynakta ylesine fanidir ki, kendi bana hibir bamszl
yoktur ki Bu odur denilebilsin. Zuhur Onda fanidir. Bu yzden
Allah, gklerin ve yerin nurudur denilmitir.
El-Hamd kelimesindeki elif ve lm istirak1 olur ve bismillah
hamda bal kabul edilirse bu durunda her hamd edicinin hamd
gerekletiinde, ancak ismullah ile tahakkuk eder. smullah da hamd
edenin kendisidir. Yani bir itibara gre, ven ve vlen, hamd eden ve
kendisine hamd edilen birdir. Zuhur ve mazhar ayndr.
Sen kendini vdn gibisinSenden sana snrm
Hamd eden, hamdn ettii varlkta fani olduu iin, kendini
vmektedir; bakas iin hamd sz konusu deildir ki Onu
vyorum diyebilsin. Onda fani (yok olucu) olduu iin kendisini
vmektedir.
Dier bir ihtimale gre de elif-lm bireysel ounluu ifade eden
istirak iin deildir. Aslnda hamdn btn hususiyetlerinden arnm
soyut tabiatn kendisi, hibir taayyn olmayan bir hamd kastedilmi
olsun.
Burada bismillahirrahmanirrahim ve elhamdulillah belirsiz ve
mutlak hamd demektir. Bu ihtimale gre, bizim hamdlarmz dierinin
aksine olmakta, hamdlarnz Onun iin olmamaktadr. Onun iin
gereklemeyen (yani bizim tarafmzdan olmayan) hamd ise,
kendisinin, kendisine ettii hamddr. Kendisinden bakasnn hamd,
snrl hamddr. Allah ise snrszdr. Snrl hamd, snrsz varlk iin
vaki olamaz.
Orada hamd, Allahtan bakas iin olamaz denilmiti. rnein,
siz gzel yazy vp sena ettiinizi sanmaktasnz. Oysa sena edilen
ey yaz deil, Allahtr. Nuru tarif ettiinizi sanyorsunuz, alemi
vdnz sanyorsunuz. Oysa bu alemin deil, ancak Allahn
vgsdr. Yani yaplan her hamd, her hamd edenin hamd, eninde
sonunda ancak Allaha varr.
1

Cins anlamn ifade eden elif lam ile birlikte olan isim salt mahiytet ve hakikati
ifade etmektedir. Elhamdu lillah ayetindeki el-hamd kelimesi gibi, bir gre gre
burada hamdn hakikat ve tabiatna iaret edilmektedir. Bazen bireyleri arasnda
tahakkuk ettii iin mahiyeit ifade etmektedir. Elbette btn bireyler arasnda;
bazlar arasnda deil. rnein innel insane lefi husr burada insan mahiyetin veya
baz insan bireyleririnin hsranda olduu deil; btn insanlarn hsranda olmasdr.
stiraktan maksat da bu tr bir kapsamllktr.

104

Alemde, Allahtan baka hibir eyin kemali yoktur. Onun


cemalinden baka bir cemal yoktur. Varlklarn kendileri bir ey
deildir. Bu tecelli varlklardan alnacak olsa, kendilerinden geriye bir
ey kalmaz. Varlklar Allahn tecellisiyle vardr.
Bunun iin btn varlklar, Allahn cilvesi ve nurudur
denilmitir. Allah gklerin nurudur. Bu tecelli kaldrlacak olsa,
hibir varlk kalmaz. Tecelli olduu iin, vg de ancak keml
iindir. Hibir vg, Allahtan bakas iin olamaz. nk alemde
Allahn kemalinden baka bir kemal yoktur. Kemal yalnzca Odur.
Zuhur Onun kemali, zatnn kemalidir. Zuhur makamndaki kemali,
zt makamndaki kemali, sfatlar makamndaki kemali, ksacas
alemdeki btn kemaller, Onun zuhur makamndaki kemalinden
ibarettir. Bir kemali ven kimse, hakikatte Onun kemalini vmektedir.
yleyse yaplan her vg, Allaha yaplmaktadr,.
Orada birinci ihtimale gre hakikat byleydi. Ama burada ikinci bir
ihtimale gre hamd, mutlak hamd olup klli (btn) hamd deildir.
Mutlak hamd, kaytsz hamddr. Bizim yaptmz hamdlarn tamam
belirli ve snrldr. Mteeyyin 1 varlk iindir. nk bizim iin, mutlak
varla (Allaha) ulama imkan yoktur. Bu yzden Ona tam
anlamyla hamd edemiyor, Onu idrak edemiyoruz, el-hamdu lillahi
dediinizde bile, hamd edebileceiniz o hakikat derk edilmi deildir.
Ona hamd ettiimizde, yaplan her hamd dorudan Ona deil,
Onun mazharlarna olmaktadr. Dier ihtimal bunun aksiydi. Orada
her hamd, ancak Onayd ve bakas iin vaki deildi. Bu ihtimalde
ise, kendi kendini hamd ediinden baka hibir hamd Ona deildir. Bu
yzden hamd Allahn adyladr denildiinde, artk buradaki isim siz
isimsiniz ve o da isimdir tarzndaki birinci anlama gelmez; aksine o
ismullahtr, kaytsz ve mutlak zuhurdur. Gaipten zuhur eden kaytszalametsiz mutlak varlktr. Gayb ismidir. Hamd, bu isimle
1

bn-i Fennari mutlak vcud hakknda yle diyor: Her trl kesret, terkip, sfat,
isim, hkm ve nisbetten arnm olan salt vcuttur. Bu vcud ne tikeldir ne de
tmel. Ne hastr ne de genel aksine btn kaytlardan hatta tlak kaydndan bile
arnmtr. Zira salt her eyden arnm halis anlamndadr. Bu vcud halis ve her
trl itibar ve kayttan beridir. Taayyn eden vcud ise kaytl vcuddur, bir haddi
vardr. Bu yzden bizden ortaya kan her hamd, snrl bir varlk olduumuzdan ve
de marifetimiz haktan ok hakkn mazharlar ile ilgili bulunduundan btn hamdler
taayyn etmi vcud iin tahakkuk etmektedir; mutlak vcud iin deil.

105

gereklemektedir. Yani Allah kendi kendine hamd etmektedir. Zuhur,


mazhar iin hamd etmektedir. Bu da bismillahn ait olduu ey
hakkndaki baka bir ihtimaldir.
Bazen bismillahn taalluk ettii hamd, hamdn tm rnekleridir,
bazen de hamdn salt varl. Yani hibir kayd ve art olmayan
hamdBazen yaplan btn hamdlar ancak Allaha olup, bakasna
vaki olamaz. Bazen de mutlak hamd manasnda, hibir hamd Allah
iin olmaz. Snrl hamd manasnda vaki olur, mutlak hamd manasnda
deil. O zaman el-hamd yani hibir kayd olmayan mutlak hamd,
kendisine uygun olan bir isimle kendisi iin var olur. Bu da bir
ihtimaldir,
Bir ihtimale gre de bismillah surenin kendisine ait deildir.
Bazlar bunun, zehere (zahir oldu) fiiline ait oluunu sylemilerdir.
Zeherel vcud, bismillahirrahmanirrahim Yani var olan, varla
sahip olan her ey, ancak Allahn adyla var olabilir. sim, btn
varlklarn zuhurunun kaynadr. Bu isim, belki de u rivayette yer
alan isimdir: phesiz Allah meiyyeti bizzat, ama eyay meiyyet ile
yaratmtr.
lk zuhurdan ibaret olan meiyyeti bizzat yaratmtr, yani
aracszdr. Btn dier eyler meiyyet sonucu var olmutur. Bu
ihtimale gre bismillahirrahmanirrahim sureye deil, dardan bir
eye baldr. Bu ihtimal de vardr. Elbette edebiyatlar da "esteinu
(yardm dilerim) ve bunun benzeri uygun fiilleri takdire almlardr.
Edebiyatlar her ne kadar dikkate almam olsalar da, istianet
(yardm dilemek) bile ancak ismullah iledir. Yani her kim bir yardm
dilerse, (istianet) ederse, bu dahi ancak Allahn adyla olmaktadr. Bir
kimsenin Allahn ismi olmakszn istianet etmesi mmkn deildir.
Bu yalnzca lafz bir bismillahtan ve terifat bir Allahn ismiyle
yardm dilerim demekten ibaret deildir. Allahn isminin kendisinde
ve her eyde zuhur ettii bir hakikattir. Esteinu bismillah da bu
zuhur ile yardm dilemektir.
stianet bu zuhur iledir. Her ey ancak bu zuhur iledir. Bu da,
edebiyatlar dikkat etmese de aslnda ona dnmektedir. Bu,
bismillahn taalluk ettii ey, ait bulunduu kaynak ile ilgili eylerdi.
sme gelince...Bu konuda da sylemi olduk ki isim msemmann
alametidir. Msemmann alameti olmayan hangi ey vardr? Her-hangi

106

bir varla sahip olan dndnz her ey, Onun bir zuhurudur.
Onun bir alametidir.
Ama alamet manasna gelen ismin birtakm mertebeleri vardr.
Birisi, alametin btn anlamn tayan bir isimdir. Bundan daha
aada olan isimler de vardr ve en son varla dek btn varlklar
almettir, zuhurdur. Varlklar ismin zuhurudur. Ama mertebeleri vardr.
Bir rivayette Gzel isimler biziz denilmitir.
Zuhur makamndaki en yce isim, Peygamber-i Ekremdir (s.a.a) ve
pk imamlardr. Onlar seyir mertebesinde, eksikliklerden hareket etme
(ayrlma) mertebesine gelmi, oradan da btn tabiatlardan, her eyden
azade olduklar bir yere erimilerdir. Yani onlar bizim gibi deildir.
Bizler bir kuyudayz, onlar gibi deiliz.
Biz daha yola koyulmadk. Bu kuyudan kp, yola koyulan, hicret
eden insanlar vardr.Kim Allaha ve peygamberine hicret iin
evinden kar ve o kimseye lm gelirse, onun ecrini vermek
Allaha aittir1
Bu hicret -bir ihtimale gre- insann kendi varlndan Allaha
hicreti anlamnadr. Burada ev, insann nefsidir. Bu evden kp hicret
edenler olmutur. Bu karanlk evden, benlik evinden kp, lm
kendilerini buluncaya dek Allah yolunda hicret etmilerdir. Bu
aamada artk kendilerine ait hibir eyleri yoktur. Bu mutlak lmdr
ve bunlarn ecirlerini vermek de Allaha aittir. Yani artk cennet veya
dier nimetler sz konusu olmayp, yalnz Allah sz konusudur.
Benliinin karanlk evinden kp hareket eden, Allaha ve resulne -ki
bu da hakikatte Allahadr- hicret eden kimse, bu hicretten sonra, artk
her eyin Allahtan olduu, kendisinin hibir eye sahip olmad bir
mertebeye ular.
nsan bunu, bu hicretinde mahede ederse, ecri Allaha aittir.
Byle olan, yani kendilerinden Allaha hicret eden insanlar olmutur.
Bunlar sonunda, ecirlerinin Allaha ait olduu o son makama
erimilerdir. Daima hicret halindedirler. Bir grup da vardr ki hicret
etmilerdir, ama lmn gelip att bir makama erememilerdir.
Bunun yan sra, bir de bizim gibiler vardr. Yani bir hicret sz
konusu deildir. Bizler bu karanln iindeyiz. Dnyada, tabiatn
iinde, daha da tesi benliimizin kuyusunda hapis kalmz. Benlik
1

Nisa/100

107

evinde mahkumuz. Kendimizden baka hibir eyi, hi kimseyi


grmyoruz. Ne istiyorsak, yalnz kendimiz iin istiyoruz.
Kendimizden bakasyla ilgimiz yok. imdiye dek hicret etmeyi hi
aklmza dahi getirmi deiliz. Hep dnyay ve dnyal dnp
durmaktayz.
Bize emanet edilen ilahi gcn tamamn hakkyla iade etmiyoruz.
Olduu gibi burada (dnyada) kullanyoruz, buraya aklp kalmz.
Sonuna dek buradayz. Zaman getike de, kaynaktan uzaklayoruz.
Hicret etmemiz gereken yerden, yani yaratln kaynandan, ilahi
kaynaktan her geen gn daha da uzaklayoruz.
Bir rivayete gre, bir gn Peygamber (s.a.a) ve ashab
oturuyorlard. Bir ses geldi. Nedir? Diye sordular. Peygamber (s.a.a),
-bu rivayete gre- cehennemdeki bir tan yerinden koptuunu ve
ancak yetmi yl sonra cehennemin bulunduu kuyuya dtn, bu
sesin, o tan dme sesi olduunu buyurdu.1
Bu hadisin, yetmi yanda gnahkr bir adamn olduuna,
ldne ve tam yetmi yl aksi istikamete gittiine iaret ettiini
sylemilerdir. Bizler de o ters istikamette yrmekteyiz. Ben seksen
yl, sizler ise bilmem ka yl! mit ederim ki, sizler doru yoldan
yrrsnz.
Bamza ne geliyorsa, bu nefis ve benlik sevgisi yzndendir.
Senin ba dmann, (en byk dmann) iki yann arasndaki
nefsindir.2
te byle bir tabir vardr. Nefis, btn dmanlardan daha beter,
btn putlardan daha byktr, anas konumundadr.
Putlarn anas nefsinizdir.3
nsan btn putlardan daha ok nefsine tapar, insann nefsine olan
ilgisi, her eyden daha oktur. Bu putu kramadka, insan ilahi
olamaz. Hem put, hem de Allah, bir arada olamaz. Hem benlik
(enaniyet), hem ilahiyat bir arada bulunamaz. Bu nefis evinden, bu
benlik puthanesinden kurtulmadka, bu putu arkaya atmadka,

Kelimat-i Meknune, s.138


Esraru eriat ve Etvarut Tarikat ve Envarul Hakikat, s.177
3
Mevlana yle diyor: Putlarn annesi, nefsinizdir
Zira o put ylan, bu put ejderhadr
2

108

yzmz Allaha evirmedike, putperest bir varlk olarak kalrz.


Grnte Allaha tapyor gibi olsak da, durum byledir.
Allah sadece bir sz olarak sylyoruz. Gnlmzde olansa,
yalnzca kendi nefsimize duyduumuz sevgimizdir. Allah da
kendimiz iin istiyoruz. Allah byle isteyince, kalkp sadece szle
Yalnz sana ibadet eder, yalnz senden yardm dileriz diyoruz.
Ama ibadetimiz gerekte nefsimize oluyor. Kendimize ynelince, her
adan kendimiz sz konusu olunca da her eyi kendimiz iin
istiyoruz. nsann yakaland her bela bu yzden, yani nefis ve benlik
sevgisi yzndendir.
Alemdeki btn sava ve kavgalar, insann benlii yznden
meydana gelmektedir. Mminler birbirleriyle savamazlar. Eer iki
insan savayorsa bilinmelidir ki, mmin deillerdir. nk mminler
birbirleriyle savap kavga ermezler.
nsanda iman olmaynca, btn ilgisi kendisi ve nefsi zerinde
younlar. Her eyi kendisi iin ister. Kavga-grlt, ite bu yzden
kmaktadr. Ben u makam kendim iin istiyorum, siz de bunu
kendinizin olsun diye istiyorsunuz. kisi birden mmkn olamayaca
iin de srtme balamaktadr. Ben de, siz de, rnein u haly
kendimiz iin istiyoruz. u hayali bakanl ve rehberlii ben
kendime istiyorum; siz de kendiniz iin istiyorsunuz. Ben bir eyi
kendim iin istediimde, siz de ayn eyi ancak kendiniz iin
istiyorsunuz. kisi bir araya gelmeyince kavga kyor. Birisi bu lke
kendinin olsun istiyor, dieri kendisinin, o zaman da sava kyor. Bu
savalarn tamam benlikler arasnda olmaktadr. Alemdeki btn
savalar, benlik savalardr. nsan benliiyle savamaktadr. Sava
benlik yznden kmaktadr. Velilerde bu benlik yoktur. Veliler
savamazlar. Btn veliler tek bir yerde toplanacak olsa, yine de
birbiriyle savamaz; asla benlik yznden birbirlerine muhalefet
etmezler. nk her ey, Allah iindir. Velilerde benlik yoktur. Bu
yzden o bir tarafa, bu dier tarafa ileri ekmez. Sava kmaz, kavga
olmaz. Hepsi tek bir kaynaa baldr, hepsi ayn yndedir.
Biz ise bir kuyuya dmz. Karanla, karanlklarn en koyusuna
dalmz. Bu, benliin karanldr. Benliin bu karanlndan
kamazsak, bu kuyudan kurtulamaz, benlikten syrlamazsak,
kendimize tapmaktan, kendimizi beenmilikten kurtulamazsak,

109

elbette bakalarn hie sayar, o zaman da her eyi kendimiz iin ister
hale geliriz. Her ne olursa, insan kendi yararna olsun ister. Yararna
olan eyi kabul eder. Eer br ey kendi yararna olmazsa, doru bile
olsa kabul etmez. Bir ey kendi yararna olsa, derhal iman eder, ama
bunun tersi olursa, o kadar abuk inanmaz. Bunlar hep benlik
yzndendir. Bizim, sizin, ksacas insanln btn dertleri bu
yzdendir. Kavgalar hep bencillik yzndendir. Ben kendi tarafma
ekitirdiim, siz de kendi tarafnza ekitirdiiniz iin kavga
kmaktadr. Bu durum sz konusu olunca, yani nefsin ilahi boyutu
kalmaynca, insann ibadeti kendi nefsine olmaktadr. Ne zaman
kurtulacaz bundan?
Bu insann kendisi iin yapt bir mabet, bir tapnaktr. Ne zaman
kabilir buradan? nsan, gayb bir elin gelip kendisini buradan
karmasn istemektedir. Zaten btn nebiler bunun iin gelmi,
bunun iin gnderilmilerdir.
Gnderilmi olan btn nebiler, indirilmi btn semavi kitaplar,
insan bu puthaneden kurtarmak, bu putu krmalarna ve Allaha ibadet
etmelerine klavuzluk etmek iindir. Btn nebiler eytani olan bu
lemi, ilahi bir lem yapmak iin gelmilerdir. u anda ise eytann
idare ettii bir lemdir bu. Bizlere, nefsimize, eytan hkmetmektedir.
eytana uymaktayz. Heva ve hevesimiz eytann cilvelerindendir.
Dolaysyla da yaptmz her yanl amel, eytani bir ameldir.
Yaptmz her eyde, madem ki arada nefs-i emmare var, madem ki
eytan var, eytana uymaktayz. Bize, nefsimize eytan hakimdir.
eytan bizi istil etmi durumda. Ancak Allaha hicret eder, nebilerin
eitimi ve retisiyle, evliyann eitimiyle bu evden hicret eder ve srt
evirirsek, benliin bu kuyusundan dier tarafa, yani esenlie
kabiliriz. Bunu dnyada baaran insan, yle bir yere ular ki, sizin
ve bizim hayalimiz bile oraya ulaamaz. nsan o aamada fani olur.
Kemale ermek isteyen kimse, bu yola hicret etmelidir. Benliinden
kp kurtulmak isteyen insan, nefsiyle mcadele ederek bu hicreti
gerekletirmelidir. zerinizde byk cihat kald!1
1

Mcahidleri karlarken sylenmi olan nebevi hadise iarettir. Peygamber (s.a.a)


yle buyurmutur: Kk cihad yerine getiren ve byk cihad grevleri baki kalan
toplulua merhaba kendisine, ey Allahn Resul! Daha byk cihad nedir? diye
sorulunca Peygamber (s.a.a) yle buyurmutur: Nefisle cihad. (Furu-i Kafi, c. 5,

110

Dnyadaki btn cihatlar, nefisle yaplan cihada tabidir. Bu cihad


baarrsak, yaptmz her cihat gerek anlamda cihattr. Eer bunu
baaramazsak yaptmz her ey eytandir. Btn cihatlarmz bu
durumda eytani olur. Rivayette de yer aldna gre bir cariye veya
bir mal elde etmek iin cihat eden kimsenin cihattan ksmeti ancak
budur. Ama, cihad Allaha ynelmek iin olann ecri Allaha aittir.
Fiillerin tr fark etmektedir. Velilerin fiillerini tr ile bizim
fiillerimizin tr birbirinden farkldr. nk fiillerin kayna farkldr.
Alinin Hendek gn vurduu bir kl, insan ve cinlerin
ibadetinden daha stndr1 sz sebepsiz midir?
Bir el, bir insan ldrmek iin aa inmektedir. Elbette bunun bir
hedefi vard. Bu hedef, btn slamn tm kfr ile kar karya
gelmesiydi. Eer Hendek gn yenilselerdi, slam elden gidebilirdi.
Bu, cihetlerden birisidir.
Dier bir cihet ise, bu hususta var olan ihls ve ilhi gayedir.
Rivayete gre Ali (a.s) birisini ldrmek iin gsnn zerine
kyor. Ama yzne tkrlnce hemen kalkyor. nk bundan
etkilenmemesi ve (ldrmesi iin var olan) ilhi sebebin, nefs bir
sebebe dnmemesi gerekiyordu. Kendisi iin hibir zaman nefs
sebep olmamalyd. te Onun ibadeti, ibadet eden ruhu ve bu kl
vuruu, dierlerinin ibadetinden daha stndr.
ster mrik olsun, ister putperest olsun veya olmasn, bunlarn da
grnte zikir ve istekleri ayn gibidir. Ebu Sufyan da namaz
klyordu, Muaviye de cemaat imamyd. D yaplar ayndr. Namaz
ycelten, namaza frlen o ruhtur. Eer o ruh varsa, namaz ykselip
ilhi klar. badet insann kendisi iin olduu mddete ilahi olamaz.
Hepimiz byleyiz, birbirimizi aldatmayalm.
Btn ibadetimiz kendimiz iindir. ok iyi olan birisi, cennet iin
ibadet etmektedir. Amellerimizin zerinden cenneti kaldrn, grn
bakn kim ibadet ediyor? Yalnzca Ali ve Ehl-i Beyti kalr geriye,
nk o, ibadeti akla yapar ve adeta ibadetle kucaklar. 2 Bir ksm
kimseler ite byledir. Cennet iin ibadet etmek sz konusu deildir
s. 12)
1
Biharul Envar, c.39, s.1-2 Tarih-i Emiril Mminin, 70. Bab, 1. hadis; es-Siretul
Halebiye, c.2, s.642 ve Mstedrek, c.3, s.32

111

onlar iin. Kendinden gemi, bu evden kurtulmu ve lm


mertebesine erimi bir kimseye gre lezzet ve cennet sz konusu
deildir. lm gelip atmtr ona, hibir eyi grmez. Onun iin
cennet ve cehennem ayn seviyede olup, bu tr szler bir anlam
tamaz. O Allah ver sadece. Onu ibadete ehil olarak bulmutur.
Onu ibadete ehil bulduu iin ibadet etmektedir. Bizim dncemizin
bile ulaamad baka mertebeler de vardr.
lk adm benlik ve nefis evini brakp, buradan kmaktr. nsan ilk
nce kyam etmelidir. Uyank olmaldr, bizim gibi gaflet uykusunda
olmamaldr. Bizler u anda uyank grnsek de uykudayz. Hayvani
bir uyanklk ve insani bir uyku iindeyiz. nsanlar imdi uykuda,
ama lm gelip atnca, kendine gelir.1
lm hasl olunca nelerin olduunu anlar. phesiz cehennem
kafirleri kuatmtr.2 Yani u an dahi kuatr durumdadr. Ama
tabiat insan uyuturduu iin derk etmemektedir
Bu uyuukluk kalkacak olsa, insan her eyin ate olduunu grr.
aresiz buradan gitmek gerekiyor. Sonunda bizi o yana
gtreceklerdir. O zaman bizzat uyank olmamz, doru yoldan
gitmemiz, nebilerin eitimi ve retisi altnda bulunmamz lazmdr.
Nebiler insanlar terbiye etmek, doruya iletmek iin geldiler.
nsan dzeltmeye (slah) gelmeyen hibir nebi yoktur. Adaletin
ikamesi insanlarn dzeltilmesi demektir. Adalet ve zulm, her ikisi de
insandan sadr olabilen eylerdir. Adaletin ikamesi demek, zulmn
yerine adaletin oturtulmas, mriklerin mminletirilmesi demektir.
Nebiler, babo braklmalar halinde, cehennemi boylayacak bir
varl (insan) deitirmeye ve slaha uramlardr, insana doru
yolu gstermi, bu yoldan gitmelisin demilerdir. Yetmie, seksene
merdiven dayadmz halde, hl bu yola koyulmu deiliz. imdiye
dek Allah ve resul iin hicret etmemiiz. u yeryzne aklp
kalmz. Sonuna dek de byle kalacaz! Ama hi aresi yok, bu yola
koyulmamz lzm.
2

Ebi Abdillahtan naklen Allah Resul (s.a.a) yle buyurmutur: nsanlarn en


iyisi ibadete ak olan, onunla kucaklaan, onu kalbiyle seven, bedeniyle yerine
getiren ve ibadetler iin her eyden feragat iinde olan kimsedir. Byle bir ahs
hayatnn kolay veya zor gemesine aldr etmez. (Usul-i Kafi c. 3, s. 131)
1
erh-i ala Miet-i Kelime, 2. kelime, s.54, Evalil Leali, c.4, s.73, 48. hadis
2
Tevbe/49

112

Genler, siz bu yolu daha iyi bulabilirsiniz, bizden gemi artk.


Gcmz azalm bizim. Siz genler nefsinizi daha kolay
artabilirsiniz. Melekut1 alemine yallardan daha yaknsnz. Fesat
tohumlar sizlerde yeermemitir, daha az kk salmtr. Fesat
tohumlar, henz sizde olgunlamamtr. Ama kaldka her gn daha
da glenmektedir. Siz nefsi artma iini erteleyip, askya aldka, i
daha da zorlamaktadr. Bir yal kendini slah etmek istese, bunu
yapmas ok zor bir itir. Oysa siz genler, daha abuk dzelebilirsiniz.
Binlerce gen dzelmekte, ama bir yal dzelmemektedir. Bu ii
yallk gnlerinize brakmayn, genken yapn, yolunuzu imdiden
sein, ie imdiden balayn. Kendinizi nebilerin retisine teslim
edin, onlara uyun. nk kaynanz onlardr. Yola buradan gitmek
gerekir. Nebiler yolu gstermilerdir. Bizlerse yolu tanmyoruz. Onlar
yolu biliyorlard. Tabiptir onlar, esenlik yolunu biliyorlar, bunu
insanlara sylemilerdir. Esenlie kavumak istiyorsanz, bu yola
giriniz. Nefsinize olan ilginizi yava yava azaltnz. Bu i o kadar
hzl olmasa da nemli deil, nefsinizi yava yava yeniniz. Btn
emelleriniz bir gn toprak olacak, bitecektir. Bunca benlik bizim
zararmzadr. Geriye kalan ey Allaha ait olan eylerdir.
Sizin katnzda olan geici, Allahn katnda olan kalcdr.2
nsann bir nefsi (indekum) bir de ilahi (indallah) boyutu vardr.
nsan kendine tevecch ettike, kendi katnda olanlara yneldike
btn bunlar fani olacaktr. Ama eer Allaha dnerse bu durumda,
el-Baki ismiyle kalan her ey baki kalacak, ebedileecektir.
Gayret edin, u bulunduunuz ve bulunduumuz durumdan kalm,
kurtulalm. Kafirlerle yaplan cihatlarda galip gelenlerin, taraflarn
says ne kadar olursa olsun, bir korkular yoktu. Hz. Ali (a.s) btn
Araplar toplanp benimle savasalar, bu yoldan geri dnmem 3
1

Melekut, stlah olarak ruhlar, gayb ve mana alemi hakknda kullanlmaktadr.


Baka bir ifadeyle vcud alemi zincirinde en alt aleme tabiat alemi (mlk ve zahir)
denmektedir. Sonraki ve batn mertebesine ise ruhlar, gayb ve mana alemi olan
melekut alemi denmektedir.

2
3

Nahl/96
Nehcul Belaa 45. mektup

113

buyuruyordu. nk i ilahi bir iti. Allaha ait olan eyde yenilgi sz


konusu deildir. Bu yoldan dn yoktur. Cihad eden, ilerleyen
kimseler, benliklerini gz nne almadan, emellerine kaplmadan
ilerliyorlard. Onlar bu cihad kadar, nefisleriyle de cihad etmilerdi.
Onlar yce mertebelerdeydi. Bu cihad olmazsa olmaz. nsan
emellerine srt evirmedike, dnyadan yz evirmedike ilerleyemez.
Dnya insann emellerinden ibarettir.
Herkesin dnyas, kendi emelleridir. Yalanlanan ey tabiatn kendisi
deil, arzulardan ibaret olan dnyadr. Dnya sizin iinizde olan
eydir. nsann kendisinde olan ey yalanlanm, knanmtr. Ama
gne ve ay hakknda byle bir ey sylenmemitir. Bunlar hep
Allahn mazhar olan eylerdir.1
nsan kutsiyet ve kemal alanndan uzaklatran her ey, dnyadr.
Dnya ise insann iindedir. Yani dnya, insann nefsine ynelmesidir.
Allah yardm etsin de bu kuyudan kp kurtulalm, nebilere, velilere
uyalm. nk onlar bu tehlikeli yoldan kurtulup kmlar, lm gelip
atmtr kendilerine...

Nehcul Belaa, 126. hikmet

114

nc Oturum
Kovulmu eytandan Allaha snrm
Rahman ve Rahim olan Allahn adyla...
Hamd alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur
Biz bismillahn neye taalluk ettii hakknda sohbet etmitik. Var
olan bir ka ihtimali beyan ettik. Bu meselelerin esas, insann Hakk ve
halk arasnda nasl bir ba olduunu bilinmesidir. Bizler genellikle
papaan gibi, veya bir delile dayanarak -bundan ycesi baka
kimselere aittir- varlklarn Hakk ile balantsndan sz ediyoruz. Ama
bu ba, bir varln baka bir varlkla olan ba gibi deildir. rnein
babann evladyla ve evladn babasyla olan ba gibi deildir. Bu
bamsz bir varln dier bir bamsz varlkla var olan badr.
Gnele arasndaki bada - ki daha ileri bir ba da olsa-, bile yine
ayrlk ve farkllk vardr. Bir varln dier bir varlkla olan badr
bu. Soyut bir dzeydedir. Ama bununla beraber grme ve duyma
duyusunun, nefisle olan banda bile bir tr farkllk ve kesret sz
konusudur.
Fakat varlklarn, varlk mebdei ile arasndaki ba, sunduum bu
balarn hibirisiyle kyaslanamaz. Kitap ve snnette geen kimi
tabirler de bu ba ifade etmektedir. Rabbi daa tecelli etti ayetinde
tecelli olarak tabir edilmektedir.
Semt duasnda Daa tecelli edince onu yerle bir eden vechinin
nuruna andolsun ki... Diye buyurulmutur.
Allah bir baka yerde yle buyurmaktadr: Allah, lecekleri
zaman canlarn alr1 Oysa lm melei can almaktadr. nsan
birisini ldrd zaman da O ldrd denilmektedir.
Attn zaman sen atmadn, ama Allah att. 2 Bir tecelli, bir
nurdur bu. Bizler bu anlam, delillerle, veya papaanvari bir ekilde
olsa renirsek, bu ayet-i celiledeki baz meseleler de aydnlanm
olur.
Verdiimiz birinci ihtimale gre hamd, hamdlarn btndr. ok
olan ey ve isim burada kesret olarak mlhaza edilmektedir. Buradaki
ihtimale gre gerekleen her hamd, Allahtan bakas iin vaki
olmamaktadr. nk hamd tecellilere vaki olmaktadr; tecelli ise
1
2

Zmer/42
Enfal/17

115

Allahn zuhurudur. Bu zuhur, gnein klardaki tecellisinden, nefsin


duyma ve grme gcndeki tecellisinden daha stn bir zuhurdur.
Hamd mazharlar iin olduu halde Allahn bir ok isimleri vardr.
kinci ihtimale gre ise hamd, mutlak bir hamddr. Yani birinci
ihtimalin tam tersi bir ihtimaldir bu. Yani hibir hamd edenin hamd,
bu durumda Allaha vaki olmamaktadr. Bu mazharlar Onun zuhuru
ve hamd mazharlar iin gerekleiyor olsa bile, bizim hamdmz
mutlak hamd deildir ve mutlak varlk iin vaki olmamaktadr.
Ancak btn bu okluklar, o mutlak varlkta yok olduklar iin,
hamd yine Onun iindir. okluk ve birlik grnde farkllk
gstermektedir. okluk asndan, ikinci ihtimale gre, hibir hamd, o
mutlak varlk iin olmamaktadr. Kesretin vahdette fenas hasebiyle de
btn hamdlar, ancak Onun iin gereklemektedir. Bu iki ihtimale
gre ayetin manas batan sona fark etmektedir. Hamd istirak
(genellik) ifade ederse ve isim btn varlklar isimdir ifadesince
kesret iinde isimler olursa bu durumda Bismillahta bulunan Allah,
Rahman ve Rahim, anlam olarak dier ihtimaldeki Allah, Rahman ve
Rahimden farkllk arz eder. Zira isim, zahir ismidir ve her isim, baka
bir isimden farkldr, burada kesret mertebesi mlahaza edilmektedir.
Kesret mertebesinin mlahazasnda isim Allah ismidir. Ancak
kesret ve tafsil makamnda bu Allah, Hak Tealann ism-i azamla
tecellisidir. Varlklarda tecelli, ism-i azamla olur. Fiil makamnda
Rahman rahmaniyyet ile tecellidir. Rahm, Rabbil alemin ve
iyyake nabudu da ayn ekilde dier ihtimale gre farkllk arz
etmektedir.
kinci ihtimale gre hamd mutlak, kaytsz ve artsz hamd olunca
Allah, Rahman, Rahim de (surenin sonuna kadar) yine farkl anlam
ifade etmektedir. Orada btn varlklar isimdir. Her bir varlk isimdir
ve her iin, fiilin anlam, dier fiillerin anlamndan farkldr. Burada
ise mutlak hamd olduu iin mutlak hamd Bismillahirrahmanirrahim
ile vaki olmaktadr.
Mutlak hamd, yalnzca Allaha aittir. Mutlak hamd, zat makamnn
zuhur ismi olan, yani esmaullah ve zat makamlarnda bulunan bir
isimle zat makamnda vaki olmaktadr. Allah ismi ise, zat
makamnn tmn kapsamaktadr, zuhur makamn deil. sim de

116

onun tecellisidir. Rahman, zat makamnn rahmaniyyeti, rahim de zat


makamnn rahimiyyetidir. Rabb vb. aynen byledir.1
Bunlarn felsefe-i alada2 -bildik felsefede deil- bir takm delilleri
de vardr.
Fakat bunlarn hepsi, evliyann bulduundan ve anladndan
farkldr. Veliyullah, seyr-i slk ile o menzilleri geiyor ve meseleleri
mahede ediyorlard.
Evliya bazen kendi gzlemlerini halka aklayamyordu. Kuran ise
dallet ukurunda ve tuzanda olan bu halk ile konumak iin gelmi,
indirilmitir.
ndirim yapmadka, basitletirmedike gerei Resul-i Ekremin
kendisi dahi bu hakikati aklayamyordu.

Zuhuri tecelli iki ksmdr: Genel ve zel. Genel tecelli rahmani tecelli olarak
adlandrlmaktadr ve de btn varlklara verilen varlk ifazesinden ibarettir ki bu
tecellide btn varlklar eit bir konumdadr. zel tecelli ise rahimi tecelli olarak
adlandrlmakta olup varlklara verilen vcut kemallerinin ve mminlere ve
sddklara verilen manevi kemallerin ifazesinden ibarettir. mam Humeyni erh-i
Dua-i Seherde yle buyurmaktadr: Rahmaniyet rahmeti vcudun genileme
makamdr. Rahimiyet rahmeti ise vcut kemalinin genileme makamdr. Vcut
rahmaniyet rahmeti ile zuhur etmekte ve her vcut rahimiyet rahmeti ile manevi
kemale ve batn hidayete ermektedir.
Ayn ekilde rahman ve rahim, zat ve fiilidir. Kayser erh-i Fusus
mukaddimesinin ikinci faslnda yle demektedir: Vcut hakikati kemal sfatlar
taayynlerinden bir taayynle alnd takdirde zat bir isimdir. Ama eer bu vcut
hakikati ilahi tecellilerden zel bir tecelli ile alnacak olursa o zamanda fiil bir
isimdir.
mam Humeyni ise erh-i Dua-i Seherde yle buyurmaktadr: Rahmet ve
rahimiyet ya fiildir ya da zat. Yce Allah zat rahmaniyet ve rahimiyet rahmetine
sahiptir ve de o rahmet, zatn zat iin tecellisinden ve de vahidiyet makamnda icmali
ilmin kendisinde detayl keif ve ilmi zuhur ile sfatlarnn, isimlerinin ve
levazmnn ayan-i sabiteye zuhurundan ibarettir. Ayn ekilde Allah fiil
rahmaniyet ve rahimiyet rahmetine de sahiptir ve o da fiiller rtsnde kamil hedef
ve tam dzen mutabakatnca ayanlara kemal ve feyzin yaylmas ve izhar ile zatn
tecellisinden ibarettir. Bundan dolay, birinci ihtimalde rahman ve rahim fiili tecelli
olur ve ikinci ihtimalde ise rahmaniyet ve rahimiyet zati olur.
2

Felsefe-i Ala, Molla Sadrann bina ettii Hikmet-i Mtealiyedir.

117

Kuran mertebeleri, yedi ya da yetmi batn vardr.1 Bu batnlardan


indirilen Kuran, bizimle konuaca bir safhaya gelmitir ve Allah
(c.c), Kuranda kendisini deve ile tantmaktadr.
Bakmyorlar m deveye nasl yaratld?2
Bizler iin zc olan ey gne, gk ve yer gibi nazil olmu
varlklar vastasyla Allah hakknda marifet elde etmek istememiz
znt vericidir.
Peygamberlerin dilinde dm vard.
(Musa) dedi ki: Rabbim benim gsm a, bana iimi
kolaylatr ve dilimden dm z ki syleyeceklerimi kavrayp
anlasnlar.3
Kalplerinde ve dillerinde dm vard. Bu, bulduklarn
(anladklarn) olduu gibi anlatamyorlard. Bu cihetten de bize
rneklerle, benzerlerle bir eyler anlatmaya alyorlard.
Allah (c.c) deve ile tantld zaman, bizim nasl bir mertebede
olduumuz bellidir. O hayvann mertebesidir. Bizim elde ettiimiz
marifet nasl bir marifettir? Olduka naks bir eydir.
Peygamberler hakknda da bazen yle denmektedir: Derken
rabbi daa tecelli edince, da parampara etti ve Musa baylarak
yere dt. Musa (a), Hak Tealann rububiyyetine girdikten ve bu
aamalardan getikten sonra yle dedi:
Rabbim! Bana gster, sana bakaym
Yani seni bu gzlerimle greyim. Oysa hibir byk nebi byle
konumaz.. Gren ve grlen ile uyumlu bir ryete ise biz ulaamayz.
Allah (c.c) ile konuma derecesine ulat halde, Bana gster,
sana bakaym dediinde ise u cevap geldi: Sen beni gremezsin.
Yani -muhtemelen- sen Musa olduka beni gremezsin. Fakat onu
mitsiz brakmayp daa ynlendirdi. Daa bak Bu da nedir?
Hakkn Musaya tecelli edemedii, ama kendisine tecelli ettii o da
Tur dadr. Acaba bu tecelli, halkn o gn Tur danda olduu
takdirde grebilecei bir tecelli miydi? Acaba gnei grmek gibi bir
ey miydi? Fakat daa bak sz mlakat vaadi idi. Konuma
1

Peygamber (s.a.a) yle buyurmutur: phesiz Kurann bir zahiri ve bir batn
vardr. Batn iin ise yedi batn sz konusudur. (Tefsir-i Safi, c. 1, s. 31)
2
Gaiye/17
3
Ta-ha/25-28

118

szdr. Sen beni gremezsin. Fakat daa bak. Eer o yerinde


durursa, sen de beni greceksin.
Eer o yerinde durursa ile yerle bir olaca ve da ile de
Musann bu konudaki nefsi bencillii kastedilmektedir. (ki, baz
kalntlar kalmt) O tecelli ile da yerle bir oldu. Bencillii ortadan
kaldrd. Bylece Musa lm mertebesine erdi. Musa baylarak yere
dt.1
Btn bunlar bizim iin yalnzca bir kssadr? Onlarn uhud ile
erdikleri bu hakikatler karanlklar iinde olan bizler iin bunlar sadece
birer kssadr. Bize Tur dan anlatmlardr sadece.
Bizler tecellinin, tur danda Musann ve bakalarnn grd bir
nur olduunu dnyoruz. Eer duyumsanr bir nur olsayd herkes
grebilirdi. Cebrail-i Emin, Resul-u Ekreme Kuran okuduu
zaman, orada olanlar duyabiliyorlar myd? Bizler bir karart gryor,
hakikatten gaflet ediyoruz, meseleleri hep uzaktan duyuyoruz.
Peygamberler, bir rya gren, ama dili dml (konuma engelli)
insanlar gibidir. Btn halk ise sar. Onlar syleyemiyorlar, ama biz
de duyamyoruz.2 Yani sylemilerdir, ama bize deil. nk biz,
anlayabileceimiz eyleri anlyoruz.
Kuran her eye sahiptir. Zahiri eri hkmleri ve bizlerin asl
manasn kavrayamadmz kssalar vardr. Zahirlerini anlyoruz, bu
zahir herkes iindir. Herkes yararland bir eydir. Ama hakkyla
istifade edilmemektedir. Kukusuz Kuran ancak hitap olunan
anlar3 ifadesi esasnca Kuran gerekte yalnzca Resulullah (s.a.a)
1

Musa tayin ettiimiz vakitte (Tr'a) gelip de Rabbi onunla konuunca


"Rabbim! Bana (kendini) gster; seni greyim!" dedi. (Rabbi): "Sen beni asla
gremezsin. Fakat u daa bak, eer o yerinde durabilirse sen de beni
greceksin!" buyurdu. Rabbi o daa tecelli edince onu parampara etti, Musa
da baygn dt. Aylnca dedi ki: Seni noksan sfatlardan tenzih ederim, sana
tevbe ettim. Ben inananlarn ilkiyim. (Araf/143)
2
Ben rya grm bir dilsiz, alem ise sar
Ben acizim demekten, varlklar ise iitmekten
3
Zeyd eham yle diyor: Kutade b. Deame mam Bakrn (a.s) huzuruna vard.
mam (s.a) ona yle buyurdu: Acaba sen Basra fakihi misin? Kutade yle
ardzetti: yle sanyorlar. mam yle buyurdu: Senin Kuran tefsir ettiini
duydum Kutade yle cevap verdi: Evet, tefsir dersleri veriyorum. mam yle
buyurdu: Acaba sen ilim zere mi tefsir ediyorsun yoksa cehalet zere mi? mamla
konumalar bylece devam etti, sonunda imam ona yle buyurdu: Eyvahlar olsun

119

ve onun eittiklerinin dnda kimse anlayamaz. Evliya da onun


eitimiyle anlamaktadr.
Byle olduu halde Ruhul emin vastasyla kalbine
indirilmitir.1 Nazil olmutur ve Ruhul emin eliyle gelmitir. Fakat
Resulullah tenezzl makamndadr. Bu bir tr nzuldr. Bizzat
ondan ald bir makamdr.
Biz onu kadir gecesi indirdik.2 O, hepsini birden Kadir
gecesinde indiriyor. Ama tenezzl makamnda, daha stn mertebe ise
Ruhul Emindir. Kalbine (vahiy) giren kimse de batndan batna,
hadden hadde, elfaz suretine dnnceye kadar mertebelere tenezzl
etmelidir.
Kuran grp duyulabilecek lafz ve ilinekler trnden bir ey
deildir. Fakat biz kr ve sarlar, mmkn mertebe yararlanabilsin
diye tenezzl ettirilmitir. Kurandan yararlananlarn eitimleri,
Kuran anlay tarzlar ve Kurann indirildii kaynaa olan ilgileri
farklyd. Burada olan durumdan daha farkl bir durum sz konusu.
Hak Tealann cilvesi gaypten zuhur ve tenezzl edip tabiat alemine
inmektedir. lk cilveye ulancaya kadar tabiat, cisim ve zahir alemleri
ile gayp mertebeleri arasnda var olan farkllklar, ayn ekilde bizim
idraklerimiz ile peygamberler ve Allahn halis velilerine ulancaya
dek bizden daha yukarda olanlarn idrakleri arasnda da vardr.
Hz. Musa iin vaki olan cilve hakknda Rabbi daa tecelli
ettiinde... Buyrulmaktadr.
Semat duasnda yle diyor. Daa tecelli ettiin vehinin nuruna
andolsun...
Baka bir yerde ise yle buyruluyor: Ey Musa, phesiz ben
Allahm3
Baka bir yerde ise yle buyrulmutur: Rabbi daa Tecelli
ettiinde
Baka bir yerde ise Daa tecelli ettiin vehinin nuruna andolsun
diye buyrulmutur.
sana ey Kutade! Kuran sadece kendisine hitap edilenler tanr. Biharul Envar, c.
46, s. 349
1
uara/192-193
2
Kadir/1
3
Taha/14

120

Hepsi de dorudur ve her birisi kendi yerinde tamdr.


Bizler Kuran renmek iin ne yapmalyz? Bu mertebeler
renmek ve retmek anlamnda deildir.
Kurana ve tefsirlere baktmz zaman bazlarnn bu anlama
deindiini gryoruz. Fakat bu renme ve retme, krler ve
sarlar iindir.
Kuran, btn bu konular iermitir. Fakat bunu idrak eden kimse,
Kukusuz Kuran ancak kendisine hitap edilen anlar Kurann
muhatap sayd kimsedir. Ne olduunu ancak o anlayabilir.
Kuran kendisine hitap ettii ve Kuran anlayan kimse ise
Ruhul Eminin Kuran kalbine indirdii bir mertebededir.
Bunu ondan baka hi kimse mahede edemez.
Bu konu, akl idrakin ve delil getirmenin dnda, tamamen
mahedeye dayanr. Bu da gzle grlr deil, gaybi bir mahededir.
Akl, nefsi ve (normal bir) kalb mahede deildir. Alemin ve
Peygamberin kalbi sadece mahede edebilir.
Ama anladklarn kapal rneklerin ve lafzlarn dnda anlatamaz.
Siz kr olan birisine nurun ne olduunu nasl anlatabilirsiniz? Hangi
dille ve hangi szlerle? Nur aydnlatc bir eydir demekten baka ne
sylenebilir ki? Nuru gren birisi, grmeyene nasl anlatabilir? stelik
bir de insann dilinde de ukde (engel, dm) varsa! Bu dm de
kar tarafn da kulandaki dmden kaynaklanmaktadr.
Peygamberlerin dilinde var olan dm gibi.
Resul- Ekremin anlatma sknts dierlerinden daha fazlayd.
Zira derk ettii eyleri ve Kurandan kalbine inenleri kime
anlatabilirdi? Tam velayet makamna ulaan kimseden baka kime
syleyebilirdi?
Hibir peygamber benim kadar eziyet grmemitir sz eer
gerekten Resulullahtan rivayet olunmusa, bir anlam da ulatrmas
gerekeni ulatramamasdr. Bulduklarn syleyecek birini bulamamak
hzn vericidir. zellikle Onun bulduu eyler, dierlerinin
bulduklarndan daha fazlayd. Bir eyi renip, dierlerinin de
renmesini isteyen, fakat onlara anlatamayann znts ne kadar da
byk bir zntdr! Kr olan olunun gnei grmesini isteyen baba
ne kadar da hznlenir. Anlatmak isterse ne yapmaldr?

121

Bu nuru ona nasl anlatabilir? Mehul anlam ifade eden balklar


bilinmezlikten baka bir ey deildir.
lim en byk perdedir. nsan tmel akl kavramlarla uratrp,
asl yoldan alkoyan ilim, byk bir perdedir. Veliler iin ilim bir
perdedir.. lim arttka bu perde kalnlar.
nsan tad ilme ilgi duyar ve bazen alim ilmin sadece bu kadar
olduunu sanr.
nsan, bu kalptan kurtulmadka bencildir.
Dolaysyla, btn kemallerin kendi idrak ettii ve okuduu
ilimlerle snrl olduunu sanmaktadr.
Fkih lemde fkhtan baka bir ey olmadn, arif irfandan baka
bir ey olmadn, filozof felsefeden, mhendis geometriden baka bir
ey olmadn zanneder.
Sadece grmekle, tecrbeyle vb. yollarla elde edilen eylerin ilim
olduunu, bunun dndakilerin ilim olmadn hayal etmektedirler.
Bu herkes iin byk bir perdedir (engeldir). Bizim iin birok perde
vardr. Ama bunlarn en koyusu, kaln ilim perdesidir.
Kendisi araclyla doru yolun bulunmas gereken ey (ilim),
hidayete engel olmakta. Btn resm ilimler byledir. nsan olmas
gerekenden alkoyup, bencillik getirmektedir.
lim tezkiye edilmemi (temizlenmemi, arnmam) bir kalbe
girdiinde onu geriye gtrr. (lim) Deposu dolduka, getirdii
musibetler de artar. orak ve tal bir topraa ne kadar tohum ekilse de
rn alnamaz. orak bir arazi, perdeli ve tezkiye olmam, hatta
Allahn isminden bile korkan bir kalp rn vermeyen bir kalptir.
Felsefe resmi bir ilim olmasna ramen, kimileri bir ylanm gibi
felsefeden rkmektedir. Filozof da ariften byle rkyor. Arifler ve
daha yukarda olanlar da byledir? Btn resmi ilimler, dedi,
denildi1 szleriyle doludur.
Resmi ilimlerin en azndan zikrullaha ve Allaha ynelmeye engel
olmasna izin vermeyeceimiz miktarda kendimizi ne zaman tezkiye
edeceimizi bilmiyorum! Bunun kendisi bal bana bir meseledir.
1

eyh Bahainin iirinin tm udur:


Resmi ilimler tmyle dedi ve denildidir
Ondan ne bir nitelik ve ne de bir hal hasl olur

122

limle uramak bizleri gaflete drmemeli ve kemal kaynandan


uzaklatracak bir gurur meydana getirmemelidir.
zellikle alimlerde olan gurur! ster maddi ve tabii ilimlerle
uraanlar, ister eri ilimlerde uraanlar ve isterse de akl ilimlerle
uraanlar olsun; kalp tehzip (temiz) olmadka, onda insan tamamen
Allahtan koparan bir gurur doar. nsan okurken kendini tmyle
okumaya kaptryor, ama namaz klarken ayn ekilde namaza
odaklanmyor. Kendini namaza veremiyor. Allah rahmet etsin bir
dostum yle diyordu: Bir defa olsun namaz dikkatle klm
deilim! Sanki insan namaz klmaya baladnda namazda deil,
Allaha ynelmiyor, kalbi orada deil, baka bir yerdedir. Belki ilmi
bir meseleyi zmeye koyulmaktadr. Amac insan hedefe ulatrmak
olan ilmi bir konuyu zmeyi dnmesi, insan hedefinden
alkoyuyor. Bunlar eri, tefsiri ve tevhidi ilimlerde de olabilir.
Hazrlksz ve tehzip olmayan bir kalp iin, tevhidi ilim bile bir badr,
izin vermez, engel olur. eri ilimler de byledir. Btn bunlar, eri
ilimler ve dier meseleler, bir takm vesilelerdir. Amelin vesilesidir ve
amelin kendisi de bir vesiledir.
Tm bunlarn tek bir amac ve hedefi vardr; o da bu nefsi
uyandrmak iindir. Tmyle karanlk ve zlumat olan bu perdelerden
kurtarp, nurani perdelere ulatrmaktr hedefleri. Zannedersem yle
bir tabir vardr: phesiz Allahn nurdan yetmi bin rts vardr.1
Zlumat perdeleri de ayn ekildedir. Nur olanlar bile perdedirler.
Bizler karanlk perdelerden bile arnm deiliz. Bunlarn iinde
pinekleyip duruyoruz. Sonumuz ne olacak belli deil!
limler, bizim nefsimizde olumsuzluktan baka hibir etkide
bulunmamtr. Bunlar eri ve akli ilimlerdir ve bu zavalllar da ona
zihniyt adn veriyorlar. Bu rtllerin zihniyat dedikleri ey
gerekten de zihniyattr, yani ayniyeti yoktur.
Bunlar amaca ulamann vesilesidir ve amaca ulamamz
engelleyen ey ilim deil, zulmettir, zulmani perdelerdir.
nsann amac ve peygamberlerin geli nedeni olan eylerden insan
alkoyan herhangi bir ilim, ancak zulmn bir perdedir.
1

Peygamber (s.a.a) yle buyurmutur: phesiz Allahn nur ve zulmetten


yetmi bin hicab vardr. (Biharul Envar, c. 55, s. 45)

123

Peygamberler, insanlar bu dnyadan, bu karanlktan karp, nur


kaynana ulatrmak iin gelmilerdir. Nur kaynana, nurlara deil....
nsan bu mutlak nurda fani etmek, bu katreyi (damlay) denizde
fani klmak istiyorlar. Elbette bu rnek bile tam rtmemektedir.
Btn peygamberler bunun iin gelmitir. Btn ilimler vesiledir ve
ayniyet de o nura aittir. Bizler ise yokluklarz (adem). 1 Aslmz
oradandr. Ayniyat oraya aittir. Btn peygamberler bizleri bu
zlumattan karp, nura ulatrmak iin gelmilerdir; nurlara deil.
Karanlk ve aydnlk perdelerden kurtarp, mutlak nura balamak iin
gelmilerdir.
Bazen tevhit ilmi bile perde olabilir. Tevhit ilmi, Hak Tealann
varl iin deliller ikame ediyor, ama Onunla arasnda perde vardr,
bu deliller onu ayryor, onu olmas gereke eylerden uzaklatryor.
Peygamberlerin yolu byle deildir, peygamber ve evliyann delil
yolu byle deildir. Onlar delilleri biliyordu. Ama mesele, vacib
varl, delillerle ispat etmek meselesi deildir.
Hz. Seyyid hed (a.s) buyuruyor: Sen ne zaman kayboldun
ki! Senin hzr ve murakb (denetleyen, gzeten, kontrol eden)
olduunu grmeyen gzler kr olsun2
Ve krdr zaten...
lk aama kyamdr. De ki; size bir tek t veriyorum. Allah
iin kyam edin...3
Seyr ehli de bunu ilk menzil saymtr. Belki de balangtr, menzil
deil. Menzil-us Sairinde bunu ilk menzil olarak saymlardr. Fakat
bunun bir balang ve menzilin de sonra olmas mmkndr. Evvela
bizzat derk etmi, bulmu bir varlk vastasyla bir t verilmektedir.
Nitekim ona yle buyuruyor: De ki; size bir tek t veriyorum.
Tek bir t, o da Allah iin kyam etmeniz...
Btn her eyin ve her meselenin balangc kyamn Allah iin
olmasdr. Allah iin kyam et, Allah iin harekete ge ve Allah iin bu
uykudan uyan. Uyuyanlara, orada dp yatanlara de ki: Benim
1

Mevlanann u beytinden iktibas edilmitir:


Biz varlk gibi grnen yokluklarz
Sen ise mutlak vcud ve varlmzsn
2
kbalul Amal, s.349
3
Sebe/46

124

sizlere sadece bir dm var, o da udur: Allah iin kalkn, kyam


edin ve Allah iin yola koyulun.
Bizler sadece bu de bile imdiye kadar kulak verip, yola
koyulamadk. Yolumuz kendimiz iindir. ok iyi olanlar yine kendileri
iindir.
Evet, veliler baka bir durumdadr. Bu tler biz uykudakiler
iindir. Onlar ulamlardr. Yukardadrlar ve bizleri de
gtreceklerdir.
Hi kimse u manay inkar edemez ki biz u anda buradayz, bize
tm glerimize musallat olan mvekkel melekler bizleri srklyor,
bu glerimiz bizi o tarafa doru ekiyor. Tabiata geldiimizden beri
bizleri bir baka tarafa doru ekiyorlar, bizler gideceiz, ama bu
zlumat ve perdelerle...
Hubbud dnya (sevgi, ballk, ar dknlk) btn her eyin
kaynadr. Btn hatalarn kayna budur. Dnya sevgisi, bazen
muvahhit birisini dahi yle bir yere srkler ki Allahn dnyay
kendisinden alacana inand takdirde kalbinde bir bulanklk ve bir
buz meydana gelir.
Denildii zere insann dnyadan gitme zaman gelip attnda,
eytanlar bu insann muvahhit birisi olarak lmesini engelleyebilmek
iin, sevdii her eyi gzleri nne getirirler. Mesel, kitap seven bir
rencinin kitabn getirerek bu inancndan dn, yoksa bunu
yakacaz diyorlar. Evldna sevgisi olann da evldn ya da sevdii
baka eyleri gz nne getirirler.
Dnya ehlinin, mesel saray olan birisi olduunu zannetmeyin.
Saray olan birisinin dnya ehli olmamas ya da sadece bir kitab olan
renci birisinin dnya ehli olmas mmkndr. l (bunlara
duyulan) ilgidir. Dnyaya balln ls, insann bu eyalara
duyduu ilgidir.
nsann mrnn sonuna doru ilgilerinden ayrldn grp,
Allaha dman olarak, bu dmanlkla gitmesi bile mmkndr.
lgileri azaltn, ilgiler azaltlmaldr. Bizler kalben bir eye ilgi duysak
da duymasak da hibir ey deimez, sonuta gideceiz.
Mesel bu kitaplara ister ilgi duyun, isterse duymayn. Bunlar
sizindir ve kullanmaktasnz. Eve ilgi duysanz da duymasanz da
ondan istifade etmektesiniz. O halde ilginizi azaltn ve elinizden

125

geldii kadar yok edin. nsan meakkate srkleyen, sahip olduu


ilgidir. Ve bu da nefis sevgisindendir. Kaynak, nefis sevgisidir. Dnya,
nefis ve makam dknl insan helke srkleyen bir derttir...
Hubb-u makam (makam sevgisi), hubb-u mescit ve benzeri eyler,
dnyev ilgilerdendir. Birbiri stnde kat kat perdelerdir bunlar.
Hep oturup una buna sahip olanlar yle byledir! Demeyin.
Kendinizin nasl olduuna bakn. lgi duyduunuz eylere,
duyduunuz ilginin boyutu nedir? Oysa siz bu ilgiler esasnca onlar
eletiriyorsunuz.
Nefse dknlk ve bencillik olmazsa, insan bakalarnn
eksiklerini, ayplarn bulmaya almaz. Bakalarnn ayplarn
aramann asl nedeni, sahip olduumuz nefis sevgisi yznden
kendimizi mhezzeb (nefsini slah etmi), doru ve kamil grp bizim
dmzda kalan btn insanlar kusurlu ve hatal grmemizdir. Bu
nedenle onlarn hata ve eksiklerini eletiriyoruz.
Okumak istemediim bir iirde, birisi baka birisini knaynca, o
knanan kimse knaycya yle dedi: Ben sylediklerim gibiyim.
Acaba sen de grndn gibi misin?
Bizler toplumda gya Allah iin ders okuyoruz, dn eitim
gryoruz, bu yzden de kendimize cundullah (Allahn askeri)
adn koyuyoruz. Ama acaba grndmz gibi miyiz? En azndan bu
d yaplar, i yaplarla uyum iinde olmaldr, eliki iinde deil.
Zahir baka, batn baka bir ekilde olmamaldr.
Nifak bundan farkl bir ey midir? Nifak sadece Ebu Sfyan gibi
grnte dini kabul edip, gerekte byle olmamak deildir. Ben
yleyim, byleyim deyip aksini yapmak da nifaktr, bunu yapanlar
da mnafklardandr. Fakat mnafn biri bu derecededir, dieri ise
baka bir derecede.
Sonuta buradan gideceiz. Ama bunlar sadece o tarafa (kyamete)
aryorlar dememek gerekir. Zira btn peygamberler, ahiret iin
davette bulunduklar gibi, dnyada da adaleti yaymlardr. lhi bir
varlk olan Resul-u Ekremin bile yle buyurduunu rivayet
ediyorlar:
Bazen benim de kalbim kararyor ve ben her gn yetmi kez
Allahtan mafiret diliyorum.1
1

Mstedrekul Vesail, c.5, s.320, Kitabus Salat, Ebvabuz Zikr, 22. Bab, 2. hadis

126

Dzgn olmayan kiilerle muaeret, insann kalbini karartr. Srekli


Allahn huzurunda olmas gereken bir kimseye iyi ve drst bir kimse
dahi gelip bir mesele sormak istediinde bu miktarda kendisini o
olmak istedii makamdan alkoymaktadr. Kendisine gelip, onunla
sohbet etmek isteyen kii de onun iin bir mazhardr. Ama bu bile,
onun istedii ve devaml bulunmay arzulad o makama erimekten
alkoymaktadr.
Bazen benim de kalbim kararyor ve ben her gn yetmi kez
Allahtan mafiret diliyorum.
Peygamberden nakledildii zere bu tr meselelerle megul olmak
bile kendileri iin bir rtdr. Ve bizim de bu rtden arnmamz
gerekir. En azndan grndmz gibi olmalyz, tersi deil.
Alnmzda secde izleri varsa, Allah iin alyorsak, en azndan
namazda riya etmemeliyiz. Kendimizi muhafazakar gstermek
istiyorsak o halde en azndan faiz yememeli, kimseyi aldatmamalyz.
Manevi ilimlerin, insann almasn engellediini dnenler
yanlyorlar. Bu manevi ilimleri insana reten zat -ki Resulullahtan
sonra hibir kimse onun kadar gerekleri bilmiyordu- tarihin yazd
zere halkn kendisine biat etmesinin hemen ardndan, kazmasn alp
kendi ilerine balad. Bunlarn birbiriyle elikisi yoktur.
Dnyaya ynelmeleri iin, halk dua ve zikirden alkoyanlar,
meselenin ne olduunu bilmiyorlar. Onlar duann insan slah ettiini
bilmiyorlar. Sonuta dnya hakknda da gerektii ekilde
davranyorlar. Adaleti ikame edenler de, zikir, fikir ve her trl
musibetlere tahamml eden peygamberlerdi. Zalimler aleyhine, bunlar
kyam etmilerdir. Arefe duasnn ne olduunu bildiiniz Hseyin b.
Ali (a.s) kyam etti. O dualar, bu meselelerin, Allaha yneliin
kayna konumundadr. Bu dualar insan gayb kaynana, Allaha
ynlendiriyor. Eer insan hakkyla okuyabilirse gaybi mebdee var olan
tevecch insann kendisine olan ilgisinin azalmasna neden olur.
Bunlar almay engellemedii gibi, almay ve feraha ermeyi de
kendisiyle birlikte getirmektedir. Fakat alan kendisi iin deil, Allah
rzas iin ve Onun kullar iin almas gerektiinin farkndadr. Dua
kitaplarn eletirenler, cahil olduklar ve bilmedikleri iin
eletiriyorlar. O aresizler dua kitaplarnn insan nasl eittiini
bilmiyorlar.

127

Mncat- abaniye, Kumeyl duas, Hz. Seyyid hednn (a.s)


duas (Arefe), Semat duas gibi pak imamlardan rivayet olunan
dualarn, insan nasl slah ettiini bilmiyorlar. abaniye duasn
okuyan kii, kl da ekiyor. Rivayete gre abaniye mnacatn
btn imamlar okuyordu. Btn imamlarn okuduu tabirini, ben
baka dualar iin grmedim.1
Bu abaniye duasn okuyan kimse, kl sallayp kafirlerle
savayordu. Bu dualar insan bu zlumattan kurtaryor. nsan, bu
karanlktan kurtulduunda, Allah (c.c) iin alan, Allah iin kl
sallayp savaan ve Allah iin kyam eden birisi oluyor.
Bu dualar insan bu beylerin dedii eylerden alkoymuyor. Onlarn
btn emelleri buraya zgdr. Bu beylerin grne gre burann
tesinde olan her ey zihniyat ve bo kavramlardr. Bazen de onlarn
reel gerekler, bunlarn ise bo kavramlar olduunu anlayacaklar bir
makama eriirler.
Bu dualar, hutbeler, Nehcul Bela, Mefatihul Cinan ve dier dua
kitaplar, insann slah olmas iin birer yardmcdr.
Bir insan slah olduu zaman, btn bu meselelerle amel eder.
Ziraatla de urar, fakat Allah iin. Savar da. Kafir ve zalimlere
kar yaplan bunca sava, bu tevhit ashab ve dua ehli kimseler
gereklemitir. Resulullah (s.a.a) ve Emirul Mmininin (a.s)
yannda savaanlarn ou bylesine ibadet ve dua ehli kimselerdi.
Hz. Emirul Mminin (a.s) sava cephelerinde namaz klyordu.
Orada sava vard, ama burada namazn klyordu. Hem sava, hem de
namaz bir aradayd. O sava srasnda birisi sorduunda, durup
kendisine tevhidi anlatt. Bir bakas imdi olur mu, zaman m?
Diye itiraz edince Hz. Ali (a.s) rivayet edildii zere cevap olarak
yle buyurdu: Biz bunun iin savayoruz. 2
1

kbalul Amal, Amal-i mah-i Ramazan, s.685, Misbahul Muteheccid ve Silahul


Muteabbid, s. 374, Biharul Envar, c.91, s.97-99
2
ureyh b. Haninin naklettiine gre Cemel savanda bir bedevi Hz. Alinin
huzurunda durarak yle dedi: Sen Allahn bir olduunu mu sylyorsun? bunu
gren halk Bedeviye saldrarak yle dedi: Ey adam! Hz. Alinin megul olduunu
grmyor musun? Hz. Ali (a.s) yle buyurdu: Onu brakn. Bu bedevinin bizden
istedii ey bizim bu insanlardan istediimiz eydir. (Tevhid, eyh Saduk, s. 83, 3.
hadis.)

128

Bizim savamz dnya iin deildir. Muaviye ile savaarak am


almak peinde deiliz. Peygamber (s.a.a) ve Hz. Ali (a.s) am ve Irak
istemiyordu. Bunlar insanlarn adam olmasn istiyordu. nsanlarn
cann, zalimlerden kurtarmak peindeydiler. Bunlar dua ashab olan
kimselerdi. Hz. Aliden (a.s) nakledilen Kumeyl duasna bir baknz.
Kumeyl okuyan bir kimse ayn zamanda kl sallayan bir kimsedir.
nsanlar dualardan ve dua kitaplarndan ayrmak, o pis adam
Kesrevinin1 yapt gibi irfani kitaplar, dua kitaplarn yakmak doru
deildir. Bunlar duann ne olduunu bilmiyorlar. Duann nefisteki
etkilerinden haberleri yoktur. Btn hayr ve bereketlerin bu dua
okuyan kimselerden olduunu bilmiyorlar. Zayf bir ekilde dua eden
ve Allah zikreden kimselerde bile ayn lde etkisi vardr. Papaan
gibi olsa dahi zerlerinde bir etki sz konusudur. Her ne kadar da olsa
terk eden kimselerden daha iyidirler.
Namaz klan kimsenin de her ne kadar dk bir mertebesi de olsa
o namaz klmayan kimseden daha iyi ve daha temizdir. Bu hrszlk
yapmaz, cinayet dosyalarn yle bir inceleyin, bu dosyalardan
kann ilahiyat rencilerine ait olduuna baknz. Ka tane ilahiyat
rencisi hrszlk yapm, arap imi veya dier ktlklere
bulamtr. Elbette bu renciler arasnda kaak kimseler de
mevcuttur. Ama onlar zaten ne namaz, ne de baka bir ey ehlidirler.
Bu kyafetlerini istifade etmek iin kullanmaktadrlar. Ama dua
okuyanlar ve slam'n zahiriyle amel edenlerin dosyas dierlerine
oranla ya hi ya da az bir konumdadr. Alemin dzeninde bunlarn bir
mdahalesi vardr.
Duay bu topluluktan karmamak gerekir. Genlerimiz duadan
ayrlmamaldr. Kuran meydana karmak iin duann terk edilmesi
1

Hac Mir Kasmn olu Seyyid Ahmed (1890-1945) ada tarihi ve


dilbilimcisi olup tasavvuf ve irfana dman olan bir kimseydi. Kesrevi baz dini
inanlara ve retilere kar km ve bu retilerin dinden olmadn savunmutur.
Kesrevi Arapa kelimeler kullanmaktan iddetle kanyor ve bunun yerine kendi
uydurduu kelimeleri, kavramlar ve Farsa ifadeleri kullanyordu. Tarih-i
Merutiyet, Tarih-i Hicde Sale-i Azerbeycan, Behayigeri, iageri ve Vercavend-i
Bunyad adnda kitaplar vardr.

129

doru deildir. Kurana bir yol olan dualar terk etmemek gerekir.
Bunlar eytann ilerinden olan vesveselerdir. Eer Kuran gelsin diye
dier dua ve hadisler terk edilecek olursa hi phesiz Kuran da
ortadan gidecektir, Kuran getirip hadisi bir kenara itmek isteyenler
Kuran da getiremeyeceklerdir. Kuran istiyoruz diye dualar bir
kenara itmek isteyenler Kuran da sahneye karamayacaklardr.
Bunlar eytann vesveseleridir, insan aldatan eylerdir ve genleri
aldatan bir ifadedir.
Genler hadis, zikir ve dua ehlinin mi bu topluma daha ok hizmet
ettiine dierlerinin mi daha ok faydal olduuna bakmaldrlar.
Baknz bunlardan hangisi insanla daha faydal olmutur.
Grdnz btn hayr ve iyilikler bu mminlerdendir. Mutlak
hayrlar ve zayflara yardm amacyla yaplm olan btn vakflar bu
zikir, namaz ve dua ehli kimselerden geriye kalmtr, bakalar byle
bir ey yapmamtr. Zengin olan eraf takmndan namaz klan
kimseler okul yaptrmlardr, namaz klanlar hastane ve benzeri eyler
yapmlardr. Dolaysyla bu insanlardan uzaklatrlmamas gereken
bir eydir. Bunu yaymak gerekir. nsanlar Allaha tevecche
ynlendirmek icab eder.
Biz eer insann mutlak kemale ulamas iin bu dualarn yardmc
olduunu gz ard etsek bile bu dualar hi phesiz bir lkeyi idare
etmek iin de gereklidir. Yardm bir defasnda insann gidip hrsz
yakalamasdr, bir defasnda ise hrszln yaplmamasdr. Mescid ve
dua ehli olan kimseler anari ve terr ehli olamazlar, bu da topluma bir
tr yardmdr. Toplum bireylerden olumaktadr. Eer bir toplumun
yars bu dua, zikir ve benzeri eyler yznden gnahlardan uzak
duruyorsa, tacir, ticaret yapt halde gnah ilemiyorsa, hrszlk
yapmyorsa, bu topluma bir tr yardmdr. Da balarnda silah ekip
adam ldrenler ve ekyalar bu anlamn ehli deillerdir. Eer ehli
olsalard bu ii yapmazlardr. Toplumu terbiye etmek buna baldr. Bu
dualar Allah ve Resulnden nakledilen eyler ile toplum terbiye
edilebilir. Eer duanz olmasayd rabbim size itina etmezdi.1
Eer Kuran da istiyorsanz ite Kuran duay vmektedir,
insanlar duaya armaktadr. Dua olmad taktirde Allahn insanlara
itina etmeyeceini beyan etmektedir. O halde bunlar Kuran da kabul
1

Furkan/77

130

etmemektedir. Duay deil de Kuran istiyoruz diyenler aslnda


Kuran da istememektedirler. Bana dua ediniz size icabet
edeyim1 nallah Allah bizleri de dua, zikir ve Kuran ehli
kimselerden klsn.

Gafir/60

131

Drdnc Oturum
Kovulmu eytandan Allaha snrm
Rahman ve Rahim olan Allahn adyla...
Hamd alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur
nceki konulardan istifade edildii zere edebiyat ehlinin dedii
gibi bismillahta yer alan ba harfi sebebiyet iin deildir. Hak
Tealann failiyeti neden sonu trnden deildir. En iyi tabiri
Kuranda yer ald zere bazen zuhur O evvel, ahir, zahir ve
batndr1 bazen de tecelli Rabbi daa tecelli etti olarak ifade
edilmitir. Bu nedensellik ilikisinden apayr bir eydir. Neden sonu
ilikisinde, Hak Tealann zatnda dier varlklara oranla iktiza
etmeyen bir temayl varsaylmtr. O yzden nedensellie geni bir
anlam yklemek gerekir ki tecelli ve zuhuru da kapsasn. Veya diyelim
ki bu ba harfi sebebiyet iin deildir. Bismillah yani zuhuruyla,
tecellisiyle anlamndadr. Veya diyelim ki el hamd, Allahn
ismiyle..., burada hamd hatta isim iin bile bir sonu deildir. Kitap
ve snnette nedensellik ifadesinin kullanldn hatrlamyorum, bu
filozoflarn dilinde vaki olan felsefi bir tabirdir. Kitap ve snnette bu
anlamda bir nedensellik sz konusu deildir. Daha ok yaratl, zuhur,
tecelli ve benzeri ifadeler kullanlmtr.
Baka bir konu vardr ve bu hususta bir de hadis nakledilmitir. Bu
konu ba harfinin altndaki nokta meselesidir. Bu rivayetin doru
olup olmadn bilmiyorum, hatta doru olmad hususunda kantlar
da olabilir lakin Hz. Aliden (a.s) yle bir rivayet nakledilmitir: Ben
ba harfinin altndaki noktaym. 2 Eer bu rivayet doru ise ba
harfi mutlak zuhur anlamndadr. lk taayyn velayet makamndan
ibarettir. Belki de Hz. Alinin (a.s) maksad udur ki velayet makam
gerek anlamda tmel bir velayettir ve ilk taayyndr. sim mutlak
tecellidir, ilk taayyn Ahmedi Alevi velayettir. Eer bu rivayet doru
olmasa dahi mesele udur ki mutlak tecellinin ilk taayyn vcudun en
st mertebesidir ki o da mutlak velayet mertebesidir.
sim hakknda bir takm konular vardr, bu konulardan biri de udur
ki isim bazen zat makamna aittir. smin kapsaml olan Allahtr, dier
1
2

Hadid/3
Mearik-u Envaril Yakin, fi esrar-i Emiril Mminin, s. 21

132

isimler rahimiyet ve rahmaniyet ile zuhurdan ibarettir ve hepsi de ism-i


azamn tecellilerindendir. Allah ism-i azamdr ve ilk tecellidir. O
zaman bir isim zat makamndadr ve bir isim de ismiyyet ile tecelliler
makamndadr, dier biri de fiili tecellidir ki birine ahadiyet makam
dierine ise vahidiyet makam denmektedir. Birine de meiyet
makam, bu tr kavramlar vardr. Belki de Har suresinin sonundaki
ayette bu anlama iaret etmektedir. O, yle Allah'tr ki, Ondan
baka tanr yoktur. Grlmeyeni ve grleni bilendir. O,
esirgeyendir, balayandr. O, yle Allah'tr ki, kendisinden baka
hibir tanr yoktur. O, mlkn sahibidir, eksiklikten mnezzehtir,
selmet verendir, emniyete kavuturandr, gzetip koruyandr,
stndr, istediini zorla yaptran, byklkte ei olmayandr.
Allah, mriklerin ortak kotuklar eylerden mnezzehtir. O,
yaratan, var eden, ekil veren Allah'tr.
Bir ihtimale gre bu ayette yer al ve ekilde zikredilii
belki de bu isimlerin makamdr ki zat makamndaki isim, ayette
yer alan ilk isimlerle uyum iindedir. Sfati tecelli ile isim ise ikinci
ayette yer alan isimler ile uyumludur. Fiili tecelli ise O, yaratan, var
eden, ekil veren Allah'tr ifadesi ile uyumludur ki bylece cilve
sz konusudur. Zatn zat iin cilvesi, isimler makamnda cilve ve zuhur
makamnda cilve. Belki de evvel Odur, ahir Odur ifadesi de
bakalarnn aslnda hi olmadna iarettir. Evvel, ahir, zahir ve
batn Odur. Yani var olan btn zuhurlar Odur; Ondandr
anlamnda deil. Zahir Odur, batn Odur, evvel Odur ve ahir
Odur. Cilveler iin bir takm mertebeler vardr. Cilveler mtecelliden
ayr deildir. Elbette bunu derk edebilmek olduka zordur ama derk
ettikten sonra onaylamak kolaydr. Belki de Allah, sfat makamndaki
tecelli iin bir isimdir. Eer byle olursa bismillahta yer alan Allah
ismi o tecelli iin cem cilve eklinde zuhurdan ibarettir. Zuhur cemi
cilve iin olduu halde, nceden dediimiz iki ihtimal ile de
elimemektedir. O ikisi bununla uyum iindedir. Zira bunlar ayr bir
konu deildir. Elbette biz btn bu konulardan eksik bir ekilde
gemek zorundayz.
Btn bu meselelerde yer alan ortak bir konu vardr. O da udur ki
biz bazen gerekleri sahip olduumuz idrak zere dnmekteyiz.
Bazen biz gerekler hususunda akl hasebiyle bir eyler derk

133

etmekteyiz, bazen de kalp makam hasebiyle gerekler hakknda bir


eyler alglamaktayz. Bazen uhud makam ve bu tr anlamlar sz
konusudur. Bizim idrakimiz akl veya burhan ve benzeri esaslara
dayal bir tr idrak olduu iin o ey bir gerei ifade etmektedir. Biz
akli idrakimiz hasebiyle gerekleri bu ekilde idrak etmekteyiz. drak
dzeyi bir derece yukarda olan kimseler de ayn ekilde derk
etmektedir. Yani gerek udur ki var olan ey Zat- Mukaddes ve
Onun cilvesidir. Biz hangi ekilde idrak edersek edelim gerek budur.
Hakikat udur ki varlk aleminde var olan ey Zat- Mukaddes ve
Onun tecellisidir. Bu tecelli ister zat, ister sfat, isterse de fiil
makamnda olsun fark etmez. Zikrettiimiz ayetlerde bu hakikate
iaret etmi olabilir: Evvel, ahir, zahir ve batn Odur. Gerek
udur ki Hak Tealann karsnda var olan bir varlk sz konusu
deildir. Mutlak vcudun karsnda bir varlk dnlemez. Bazen de
biz kendi idraklerimiz zere deerlendirmede bulunmaktayz. Bizim
ne gibi idrakimiz vardr. Akli idrakimiz nedir? Acaba bu akli
idrakimizi iman olarak adlandrmak iin kalbe ulatrabilmi miyiz.
Veya irfan ve marifet olarak adlandrmak iin seyir ve hareket iine
girmi miyiz? Beerin ulaabildii o son merhaleye ulaabilmi miyiz?
Bunlar bizim gerekler hakkndaki idrakimizden ibarettir; yoksa
gerekler olduu gibidir. Esasen gerek itibariyle Hak Tealadan baka
bir ey yoktur, olan her ey Odur. Var olan cilve Onun cilvesidir. Tam
uyarlanabilecek bir rnek bulmak zordur. Glge ve glge sahibi rnei
bile nakstr. En yakn rnek belki de deniz dalgasdr, denize oranla
dalga rneidir, dalga denizden ayr deildir, denizin dalgasdr, bir
tarafta dalga bir tarafta denizin dalgas sz konusu deildir, meydana
gelen dalgalar dalgalanan denizdir, ama biz idrakimiz zere dnnce
dalga ve denizin iki ayr ey olduunu sanmaktayz, oysa ki dalga
deniz iin ilineksel bir manadr, hakikat udur ki denizden baka bir
ey yoktur, denizin dalgas denizden ibarettir, alem bir dalgadr, elbette
bu rnek bile nakstr. Nitekim toprak olsun bama bu verdiim
rnekten dolay denmitir.
Biz idraklerimiz hasebiyle bu konulara girmek istediimizde bir
mertebesi bu meselelerin tmel dnceleridir. Sfat ismi, filler ismi,
falan makam gibi ki bunlar kavramlardr. Mefhumi bir idraktir. Baka
bir mertebesi ise derk ettiimiz bu kavramlar delil yoluyla gerek

134

olduunu ispat etmekteyiz. rnein her eyin zat ve cilvesinden ibaret


olduu ve ondan baka bir ey bulunmad gereini delil ile ispat
etmek istediimizde yle denilmektedir ki salt vcud, mutlak vcud,
hi bir kayd olmayan bir vcuddur.1 Kaytl bir vcud deil, salt ve
mutlak vcud sen mutlak vcud biz ise varlk grnts.
Bu konuda delil ortaya koymak istediklerinde yle demektedirler:
Vcud eer bir snr olacak olursa, bir noksanl bulunursa bu artk
mutlak vcud deildir. Mutlak vcud hi bir taayyn olmayan
vcuddur, onda hi bir noksanlk yoktur. Vcudta bir noksanlk ve
taayyn olmazsa mutlak ve tam vcuddur, tam ifadesi bile nakstr.
Yani hibir haysiyetten mahrum dnlemez. Btn sfatlar
mutlaktr; taayyn eklinde deil. Onda rahmaniyet, rahimiyet ve
uluhiyet taayyn etmi halde deildir.
O mutlak nur olduunda, taayynsz varlk olduunda btn
kemallere sahip olmaldr. Zira herhangi bir kemalden mahrum olursa
taayyn lazm gelir. Eer rububiyet zat makamnda bir nokta eksiklik
olursa, bir nokta vcud olmazsa tlak halinden dar kar, noksanla
brnr, naks olur, hatta mmkn olur, artk vacib olmaz. Vacib
mutlak kemaldir, cemal-i mutlaktr, bu adan Allah
dndmzde bu naks deliller esasnca Allah, o mutlak zat iin bir
isimdir ve btn cilveleri barndrmaktadr, btn isim ve sfatlar
haizdir, btn kemalleri kapsamaktadr, mutlak kemaldir, taayyn
etmemi kemaldir. Mutlak kemal ve taayynsz kemal bir eyden
mahrum dnlemez, eer mahrum olursa mutlak kemal deildir.
Eer mahrum olursa mmkndr, mmkn ise naks varlktr, naks
varlk hangi kemal mertebesine ularsa ulasn mmkndr, tlak
mertebesinden kt an imkan halindedir, mutlak vcud her eye
sahiptir. Btn kemalleri barndrmaktadr. Deliller de yle
demektedir: Salt vcud btn eyadr, ondan bir ey deildir.2
O her eydir, ama taayynler ile deil. Btn vcuda sahiptir; ama
taayyn eklinde deil, mutlak kemal eklinde. Gerekleri
1

Salt vcud vcudun mefhumudur, herhangi bir mahiyete ariz olmakszn gz


nnde bulundurulmaktadr. Bunun karsnda ise has ve mukayyed vcud yer
almaktadr. Baka bir ifadeyle her eyden mnezzeh ve uzak bir vcud, kendisine
zellik kazandracak hi bir sfat ve kayt olmakszn mlahaza edilmektedir.
2
Esfar-i Erbaa, c. 6, s. 110-118

135

deerlendirmek istediimiz zaman gryoruz ki isimler de ayr


deildir. simler ayr olmayan zat isimleridir, dolaysyla Allahta var
olan hususiyetler rahmanda da vardr. Rahmanda da mutlak kemal
olarak dnld zaman mutlak rahmet de btn vcudun
kemallerine sahiptir. Aksi taktirde mutlak olamaz. De ki: ster
Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. nk en
gzel isimler Ona hastr.1 ster Allah ister rahman ister rahimi
ve ister dier isimleri arn, bunlar hepsi gzel isimlerdir. Btn
esma-i hsna, Allahn btn sfatlarnda vardr. Mutlak olduu iin de
hibir snrllk yoktur. simle msemma ayrl bulunmamaktadr.
simler arasnda farkllk yoktur, bizim farkl itibarlarla koyduumuz
isimler gibi deildir. Nur ve zuhur bir adan nur ve bir baka adan
zuhur eklinde deildir. Zuhur nurun kendisidir, nur da zuhurun
aynsdr.
Elbette bu rnek de nakstr. Mutlak vcud, mutlak kemaldir,
mutlak kemal, mutlak eklinde her eydir. Itlak eklinde btn
sfatlardr, yle ki hi bir eyi Ondan ayr dnmek mmkn
deildir.
Bu delil esasncadr, delil bu ekilde ifade etmektedir. Ariflerden
biri yle demitir: Biz nereye mahade admyla gittiysek bu kr de
asasyla oraya geliyordu.2 Krden maksat bn-i Sinadr. Maksad da
udur ki benim mahade yoluyla elde ettiim her eyi o delil ile idrak
etmitir. O krdr ama delil bastonuyla ilerlemitir. Benim mahade
ile ulatm her yere o delil bastonuyla gelmitir. Delil ashab onun
dedii gibi krlerdir. Delil ashab olanlar da kr olanlardr. Mahade
olmad zaman krlk vardr.
Mutlak tevhid, mutlak vahdet ve benzeri eyleri delile ispat
ettiimiz zaman gryoruz ki vcudun mebdei mutlak kemaldir ama
bu yine delile dayanmaktadr. Delil duvar arkasndaki mahcubiyet
eer kalbe ulatrlabilirse o zaman kalbimiz, salt vcud her eydir
anlamn derk eder. Kalp bu hakikati idrak eder. Kalb btn konularn
kendisine harf harf retilmesi gereken bir ocuk gibidir. Delil ile
konular idrak edenler bu hakikatleri harf harf kalbine eritirmelidir.
1

sra/110
Bu sz sylenildiine gre Ebu Said Ebul Hayra aittir. Name-i daniveran-i
nasiri, c. 3, s. 187
2

136

Tekrar mcahade ve benzeri eyler ile bu hakikatler kalbe erimelidir.


Kalb salt vcudun btn kemal olduunu idrak ederse bu imandr. Bu
akli bir idrak idi, ncesinden de kavramlardan dnceler tayordu,
delil ikame edilince idrak akli idi, bu delile dayal ve akln derk ettii
anlam kalbe ulanca, onu kalbine okumu olur, kalbe retmi ve
tekrarlam olur, riyazetler ile kalbe ulatrd zaman kalb evde
ondan bakas yoktur1 hakikatine iman eder. Lakin yine bu iman
mertebesidir, hatta Kalbim itminana ersin2 mertebesi bile
peygamberlerin sahip olduu konulardan ayrdr.3 Bu bir mertebedir,
mahade ise bundan yce bir mertebedir. Hak Tealann cemalini
mahade etmek Musa iin tecelli etmitir: Rabbi daa tecelli etti.
Musa iin var olan mikat, nce otuz gn sonra krk gn olmutur.
Sonra da bir takm olaylar gereklemitir. Kaynbabas uaybn
evinden kp ocuklaryla yola dnce ailesine yle buyurdu: Ben
bir ate grdm Onun idrak ettii bu atei ocuu ve ei idrak
etmiyordu. Umulur ki size ondan bir kor getiririm yaknlanca
bir ses iitti, aata olan ateten kendisine phesiz ben Allahm
diye seslenildi. Krn bastonuyla arifin kalbiyle gittii yeri Musa
mahade etti.
Bu bizim dediimiz sizin de iittiiniz szlerdir lakin gerekler
bundan ok daha ycedir. phesiz ben Allahm! hakikati aata
olan bir nurdu, o nuru Musadan baka hi kimse gremiyordu. Zira
Allah resulne gelen vahyin hi kimse ne olduunu anlayamyordu.
Vahiy nedir? Vahyin asl neden ibarettir? Peygamberin (s.a.a) kalbine
nazil olan Kuran nasl bir defada Allah Resulnn kalbine nazil
oluyordu. Bu otuz cz eklindeki Kuran bir defada Peygamberin
kalbine nazil olamaz. zellikle de bu sradan kalplere! Lakin kalp de
apayr bir eydir. Kuran bir hakikattir, bu hakikat kalbe girmektedir.
Kuran srdr, srrn srrdr, sr ile gizli srdr, sr ile rtl bir
srdr.4 Tenezzl etmesi, aa inmesi gerekir, en dk mertebeye
ulamas icab eder. Allah Resulnn kalbine indii zaman bile yine
1

Emsal ve Hikem, c. 3, s. 1374


Bakara/260
3
tminan makam hakknda Adabus Salat, mam Humeyni, s. 16, ila 19a
mracaat ediniz.
4
mam Sadkn hadisine (a.s) iarettir. Besairud Derecat, c. 1, s. 48
2

137

bir tr ini vardr. Kalbe girmek iin tenezzl etmiti, oradan da


bakalarnn anlayabilecei mertebeye tenezzl etmitir. nsan da
byledir, insan hem srdr, hem de srrn srrdr, biz insann zahirini
gryoruz ve bu bir canldan ibarettir, o canldan baka bir ey
deildir. Dier canllardan daha kt bir canl, ama bu zellii olan bir
canl insanlk makamna ulaabilir, kemal mertebelerine ve mutlak
kemale ulaabilir. Bizim dnemeyeceimiz bir mertebeye bile
varabilir.1 Bylece yok olur, o mertebeler tmyle srdr, zahir bundan
ibarettir. Bu tabiat aleminde de sr olan bir mesele vardr, o da udur ki
biz cevherleri (tzleri) idrak edemiyoruz. Cisimlerde idrak ettiimiz
ey sadece ilineklerdir. Gzlerimiz bu rengi ve zevahiri grmektedir.
Kulaklarmz ses iitmekte, tatma duyumuz bir tat almaktadr. Elimiz
bir zahire dokunmaktadr. Bunlar hep ilineklerdir, o halde cisim
nerededir? Bir kimse cisim hakknda, eni derinlii ve uzunluu
vardr dediinde bile en, derinlik ve uzunluk birer ilinektir, arl
olmak bile bir ilinektir, cazibesi olmak bile bir ilinektir, neyi
nitelendirmek isteseler sfat ve ilineklerle nitelendiriyorlar, o halde
cisim nerededir? Cismin kendisi de bir srdr, o srrn glgesidir. sim
ve sfatlar bizler iin malum olan ahadiyetin glgesidir. Yoksa alem
gaybtir, sadece isim ve sfatlar zahirdir. Gayb ve ahadetin bir anlam
da belki de udur ki bu tabiat aleminin gayb ve ahadeti vardr. Gayb
bize gzkmeyendir, biz hi bir eyi idrak edemiyoruz, ehadeti ise
bizim idrak ettiimizdir. Siz bir eyi tantmak istediinizde sfat, isim,
etki ve benzeri eylerle izah ediyorsunuz. Beer idraki mutlak srrn
glgesi hususunda nakstr. Sadece velayet admyla oraya ermi
olanlar bilir. Bu kimselerin kalbine Hak Tealann tecellisi btn
boyutlaryla girmitir. Bu sr her eyde vardr. Yani her yere gayb ve
ahadet sirayet etmitir. Bazen gayb alemi, melaiketullah alemi ve
akllar alemi gibi tabirler kullanlmaktadr. Onlarn da srr ve zahiri
vardr, zuhur ve batndr, zahir ve batn ite budur. Zahirin zuhur ettii
eyde batnlarda vardr. O batnlarda da bir zuhur vardr. O halde
Allahn btn isimleri vcudun btn mertebelerine sahiptir, her isim
1

Mevlanann Mesnevisindeki u beytinden iktibas edilmitir.:


Yeniden melekten teye uar giderim
Vehimlere smayan ey olurum.

138

btn isimlerdir, rahman ve rahim birbirine kar iki isim deildir.


Muntakim ayr bir isim deildir, eer onlar isimlerden ise btn,
btn hepsine sahiptir. Btn gzel isimler Allaha zgdr, btn
esma-i hsna, Rahman, Rahim, ve Kayyum iin de vardr. Bu isimler
birbirinden farkl eyleri ifade etmemektedir. Aksi taktirde isimlerden
her birinin Hak Tealann zatnda apayr bir boyutu olur, haysiyeti olur,
bylece Allah bir haysiyetler ve itibarlar toplam saylr, bu ise mutlak
vcutta imkanszdr. Mutlak vcut, mutlak vcuduyla rahmandr. Ayn
mutlak vcuduyla rahimdir. Yani btn zat rahmandr, btn zat
rahimdir, btn zatyla nurdur, btn zatyla Allahtr, rahimiyet ve
rahmaniyeti ayr eyler deildir, marifet ayayla ilerleyenlerin
kalbinde zat btnyle elbette zatn kendisini deil, zatn cilvesitecelli etmektedir. Elbette bu kalpte deil, Kurann nazil olduu
kalpte, vahyin mebdei olan kalpte, Cebraili indiren kalpte. O kalpte
btn cilvelere sahip olan bir cilve tecelli etmektedir. Hem kendisi
ism-i azamdr hem de ism-i azamn cilvesiyle mtecellidir. sm-i
azam kendisidir. Bizler esma-i hsnayz.
sm-i azam bizzat Resulullahn kendisidir. Tecelli makamnda
isimlerin en bydr.
O halde bu gece nedensellik konusunu ele alm olduk. Dolaysyla
burada da dier nedensellikler gibi dnmemek gerekir. Bunun
rneklerini bulmak mmkn deildir. Sadece bir takm uzak
rneklerdir. Burada ela aldmz birinci konu ba harfinin altndaki
nokta eer byle bir rivayet doruysa- biri de ismin mertebeleri idi.
sm-i zat, sfat makamnda isim, fiili tecelli makamnda isim, ismin
isme tecellisi, zatn sfatlara tecellisi ve zatn mevcudata tecellisi. fade
etmek istediimizde bizim vcudlarmz diye ifade ettiimiz tecelli.
Bu da bir tecellidir. Kesret aynalarna yansyan bir nur, bu da uzak bir
rnektir. Yz tane ayna buraya koyunuz gne veya baka bir
eyin hepsine yansyacaktr. Bir tek itibarla, yz tane nur var
denilmektedir. Aynann nuru da o nurdan ibarettir, ama snrldr, yz
tanedir, lakin o nurun kendisidir, gnein cilvesidir. Yz aynaya
yansyan gne dr, elbette bu uzak bir rnektir. Hak Tealann var
olan taayynlerdeki cilvesidir. Burada bir taayyn ve bir de nur sz
konusu deildir. Nur fiili tecelli ettiinde taayynat bu tecellinin
gereidir. Dolaysyla bismillahirrahmanirrahimde yer alan isim zat

139

makamnn ismi olabilir. Allah, btn cilvelere tecelli eden zat


cilvesidir. Yani bu cilvenin isminin ismidir. Rahman ve rahim de bu
kapsaml cilvenin cilvesidir. Rahman ve rahim arasnda bir ayrlk
yoktur, Allah rahman ve rahim bir eyin adlandrld isim gibidir,
ama hepsi bir cilvedir, btn zatyla Allahtr, btn zatyla rahmandr
ve btn zatyla rahimdir, bundan baka mmkn deildir. Bundan
bakas olursa snrl ve mmkn olur.
Sylediim tertip zere hamda ait olsa bile yine zat ile rahman ve
rahim olan kapsaml Allah isminin zuhuruyla btn hamdler Onun
iin vaki olmaktadr. Veya hamd mutlaktr, her iki ihtimali de zikrettik,
ayn ekilde eer Allah ismini btn sfatlarda kapsaml cilve olarak
sayacak olursak, sfatlar makamndaki kapsaml cilve ismi, o mutlak
meiyettir ve her ey ona; yani Allah ismine vaki olmaktadr. Eer
Allah ismini fiil makamnda kapsaml cilve sayacak olursak, ismi
zuhur makamndaki hakikattir. Allah iin rahman ve rahim demek gibi.
Bu ihtimallerin hangisini bu ayete uyarlayacak olursak her biri zel bir
tarz ifade eder.
O halde biz imdi kapsaml bir isim, zat makam, sfat makam ve
fiil ile tecelli makam olan Allah ismini ayet-i kerimede arz etmeye
altk. sim Allah, ba harfi ve altndaki noktadan sz ettik. Rahman
ve rahim hakknda da bir takm konular vardr. Elbette ksaca anlatmak
zorundayz. Sadece byle meselelerin olduuna da inanmak
durumdayz. Baz kalpler maalesef inkar etmektedir. Btn marifetleri
yok saymaktadr. Hayvanlk makamnda olan bir kimse bu makamn
dnda bir eyin olduuna inanmamaktadr. Biz bu anlama inanmak
durumdayz. Bu insann hareket etmesi gereken ilk makamdr,
dolaysyla insan evvela inkar etmemelidir. Zahiren bn-i Sina 1 yle
1

Hseyin b. Abdullah b. Sina (980-1037 veya 1038) Ebu Ali Sina diye mehur-dur.
bn-i Sina slami tp bilginlerinden ve gezimci, nl filozoflardan biridir. Dier
ilimlerde de gr sahibi biriydi. En byk zellikleri fevkalade bir kabiliyete ve
gl bir hafzaya sahip olmasyd. Ksa bir srede eitimini tamamlam ve farkl
ilim dallarnda bir ok eserler yazmtr. Kitaplarndan bazs unlardr: Mantk,
Tabiiyyat ve ilahiyat blmlerinden oluan el-arat vet Tembihat. Bu kitabn bir
ok erhi vardr. En tannm erhleri ise erh-i Fahr-u Razi ve erh-i Hace Nasr
Tusidir. bn-i Sinann dier bir kitab ise Mantk, Riyaziyat, Tabiiyyat ve lahiyat
blmlerinden oluan ifa kitabdr ve detayl bilgilere sahiptir. Hakeza en-Necat kitab ise felsefi bir kitaptr. el-Mebde vel Miad, tp ilminde Kanun, Kaside-i Ayniye,

140

demitir: Her kim delilsiz olarak bir eyi inkar ederse insanlk
ftratndan km olur.
Bir eyin ispat delil istedii gibi inkar da delil istemektedir.
nsann bazen bilmiyorum der, bazen ise inkar eder. Baz kalpler
sadece inkar etmektedir. drak etmedikleri iin inkara ynelmektedir.
Bylece de insanlk ftratndan kmaktadr. nsan bir eyi kabul
ettiinde veya reddettiinde mutlaka delil zere olmaldr. Aksi
taktirde, bilmiyoruz ama mmkndr demelidir. Duyduun her eye
mmkn bakmalsn.1 Mmkn ve muhtemel olduunu kabul
etmelisin, o halde neden inkar ediyorsun, biz ki bu alemin maverasna
ulaamyoruz, ok az bir blmne ulaabilmi durumdayz, belli olan
alem naks bir alemdir. Btn meselelerden sonralar yepyeni konular
ortaya kmaktadr. Yz yl nce bu alem ne kadar mehul idi, alemde
ne kadar mehulat vard ama imdi bu mehullerin bir blm
aydnlanm ve daha sonra da aydnlanacaktr. Biz henz tabiat alemini
derk edememiiz, beer idrak edememi o halde neden evliyann
nezdinde olan eyleri inkar ediyoruz. Bu kalp, inkar kalbi
hakikatlerden tmyle mahrum durumdadr. Bilmedii bir eyi yok
saymaktadr. Bilmiyorum dememektedir, aksine, yoktur deyip
atmaktadr. Marifet ehlinin dediklerini kuruntular olarak
deerlendirmektedir. Kendisi mahrum olduu iin uydurma
sanmaktadr. Kalben uydurma olduuna inanmaktadr. Kuran da
bunlar sylemektedir ama Kuran'a bir ey diyememektedir. Elbette
dememektedir de ama uydurma olarak adlandrd bu hakikatler
Kuran ve snnette de vardr, o halde insan neden inkar etmektedir.
Bu bir tr kfr mertebesidir, elbette bu kfr eri kfr deildir ,
kfrn bir mertebesi de insann kendisine mehul olan bir eyi inkar
etmesidir. Beerin musibetlerinin ou da bu hakikatleri idrak
edememesindendir. Allahn velilerinin ulat eylere ulaamad
iin inkar etmektedir. nkar kfr kfrn en ktsdr, halbuki ilk
etapta Kuran ve snnette yer alan, evliya, arifler ve filozoflarn
idrakleri lsnde dedii eyi inkar etmemek gerekir. drak etmedii
bir eyin yok olduunu sylememek gerekir. Elimdeki neterin
altnda Allah teri etmedike asla inanmam. Syleyen bir kimsenin
ve Talikat kitaplar da bn-i Sinann mehur kitaplarndandr.
1
erh-i arat, c. 3, s. 418

141

kalbi inkarc bir kalptir. Allah bile neterin altnda grmek


istemektedir.
O halde ilk mertebe Peygamberler, evliyalar ve dierlerinin
syledii szleri inkar etmemektir. Eer inkar edecek olursak ikinci
adm atamayz. Bunun dnda bir eyin olduunu inkar eden kimse
asla bulmaya koyulmaz. nsan bu karanlklardan kurtulmak istiyorsa
bu eylerin doru olduuna ihtimal vermelidir. nkar etmemelidir,
sonuna kadar inkar duvarnn arkasnda kalmamaldr. Allahtan
gitmesi gereken yere doru kendisine bir yol amasn istemelidir.
nkar etmezse ve Allahtan kendisine bir yol amasn dilerse yava
yava alr ve Allah onu mahrum etmez.
mit ediyorum ki bizler bu snrlar aalm, inkar etmeyelim, kitap
ve snneti inkar etmeyelim. Bazen insan kitap ve snnete inand iin
orada aklnn almad bir ey grdnde bile, bu yoktur
dememektedir, ama bu hakikati baka biri sylediinde uydurma
olduunu dnmektedir. Oysa bunlar kitap ve snnette vardr, Kuran
ve snnete gelince, ben bilmiyorum demektedir. Ama baka biri
sylediinde uydurma olarak nitelendirmektedir.
Bu inkar insan bir ok eyden mahrum klmaktadr. nsan girmesi
gereken yoldan alkoymaktadr. nsan bylece yola koyulamamaktadr.
Dolaysyla evliyann dediine en azndan ihtimal gzyle baknz.
Elbette baz kimseler aka mmkndr demeyebilir, ama aka
inkar eden bir kimse asla yola dme baarsn elde edemez. Baarl
olmak istiyorsa kalbinden bu inkar karp atmaldr.
mit ediyorum ki biz bu inkar haletini kalbimizden karalm, yce
Allahtan bizi Kuran diliyle tantrmasn dileyelim. Kurann dili
zel bir dildir. Kurann indii dil ile tanmak durumundayz. Kuran
bir insan gibidir, her eye sahip bir varlktr; ancak bilfiil bir insan
gibidir. Kuran Allahn btn insanlk iin serdii bir sofradr. Herkes
itah miktarnca bu sofradan istifade etmektedir. Eer hasta ve itahsz
olmazsa bu sofradan istifade eder. Kalbi hastalklar insann itahn
keser. Eer hasta olmaz ve itah bulunursa herkes iin serilen bu
sofradan kendisi de istifade eder. Tpk btn insanlarn istifade ettii
geni bir sofra olan dnyay andrmaktadr. Birisi otlarndan, dieri
meyvelerinden, bir bakas ise dier meselelerinden istifade
etmektedir. Her biri dnyadan bir ekilde faydalanmaktadr. nsan bir

142

ekilde hayvan bir ekilde. Hayvanlk makamnda olan insan ise ayr
bir ekilde. Yukar ktka vcudtan ibaret olan bu ilahi geni sofradan
daha fazla istifade eder. te Kuran da byledir. Herkes iin serilmi
geni bir sofradr. tah olduu ve Kuran'a doru yol bulduu lde
ondan istifade eder. En yce istifadeyi Kurann kendisine nazil olmu
olduu kimse etmektedir. phesiz Kuran kendisine hitap edilen
kimse tanr. Kuran'dan en yce istifade o ahsa aittir ama biz de
mitsiz olmamalyz. Biz de bu sofradan istifade etmeliyiz. lk
merhalesi bu doal eyler dnda bir eyin olmadn hayal
etmemektir. Kurann sadece toplumsal, tabii ve hayata ait eyleri
sylemek iin geldiini iddia etmek btn nbvvetlerin inkardr.
Kuran insan insan etmek iin gelmitir. Btn bunlar o ey iin birer
vesiledir.
Btn ibadetler ve btn dualar birer vesiledir. nsann batnn zahir
olmas iin bir vesiledir. Bil kuvve olan ve insann hakikati saylan
batn fiiliyete ulamal ve insan adam olmaldr. Bil kuvve olan insan
bil fiil insana dnmektedir. Tabii olan insan ilahi bir insan olmaldr.
Bylece insann her eyi ilahi olacak, her eyi hak grecektir.
Peygamberler bunun iin gelmitir. Peygamberler hkmet kurmak
iin gelmemilerdir. Hkmeti ne yapsnlar? Elbette bu da vardr ama
peygamberler dnyay idare etmek iin gelmediler, hayvanlar iin de
dnya vardr, onlar da ilerini idare etmektedir. Elbette adaleti yaymak
da gz olan kimseler iin Hak Tealann sfatn yaymaktr,
dolaysyla onlar adaleti yaymaktadr ve toplumsal adalet onlarn eliyle
gereklemektedir. Onlar hkmet de kurmaktadr; ama adil bir
hkmet, ama hedef bu deildir, bunlar Peygamberlerin geli nedeni
olan o hedefe ulamak iin birer vesiledir. Allah bizleri btn bu eyler
iin baarl klsn.

143

Beinci Oturum
Kovulmu eytandan Allaha snrm.
Rahman ve Rahim olan Allahn adyla...
Hamd alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur
Konunun devamna girmeden nce faydal olan bir eyi aktarmak
istiyorum, o da udur ki bazen ilim ehli arasnda ortaya kan ihtilaflar
birbirlerinin dilinden anlamadklar iindir. Her grup zel bir dile
sahiptir. Bilmiyorum iittiniz mi biri Fars, biri Trk ve dieri de Arap
olan arkada tartyorlarm. Fars olan, Engur mihurim (zm
yiyelim) diyordu. Arap olan ise, neb yemek istiyordu. Trk ise
hayr biz zm yiyelim diyordu. Bunlar birbirinin dilinden
anlamad iin ihtilafa dmlerdi. Birisi giderek zm alp getirdi,
bu durumda herkes ayn eyi istediini anlam oldu. Bir hakikat farkl
dillerde ayn anlama sahiptir, ama diller farkldr.
Filozoflarn kendine gre bir dili ve kendilerine zg kavramlar
vardr. Arifler de ayn ekildedir. Fakihler de zel bir dil ve kavramlara
sahiptir. airler iin de ayn ey geerlidir. Masum velilerin dili iin de
ayn ey vardr, dolaysyla bu gruplardan hangisinin dilinin ismet ehli
ve vahiy diline yakn olduuna bakmak gerekir. Hi bir akl sahibi
muvahhit kimse Hak Tealann olduu ve btn varlklar yaratt
hususunda ihtilafa dmez. Varlklar, varln kaynann sonucudur.
Hi kimse sizin bu giysiler iinde Allah olduunuzu sylememektedir.
Hi bir akll kimse byle dnmez. Sark, sakal ve baston sahibi
insann ilah olduuna inanmak mmkn deildir. Byle bir varlk
mahluktur, yaratlmtr, lakin ihtilaf neden ve sonu hakknda
sylenen ifadelerde ortaya kmaktadr. O halde imdi ariflerin neden o
tr ifade ettiine bir bakmamz gerekir.
Elbette ben burada onlar bartrma abas iinde deilim,
filozoflar, arifleri veya fakihleri tenzih etmek istemiyorum, nice
hrkalar vardr ki atee sebeptir.1 Nice bakkal sahiplerinin syledii
szler o bakkal ile uyum iindedir. Ben unu sylemek istiyorum ki
1

Hafzn tm beyti yledir:


Sufinin tm szleri saf ve halis deildir
Nice hrkalar atee sebep olur.

144

btn bu gruplar arasnda mnezzeh olan bir ok kimse vardr.


Medresede, ahbari ve usuli arasnda ortaya kan ihtilaflar sebebiyle
birisi dierini tekfir etmekte, cehaletle sulamaktadr, oysa bunlarn
konular iki farkl ey deildir, kendileri de farkl iki grup deildir.
Filozoflardan bir grubu illetul ilel, malul-i evvel, malul-i sani...
Gibi ifadeler beyan etmektedir. Srekli olarak neden-sonutan
bahsetmektedir. slamdan nceki filozoflar zellikle bu kuru
nedensellik ve sonu, mebde ve eser ifadelerinden istifade etmilerdir.
Fakihler de neden sonu ifadesini kullanmaktadr, bundan
saknmamaktadrlar. Herkes de yaratc ve yaratk ifadesini
kullanmaktadr, bundan da saknan yoktur. Ariflerin ise kendilerine has
farkl ifadeleri vardr. Zahir, mazhar, tecelli ve benzeri ifadeler, o halde
bizler bu taifenin ne gibi ifadeler kullandna bakmalyz. Ne olmu ki
imamlarmz (a.s) bile bu tr ifadeleri kullanmtr. Ben bunlarn
neden-sonu ifadesini kullandn hatrlamyorum, yaratclk ve
yaratlmlk ifadeleri vardr, tecelli vardr, zahir ve mazhar vardr.
Filozoflarn bu ifadelerinden el eken arifler zahir ehli arasnda
problemli olan bir takm ifadeler kullanmak zorunda kalmlardr. Biz
bunlar deerlendirmek durumundayz.
llet ve malul (neden- sonu) bir varln (illet) dier bir varl
(malul) icad etmesidir. Neden sonu ilikisine gre malul bir tarafta
illet ise dier taraftadr. Bu ayr taraflarda olmann anlam nedir?
Mekanlar m farkldr? Tpk gne ve gne gibi, gne bu nura
sahiptir, ondan kmtr, onun cilvesidir, ama gne bir yerde vaki
olmu bir varlktr, gnein nuru ise dier bir yerde vaki olan bir
varlktr. Geri onun eseridir ve maluldr, acaba vacib zat hakkndaki
neden-sonu ilikisi atein hararet ve gnein aydnlk sebebi olduu
gibi doal neden-sonu ilikisi gibi midir? Acaba birbirinden ayr olan
eser ve eser sahibi gibi midir? Onun bir mekan bunun ise ayr bir
mekan m vardr?
Tabiatta var olan eser ve messir (etki-etkili) genellikle birbirinden
ayrdr. Aralarnda mekan farkll vardr, acaba biz Allah hakknda da
byle bir ey syleyebilir miyiz? Varlklardan ayr olduunu
dnebilir miyiz? Her birinin kendine has bir mekan ve zaman
olduunu iddia edebilir miyiz? Sylediim gibi bu ileri dnmek
olduka zordur. Soyut bir varln durumunu dnebilmek ok zordur.

145

zellikle Mebde-i Ala (Allah) hakknda ne sylerseniz syleyin o


deildir. Allah-u Tealann varlklar zerindeki ihatas nasl bir
ihatadr? O sizinledir. Bu ne demektir? Kuran yle buyuruyor:
Nerede olursanz olun o sizinledir.1 Yani insann yannda mdr? Bu
birliktelik nasl bir birlikteliktir. Onlar gerei ifade edemedikleri iin
byle demilerdir. Geree en yakn olan tercih etmilerdir. Kitap ve
snnette de geree en yakn olan seilmitir. Yaratc ve yaratn
makam ve niteliini anlayabilmek olduka zordur, yaratc ve yaratn
nitelii ate ve eseri gibi midir? Nefis ve duyu organlarnn nitelii
gibi midir? Belki de dier rneklerden en yakn budur ama bu da
deildir. Bir tr ihatadr, ifade eksiklii olduundan dolay kayyumi bir
ihata diyoruz, yani btn varlklar kayyumi bir ihata ile kuatmtr,
Onun olmad hibir varlk yeri bulabilmek mmkn deildir.
Eer bir iple yerlerin en altna bile sarktlacak olursanz phesiz
yine Allaha inersiniz. Bunlar banda sark, elinde asas olan bu
insann haa Allah olduunu sylemek istemiyorlar, hibir akll insan
bunu sylemez, ama Allah ile insan arasndaki irtibatn nasl olduunu
beyan edebilmek ve akln da derk edebilecei bir rnek verebilmek
olduka zordur. yle ki bazen insan bu meselelere tevecch
edemediinden, Bu da Haktr, her ey Odur demektedir. slam
filozoflarnn ifadelerinde de bu vardr, salt vcud btn eyadr ve
Ondan bir ey deildir aslnda bu bir elikidir. Burada sadece bir
noksanln olmadn beyan etmek istemektedir. Salt vcudta
noksanlk yoktur, btn kemal trne sahiptir. Btn varlklar ise
nakstr, onlardan bir ey deildir ifadesi unu sylemek istemektedir
ki baka bir varlk olmak istediinde naks olmaktadr, oysa mutlak
vcud hibir noksanl olmayandr. Var olan her kemal Ondandr;
Onun cilvesidir, Onun cilvesi olduu zaman zat yalnlk asndan
btn kemaldir.
Btn eya, yani btn kemaldir, Onlardan bir ey deildir yani
Onda hibir noksanlk yoktur, burada salt vcud sizlersiniz demek
istememektedir. Allahn tam kemal olduunu ve dier varlklarn ise
tam kemal olmadn sylemek istemektedir. Her kemale sahip
olduu iin byle ifade edilmektedir.
1

Hadid/4

146

Konudan haberdar olmayan kimseler irfan ehli kimselerin yle


dediini sylemektedirler: Renksizlik renge esir olunca1
Oysa bu iir bu konuyla ilgili deildir, onlar bu iirin konuyla ilgili
olmadndan gaflet etmilerdir. Bu iir hakikat ile ilgili deildir, iki
insan arasnda vaki olan sava ile ilgilidir. Maksadn anlamadklar
iin de, bu kfrdr demilerdir. Oysa bu iirin konuyla ilgisi yoktur.
Dnyada btn bu savalarn srrnn ne olduu ile ilgilidir. Esasen
sava neden kmaktadr? Burada sylenilen renk, dier baz airlerin
de dile getirdii gibi kalbi ba ve ilintidir. Balant rengini kabul eden
her eyden zgrdr.2
Renksizlik tabiattan bir eye balanmamaktr, tabiattan bir eye
balanmadka sava kmaz, btn savalar insann tabiata
ballndan ortaya kmaktadr. nsan tabiat iindeki ilgisinden
dolay kendisine istemektedir. Dieri de tabiata bal olduundan o
tabiat kendisine istemektedir. Dolaysyla da her konuda bir atma
ortaya kmaktadr.
Bu adam yle sylemek istemektedir ki ballk renginin olmad
asl ftratta sava da yoktur. Hz. Musa gibi Firavun da balantsz
olsayd sava olmazd. Sava balantlar yzndendir. Alemde var olan
btn savalar, bu balantlar zerinedir. Renksizlik renge esir
olunca. Yani rengi olmayan ftrat balantlara esir olunca kavga
ortaya kmaktadr, eer bu renk ortadan kalkarsa Musa ve Firavun da
barr. Bu konu o konuyla ilgili deildir, ama buna itiraz eden kimse
de konunun kavga eden iki kiiyle ilgili olduundan gaflet etmitir.
Mlahaza ettiiniz gibi imamlarn (a.s) dualarnda da ariflerin
ifadelerine benzer bir takm ifadeler vardr. Baz kimseler maksad
bilmedikleri iin tekfire kalkmlardr, btn imamlarn okuduu
abaniye mnacatnda btn imamlarn okuduu baka bir dua
nakledilmemitir- yle yer almtr: Allahm! Bana tam olarak sana
doru kopmay nasip et, kalplerimizin gzlerini sana bakma nuruyla
1

Mevlanann u beytinin ilk msrasdr:


Renksizlik rengin esiri olunca
Bir Musa bir Musa ile savaa giriti
2
Hafzn beytinin tamam yledir:
O kimsenin himmetinin klesiyim ki u gk kubbe altnda
Ballk rengini kabullenen her eyden zgrdr

147

nurlandr ki kalplerin gzleri nurdan hicaplar yrtsn da azamet


madenine ulasn ve ruhlarmz mukaddes izzetine asl kalsn.1
Duann devamnda ise yle yer almtr: Ey Allahm! Beni senin
arp da sana icabet eden ve senin bakp da celalin karsnda
kendinden geen kimselerden eyle.
Bunun anlam nedir? Btn imamlarn okuduu bu duann maksad
nedir? Btnyle Allaha doru kopmann anlam nedir?
Kendi seyriyle vaki olmas gereken bu tam kopmay Allahtan
istemektedir. Bu insann kendi seyrinin mertebesidir, ama o kendi
seyrini bile Allahtan istemektedir. Bunun anlam nedir? Allaha
bakmak istedikleri kalplerin gzlerinden maksat nedir? Bu kalp ve
kalbin gz nedir ki bu kalbi gzn nuruyla Hak Tealaya bakmak
istemektedir. Btn bunlar da kalp gzleri nurdan hicaplar yrtsn
diye istemektedir. Bylece azamet madenine ulamak ve ruhunun
Allahn mukaddes izzetine balanmasn istemektedir. Bunun anlam
nedir? Yani Ona m aslsn? Allahn azametinden dolay kendinden
geme hali Kuran'da da Musa iin zikredilmitir. Bu halet ariflerin
dedii fenadan ayr bir ey midir? Mertebe mertebe kt ve btn
hicaplar yakt o azamet madeni nedir? Bu ulama nedir? Bu,
ariflerin dedii vuslattan ayr bir ey midir? Azamet madeni Allahtan
baka bir ey olabilir mi? Azamet madeni her trl azametin kayna
olan Allahtr. Oraya vardnda ruhlar Allahn mukaddes izzetine
aslmaktadr.
Bu ariflerin dedii eydir, olay bilen bir kimse neden-sonu
ilikisidir dediinde ifade darlndandr. Oysa neden-sonu ve eser
ve messir ilikisidir diyemez. Halk ve mahluk gibi ifadeler genelin
de kabullendii daha iyi ifadelerdir, lakin tecelli daha iyidir. Yine de
ifade edilemeyen o anlama en yakn rnektir.
Yaratc ve yaratk arasndaki iliki, tasavvuru tasdikinden daha zor
bir iliki trdr. Tasdik edilebilir, ama eer tasavvur edilebilirse! Biz
hibir yerde gaip olmayan bir varln bir yerde olmadn nasl
tasavvur edeceiz. Eyann batndr, zahiridir ve btn varlklar
Onun eseridir, ama bunu ifade edemiyoruz, her trl eyann
batnnda ve zahirindedir. Hibir ey Ondan arnm deildir, bu
manay nasl ifade edebiliriz? Ne derlerse desinler ifade nakstr,
1

kbalul Amal, s. 687

148

meer ki ehli olan kimseler dua etsinler. abaniye duasnda olduu


gibi.
O halde bir grubun dier bir grubu tekfir edecei ve cehaletle
sulayaca bir ihtilaf yoktur. htilaf neden olsun ki sizler bu anlam
nasl ifade edebilirsiniz? Onlarn ne dediini anlamaya aln. Bu
ifadeleri kullanan kimsenin kalbinde olan manay derk etmeye aln.
Kalbinde nur vaki olduu zaman, Her ey Odur, herkes Odur1
demektedir. Sizler de dualarnzda, Ali Allahn gz, kula ve
elidir demektesiniz. Bunlar mehur ifadelerdir, anlamlar nedir?
Bunlar onlarn ifadeleri gibidir. Sizin rivayetlerde de fakire verilen
sadakann Allahn eline brakld beyan edilmektedir.2
Kuran da ise yle yer almtr: Sen attnda sen atmadn,
lakin Allah att. Yani Allah gelip de att, yle mi? Bu sizlerin de
syledii tek bir anlam ifade etmektedir.
Elinde bilgi bulunan o zavall ise hakikati beyan edemiyor, hakikati
ifade edemedii iin de bu tr tabirleri kullanyor. Kuran ve dualar bu
tr ifadelerle doludur. O halde bu tr ifadeleri kullanan kimselere kar
neden su-i zanda bulunalm. Onlarn bu ifadelerden maksadnn ne
olduuna bakmalyz, bu adam neden insanlarn kulland ifadelerden
el ekmitir. Ne olduunu bildii halde neden bu szleri
sylemektedir? Bu kimse hakikati kendisi iin feda etmek
istememitir, kendisini hakikate feda etmitir. Eer onun szn
anlayacak olursak biz de ayn ekilde ifade ederiz. Kuran da byle
ifade etmitir ve imamlar da ayn eyi sylemilerdir. Bunlar insann
Allah olduunu sylemek istememektedirler, hibir akll insan bunu
sylemez, ama bu ayrl ifade edebilecek bir ifade bulamamaktadr,
dualarn birinde evliya hakknda yle buyrulmaktadr: Seninle onlar
arasnda tek fark udur ki onlar senin kullarn ve yaratklarndr,
onlarn ileri senin elindedir.3 Bu da ifade darlndan sylenen bir
szdr. Bu adan kitap ve snnete yakn olan bu tabirleri dile
1

Haim b. Ebi Ammare yle diyor: Hz. Alinin yle buyurduunu iittim: Ben
Allahn gz, Allahn eli, Allahn yan, Allahn kapsym (Usul-i Kafi, c.1, s.
199, 8. hadis)
2
Ebu Abdillah (a.s) yle buyurmutur: Sadaka kulun eline gemeden nce
Allahn eline geer (Furu-i Kafi, c. 4, s. 3)
3
kbalul Amal, s. 646

149

getirmektedirler. adalarmzdan olan bir ok alimler btn


ilimlerde o kadar dikkat ve kemal iinde olmasna ramen bu tr
ifadeleri kullanmlardr, cilve demilerdir, Semat duasnda, talate
(tulu ettin, dodun) ifadesi kullanlmtr, yani cilve, dou ve nur
olarak ifade edilmitir. O halde barnz. Ben bunlarn her eyi doru
sylediini iddia etmiyorum, ben hepsinin yanl sylemediini
sylyorum. Ben alimleri teyit ettiimde hepsinin iyi olduunu
sylemek istemiyorum, ben demek istiyorum ki hepsini reddetmeyin,
yoksa hepsini kabulleniniz demek istemiyorum. Burada da hakikat
ayn ekildedir. rfani sz syleyen bir kimsenin hemen kafir olduunu
sylemeyin, ne sylediine bakn, nce onun ne sylemek istediine
bakn, bu durumda onu inkar edeceinizi sanmyorum. Bu engur,
ineb ve zm hikayesine benzemektedir. Siz de baka bir ifade
kullanmaktasnz, birisi neden-sonu, dieri sebeb-msebbeb ve bir
dieri ise zuhur ve mazhar demektedir. Her yerde olan ama onlardan
hi biri olmayan bir varl ifade etmek istediinde Ali Allahn eli ve
Allahn gzdr sen attnda sen atmadn, lakin Allah att gibi
ifadeleri grmektedir. Allahn eli onlarn elinin stndedir bu bizim
anladmz manada bir el stnl mdr? Yoksa manevi bir el
stnl mdr? Tabiri olmayan bir stnlktr bu, bu anlam
hakkyla ifade edebilmek zordur. Yce Allah bu anlamda bir eye
karmaktan ve bir eyle birlikte olmaktan da mnezzehtir. Biz
cilvesinin dahi nasl olduunu dahi anlayamayz, Allahn cilvesi bile
bize mehuldr. Ama byle konularn olduuna iman etmiiz, inkar
etmiyoruz. Biz bu konularn Kuran'da da olduunu bildiimiz iin
inkar etmemeliyiz. Kuran Allahn yaratklar ile ilgili cilvesinden sz
etmek istediinde O zahirdir, batndr diyerek zuhur kelimesini
kullanmaktadr. Bu Hadid suresinde yer almtr. Rivayette yer aldna
gre Hadid suresinin ilk alt ayeti ahir zamanda gelen insanlar iin
inmitir. Yani sadece onlar anlayabilir.1 Burada yaratln nitelii
beyan edilmektedir. O evvel, ahir, zahir ve batndr, nerede olursanz
olun o sizinle birliktedir. Ahir zamanda da herkes bunu kolayca
anlayamaz. Alemde belki sadece bir iki kii anlayabilir.
Ben daha ok bu yanl anlalmalarn ortadan kalkmasn
istiyorum, ilim ehli arasnda var olan bu ihtilaflar ortadan kalkmaldr,
1

Usul-i Kafi, c. 1, s. 93

150

marifetlerin n alnmamaldr, slam sadece feri hkmlerden ibaret


deildir. Bunlar detaydr, esas baka bir eydir. Biz esas detaylara feda
etmemeliyiz, biz asln temelsiz olduunu iddia etmemeliyiz,
gereklere aykr esaslardan sz etmemeliyiz. Nakledildiine gre
zahiren merhum eyh Muhammed Behari1 birinin ismi zikredilince
yle demitir: Bu ahs adil bir kafirdir. Kendisine, adil ve kafir
oluunun anlam nedir? Diye sorulunca yle demitir: O ahs
adildir, zira ller zere amel etmektedir, hibir gnah
ilememektedir. Kafirdir, zira onun syledii Allah, Allah deildir,
onun tapt Allah, Allah olamaz.
Rivayette de yer aldna gre karnca Allahn da iki anteni
olduunu dnmektedir.2 Bu nefis sevgisidir, karncada da olduu
anlalmaktadr. Bu karnca da ok ilgin bir varlktr, karnca bu iki
antenin kemal olduunu sanmaktadr. Biz de kendi nezdimizde olan
baz eylerin kemal olduunu sanyoruz. Bu karnca Hz. Sleyman
(a.s) hakknda da yle demitir: Bunlar uursuzdur
Nihayet karnca vadisine geldiklerinde, bir dii karnca dedi
ki: Ey karnca topluluu, kendi yuvalarnza girin, Sleyman ve
ordular, farknda (uurunda) olmakszn sizi krp-gemesin.3
Bu karncann syledii bir ifadedir. Hdhd de bu ifadeyi
kullanmtr: Ben senin kavramadn bir eyi kavradm. 4
Peygamberin (s.a.a) arkadalarndan biri Belksn tahtn gz ap
kapatncaya kadar getirdi, imdiye kadar insan iin byle bir ey vaki
olmamtr. O halde bu nedir? Bu da mehul bir hakikattir. Acaba bu
haberleme trnden bir ey midir, bir eyin yok ve icat olmas mdr?
Elektronik haberleme trnden bir ey olup elektrie mi evrilmi ve
iletilmitir, ne olduunu bilmiyoruz. Rivayette yer aldna gre ism-i
azamn bir harfini bilen bu kimse gz ap kapatnca kadar bu taht
getirmitir.5 Hdhd de Hz. Sleymana, Ben senin kavramadn bir
eyi kavradm dediinde onlarn anlayaca ekilde ifade ediyor ve
onlar da amel ediyorlard.
1

1907 ylnda vefat etmi olup Hamedann Bahar ehlindendir. Byk arif Molla
Hseyin Kuli Hamedaninin rencilerindendir.
2
El-Meheccetul Beyza, c. 1, s. 219-220
3
Neml/18-19
4
Neml/22
5
Neml/40

151

Ben ilim ehli salih kimselerin bu tr meselelerden mahrum


kalmasna ho grmyorum. Ben Kuma geldiim zaman Merhum
Mirza Ali Ekber Hekim1 Kumda idi. lim havzas kurulunca
muhafazakarlardan biri yle demiti: Baknz slam nereye geldi ki
Mirza Ali Ekberin kaps bile ald!
Alimler gidip orada ders okuyorlard. Merhum Honsari2 ve raki3
ve u Honsari4 Bey gibi ahsiyetler gidip Mirza Ali Ekberin yannda
ders okuyorlard. O muhafazakar kimse ise buna itirazda bulunuyordu.
Mirza Ali Ekberin kapsnn dersler sayesinde almasn slama
aykr gryordu. Oysa Mirza ok salih bir kimseydi. Vefat ettikten
sonra bir kimse minberde Onun Kuran okuduunu bizzat grdm

Mirza Ali Ekber Yezdi (1925) Tahran irfan ve felsefe havzasnn rencilerinden
idi. mrnn son yllarnda Kumda yaad ve felsefe dersleri verdi. Riyaziyat
dalnda byk bir uzmanlk sahibiydi. mam Humeyni de bir mddet onun
derslerinden istifade etmitir.
2
Ayetullah Seyyid Muhammed Taki Honsari (1888-1952) Honsar, Necef ve
Kumda okumutur. iann taklit mercilerinden ve Kum ilmiye havzasnn ileri
gelenlerindendir. Abdulkerim Hairiden sonra gelen bir ahsiyettir. Irakn ngiltere
aleyhine balatt savaa katld. Savatan sonra yakalanarak srgn edildi.
3
Mirza Muhammed Taki raki (1895-1949), byk alim Mirza Muhammed
ErbabIn oludur. Babasndan, Ebul Kasm Kebir Kummiden ve Ayetullah
Hairiden ilim istifade etmi ve itihad makamna ermitir. ok gzel bir hitabesi
vardr. Yusuf suresinin tefsiri ve Nun vel Kalem tefsiri adl iki kitab baslmtr.
4
Ayetullah seyyid Ahmed Honsari (1891-1985), Ayetullah Burucerdiden sonraki
taklit mercilerinden biriydi. Honsar, Necef ve Kumda ilim tahsil etmitir. Tahran
halknn iste ive Ayetullah Burucerdinin emri zere Tahranda ikamet etmitir.
Eitim ve irat ile uramtr. Camiul Medarik fi erh-i Muhtasarin Nafi adl
kitab vardr.

152

demek zorunda kalmt. Merhum ahabadi5 bundan ok rahatsz


olmutu.
Velhasl bu su-i zanlar, baz kimselerin kendilerini hayrlardan
mahrum brakmas znt verecek bir hadisedir. Normal bir ura olan
felsefeden bu dier konulara kadar her trl hayrdan kendilerini
mahrum klmaktadrlar. Hakikat udur ki bu kimseler birbirlerini
anlamamlardr. Anlamadklar iin de bu tr szler ifade edilmitir.
Eer birbirlerini anlam olsalard aralarnda bir srtme de kalmazd.
Hi kimse bu sarkl ve sakall insan Allah olarak kabul etmemektedir.
Eer onun ne sylediini bilseler asla inkar etmezler. Ne sylediini
bilmedii iin inkar etmektedir. Eer ifadelerin naks olduunu
anlam olsayd asla bu tr szlerin kfr olduunu dile getirmezdi.
Ona gre neden-sonu gibi ifadeler yanl ifadelerdir. Ka defadr
tekrarlyorum ki isim msemmadan ayr deildir. sim msemmann
zuhurudur. Kilometre gstergesi olarak koyula nianeler (tablolar)
ifadesi bile nakstr. Ayet ifadesi hakikate daha yakn bir ifadededir.
Ama bu bile ifade darlndandr. Kuran da herkesin kendi kapasitesi
orannda istifade ettii bir sofradr. Bir gruba zg bir sofra deildir.
Btn insanlarn maldr. Tm insanlar ondan istifade etmelidir.
Herkes kendi kabiliyeti orannda. Dualar da byledir.
mamlarn dualarnda onca marifetler olmasna ramen insanlar
ondan ayrmaya almaktadrlar. Oysa dualarda saylamayacak kadar
marifetler vardr. Dualar Kurann dilidir. Kurann arihidir.
nsanlarn ulaamad hakikatleri dua diliyle insanlara beyan
etmilerdir. nsanlar duadan mahrum klmak doru deildir. Biz dua
5

Mirza Muhammed Ali b. Muhammed Cevad Hseyin Abadi sfahani ahabadi


(1875-1950) fakih, usul alimi, arif ve 14. asrn sekin filozoflarndan biri idi. Eitimini sfahan, Tahran ve Necef ilm havzalarnda sona erdirmitir. statlar olan
kardei eyh Ahmed ve Mirza Muhammed Haim eharsuki sfahanda, Mirza Haim Ekuri ve Mirza Hasan Atiyani Tahranda, Ahund Horasani, eriat sfahani ve
Mirza Muhammed Taki irazi ise sfahanda idiler. O daha nce Samerrada, sonra
da Kum ve Tahranda ders verdi. Kumda 1928-1935 yllarnda mam Humeyni (r.a)
onun irfan ve ahlak derslerine katld. mam (r.a) bu stadn byk bir sayg ile
anard. Merhum ahabadi Kumdan dnerken Tahranda ikamet etti, nefisleri iratta
bulundu ve orada vefat etti. Hz. Abdulazim Hasaninin etrafnda, Merhum eyh
Ebul Futuh Razinin makberine gmld. Balca eserleri unlardr: ezeratil
Mearif, el-nsan vel fitret, el-Kuran vel tret, el-man ver Ricat, Menazilus
Salikin, Haiye alel Kifaye

153

deil, Kuran okumak istiyoruz dememek gerekir. nsanlar dua ile


nsiyet elde etmelidir. Allah ile nsiyet edinenlere gr dnyann hibir
itibar yoktur. Kendilerine deer vermeyen kimselerdir bunlar. Allah
iin alrlar. Allah iin kl sallayanlar da bu dualar okuyan
kimselerdi. Bu haletlere sahip insanlardr. Buna ramen Allah iin kl
sallyorlard. O halde insanlar bu bereketlerden mahrum klmamak
gerekir. Kuran ve dua, tpk Peygamber ve Kuran gibi asla
birbirinden ayrlmazlar.
Biz Kuran var, artk Peygambere ne hacet dememeliyiz. Bunlar
birbirinden ayr deillerdir. Her ikisi de ayndr. Havuzda yanma
gelinceye kadar asla birbirinden ayrlmazlar1
in iinde ayrlk yoktur. Hesab ayrmak, Kuran, imamlar ve
dualar ayrmak, irfan kitaplarn yakmak hakikati bilmeyen
zavalllarn aresizlerin iidir. nsan haddini anca yanlla
dmektedir.
Kesrevi tarihi biriydi. Tarihi bilgileri de iyi bir kimseydi. Kalemi
de gzeldi. Ama gururland. Sonunda peygamberlik iddiasnda
bulundu. Dualar bir kenara itti. Ama Kuran kabul ediyordu.
Peygamberlii kendi seviyesine indirmi oldu. Zira kendisi yukar
kamad iin onu aa indirdi! Oysa Kuran ve dua birliktedir,
ayrlmazlar. Arifler, irfani airler ve filozoflar hep ayn eyi
sylemektedirler. Farkl konular deildir bunlar. fadeler farkldr.
Diller farkldr. iir dili kendine has bir dildir. Hafzn kendine has bir
dili vardr. Onlarn dedikleri konular dile getirmektedir. Ama
bambaka bir dille. Diller farkldr. nsanlar bu bereketlerden mahrum
klmamak gerekir. nsanlar geni Kuran, snnet ve dualar sofrasna
davet etmek gerekir. Herkes kabiliyeti miktarnca bu sofradan istifade
etmelidir.
Bunlar unun iin syledim ki eer mr olur da biz de bir takm
ifadeler kullanacak olursak hemen bu szleri yeniden meydana
kardnz diye itirazda bulunmayasnz. Ariflerin szn
tekrarladm dile getirmeyiniz. Hayr, bunlar dile getirilmelidir.
Merhum ahabadi yanna gelen tccarlara da hakikatleri olduu gibi
beyan ediyordu. Ben bunlar bu szlerden anlamazlar dediimde
brak da bu kframiz szleri bunlar da iitsin! Demiti. Evet bizim
1

Biharul Envar, c.23, s.117

154

byle ahsiyetlerimiz vard. Ben beenmiyorsam, hemen bunlar


yanltr demek doru deildir.
Geri vaktimiz burada sona erdi, ama bir baka sefer iin diyorum,
biz burada hem besmelede hem de el-hamdu lillahi rabbil
aleminden sonra yer alan Rahman ve Rahim kelimeleri hakknda
sz ediyorduk. Besmelede yer alan Rahman ve Rahim kelimeleri ismin
mi yoksa Allahn m sfatlardr?
Burada iki ihtimal vardr. nallah ileride bunlardan hangisinin akla
daha yakn olduunu hep birlikte greceiz.

155

Drdnc Blm
mamn Dier Eserlerinde
Hamd Suresi le lgili Aklamalar
Hamd Suresinin Fazileti ve Ehemmiyeti
Celal ve azamet makam yce olan Allah, ilahi tekvini kitabnn
balangcn kendi kudret eliyle yazmtr. Kitabn tm kesretten
mnezzeh olan ve her trl bulanklktan uzak bulunan ilahi cem
vcut yoluyla onda yer almtr. Bir adan btn soyut akllar, ruhani
melekler ve meiyetin ilk taayyn alemidir ve dier bir adan ise
meiyetin kendisidir ki meiyyet de gaybul vucudun anahtardr.
Cami ziyaretinde yle yer almtr: Allah sizinle balamtr. 1 Zira
masum imamlarn vcudi ufuku, ilahi meiyet ufkuna uygundur.
Nitekim Allah-u Teala bu anlam yle ifade etmitir: Nitekim (ikisi
arasndaki uzaklk) iki yay kadar (oldu) veya daha yaknlat.2
Masum imamlar velayet asndan birlik iindedirler: Bizim
balangcmz, ortamz ve sonumuz Muhammeddir. Hepimiz
Muhammediz ve hepimiz bir nuruz.3
Btn kitap Fatiha suresinde, fatiha ise cem vcut itibariyle
bismillahirrahmanirrahimde, o da bismillahn ba ve o da ba harfinin
altndaki noktada yer almtr. snat edildii zere Hz. Ali (a.s), O
nokta benim diye buyurmutur. Hakeza yle nakledilmitir: vcut
ba harfiyle meydana gelmitir. Abid kimse ba harfinin altndaki
noktayla mabuttan ayrlmtr.
Bu ilahi kitabn ve rabbani eserin sonu ise tabiat alemi kalc
olmayan olaylarn ve zamana ait eylerin alemidir. Bu kavs-i nzul
1
2

Men la Yehzuruhul Fakih, c.2, s.370-375, 2. hadis


Necm/9
Biharul Envar, c.26, s.6, 1. hadis

156

hasebiyledir, yoksa ba da sonu da birdir. Zira uluhiyet makamndan


inen ey bin yl olarak saydmz bir gnde ona doru ykselmitir.
Nebi-i Mkerremin ve Resul-i Haimi-i Mkerremin hatemiyeti de
bu yorumda gizlidir. Zira vcudun evveli odur, nitekim yle yer
almtr: ne geenler de sona kalanlar da bizleriz.1
lahi kitabn ba ve sonu arasnda sureler, ayetler, bablar ve fasllar
vardr. O halde eer bu ilahi munazzam eseri ve mutlak vcudu sahip
olduu menzil ve mertebeleriyle bir tek kitap sayacak olursak, tmel
alemlerin her biri, bablardan ve czvelerden bir bab ve bir para
olacaktr. Cz alemlerden her biri bir sure ve bir fasl her alemin
mertebelerinden biri veya eczalarndan bir cz de ayet ve kelime
saylacaktr. Belki de Allah-u Tealann Sizi topraktan yaratmas,
Onun (varlnn) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yaylan
insanlar oluverdiniz2 sz bu itibar ile ilgilidir. Eer vcut silsilesini
birok kitaplar ve saysz eserler olarak dnecek olursak her alem
bamsz bir kitap saylr ki kendi bireyleri, trleri ve mertebeleri
itibaryla bir takm bablara, ayetlere ve kelimelere sahiptir. Belki de
Allah-u Tealann ya ve kuru ne varsa hepsi apak bir
kitaptadr. 3 ayeti de bu itibara iaret etmektedir.
Eer her iki itibar birbirine kartracak olursak mutlak vcut
eitli ciltlere sahip olan bir kitap olacaktr ve bu kitap da bir takm
bablara, fasllarla, ayetlere ve beyyinelere sahiptir. 4

***
Kuranda var olan Hamd suresi ilk suredir, namaz iin karar
klnmtr. Sylenildiine gre Hamd suresi olmakszn klnan
namaz, namaz deildir. 5 Bu hamd suresi btn marifetleri iinde
barndrmaktadr. Elbette bunu anlamak iin zarif ve incelikli olmak
gerekir ve zerinde dnmek icap eder. Biz bunlarn ehli deiliz. Biz
1

Biharul Envar, c. 16, s. 118, Tarih-u Nebiyyina, 6. bab, 44. hadiste


Peygamberden (s.a.v) yle buyurduu rivayet edilmitir: Sona kalanlar da ne
geenler de bizleriz.
2
Rum/20
3
Enm/59
4
erh-i Dua-i Seher, s. 52-53
5
Mustedrekul Vesail, c. 4, s. 158, Kitabus Salat Edvabu Kraat fi Salat, 1. bab,
5. ve 8. hadisler ve Vesailu ia, c. 4, s. 732, Kitabus Salat Ebvabu Kraat fi Salat,
1. bab, 1. hadis

157

elhamdulillah diyoruz, yani Allah vgye layktr. Elhemdulillahi


rabbil alemin diyoruz, yani btn hamdlar alemlerin rabbi olan Allah
iindir ama Kuran bunu sylememektedir. Kuran var olan btn
vg ve hamdlerin sadece Allah iin gerekletiini dile getirmektedir.
Putperestin syledii de hamdtr ve o da sadece Allah iin vaki
olmaktadr, ama kendisi bilmemektedir. Asl problem bizim
bilmememiz ve cehaletimizdir. yyake nestein derken bunun anlam
inallah btn yardmlar senden diliyoruz demek deildir. Kuran
bunu sylememektedir. Bilfiil Allahtan gayrisinden istianet ve yardm
dilenilmeyecei anlamndadr. Aslnda Allahtan baka bir kudret ve
g yoktur. Allahn kudretinden baka bir kudrete mi sahibiz? Senin
sahip olduun ey Allahn kudretinden gayrisi midir? Yoksa bu,
inallah sana ibadet ediyoruz, inallah senden yardm ediyoruz
anlamnda deildir. Aslnda hakikat de budur. Hakikat hibir ibadetin
Allahn bakasna, hibir vgnn dnyada Allahtan gayrisine vaki
olamamasdr. Hibir vg Allahtan bakas iin deildir. rnein
eytanlar, sultanlar ve benzeri eyleri ven kimseler bu vglerinin
sadece Allah iin vaki olduundan gaflet iindedirler. Bunlar bu
hakikati bilmiyorlar. Zira medh ve vg sadece kemal iindir, hibir
vg noksanlk iin deildir. vg ve medh sadece kemal iin
gereklemektedir. Herkim baka birinden istianet ve yardm dilerse,
bu istianet ve yardm Allahtandr. Bu sure bunlar sylemektedir. Eer
ehli olan kimseler Kurann bu bir tek suresini dahi hayata geirecek
olurlarsa, btn sorunlar kendiliinden hallolur. Zira insan her eyin
Allahtan olduunu grnce artk hibir kudretten korkmaz. Bizim
kudretlerden ve glerden korkmamz, onlarn bir kudret sahibi
olduunu dnmemizdendir. nsan gerek kudretin, Allahn
kudretinden ibaret olduunu anlaynca ve var olan her eyin Allahtan
geldiini derk edince artk baka hibir kimseden korkamaz. Bizim
btn korkularmz kudretin bir tek kudret olduunu anlamamzdan
kaynaklanmaktadr. Bu ilahi kudret ise btn bireyler, btn toplum
ve btn beer iin faydaldr.1

Besmelenin Tefsiri
Bismillahirrahmanirrahimin hakikati, vcuttan baz mertebelere ve
nzul ve suuddan (ini ve ykseliten) baz merhalelere sahiptir.
1
mam Humeyninin (r.a) 28, 7, 1985 tarihinde yapt konuma, Sahife-i mam,
c. 19, s. 254-255

158

Alemler ve neetler hasebiyle de ok eitli hakikatleri bulunmaktadr.


Saliklerin kalbinde onlarn makamlar ve haletleriyle uyumlu olarak
bir takm tecellileri vardr. Her surenin banda yer alan besmele
hakikat hasebiyle baka bir surede yer alan besmeleden farkldr. Baz
besmeleler byk, bazlar daha byk, bazlar ihata edici ve dier
bazlar ise ihata edilendir. Her surede besmelenin anlamnn hakikati
balangcnda yer alan surenin anlam zerindeki tefekkr ve
tedebbrden bilinmektedir.
O halde vcudun asl ve mertebelerinin genilemesi iin var olan
eyler vcud mertebelerinden bir mertebenin al iin var olan
eyden farkldr. Bu hakikati sadece vahiy ve nbvvet Ehl-i
Beytinden ilimde derinlemi olanlar bilir.
Bu yzden Mminlerin Emiri ve muvahhidlerin efendisi Hz.
Aliden (a.s) yle rivayet edilitir: Kuranda var olan her ey Fatiha
kitabnda vardr. Onda olan her ey ba harfinde, ba harfinde olan her
ey altndaki noktadadr ve ben ise ba harfinin altndaki noktaym.
Bu zellik dier besmelelerde yoktur. Zira Fatihatul Kitab,
fatihadan sonuna kadar, elhamdulillahtan yevmiddine kadar tafsil
yoluyla btn vcud silsilesini nzul ve suud kavsini ( ini ve ykseli
yayn) kapsamaktadr. Kulun btn haletleri ve makamlar Allah-u
Tealann iyyakenabudu sznden mbarek surenin sonuna kadar yer
almtr. Fatihada tafsili ekilde yer alan btn daire rahman ve
rahimde cem olarak, isimde ise cemul cem olarak, iinde zat elifi
gizli olan ba harfinde ise cemul cem ahadiyeti yoluyla, iinde cari
olan ba harfinin altndaki noktada ise cemul cem srrnn ahadiyeti
yoluyla vardr. Bu ihata ve tlak sadece ilahi kitabn fatihasnda
mevcuttur. Onunla vcut balamtr ve abid kimse mabudu ile irtibata
gemitir.
Cemi ve tafsili olarak bu besmelenin hakikati itlak feyzi
mukaddesten ve onun vastasyla mahlukun hakkndan ibarettir. Bu da
en byk ve en yce ilahi isimlerdir. Gaypten uhuda, nzul ve suud
kavsinde btn vcud silsilesini terbiye eden bir halifedir. Dier
besmeleler bu ismi erifin taayynlerinden ve mertebelerindendir.
Yemek, imek, yaknlamak ve benzeri iler iin sylenen her besmele
bu mutlak ismin taayynlerinden bir taayyndr. Elbette her biri kendi
haddi ve makam hasebiyle. Bu tr besmelelerde yer alan o isim, ilahi
ism-i azam deildir. Bu ise tlak makam ve sirayeti sebebiyle bu tr
dk ilere taalluk etmekten ok daha ycedir.
159

O halde isim rnein yemek ve imek makamnda ism-i azamn


taayynnden ibarettir ki o da yiyenin ve ienin taayynnden veya
yemek ve imeyi irade etmekten veya yemek ve imeye meyletmekten
hasl olmaktadr. Bu iler tmyle ism-i azamn taayynlerindendir.
Taayyn eden eyler ise geri kendisi de mutlak ile birlik iindedir
ama bu mutlak bir kaytla birliktedir. Artk nceki tlak ve sirayet
haletine sahip deildir.
Seyr-u slk byklerinden biri1 Esrarus Salat adl kitabnda yle
buyurmutur: lim ehli arasnda farkl ihtilafa neden olan bir
meseleye de iaret etmek yerinde olur. O da udur ki bir ahs belli bir
sure tayin etmeksizin besmele okur veya o besmeleyi kastettii
sureden baka bir sure iin dile getirirse burada problem ortaya
kmaktadr. Zira her surenin besmelesi o surenin bir czdr ve dier
surenin besmelesinden ayrdr. Zira ispatland zere besmele bir defa
Berat suresi dnda btn surelerin balangcnda nazil olmutur.
O halde bu lafzlarn Kuran olmas u sebepledir ki biz Cebrailin
Peygambere okuduunu tekrarlamak istiyoruz. Aksine bu lafzlarn
bu sylenenden baka bir hakikati yoktur.
O halde ayetlerin Kuran oluu Cebrailin okuduunun irade
edilmesini gerektirmektedir. Cebrailin Fatiha suresinde okuduu ey
hakikatte Fatihann besmelesidir; baka bir ey deil. Ayn ekilde her
surenin besmelesi o sure kastyla okunduu taktirde o sureden bir ayet
saylmaktadr. O halde eer sure tayin kasti olmazsa ne okunan
sureden bir ayettir ve ne de hatta Kurandan bir ayet.
Bu meselenin cevab da udur ki Kurann mecmuu farkl
alemlerde bir takm hakikatlere sahiptir ve bu hakikatler zel bir takm
tesirler iermektedir. Onun hakikati sadece Cebrail vastasyla
okunmas deildir. Aksine Cebrailin kraatinin Kuran mahiyetiyle bir
irtibat yoktur. Besmele de btn surelerin banda nazil olan bir
ayettir. O halde onun hakikati herhangi bir sure ile nazil olmas ile
deimemektedir. Hamd suresinin besmelesi, hlas suresinin
besmelesinden farkl bir ey deildir.
1

Mirza Cevat b. Mirza efi Meleki Tebrizi (V. 1924) olduka byk bir fakih ve
ahlak alimidir. Yllarca Necefi Erefte mehur arif Molla Hseyin Kuli
Hemdaniden sulk ve ahlak dersini almtr. Fkh ve usul ilmini ise Aa Rza
Hemdani ve dierlerinden renmitir. 1902 ylnda rana geri dnm ve Kumda
yaamtr. Esrarus Selat, el-Murakebat ve Risale-i Likaullah adl kitaplar vardr.

160

Besmelenin mkerrer bir ekilde nzul tek bana her surede o


surenin zel besmelesinin irade edilmesini gerektirmemektedir. Aksi
taktirde Fatiha suresinde birinci defa veya ikinci defa nazil olan iki
sureden birini irade etmemiz lazm gelecektir. Zira bu surenin nazil
olduu iki mertebe de besmelesi de nazil olmutur. O halde
besmeleden zel bir sureyi irade etmememizin bir zarar yoktur;
aksine zel bir sureyi okumak, okumay kastetmek ve bu kast ile
besmeleyi kraat etmek ve sonra da baka bir sureyi okumak
sakncaszdr. Bu eitlilik iradelerin eitliliinden baka bir ey
deildir ve o da mahiyetlerin ayniyetinden haritir.
Bu byk arifin (Allah tertemiz ruhunu mukaddes klsn) bu szleri
ok gariptir. Zira sz konusu zat nzul tekrarn besmele hakikatinin
ihtilaf sebebi kabul etmektedir. Elbette Cebrailin Peygambere (s.a.a)
kraat buyurduunu kastetmeyi gerekli grmesi de doru deildir.
Ama sen iin hakikatini yaptmz aklamalardan kabiliyetlerin
miktarnca derk etmi olmalsn ki Kuran surelerinin balangcndaki
besmelelerin hakikati farkldr, hatta adlandrma ahslarn farkllyla
ve bir tek ahsn haletlerinin iinden geirdiklerinin ve makamlarnn
farkllyla farkllk iermektedir ve taalluk ettii eyler itibariyle de
farkllk arzetmektedir. Bata da sonda da zahirde de batnda hamd
Allaha mahsustur.1

***
Bilmek gerekir ki marifet ehlinin meslei esasnca her surenin
banda yer alan bismillah, bizzat o sureye aittir. Zira ismullah; zuhuri
makam esasnca meiyetin tamam, ahad tecelli esasnca feyz-i akdes
makam, vahidiyet makam hasebiyle isimlerin ahad cem makam ve
boylamna ini ve k zincirlemesinde vcud mertebeleri ve kevn-i
cami, enlem zincirlemesinde ise ayn hviyetlerden birisi olan
ahadiyet-i cem hasebiyle btn bir alemdir. Allah kelimesinin manas,
isimdeki itibar esasnca farkllk arz etmektedir. Zira o itibarlar,
isimlerin msemmasdr. Lafzda bismillahn ait olduu ve manada
ise mazhar bulunduu Kuran surelerinden her biri, hatta
bismillahn balang noktas olan her fiil hasebiyle bismillahn
manas farkllk arz etmektedir ve o bismillah, o fiile ait
bulunmaktadr. lah isimlerin mazhar ve zuhurlarn bilen bir arif, tm
fiil, amel, suret ve ilineklerin, mbarek ism-i azam ve mutlak meiyet
1

erh-i Dua-i Seher, s. 87-91

161

makamyla zahir ve muhakkak olduunu mahede eder. Dolaysyla


bu ameli yerine getirirken kalbinde bu manay anar. Onu tabiat ve
mlk mertebesine kadar aktararak bismillah der. Yani vcudu aan
rahmaniyet makam sahibinin mutlak meiyeti makamyla, vcudun
kemal makamn aan rahimiyet makamyla veya zuhurla tecelli ve
vcudu ama makam olan rahmaniyet makamnn sahibiyle veya
batiniyet tecellisi ve vcudun daralma makam olan rahimiyet
makamyla yiyorum, iiyorum, yazyorum veya yle byle
yapyorum der.
O halde slik-i ilallah ve Allah arifi bir insan, bir bakta, btn
fiilleri ve varlklar, mutlak meiyetin zuhuru ve ondaki fenas grr.
Bu baknda vahdet sultan galebe alar. Bismillah btn Kuran
surelerinde ve btn fiil ve amellerde bir tek manada grr. Fark 1 ve
farkul fark alemine tevecch ettii baka bir bakta ise her surenin
ve yapmak istedii iin bandaki her bismillah iin bir mana grr ve
dier gayrisini mahede eder.2

Fark, cemin kartdr ve Hakk olmakszn halka iarettir. Bazlarna gre ise
ubudiyeti mahede etmektir. Bazlarna gre de fark, sana isnad edilen, cem ise
senden selb edilen eydir. Yani kulun elde ettii eyler fark, Hakk tarafndan olan
eyler ise cemdir. (Mt.)
2
Erbein, s. 651-652

162

Elhamdulillahi Rebbil Alemin Ayetinin Tefsiri


O halde senin kalbin pisliklerden ve tabiata ballktan sonra eer
Kuran anlama nuruyla aydnlanacak olursa (ki bu Kuran-
Kerimdir, levh-i mahfuzda gizli bir kitaptr ve tertemiz kimselerden
baka ona kimse dokunamaz.) nsanlarn genelinin ulamad
ayetlerdeki dakik ve incelikli konular derk edersin.
O halde elhamdulillahi rebbil alemin sz Allaha ait bir szdr. Bu
ayet btn vgleri Allaha hasretmi ve btn medhiyeleri Allaha
dndrmtr. Eer her kemal ve cemal zat ve hakikat olarak Allahn
kemal ve cemali olmasayd bu hasr ve kasrn (zgnln) hibir
anlam olmazd.
Eer marifet ehlinin, bismillahirrahmanirrahim elhamdulillaha
mutaallktr szn de bu hakikate ekleyecek olursan, hamd eden
herkesin hamdnn ismullahtan bakasna vaki olmadn grrsn. O
halde her hamd ismullah ile ona taalluk etmektedir ve hamd eden ve
hamdedilen de sadede Odur.1

Taleb ve rade s. 84

163

Er-Rahmanir-Rahim Ayetinin Tefsiri


Vcudun genileme makam olan rahmaniyyet makam ile vcut
kemalinin genileme makam olan rahimiyet makam; mutlak
meiyyet
makamndan,
kesret
ve
taayyn
makamndan
kaynaklanmaktadr ve o bu ikisine oranla ahadiyyet-i cem hkmne
sahiptir. Bu yzden bismillahirrahmanirrahim ayetindeki
errahmanur rahim, ismullaha tabi tutulmutur. bni Arabi, Futuhat 1
adl kitabnda yle diyor: Alem bismillahirrahmanirrahim ile vcuda
gelmitir.

***
Rahmani rahmet, vcudun genileme makamdr, rahimi rahmet ise
vcudun kemalinin genileme makamdr. O halde vcut rahmani
rahmet ile vcuda gelmitir. Her varlk ise rahimi rahmet ile, manevi
kemaline ve batni hidayetine ermektedir. Bu yzden yle
nakledilmitir: Ey dnya ve ahiretin rahman! Hakeza: Rahman
btn yaratklaradr, rahim ise sadece mminlere.
O halde rahmani hakikatiyle vcudu yokluktan ibaret olan
mahiyetlere giydirmi ve rahimi hakikatiyle onlarn tmn doru
yola hidayet etmitir. Hak Tealann rahimiyet saltanatnn zuhuru ve
devletinin ortaya k ahiret aleminde daha fazladr.
Baz eserlerde yle yer almtr: Ey dnya ve ahiretin rahman ve
rahimi!
Bu u itibar iledir ki Allah-u Teala tabii ak her varlkta karar
klm, kemale doru seyretmeyi ve kendine layk makama adm
atmay, dnya ve ahireti, iyi ve kt ilerin ekinlerinin biildii gn
ona brakmtr. Bylece her birini kendine layk kemal ve fiiliyete
ulatrmtr; ama tertemiz nefisleri ilahi yaknlk makamna,
yceliklere ve genilii gklerin genilii kadar olan cennetlere
yerletirmitir. vahi, hayvani ve eytani nefisleri ise cehenneme,
cehennemin en alt tabakalarna akreplerin ve ylanlarn iine, her
birini ektii eyle uyumlu olduu yere koyacaktr. Zira eytani ve kt
nefisler iin bu mertebelere yetimek bir kemaldir. Elbette bu tertemiz
nefisler ve insani doru ruhlar iin noksanlk ve eksiklik
saylmaktadr. Ama eyh Muhyiddin-i Arabinin yoluna gre, Allahn
her iki alemdeki rahimiyet meselesi ok aktr. Zira errahmanur
1

164

Talep ve rade, s. 116-117

rahim sfat, muntakim sfat nezdinde efaatte bulunmakta ve


saltanat ona gemektedir ve muntakim sfat sulta ve emir altna
girmektedir.
Rahmaniyet ve rahimiyet ya zatidir yada fiili. O halde Allah-u
Teala, zati rahimiyet ve rahmani rahmet sahibidir. O da zatn zat iin
tecellisinden ve sfatlarn, isimlerin ve bunlarn gereklerin olan ayan-i
sabitenin, ilmi zuhur ve vahidiyet makamndaki icmali ilim aynnda
tafsili kefinden ibarettir.
Ayn ekilde Allah rahmani rahmet ve fiili rahimiyet sahibidir. Bu
da zatn, feyzin ve feyzin kemalinin ayan zerindeki genilemesi ve
kamil hedef ve ilahi tam dzenle uyum iinde olacak bir ekilde bir
aynn izhar edilmesi yoluyla fiiller elbisesinde tecellisinden ibarettir.
Bu da errahmanur rahimin tedvini kitabn (Kuran) fatihasnda
tekrarlanmasnn hikmetlerinden biridir. Zira bu kitap, tekvini kitapla
tam bir uyum iindedir. Baka bir ifadeyle zahir, batnn suretidir, lafz
ve ibareler ise ekiller ve sesler elbisesinde mana ve hakikatin
tecellisinden ve kalplar ve heyetler elbisesine blnmesinden
ibarettir.
O
halde
eer
bismillahirrahmanirrahim
cmlesindeki
errahmanur rahim, Allah kelimesinin sfat karar klnacak olursa,
zati rahimiyet ve rahmaniyete iarettir. Sonradan gelen errahmanur
rahim ise fiili rahimiyet ve rahmaniyete iarettir. Elhamdulillah
ifadesindeki Allah ise fiili uluhiyete ve fiili rahman ve rahimin tafsili
cemne iarettir. El-Hamd ise soyutlar alemi ve melekuti nefisler
anlamndadr ki hamdetmek ve velinimetin kemalini izhar etmekten
baka bir itibara sahip deildir. Vcut silsilesinde tmyle hamd
olacak bir ey bu nurani alemler dnda kfran aibesi tamakszn
yoktur. Zira bunlar zevk ve irfan ehlinin grnde salt varlklardr ve
kendiliinden bir mahiyete sahip deillerdir. Alemin ise o alemlerden
daha dk alemlerdir.
O halde mana yledir: Allahn adyla ki rahmani rahmet ve zati
rahimiyet sahibidir. Btn hamd alemleri yaratlmtr. Bu alemler, fiil
makamnda mutlak uluhiyetin tayinidir. Rububiyet ve terbiye
makamnn sahibi ise mukaddes varlklarn makamnn altndaki
varlklarn dier mertebeleri iindir. Bu mukaddes varlklar ise ruhani
melekler, saf saf dizilmi melekler ve mdebbir meleklerdir. Vcudun
ve vcudun kemalinin ehadet makamnda genilemesi anlamnda
olan fiilin rahimi ve rahmani rahmet sahibidir. Herkesin bir gn onlara
165

dnd malikiyet ve kabiziyet (kabzedici) sahibidir. Zira bunlara


dn de hakikatte Allaha dntr. nk bunlar yce yaratcnn
zatnn zuhurudur ve her eyin zuhuru Ondan ayr deildir, hatta
Onun bizzat kendisidir.
Eer errahmanur rahim ifadesini besmeledeki ismin sfat karar
klacak olursak, bu durumda i tersine dner ve mana yle olur:
Allahn meiyetiyle ki bu meiyyet fiili rahimiyet ve rahmaniyet
sahibidir, elhamdulillah ifadesindeki Allah ise zati uluhiyettir,
errahmanur rahim ise Onun zati sfatlarndandr. Rab ve malik de
ayn ekildedir.
Kayseri1, erh-i Fusus zerindeki mukaddimesinde yle demitir:
Eer vcudu sadece eyann klliyat olarak mlahaza edecek
olursak, errahman isminin mertebesi saylr ki ilk akln rabbidir ve
levh-i kaza, mml kitab ve kalem-i la olarak adlandrlmtr. Eer
onu eyann klliyatnn, kliyattan rtl olmayan sabit ve mufassal
cziyatlar olarak mlahaza edecek olursak bu durumda da rahim
isminin mertebesi olur ki o da kulli nefsin rabbidir ve levh-i kader
olarak adlandrlmtr. Bu ise levh-i mahfuz ve kitab-i mbinin
kendisidir.2
Yazar (mam Humeyni) yle diyor: Geri bu konu bir adan
doru gzkmektedir, ama daha uygun olan udur ki errahman
isminin mertebesini czi veya klli btn alemlere vcudun genileme
mertebesi sayalm. Errahim isminin mertebesini ise ayn ekilde vcut
kemalinin genileme mertebesi sayalm. Zira rahmani ve rahimi
rahmet her eyi kaplam ve btn alemleri ihata etmitir. Bu ikisi akl
ve meiyetin taayyn ve taayynde taayynn bizzat kendisidir. O
halde daha iyi olan yle dememizdir: Eer vcut aslnn genilemesi
itibariyle mlahaza edilecek olursa rahman ismi mertebesi ve eer
vcut kemalinin genilemesi itibariyle mlahaza edilecek olursa rahim
isminin mertebesidir.
Bu yzden duada yle yer almtr: ey Allahm! Senden her eyi
kuatan rahmetini istiyorum.3
1

Davut bin Mahmut Kayseri (1350) irfan ve tasavvuf byklerinden biridir.


Fusus kitab hakkndaki erhi, Fususul Hikemin en nemli erhlerinden biri
saylmaktadr. Ayrca Nihayetul Beyan fi Dirayetiz Zeman, Tehkiku mail Hayat,
erh-i Taiyye-i bni Fariz gibi eserleri de vardr.
2
erh-i Fusus, s. 20/26
3
kbalul Amal, 707, Duay- Kumeyl

166

Peygamber-i Ekremden (s.a.a) ise yle nakledilmitir: Allahn


yz rahmeti vardr. Bu rahmetlerden birini yeryzne gndermi ve
yaratklar arasnda bltrmtr. Varlklar ite bu bir rahmet
sebebiyle
birbirine
merhamet
gstermekte,
birbirlerini
balamaktadr. Allah dier doksan dokuz rahmetini ise bir kenara
brakmtr. Onlarla kyamet gn kullarn balayacaktr. 1
Sluk ve marifet byklerinden biri (r.a) Esrarus Salat adl
kitabnda, Fatiha suresinin tefsirinde yukardaki nebevi hadisi
naklettikten sonra yle demektedir: Rahmani ve rahimi rahmetin
yaratc olduu hasebiyle yce Allah hakknda rahim ve rahman
kelimelerinin kullanlmas u mlahaza iledir ki rahman ve rahim
Allah ile kaimdir. Bu kyam; suduri kyam trndendir; hululi kyam
deil. O halde Allahn rahmani rahmeti btn yaratklar zerine
serilen vcudun ifaze edilmesidir. Allahn icat etmesi onun
rahmaniyetidir ve varlklarn tm onun rahmetidir. Onun rahimi
rahmetinin balanmas bu dnyada mmin kullarna kemal ve
hidayetin balamasdr. Ahiret aleminde kullarna takdim ettii bir
mkafattr. O halde Allahn icat etmesi hem iyileri hem de ktleri
kapsamaktadr.
Sonunda da yle demektedir: Herkim Allahn yaratmas ile
ayakta durduu asndan bu alemi mlahaza edecek olursa adeta
Allahn rahmaniyetine bakmtr ve d alemde sadece Allahn
rahmet ve rahmanlna bakmtr. Herkim Allahn yaratt gryle
aleme bakacak olursa adeta rahmandan baka bir eye bakmam
olur.2
Yazar (mam Humeyni) yle demektedir: Eer marifet ehli
nezdinde yaygn olduu ekilde vcud-i minbesiti (genileyen
vcudu) irade edecek olursak, mutlak uluhiyet ve meiyet
makamndan ve Muhammedi velayet makamndan ibarettir. Mamaklar
ve baklar hasebiyle bu makam hakknda kullanlan dier lakaplar ise
bismillahirrahmanirrahimde zikredilen rahmaniyyet makamyla
uyumlu deildir. Sebebi de udur ki errahmanur rahim, Allah ismine
tabi olan iki sfattr ve Onun taayynlerindedir. Allahn genileyen
glgesidir; rahmann genileyen glgesi deil. Onun hakikati ise
kamil insann hakikatidir. Kevn-i cam olan insan-i kamilin rabbi ise
1
2

Sahih-i Mslim, c. 2, s. 596, Kitabut Tevbe, 4. bab, 19. hadis


Esrarus Salat, s. 218

167

ilahi ism-i azamdr ve errahmanur rahimi ihata etmitir. Bu yzden


bu iki sfat ilahi kitabn fatihasnda da tabi olarak yer almtr.
Eer vcud-i mnbesitten, vcudun genilemesi makamn irade
etmise her ne kadar konu makamyla uyumlu deilse de ve daha ok
tedvin ve tekvin ile uyum iindeyse de onun kelamnn zahirine
muhaliftir.
Ama bu zikrettii eyler mazharn zahirdeki fenas itibariyle doru
dnlebilir ki rahmaniyet makam bu adan uluhiyet makamnn
kendisidir. Nitekim Allah-u Teala yle buyurmutur: De ki: ister
Allah deyin, ister rahman deyin. Hangisini deseniz olur. nk en
gzel isimler Ona hastr.1 Hakeza: rahmn Kuran retti.
nsan yaratt.2 Hakeza: ilhnz bir tek Allahtr. Ondan baka
ilh yoktur. O, rahmndr, rahmdir.3 4

***
Bil ki ilahi cemalin sfatlarnn tecellilerinden olan rahmet, rafet,
utufet ve benzeri sfatlar Allah Tebareke ve Teala hayvana mutlak bir
ekilde, insana ise zellikle merhamet buyurmutur. Bunu da hayvan
trlerini korumak ve insani aile dzenini ve trn korumak iin
yapmtr. Vcut aleminin alemi dzeninin esaslar zerinde
kurulduu rahmaniye rahmetinin bir tecellisidir.
Eer insan ve hayvanda bu rahmet ve utufet olmasayd, ferdi ve
toplumsal hayat dzeni bozulurdu. Bu rahmet ve utufet sayesinde,
canllar kendisini ve yavrularn korumaktadr ve insan ailesini
korumaktadr, adil sultan memleketini korumaktadr. Eer bu rahmet,
efkat ve refet olmasayd, hibir anne olunun fevkalade zahmet ve
meakkatlerine tahamml edemezdi. te bu ilahi rahmet ve refet
cezbesi kalpleri birbirine ekmekte ve ftri olarak alemdeki dzeni
korumaktadr.
Bu rahmet ve refet sebebiyle ruhani retmenler, byk nebiler,
yce veliler ve ilahi alimler, onca zahmet ve skntlara
katlanmaktadr. nsanlar mutlu edebilmek ve beer ailesini saadete
eritirebilmek iin birok skntlara katlanmaktadr. Hatta ilahi vahyin
inii ve deerli semavi kitaplarn indirilii de bu ilahi rahmetin ve
1

sra/110
Rahman/1-3
3
Bakara/163
4
erh-i Dua-i Seher, s. 43-48
2

168

refetin mlk alemindeki bir suretidir. Hatta btn hadler, cezalar,


ksas ve benzeri eyler de gazap ve intikam suretinde tecelli eden,
rahmet ve refet hakikatidir.Ey akl sahipleri, sizin iin ksasta
hayat vardr.1 Hatta cehennem bile saadete ulama liyakatine sahip
olan kimseler iin gazap suretinde bir rahmettir. Eer cehennemdeki
temizlemeler ve arndrmalar olmasayd, o ahslar, asla saadet yzn
grmezlerdi.
zetle, kalbinde Allahn kullarna kar refet ve rahmet
bulunmayan kimseleri insanlk camiasndan karmak gerekir ve
insanlk toplumuna girmekten engellemek icab eder.
Marifet ehli kimseler yle diyor: Vcut ve vcudun kemalinin
genilemesi, rahman ve rahim ismiyledir.2
Bu iki ism-i erif temel, geni ve kapsaml isimlerin en
nemlilerindendir. Nitekim ilahi ayet-i kerime de yle buyurmutur:
ve rahmetim her eyi kuatmtr.3 hakeza yle buyurmutur: ey
rabbimiz! Sen rahmet ve ilim olarak her eyi kuatmsn4
Bu adan Fatiha suresinde bu iki byk ism-i azama (en byk
isme) tabi klnmtr. Bununla da hakikat varlnn anahtarnn
rahmani ve rahimi rahmet olduuna iaret edilmitir ve rahmetin
gazaptan ncelikli olduu beyan edilmitir. Bu adan da marifet ehli
kimseler yle demitir: Bismillahirrahmanirrahim ile vcut zahir
olmutur.5
Refet, utufet ve benzeri sfati ve efali isimlerin birer ubesi
olduu, rahmet ismi, Allah-u Tealann daha ok kendisini tantmakta
kulland bir isimdir ve de Allah-u Teala Kuran surelerinden her
birinde bunu tekrar etmitir ki, mukaddes zatn geni rahmetine
balanan kullarn kalbi ball daha ok artsn. Hak Tealann
rahmetine kalben balanmak, nefislerin terbiyesine ve kat kalplerin
yumuamasna neden olmaktadr.
nsanlarn kalbini rahmet genilii, refet ve dostluk gibi baka bir
eyle elde etmek ve onlar isyandan al koymak mmkn deildir. Bu
yzden byk peygamberler, Hak Tealann rahmet mazhardrlar.
1

Bakara/179
el-Futuhatul-Mekkiyye, bn-i Arabi, c. 1, s. 102
3
Araf/156
4
Gafir/7
5
el-Futuhatil-Mekiyye, c. 1, s. 102, 4 ciltlik bask ve Osman Yahyann tahkiki
ile, c. 2, s. 133
2

169

Nitekim Allah-u Teala Tvbe suresinin sonunda ki gazap suresidirResul-i Ekremi yle tantmtr: andolsun size kendinizden yle
bir peygamber gelmitir ki, sizin skntya uramanz ona ok ar
gelir. O, size ok dkn, mminlere kar ok efkatlidir,
merhametlidir.1
Peygamberin insanla kar gstermi olduu efkat ve merhameti
gstermek iin uara suresinin ilk ayet-i erifesini gstermek
yeterlidir: (reslm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse
kendine kyacaksn!2
Kehf suresinin ilk ayetlerinde de yle buyrulmaktadr: bu yeni
kitaba inanmazlarsa (ve bu yzden helk olurlarsa) arkalarndan
zntyle neredeyse kendini harap edeceksin.3
Subhanallah! Kafirlerin ve hakk inkar edenlerin haline zlmek ve
Allah kullarnn saadetini dnmek, Resulullah (s.a.a) o kadar
zorlua salmtr ki, Allah-u Teala ona bizzat teselli vermekte ve
Peygamberin yumuak kalbini diri tutmaya almaktadr ki bu
cahillerin haline znt sebebiyle kalbi krlmasn ve ruh teslimiyetine
neden olmasn.4

***
Allahn rahmeti gazabndan ne gemitir: Ey rahmeti gazabn
geen Allahn kelamnn reel rnei rahman ve rahim ismiyle
balamtr. Rahman ve rahim ismiyle, rahman ve rahimin tekraryla
Kuran balamtr. Allah btn kullarna merhamet etmektedir.
Allahn bu rahmeti kullarn yaratlna, kullarn refah ve kulluu iin
gerekli imkanlarn teminine neden olmutur. Bu rahmet byk
peygamberlerin gnderiliine neden tekil etmitir. Allahn rahmeti,
Allahn kullarnn dnya ve ahirette saadete ulatrlmasn iktiza
etmektedir. Bu rahmet, insan iin gerek olan btn maddi ve manevi
saadet nedenlerini temin etmektedir.
Allahn kullar, Allahn rahman ve rahim ismiyle vcuda
gelmilerdir. Allahn rahman ve rahim ismiyle dnya ve ahirette hayat
srdrmektedir. Hak Tealann rahmeti gazabn getii halde eer
iktiza edecek olursa insanlar Allahn rahmetini takdir etmezse, Hak
1

Tvbe/128
uara/3
3
Kehf/6
4
erh-i Hadisnud-i Akl ve Cehl, s. 162-165
2

170

Tealann emrine muhalefet gsterirse ve yeryznde fitne ve fesada


neden olursa ite bu durumda rahmet kapsnn yars kapanr ve gazap
kaps alr. nsanlar rahmet kapsnn dier yarsnn da
kapanmasndan ve gazap kapsnn tmyle almasndan korkmaldr.
Peygamber-i Ekrem (s.a.a) rahmet peygamberiydi, insanlara kar
rahmet zere davranyordu, insanlar hidayet eden de ite bu rahmetti.
Peygamber insanlar iin zlyor, dalalette olan kimselere kar sahip
olduu rahmet vastasyla sknt duyuyordu ama onlarn kkten
fesatla uratn, bu fesadn mmeti de bozacan ve bu kimselerin
toplumu fesada srkleyebilecek kanser urlar olduunu grdnde
bu rahmet peygamberi gazap kapsn ayordu. Beni Kureyza
Yahudileri de yalancyd. u anda da bu yalanc Yahudiler
Siyonistlerin peine dmlerdir. Peygamber ite bunlarn fesat
kardn ve yeryznde fesada neden olduunu grdnde
bunlarn hepsinin ldrlmesini ve bu kanser urunun ortadan
kaldrlmasn emretti. Mminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) btn efkat ve
merhametiyle Haricilerin fesat ve bozguncu olduunu grdnde
klcn ekti ve onlarn az bir sayda kaanlarn dnda tmn
kltan geirdi. Rahmet vaktinde rahmet, rahmete layk olmayan
kimselere ise intikam ve gazap!1

***
Marifet ehli kimselerin de bildii gibi kafirlere kar iddetli olmak
mmin kimselerin sfatlarndandr. Onlarla savamak da bir rahmettir.
Allahn gizli ltuflarndan biridir. Kafir ve ekya takm gn gittike
niteliksel ve niceliksel adan sonsuza dek kendi azap ve skntlarn
arttrmaktadrlar. O halde dzelme midi olmayan bu kimselerin
ldrlmesi gazap suretinde rahmet ve nimet ve azap suretinde
nimettir. Ayrca topluma da bir tr merhamet vesilesidir. Zira bir
toplumu fesada srkleyen bir kimse bedendeki kanserli bir organ
gibidir, eer kesilmezse insan lme srkler. Bu Nuh peygamberin
(a.s) Allah-u Tealadan istedii eydir. Nuh rabbim, yer yznde
kafirlerden yurt edinen hi kimseyi brakma. dedi. nk sen
onlar brakacak olursan, senin kullarn artp-saptrrlar ve
onlar, ktlkte snr aan (facirden) kafirden bakasn
1
mam Humeyninin 31, 8, 1979 tarihinde yapt konuma, Sahife-i mam, c. 9,
s. 369

171

dourmazlar.1 Allah-u Teala ise ona yle buyurdu: yeryznde


fitne olmayncaya kadar onlarla savan. 2
Bu ve daha nceden zikrettiimiz nedenlerden dolay btn hadler,
ksas ve cezalandrmalar errehemurrahimin tarafndan gnahkar
kimseye bir rahmettir ve topluma bir rahmettir. Bunu geelim.
Oulcazm! Eer yapabiliyorsan tefekkr ve telkinle btn
varlklara zellikle de insanlara kar rahmet ve muhabbetle bakmaya
al. Zira saylamayacak kadar ok olan bu alemdeki btn varlklar
alemlerin rabbinin rahmetine mazhardr. Hayat, vcut ve btn
bereketler ve eserleri Allahn btn varlklara yapt ba ve
rahmetlerindendir. Bu yzden yle demilerdir: Her mevcut rahmete
mazhardr. Mmknl vcut olan bir varln kendiliinden bir eye
sahip olmas veya kendisi gibi mmknl vcut olan baka birinin
kendisine bir ey vermi olmas mmkn deildir. O halde btn
alemi kaplayan rahmani rahmettir ve Allah alemlerin rabbidir. Allahn
terbiyesi evrensel bir terbiyedir. Terbiyesi rahmetin cilvesidir. Rahmet
ve terbiyet, inayet ve ltuflar olmakszn evrensel olamaz. O halde
ilahi muhabbetlere, ltuflara ve inayetlere mazhar olan herhangi bir
ey neden bizim muhabbet ve sevgimize mazhar olmasn? Eer
olmazsa bu bir noksanlktr. Bu bizler iin bir dar grllk ve
banazlk saylmaktadr.3

Nuh/26-27
Bakara/193
3
Sahife-i mam c.16, s.217-218
2

172

Maliki Yevmiddin Ayetinin Tefsiri


O halde artk kalp srrna ve akl gzne u hakikat zahir olmutur
ki btn varlklar ruhlar ve akllar aleminin doruundan, cesetler ve
karartlar alemlerinin sakinlerinin yurduna kadar her ey Allahn
rahmet makamndandr. Allahn rahmeti btn her eyi kapsamtr.
Mahiyet aleminin karanlklar Onunla nurlanmtr. Feyizlenenlerin
suskun ehreleri Onun aydnlk nuruyla parlamaktadr.
Soyut akllar aleminden insani nurlarndan nursal idealara ve en
dk tabiat alemine kadar btn alemlerden hibiri Allahn celal ve
azamet nuruna bakabilecek bir gce sahip deildir ve Allahn yce
makamnn kibriyasna nazar edemez.
O halde eer kahhar olan Allah azamet ve heybetiyle onlara tecelli
edecek olursa varlk aleminin tm Onun azameti altnda ezilir, yce
gklerin temelleri sarslr ve varlklar Onun ycelii ve
byklnn etkisinden kendinden geer. Allahn azamet nuru
tecelli ettii gn btn varlklar Onun nuru karsnda yok olur. O
gn Allahn mutlak malikiyetinin ve ahadiyetinin zuhuru ve tam
dn gndr. Allah o gn, bu gn mlk kimindir?1 diye sorar.
Orada mutlak saltanat ve celal nurunun tecellisi sebebiyle cevap
verebilecek hi kimse olmad iin bizzat yine kendisi cevap verir:
vahit ve kahhar olan Allahndr.
Rahman ve rahim yerine kahhar ve vahit sfatnn zikredilmesi de
u sebeptendir ki o gn bu iki sfatn egemenlik ve hkmet ettii
gndr. Rahmet gn vcudun genileme ve balanma gndr. Bu
yzden Allah-u Teala kitabn ilk giriinde ve Fatiha suresinde
kendisini er-rahmanur rahim olarak nitelendirmitir. Azamet ve
kahhariyet gn, her eye sahiplenme ve btn ilere el koyma
gndr. Bu yzden de kendisini vahdaniyet ve kahhariyet ile
nitelendirmitir.
Allah-u Teala sonunda da kendisini malik olarak adlandrm ve,
hesap gnnn maliki diye buyurmutur.
Mutlaka bir gn alemlerin rabbi azamet ve malikiyetiyle zuhur
edecektir ve bu iki isim kendi devletine kavuacaktr. Zira her ismin
zahir olmas gereken bir devleti vardr. Muid ve malik gibi isimlerin
devleti de tam bir egemenlik ve dnn hasl olduu gn ortaya
kacaktr. Bu sadece dk alemlerde deil. Mukaddes akllar ve
1

Gafir/16

173

mukarreb meleklerden oluan soyut alemlerde de caridir. Bu yzden


nakledildii zere Azrail btn varlklarn ruhunu aldktan sonra
kendisi de Allahn kudret eliyle ruhunu teslim etmektedir.1
Nitekim Allah-u Teala yle buyurmutur: O gn ki, g
kitaplar iin defter drer gibi dreceiz.2
Hakeza Allah-u teala yle buyurmutur: ey mutmain (tatmin
bulmu) nefis,3
Hakeza Allah-u Teala yle buyurmutur: ilkin sizi yaratt gibi
(yine Ona) dneceksiniz.4 ve benzeri ayetler5

Biharul Envar, c. 6, s. 326 ve 328 ve 329, Kitabul Adl vel Mead Babun
Nefhis Sur ve Fenaid Dnya; 3, 7 ve 14. hadisler
2
Enbiya/104
3
Fecr/27
4
Araf/29
5
erh-i Dua-i Seher, s. 31-32

174

yyake Nebudu ve yyake Nestein Ayetinin Tefsiri


Acaba namaza balamadan nce Hakk Tealann huzurunda, hi
phem olmakszn mabudumu tek tanyarak, yzm gkleri ve
yeryzn yaratana dndm ve ben irk koanlardan deilim.
phesiz ki namazm ibadetlerim, hayatm ve lmm alemlerin rabbi
olan Allah iindir. 1 dediin iin bile olsa tevbe etmen gerekmez mi?
Acaba gerekten de kalbiniz gklerin ve yerin yaratcsna m
ynelmitir? Acaba siz mslman ve irkten halis misiniz? Acaba,
namaz, ibadet, hayat ve lmnz gerekten de Allah iin midir?
Acaba namazda el-hamdu lillahi rabbil alemin dediin iin
utanman gerekmez mi? Acaba siz hamd ve vglerin Hakka mahsus
olduuna m inanyorsunuz, yoksa kullara m?
Belki Onun dmanlarnn dahi iyilikler ve gzel hasletler sahibi
olduuna inanyorsunuz! Acaba bizzat bu alemde de rububiyeti
bakalar iin sabit kldn halde namazda rabbbul alemin demen
yalan deil midir? Tevbe etmen gerekmez mi? sadece sana ibadet
eder ve sadece senden yardm dileriz demekten utanmyor musun?
Acaba sen Allaha m ibadet ediyorsun, yoksa mide ve tenasl
organna m? Acaba sen Allah m istiyorsun, yoksa hurul ayn m?
Acaba sen gerekten de Allahtan m yardm istiyorsun, yoksa
ilerinde nazar- itibara almadn tek kimse Allah m?2

***
Oulcazm! abala ki kalbini Allaha verebilesin ve Allahtan
baka bir etken grmeyesin. badet ehli olan Mslmanlarn geneli
gece gndz ka defa namaz klmyorlar m? Namaz ise tevhit ve ilahi
marifetler ile doludur. Gece gndz ka defa sadece sana ibadet eder
ve sadece senden yardm dileriz diyorlar. Szde ibadet ve yardmn
Allaha zg olduunu dile getiriyorlar. Ama has mminlerin dnda
kalanlar, bilginler, gller ve zenginler karsnda eiliyorlar. Bazen
Allahtan daha fazla onlara tevazu gstermekte, herkesten yardm
dilenmekte ve destek talep etmektedirler. eytani arzularna erimek
iin her trl vesileye sarlyorlar. Allahn kudretinden gaflet
ediyorlar. O halde kalbine iman girmi kimselere hitap edildii ve
1

Namaza balamadan nce getirilen 7. tekbirden sonra okunan bir duadr ki,
Enam suresinin 79 ve 162. ayetlerinden iktibas edilmitir.
2
Erbein, s. 74-75

175

bunlara takvann emredildii ihtimali ile ilk ihtimal arasnda byk


farklar vardr.1
Bu takva, uygun olmayan ilerden saknma ile ilgili deildir.
Bakasna tevecchten saknma ile ilgilidir. Haktan gayrisinden
yardm dilenmekten saknma ile ilgilidir. Allahtan gayrisine kalbinde
yer vermekten saknma ile ilgilidir. Allahtan gayrisine dayanmaktan
saknma ile ilgilidir. Grdn eylere hepimiz mptela
bulunmaktayz. Sylentiler, iftiralar, lm, tabiattan ayrl ve
makamn kaybetme ile ilgili korkulardan arnmamz gerekir. Bu
durumda insan yarn iin nceden ne gnderdiine bakmal!
fadesinden kast melekt leminde bir sureti, daha st lemde ise
baka bir sureti olan kalbi amellerdir. Kalbimizden geen eyleri ise
Allah bilmektedir. Bu da ilerden el ekmen ve kendini iin oluruna
brakman anlamnda deildir. Her eyden ve herkesten uzlete
ekilmen demek deildir. Bu da ilahi snnete, byk peygamberlerin
ve deerli velilerin siretine aykrdr. Onlar ilahi ve insani hedefler iin
elinden geleni yaptlar. Ama bizim gibi kr kalpli kimseler gibi deil.
Biz nedenlere ve aralara bamsz bir gzle bakmaktayz. Onlar bu
sradan makamda dahi her eyi Allahtan gryorlard. Herhangi bir
kimseden yardm, yaratl mebdeinden yardm olarak biliyorlard.
Onlarla dierleri arasndaki bir fark da buydu. Ben, sen ve
benzerlerimiz insanlardan yardm dilenmek hususunda Allahtan
gaflet iindeyiz. Onlar zahirde bakasndan yardm alsalar da gerek
anlamda yardmn sadece Allahtan geldiini gryorlard. Bize gre
ayr bir kayna olsa da onlar her trl olay Ondan biliyorlard. Bu
yzden her ne kadar bizim iin tatsz da olsa ac olaylar onlara tatl
geliyordu.2

Har/18e iarettir. Ey iman edenler! Allahtan korkun ve herkes, yarna ne


hazrladna baksn. Allahtan korkun, nk Allah, yaptklarnzdan
haberdardr.
2
mamn Hac Seyyid Ahmet Humeyniye 17, 7, 1984 tarihinde yazd mektup,
Sahife-i mam, c. 18, s. 515-516

176

hdina Sratel-Mustakim Ayetinin Tefsiri


nsan bir yolcudur ve her yolcunun yolluk ve binee ihtiyac vardr.
nsann yolluk ve binei bizzat kendisinin hasetleridir. Bu tehlike ve
korku dolu seferin bu karanlk, olduka dakik, kltan daha keskin
kldan daha ince1 yolun merkebi erkeklik himmet ve gayretidir ve bu
karanlk yolun nuru ise iman ve vlm hasletlerdir. Eer geveklik
eder ve gecikirse bu srattan geemeyip yzst atee decektir.
Zillet toprayla yeksan olacak ve helaket uurumuna yuvarlanacaktr.
Bu srattan geemeyen insan, ahiret sratndan da asla
geemeyecektir. 2

***
Eer bu lemdeki nbvvetin ve velayetin doru yoluna ynelmi,
bu yolda yrm ve Hz. Alinin velayet caddesinden sapmam isen,
hayatnda herhangi bir srme grlmemise, srattan gei hususunda
hi bir korkun olmamaldr. Zira ahiretteki srat kprs, velayetin
batn suretidir. Nitekim rivayetlerde Hz. Alinin srat kprs olduu
yer almaktadr.3 Baka bir hadiste ise biz srat- mstakimiz4 diye
buyurulmutur. Camie adl mbarek ziyaretnamede ise yle yer
almtr: Sizler en byk yol ve en salam sratsnz5 herkim bu
sratta yrr ve kalp aya srmezse, o sratta da srmez ve dmez.
Bir yldrm gibi srattan geer.6

***
1

Peygamberden (s.a.a) nakledilen bir hadiste yle yer almtr: Srat kldan
ince, kltan keskin ve geceden karanlktr. (lmul Yakin, c. 2, s. 969, elMeksedur Rabi fi Manes Srat, bu anlam mam Sadktan (a.s) nakledilen bir
rivayette de yer almtr. (Emali es-Seduk, s. 177, 33. Meclis, 4. Hadis ve hakeza
Biharul Envar, c. 8, s. 65, Kitabul Adl-i Vel Mead, 22. Bab, 2. Hadis
2
Erbein, s. 85-86
3
Ebi Abdillah (a.s) yle buyurmutur: Doru yol (sratul-mustakim) EmirelMuminin Alidir (a.s). (Meanil-Ahbar, c. 2, s. 32, Bab-u Menes-Srat, 2. ve 3.
hadis ve Tefsir-u Ali b. brahim, s. 206
4
Seyyidul-Abidin Ali b. Hseyin (a.s) yle buyurmutur: Allah ile Hcceti
arasnda bir perde yoktur. Allahn Hccetten baka bir perdedar yoktur. Biz,
Allahn kaplar, doru yol ve ilminin hazinesiyiz. Vahyinin tercman, tevhidinin
esas ve srrnn yeriyiz. (Meanil-Ahbar, s. 35, Bab-u Menes-Srat, 5. hadis)
5
Ziyaret-i Camia-i Kebire, Men La Yehzuruhul-Fakih, c. 2, s. 372, MefatihulCinan, Ziyarat babnda
6
Erbein, s. 360

177

O halde hak ve hakkaniyetten yz evirmi, insanlk ftratndan


uzaklam ve dnyaya ynelmi olan kalplerin glgesi de, kendileri
gibi istikametten ayrlm, ters yz olmu ve esfeles safilin olan
dnyaya ve tabiata gmlm haldedir. O alemde bazlar belki de
yzst gider ve ayaklar havada olur. Bazlar karnlar zere, bazlar
ayaklar ve elleri zere hayvanlar gibi yrr. Nitekim bu dnyada da
onlar byle yrrler. Yzkoyun srnen mi, yoksa doru yolda
dpedz yryen mi daha doru yoldadr?1
Bu mecaz alemindeki mecazn; hakikat, zuhur ve ruhaniyetin
ortaya kt o alemde, hakikate dnmesi de mmkndr. Nitekim
ihdinas sratel mstakim ayetinin tefsirinde yer alan baz
hadislerde, Hz. Ali ve dier masum imamlarn srat- mstakim olduu
beyan edilmitir.
Kafide yer aldna gre, Ebil Hasanil Mazi (a.s) yle
buyurmutur: Allah-u Teala bu ayet-i erifede bir rnek vermitir ve
bu da Emirel Mmininin velayetten yz eviren kimselerin rneidir.
Onlar adeta yzleri stnde yol yrmekte ve hidayete
ulaamamaktadrlar. Hz. Aliye itaat eden kimseleri ise, doru yola
ynlendirmitir. Srat- mstakim ise Emirel Mminin Alidir (a.s).2
Baka bir hadiste de yer ald zere srat- mstakim, Hz. Ali
(a.s) ve dier imamlardr.3
Kafide yer alan bir hadis-i erife gre de Fuzeyl yle demitir:
mam Bakr (a.s) ile Mescidul-Harama girdik. mam (a.s) bana
dayanmt. Daha sonra mam (a.s), halka doru bakt ve o esnada biz,
Ben-i eybe kapsnda bulunuyorduk. mam (a.s) daha sonra yle
buyurdu: Ey Fuzeyl! Cahiliye dneminde byle tavaf ediyorlard.
Hibir hakk tanmyor ve hi bir dine inanmyorlard. Ey Fuzeyl
onlara bak. Ters evrilmi yzlerle yere kapandlar. Bu tersyz ve
dejenere olmu o kimselere Allah lanet etsin. Daha sonra da
yzkoyun srnen mi ayeti okuyarak srat- mstakimin, Hz.
Ali ve vasileri olduunu buyurmutur.4
1

Mlk/22
Kafi, c. 1, s. 432, Kitabu-Hccet, 91. hadis
3
Hamrandan naklen mam Bakr (a.s) yle buyurmutur: Ali b. Ebi Talib ve
Fatmann soyundan olan dier imamlar, Allahn yoludurlar. O halde, her kim
onlardan yz evirirse baka yollara sapm olur. (Biharul-Envar, c. 24, s. 15,
Kitabul-mamet, 24. bab, 17. hadis)
4
Erbein, s. 532-534
2

178

***
O halde Hak Teala ism-i cami ve rabbul insan makamnda
srat- mstakim zeredir. Nitekim yle buyurmutur: phesiz
rabbim srat- mstakim zeredir. 1 yani hibir sfatn bir sfata
stnl veya bir isim olmadan dier ismin zuhuru sz konusu
olmakszn vasatiyyet ve camiiyyet (araclk ve kapsamllk)
makamdr bu. Dolaysyla Allahn terbiye ettii varlk da, hi bir
makam dier makamndan, hibir boyutu dier boyutundan stn
olmakszn srat- mstakim zeredir. Nitekim suud (ykseli ile hasl
olan) gerek mirata ve kurb (yaknlk) makamna ulamann
nihayetinde, zat- mukaddese ubudiyet izharnda bulunduktan, her
kuldan her trl ubudiyet ve ibadeti Zat- Mukaddese dndrdkten
ve btn kabz-u bast makamlarnda iyyake nabudu ve iyyake
nastain diyerek sadece Allahtan yardm diledikten sonra, ihdinas
sratel mstakim diye arz eder. Bu srat, kamil insann rabbinin
sratdr. Rabbi, zahiriyet ve rububiyet; kendisi ise mazhariyet ve
merbubiyet (mahzar ve terbiye edilmi olma) vehiyle doru yol
zeredir.2

***
Bu dnya iinden geip gitmemiz gereken bir dnyadr. Burada
kalmamz gereken bir dnya deildir. Bu bir yoldur. Bu yolu doru bir
ekilde kat edecek olursak, Allahn velilerinin geip gittii gibi
geecek olursak, O biz getiimizde snk idi3 haline gelir.
Eer bu kprden sa salim geebilirsek saadete ereriz, Allah
korusun eer burada ayamz srecek olursa orada da ayamz
srer. Orada da insann ayann srmesine neden olur ve insan bir
ok skntlara drr.4

***
Sylenildiine gre asra andolsun ki phesiz insan hsran
iindedir.5 ayetinde geen asr kelimesi kamil insandr, mam-
Zamandr (a.s). Yani btn varlklarn usaresi ve zdr. Bu usareye
1

Hud/56
Erbein, s. 531
3
lmul Yakin, c. 2, s. 971
4
mam Humeyninin 31, 12, 1977 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam,
c. 3, s. 235
5
Asr/1-2
2

179

ve ze yemin olsun ki btn varlklar hsran iindedir. Yani kamil


insana andolsun ki btn insanlar hsran ve zarar iindedir. Burada
sz konusu edilen insan, bizim insan olarak adlandrdmz bir ba
ve iki kula olan varlktr. Yani burada hitap bizedir. Biz bir yol
ayrmnda karar klnm bulunmaktayz. Bir yol insanlk yoldur ve bu
srat- mustakimdir. Srat- mustakimin bir taraf tabiattr, bir taraf
ise uluhiyet. Dosdoru yol kan phtsndan balamaktadr. Elbette
onlardan bazs tabiidir. nemli olan iradeye dayal olandr. Bir taraf
tabiat, bir taraf ise uluhiyet makam. nsan tabiattan balamakta ve
hayalinin dahi alamayaca yerlere ulamaktadr: hayal bile
edemeyecein ey olaym
Burada irade ve ihtiyar sahibi olan sizsiniz. Bu iki yolu
seebilirsiniz: ya dosdoru insanlk yolunu ya da sa veya sola sapma
yolunu.
Hangi tarafta bir sapknlk olursa insanlktan uzaklalr. nsan
ilerledike uzaklar. Doru yoldan sapan bir kimse ne kadar ilerlerse
yoldan uzaklam olur. Eer insanln doru yolunda yani
peygamberlerin gelip bizlere tantmakla grevli olduklar yoldan
yrmek durumundayz. Allah-u Teala Hamd suresinde yle
buyurmaktadr: Bizleri dosdoru yola hidayet et, kendilerine nimet
verdiklerinin yoluna. Yani senin kendilerine ihsanda bulunduun,
nimet verdiin, zerlerine rahmetini indirdiin ve kendilerini hidayete
erdirdiin kimselerin yoluna. Kendilerine gazap etmediklerinin ve
sapmayanlarn yoluna. Gazaba uramlar sapk bir gruptur, sapanlar
da ayr bir sapk grup. Bunlar hidayetten uzaktrlar. Bunlar ilerledike
uzaklamaktadrlar. Ne kadar ders okursanz okuyunuz Rabbin
ismiyle olmad taktirde doru yoldan uzaklam olurlar. Ne kadar
ders okursanz o kadar uzaklarsnz. Eer yeryznn en bilgini de
olsanz, bu ilimleri Rabbin ismiyle okumadnz taktirde Allah-u
Tealadan en ok uzaklam kimseler olursunuz. Doru yoldan en ok
uzak den kimseler haline gelirsiniz. Ba cehennem kprs olan
srat-i mustakimin bir taraf tabiat bir taraf ise cennettir. Cennetin en
son mertebesi likaullahtr. Orada artk insan olmayana yol vermezler,
sadece insana geit verirler. Biz hepimiz u anda cehennem
kprsnde durmu bulunmaktayz. Tabiat cehennemin metni (srt)
konumundadr ve o alemde zuhur edince tabiat cehennemdir. u anda
biz cehennemin srtnda hareket etmekteyiz. Eer bu yolu kat edecek
olursak cehennem kprsnn zahir olduu o gn o alemde insanlarn
180

gznde zahir olacaktr. Bu doru yolu kat etmi kimseler o kprden


geecektir. Bu yoldan gemeyen kimseler ise cehenneme decektir.
Yoldan decekler ve sapacaklardr. Sfatlarn syledikleri ve sizin de
iittiiniz bu doru yol kldan daha incedir, olduka ince bir yoldur,
karanlktr ve hidayet nurunu talep etmektedir. Bizleri doru yola
hidayet et.
Siz beyler slam yolunda yrmektesiniz, peygamberlerin
elbisesine brnm bulunmaktasnz. Alimlerin kisvesine brnm
durumdasnz. Rabbin ismi kraat edilmedike okuduunuz derslerin
sizlere faydal olacan sanmaynz. Hatta bazen bunun zarar vardr,
bazen ilim gurur getirmektedir, bazen ilim insan srat-i mustakimden
drmektedir. Din uyduran kimselerin ou ilim ehli kimselerdi.
Gerek olmayan eylere davet eden kimselerin ou ilim ehli
kimselerdi. nk ilimleri rabbin isminin kraati ile olmamtr. Bu
yzden de batan beri sapm kimselerdi. Bu sapklk yolunda
ilerledike daha fazla sapklk hasl olmaktadr, insanlktan daha ok
uzaklamaktadr. ou zaman bir kimse insanlarn gznde en byk
filozof, en yce fakih konumundadr. Bu insan gya her eyi
bilmektedir, ilim deposudur. Lakin okumas ve kraati rabbin ismiyle
olmad iin doru yoldan uzaklam ve herkesten daha ok uzak
dmtr. Bu ambar ve stok oaldka arl bydke, karanl
da fazlalamaktadr. Karanlklar stne karanlklar hasl olmaktadr.
Bazen ilim zulmettir, nur deildir. Rabbin ismiyle balayan ilim
hidayet nurudur. Bu ilim renmeniz iindir, iyilii de insann bir
eyler renmek istemesidir. Yoksa ilim bir makam elde etmek,
cemaat imam olmak, minber ehli saylmak, insanlar tarafndan kabul
grmek iin olursa bu bir sapklktr. Bunlar insan uzak drr. Srat
kprs nitelendirildii zere kldan daha incedir, olduka ince ve
dakiktir. Oysa insan bir mr riyakarla gmlmekte ve bunu kendisi
de anlamamaktadr. Bir mr amel ettii halde gsteriten
kurtulamamakta ve bunu kendisi de anlamamaktadr. Bunlar olduka
dakik eylerdir. nsann kendisi bile bunun farknda deildir. Bunun
elbette bir takm lleri vardr. Amel ehli olanlar ne olmamz ve
kendimizi tehis etmemiz iin bir takm ller tayin etmemileridir
ama insan yetitiren peygamberlerin ilminde bunun bir takm lleri
vardr.
slam' ylesine kolay bir ekilde anlamak mmkn deildir. slam
bir iki savala tannamaz. slam sava deildir. Savan slam ile ilgisi
181

yoktur. slam mektebi dedikleri ey, aslnda slamn sahip olduu


mektebe bir giritir. Benim ve senin tandn bir mektep deildir bu.
Zira biz insan da tanmyoruz. Bizim tandmz bu doal varlktr,
oysa bu insan deildir. Bu doal varlk kan phtsndan balamakta,
gittike byyerek bir hayvan haline gelmektedir. Bunun hayvanl
olduka uzun bir sretir. Bu hayvanlk makam olduka uzun bir
makamdr. nsan mrnn sonuna kadar da bu hayvanlk makamna
aklp kalabilir. Rabbin ismiyle okunmad mddete bu ilimlerin
hibir faydas yoktur. Her ey rabbin ismiyle olmaldr.1

***
Biz Allahtanz ve oradan geldik, oraya da geriye dnmekteyiz.
nna lillah yani biz Allahtan geldik, Allaha aitiz. Bizim
kendiliimizden hibir eyimiz yoktur, var olan her ey Ondandr ve
Ona doru dnmekteyiz. Oradan nasl geldiimize, burada nasl
kaldmza ve oraya nasl dndmze bakmamz gerekir. Acaba
burada olduumuz zaman Hak Tealaya ve kullarna hizmet ettik mi?
Allah yolunda mcahade ettik mi? Doru yola ve rububiyet yoluna
koyulduk mu? Eer bunda saa veya sola bir sapknlmz varsa bu
dosdoru yolun karsndadr. Sol taraf olarak ifade edilen gazaba
uramlar ile sa taraf olarak ifade edilen sapmlarn yolu, dosdoru
yolun karsnda yer almtr. Eer bu doru yolda gitmi isek, hareket
ettiimiz nokta doru yol ise onda bir sapklk yoktur. Dou ve
Batya ynelmememiz gerekir. Dosdoru olmalyz. Sa ve sol
olmamaldr. Dosdoru hareket etmeliyiz. Sonsuza dek bu doru yolda
yrmeliyiz, bu durumda saadete ermi oluruz, bir milleti saadete
erdirmi oluruz. Eer Allah korusun sa veya sola sapacak olursak bu
durumda sapm oluruz. Eer millet iinde bir makammz da varsa o
zaman bu milleti de saptrm oluruz.2

***
Srat-i mustakim bir taraf burada dier taraf ise Allah nezdinde
olan yoldur. Dosdoru ve przsz bir yoldur. Bu doru yoldan

mam Humeyninin 28, 6, 1979 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam,


c. 8, s. 327-329
2
mam Humeyninin 14, 9, 1979 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam,
c. 9, s. 513-514

182

sapmak insan yolundan alkoyan bir harekettir ve insan karanlklara


srklemektedir.1

***
Sizlerin namazda Hamd suresinde okuduunuz o yol bizi doru
yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba
urayanlarn ve sapmlarn deil. Srat-i mustakim bu slam
yoludur, insanlk yoludur, kemal yoludur, Allaha varan bir yoldur.
yol vardr: Biri mustakim ve doru yoldur, birisi dou yolu olarak
adlandrlan gazaba uramlarn yoludur, dieri ise bat olarak
adlandrlan sapklarn yoludur. Sizler doru yol olan insanlk yolu,
adalet yolu, slam iin fedakarlk yolu ve slami adalet yolu olan bu
yolda yrynz. Bu doru yolu saa sola sapmadan, dou ve batya
ynelmeden, hibir batl mektebe girmeden kat edecek olursanz bu
doru yol Allaha ulamaktadr. O batl yol ise cehenneme uzanan bir
yoldur. Eer bu alemde doru hareket edecek olursanz, o srat-i
mustakimden geersiniz. Cehennem bu dnyann batndr. Eer bu
yoldan dosdoru geerseniz, saa sola sapmazsanz, o alemdeki
srattan da dosdoru geer, hibir tarafa srmezsiniz. Eer sola
srerseniz bu cehenneme gider, eer saa saparsanz bu da
cehenneme varr. Allahn yolu dosdoru yoldur. Kendilerine nimet
verdiklerinin yoluna Srat Allahn kendilerine nimet verdii
kimselerin yoludur. slam nimeti en byk nimettir, insanlk nimetidir.
Sizin en byk nimetiniz bu doru yoldur. Sizin geldiiniz bu yol
slam yoludur, sizler slam korumak iin geldiniz. Hepimiz ve btn
millet slam korumal, slam ve Kurann muhafzlar olmaldr. te
bu doru yoldur. slam koruma, slam yolunda cihat dosdoru
yoldur. Bu sizlerin namazda Allahtan talep ettii yoldur. Sakn
sapmaynz. Sapknln bir taraf gazaba uramlarn dieri ise
sapmlarn yoludur. Allah Tebareke ve Tealann gazap ettii ve
gnahkar olanlarn yoludur. Onlar her ikisinin yolu da cehenneme
varmaktadr.2

***
hdina Sratel-Mustakim Ayetinin Tefsiri
1

mam Humeyninin 29, 5, 1979 tarihinde yapt konuma. Sahife-i mam, c.


12, s. 355
2
mam Humeyninin 31, 5, 1980 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam,
c. 12, s. 367-368

183

Bu dosdoru yol, insan mutlak kemale ulatran yoldur. nsan bu


yolda yryecek olursa btn aknlklar sona erer. Beer bu doru
yolu kendiliinden kat etmek isterse bunu baaramaz, bu konuda bir
bilgisi yoktur. Doru yol hakknda bilgisi olan Allahtr. Yani insan bu
skntlardan, bu aknlklardan kurtaran yoldur. Allah insan
kendisine varan bir yola sevk etmektedir. Biz namazda da Allahtan
bizleri doru yola hidayet etmesini talep etmekteyiz. Allahtan bizleri
saa ve sola sapmaktan korumasn istemekteyiz; gazaba
uramlarn ve sapmlarn yoluna deil. Bunlar ayr ayr yollardr.
nsan bu sapk yollarda ilerledike asl hedefinden uzaklam olur.1

***

Btn peygamberler, insan bu aknlk ve biarelikten, fikir ayrlklar ve ihtilaflardan, doru yola ulatrmak, imdiye kadar yrye geldiiniz o yollar terk
ediniz, ite en doru yol budur! Demek iin geldiler.
Bizleri doru yola hidayet et!
Gerekten benim rabbim, doru yol zeredir.2
Baka yol yoktur. Baka yollarn hepsi dnyadr ve
insann nefsaniyetiyle ilgilidir. nsann ehveti, kendi
emel ve arzulardr. Bu dnya, knanm olan dnyadr.
nsann bu emel ve arzular ve tabiat lemine gnl
balamalardr, yoksa tabiat lemi nurdur. Bu leme
gnl balamak, insan biare klmaktadr. Zulmetler,
bu
gnl
balamadan
domaktadr.
Bizim
zulmetlerimiz de buradandr.
Bu dnya, bu makam, bu idare, bu evham ve bu
hurafelere gnl balamak, bunlarn hepsi bizler iin
zulmettir. Btn peygamberler, bizlerin elinden tutmak
iin geldiler. Bizleri kendi ftrat ve zmze
dndrerek, bizim aleyhimize olan o evham ve
kuruntulardan temizlemek iin altlar. Onlarn
maksad bizleri zulmetlerden, nura doru karmaktr.
1

mam Humeyninin 6, 7, 1980 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam, c.


12, s. 506
2
Hud/56

184

slam bu konuda hem btn dinlerin banda yer


almaktadr. Byle bir hedefi gzetlemektedir.
Bu dualar insan aresiz klan, aknla dren
ilgilerden kurtarmak ve insanlk yoluna eritirmek iin
hazrlamaktadr. Dier yollar insanlk yolu deildir.
nsanlk yolu, doru yoldur.
Btn imamlarmz da, insanlar dua ve ibadetlerle
mcehhez
klarak,
insan
bu
tabiat
leminin
karanlklarndan kurtarp insanlk yoluna ulatrmaya
alyorlard. Zalim glerin basks yznden alenen
davet etme imkn bulamadklar iin, bu dualarla
insanlar hakka doru hidayet ediyorlard. Yoksa
peygamberlerin ve imamlarn gayesi bir makam elde
etmek ve kendi ilerini yrtmek deildir.
Peygamberlerin hedefi dnyay ele geirmek ve
bayndr klmak deildi. Onlarn hedefi dnya ehline,
zalim ve cahil olan insana doru yolu gstermekti.
Sizleri Allah Tebarek ve Tealaya ulatrabilecek yegne
yol, enbiya ve evliyalarn yoludur.
gerekten benim rabbim, doru yol zeredir.
Dnyann
tesi
ise
mutlak
nurdur.
Btn
peygamberler bizleri bu nura ulatrmak iin geldiler.
Allah
mminlerin
velisidir
ve
onlarn
karanlklardan nura karr. Kfir olanlarn
velileri de tauttur. O da onlar nurdan karp
karanlklara gtrr.1
Taut, enbiya ve Allahn mukabilinde yer almtr.2

***
nsann yapt her hareket kalbi, ruhi veya bedensel hareketler
olsun mutlaka bir hedefe doru yaplmaktadr, ya srat-i mustakime
ve Allaha dorudur ya da tauta doru. Yani sa veya sol amaldr.
Bizleri doru yola hidayet et.
Srat- mustakimin bir ucu burada bir ucu ise o alemdedir. Nur
mebdeine dorudur. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna
1
2

Bakara/257
mamn 12, 7, tarihinde yapt konumas Sahife-i mam c.13, s. 24-25

185

Allah-u Teala peygamberler gndererek bizleri bu doru yola hidayet


etmitir. Bu yol Allahn yoludur. Btn alemleri saadete ulatracak
yegane yoldur. nsan bu nebevi retiler sayesinde huzur iinde ve
doru bir terbiyeyle yaayabilir. Bu yol sayesinde btn alem ilahi
tevhidi bir boyuta erdirilebilir. Kalbi, hayali veya bedensel
hareketlerden herhangi birisi bu yola aykr bir ekilde yaplrsa
bunlarn tm tauta dorudur. Bu iki yoldan baka bir yol yoktur, ya
taut ya Allah.1

***
Milletleri, toplumlar ve bireyleri hidayete erdirmek ve insan iin
dnlen faydalara erdirmek isteyen kimse doru yolda yrmek ve
insanlar da doru yola davet etmek zorundadr. Biz namazda, bizleri
dosdoru yola hidayet et diye dua etmekteyiz. Bu yolda yryen
kimseler milletleri, toplumlar, ahslar bu yola sevk etmelidir. Doru
yol buradan balamakta ve ahiretle sonulanmaktadr. Allaha doru
giden bir yoldur. Siyaset de toplumu hidayet etmek ve bu yola
gtrmektir. Toplumun btn maslahatlarn gz nnde bulundurmak
ve toplumun btn boyutlarn mlahaza etmektir. nsanlar faydasna
olan eylere hidayete erdirmektir. Toplum ve bireylerin faydasna olan
eyleri insanlara gstermektir. Bu klavuzluk peygamberlere
mahsustur. Dierleri bu siyaseti idare edemezler. Bu siyaset
peygamberlere ve velilere mahsustur. Onlara bal olarak uyank
slam alimlerine zg bir siyasettir. Uyank slam alimleri kendi
milleti iinde peygamberin yolunda hareket etmek zorundadr ama
bunlar siyasete karmayn diyorlar. Siyaseti bize brakn diyorlar.
Oysa sizin doru siyasetiniz bile hayvani bir siyasettir. Bozuk olan
kimselerin siyaseti eytani bir siyasettir. Hatta doru yola gtrmek
istediklerinde bile insan hayvanlk mertebesine, bu alemdeki refaha
ve bu alemdeki itibarlara gtren bir siyasettir. Oysa peygamberler bu
alemi ve btn alemleri hidayete eritirmektedir. Halk kendisine
faydal eylere erdirmektedir. Peygamberler insanlar sahip olduklar
maddi ve manevi kemal mertebelerindeki faydalara ulatrmaktadr.
slami siyasetiler, alim siyasetiler ve peygamberlerin ileri siyasettir.
Din insanlar buradan harekete geiren ve insanlarn ve bireylerin
1
mam Humeyninin 30, 8, 1980 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam,
c. 13, s. 173-174

186

faydasna olan eyleri kendilerine gsteren bir siyasettir. nsanlar


doru yola ve kendilerine fayda verecek eylere hidayet etmektedir.1

***
Peygamberlerin insanlara takdim ettii ve son peygamber Hz.
Muhammedin (s.a.a) de insanlara sunduu insanlar davet ettii bu
yol doru yoldur. Peygamberler insanlar doru yola hidayet etmiler,
insanlk yoluna davette bulunmulardr. nsanlar btn kfrlerden,
sapklklardan ve zulmetlerden mutlak nura ulatrmaya almlardr.
Siz genler bu yolda yrmelisiniz ki Peygamber-i Ekremin ve mam
Sadk (a.s) mektebinin gerek takipileri olabilesiniz.2

***

Sizler elbette ki Kuran- Kerimin ilk suresini hemen


hemen her gn okumaktasnz ki; elhemdulillahi
rabbil alemin yani vg alemlerin rabbi Allaha mahsustur. Burada gelen rabb kelimesiyle terbiye ilkesine
iaret edilmitir. Ona bylece dikkat edelim ki
rububiyet ve terbiyenin en yce makam, Allah Tebarek
ve Tealaya mahsustur. Ardndan da de bu makam
peygambere ve bunlar sayesinde de dier bir ok
insanlara yansmaktadr.
Bu ayette Allah kelimesinden sonra her sfattan
nce rabbil alemin alemlerin eiticisi olduu
sfatnn
zikredilmesi
eitimin
ehemmiyetini
bildirmektedir. Bu surede yine yle okuyoruz
ihdnassratel mstakim bizi sratel mustakime
hidayet eyle bundan da, terbiyenin gayesinin sratl
mustakimde hareket etmek olduu anlalyor sratel
mstakimin en sonu mutlak kemaldir (Allah).
Ve bizden peygamberin terbiyesi altnda ve
evliyaullahn talim ve terbiyesi altna girmemiz
isteniyor ta ki onlar bize nder olsunlar sratl
mstakimde.. Ve her gn Allah Tebarek ve Tealaya
yalvaralm ki, bizleri hidayet etsin elbette ki sratel
1

mam Humeyninin 24, 12, 1980 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam,
c. 13, s. 432-433
2
mam Humeyninin 22, 1, 1981 yapt konumadan. Sahife-i mam c. 14, s. 12

187

mstakime.
Sa
veya
sol
deil
gazaba
uramlarn ve delalette olanlarn yoluna
deil
Bizler her zaman u manay gz nnde
bulundurmalyz ki, eer bizler kendi bamza buyruk
ve eitimsiz bir ekilde byrsek, en kt ve alak bir
varlk haline geliriz ve eer gerek bir terbiye altna
girip, sratel mstakimde amadan yrrsek, yle bir
makama ereriz ki, u anda onu tasavvur etmekten bile
aciziz. O yer ki azamet denizidir, derya-i kibriyadr... 1

***
Alemin balangcndan imdiye kadar btn peygamberler bu
insan eri yoldan ve batl yollardan insanln dosdoru yoluna
hidayet etmek iin gelmilerdir. Bu doru yolun bir ucu burada dier
ucu ise Allah nezdindedir.2

***
Eer sizler slam yolu olan ve gnde ka defa namazda bizleri
dosdoru yola hidayet et diye talep ettiiniz hidayet yoluna girecek
olursanz phesiz hedefinize ularsnz. nemli olan insann kat
etmesi gereken yola koyulmasdr. Yolu bulmak zordur ama yolu
bulduktan sonra o yolu kat etmek kolaydr. lde kaybolan srekli o
tarafa bu tarafa koturan ve bu haliyle hibir zaman hedefe ulamas
dahi dnlmeyen bir insan doru yolda karar kld taktirde hemen
hedefine ular. Bu maddi seyir ve hareketlerde olduu gibi manevi
hareketlerde de byledir.3

***
Cenneti sizin amelleriniz bayndr klmakta ve cehennemi de sizin
amelleriniz yakmaktadr. Biz u anda bir srat zerindeyiz. Sratn bir
taraf dnya dier taraf ise ahirettir. Biz u anda srat zerinde hareket
etmekteyiz. Bu perde kenara itildii zaman cehennemin metni olan
1

mamn (r.a) 26, 8, 1982 tarihinde yapt konumas Sahife-i mam c.14, s.
153-154
2
mamn (r.a) 2, 8, 1981 ylnda yapt konumadan. Sahife-i mam, c. 15, s. 69
3
mamn (r.a) 25, 12, 1982 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam, c. 17,
s. 174

188

cehennem srat ortaya kar. Bu sratn etraf atele kapldr. Bu srat


atein ortasndan gemektedir ve oradan bizim gememiz gerekir.
Dnya da byledir. Ateten ibaret olan fesat her yeri kaplamtr. Bu
fesattan geip gitmemiz gerekir. Salim bir ekilde buray kat etmemiz
gerekir. Peygamberler de buradan gemektedirler. Getiimiz zaman
o snk idi
Onlar iin ate snmektedir. Nitekim Hz. brahim (a.s) iin burada
ate snk idi, souk idi. Onlarn atei snktr. Mminler de esenlik
ile gemektedirler. Ate snk deil ama ate onlara zarar
vermemektedir. Bu dnyann bir yansmasdr, baka bir ey deildir.
Burada olan eyden ibarettir. O alemde vaki olan her ey bu alemde
var olanlarn bir yansmasdr. u anda biz sratta bulunmaktayz. u
anda srat cehennemin metni zere kuruludur. u anda srat byk
peygamberler ve byk veliler iin snk durumdadr, cehennem
snktr; sadece salim mminler iin. Bakalarn ise epeevre
sarmtr. phesiz cehennem kafirleri ihata etmitir.1
Cehennem u anda ihata etmitir yoksa ileride ihata edecektir
anlamnda deildir. Ama bir u anda idrak edemiyoruz, gzlerimiz u
anda kapaldr. O rtldr ama bu perde kalknca cehennem ehli olan
kimse cehennemde olduunu grr. rt ortadan kalkt zaman
cennet ehli olan kimse de cennette olduunu grr. Berzah da bu
kimse iin cennettir. Berzah dier taraf iin ise cehennemdir: Kabir
ya ate ukurlarndan bir ukur veya cennet bahelerinden bir
bahedir.2
Burada i bitince bambaka bir sayfa almaktadr. O sayfa
aldnda artk i iten gemi olacaktr. Biz bugn kendi kendimizi
dnmek zorundayz.3

***
Srat- mustakim olan ey, Allah Tebareke ve Tealann istedii
ekilde amel etmekten ibarettir.4
1

Ankebut/54
Biharul Envar, c. 6, s. 214, Kitabul Adl vel Mead Bab-u Ahvalil Berzeh vel
Kabr ve Azabihi ve Sualihi, 1. hadis ve ayn cilt, s. 205, 208, 218, 257 ve 267
3
mamn (r.a) 1, 7, 1984 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam, c. 18, s.
502-503
4
mamn (r.a) 30, 7, 1985 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam, c. 19,
s. 327
2

189

***
Rivayetlerde yer alan ve kldan daha ince ve geceden daha gizlidir.
Rivayetlerde de yer aldna gre cehennemin metninden (zerinden)
gemektedir, yani bizzat atein iinden gemektedir. Ate onu ihata
etmitir. Atein yukarsndan geiyor anlamnda deildir. Oradan
gememiz gerekir. Bu dnyada buras srattr. Sonsuza dek bir srattr,
bu suret o alemde bir gsteri eklinde ortaya kacaktr. Yrdnz
bu yolun mstakim olmasna tevecch ediniz, yrdnz yol srat-
mstakim olmaldr.1

***
Dnya ve dnyann iinde var olan her ey bir
cehennemdir ki batn seyir sonunda zahir olmaktadr.
Dnyann maveras ise sonuna kadar cennet
mertebeleridir
ki
seyir
sonunda
ve
tabiatn
uyuturuculuundan kurtulduktan sonra insan iin
zahir olur. Ben ve sizler hepimiz ya cehennemin
derinliine ya da cennete ve mele-i alaya doru hareket
etmekteyiz.
Bir hadiste gemektedir; gnn birinde Peygamber-i
Azam (s.a.a) sahabeleriyle oturmu sohbet ediyorlarken
aniden korkun bir ses duyuldu. bu ses neydi? Diye
sorulunca hazret yle buyurdu:
Cehennemin
kenarndan bir ta dt ve tam yetmi yldan bu yana
cehennemin dibine daha yeni vard. Gnl ehli
kimseler de, O anda 70 yanda olan bir kfirin
ldn ve cehennemin dibini boyladn duyduk
diyorlard. Bizler hepimiz srat zerindeyiz ve srat ise
cehennemin zerinden gemektedir. Batnn ne olduu
o lemde zahir olacaktr, burada da, bu alemde de her
insann kendine mahsus bir srat vardr. Ve daima seyir
halindedir. Ya sratel mstakim zerindedir, cennete ve
ondan daha ycelere kmaktadr ya da sa veya sola
sapmtr ki ikisinin de sonu cehenneme varmaktadr.
Bizler, Allah Tealadan srat- mstakimi arzu ve mit
1

377

190

mamn (r.a) 4, 9, 1985 tarihinde yapt konumadan. Sahife-i mam, c. 19, s.

etmekteyiz; bizleri dosdoru yola hidayet et.


Kendilerine
nimet
verdiin
kimselerin
yoluna,
zerlerine gazab ettiin kimselerin yoluna (ki bu bir
yne sapmaktr) ve sapklarn yoluna (ki bu da baka
bir yne sapmaktr) deil. Bu hakikatler maherde
aka ortaya kacaktr. ncelik, keskinlik ve zulmet
asndan tavsif edilerek nakledilen cehennemin
zerinden
geen
srat,
bu
cihandaki
sratul
mstakimin batndr. Ne kadar ince ve zulmani bir
yoldur! Ve biz geri kalmlar iin ondan gemek ne
kadar da sorun ve zordur. Ama hi bir sapmaya
uramadan bu yolu kat edenler ise zerinden
getiimizde cehennem snk idi diyorlar. Herkesin
bu
srattan
hayattayken
gerekletirdii
seyri
miktarnca o alemde ite bu seyir tecessm edecek,
yansyacaktr.
eytann yalanc mit ve gururlarn kenara brak
kendi amellerim slah etmeye ve kendini tehzib ve
tezkiye etmeye al ki g olduka yakndr. Gafil olduun takdirde geen hergn karsnda ge kalmsn
demektir. Sen niye hazrlanmyorsun diye itiraz
etme,sen denilene bak, diyene deil
Ben her ne isem kendimeyim. Dierleri de yle,
herkesin cennet ve cehennemi kendi amellerinin neticesidir. Neyi ektiysek onu bieceiz, insann ftrat ve
yaratl istikamet, doruluk ve gzellik zeredir.
Hayr sevmek insann mayasnda ve ftratnda vardr.
Ama biz kendimizi bu ftrat sapmaya srklemekte,
bizzat kendimiz hicablar germekte ve kendi azmz
kendi ellerimizle rtmekteyiz.
Bu sratta olan aklarn hepsi
Hayat emesii! aryorlar hepsi
Hakk isterler ama kendileri onu bilmezler.
Suda Frat'n peindedirler hepsi1
1

Sahife-i mam, c. 18, s.. 448-450, mamn Fatma Tabatabaiye mektubu (26, 5,
1984)

191

Gayril Mazubi Aleyhim Veled Daallin Ayetinin Tefsiri


Bu taraf grp br taraf gremeyen kimseler naks kimselerdir.
bizleri doru yola hidayet et; gazaba urayanlarn ve sapklarn
yoluna deil. Bir rivayette de yer aldna gre (doru olup
olmadn bilmiyorum) gazaba uramlardan kast Yahudiler ve
sapmlardan kast ise Hristiyanlardr.1 Her ne kadar onaylayamasam
da bakalarndan nakledildii zere bir rivayette Allah Resul (s.a.a)
yle buyurmutur: Kardeim Musann sa gz grmyordu,
kardeim sann ise sol gz grmyordu, ben ise iki gze sahibim.
Bu rivayeti tevil etmek isteyen kimseler yle diyorlar: Tevrat
daha ok maddi, siyasi ve dnyevi ilere matuf olan bir kitapt.
Grdnz gibi Yahudiler de iki elle dnyaya sarlmlar ve dnyay
ele geirmeye almaktadrlar. Amerikay da onlar talan
etmektedirler. ran da u anda onlar yemektedirler, ama yine de
doymamaktadrlar. Her yeri ve herkesi yiyorlar. sann kitab ise daha
ok maneviyata ve ruhaniyete ynelik bir kitapt. Bu adan da tabiat
taraf olan sol taraf grmyordu.
Elbette ben bu tabirin Peygamberden (s.a.a) bu ekliyle ktn
syleyemem; ama byle sylediini nakletmilerdir. Yani tabiattan
ibaret olan sol cihete hi tevecch etmemitir veya az tevecch
etmitir. Hz. Musa ise tabiat gerei maddiyata daha fazla tevecch
etmitir ama ben iki gze sahibim yani hem manevi cihetlere ve
hem maddi cihetlere. Grdnz ahkam ve hkmler de bunun en
ak kant ve ahididir. slamn hem manevi hkmleri vardr hem de
bir ok siyasi hkmleri vardr.2

Mecmeul Beyan, c. 1, s. 30, mezkur ayetin tefsirinde


mamn (r.a) 28, 9, 1977 tarihindeki konumasndan. Sahife-i mam, c. 3, s.
226-227
2

192

Kaynaka

Krk Hadis, 77
Usul-i Kafi, 16, 53, 69, 78, 236
naud Devair, 37, 38
Tevilatul Kuran, (Tevilul Ayat) 94
Tevhid, 7, 69
Tevrat, 255
Risale-i Urvetul Vuska, 80
erh-i Kayseri Ber Fususul Hikem-i bn-i Arabi, 217
Mecmeul Beyan, 88, 95
Mefatihul Cinan, 151
Menazilus Sairin, 116
Nehcul Belaa, 151

193

Bibliyografi
Adabus Selat, mam Humeyni (R.A) mam Humeyninin
Eserlerini Dzenleme Ve Yaymlama Kurumu, H.K 1370
sbatul Hidat Bin Nusus Vel Mucizat, Muhammed B. Hasan
Hurrul Amili, Kum Darul Kutubul slamiyye
Krk Hadis, mam Humeyni, mam Humeyninin Eserlerini
Dzenleme Ve Yaymlama Kurumu, H. 1371
Esrarul Hikem, Hac Molla Hadi Sebzevari, Kitabfuriiyi
slamiye, H. 1362
Esrarus Selat, Mirza Cevad Meliki Tebrizi, ntiarati
Ferhumend, Tahran, H. K 1391
Esfarul Erbein, Sadruddin Muhammed irazi, Mektebetul
Mustefevi, Kum, Usul-i Kafi, Muhammed B. Yakub, Kuleyni,
Darulkutubulislamiyye, Tahran, H. K. 1388
kbalul Amal, Seyyid Ali B. Tavus, Ta Basks, H. K 1312
Emsal Ve Hikem, Ali Ekber Dehhuda, Emir Kebir Tahran, H.
. 1375
naud Devair, Muhyiddin B.Arabi, Tebi Fi Medineti
Leydunil Merus, Beril Matbaas, H. K. 1339
Biharul Envar, Muhammed Bakr Meclisi, Muessesetul Vefa,
Beyrut
El-Burhan Fi Tefsiril Kuran, Seyyid Haim Behrani,
smailiyan, Kum
Besairud Derecat, Muhammed B. Hasan Sefar, Menuratul
alemi,Tahran, H. K. 1362
Et-Tibyan Fi Tefsiril Kuran, Muhammed B. Hasan Tusi, DarU hyaut Turasil Arabi, Beyrut
Tefsirus Safi, Molla Hasan Feyzi Kaani, Muessesetul
alemi, Beyrut
Tefsirul Ayyai, Muhammed B. Mesud Ayyai, Muessesetul
alemi, Beyrut, H. K. 1411
Tefsirul Kebir, mam Fahrur Razi, Darul Fikr, Beyrut
Tefsir-i Nurus Sakaleyn, Abdul Ali b. Arusi Huveyri, Tashih
Ve Talik Seyyid Haim Resuli Mehellati, El-Matbaatul lmiyye Kum
194

Et-Tevhid, Muhammed B. Ali alalibin Babeveyh, Defter-i


ntiarat- slami, Kum, H.. 1361
Camilul Ahbar, eyh Tacuddin Muhammed B. Muhammed
eiri, Mektebetul Haydariye, Necef, H.K. 1385
Camiu evahid, Muhammed Bakr erif Erdekani, Kitab
Furui-Yi Sekafi, sfahan
El-Camius Seir Fi Ehadisul Beirun Nezir, Celaluddin
Abdurrahman Suyuti, Kahire, H.K. 1373
El-Hilaf, Muhammed B. Hasan Tusi, ntiarati smailiyan,
Kum
Ed-Durrul Mensur Fi Tefsiri Bil Mesur, Celaluddin
Abdurrahman Suyuti, Kitabhane-i Ayetullahil Uzma, Necefi-i Merai,
Kum, H. K. 1404
Divan-i Ebul Atahiyye, Tahkik, Dr. ukri Feysal, Mektebetud
Darul Melh Dimek
Risale-i Urvertul Vuska, eyh Bahaiddin Amili, Ta Basm
Hac eyh Ahmed irazinin abalar le, H. K. 1321
Siretul Helbiye, Ali Bin Burhanudiin Halebi, Darul Marifet,
Beyrut
erhil arat Ve Tenbihat, Hac Nesiruddin Tusi, Darul
Mearif, Kahire
erh-i Ala Mieti Kelime, bni Meysem Behrani, ntiarati
slami, Kum
erh-i Fususil Hikem, Mahmut Bin Davud-i Kayseri,
ntiarati Ferhumend, Tahran, H. K. 1391
erh-i Gulen-i Raz, Muhammed Lahici, Kitabfurui
Mahmudi, Tahran
erh-i Muhtasar Menzume, ehid Murtaza Mutahari, ntiarati
Hikmet, H. K. 1361
erh-i Menzume, Molla Hadi Sebzevari, ap-i Nasiri
erh-i Menazilis Sairin, Molla Abdurrazzak Kaani, ntiarati
Hamedi, Tahran
evahidir Rebubiye, Sadrul Muteellihin, Seyyid Celaliddin
Atiyaninin Tashihiyle, Merkez-i Ner-i Danegahi, Tahran
Sahih-i Muslim, Muslim Bin Haccac-i Neyaburi, Darul Fikr,
Beyrut, H. K. 1412
195

Sahife-i Seccadiye, (mam Seccadn -a.s- Dualar), ntiarati


Huseyniye-i rad, Tahran
Urvetul Vuska, Seyyid Muhammed Kazm Yezdi, Mekteb-i
Vukela-i mam Humeyni, Beyrut, H. K. 1385
lelu erayi, Muhammed Bin Ali Bin Babviye (Sadduk),
Mektebetul Heyderiye, Necef, H. K. 1385
lmul Yakin, Molla Muhsin Feyz-i Kaani, ntiarati Bidar,
Kum, H. K. 1385
Avaliel Leali, bni Ebi Cumhur Ehsayi, Matbaat-i Seyyidi
uheda, Kum, H. K. 1403
Uyun-i Ahbarir Rza (a.s), Muhammed Bin Ali Bin Babviye,
(Tashih: Seyyid Mehdi Huseyni), ntiarati Cehan, Tahran
Gurerul Hikem Ve Durerul Kelem, Abdulvahid Amedi,
Danegahi Tahran, H. K. 1366
Futuhatil Mekkiye, Mehiyiddin Arabi, Aratrma: Osman
Yahya, Heyetil Msrayyel Ame Lil-Kitab, H. K. 1410
Furui Kafi, Muhammed Bin Yakub-i Kuleyni, Darul
Kutubul slamiyye, Tahran, H. . 1367
Fellahis Sail, Seyyid Ali Bin Tavus, Defter-i Tebligat-i slami,
Kum
El-Kiaf, Mahmud Bin mer Zemoheri, Darul Fikr
Kelemet-i Meknune, Feyz-i Kaani, (Tashih Ve Talik:
Azizullah Atarodi Kuani), ntiarati Ferahani, Tahran, H. . 1360
Mecmeul Beyan Fi Tefsir-i Kuran, Fezl Bin Hasan Tebersi,
Kitabhane-i Ayetullahul Uzma Merei Necefi, Kum, H. K. 1403
El-Mehasin, Ahmed Bin Halidil Berki, Darul Kutubul
slamiyye, Kum
Muhcetul Beyza Fi Tehzibil Ehya, Feyz-i Kaani, Defter-i
ntiarati slami, Kum
Meratul Ukul Fi erh-i Ahbar-i Alir Resul, Molla
Muhammed Bakr Meclisi, Tashih: Seyyid Haim Resuli, Darul
Kutubul slamiyye, Tahran, H. . 1363
Mirsadul bad Minel Mebde lel Mead, eyh Necmeddin
Razi, Ketabhane-i Senayi, Tahran, H. . 1363
Mustedrekul Vesail, Mirza Hseyin Nuri, Muessesetul Alul
Beyt (a.s), Kum, H. K. 1407
196

Mustemsikil Urvetil Vuska, Seyyid Muhsin-i Hekim, Darul


Kutubul lmiye, Kum, H. K. 1389
Meariki Envaril Yakin Fi Esrar-i Emirel Mminin, Hafz
Receb Beresi, Muessesetul elemi, Beyrut
Mesariil Mesari, Hac Nesiruddin Tusi, Mektebeti Ayetullah
Merei, Kum, H. K. 1405 / H. . 1364
Misbahu erie, mam Sadka (a.s) Mensup, Merkez-i
Neril Kitab, Tahran, H. K. 1379
Misbahul Muctehid Ve Silahul Mutaabbid, Muhammed Bin
Hasan Tusi, Ta Basm
Misbahul Hidaye Ve Miftahul Kifaye, zzuddin Muhammed
Bin Ali Kaani, aphane-i Meclisi ura-i Milli
Meaniyel Ehbar, Muhammed Bin Ali Bin Babviye, Defter-i
ntiarat-i slami, Kum, H.. 1361
Mukaddeme-i Kayseri, Mahmud Bin Davud Kayseri, Ta
Basks
Men La Yahzuruhul-Fakih, Muhammed Bin Ali Bin Babviye,
Dar-i Sab Ve Darut Tearuf, Beyrut, H.K. 1401
El-Mizan Fi Tefsir-i Kuran, Muhammed Hseyin Tabatabayi,
Muessesetul elemi, Beyrut
Name-i Danevaran, Nasiri, Kacar Dnemindeki Bir Takm
Alimler Ve Bilginlerden, Darul Fikr, Kum, kinci Bask
Nakdun Nusus, Abdurrahman Bin Ahmed Cami, Tashih:
William Chitik, Encumen-i Felsefe-i ran, H. K. 1398
Nehcul Belaa, Telif-i Seyyid Rezi, Tercme: Feyzul slam
El-Vafi, Molla Mohsen Feyz-i Kaani, Mektebet-u Emirul
Muminin, Isfahan, H. K. 1406
Vesaili ia, Muhammed Bin Hasan Hurul Amili, Darul
yhait Turasul Arabi, Beyrut, H. K. 1391
Yenabiel Meveddeh, Hace Kelan-i Kenduzi, Muessesetul
elemi, Beyrut

197

indekiler
Yaymcnn Notu...............................................................................................11
Birinci Blm....................................................................................................11
Hamd Suresinin Tefsiri.....................................................................................11
(Srrus Salt Kitabndan).................................................................................11
Hamd Suresindeki Baz Srlara Ksa Bir aret................................................13
Vasl..................................................................................................................15
kinci Blm......................................................................................................21
Hamd Suresinin Tefsiri.....................................................................................21
(Adabus Salat Kitabndan)..............................................................................21
Mbarek Hamd Suresinin Ksaca Bir Tefsiri....................................................23
rfani nceleme.................................................................................................30
Aratrma ve Sonu.........................................................................................31
Rivayet ve nceleme........................................................................................37
Sonu...............................................................................................................39
Uyar.................................................................................................................43
Bir Baka Uyar................................................................................................45
man kaz........................................................................................................48
Felsefi Aratrma..............................................................................................53
Ar ile lgili lham..............................................................................................56
rfani Tenbih.....................................................................................................57
Edebi Tembih...................................................................................................58
rak Uyar.......................................................................................................60
rfani Bir Aratrma...........................................................................................62
Bir Uyar ve Bir Nkte......................................................................................63
rfani Bir Fayda.................................................................................................64
man Bir Uyar.................................................................................................65
Fkhi Bir lke.....................................................................................................66
Bir Fayda..........................................................................................................67
Nursal Bir Uyar ve rfan Bir Nur.....................................................................71
mani Bir Uyar!................................................................................................72
rfani Bir Uyar..................................................................................................75
Meseleyi Kavratmak in Bir Sz Nakli............................................................77
Son...................................................................................................................79
Son ve Tamamlayc Bilgi.................................................................................81
nc Blm..................................................................................................85
198

Hamd Suresi le lgili Tefsir Dersleri.................................................................85


Birinci Ders.......................................................................................................87
Talanm eytandan Allaha snrm............................................................87
Talanm eytandan Allaha snrm............................................................89
kinci Oturum..................................................................................................102
nc Oturum..............................................................................................115
Drdnc Oturum..........................................................................................132
Beinci Oturum..............................................................................................144
Drdnc Blm............................................................................................157
mamn Dier Eserlerinde.............................................................................157
Hamd Suresi le lgili Aklamalar.................................................................157
Hamd Suresinin Fazileti ve Ehemmiyeti..........................................................88
Besmelenin Tefsiri............................................................................................90
Er-Rahmanir-Rahim Ayetinin Tefsiri.............................................................96
Maliki Yevmiddin Ayetinin Tefsiri..................................................................105
yyake Nebudu ve yyake Nestein Ayetinin Tefsiri......................................107
Gayril Mazubi Aleyhim Veled Daallin Ayetinin Tefsiri..............................124
Kaynaka.......................................................................................................125
Bibliyografi.....................................................................................................126

199

You might also like