You are on page 1of 30

IAQ

ve
TEMİZ ODA TEKNOLOJİSİ

M.Haluk SEVEL
Mak.Müh.
IMEKSAN Ltd.Şti
ÖNSÖZ

Son kırk yıl içinde değişen ve gelişen teknolojiler temiz oda teknolojisinde ve iç hava
kalitesinde yeni gereksinimleri ortaya çıkarmıştır. Geçmişte temiz odadın karşıtı
yalnızca sterilizasyon iken geçen süre içinde bu husus büyük ölçüde değişmiş, tam
klimatizasyon, havanın filtrelenmesi ve sterilizasyon eski uygulamanın yerini almıştır.
Bu küçük kitapçık 2006 yılında gerçekleştirilen ilk baskının güncelleştirilmiş ve
geliştirilmiş baskısı olup ısı transferi, akışkanlar mekaniği, klima sistemleri tasarımı ve
psikrometrik proseslerde yeterince bilgisi ve temeli olan mühendislere yardım amaçlı
olarak hazırlanmıştır. Bu kitabın amacı ilgili mühendislere temiz odalarda ve özellikle
ameliyathanelerde kullanılan sistem ve ekipmanlar hakkında kısa bilgi aktarımında
bulunmaktır. Daha detaylı bilgiler için okuyucuların kitabın arka sayfasında verilen
ilgili standartlara refere olmaları önerilir.

M. Haluk SEVEL
SOLUDUĞUMUZ HAVA TEMİZ Mİ?
Yaşadığımız dünyada atmosferden soluduğumuz hava temiz değildir. İçinde polenler, bakteriler,
çeşitli canlı ve ölü mikroorganizmalara, tozlar, buharlaşma sonucu oluşan su zerrecikleri, endüstriden
kimyasal reaksiyonlar neticesi oluşan veya üretim işlemleri neticesi ortaya çıkan tanecikler
bulunmaktadır. Bunların tamamı soluduğumuz havayı kirletici özellikteki maddelerdir.

Kapalı mahallerde de solunan hava temiz değildir. Yukarıda belirtilen maddelerin bir bölümü sızma
sonucu içeriye girmektedirler. Ayrıca içeride bulunan insanlardan ve eşyalardan da dışarıya tanecikler
yayılmaktadır. İnsanların üzerinden, deri ve giysilerinden, kullanılan parfümden kalkan tanecikler,
nefes alıp vermekle ortaya çıkan emisyonlar büyük boyutlardadır. Örneğin normal hareket eden bir
insan dakikada 1.000.000’ın üzerinde (0,3 μm’den büyük) tanecik yaymaktadır. Bunun en az 1000
adedi çoğalabilen bakteriler veya mikroorganizmalardır. Temizlik kurallarına uyularak ve özel
elbiseler giyerek bu tanecikleri ve emisyonlarını azaltmak mümkündür, ancak hiçbir zaman tamamen
yok edilemezler.

Tablo-1:İnsanlardan tanecik emisyonu

İnsanın yaptığı hareket türü Tanecik emisyonu/dakika


d>0,3μm
Ayakta veya oturarak hareketsiz durma 100 000
Oturarak baş, el ve kolu hafifçe oynatma 500 000
Oturarak vücut, kolu ve ayakları oynatma 1 000 000
Ayakta ve vücud tam hareketli 2 000 000
Saatte 3,5 km hızla yürüme 5 000 000
Saatte 6 km hızla yürüme 7 500 000
Saatte 9 km hızla koşma 10 000 000
Spor veya jimnastik yapmak 15 ila 30 000 000

Temiz hava konusunda, odanın kullanım amacına göre istenmeyen zararlı taneciklerin boyutları ve
cinsi farklıdır. Örneğin sağlık açısından önemli olan bir ortamda, hastanelerde, ameliyathanelerde, ilaç
fabrikalarında, biokimya laboratuvarlarında öncelikle havada bulunan bakteri ve virüslerin
temizlenmesi, mahaller arasında mikrop taşınmasının engellenmesi sağlanmalıdır.

Elektronik endüstrisinde ise durum farklıdır. Burada taneciklerin biolojik etkisi değil, fiziksel etkisi
önemlidir. Teknolojinin ilerlemesiyle integre devrelerde hat genişlikleri hergün biraz daha
küçülmektedir. Genel kural olarak hat genişliğinin onda biri veya daha büyük çaptaki tanecikler devre
için öldürücü olmaktadır. İntegre devreler için 1970’li yıllarda 0,5 μm tanecikler zararlı olurken
1990’lı yıllarda 0,02 μm çapındaki tanecikler devreler için zararlı olmaya başlamıştır.

TEMİZ ODA TASARIMINDA DİKKATE ALINACAK PARAMETRELER


Temiz oda tasarımında dikkate alınacak parametrelerin başında ortamda bulunacak maksimum tanecik
konsantrasyonu ve çapı gelir. Bunun dışında sıcaklık, nem, ses şiddeti, basınç ve benzeri parametreleri
de kontrol altında tutmak gerekir.

Sıcaklık: Sıcaklığı kontrol etmede iki amaç vardır.Birincisi içeride çalışan insanların konforunu
korumak, yani üşümemelerini veya terlememelerini sağlamaktır. İkincisi ise ameliyathane ve
laboratuvarlarda, elektronik sanayiinde birçok işlem sıcaklığa aşırı duyarlıdır. Örneğin
ameliyathanelerde kan pıhtılaşması, biokimya laboratuvarlarında bakteriler ile yapılan testler belirli
sıcaklıklarda yapılabilmektedir. Hayvan laboratuvarlarında hayvanları yaşatma ve üretme için belli
sıcaklıklar gerekmektedir. Elektronik sanayiinde metallerin sıcaklık farklılıklarından dolayı genleşme
neticesi doğacak hataları, metal ölçüm ve kalibrasyon laboratuvarlarında metallerin genleşmesinden
dolayı oluşabilecek ölçüm hatalarını önlemek, kontrol altına alabilmek için sıcaklığın kontrolu ve sabit
tutulması gerekir.

Bağıl nem: Bağıl nemi kontrol etmede iki amaç vardır. Birincisi gerekli konfor şartlarını sağlamaktır.
İkincisi ise proses gereğidir. Düşük bağıl nemli ortamlarda insanların ağız ve boğazları kuruyacaktır.
Bu da çalışılan iş üzerindeki konsantrasyonu azaltabilecektir. Yüksek bağıl nemli ortamlarda ise
metabolik dengeyi sağlamak için gerekli olan deriden terleme azalacağından yine çalışma düzeni
etkilenecektir.

Yine ortamdaki bağıl nemin etkilediği bir fiziksel özellik te statik elektriktir. Bu da elektronik
cihazların çalışması üzerinde etkili olur. Ayrıca “microchip” imalatına da etkisi olabilmektedir. Bu
nedenle bağıl belirli seviyelerde tutulmasına çalışılır.

Eğer özel bir kriter yoksa temiz odada seçilen sıcaklık değerleri 22 oC (20-24oC) ve bağıl nem %45
(%40-55) olmalıdır. Genel amaçla kullanılan odalarda sıcaklığın ±1 oC, nemin ise ±%5 toleransla
tutulmasına çalışılır. Eğer odalarda herhangi bir nedenle hassasiyet gerekiyorsa bu toleranslar ±0,3 oC
ve ±%2’ye kadar düşürülebilir.

Hava hızı ve basınçlandırma: Ayrıca yine temiz odalarda oda basıncı ve oda içindeki hava hızı da
kontrol altında tutulmak istenir. Oda pozitif basınç altında tutularak sızma yoluyla pencere veya kapı
gibi yerlerden mahal içerisine kirli ve tozlu havanın girmesi engellenir. Bu işlemi üfleme ve dönüş
havası arasında debi farklılıkları yaratarak gerçekleştirmek mümkündür. Bu sayede odadan emilen
hava üflenenden daha düşük olacağı için o hacimde positif bir basınç yaratılmış olacaktır. Hassas
sistemlerde bu özellik bir fark basınç presostatı kontrol edilebilir. Mahalde, örneğin bir kapı açılması
nedeniyle positif basınç farkının azalması ve bunun neticesi infiltrasyon tehlikesi durumunda presostat
bunu algılayacak ve basıncı arttırıcı sistemleri devreye sokacaktır. Bu uygulama için kullanılan
presostatlar genelde oransal karakteristiklidir. Presostat mahaldeki basınç düşümünü hissederek
gerekli işlemlerin yapılmasını sağlar. Bu işlemler kanal üzerinde bulunabilecek bir damperin daha
fazla açılarak, özel bir basınçlandırma fanını devreye sokarak bu hususu gerçekleştirebilir. Bu sistem
değişken hava debili bir sistemdir. Positif basınç farkı değişen hava debisi ile sağlanmaktadır. Hava
debisinin değişmesi fan girişindeki hareketli kanatçıklara (inlet guide vanes), oransal kontrollu frekans
değiştiriciler aracılığıyla fanın elektrik motoruna kumanda ederek veya fanla birlikte değişken hava
debisi (VAV) kutularının kontrolu ile sağlanır.

Bu nedenle oda içerisine verilen ve egzost edilen havanın mümkün olduğu kadar az değiştirilmesini
sağlamak gerekir. Sistemde bulunan filtrelerin kirlenmesi ile odaya daha az hava üflenmesi pozitif
basınçlandırmayı engellemeye çalışacağı için filtrelerin ömürleri ve kirlilikleri kontrol edilmelidir.

Tablo-2’de de görüldüğü gibi, hava akışı en temiz ortamdan kirlilik dereceleri daha yüksek olan
ortamlara doğru olmalıdır. En temiz ortamdaki statik basınç değerinden az kirli ortamdaki statik basınç
değerine göre kademeli bir basınç düşüşü sağlanmalıdır. Temiz odalar kullanılmadığı zamanlarda,
örneğin gece veya hafta sonlarında, oda içerisindeki pozitif basınçlandırmayı ve basınç farklarını
sağlamak için önlem alınmalıdır. Büyük sistemlerde çift devirli motor kullanarak bunu yapmak
mümkündür. Küçük sistemlerde ise pozitif basınçlandırma fanları kullanarak bu husus sağlanabilir.
Ancak bu arada sıcaklık konusuna dikkat etmek gerekir.

Temiz odanın basınç altında tutulabilmesi ve daha kirli ortamdan steril ortama doğrudan hava akışı
olmaması için hava kilidi (air lock) adlandırılan çift kapı yöntemi uygulanmalıdır. Bu yöntemde önce,
açılan kapı ile bir odacığa girilir. Daha sonra bu kapı kapatılıp diğer kapıdan temiz odaya geçilir.
Kapıların ikisinin aynı anda açılmasını önlemek gereklidir. Bu oda soyunma-giyinme odası olarak ta
kullanılabilir (bkz. Şekil-1).
TABLO-2: Ameliyathane ve çevre odalar ile statik basınç farklılıkları ve hava akışı
Temiz odalarda önemli parametrelerden biri de ses şiddetidir. Temiz odalarda hava debileri çok
yüksek olmaktadır. Laminer hava akışlı odalarda ses şiddetinin 65 dB(A)nın altında olması istenir. Ses
şiddetinin önemli olduğu durumlarda, olması gereken ses şiddetine uygun olarak sistem dizayn edilir.
Örneğin ameliyathanelerde ses şiddeti 40dB(A) olarak tasarlanabilir. Eğer sistemde elektronik
mikroskop gibi çok hassas cihazlar kullanılmakta ise ses siddetinin yanında ayrıca mekanik titreşimleri
de kontrol etmek gerekir.

Hava hızları, temiz odalarda akımın laminer veya türbulanslı olması durumu ile bağlantılı olduğu için
önemlidir. Odanın saatteki hava değişimi ile hava hızı ilgilidir. Sürekli olmayan bir tanecik
kaynağından çıkan taneciklerin ortamda kalma süresi ve ortamdaki havanın etkili karışması da yine
hava hızının fonksiyonudur.

Bu sayısal parametreler birbirinden bağımsız değildir. Örneğin sıcaklığın yüksek, bağıl nemin düşük
olduğu bir ortamda insanların derileri kuruyacağınan deri dökülmesinden oluşan tanecik
konsantrasyonu artacağı gibi, terleeme yoluyla çıkacak buhar ve mineraller (tuz gibi) de artacaktır.
Benzer şekilde hızın çok yüksek olması da eşya ve giyeceklerin yüzeyinden kopan taneciklerin
miktarını arttıracaktır.

Buradan da çıkarılacağı gibi, temiz oda, duvarlar, tavan, döşeme, mobilyalar, kullanılan cihazlar,
içeride çalışan insanlar ve içeriye verilen hava ile kontrol edilmek istenen kompleks bir sistemdir.

TEMİZ ODALARLA İLGİLİ STANDARTLAR


Bir ortamın temiz oda haline getirilmesi çok pahalı bir işlemdir. BU nedenle temiz odalar belli
standartlarla tanımlanmıştır. Temiz odaların sınıflandırılmasında ana kriter, ortam havasının metre
küpünde bulunabilecek tanecik çapı ve konsantrasyonudur. Havada bulunabilecek tanecik çapı ne
kadar küçük ve konsantrasyonu ne kadar az olursa sistem de o kadar pahalıya mal olacaktır. Bu açıdan
bakıldığında bir ameliyathane ile bir hasta odasının farklı sınıflandırılması gerektiği açıktır.

Temiz odalarla ilgili, çeşitli ülkelerde yayınlanan standartlar bulunmakla beraber, hepsinin temeli
1963 yılında ABD’de çıkarılan “US Federal Standart 209”dur. Daha sonra bu standart geliştirilmiş,
1988 yılında 209D ve 1992 yılında SI birim sisteminde 209E çıkarılmıştır.

US FEDERAL STANDART 209


“US Federal Standart 209” temiz odaları klaslara ayırmaktadır. Bu klaslamada temiz odalar klas 1, 10,
100, 1000, 10 000, 100 000 gibi klaslara ayrılır ve bu klaslar mahal hacminin metre küpünde 0.5, 0.3,
0.2 ve 0.1μm veya daha büyük taneciklerin sayısını göstermektedir. Standartta belirtilen, örneğin klas
10, klas 1000 gibi klasifikasyonlar 1 ft3 içindeki 0,5 μm büyüklüğündeki tanecik sayılarını
belirtmektedir.

Tablo-3: Temiz Odaların Sınıflandırılması (US Federal Standart 209)


Oda Klası 100.000 10.000 1.000 100 10 1
beher 5,0 um 30.000 3.000 300
metreküpte 0,5 um 4.000.000 400.000 40.000 4.000 400 40
maksimum 0,3 um 12.000 1.200 120
tanecik 0,2 um 30.000 3.000 300
sayısı 0,1 um 12.000 1200
Bu tablodaki değerlerin enterpolasyonuna izin verilmekte ancak ekstrapolasyona müsaade
edilmemektedir.

US Federal Standart 209’a göre oda standartları Tablo-3’de görülmektedir. Metrik olmayan bu
standart yerine metrik olan Federal Standart 209E geliştirilmiştir ve her ikisi birlikte kullanılmaktadır.
Bu yeni standartta 10, 100, 1000 gibi klaslar yerine M2,5, M3,5, M4,5 gibi notasyonlar
kullanılmaktadır. Buradaki “M” harfi standartın metrik olduğunu, SI birimlerini içerdiğini
tanımlamaktadır. “M” harfini takip eden sayılar ise bir metreküp hava içinde bulunabilecek 0,5µm ve
daha büyük çaptaki tanecik sayısının 10 tabanındaki logaritmasının virgülden sonra bir hane
yuvarlatılmış halidir. Örneğin 209’a göre Klas-10 bir temiz odada bulunmasına müsaade edilen
0,5µm 353’tür. Bu sayısının 10 tabanına göre logaritması 2,54777’dir. Bu sayının virgülden sonra tek
haneye yuvarlatılması ile 2,5 bulunur ve bu da US.290E’ye göre klas M2.5’dur.

Bu arada bir de ilgili ISO standartına değinmekte yarar vardır. EN ISO 14644-1 standardı 1999
Mayıs’ından beri yürürlüktedir. Bu standart ile temiz oda montajı, parçacık büyüklüğü ve sayısı,
konsantrasyonu belirlenmektedir. Bu standart tablo-4’de görülmektedir.

Tablo-4: EN ISO 14644-1’e göre temiz odaların sınıflandırılması


ISO 1 m3 havada maksimum parçacık konsantrasyon sınırları
sınıflandırma Aşağıdakiler eşit veya daha büyük olanlar
numarası 0.1 mic. 0.2mic 0.3mic 0.5mic 1 mic 5 mic
ISO-Klas 1 10 2
ISO-Klas 2 100 24 10 4
ISO-Klas 3 1.000 237 102 35 8
ISO-Klas 4 10.000 2.370 1.020 352 83
ISO-Klas 5 100.000 237.000 10.200 3.520 832 29
ISO-Klas 6 1.000.000 102.000 35.200 8.320 293
ISO-Klas 7 352.000 83.200 2.930
ISO-Klas 8 3.520.000 832.000 29.300
ISO-Klas 9 35.200.000 8.320.000 293.000

Benzeri bir standart da Almanlar’ın VDI 2083/1’idir. Bu dört standartın mukayesesi aşağıdaki Tablo-
5’de verilmiştir.

Tablo-5: Standartların karşılaştırılması


ISO Klas.No. Fed Std. 209 Fed Std. 209E VDI 2083/1
ISO-Klas 1
ISO-Klas 2 0
ISO-Klas 3 1 M1.5 1
ISO-Klas 4 10 M2.5 2
ISO-Klas 5 100 M3.5 3
ISO-Klas 6 1.000 M4.5 4
ISO-Klas 7 10.000 M5.5 5
ISO-Klas 8 100.000 M6.5 6
ISO-Klas 9 1.000.000 7

Sistemin gerektirdiği hallerde Tablo-5’de bulunan klasların dışında da klas belirlemek mümkündür.
Örneğin M2.2, M4.3 gibi. Tanımlama yine diğer klaslarda olduğu gibi 0.5 mikron çapındaki
taneciklerin konsantrasyonu esas alınarak yapılacaktır. Diğer tanecik çapları ise Tablo-4’tekilere
orantılı olacaktır. Bu birimlerin hesabında aşağıdaki formül kullanılabilir.

Cn = 10M(0.1/d)2.08
Cn=Tanecik adedi / m3
M=SI birimindeki klas notasyonu
D= mikron olarak tanecik çapı
Klas M1’den daha temiz ortamlar için ise 0.5 mikron dışındaki tanecik konsantrasyonları M1
klasındakilere orantılı olacaktır.

Tablo-3’de ve Tablo-5’de bulunmayan klaslarda çalışan temiz odaların temizliklerinin saptanmasında


aşağıdaki yöntemler uygulanır.

a) Klas M4,5 (Klas 1000) den daha temiz olmayan odalarda ölçümler 0,5micron ve daha küçük
çaplar için yapılabileceği gibi arzu edilirse 5 mikron ve daha büyük çaplar için de yapılabilir.
b) Klas M4,5 (Klas 1000) ile Klas M3,5 (Klas 100) arasındaki odalar için ölçüm 0,2micron ve daha
büyük, 0,3micron ve daha büyük, 0,5micron ve daha büyük tanecik gruplarından biri veya ikisi
için yapılarak oda sınıfı belirlenecektir.
c) Klas M3,5 (Klas 100) den daha temiz odalar için ise ölçüm 0,1micron ve daha büyük, 0,2micron
ve daha büyük, 0,5micron ve daha büyük çap gruplarındakiler için yalnız bir grup, istendiği
taktirde iki grup için ölçüm yapılacaktır.

Birden fazla tanecik çapında ölçüm yapılmasının kararını kullanıcı verecektir. Ölçümler yapıldıktan
sonra örneğin Klas M2,5 demek yeterli değildir. Ölçümün hangi çap grubunda yapıldığının
belirtilmesi gerekmektedir. Örneğin Klas M2,5(0,3m ve 0,5m) olarak tanımlanan bir odanın
havasının bir metrekübünde 0,3micron ve daha büyük çaplarda 1020, 0,5micron ve daha büyük
çaplarda ise 352 tanecikten fazlası bulunmamaktadır.
TEMİZ ODALARIN TASARIMI
Daha önceki bölümlerde temiz odaları belirleyen parametreler, bu parametrelerin ışığı altında bu
odalardan neler beklendiği ile temiz oda standartları hakkında bilgiler verilmeye çalışıldı. Bu bölümde
ise bir temiz odanın tasarımında inşai olarak dikkat edilmesi gereken konular, insanların giysileri,
temiz oda klima tesisatı ile bu odaların işletmeye alınması ele alınacaktır.

İNŞAAT MALZEMELERİNİN SEÇİMİ:


Temiz oda konseptinin ilk çıktığı günlerde bu kavramdan anlaşılan şey odanın çevresindeki hacimlarla
beraber steril olarak tasarlanmasıydı. Ancak bu yaklaşım son derece pahalı ve işletme açısından zor
olduğundan zamanla yerini odanın özelliklerine göre tasarlanmış özel bir klima sistemini haiz, hava
kilitleri, eksfiltrasyon ve pozitif basınçlandırma ile cevresindeki diğer kullanım alanlarından ayrılmış
daha küçük hacımlara bırakmıştır. Daha sonra ele alacağımız klima sistemlerinden önce inşaat
malzemelerinin seçimlerini ele alalım. Bu malzemelerin toz ve kimyasal buhar çıkaran cinsten
olmaması, yüzeylerin toz tutmaya müsait olmayacak tarzda pürüzsüz ve gözeneksiz olması
gerekmektedir. Bu malzemelerin mümkün olduğunca büyük parçalardan olması, ek yerlerinin asgaride
tutulması da dikkat edilecek hususlardan biridir.

Klasik duvar malzemesi kullanıldığı taktirde satıhların vinyl koruyucu tabaka veya formika gibi
malzemelerle kaplanması gerekir. Kaplama yerine yüzeylerin özel boya ile boyanması önerilmemekle
beraber asgariden kabul edilebilir bir yöntemdir. Boya olarak en çok epoksy boyalar kullanılmaktadır.
Duvarlarda kulanılabilecek malzemeler paslanmaz çelik veya eloksallı aluminyum levhalar ve
kırılmaya dirençli camdır.

Temiz oda yapımında en dikkat edilmesi gereken yer döşemedir. Döşemenin temizlenmesi, eşyaların
hareketi ve insanlar bu satıh üzerinde negatif etki yaparlar. Bunun neticesi bozulan satıh kalitesi daha
fazla tanecik üretir. Bu nedenlerle çizilmeyen, çatlamayan, aşınmayan, mekanik ve kimyasal efektlere
dayanıklı malzemeler seçilmeli ve kullanılmalıdır. Bunun en kolayı içinde az miktarda uçucu madde
bulunan yumuşak vinyl kaplamalardır.

Bunun diğer bir alternatifi de kimyasal maddelere dayanıklılığı nedeniyle epoksi maddelerdir.
Antistatik özellikleri de bu maddeyi tercih edilenler grubuna sokar.
Diğer bir zemin uygulaması da çelik ve aluminyum konstrüksiyondan yapılmış yükselmiş
döşemelerdir. Bu uygulamada satıh aluminyum veya vinyl kaplanır, satıhta bırakılan delikler
vasıtasıyla dönüş havasının döşemeden alınması sağlanabilir.

Tavan konstrüksiyonu ise diğer yapı elemanlarından çok farklıdır. Aydınlatma armatürleri,
sprinklerler, hava kanalları, üfleyici menfezler, HEPA filtreler gibi dinamik elemanları gizlemek için
asma tavan kullanılır. Satıhlarda aynen duvarlarda olduğu gibi toz yapışmasına engel olacak tarzda
vinyl, formika, epoksi ve polyester gibi malzemeler kullanılmalıdır. Tesisata müdahale edebilmek için
uygun yerlerde 600x600mm ebadında kontrol kapakları bulundurulmalıdır. Kapaklar tavan arası
malzemeden gelebilecek tanecikleri içeri iletmeyecek tarzda hermetik olmalıdır.

PERSONEL GİYSİLERİ:
Temiz odada çalışacak personel odaya girmeden önce el ve yüzünü lanolinli sabun ile yıkayarak
temizlemeli ve nemlendirmelidir. Bu işlem için solvent ve deterjanlar uygun değildir.

Personelin makyaj malzemesi veya cilt ilacı kullanmasına, oda dahilinde sigara içilmesine ve herhangi
birşeyin yenilip içilmesine izin verilmemelidir. Sigara içme alışkanlığı olan bir kişi son sigarasını
içtikten en az bir saat sonra odaya girebilmelidir., aynı şekilde sigara içilen hacimlerde bulunmamış
olmalıdır.

Günlük yaşamda giyilen pamuklu ve yünlü kumaşlardan yapılmış giysiler yaydıkları taneciklerden
dolayı temiz odalar için uygun değildirler. Bu nedenle temiz odalarda sentetik kumaşlardan yapılmış
özel giysiler kullanılır.

TEMİZ ODALARIN PROJELENDİRİLMESİ ve HAVA DAĞILIMI


Temiz odalarda hava dağlılımı iki temel şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu şekiller aşağıdaki gibi
özetlenebilir.
a) Laminer akımlı sistemler
b) Türbülans akımlı sistemler

Laminer hava akımlı klima tesisatı en ideal tesisattır. Ancak ileride anlatacağımız gibi hava hızının
0.5m/s olması ve odanın kesitinin tamamında istenen değerin elde edilmesi mecburiyeti hem hava
debilerini büyük ölçüde arttırmakta hem de sistemi çok pahalı duruma getirmektedir. Örneğin 6x5
metre ebadında, 3m yüksekliğindeki bir temiz oda uygulamasında yatay laminer sistem uygulaması
yapıldığında 27.000m3/h ila 30.000m3/h hava debisi gerekmektedir. Bu da mahal havasının bir saatte
300 ila 333 defa değiştirilmesi demektir.

Türbülans hava akımlı sistemler üflenen havanın temizlendiği ancak mahaldeki mikro organizma
üreme ve satıhlara yapışmasının kontrol edilemediği sistemlerdir. Laminer sistemlere göre son derece
ucuz olmakla beraber temiz oda klasında sınırlı kalmaktadırlar. Çünkü yapılan deneylerde laminer
akımlı odalarda mikro organizma üretme kaplarında üreme %0 olarak belirlenirken bu oran türbülanslı
odalarda %60’la %200 arasında değişim göstermiştir.

Bu iki temel sistemin maddi ve teknik açıdan eksiklikleri kısmi laminer akışlı veya karışık hava akışlı
sistemlerin geliştirilmesine neden olmuştur.

LAMİNER HAVA AKIMLI SİSTEMLER:


Laminer hava akımlı odalarda uygulanan temel prensip havanın laminer akımı odanın kesitinin her
noktasında sağlıyabilecek tarzda 0,3m/s ile 0,5m/s hızda hareketini temin etmektir. Bu uygulama
“yatay laminer sistemler” dediğimiz, odanın bir duvarından havayı üfleyerek ve karşıt duvarından
toplamak veya “dikey laminer sistemler” tavandan üfleyip döşemeden toplamak tarzında
gerçekleştirilir.
FD209’a göre havada yüzen taneciklerin çökmesini ve lokal ısı kaynaklarından meydana gelebilecek
sekonder hava akımlarını bastırabilmek için hava hızının 0,45m/s olması önerilmektedir. Birçok
ülkenin standartlarında bu rakkam 0,50m/s olarak belirtilmektedir.

Bu odalarda hava akışının her yerde ve eşit hızda olmasını sağlamak için hava girişinin yapılacağı
yüzün tamamı HEPA filtrelerle donatılmakta, oda içine gelen yüzü ise perfore elemanlar veya
membranla kaplanmaktadır. Bu yüz düşey laminer akışlı uygulamalarda tavan, yatay laminer akışlı
uygulamalarda karşıt duvarlardan biri olmaktadır.

Yatay akımlı uygulamalarda zararlı taneciklerin örneğin mikroorganizmaların istenmeyen yerlere


taşınması mümkündür. Bu sakıncalı durumun olasılığı düşey laminer akımlı uygulamalarda daha
düşüktür.

Düşey laminer akımlı odalar Klas 1000, Klas100, Klas10 ve Klas 1 (Klas M4.5, Klas M3.5, Klas M2.5
ve Klas M1.5) temiz odaların şartlarını sağlıyabilmektedirler.

TÜRBÜLANS AKIMLI SİSTEMLER:


Türbülans akımlı temiz odalarda mahaldeki hava değişimi esas alınmıştır. Hava saatte 20 ila 60 defa
değiştirilmekte, bunun neticesi olarak 0,1m/s’nin altında hava hızları elde edilmektedir. Bu düşük
hızlarda taneciklerin çökme neticesi yatay satıhlara yapışması ve orada kalmaları söz konusudur.
Bunun menfi neticelerini izale edebilmek için hassas noktalarda daha yüksek hızlar elde edilmeye
çalışılmaktadır. Bu da menfez üfleme mesafelerinin hesaplanması ve nihai hızızn 0.15 ila 0,45m/s
civarında tutulması ile gerçekleştirilmektedir.

Türbülanslı sistemlerde üflemenin yapıldığı tavan veya duvarın tamamına yakının HEPA filtre ile
kaplanması söz konusu değildir. Bu filtreler seçilen üfleme elemanının içine yerleştirilmekte,
bulunduğu toplam sathın %5’i ila %20’sini kaplamaktadır.

Bu sistemin gerçekleştirilmesinde iki ana tip uygulanmaktadır.


1. Duvardan üflemeli tip
2. Tavandan üflemeli tip

Yan duvardan üflemeli sistemlerde içinde HEPA filtre bulunan, filtre değiştirme tertibatlı ve sızdırmaz
özel menfezler kullanılmaktadır. Bu menfezlerde genelde üfleme mesafesi ve hava hızı, hava
çıkışlarının büyüklüklerinin değiştirilmesi suretiyle ayarlanabilmektedir.

Üfleme menfezleri genelde tek duvara yerleştirilmekte, dönüş ise karşı duvardan yapılmaktadır.
Tavandan üflemeli sistemlerde ise tavana yerleştirilmiş bir veya birden fazla spiral üflemeli özel tavan
menfezleri seçilmektedir. Bu menfezler de duvardan üflemeli tiplerde olduğu gibi HEPA filtreli ve
sızdırmaz olmaktadır. Egzost havası ise tek duvardan veya karşılıklı duvarlardan yapılabilmektedir.

Türbülanslı sistemler, laminer akımlı sistemlere nazaran çok düşük ilk tesis ve işletme masraflarına
sahiptir. Hava debilerinin düşüklüğü nedeniyle gereksinim duyulan makine dairesi ebadı da son derece
küçülmektedir.

Türbülanslı sistemler Klas 10.000 ve Klas 100.000 (Klas M5.5 ve Klas M6.5) odalarda
kullanılabilmektedir.

KARIŞIK AKIMLI SİSTEMLER


Karışık akımlı sistemler yukarıda anlatılan temel iki sistemin eksiklikleri gidermek ve ekonomik
çözümler elde etmek için geliştirilmiş hibrid sistemlerdir. Önceki konularda anlatıldığı gibi laminer
akımlı sistemler ideal sistemler olmakla birlikte ilk tesis ve işletme masrafları çok yüksek sistemlerdir.
Buna karşılık türbülanslı sistemler ise son derece ekonomik çözümler içermekle birlikle sağlayabildiği
temiz oda klasları açısından birçok isteği karşılayamamaktadırlar. Bu nedenle her iki sistemin karışımı
olan sistemler çeşitli firmalar tarafından geliştirilmişlerdir. Burada uygulanan ana sistem yalnız istenen
mahallin üzerinde laminer akım gerçekleştirmek, odanın diğer kısımlarında ise türbülanslı akımı
sağlamaktır. Örneğin ameliyathanelerde laminer akımı yalnız ameliyat masasının üzerinde
gerçekleştirmek hava debilerini oldukça azaltmakta, bunun neticesi olarak son derece ekonomik
çözümler getirmektedir.

Bunun gerçekleştirilmesi için hava perdeleri, hava jet üflemeli sistemler, davlumbazlar ve endüstriyel
uygulamalarda laminer akımlı kabinler kullanılmaktadır. Bunlardan ameliyathaneler için kullanılan iki
örnek aşağıdadır.
Kısmi laminer akımlı sistemler diye de adlandırılan bu uygulamalarda üfleme tavandan yapılmakta,
havanın üfleneceği kısım laminer akım istenen mahallin üzerine yerleştirilmektedir. Genelde
uygulanan sistem HEPA filtreli perfore kısmi tavandır.

İstenen mahal üzerinde laminer akımın temin edilmesi için belirli mesafeye kadar sarkan sentetik
elyaftan mamul perdeler (şekil-a), havayı yönlendirmek için jet nozıllar (şekil-b) veya hava perdeli
uygulamalar (şekil-d) kullanılmaktadır. En yaygın olan uygulama ise üfleme mesafesi hesaplanmış
perfore tavan kullanımıdır (şekil-c). Bu durumda ikincil havaya veya ikincil elemanlara gerek
kalmaksızın, örneğin ameliyat masası üstünde laminer akım gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamanın
en iyi örneklerinden biri de ROX firmasının yaptığı uygulamadır. Bu uygulamada perfore tavan yerine
özel membran tavan kullanılmaktadır. Firmanın iddiası perfore tavan uygulamasında perforasyonların
(deliklerin arasındaki) boşluklarda türbülans meydana gelmekte ve laminer akımın temizliği belirli
ölçüde zarara uğramaktadır. Bu negatif durum membran kumaş kullanımı ile giderilmektedir. Hava
her taraftan aktığından türbülans mahalleri yok edilmekte ve hava çıkışındaki kirlenme odakları da
ortadan kaldırılmış olmaktadır. Bu uygulamada bir ameliyat masası için 2400m3/h havanın yeterli
olduğu kabul edilmektedir.

AMELİYATHANELER ve TEMİZ ODALARDA KULLANILAN KLİMA


SANTRALLARI ve DİGER ELEMANLAR

GENEL:

Ameliyathane ve temiz odalar klima tesisatı aşağıdaki elemanlardan meydana gelecektir.


 Klima santralı
 Hava kanalları
 Sabit hava debisi ünitesi (CAV unit)
 HEPA filtreli perfore tavanlı ünite
 Egzost havası, dönüş havası menfezleri
 Kabinli aspiratör
 Otomatik kontrol tesisatı

KLİMA SANTRALI:

 Kabin Konstrüksiyonu:
Klima santrallarının kabinleri çift cidarlı (double skin) ve 30mm kalınlığında izoleli olacaktır.
İzolasyon malzemesi olarak poliüretan, kaya yünü veya cam yünü dolgu malzemesi
kullanılacaktır. Özel profiliskeletli “pent-a-post” konstrüksiyon en yaygın kullanılan imalat
tarzıdır. Profiller arasındaki açıklıklar çift cidarlı paneller ile kapatılacaktır.
Kabin konstrüksiyonuna aşağıda belirtilen hususlarda özel ihtimam uygulanması
gerekmektedir.
1. Klima santrallarının iç yüzeyleri oksitlenmeyen ve partikül akümülasyonuna engel
olan malzemelerden yapılmalıdır. İç satıhlarda minimum galvanik kalınlığı 25 mikron
olan galvanizli sac levhalar veya tercihan yeteri kalınlıkta AISI 304 paslanmaz çelik
kullanılmalıdır. DIN 1946/4 toz ve partikül toplanmasına engel olmak amacıyla
silikon esaslı dolgu malzemesinin kullanımına müsaade etmektedir.
2. Pent-a-post profiller ile çift cidarlı panellerin ek yerlerinin de silikon veya benzeri
malzeme ile doldurulması gerekmektedir.
3. Kabin konstrüksiyonunda kullanılan tüm malzemeler, her türlü conta dahil, sağlıksız
madde ve organizmaların barınmasına ve üremesine müsaade etmeyen malzemelerden
seçilmelidir.
4. Kabin DIN V 24 194 Kısım 2 sınıf II’de belirtilen sızdırmazlık sınıfına sahip
olmalıdır. Kontinü prosesle conta olarak panellere işlenen yarım sertleşen poliüretan
sıvı conta bu işlem için en uygun olanıdır.

DIN 1946/4’e göre klima santralındaki elemanları yerleştirilişi ve sıralanışı, hava giriş
tarafından başlandığına göre sırasıyla aşağıdaki gibi olacaktır.

1. Hava damperi
2. Primer hava filtresi (Birinci kademe filtre)
3. Isı geri kazanım ünitesi (opsiyonel)
4. Hava ısıtıcısı
5. Plenum hücre
6. Hava soğutucusu ve damla tutucusu (separatör)
7. Vantilatör
8. Difüzörlü plenum hücre
9. Hassas filtre (İkinci kademe filtre)
10. Susturucu
11. Rutubetlendirici

 Hava Damperi:
Damperler, klima santralı çalıştırılmadığında rüzgar efekti veya yoğunluk farkıyla hiçbir
harici havanın sistem içine girmesine müsaade etmeyecek tarzda üretilmiş olması
gerekmektedir. Damperlerde müsaade edilebilen hava kaçak oranı 100 Pascal basınç farkında
beher net damper metrekare alın alanı için azami 10 m3/saat olmalıdır. Bu husus prEN 1751’in
sınıf 4’üne tekabül etmektedir.

 1. Kademe Filtre:
Sistemde bulunması gerekli üç, klima santralı üzerinde bulunması gerekli iki adet filtreden
ilkidir. Kaba filtre de tabir edilebilir. DIN 24184 ve DIN 24185 Kısım-2’ye uygun, ASHRAE
52-76’ya göre %90 toz tutma verimli, bir sefer kullanılabilir, DIN EN 779’a göre G4
(önceleri EUROVENT EU4) klasında bir sefer kullanılabilir (disposable) olacaktır. Filtreler
muhakkak çerçeveler üzerine özel mandalarla monte edilmiş olmalıdır. Kızaklı uygulamalara
müsaade edilmez.Filtre kabininde filtrelerin kolayca sökülüp takılabilmesi için menteşeli ve
çift kapı kollu sızdırmaz bir kapı bulunacaktır.

 Isı Geri Kazanım Ünitesi:


Yalnız egzost edilen havanın ısısl yükünü ısı transferi vasıtasıyla dışarıdan havaya aktaran ısı
geri kazanım ünitelreinin kullanılmasına müsaade edilir. Egzort edilen havadaki partiküllerin
ve gazların taze havaya taşınmasına ve çapraz kirlenmeye (cross contamination) müsaade
edilmez, bu tarzdaki ısı geri kazanım üniteleri hijyenik klima santrallarında kullanılamaz.

 Hava ısıtıcısı:
Hava ısıtıcısı bakır boru, aluminyum kanatlı, PN16 sınıfında olacaktır. Isıtıcı akışkan giriş ve
cıkışı kollektörler ve kollektörlere kaynakla bağlanmış flanşlı giriş-çıkış bağlantıları ile
yapılacaktır. Hava alın hızı 2.5 m/s’yi geçmeyecektir. Serpantinlerin çevresi by-pass’a mani
olacak tarzda kapatılmış olacak ve serpantin kolay sökülüp takılabilme için kızaklar üzerine
monte edilmiş olacaktır. Dış hava sıcaklığının donma riski taşıyacak derecede düşük olduğu
mahallerde ısıtma serpantini üzerine kuyruk uzunluğu asgari 3 metre olan kapiler borulu,
manuel resetli, iki konumlu donmaya karşı koruma termostadı konulacaktır. Donma
termostadına kolay müdahale edebilmek için ısıtma serpantininden sonra asgari 300mm
boyunda bir adet plenum hücre bulunacaktır.

 Hava soğutucusu:
Hava soğutucusu bakır boru, aluminyum kanatlı, PN16 sınıfında olacaktır. Isıtıcı akışkan giriş
ve cıkışı kollektörler ve kollektörlere kaynakla bağlanmış flanşlı giriş-çıkış bağlantıları ile
yapılacaktır. Hava alın hızı 2.5 m/s’yi geçmeyecektir. Serpantinlerin çevresi by-pass’a mani
olacak tarzda kapatılmış olacak ve serpantin kolay sökülüp takılabilme için kızaklar üzerine
monte edilmiş olacaktır. Hava hızının 2.0 m/s’yi geçtiği durumlarda soğutucusu çıkışında
damla tutucu (separatör) bulunacaktır. Isıtma serpantininin azami 90/70 oC sıcak su ile
çalışması durumunda separatörler polypropilen, buhar veya kızgın su kullanılması halinde ise
galvanizli sactan imal edilmiş olacaktır. Soğutma serpantinin altında, bir sifon ile drenaja
bağlanabilen, polipropilen veya galvaniz sactan mamul bir terleme tavası bulunacaktır.
Soğutucu bataryaların nemli satıhları ve ulundukları nemli ortamlar mikro organizmaların
çoğalması için ideal ortamlardır. Bu nedenle soğutucu bataryanın çıkış tarafında yeteri sayıda
UV(C) lambasının monte edilmesi tavsiye edilir. Bu sayede yalnız mikro organizmaların
çoğalmasının önlenmesiyle yetinilmemiş, aynı zamanda batarya direncinin düşmesi nedeniyle
önemli bir enerji tasarrufunda da bulunulmuş olacaktır.

 Vantilatör:
Çift emişli ve geriye eğik kanatlı veya salyangozsuz tek emişli “plug-fan” tipinda vantilatörler
seçilmelidir.Vantilatörler statik ve dinamik olarak dengelenmiş olacaktır. Çift emişli
vantilatörün mili her iki taraftan kapalı bilyalı yataklar ile yataklanmış olacaktır. Vantilatör
trifaze elektrik motoru tarafından kayış-kasnak mekanizmasıyla tahrik edilecek. Elektrik
motoru altında kasnakların aynı hizada olmasını ve kayışların gerginliğini temin eden çift yöne
hareketli kaide bulunacaktır. Elektrik motoru ile vantilatör bir bütün halinde bir metal kaide
üzerine oturtulacak ve bu kaide klima santralı kabinine yaylı veya kauçuk titreşim yutucularla
monte edilecektir. Vantilatör atış ağzı kabine esnek bağlantı ile bağlanmış olacaktır.

“Plug-fan” uygulamalarında ise kayış-kasnak sistemi, kayış gerdirme tertibatı ve salyangoz


gibi nesneler elimine edildiğinden daha sağlıklı neticeler almak, örneğin fanları kolaylıkla
temizlemek mümkündür. “Plug-fan”ların devir ayarları frekans konvertörleri ile yapılacaktır.

 Difüzörlü plenum hücre:


Fan hücresinden sonra bulunan ikinci kademe filtreye havanın eşit bir şekilde dağılarak
gelmesini temin amacıyla fan çıkışına bir plenum hücre konulacak, bu plenumun içinde
havanın eşit dağlımını sağlayan, delikli sactan mamul bir difizör bulunacaktır.

 2. Kademe Filtre
Sistemde bulunması gerekli üç, klima santralı üzerinde bulunması gerekli iki adet filtreden
ilkidir. Kaba filtre de tabir edilebilir. DIN 24184 ve DIN 24185 Kısım-2’ye uygun, ASHRAE
52-76’ya göre %98 toz tutma verimli, bir sefer kullanılabilir (disposable), DIN EN 779’a göre
F7 ( önceleri EUROVENT EU7) klasında ve torba filtre tarzında olacaktır. Filtre klima
santralı içine, Özel klipsli çerçevelere monte edilecek ve sökülebilmesi için filtrenin
sökülebileceği tarafta 600mm uzunluğunda ve servis kapılı bir plenum hücre bulunacaktır.

 Plenum hücre ve susturucu


Kullanım mahallindeki ses seviyesi DIN 1946 Kısım-4, Tablo-2, Kolon-10’da belirtildiği gibi
40 dB(A)’i aşmayacak tarzda klima santralı çıkışına bir susturucu konulacaktır. Susturucu ile
ikinci kademe filtre arasında yeterli boşluğu temin amacıyla asgari 300mm boyunda bir
plenum hücre bulunacaktır.

Susturucu seçiminde sabit debi kontrol ünitesi çıkışındaki ses seviyesi de göz önüne alınacak,
susturucu gerekirse bu ünitenin hava çıkış tarafına konulacaktır.

 Rutubetlendirici
Rutubetlendirici, daldırma tip elektrodlarla buhar üreten ve kanala monte edilebilen tipte
olacaktır. Rutubetlendiricinin ana üretim ünitesi gerekli elektrik ve elektronik kontrolları da
içeren duvara monte edilebilir tipte kabin tipi bir ünite tarzında olacaktır. Kanal üzerinde ise
rutubetlendiricinin buhar püskürtme ve kondens ayrıştırma nozılı bulunacaktır. Ana ünite ile
nozıl arasında uygun çapta buhar gidiş ve kondens dönüş boruları olacaktır. Buharlı
rutubetlendici üzerinde 0-10VDC kumanda sinyalleri ile oransal çalışabilmeyi sağlayan
kontrol adaptörü bulunacaktır. Rutubetlendirici kanal içinde yoğuşmaya meydan vermemek
için %90 bağıl nem üst limit kontrollü çalışmaya uygun olacaktır.
HAVA KANALLARI:

Hava kanalları galvaniz sactan imal edilecektir. Fleksibl kanalların uzunluğu 2 metreyi
geçmeyecektir. Dikdörtgen kanallarda iç yüzey pürüzlülüğünü asgariye indirebilmek için “S-
cleat” bağlantıdan kaçınılacak, bunun yerine “Mez-Flange” veya benzeri bağlantı elemanı veya
sürgü kenet tercih edilecektir. Kanalların kenetli bağlantı yerleri, ek yerleri sıcak tatbikat ile
eriyebilen özel sızdırmazlık bandları ile kaplanacaktır. İkinci kademe filtreden sonra, kanal
içlerinin temizlenebilmesi, yıkanabilmesi ve dezenfekte edilebilmesi için uygun aralıklarla
temizleme ve kontrol kapakları konulacaktır.

Kanallar üzerinde eğer hava damperleri varsa bu damperler %100 sızdırmaz olacaktır.

SABİT HAVA DEBİSİ ÜNİTESİ (CAV):

HEPA filtrenin değişen dirençleri karşısında (i.e. 100 ila 1100 Pa arasında) üfleme havasının
debisini sabit tutmaya yarayan bir eleman üfleme kanalı üzerine ve HEPA filtreli üniteden önce
yerleştirilecektir. Bu ünitenin amacı “HEPA + CAV” toplam direncini sabit tutmaktır. HEPA
filtresinin direnci arttıkça üzerindeki damper vasıtasıyla kendi direncini azaltarak debinin sabit
kalmasını temin edecektir. Ünite üzerinde damper kontrollu bir hava geçiş boğazı, statik ve
dinamik basınçları algılamaya yarayan ünite ve kendi bünyesinde otomatik kontrol donanımı
bulunacaktır. Bu otomatik kontrol donanımı elektronik tipte olacak, bir adet oransal damper
motoru, hava hızı algılama ünitesi ve elektronik kontrol ünitesinden ibaret olacaktır. Hava hızı
algılama ünitesi statik ve dinamik basınç farklarını algılayıp elektronik kontrol ünitesine
bildirecek; kontrol ünitesi de damper üzerindeki gerekli ayarlamaları damper motoru vasıtasıyla
yaparak hava debisini sabit tutacaktır. Klima santralının hizmet ettiği ameliyathane sayısı birden
fazla ise her ameliyathane için üflemede bir adet (CAV) ünitesi, dönüşte de bir adet (CAV)
ünitesi kullanılacaktır. Bu durumda (CAV) üniteleri istendiği anda tam kapatma fonksiyonunu da
yerine getirebileceklerdir.

HEPA FİLTRELİ, PERFORE TAVANLI ÜNİTE:

Her ameliyat salonunda düşük yoğunlukta anestetik atık gaz ve düşük partikül sayımı içeren
dengeli, laminer akımlı ve HEPA filtreli bir hava üfleme sistemi olacaktır.

DIN 1946, Kısım-4’e uygun olarak 2400 m3/h hava debili, üfleme noktasında 0,15 ila 0,25 m/s
hava debili olacaktır. HEPA filtreler DIN 24184’e göre “S” klasında, parafin yağı testinde
%99,97 tutma verimli olacaktır. Filtreler sabit kasa içine baskı ünitesi ile yerleştirilmiş olacak ve
sızdırmazlık testi için özel yuvaları olacaktır. Filtreler özel ekipman gerekmeksizin değiştirilebilir
tarzda olacaktır. Hava giriş plenumu ve kabini desenfeksiyonlu özel boya ile boyanmış galvanizli
çelik plakalardan yapılmış olacaktır. Perfore tavan tam anlamıyla laminer hava akımını
gerçekleştiremediği, delikler arasında turbulanslı akım oluşabileceği nedeniyle üfleme tarafı
delikli özel bir tekstil ile kaplanmış olacaktır. Hasta yakınında bakteri konsantrasyonu 1,5 ila 20
kBE/m3 arasında kalacaktır.

EGZOST ve DÖNÜŞ HAVASI MENFEZLERİ:


Egzost ve dönüş havası menfezleri havanın emişinin %50’si döşeme seviyesinden, %50’si tavan
seviyesinden yapılacak tarzda yerleştirilecektir. Menfezlerde kolayca söklülüp temizlenebilen kıl,
pamuk tiftiği, pansuman bezi tiftiği gibi malzemeleri tutabilecek bir filtre bulunacaktır. Menfezler
hava debisi reglajı için karşıt kanatlı damperli olacaktır.
KABİNLİ ASPİRATÖR:
Yapı olarak vantilatörle aynı özellikleri taşıyacaktır. Kabinli aspiratörün emiş tarafında, aynı
gövde içine montajlı susturucu bulunacaktır. Kabin konstrüksiyonu da klima santralının aynı
olacaktır.

OTOMATİK KONTROL TESİSATI:


Otomatik kontrol tesisatı, modüler elektronik kontrol panelleri ve programlanabilir DDC kontrol
panellerini içeren bir sistem halinde olacak, aşağıdaki algılama ve nihai kontrol elemanlarını
içerecek ve belirtilen fonksiyonları yerine getirecektir.

 Otomatik kontrol tesisatının dönüş kanalı üzerinde sıcaklık ve nem hissedici elemanlar
bulunacak ve bu elemanların algıladığı değerler paralelinde mahal şartları DIN 1946, Kısım-
4, Tablo-2’de belirtilen değerler dahilinde tutulacaktır.

 Ameliyathanelerin rutubet ihtiyacı ne olursa olsun üfleme kanalı içindeki bağıl nemin %90’ın
üzerine çıkmasına müsaade etmeyecektir.

 Vantilatör ve aspiratörde birer adet frekans konvertörü bulunacak, değişen hava ihtiyaçlarına
göre istenen sabit üfleme basıncı ile emme basıncını temin edecektir. Birden fazla
ameliyathanenin aynı sisteme bağlı olması durumunda herhangi bir ameliyathanenin devre
dışı bırakılmasında diğer ameliyathanelerden aynı debide üfleme ve egzostun yapılmasını
temin edecektir.

Komple klima sisteminin temel elemanları aşağıdaki şematik resimde görülmektedir.


Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi sistemde üç adet filtre bulunmaktadır. “5” numara ile gösterilen
filtre önceki kısımlarda da bahsedildiği gibi kaba filtre olup temel amacı kaba partikülleri tutarak torba
filtre ile HEPA filtrenin faydalı ömrünü uzatmaktır.

“6” numara ile gösterilen ikinci kademe filtre de şekilde görüldüğü gibi vantilatörden sonra
konulmuştur. Bu uygulamadan iki amaç güdülmektedir.

1. Kaba filtrenin tutamadığı daha küçük partikülleri filtreliyerek HEPA filtrenin ömrünü uzatmak.
2. Vantilatörden önceki kabinde negatif basınç nedeniyle sızan hava ile sistem içine girmiş
olabilecek partikülleri temizlemek.

Sistemin %100 harici hava ile çalışması durumunda ısıtma ve soğutma yükleri oldukça büyümektedir.
Sistem ekonomisini temin maksadıyla ısı geri kazanım sistemlerinin kullanılması düşünülebilir. Bu
amaç için çift serpantinli geri kazanım sistemleri (run-around coil) ile plakalı geri kazanım elemanları
kullanılabilir. Döner tekerlek (heat wheel) tipi elemanlar belirli oranlarda by-pass içerdiklerinden
kullanımları birçok standart tarafından yasaklanmıştır.

FİLTRELER:
Temiz oda klima tesisatında filtreler çok önemli bir yer tutar. İstenen evsafta filtreler kullanılmadığı
taktirde hangi sistem uygulanırsa uygulansın neticeyi temin etmek mümkün değildir. Oda klasına göre
taneciklerin filtrasyonu, istenmeyen koku ve dumanların giderilmesi ancak filtreler ile mümkündür.

Filtrelerin sınıflandırılması ASHRAE 52-76’ya göre belirlenmektedir. 1993 yılından itibaren Avrupa
ülkelerinde uygulanmaya başlanan CEN, DIN 24184 ve DIN 24185 de ASHRAE standartı esas
alınarak hazırlanmıştır. Filtre verimleri iki şekilde “%” olarak belirlenmektedir. Bunlardan birincisi
“Atmosferik Toz Verimi”(Atmospheric Dust Spot Efficiency) diğeri ise “Toz tutma ağırlığı”dır. Buna
göre filtrelerin sınıflandırılması aşağıda görülmektedir.

ASHRAE 52-76'ya göre ASHRAE 52-76'ya göre EUROVENT ve Eski Filtre


toz tutma verimi(%) atmosferik toz verimi(%) DIN EN 779 tanım kalitesi
tanımı
99,5 95 (F9) EU9 Mutlak

99,3 90 (F8) EU8 C3

98 80 (F7) EU7 C2 Hassas

95 60 (M6) EU6 C1

92 40 (M5) EU5 C1

90 35 (G4) EU4 B2

80 20 (G3) EU3 B2 Orta

65 10 (G2) EU2 B1

(G1) EU1 A Kaba

HEPA filtreler ise atmosferik toz verimi %98’in üzerindeki filtrelerdir. Bunlarda yukarıdaki belirleme
metodu yetersiz kalmaktadır. Bunun yerine DOP verimi denen değişik bir yöntem kullanılır. DOP
“Dioctyl Phtalate”isimli, plastik ve boya imalinde kullanılan bir maddedir. Bu kimyasal madde düşük
buharlaşma basıncına sahip olduğundan oda sıcaklıklarında yoğunlaştırılarak 0,3m büyüklüğünde
partiküller elde etmek mümkündür. Bu tanecikler yardımıyla filtrelerin geçirgenliği optik olarak
belirlenerek verimi tayin edilir. Eğer verimi %99.97’den büyük ise mutlak filtre adı verilir. DOP
verimi %99.97’den büyük olup başlangıç basınç kaybı 250 Pa’nın altında olan filtrelere HEPA filtre
adı verilir. HEPA’nın manası “High Efficiency Particulate Air Filter”dır. Verimi %99.999 ve daha
yüksek olan filtrelere de ULPA filtre denilir.

Parafin yağı Aerosol Tanımı Normu


Verimi(%) Verimi(%)
99,99995 U
99,9995 T Henüz normlaştırılmadı
99,97 S
98 R
85 Q
DIN 24184’e göre HEPA filtrelerin sınıflandırılması

DIN 24184’e göre bu filtreler “Q”, “R”, “S”, “T” ve “U” olarak tanımlanırlar. Ancak bunlardan “T” ve
“U” sınıfı ULPA’lar henüz bir standarta sahip değildir.

Aynı filtreler Eurovent 4/4’e göre de sınıflandırılmış sınıflandırma bir sonraki sayfada verilmiştir.

Sodyum alevi (DIN EN 779) Tanımı


EUROVENT
verimi Klası
99,999 (H14) EU14 ULPA Filtre
99,99 (H13) EU13
99,97 (H12) EU12 HEPA Filtre
99,9 (E11) EU11
95 (E10) EU10 MİCRO Filtre
EUROVENT 4/4’e göre HEPA filtrelerin sınıflandırılması

OTOMATİK KONTROL SİSTEMLERİ

Otomatik kontrol donanımından iki önemli hususun gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Bunları şu


şekilde özetliyebiliriz.
1. Mahal şartlarının temini. Projelendirmeye esas olan kuru termometre sıcaklığı ile bağıl nemin
temini.
2. Değişen HEPA filtresi dirençlerine karşılık sabit hava debisinin temini
VAV Kutulu Otomatik Kontrol Uygulaması

HEPA filtrelerin başlangıçtaki basınç kayıpları 100 Pa civarındadır. Ancak kullanım nedeniyle bu
basınç kaybı 1200 Pa’ya kadar çıkabilmektedir. Klima santralının vantilatörü de bu filtredeki
maksimum kullanım basınç dikkate alınarak seçilmektedir. Ancak filtrenin yeni değiştirildiği, temiz
durumlarda sistem toplam basınç kaybı çok düşük seviyelerde olacağından mahalle gerekenden fazla
hava üflenecektir. Bu negatif duruma engel olabilmek için klima santralının yalnız bir ameliyathaneye
hizmet ettiği durumlarda iki farklı uygulama yapılmaktadır.

1. VAV kutulu uygulama: Bu uygulamada sabit hava debisi ile görevlendirilmiş ve üzerindeki
otomatik kontrol donanımı ona göre ayarlanmış bir VAV kutusu HEPA filtreden önce
yerleştirilmiştir. Başlangıçta HEPA filtre temiz iken VAV kutusu içindeki damper son derece
kısık bir durumda konumlandırılarak istenen debide havanın geçmesine müsaade eder. Filtrenin
artan kirliliği karşısında basınç kaybının artması ve bunun neticesi olarak hava debisinin azalması
neticesi azalan hava hızı algılanarak damper bu azalmayı karşılayacak kadar açılır ve azalan hava
miktarı telafi edilerek sabit debi sağlanır. Neticede VAV kutusunun ve HEPA filtrenin her birinin
basınç kayıpları değişken olmakta ancak ikisinin toplam direnci ise sabit kalması sağlanmaktadır.
2. Frekans konvertörlü uygulama: Bu uygulama aşağıdaki resimde gösterilmiştir. Burada VAV
kutusu kaldırılmış bunun yerine vantilatöre frekans konvertörü (11) ve üfleme kanalı üzerine hava
hızı hissedici elemanı (12) ve fan devrini kumanda edebilmek için bir elektronik kontrol paneli
(10) ilave edilmiştir. HEPA filtrenin artan basınç kaybı neticesi azalan hava debisi hava hızı
olarak hava hızı hissedicisi tarafından algılanmakta ve 10 No.lu elektronik kontrol paneline
bildirilmektedir. Panel de frekans konvertörüne gönderdiği sinyaller ile fan devrini arttırarak hava
hızının sabit kalmasını temin etmektedir.
Frekans Konvertörlü Otomatik Kontrol Uygulaması

Frekans konvertörleri dışarıdan aldıkları elektronik sinyaller paralelinde oransal olarak fan devrini
arttıran veya azaltan ünitelerdir. Bu sinyaller 0-10VDC, 2-10VDC, 0-20VDC, 0-20mA gibi elektronik
sinyallerdir. Hissedici elemanlar kontrol ettikleri parametrenin değişmesine paralel olarak dirençleri
doğru orantılı olarak değişen (PTC) veya ters orantılı olarak değişen (NTC) hissedici elemanlardır.
Elektronik paneller ise hissedicilerden algıladıkları değişiklikleri yukarıdaki sinyallerden birine
dönüştürerek oransal olarak kontrol edilen elemana gönderen ünitelerdir. Örneğin 0-10VDC oransal
çıkışlı bir panel düşen hava hızına ters orantılı olarak artan sinyalleri frekans konvertörüne gönderir.
Frekans konvertörü örneğin 0VDC giriş sinyalinde fanı minimum devirde çalıştıracak tarzda
ayarlanmıştır. Elektronik kontrol panelinden gelen sinyallere göre fan devrini arttırarak debinin sabit
kalmasını sağlar.

Ameliyathanenin çalışmadığı zamanlarda %100 harici hava ile çalışan sistemi, by-pass damperini açıp
dış hava damperlerini kapatmak suretiyle resirküle hava ile çalıştırmak mümkündür. Bu durumda
enerji tasarrufu sağlanacağı gibi filtrelerin ömürleri de uzaltılmış olur.

Eğer bir klima santralı birden fazla ameliyathaneye hizmet ediyorsa her ameliyathane için bir adet
VAV kutusu ve buna ilaveten vantilatörde de frekans konvertörü bulunması gereklidir.
Otomatik kontrol ile ilgili önemli notlar:

1. Eğer klima sistemi yalnız bir ameliyathaneye hizmet ediyorsa yalnız frekans konvertörü ile
otomatik kontrol yeterlidir. Ancak sistem iki debili olarak tasarlanmışsa aspiratör için de ayrı
bir frekans konvertörü kullanılması gereklidir. Bu durumda vantilatörün frekans konvertörü
asil, aspiratörünkü ise ona tabi olacaktır.
2. Eğer klima sistemi biirden fazla odaya hizmet eiyorsa, sistemde her HEPA filtresinden önce
bir VAV terminal ünitesi kullanmaka gerekir.
3. Çok odalı uygulamalarda her oda için iki debili sistem düşünülmüşse her oda için ayrı birer
VAV ünitesi uygulaması yapılmalıdır. Bu durumda vantilatör ve aspiratörlere frekans
konvertörü de takılmalıdır.

TEMİZ ODA UYGULAMALARI İÇİN PSİKROMETRİK PROSESLER:

Aşağıda şematik olarak gösterilen hiyjenik klima santralı psikrometrik prosesler için örnek olarak
seçilmiştir.

Resimde de görüldüğü gibi santral üzerinde %50 dönüş havası ve %50 dış hava ile çalışmayı
gerçekleştirebilmek için bir by-pass damperi bulunmaktadır (Bkz. Nr.12). Daha önce de belirtildiği
gibi eğer klima santralı yalnız bir ameliyathaneye hizmet ediyorsa DIN 1946/4’e göre bu uygulama
yapılabilmektedir.

Sisteme enerji geri kazanımı için bir adet plakalı ısı geri kazanım eşanjörü ilave edilmiştir (bkz. Nr.3).

“5c” ile gösterilen bir son ısıtıcı bataryası da nem alma işlemlerini gerçekleştirmek üzere soğutucu
batarya “5b”den sonra yerleştirilmiştir. Hava akış yönüne göre bataryaların yerleştirilişi aşağıdaki
gibidir.
 Hava ısıtıcısı (sıcak sulu, buharlı veya elektrikli)
 Hava soğutucusu (soğuk sulu veya DX)
 Hava son ısıtıcısı (yazın eğer varsa sıcak sulu veya elektrikli)

Soğuk iklimler dikkate alınarak ısıtma bataryası (ön ısıtıcı ) soğutma serpantinin önüne
yerleştirilmiştir. Bu uygulama soğuk sulu serpantinler için bir mecburiyet olup DX bataryalarda böyle
bir uygulamaya gerek yoktur.

Sisteme kış aylarında hassas bağıl nem kontrolu yapma imkanını sağlayabilmek için bir adet buharlı
nemlendirici ilave edilmiştir (bkz. Nr.8).

Klima santralında çift emişli radyal fanlar yerine tek emişli , elektrik motoruna direkt akuple “plug
fan”lar kullanılmıştır.

Aşağıda 5100 harici hava ile yapılan bir kış klimatizasyonu görülmektedir.

Yukarıdaki psikrometrik diyagramda “OA-1” yatay hattı ısı geri kazanım eşanjöründeki prosesi
göstermektedir. Egzost edilen havanın ısısı belirli bir verim sınırları dahilinde dış havaya ısı transferi
ile aktarılmaktadır. Egsot havsının soğuması “RA-EA”. “1” noktasında ısı geri kazanımından çıkan
hava ön ısıtıcıda “2” noktasına kadar ısıtılmaktadır. “2-SA” prosesi ise ısıtıcıdan çıkan havaya kuru
buhar püskürtülmesini göstermektedir. Mahalle “SA” konumunda sevk olunan hava mahallin ısı kaybı
neticesi “RA” şartlarına kadar mahalde soğumaktadır. Burada ön ısıtıcı kapasitesi “1” ve “2”
şartlarının tekabül ettiği antalpik değerlerin hava debisi ve yoğunluğu ile çarpılmasına eşittir. Isı geri
kazanım eşanjörü kullanılması sayesinde “OA-1” hattına tekabül eden miktarda enerji geri kazanmış
olmaktadır.

Gerekli nem miktarı ise “2” ve “SA” şartlarının tekabül ettiği mutlak nem farkının hava debisi ve
yoğunluğu ile çarpılması ile bulunur.
%50 dönüş havası karışımının kullanıldığı uygulamanın psikrometrik diyagramı da yukarıda
görülmektedir. Burada ısı geri kazanım eşanjöründen geçmiş olan taze have eşit oranlarda dönüş
havası ile karıştırılmaktadır. Diğer prosesler bir öncekinin aynıdır.
Yüzde yüz dış hava ile çalışan bir yaz klima prosesi de yukarıdaki psikrometrik diyaramda
görülmektedir. Bu prosesde dış hava “OA” ısı geri kzanım eşanjöründe “2” şartına kadar
soğutulmaktadır. Geri enerji transferi ise “RA-EA” prosesi ile temin edilmektedir.

Yaz klima uygulamasında soğutma prosesine ilaveten dış havanın mutlak neminin de azaltılması
gerçekleştirilmektedir. Oda şartlarının “RA” olduğunun kabulu ile odanın duyulur ısı oranı neticesi
gerçekleştirilmesi gereken proses “SA-RA”dır. Dolayısıyla istenen oda şartları olan “SA”yı elde
etmek için dış havanın “SA” şartlarına kadar soğutulması gerekmektedir. Burada, psikrometrik
diyagram üzerinde “ADP” olarak gösterilen noktanın önemi ortaya çıkmaktadır. İngilizce “Apparatus
Dew Point” kelimelerinin baş harflerinden oluşan ve cihaz çiy noktası manasına gelen bu noktanın
diğer bir özelliği de soğutucu serpantinin ortalama satıh sıcaklığı olmasıdır. Bu satıh sıcaklığı da,
soğuk sulu sistemlerde su dönüş sıcaklığına, DX sistemlerde de yaklaşık gaz çıkış sıcaklığına eşittir.
Örneğimizde 7/12oC soğuk su veya +7oC evaporasyon , 5oC superheat ΔT kullanılması durumunda
ADP elde edilir ve istenen oda şartları “RA” sağlanır.daha düşük sıcaklıklarda havanın neminin fazla
alınması gibi bir durumla karşılacağa için istenen oda bağıl nemi temin edilemez.

Aşağıdaki proseste de %50 karışım havalı yaz klima uygulaması görülmektedir.

Bu uygulamadaki tek fark %50 oranında karışımın gerçekleştirilmesidir. Bu sayede sistemin soğtma
yükünde önemli ölçüde azalma meydana gelmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki %50 karışım havalı
hijyenik klima uygulamalrı, eğer klima santralı yalnız bir ameliyathaneye hizmet ediyorsa DIN 1946
Kısım 4’e göre uygulanabilir. Klima santralı birden fazla hacime hitap ediyorsa bu uygulamaya
müsaade edilmez.
Diğer önemli bir uygulama da geçiş dönemlerinde yaşanabilecek uygulamadır. Bu durumlarda mahal,
örneğin ameliyathane herhangi bir ısıtmaya veya soğutmaya gerek göstermez. Ancak mahal bağıl
neminin mutlak kontrolu, başka bir değişle giderilmesi gerekebilir.

Bu durumda “SA-RA” prosesi mahalde nem kazanma (gizli ısı kazanma) prosesidir. Dolayısıyla Dış
havanın mutlak neminin WOA’dan WSA’ya düşürülmesi gerekir. Bu işlem için de yapılabilecek uygun
proses, soğutma serpantininin satıh sıcaklığının ADP’ye eşit olacağı bir soğutucu akışkanın
kullanılması olacaktır.

Bu işlemdeki soğutma yükü:

Qsoğutma= V x ð x (hOA – h1 )

Isıtma yükü ise

Qısıtma= V x ð x (h1 – hSA ).............................olur.

Burada V: hava debisi, ð: havanın yoğunluğu , h değerleri ise konumlardaki antalpik değerlerdir.
TEMİZ ODALARIN KARŞILAŞTIRILMASI:

Fed. Standart 209b'ye 100.000 10.000 1.000 100 10 1


göre
VDI 2083'e göre 6 5 4 3 2 1
Temiz odalarda 5,0 mic. 30.000 3.000 300 0 0 0
beher m3 havada 0,5 mic. 4.000.000 400.000 40.000 4.000 400 40
müsaade edilen 0,3 mic. 12.000 1.200 120
maksimum 0,2 mic. 30.000 3.000 300
partikül sayısı 0,1 mic. 120.000 12.000 1.200
Hava akım şekli türbulanslı türbulanslı karışık laminer laminer laminer
Saatte oda hava değişimi 20-25 40-60 120-300 360-500 500-600 500-600
Hava debisi (m3/h.m2) 60-75 120-180 360-900 1000-1600 1600-1800 1600-1800
Ortalama Hava Hızı (m/s) NA NA 0,1-0,25 0,3-0,45 0,45-0,50 0,50-0,60
Hava egzostlarının konumu yan duvar alt yan alt yan alt yan döşeme döşeme
duvar duvar duvar
Hava üflemelerinin spiral spiral filtreli filtreli filtreli filtreli
üflemeli
konumu difüzör üflemeli tavan tavan tavan tavan
veya
perfore difüzör
tavan
Filtre alanının oda alanına oranı 5-10 15-20 30-50 75'den 90'dan 90'dan büyük
(%) büyük büyük
Ön filtre 1.kade EU3 (B1) EU3 (B1) EU4(B2) EU4(B2) EU4(B2) EU4(B2)
me
Torba filtre 2.kade EU7 (C2) EU7 (C2) EU7 (C2) EU9 (C3) EU9 (C3) R
me
Son filtre 3.kade R veya S S S S T U
me
Ön filtre ve torba filtrenin bakım Otomatik ikaza göre
peryodu
Son filtrenin bakım peryodu Otomatik ikaza göre

Partikül sayım ve kontrolu yıllık aylık 2 haftalık haftalık günlük devamlı

Pozitif basınçlandırma,minimum 5 10 10 12 15 15
(Pa)
Makine dairesi gereksinimi (% 50 75 100 150 200-300 200-400
olarak)
TEMİZ ODALARLA İLGİLİ STANDARTLAR:

1. DIN 1946/4................................................Hastanelerde klima sistemleri


2. DIN 1946/7................................................Laboratuvarlarda klima sistemleri
3. DIN 6844-1................................................Nükleer Tıbbi Tesisler
4. DIN EN 285...............................................Sterilizasyon
5. DIN 779.....................................................Klima Tesislerinde ilk ve orta hassas filtreler
6. VDI 2083 Part 5.........................................Temiz Oda Teknolojisi
7. VDI 2089...................................................Yüzme Havuzları Teknik Ekipmanı
8. VDI 2167 Part 1.........................................Hastanelerdeki teknik ekipman, klima ve
havalandırma
9. VDI 6022....................................................Klima ve Havalandırma tesislerinde
Hijyenik Gereksinimler
10. SWKI 99-3..................................................Hastanelerde Klima ve Havalandırma
Sistemleri (tasarım, Konstrüksiyon ve İşletme)
11. US Federal Standard 209 & 209E..............Temiz Odaların Klasifikasyonu
12. EN ISO 14644-1.........................................Temiz Odaların Klasifikasyonu
13. VDI 2083 Part 1..........................................Temiz Odaların Klasifikasyonu
14. ASHRAE 52-76.........................................Genel Havalandırmada Kullanılan Partikül
Tutucu Filtrelerin Test Metodları
15. DIN 24184 ve DIN 24185..........................Hava Filtrelerinin Sınıflandırma için Test
Edilmeleri
16. EN 779:2012...............................................Hava Filtreleri için Avrupa Standartı
17. EN 1886......................................................Binaların Havalandırılması-Havalandırma
ve Klima Cihazları-Mekanik Performansları

You might also like