Professional Documents
Culture Documents
Araştırmaları Dergisi
Cilt 8, Sayı 3 (Eylül 2011), ss. 24-60
DOI: 10.1501/MTAD.8.2011.3.35
Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
Siberia, Altai and Kemerovo Region but it can be also used for an ethnonym for all
ethnic groups living in these regions. However, initially and recently this ethnonym is
commonly used to express the Altai-Kizhis which are the most populous tribe of the
Altais. Especially in the recent years at the Altais the most important factor which
determines the language situation is the disintegration process caused by the
conducted policies of ethno-language. Although in different times, different Altai
groups contribute to the constituted standart language variety of Altai, in recent years
a tendency to improve the language and to recognize oneself as an independent
ethnic group has increased. While language situation of each group forms an Altais
language which differs than others’, usually “unstable state of multilingualism”
describes the overall language situation that consists of sometimes Altai-Russian or
Russian-Altai, sometimes spoken dialect as mother tongue-Russian bilinguality, and
sometimes three language multiliguality that consists of Russian-Altai, and another
language that is a different dialect from the Altai standart variety, or Russian-Altai-
Kazak Turkish and Russian-Altai-Shor. The Altai standart variety which is derived from the
dialect of Altai-Kizhis has the largest population and has better condition aspects such
as number of speakers and number of function fields. But in order to be the official
language of the Republic of Altai, a language situation in which the languages are
equivalent in terms of legal position is developing. In the classification of language
vitality, Altai Turkish is classified as in severe or critical condition, and based on the
official state language status, it is studied in order to improve the functional space of
Altai Turkish.
KEY WORDS
Language situation, Altai Turks, Altai Turkish, language policy, bilinguality.
1. Giriş
Bugün Altaylar Güney Sibirya’da başlıca, %90’ı dağlarla, yarısından fazlası ormanlarla
kaplı 92.600 km2’lik bir alanı kapsayan Altay Cumhuriyeti’nde, Altay Bölgesi'nde
(Kray) ve Kemerovo Bölgesi'nde (Oblast') yaşarlar. “Altay” adı Altay-Kiji, Teleüt ve
Telengitlerden oluşan güney Altay boylarıyla Tuba, Çalkandu ve Kumandı gibi kuzey
Altay gruplarını kapsayacak biçimde bu bölgede yaşayan Türk boylarının/alt etnik
gruplarının hepsi için kullanılabildiği gibi son zamanlarda Altayların en kalabalık
nüfuslu boyu olan Altay-Kijileri ifade etmek üzere de kullanılmaktadır. Örneğin D.A.
Funk ve N.A. Tomilov’un redaktörlüğünde hazırlanan ve 2006 yılında yayımlanan
Sibirya Türk Halkları (Tyurkskiye narodı Sibiri) adlı kapsamlı çalışmanın düzenlenişine
son etnopolitik yaklaşım yansımıştır. Bu eserde “Altaylar” başlığı altında temelde
Altay-Kijiler üzerinde durulduktan sonra alt başlıklar hâlinde Çalkandu, Tuba ve
Telengitlere yer verilmiştir. Kumandı ve Teleütler ise tamamen ayrı gruplar olarak ele
alınmıştır (Funk-Tomilov 2006). 2002 yılına ait nüfus sayımı verileri de aynı yöndedir.
Altayları oluşturan bütün alt etnik gruplar Rusya Federasyonu’nun etnik birleşiminin
verildiği listede ayrı etnoslar olarak yer almışlardır (Bkz. Vserossiyskaya perepis’
naseleniya 2002 goda “Natsional’nıy sostav naseleniya” www.perepis2002.ru )
26 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
Eski Türk Çağından beri bir Türk yurdu olan Altay bölgesi, önce Köktürk daha
sonra Uygur ve X. yüzyıla kadar da Kırgız Kağanlığı'nın egemenlik alanında
bulunmuştur. X. yüzyılda bu bölgede egemenlik Kitan ya da Kara Kıtaylara geçmiş ve
Kitanlar XII. yüzyıla kadar bu bölgede etkinliğini sürdürmüştür. XII. yüzyılda
Kitanların etkisinin zayıflamasıyla bölge Naymanların egemenlikleri altına girmiş,
bundan sonra da Çingiz Han'a bağlı olmuştur (Altay Türklerinin Sovyetler Birliği
dönemine kadar olan tarihleriyle ilgili ayrıntı için bkz. Potapov 1953; Radloff 1994;
Şerstova 2006; Altay Türklerinin yakın dönem tarihi için bkz. Gömeç 1999,
Somuncuoğlu 2002) .
Cengiz Han İmparatorluğu’nun dağılmasının ardından XVI. yüzyılda Batı
Moğolları olan Moğol-Oyrot hanlarının hükümdarlığının başlamasıyla, Altay’ın daha
güney tarafında Sema nehri kıyılarında yaşayan Teleüt-Telengit topluluğunun Ob
kıyılarının yukarılarına doğru giderek Teleütleri oluşturduğu, diğer kısmın ise
yerinde kalarak Çuy vadisinde Telengitleri ve Altay-Kijileri oluşturduğu kabul
edilmektedir (Şerstova 2006: 380).
XVII. yüzyıl ve XVIII. yüzyılın ilk yarısında Altaylar Oyrot ya da Rus tarihlerinde
geçen biçimiyle Cungar devletinin egemenliği altına girmişlerdir. XVIII. yüzyıl
ortalarında ise (1756 resmî tarih kabul edilmektedir) bu bölge Rus Çarlığı'nın idaresi
altına girmiştir (Potapov 1953: 97-114; 172-173; Şerstova 2006: 386 ). Altay Bölgesi Rus
Çarlığı'na bağlanana kadar Altaylar bir taraftan Cungar devletine alban ya da alman
adı verilen vergileri öderlerken, 1756 yılında Cungar devletinin Çinliler tarafından
yıkılmasıyla Cungar kontayşeleri, bu bölge halkından Rusya İmparatorluğuna
iletilmek üzere yasak adı verilen vergileri de topladıklarından Altay grupları için "çift
vergi verenler" anlamında Dvoyedantsı etnonimi de kullanılmıştır (Potapov 1953: 97-
114; Şerstova 2006: 386 ).
Altay Dağları'nda ekonomik ve idarî olarak birbirine bağlı olan Tomsk,
Novosibirsk, Barnaul ve Biysk'te 1917 Aralık ayında Sovyet rejimi kurulmuş, tarihî
Oyrot adı Altay Bölgesindeki Türkçe konuşan halkı belirtmek üzere kullanılmış, 1922-
1948 yılları arasında Altayların yaşadığı bölge Oyrot Özerk Bölgesi (avtonomnıy oblast’)
olarak adlandırılmıştır. 1830'da bir misyon şehri olarak kurulmuş olan Ulalu Gorno-
Altaysk adıyla bölgenin idarî merkezi seçilmiş, bu şehir 1932-1948 yılları arasında
Oyrot-Tura olarak anılmıştır. 1937 yılında Altayların yaşadığı bölgeleri de içine alacak
biçimde yoğun bir Rus nüfusu da kapsayan çok geniş bir bölge Altay Bölgesi
(Altayskiy kray) olarak ayrılmıştır. 1948'den sonra Oyrot Özerk Bölgesi (avtonomnıy
oblast’) Dağlık Altay Özerk Bölgesine dönüştürülmüştür. SSCB’nin dağılmasından
sonra, 1991 yılında aynı sınırlar içinde Altay Cumhuriyeti (Respublika Altay) adıyla
Rusya Federasyonu içinde özerk yapıda bir cumhuriyet olarak sürmektedir.
Altay bölgesinde yaşayan ve bugün genel olarak "Altay" halkını oluşturan boylar
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 27
1.1.1. Altay-Kijiler
Altaylar geleneksel olarak at, sığır, keçi, yak (Tibet sığırı) gibi büyük ve küçük baş
hayvancılık ile geçimlerini sağlarlar. Altayların büyük kısmı (%70) hâlâ yaşantısını
kırsal kesimde ve geleneksel geçim kaynaklarını koruyarak sürdürmektedir. Daha çok
hayvancılık ve küçük çapta bahçe tarımı ile geçim sağlanmaktadır. Geleneksel geçim
kaynaklarından avcılık ise artık bir “geçim kaynağı” olmaktan çok etnokültürel
kimliğin simgesi olarak sürdürülmektedir. Çeşitli orman meyveleri, çam fıstığı,
yenebilir çeşitli bitkilerin toplanmasından ibaret olan toplayıcılık da geleneksel hayatın
bir parçasıdır. Altaylarda geleneksel toplumsal kurumların canlandırılmasına da
önem verilmektedir (Tyuhteneva 2006: 393). 1997 yılında kurulan 15 Altay soyunun
(söök) yöneticilerinin birleştiği Altay Zaysanları Birliği (Altaydıñ cayzandarınıñ törgöözü)
ve Altay Halkı Kurultayı adındaki organizasyonlarla eski zaysanlık kurumu
canlandırılmaya çalışılmaktadır. (Tyuhteneva 2006: 493).
1.1.2. Telengitler
Telengitler Altay Kiji ve Teleütler ile birlikte Altayların güney kolunu oluştururlar.
2000 yılında “Rusya Federasyonu’nun Az Nüfuslu Yerli Halkları” listesine kabul
edildikten sonraki süreçte, 2002 sayımlarında ayrı bir etnik grup olarak sayılmışlardır.
Telengitler Altay Cumhuriyeti’nin Ulagan ve Koş Agaç rayonlarında yaşarlar.
Koş-Agaç rayonunda Kazaklar çoğunluğu oluştururken Ulagan rayonunda Altaylar
(Altay-Kijiler) çoğunluğu oluşturur. Koş Agaç rayonunda Telengitlerin Kazaklarla bir
arada yaşamaları onların kültürel, politik ve ekonomik gelişimine etki etmiştir.
Kazakların ilk kez Koş-Agaç rayonuna yerleşmeleri XIX. yüzyıl sonunda Telengit
yöneticilerin izniyle olmuş, Kazaklar Çuy nehrinin sol yakasına yerleşmişlerdir. Daha
sonra ikinci göç dalgası 1920-1930 yıllarında gerçekleşmiştir. Böylece bu bölgede
Kazak nüfusu giderek artmıştır. Bugün Kazaklar Altay Cumhuriyeti’nde Ruslar ve
Altaylardan sonra üçüncü en kalabalık nüfusa sahip etnik unsurdur (%5,97). Koş-
Agaç rayonuna bağlı bütün köyler etnik bakımdan karışıktır. 1991-1992 yıllarında bu
bölgeden 3.276 Kazak Kazakistan’a göç ettiyse de 1996 yılı sonlarına kadar 1.258’i geri
dönmüştür. Dönenler genellikle rayon merkezi ya da Kazak köyleri olan Töbölör ve
Janaul’a yerleşmişlerdir (Halemba 2006: 512-513).
L.P. Potapov, Ulagan rayonunda Telengitlerle yaşayan bir Altay grubunu
Tölösler olarak ayırmaktadır (Potapov 1953: 6). Ancak Tölösler bugün Telengitlerin
içinde bir soy olarak kabul edilmektedir (Baskakov 1958: 67-68). Ulagan rayonunda
Balıkça ve Kök Baş köylerinde oturan nüfus kendini Tölös olarak nitelendirmektedir
(Halemba 2006: 513-514). Radloff, "Dvoyedanlar" olarak sözünü ettiği Telengitlerin
Çuya, Çolışman ve Başkaus ırmak boylarında yaşadıklarını, Çuya boyundakilerin
Telengit, Kaşkaus boyundakilerin Ulan, Çolışman civarındakilerin de Tölös olarak
kendini adlandırdıklarını belirtmiştir (Radloff 1994: 204).
30 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
1.1.3. Teleütler
Altayların güney kolunu oluşturan alt etnik gruplardan biri olan Teleütlerin kendi
adlandırmaları Teleñet, Teleñut, Payat veya Tadar’dır. Teleütler Kemerovo Bölgesinde
Büyük ve Küçük Baçat ırmakları boylarında Belovo, Guryevsk rayonlarında
Çeluhoyevo, Bekovo, Verhovskaya, Şanda, Çerta, Kamenka ve Ulus köylerinde,
küçük bir grup olarak da Novokuznetsk şehrinde, ayrıca Altay Bölgesi’nde (Kray)
Zarinsk ve Kışmanovsk rayonlarında Çumış nehri boylarında ve Altay
Cumhuriyeti’nde de Şebalin rayonunda Sema nehri boylarında yaşarlar. 1920-1930'lu
yıllarda Kemerovo Bölgesi'nden gelerek Şebalin rayonunda Ulus Çerga ve Verh
Baragaş köylerinde yaşayan Teleütler büyük ölçüde Ruslaşmış sayılmaktadır (Tadina
2008; Baskakov, Selyutina 2010: 90, 5. Dipnot; Funk 2006: 171). 20. yüzyıl başlarına
kadar Baçat, Tom, Altay ve Çumış olmak üzere beş etnografik gruba ayrılırlarken
bugüne kadar sadece Baçat grubu korunmuştur. Teleütler dilsel açıdan güney Altay
ağızlarından sayılsalar da antropolojik bakımdan kuzey Altaylarla ilişkilendirilmekte,
köken bakımından da kendilerini eski Tele soyuyla birleştirmektedirler. 17. yüzyılda
Rus belgelerinde “Ak Kalmıklar (Ru. belıye kalmıki)” olarak anılan ve Güney Sibirya’da
etkin rol oynayan gruplardan biri olan Teleütler 18. yüzyıl başlarında Moğollarla
birlikte Cungarya’ya sürülmüşlerdir. Teleütlerin bugünkü topraklarına parça parça
girmesi ise aşağı yukarı 150 yıl kadar sürmüştür (R.V. Sulyandziga, D. A. Kudryaşova,
P. V. Sulyandziga 2003: 72; Nasilov 2002: 177).
Bugün Belovsk rayonunda, Bekov köy meclisinde Teleütlerin ulusal yönetim
oluşumu vardır. Teleütlerin yaşadığı bölgede “Az Nüfuslu Yerli Halkların Sosyal ve
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 31
1.2.1. Kumandılar
Kumandılar (Kubandı, Kuvandı, Kuvanta, Kuvandıg, Kuvandıh, Kuvandık, Öörö Kumandı,
Tübere Kumandı, Tadar Kiji, Rus. Kumandintsı) Kuzey Altay Türk boylarından biridir.
İdarî bakımdan Altay topluluğuna bağlıdır (Urtegeşev 2010: 393; Satlayev 2002: 108).
Ünlü Sibirolog Selyutina’ya göre Kumandı etnonimi etnik grubun kendi adlandırması
32 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
olmayıp komşu boylar tarafından en ileri gelen soyun adından yola çıkarılarak bütün
boya verilmiş bir addır (Satlayev 2002: 108). Bugün Kumandılar yoğun olarak Altay
Kray’ının Solton ve Krasnogorsk rayonlarında (Krasnogorsk, Ujdep, Kıltaş, Nijnyaya
Neninka, Solton Şatobalovo, Kurlek köylerinde), Biysk şehrinde, Dağlık Altay
Cumhuriyeti’nde Turoçak rayonunun dağlık bölümünde (Turaçak ve Dmitrovka’da)
ve Kemerovo Bölgesi’nin Taştagol şehrinde ve Şeregeş kasabasında yaşamaktadırlar
(Urtegeşev 2010: 393).
Kumandıların geleneksel geçim kaynaklarını yaşadıkları bölgenin hayat
koşullarına uygun olarak avcılık ve toplayıcılık oluşturur. Önceleri grup hâlinde
avcılık yaygın iken bugün bireysel avcılık daha yaygındır. Kumandılar geleneksel
olarak tarımla ve arıcılıkla da uğraşmışlardır, ancak Rusların bölgeye gelişinden sonra
Rusların kullandığı tarım aletleri ile tarıma geçilmiştir. Kumandıların geleneksel uğraş
alanlarından biri de demirciliktir. Hatta XVII-XVIII. yüzyıllarda Kumandıların
Cungarlara vergilerini demirden ürettikleri eşyalarla ödedikleri bilinmektedir. Ancak
bugün bu sanat canlılığını yitirmiştir. Kumandıların bitki liflerinden tezgâhlarda
kumaş dokudukları da bilinmektedir (Nazarov 2006: 329-343). Ancak bu üretim alanı
da günümüzde yaşamamaktadır. Bugün ağaç işçiliği, ağaç ve kayın kabuğundan kap
kacak, kutu yapma yaşayan el sanatlarındandır (Funk, Nazarov, Dobjanskaya 2006:
373).
Kumandıların geleneksel yaşam tarzları ve kültürleri günümüze kadar yeterince
korunamamıştır. Kesintinin başlıca sebepleri arasında keskin nişancı olarak 2. Dünya
Savaşı’na giden pek çok Kumandı’nın geri dönememiş olması, 1960’lı yıllarda küçük
köylerin tasfiye edilerek Kumandıların farklı alt etnik grupların yaşadığı büyük
köylere yerleştirilmeleri ve geleneksel uğraşlarını bırakmak zorunda kalmaları olarak
görülmektedir. Yüksek oranda etnikler arası karışık evlilikler de geleneksel kültürün
ve dilin aktarılamamasındaki temel etkenlerden biridir. Krasnogorsk ve Solton
rayonlarında yaşayan Kumandılarda karışık evlilik oranı %70’tir. Bazı köylerde bu
oran daha da yükselmektedir. Ayrıca işsizlik oranı yüksektir. 1993 yılında “Az
Nüfuslu Halklar” listesine girmeleri de ekonomik ve kültürel açıdan bir kalkınma
sağlamamış ise de etnik bilincin yükselmesinde önemli bir katkısı olmuştur. 1990’lı
yılların ortalarında Krasnogorsk’ta kurulan “Çilgay” topluluğu, Solton rayonunda
Şatobal köyünde kurulan “Şatobal Kumandı Ulusal Köy Meclisi”, Barnaul’da
kurulmuş olan “Kardaş” adlı Kumandı organizasyonu Kumandıların geleneksel
kültürünün canlandırılması ve etnik bilincin oluşması için çalışmalar yapan kurumlar
arasında sayılabilir (Funk, Tomilev 2006: 374). 1992 yılından beri Biysk şehrinde
“Altay’ın Kumandı Halkını Canlandırma Derneği (Obşçestvo vozrojdeniya
kumandinskogo naroda Altaya)”, 1996 yılında ise bölgesel “Kumandı Halkını
Canlandırma Derneği (Assotsiatsiya vozrojdeniya kumandinskogo naroda)” gibi kurumlar
Kumandıların dilini ve kültürünü yayma çalışmalarını sürdürmektedir (Satlayev
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 33
2002: 111). Biysk şehrinde “İstok” adlı Altay bölgesel toplumsal Kumandı
organizasyonu da kurulmuştur. Bu organizasyon az nüfuslu halklarla ilgili haberlerin
yer aldığı “Altay-İstok” adlı bir bülten de yayımlamaktadır (Nazarov 2006b: 374).
1.2.2. Tubalar
1.2.3. Çalkandular
içinden evliliklerin yasak olduğuna dikkat çekmişlerdir (Nasilov 2002b: 230; Funk
2006c: 466-467).
Çalkanduların geleneksel temel geçim kaynakları avcılık ve tarımdır. Balıkçılık,
toplayıcılık, hayvancılık ile bölgeye Rusların gelişinden sonra gelişen arıcılık ve bahçe
tarımı ise diğer geçim kaynaklarını oluşturur. Bugün ise geleneksel geçim
kaynaklarından çok büyükbaş hayvancılık ve bahçe tarımı yapılmaktadır (Bel’gibayev
2006: 472, 477).
2. Etno-Demografik Durum
1989 yılı verilerine göre Dağlık Altay’ın nüfusu 191.649 kişidir. Bütün SSCB’de
Altayların nüfusu 70.777 kişi olarak belirtilmiştir (Vsesoyuznaya perepis’ naseleniya 1989
g. Çislennost’ naseleniya SSSR, RSFSR i yeyo territorial’nıh yedinits po polu
http://demoscope.ru/weekly/ssp/rus89_reg1.php). Bu dönemde Dağlık Altay Özerk
Bölgesi’ndeki Altayların nüfusu yaklaşık 59.100 kişi iken Rusların nüfusu 115.200 kişi,
Kazakları nüfusu 10.600 kişi, Ukrainler 1.700 kişi, Almanlar 830 kişidir. Dağlık Altay
Bölgesi’nde pek çok bölgede Ruslar %60 ile %90 arasında değişen oranlarda
çoğunluğu oluşturuyorlardı. Altaylar bu dönemde ancak Ust’-Kan (%64), Onguday
(%71) ve Ulagan rayonunda (%70) çoğunluğu oluşturmuşlardır. Koş-Agaç rayonunda
ise %54’lük nüfus oranıyla Kazaklar çoğunluktaydılar (Oktyabr’skaya 1997: 50).
Kuzey bölgesinde yer almamalarına rağmen 1993 yılından itibaren Şorlar,
Teleütler ve Kumandılar “Küçük Kuzey Halkları” içinde sayılmışlardır (Postanovleniye
Soveta Natsional’nostey Verhovnogo Soveta RF ot 24 fevralya 1993 g. N 4538‐I “Ob otnosenii
şortsev, teleutov, kumandintsev k maloçislennım narodam Severa”. Ruspravo.org:
http://ruspravo.org/list/12051/1.html). 24 Mart 2000 tarihinde kabul edilmiş olan
“Rusya Federasyonu’nun Az Nüfuslu Yerli Halkları” listesinde Atay-Kijiler dışında1
bütün Altay grupları (Teleütler, Telengitler, Kumandılar, Çalkandular, Tubalar)
sayılmıştır (Killi Yılmaz 2010: 78; Postanavleniye Pravitel’stva Rossiyskoy Federatsii: 24
marta 2000 goda No: 255 “O yedinom pereçne korennıh maloçislennıh narodov Rossiyskoy
Federatsii” http://www.demoscope.ru/weekly/ knigi/zakon/zakon047.html). Böylece
2002 nüfus sayımında da Altayları oluşturan bütün etnik grupların adları ayrı ayrı
etnik adların sıralandığı listede yerini almıştır.
2002 sayımlarına göre toplam 202.947 kişi olan Altay Cumhuriyeti nüfusunun
62.192 kişilik bölümünü Altaylar oluşturur. Bütün Rusya Federasyonu’nda 67. 239 kişi
olarak sayılmışlardır. Bugün Teleüt, Telengit, Kumandı, Çalkandu ve Tubalar ayrı
etnik unsurlar olarak sayıldığından bu rakam büyük ölçüde Altay-Kiji ve kısmen
1 “Az nüfuslu halk” sayılmak için nüfusun 50.000’in altında olması gerekmektedir. Altay-
Şekil 1: Altay Cumhuriyetinde yaşayan etnik unsurların genel nüfus içindeki oranları
2002 sayımlarına göre Rusya Federasyonu genelinde 2.399 kişi olan Telengitlerin
kendi yaşadıkları bölgede nüfusları 2.368’dir. Telengitlerin Altay Cumhuriyeti’nin
genel nüfusu içindeki oranları %1,17’dir (2368 kişi). Bu oranlarıyla Altaylardan sonra
ikinci büyük Altay grubunu oluştururlar (Vsemirnaya geografiya: Respublika Altay
http://worldgeo.ru/russia/reg04). 2002 nüfus sayımları öncesindeki resmî olmayan
bazı tahminlere göre Telengitlerin nüfusu 8.000-18.000 arasında olmalı idi. Sayım
sonuçlarının tahminlerin çok altında olmasının Telengitlerin kendilerini hem Altay
hem de Telengit olarak algılamasının yanı sıra nüfus sayımının öncesindeki bazı
propaganda çalışmaları olduğu düşünülmektedir. Bazı grupların Altay
36 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
Şekil 2: Altay Cumhuriyeti’nde yaşayan Altay gruplarının birbirlerine göre nüfus oranları
Teleütler, daha önceki dönemlerde Altay olarak sayıldıkları için eski nüfus sayım
sonuçlarında tam nüfuslarını tespit etmek güçtür. R.V. Sulyandziga, D. A.
Kudryaşova, P. V. Sulyandziga 1989 yılı sayımlarında nüfuslarının yaklaşık 3.000 kişi
olduğunu, bunlardan 2.594’ünün Kemerovo Bölgesi’nde kaydedildiğini belirterek bu
dönemde Teleütlerin yaşadıkları yerleşim birimlerine göre nüfuslarını şu şekilde
vermişlerdir (R.V. Sulyandziga, D.A. Kudryaşova, P.V. Sulyandziga 2003: 72):
Rayon Köy Meclisi Köy/Kasaba Nüfus Yerli Nüfus
Belovsk Bekovsk Bekovo 565 182
Verhovsk 205 187
Oktyabrskiy 69 69
Çeluhoyevo 862 605
Novobaçatsk Novobaçatı 1460 173
Guryevsk Razdol’sk Şanda 310 273
Tablo 2: Teleütlerin yoğun olarak yaşadığı yerleşim birimleri (R.V. Sulyandziga, D. A.
Kudryaşova, P. V. Sulyandziga 2003: 72).
2002 nüfus sayımına göre ise Teleütler 2.650 kişidir. Bunun 2.534’ü Kemerovo
Bölgesi’nde, 32’si Altay Cumhuriyeti’nde, 15’i Altay Kray’ında, 14’ü Novosibirsk
Bölgesi’nde kaydedilmiştir (www.perepis2002.ru).
Kumandıların 2002 verilerine göre nüfusları bütün Rusya Federasyonu’nda 3.114
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 37
kişidir. Bunun 1.663’ü Altay Kray’ında, 931’i Altay Cumhuriyeti’nde, 294’ü ise
Kemerovo Bölgesi’nde kaydedilmiştir (Bkz. http://www.perepis2002.ru). Yaşadıkları
bölgelere göre farklı dilsel ve etnik ilişkiler içindedirler.
Tubalar ve Çalkandular 1926’dan itibaren Altaylarla birlikte kaydedildikleri için
sayıları tam olarak bilinememektedir. 1 Ocak 1997 yılı tarım ve hayvancılık ile ilgili
kayıtlara göre 2.749 Tuba yaşamaktaydı (Sarbaşeva 2000: 157). Bununla birlikte 2002
nüfus sayımı sonuçlarında bütün Rusya Federasyonu’nda Tubalar 1.565 kişi olarak
belirlenmiştir. Bunlardan 1.533’ü Altay Cumhuriyeti’ndedir (http://www.perepis
2002.ru/index.html?id=12). Bazı kaynaklara göre Tubaların sayısı 7.000 kişiye kadar
çıkmaktadır. Az nüfuslu halklar arasında sayılan Tubaların nüfuslarının azalma
sebepleri arasında 1960’lı yıllardaki yerleşim politikası sayılmaktadır. Örneğin bu
dönemde bu bölgedeki 89 köyden 60’ı yok olmuştur(Makoşev 2002: 190).
Sovyetler Birliği boyunca Altay Cumhuriyeti’nde yaşayan Çalkandular nüfus
sayımlarında “Altay”, Kemerovo Bölgesi’nde yaşayanlar ise “Şor” olarak
kaydedilmişlerdir (Funk 2006: 463). Çalkanduların nüfusu 24 Mart 2000 yılında kabul
edilen Rusya Federasyonu Az Nüfuslu Halkları listesinde 1999 yılına göre sayıları
1.689 kişi olarak verilmektedir. Bir yandan diğer Altay gruplarının diğer yandan Rus
dilli nüfusun etkisi altında bulunan Çalkanduların 2002 nüfus sayımı verilerine göre
nüfusları çok daha azdır: 855 kişi. Bunların da 720’si köylerde, 135’i şehirde
yaşamaktadır (Funk 2006b: 463; www.perepis2002.ru).
3. Ağız Sistemi
Altay ağızları güney ve kuzey olmak üzere iki gruba ayrılır. Yazı diline temel olan
Altay-Kijilerin ağzı Teleüt ve Telengit ağızları ile birlikte güney Altay ağızlarını
oluşturur. Altay ağzını kendini Altay-Kiji ya da Altaylar (Rus. Altaytsı) diye
adlandıran nüfus konuşur. Altay ağzı içinde yer alan Mayma-Kiji ya da Maymalar da
kendi aralarında bir alt ağız teşkil eder. Ulagan ve Koşagaç rayonlarında, Çulışman,
Başkaus ve Teletsk gölünün güney kıyısında ve de Çuy ırmağı boyunda konuşulan
Teleüt ağzı ile bugün temel olarak Kemerovo Bölgesinde iki rayonda konuşulan
Teleüt ağzı da Güney Altay ağızlarının diğer üyelerini oluşturur.
Tuba, Kumandı ve Çalkandu ağızları ise kuzey ağızlarıdır. Bunlardan Kumandı
ağzı Turaçak, Solton ve Starobardin alt ağızlarına ayrılırken Çalkandu ağzı Şalkanıg
ve Şagşılık olmak üzere iki alt ağza ayrılmaktadır (Baskakov 1958: 67). Bugün özellikle
Çalkandu ağzı standart dil ve komşu ağızların etkisiyle yavaş yavaş kendi özelliklerini
kaybetmektedir (Nasilov 2002b: 231).
38 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
Son yıllarda Altay alt etnik gruplarının ayrı etnik gruplar olarak tanınmasının
ardından dillerinin de ayrı birer yazı dili olarak geliştirilmesine yönelik çalışmalar
dikkati çekmektedir. Teleüt ağzının söz varlığının kodlandığı 1995 yılında yayımlanan
Teleut‐orus sözlik/Teleutsko‐russkiy slovarʹ (Teleütçe-Rusça Sözlük); Teleütçe alfabe kitabı
Teleut til curuktarda 2004, Teleutskiy yazık v kartinkah (Resimlerle Teleüt Dili) 2005
yılında basılmış, 2008 yılında ise ders kitabı Tuugan sös “ana söz” Teleüt Türkçesinin
standartlaştırılmasına ve standart türünün yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalardır
(Rossiyskiy Komitet programı YUNESKO “İnformatsiya dlya vseh”
http://www.ifapcom.ru/ ru/news/452 (04.01.2010).
1930’lu yılların başında Kumandı ağzının eğitim-öğretim programlarına
sokulması denemesi ve bu çerçevede 1933 yılında N.A. Kalanakov ve K.İ. Filatov’un
redaktörlüğünde "Kumandı alfabe kitabı (Kumandı Bukvar’)”ın yayımlanması
Kumandı ağzının ayrı bir yazı dili olarak geliştirilmesi girişimi olarak görülebilir
(Satlayev 2002: 111). Bu yöndeki çalışmalar 1990’lı yılların başından itibaren tekrar
hayat bulmuştur. Rusça-Kumandıca Konuşma Kılavuzu (Uçites’ govorit’ po‐
kumandinski: Russko‐Kumandinskiy razgovornik, Gorno-Altaysk, 1990) ve Kumandıca-
Rusça Sözlük’ün (L.M. Tukmaçev(Otv.Red..), Kumandinsko‐russkiy slovar’, Biysk:
İzdatel’stvo biyskiy kotelşçik, 1995), yine 2006 yılında okullarda ücretsiz dağıtılmak
üzere yaymlanmış olan ilkokul 1. sınıf öğrencileri için ders kitabı niteliğindeki
Kumandı alfabe kitabının (L. M. Tukmaçev, Azbuka kumandan Barnaul: Azbuka, 2005)
(http://www.indigenous.ru/modules.php?name=News&file=print&sid=215; Kumandintsı na
Altaye: uroki yazıka: http://www.bigpi.biysk.ru/altay/ viewpage.php? page_id=29),
yayını son dönemlerde Kumandıcanın ayrı bir yazı dili olarak geliştirilmesine yönelik
girişimler gibi görünmektedir (Nazarov 2001: 41-42).
4. Hukukî Konum
Altay Cumhuriyeti’nde 3 Mart 1993’de kabul edilen “Diller Hakkında Yasa”da (3
Mart 1993, N 9-6, 24.06.1993 ve 24 Eylül 2002 N 6-31) Altayca Rusça ile birlikte Altay
Cumhuriyetinin devlet dili olarak tanınmıştır. Rusça ise aynı zamanda “uluslar arası
temel ilişki aracı”dır (Zakon respubliki Altay “O yazıkah”. http://www.kultura-
portal.ru/tree_new/laws/final.jsp?pub_id=11433&rubric_id=1002). 7 Temmuz
1997’de kabul edilen 02.06.1999, 14.02.2001 ve 29.05.2001 tarihlerinde değişiklik ve
düzenlemeler yapılan Altay Cumhuriyeti Anayasası'nda da (13. Madde) Altay
Cumhuriyeti’nin devlet dillerinin Altayca ve Rus dilleri olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca Altay Cumhuriyeti cumhuriyette yaşayan bütün halkların da ana dilini
korunması, öğrenilmesi ve geliştirilmesi için gerekli koşulları oluşturma garantisini de
vermektedir. "Altay dili" Altay halkının millî bilincinin temeli kabul edilmiş, "hükümet
organları Altay dilinin canlandırılması, korunması ve kullanım alanlarının
genişlemesini sağlar" denilmiştir (Konstitutsiya Respubliki Altay Osnovnoy Zakon.
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 41
5. Konuşur Sayısı
Altay Cumhuriyeti’nde Altayca bilenlerin sayısı 62.635 kişidir. Bunun 55.473’ünü
(Altayların %89,19’u) Altaylar oluşturmaktadır. Altaycayı bilen diğer uluslardan ise
1223’ü Rus, 2.765’i Kazak, 2.314’ü Telengit, 270’i Tuba, 107’si Kumandı, 148’i
Çalkandu, 7’si Şor, 322’si diğer uluslardan, 6’sı ise ulusunu belirtmeyenlerdendir
(http://www.perepis2002.ru). Altay Türkçesini bilmeyenler ya da az bilenlerin
genellikle Rus dilinin yaygın olarak kullanıldığı köylerde yaşayanlar, şehirlerde
yaşayanlar ve yatılı okullarda yetişenlerdir (Güner Dilek 2006: 150).
2002 yılı nüfus sayımı verilerine göre Rusya Federasyonu’nda yaşayan 67.239
Altay Türkünden 62494’ü (%92,94). Rusça bilmektedir. Şehirde yaşayan 13.897
Altaydan 13764’ü (%99,04) köyde ise 53.342 kişiden 48.730’u (% 91,35) Rusçaya
vâkıftır. Altay Cumhuriyeti içinde de oranlar yakındır. 62.192 kişi olan Altay nüfusun
57.466’sı (%92,40) Rusçaya vâkıftır. Bu durumun etnik sınırlar içinde ve daha çok
kırsal kesimde yaşayan Altaylar arasında Rusça bilmeyenlere rastlanılırken, eğitim,
çalışma vb. gibi sebeplerle etnik sınırlar dışına çıkanlarda Rusça bilirlik oranının doğal
olarak daha yüksek olduğundan Rusya Federasyonu çapında Rusça bilirlik oranının
yüksek olması doğal görünmektedir.
Altayların genel Rusça bilenler Şehirde Rusça Köyde Rusça
nüfusu (Rusya yaşayanlar bilenler yaşayanlar bilenler
Federasyonu
genelinde)
67239 62.494 13.897 13.764 53.342 48.730
%92,94 %99,04 %91,35
Tablo 3: Şehirde ve köyde yaşayan Altaylarda Rusça bilenlerin oranı.
42 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
Telengitler ayrı bir etnik grup sayılmasına rağmen dilleri ayrı bir dil
sayılmadığından 2002 yılı nüfus sayımı sonuçlarında ortaya çıkan diller listesinde
“Telengitçe” yoktur. Telengitlerin konuştuğu dil türü Altaycanın bir ağzı olarak
sayılmaktadır. Dolayısıyla 2002 nüfus sayımı verilerinde Telengitler “kendi dili”
olarak Altaycayı belirtmişlerdir. 2002 verilerine göre bütün Rusya Federasyonunda
2.399 kişi olan Telengitlerin 2.030’u Rusça bilmektedir. Telengit nüfusun 115’i
şehirlerde, 2284’ü kırsal kesimde yaşamaktadır. Şehirlilerden 114’ü, köylülerden ise
1916’sı Rusça bildiğini ifade etmiştir. Kendi yaşadıkları bölgede 2.368 kişi olan
Telengitlerin 1999’u Rusça bilmektedir. Altay Cumhurieyti’nde yaşayan Telengitlerin
2.314’ü kendi dilini bildiğini (Altayca), 106’sı Kazakça bildiğini ifade etmiştir.
Altay Cumhuriyeti'nde Kazakların (toplam nüfus 12.108 kişi) 2.765’i Altayca ,
11.421’i Kazakça bilmektedir. Rusça bilen Kazakların sayısı 10.586’dır. Kazakça bilen
Altayların sayısı 1.878’dir (http://www.perepis2002.ru/index. html?id=17).
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 43
Şekil 4: Telengitlerde Rusça, Kazakça ve Altayca bilenlerin genel Telengit nüfusuna oranı.
2002 nüfus sayımlarına göre bütün Rusya Federasyonu içinde 855 kişi olan
Çalkanduların 842’si de ana dilini “Çalkandu dili” olarak belirtmiştir. Çalkanduların
çoğu (Çalkandu ağzı-Rusça) iki ya da üç dilli (Çalkandu ağzı-Rusça-Altayca)
sayılmaktadır. İki ya da üç dilli Çalkanduların büyük bir çoğunluğu için Çalkandu
ağzı ana dilidir. 2002 nüfus sayımı verilerine göre Altay Cumhuriyeti’nde yaşayan
830 Çalkandu'lardan kendi ağzını bilenlerin sayısı 466, Rusçayı bilenlerin sayısı
817’dir. Şehirde yaşayan 113 Çalkandunun tamamı Rusça bilirken ancak 60’ı ana
dilini bilmektedir. Köyde yaşayan 717 Çalkandudan ise 406’sı ana dilini bilirken 704’ü
46 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
yaşına kadar olan grup içinde Kumandı ağzını "ana dili" sayan yoktur. Tubalarda 10-
29 yaş aralığındakiler ancak pasif ana dili bilgisine sahiptir. Çalkandularla ilgili
araştırma sonucunda çocukların ana dili bilgisi üzerine veri sunulmamıştır. 10-40 yaş
arasındakilerin %9,9’unun Rusçayı ana dili saydığı belirtilmiştir. Ancak çoğunlukla
kendi etnik dilini ana dilini sayma ile dilbilgisi arasında bir bağ bulunmamaktadır.
Dillerin çocuklar tarafından artık kullanılmıyor olması, kuşaklar arasındaki dil
aktarımının kesintiye uğraması demektir. Bu da özellikle kuzey Altay gruplarının
dillerinin ciddi tehlikede olduğu anlamını taşır. Nitekim çeşitli yıllara ait dil hayatiyeti
derecelendirmesinde Altayların yeri girerek daha kritik olan basamaklara
yaklaşmaktadır. Juha Janhunen’in 1993 yılına ait ölü dilden(1) tehlikede olmayan
dile(6) uzanan 6 basamaklı “dil hayatiyeti” sınıflandırmasında Güney Altay, Kuzey
Altay ve Teleütlerin dilleri “tehlikede”(4) kabul edilmiştir (UNESCO Red Book On
Endangered Languages: Northeast Asia http://www.helsinki.fi/~tasalmin/nasia_index.
html#index) Cristopher Moseley’nin editörlüğünü yaptığı “Tehlikedeki Diller
Atlası’nda (Atlas od the World’s Languages in Danger)” (2010) Alttay Türkçesi
“savunmasız (vulnerable)”dan(1) “ölü (extinct)”ye (5) uzanan beş basamaklı hayatiyet
derecelendirmesinde Güney Altaylar “şiddetli tehlikede (severely endangered)” (3)
olarak işaretlenirken Kuzey Altayların dilleri “ciddî tehlikede (critically endangered)”
(4) olarak işaretlenmiştir (UNESCO Atlas of the World’s Languages in Danger
http://www.unesco.org/culture/languages-atlas/ index.php?hl=en&page= atlasmap).
konusunda olumsuz bir yaklaşım olmamakla birlikte ana diline bağlılığın yüksek
olduğunu belirtmek gerekir. Ancak bu ana dili çoğu zaman, özellikle kuzey
gruplarında “kendi sahip olduğu ağız” olarak anlaşılmaktadır. Örneğin 1989 yılında
yapılan toplumdilbilim anketinin sonuçlarına göre Rusça bilenlerin oranı %67,3’tü.
Altayların %13’ü Altaycayı ana dili olarak görmemekteydi. Altay Cumhuriyeti’nde
yaşayan Kazaklarda ise Rusça bilenlerin oranı %67,8 iken Kazakçayı ana dili
saymayanların oranı %0,5’tir. İkidilli eğitime yaklaşım da toplumdilbilim anketlerine
Dağlık Altay Bölgesi’nde yaşayan etnik gruplara göre farklı biçimlerde yansımıştır.
Rusların büyük bir çoğunluğu çocuklarının Rus okullarında okuması yönünde
isteklerini dile getirirken Barnaul şehrinde yaşayan Rusların %12’si, Gorno-Altaysk
şehrinde yaşayanların ise %24’ü ikidillilikten yana olduğunu belirtmiştir. Rusların
%63’ü bu bölgedeki yerli halkların ana dilinde eğitim görebilmeleri yönünde dileğini
belirtmiştir. Altaylar ve Kazaklar arasında yapılan anket çalışmasında ise Gorno-
Altaysk’taki Altayların %66’sı, Kazakların %67’si, Barnaul şehrinde ise Altayların
%80’i ve Kazakların %67’si çocuklarının iki dilde de eğitim almaları gerektiğini
belirtirken Gorno-Altaysk’taki Altayların %20’si ve Kazakların %33’ü, Barnaul’da ise
Altayların %8’i ve Kazakların %17’si ana dilinde eğitim görmeleri gerektiğini; Gorno-
Altaysk’taki Altayların %20’si ile Barnaul’daki Altayların %14’ü ile Kazakların %17’si
çocukların Rusça eğitim görmesinden taraf olduklarını belirtmişlerdir (Oktyabr’skaya
1997: 50-51).
Kendi konuştuğu ağız türünü ana dili olarak sayma eğilimi hemen hemen bütün
Altay gruplarını kapsamaktadır. Örneğin Teleütler arasında yapılan toplumdilbilim
anketlerinin sonucuna göre ankete katılanların %93’ü kendini dile dayalı olarak ait
olduğu alt etnik grubun bir üyesi olarak görmektedir. “Teleütçe”yi neden ana dili
saydıkları sorusuna ise %68’i ulusal dilleri olduğu için, %27’si anne ve babaları Teleüt
olduğu için, %5’i de kendisi Teleüt olduğu için yanıtını vermiştir. Ankete katılanların
büyük çoğunluğu için Rusça, muhatabın ulusal kimliğine dayalı olarak kullanılan
etnikler arası iletişim dili olarak sayılmıştır. Yine ankete katılanların %60’ı halk
şarkılarını danslarını, oyunlarını, bayramlarını bildiklerini ifade ederken %35’i
bilmediğini ifade etmiş, %5’i ise bu konuda güçlük çektiğini ifade etmiştir. Yine
katılımcılardan %53’ü kendi halkının geleneklerini yerine getirdiklerini, %18’i kendi
ulusal müzik ve edebiyat ürünlerini okuduklarını, %16’sı kendi halklarının tarihi ve
kültürü üzerine literatürü takip ettiğini belirtmiştir. Bu tür materyallerin yetersizliği de
dikkat çekilen bir konu olmuştur (Kriger, Yanitskiy 2004: 40).
Altay Cumhuriyeti’nin Turaçak rayonunda ve kısmen Altay Kray’ının
Krasnogorsk rayonunda yaşayan Kumandılar daha çok Altayların (Altay-Kiji) etkisi
altındayken Solton ve Taştagol’da yaşayanlar güçlü Şor etkisi altındadır. Yaşadıkları
bölge tarihsel olarak Şorlarla sınır olan Taştagol Kumandıları Şorya topraklarındadır
ve hem etnik hem de dilsel akrabalığın farkındadırlar. Bunların pek çoğu kendini Şor
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 49
7. Dilin İşlevleri
1993 yılından beri Altay Cumhuriyeti’nin resmî devlet dilleri Altayca ve Rusçadır.
Standart Altayca Altay-Kiji ağzına dayanmaktadır. Dolayısıyla Altay-Kiji ağzı diğer
ağızlara göre daha iyi korunmuştur. Bugün Altay Cumhuriyeti’nde eğitim dili, resmî
dil ve uluslar arası ilişki dilleri Altayca ve Rusçadır (Makoşev 2002: 192). Ancak bütün
önemli işlev alanlarının yanı sıra aile içi iletişim dili olan Rusçanın baskısı karşısında
Altay Türkçesinin işlev alanlarının giderek bireyin aile ve yakın çevresine doğru
daralması kaçınılmaz olmaktadır.
Altaylarda okullaşma ve okur-yazar oranının Sovyetler Birliğinin kurulmasından
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 51
eden edebiyat dergisi, 2002 yılında yayın hayatına başlayan ve Rusça ve Altayca yayın
yapan Altay Telekey (Altay Dünyası) , 2004’te yayın hayatına başlayan Altayca kadın
dergisi Epşiler (Kadınlar), 1993 yılında yayın hayatına başlayan ve Altayca yayın
yapan çocuk dergisi Solonı “Gökkuşağı” Altayca basın-yayın hayatının parçalarıdır
(Respublika Altay: Ofitsial’nıy inter‐net portal: http://www.altai-republic.ru; MakKonnell,
Solntsev, Mihal’çenko 2000: 61).
1994 yılı verilerine göre Altay Cumhuriyetinde birinci dilin Rusça diğer dillerin
ise Altayca ve Kazakça olduğu devlet radyosu günde üç saat yayın yapmakta idi.
Televizyon yayını da 1997 yılı verilerine göre Rusça, Altayca ve Kazakça yapılıyordu
ve Altayca yayın süresi günde 45 dakika idi. Devlet Televizyon ve Radyo Kanalı
“Gornıy Altay” El‐Altay Rusça ve Altayca yayın yapmaktadır. Altayca yayınlar 06.35
ve 08.35’de başlayan ve yaklaşık yarım saat süren Altayca haberler ve haftanın çeşitli
günlerindeki haber programları Solundar, Çaga Bayram ve Oçaktıñ canında
programlarından ibarettir. Radyo kanalı Radio-Mega plyus’un ise her saat başı yaptığı
haber yayınından (günde 19 kez) üçü Altaycadır (Rossiya 1: El Altay:
Gosudarstvennayatelevizionnaya i radioveşçatel’naya kompaniya “Gornıy Altay”:
http://www.elaltay.ru). Sinematografi alanında Altaycanın kullanımına dair veri
yoktur. 1978 yılında kurulan P. V. Kuçiyak Ulusal Drama Tiyatrosu (Natsional’nıy
dramatiçeskiy teatr imeni P.V. Kuçiyak) Rusça ve Altayca oyunlar sahneye koymaktadır
(Kino-teatr:Teatrı Rosii: http://www.kino-teatr.ru/teatr/russia; MakKonnell, Solntsev,
Mihal’çenko 2000: 62).
Dünyadaki Yazı Dilleri Ansiklopedisi’ndeki verilere göre Altayca ancak bölgesel
ve yerel yönetimlerde çeşitli buluşma ve telefon konuşmalarında sınırlı olarak
kullanılmaktadır. Dil yasası uyarınca Altayca mahkemelerde kullanılabildiği halde
kullanıldığı bir durum tespit edilmemiştir. Bazı bölgesel yasa ve düzenlemeler
Altaycaya da çevrilmektedir. Üretim alanında da Altaycanın kullanımı sınırlıdır.
Ancak geleneksel üretim alanlarında kullanılmaktadır. Ticaret ve hizmet sektöründe
kullanılmamaktadır (MakKonnell, Solntsev, Mihal’çenko 2000: 63-64).
1979 yılında yapılan bir çalışmanın verilerine göre bile Teleütlerin sadece %56’sı
dillerini sadece ev içinde çocuklarla konuşurlarken kullanıyorlardı. Teleüt ağzı sadece
Belovsk rayonunda, Bekovo köyündeki bir okulda seçmeli ders olarak
okutulmaktadır. Teleüt ağzının canlandırılması için alfabe ve ders kitaplarının
yayınlanması çalışmaları yapılmaktadır (R.V. Sulyandziga, D. A. Kudryaşova, P. V.
Sulyandziga 2003: 73).
Kumandı ağzının işlev alanları arasında ailede okul öncesi ve okul çağındaki
çocuklarla iletişim alanı, aile dışında kendi ulusundan veya başka ulustan kişilerle işte,
okulda ya da diğer iletişim alanları sayılabilir. Kumandı ağzının eğitim-öğretim
programlarına sokulması çalışmaları ile Kumandı ağzının işlevi büyümektedir
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 53
(Urtegeşev 2010: 393-397). Ancak okullarda temel olarak eğitim-öğretim Rus dilinde
yapılmaktadır. Ancak Altay dili ve edebiyatı ders olarak okutulmaktadır (Satlayev
2002: 110). Kumandıların hepsi okul çağına kadar olan çocuklarla iletişimde genellikle
Rusçayı kullanmaktadır (%98,8). Ancak %0,4’ü Kumandı ağzını, %0,8’i Kumandı ve
Rusçayı kullanmaktadır. Okul çağındaki çocuklarla aile içinde %96’6’sı Rusça, %1,9’u
Kumandı ağzı, %1,5’i Kumandı ağzı ve Rusça, yetişkinlerle iletişimde %70,5 Rusçayı
kullanmaktadır. Kumandıların %17,5’u aile içinde yetişkinlerle iletişimde ana dilini
kullanmaktadır. Bunlar 45 yaş üzeri gruptur. %12’si Kumandıca ve Rusçayı
kullanmaktadır. Bunlar 30 yaş üzeri gruptur. İş ve okulda değişik etnik gruplardan
insanlarla karşı karşıya gelmeleri sebebiyle Rusçayı kullanma oranı artmaktadır.
Ankete katılanların %100’ü iş ve okulda Rusçayı kullanmaktadır. Başka durumlarda
kendi etnik grubundan kişilerle iletişimde %31,5’i Kumandı ağzını, %51,9’u Rusçayı
kullanmaktadır. %16,6’sı hem Kumandı hem de Rusçayı kullanmaktadır. Başka
ulustan kişilerle iletişimde %72,7’si Rusça, %17,9’u Kumandı ağzı, %1,2’si Kumandı
ağzı ve Rusça, % 6,3’ü Şorca, %1,9’u Altayca’yı kullanmaktadır. Bu durumda genel
olarak Kumandı toplumunda iletişim aracı olarak Rusçanın kullanıldığı söylenebilir.
Kumandı nüfus için kitap, gazete, dergi, ilan okumak, konferans, konser, gösteri,
radyo, televizyon dinlemek gibi faaliyetleri kapsayan kitle iletişim aracı, edebiyat ve
sanat alanında Rusça daha anlaşılır ve kolay gelmektedir ve %100 oranında
kullanılmaktadır. Ankete katılan Kumandıların %100’ü başka ulustan olanlara
yazarken Rusçayı kullanmaktadır. Şahsi yazışmalarda Rusçayı kullanmak daha kolay
ve anlaşılır gelmektedir.
Yetişkin Kumandıların çoğu Kumandı-Rusça ikidilli sayılmakla birlikte fiilen
Kumandıca-Rusça-Şorca üç dilli, daha nadir olarak ise Kumandıca-Rusça-Altayca üç
dillidirler. Kumandıcanın kullanıldığı bütün alanlarda Rusça da kullanılmaktadır.
Ancak emeklilik çağındaki Kumandılar aile içi iletişimde Kumandıcayı tercih
etmektedir. Pek çok toplumsal işlevini kaybeden Kumandıca temel olarak ailede
yetişkinler arası iletişim dili ve kendi milletinden olanlarla günlük koşullarda iletişim
dili işlevini yerine getirmektedir. Kumandılar arasında ana dilini koruma ve gelecek
kuşaklara aktarma konusunda büyük bir istek olduğu da dikkati çekmektedir. Ancak
Kumandıların ana dillerini koruma isteği ile gerçek hayat koşulları çelişmektedir.
Çocuklar Kumandıcayı ya hiç bilmemekte ya da sadece pasif biçimde kullanmaktadır,
yetişkinleri anlamakla birlikte Kumandıcayı aile içinde kullanmazlar. Yetişkinler
Rusçanın prestijini anladıkları için çocuğun farklı etnik unsurlardan oluşan bir
toplumda Rusçaya adaptasyon sürecini basitleştirmek, kaliteli bir eğitim almasını
sağlamak için aile içinde çocukla sadece Rusçayı kullanmayı tercih ederler. Rusya’nın
dünya kültürüne ulaşma aracı olarak algıladıkları Rusça Kumandı dilinin prestijinin
ve rolünün giderek kaybolmasına sebep olur (Urtegeşev 2010: 393-397).
Tuba ağzı da ancak günlük iletişim dili olarak kullanılmaktadır. Tubalarda temel
54 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
iletişim dili olarak Rusça kullanılmaktadır. Standart Altayca iletişim dili olarak hemen
hemen kullanılmamaktadır. Kitle iletişim aracı olarak, ayrıca karışık nüfusun bir arada
olduğu toplantılarda konuşma dili olarak da daha anlaşılır sayılmaktadır. Tubalarda
toplumdilbilim anketine katılanlardan sadece %8,5’u (60-87 yaş aralığındakiler) hatalı
da olsa ya da güçlükle Rusça konuşabilmektedir. Kişisel yazışmalarda da Tuba ağzı
ve Rusçayı kullanmaktadır. Güney ağızlarının konuşurlarının %73’ü Rusça
konuşurken %13,6’sı Altayca ve Tubaca, %11,7’si ise Tubaca konuşmaktadır. Kuzey
Altaylarla olan iletişimde Tubacanın kullanım oranı %24’tür, Rusçanın kullanımı ise
daha yaygındır (%65,5), karşısındakinin ağzını kullananların oranı %4,3 iken ölçünlü
Altaycayı kullananların oranı ancak %1,7’dir.
Tubalar için Rusça, aile içinde okul öncesi çağda ve okul çağında çocuklarla
iletişim dilidir. Aile içinde Tuba ağzını kullananların oranı %34 iken çocuklarla
iletişimde bu dili kullananların oranı %15’tir. Çocuklar genellikle Tuba ağzını
anlayabildikleri halde Rusça cevap vermektedirler (Ozonova, Tazranova, Nikolina,
Kokoşnikova 2003: 5-6).
1960’lı yıllara kadar Tubaların yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde Altay dilinin
öğretimi söz konusu iken yeni yerleşim politikasının yarattığı etno-dilsel çözülme
sonucunda Altay Türkçesinin öğretimi de ortadan kalkmıştır. Ancak son yıllarda
tekrar Tubaların yoğun olarak yaşadıkları yerlerde Altayca okul programlarına tekrar
dönmüştür. Tuba ancak aile içi iletişim ve günlük iletişim işlevlerini yerine
getirmektedir. İşlev alanının darlığı sebebiyle söz varlığı daralmakta, söz dizimi
giderek daha basitleşmektedir (Nikolina 2001: 244; Ozonova, Tazranova, Nikolina,
Kokoşnikova 2003: 5).
Çalkandu ağzının işlev alanları diğer kuzey Altay grupları ile aynı olmakla
birlikte oranlarda az çok değişiklikler izlenebilmektedir. Ailede yetişkinlerle
konuşurken %44,7’si Çalkandu ağzını tercih ederken %26,9’u Rusçayı tercih
etmektedir. Hem ana dilini hem de Rusçayı kullananların oranı %23,4’tür. Genç ve
orta yaşlı kesim ana dilini daha düşük düzeyde bildiğinden ailede okul çağına kadar
olan ve okul çağında olan çocuklarla konuşurken daha çok Rusçayı ve daha nadir
olarak Çalkandu ağzını kullanırlar. Genellikle yetişkinlerin çocuklarla konuşması
esnasında yetişkinlerin çocuklarla Çalkandu ağzı konuşurken çocukların Rusça cevap
vermesi de sık karşılaşılan bir durumdur.
Herhangi bir konuşma, sohbet, radyo ve televizyon yayını, konser, sanatsal
gösteri, kendileriyle aynı etnik gruba mensup kişilere mektup yazarken Rusçayı tercih
etmektedirler. Kitap, gazete, dergi, ilanların dili olarak da çoğunluk Rusçayı tercih
etmektedir. Kumandı ve Tubalara göre Çalkandularda okuma konusunda Rusça ve
Altaycayı aynı değerde görenlerin oranı daha yüksektir.
Kendiyle aynı etnik gruba ait kişilerle konuşurken ana dilini kullananların oranı
Altay Türklerinin Dil Durumu Gülsüm Killi Yılmaz 55
3. Sonuç
Altay bölgesinde yaşayan boyların Sovyetler Birliği döneminde Altay-Kiji ağzı üzerine
kurulmuş tek bir yazı dili temelinde ve tek bir ulus olarak bütünleşmeleri sağlanmaya
çalışılırken bugün Altay Türklerini oluşturan boylar/alt etnik gruplar tekrar kendini
ayrı bir etnik grup olarak görme ve kendi etnik grubuna özgü ağzı ayrı bir dil olarak
geliştirme eğilimindedir. Rusçanın bütün iletişim alanlarındaki yoğun kullanımı,
önemli iletişim alanlarını kapsamasına dayalı olarak kazanmış olduğu yüksek prestij,
uluslararası iletişim aracı olma gibi özelliklerinden dolayı diğer diller üzerinde
kurduğu baskıya rağmen gerçekte ana dilini bilmeyenlerin neredeyse %50’ye
yakınının çeşitli anket ve nüfus sayımlarında “ana dili” olarak Altaycayı ya da
konuştuğu ağız biçimini belirtmesi Altaylarda dile bağlılığın somut göstergesidir.
Ağız biçimlerinin standartlaşmasına yönelik grişimler de dikkat çekicidir. Ağızların
yazı dillerine dönüşerek gelişimi ağızların yaşatılması açısından olumlu bir gelişme
gibi görülse de bu gruplarda standart Altay Türkçesinin tamamen bir kenara itilmesi
eğilimi standart Altaycanın canlılığını sürdürmesi açısından olumsuz bir koşul yaratır.
Nüfus bakımından oldukça zayıf durumda olan kuzey Altay gruplarının gerçekten
kendilerine özgü bir yazı dilini geliştirip yaygınlaştırabilecek gücü gösterip
gösteremeyecekleri sorusu şimdilik yanıtsız kalmaktadır. Bu ağız türlerinin bugün
bile çocuklara aktarılamadığı hesaba katıldığında söz konusu yeni dil oluşumlarının
yaygınlaşabilme olasılığı oldukça düşük görünmektedir.
Güney Altay grupları ana dillerinin korunması ve geliştirilebilmesi için nispeten
daha olumlu koşullar içindedir. Altay Türkçesi bugün Rusça ile birlikte Altay
Cumhuriyeti’nin resmî devlet dilidir. Altaycanın korunması ve geliştirilmesine
yönelik olarak hazırlanıp uygulamaya sokulan devlet programları (Postanavleniye
pravitel’stva Respubliki Altay ot 20.11.1997 “ o gosudarstvennoy programme “Sohraneniye i
razvitiye altayskogo yazık http://altai.regionz.ru/index.php?ds=1326174; Zakon o tselevoy
programme “Sohraneniye i razvitiye altayskogo yazık na 2004‐2008, Regioanl’noye
56 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 8. Sayı 3. Eylül 2011
Kaynaklar
UNESCO Red Book On Endangered Languages: Northeast Asia
http://www.helsinki.fi/~tasalmin/nasia_index.html#index (03.03.2008);
UNESCO: Yazıki narodov Sibiri, nahodyaşçiesya pos ugrozoy isçeznovaniya: http://lingsib.iea.ras.ru
(03.03.2008)
URTEGEŞEV N. S. (2010) Kumandintsı: Rezul’tatı sotsio-lingvistiçeskogo obsledovaniya, Yazık i
obşçestvo v sovremennoy Rossii i drugih stranah: Mejdunarodnaya konferentsiya İnstituta
yazıkoznaniya RAN (Moskva, 21‐24 iyunya 2010 g.). Dokladı i soobşçeniya (Otv.red. V.A.
Vinogradov, V. Yu. Mihal’çenko), Moskva: İnstitut yazıkoznaniya RAN, 393-399.
“V Altayskom kraye izdana azbuka kumandinskogo yazıka”
http://www.indigenous.ru/modules.php?name=News&file=%20print&sid=215 (07.12.2010)
VERBİTSKİY V. İ. (1893) Altayskiye İnorodtsı: Sbornik etnografçeskih statey i izsledovaniy pod
redaktsiyey A.A. İvanovskago, Moskva: Vısoçayşe utv. T-vo Skoropeçatni A. A. Levenson.
Vsemirnaya geografiya: Respublika Altay http://worldgeo.ru/russia/reg04 (01.01.2010).
Vserossiyskaya perepis’ naseleniya 2002 goda “Natsional’nıy sostav naseleniya” www.perepis2002.ru
(04.01.2010).
Vsesoyuznaya perepis’ naseleniya 1989 g. Çislennost’ naseleniya SSSR, RSFSR i yeyo territorial’nıh
yedinits po polu http://demoscope.ru/weekly/ssp/rus89_reg1.php (01.01.2010).
Zakon o tselevoy programme “Sohraneniye i razvitiye altayskogo yazık na 2004‐2008, Regioanl’noye
zakonodatel’vo Respublili Altay http://altai.regionz.ru/%20index.php?ds=1326383
Zakon respubliki Altay “O yazıkah”. http://www.kultura-
portal.ru/tree_new/laws/final.jsp?pub_id=11433&rubric_id=1002 (10.09.2007).
Zakon RSFSR: O yazıkah narodov RF (25 Oktyabr 1991: 205, 206, 207).
http://www.mediacratia.ru/owa/mc/mc_references.html?a_id=526 (06.09.2007).
Yrd. Doç. Dr. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Çağdaş Türk
Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyesi.
Adres: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve
Edebiyatları Bölümü, Sıhhiye-Ankara, TÜRKİYE.
E-posta: gulsumkilli@yahoo.com.tr, killi@humanity.ankara.edu.tr
Yazı bilgisi:
Alındığı tarih: 28 Ağustos 2011
Yayına kabul edildiği tarih: 15 Eylül 2011
E-yayın tarihi: 30 Kasım 2011
Çıktı sayfa sayısı: 37
Kaynak sayısı: 67