You are on page 1of 7

SOCIOLOGY AFTER MID-TERM

1st Week
SOCIOLOGY HEALTH AND DISEASE
- Approach to Illness
* In Western ; Biomedical Approach
** Expert is treating the patient
** Breakdown of normal functioning of the body
** Mind-body distinction
** Hospital
Not : Bu model tedavi (curative ) önceliklidir, hastalıkların önlenmesi için
önceden önlemler almıyor (prevention). Drug Companies to get rich in this
model. Kişiyi bir obje olarak görürler (person = object ). Bu yaklaşım hasta
(patient) yerine (person), tedavi (cure) yerine (prevention), hastalık (disease)
yerine (well-being life style) tanımlaması kullanır. Bunların önündeki tek engel
Drug Companies. All situations are converted to medical situation by the drug
companies.
* Holistic Approach ; biomedical approach a karşı, insanların tedaviye ihtiyaç
duymadan önce hastalığı önleyici tebbirler alınması, bireyin iyi yaşamasından
bahseder.
- Health / Social Bases of Health
* Epi-demiology ; ne tür hastalıkların hangi sınıf (meslek sınıfları) ve
toplumlarda ortaya çıkması, oranları ve nedenleri bakımından bu sınıfları
karşılaştırıyorlar. Meslek ve gelir hiyerarşisinin sağlık ile bire bir bağlantılı
olduğunu iddia eder.
** Social inequality (class differences) correlates with health conditions.
- Gender ; Woman suffer from anxiety, depression more than men.
Not : Ülkelerin zengin olmaları toplumlarının en sağlıklı olmalarını sağlamaz,
ülkelerin sosyal imkanlarının geniş olması toplumun sağlığını positif etkiler
(Wellfare-states, Sweden / Japon)
TURKEY : sosyal kurumlar : Emekli Sandığı (devlet memurları için), SSK
(işçiler için), Bağ-kur (işverenler için), Yeşil Kart (yoksul olduğunu
belgeleyenler için)
1) Devlet her gruba eşit imkanlar sağlamıyor (hierarchy diversty and quality of
services vary)
2) Bu imkanlar devletin ve bu kurumların kayıtlarındakiler için geçerlidir. ( 1/3
population are excluded from health services).
Universalization of Health Methods
1) right based / citizenship (everybody pay tax)
2) Premium (prim) (market + state collaboration (işbirliği))
Not : insanlara müşteri gibi bakılıyor ve herkes ödediği oranda sağlık
hizmetlerinden yararlandırılıyor.
Turkey (begining from 2000)
* Compulsory health insurance

1
* Primary care, family medicine – referral services (hizmet gönderme)
* Ministry of health – policy autonomy
* Public health improvement
* Staff traning improvement
* Drug rationalization – drug costs are reducing
- Disability ; disability as a social experience
* Personal tragedy
* Disability is not normal functioning (artık bu kabul edilen bir durum değil)
Not : engelli olmak toplumun kurduğu bariyerlerle ilgili olduğunu ve aslında o
toplumun engelli olduğu anlamı ileri sürülüyor.

2nt Week
GENDER / RACE / ETHNICITY
*Stratification : sınıfların tabakalaşması
Race : The term race or racial group usually refers to the categorization of
humans into populations
Eugenics : is a study of "improving human genetic qualities. ( kafatası yapısına
göre insanları sınıflandırıyorlar)
Racialization : İnsan topluluklarını kültürel özelliklerine, inançlarına, dillerine
ve yaşam şekillerine göre sınıflandırıyorlar ( Buna ayrıca “ new-racism”
denilebilir ) Özellikle Avrupa toplumlarındaki göçmenler bu özelliklerinden
dolayı dışlanıyor.
Institutional Racism : the collective failure of an organization to provide an
appropriate and professional service to people because of their color, culture, or
ethnic origin
* The network of institutional structures, policies, practices and behaviors,
which intentionally (kasten) or unintentionally create advantages and benefits
Sout-Africa : Apartheid – De-segregation (ırk ayrımının ortadan kaldırılması)
Ethnicity : Belonging to a group that shares the same characteristics, such as
country of origin, language, religion, ancestry and culture.
* Ethnicity is a group of individuals who consider themselves, or are considered
by others, to share common characteristics which differentiate them from other
collectivities within a society. (Bir ulus-devlet sistemi içerisinde tanımlanmış
ethnic sınıflar için kullanılır.)
Ethnic Cleansing : The elimination of an unwanted group from a society, as by
genocide or forced migration. Her hangi bir plan olmaksızın bir ethnic grubun,
diğer bir ethnic grup tarafından terörize edilmesidir.
Genocide : The deliberate and systematic destruction of a racial, political, or
cultural group.
WASP (Male) : White Anglo Saxon Protestant

2
3rd Week
RACE AND ETHNICITY
1) Assimilation : (bir kültürün, baskın kültür etkisinde önemini yitirmesi)
2) Melting Pot : bir çok farklı toplum kültürünün birleşerek yeni bir kültür
oluşturmasıdır.
3) Multiculturalism : bütün kültürlere eşit yaklaşılıyor. Her toplum kendi
kültürünü yaşatabiliyor.
* Ethnic unmixing : (1991 den sonra belirginleşti – bazı topluluklar sadece kendi
kültüründen olanlarla yeni bir devlet kurma isteğidir.

MIGRATION : Political instability, unemployment, population growth,


economic changes motivate people to migrant.
Push Factors : it can be explained into two groups
a) Economic : lack of land, unemployment, low wages and population growth.
b) Political : refugees, asylum seekers (sığınmacı) and oppressive regimes force
people to migrate.
Pull Factors : it can be explained into two groups.
a) Economic : new jop opportunities, better living standards, urbanizations
(more universities, more hospitals and so on ) and lifestyle.
b) Political : freedom of expression, respectation of human rights and religion
freedoms.
Turkey ; Labor Migration 1962 / Germany- Turkey Guest Workers Programme.
1974 de bu antlaşma petrol kriziyle son buldu. Sonrasında Türk işçileri Arab
ülkelerine gitmeye başlıyor. Son olarakda Ex-Soviet countries e gidiyorlar.
*En çok göç alan ülke US : Migrant State (göçmen ülkesi) bu ülkelerin kurucu
topluluklarıda göçmendir.
Labor Migration : Latino, Asia
Not: America yatırım yaptığı ülkelerin işçilerini daha kolay göçmen olarak kabul
ediyor.
Not: İngilizler ihtiyacı olan işgücünü daha çok eski sömürgelerinden sağlıyor.
SOSYAL BİLİMCİLER BU GÖÇ HARAKETLERİNİ 4 GRUBA
AYIRIYOR
1) Classical Model : US, Canada, Australia (migrant states)
2) Colonial Model : UK
3) Guest Worker : German
4) Illegal Model : Mexicans in America.
* Göç Etkisinin Genel Özellikleri :
a) Accelaration (hız)
b) Diversification (değişim)
c) Globalization
d) Feminism
Not: Göç sorununun sadece ilgili ülke ile sınırlı olmaması ve bu sorunun
çözümü için bütün ülkelerin birlik olması düşünülür.

3
FEMINISTS : Equality between men and women. ( 1789 larda başlıyor )
1st Wave / Liberal Feministler : They want legal rights and they thint all
women equal with men aspect of “reason”.
* Liberal Feministlere “Sufrajet” denir.
2nt Wave / Private Sphere (özel alan) / Home Family.
* Eşitlik sadece yasalar uzerinde erkekler ile kadınların eşit sayılması ile
sağlanmayacağını iddia ediyorlar.
- Personal is political : kadınlara ve erkeklere bazı roller siyasi otorite tarafından
dayatıldığını düşünüyorlar.
- 2. Dalga Feministler iki gruba ayrılıyor.
a) Sosyalistler : bütün bakım işleri devlet tarafından karşılanmalı, buda
sosyalist bir sistem ile mümkündür.
b) Radicaller : erkek egemenliğinin ortadan kalkması için bütün kadınların bir
araya gelip erkeklere karşı mucadele etmesi savunuluyor.
Not : rape, child abuse, pornography, struggle ( tecavüz, pornografi ve buna
benzer sorunlara karşı radikal feministler kampanyalar düzenliyorlar ve bir çok
haklar onların sayesinde elde edilmiştir.
* kendilerine karşı sexual oppression olduğunu iddia ediyor bu yüzden
feministler kedilerini kardeş (sisterhood) olduğunu söylüyorlar.
3th Wave : Bütün kadınlar kardeş değildir, bunların arasındada bir iktidar
ilişkisi vardır.
* Differences among women
* agaist SEX WARS (including men)
* Sadece legal değil ayrıca economic ve cultural bir challenge (mücadele)
* Farklı feminist gruplar dava için bir araya geliyorlar.

4th Week
URBAN SOCIOLOGY (kent sosyolojisi)
*Chicago School’ da sürdürülen çalışmalar
1- Urban Ecology : is a subfield of ecology which deals with the interaction of
organisms in an urban or urbanized community and their interaction with that
community.
( Şehirleri başlıbaşına bir organizma olarak görüyorlar, doğal ortamın nasıl
kurulduğunu ve nasıl korunduğunu inceliyorlar. Kentlerdeki insan, hayvan ve
doğa arasında oluşan bir dengenin “ equilibrium” var olduğunu söylüyorlar.)
(Urban ecology is a subfield of ecology which deals with the interaction of organisms in an urban or urbanized community
and their interaction with that community. Urban ecologists study the trees, rivers, wildlife and open spaces found in cities to
understand the extent of those resources and the way they are affected by pollution, over-development and other pressures [1].
Analysis of urban settings in the context of ecosystem ecology (looking at the cycling of matter and the flow of energy
through the ecosystem) may ultimately help us to design healthier, better managed communities, by understanding what
threats the urban environment brings to humans. There is an emphasis on planning communities with an ecological design,
by using alternative building materials and methods. This is in order to promote a healthy and biodiverse urban ecosystem.)

4
2- Urbanism as a way of life (kentli olmak) : Kentlerdeki insanlar arasındaki
ilişkileri inceliyorlar.
* Proximity (yakınlık) / Privacy Keep : insanların şehirlerde bir birlerine çok
yakın olmalarına rağmen aslında birbirinden oldukca uzak olduklarını
düşünürler.
** George Simmel ; ( Blase = disinterestedness ) : Şehirde yaşayanların,
farkında olmaksızın dış etkileri umursamadıklarını söylüyor.
** Civil inattention ; kentliler bazı durumlarda, bireylerin özel eylemleri ile
bilerek ilgilenmiyorlar; o kişilere saygılarından dolayı.
*** Ayrıca Urban Sosyologları, Urban area ile Rural area arasında hangisi daha
avantajlı olduğu hakkında yorum yapıyorlar.
3- Urban as a created environment : büyük iş imkanları sağlayan fabrikaların
kurulması ve çevresinde oluşan nüfüs yoğunluğu şehirleri ortaya çıkardı. Bunu
iki gruba ayırabiliriz.
a) Economic Activity : Kent hayatını etkileyen en önemli aktivite economik
olandır.
b) Social Movements : Kentler bizim ortak tüketim (collective consumption)
alanlarımızdır. İnsanlar, özellikle şehirlerin hemen kenarında yaşayanlar, yol,
toplu taşıma araçları, sosyal donatı alanları talep ederler. İşte bu insanların
talepleri ve baskıları sonucu kentsel hizmetlerin yaygınlaşması, kentlerin
genişlemesine ve büyümesine katkı sağlar.

URBAN DEVELOPMENT : ilkçağ kentlerinde, kent merkezlerinde bir tapınak


ve etrafındada o kentin yöneticilerinin oturduğu yapılar, mütakibinde şehir
halkının yaşadığı evler ve kent duvarları ile çevrilidir. Bu kent duvarlarının
arkasındada daha yoksul bir kitlenin oturduğu evler vardır İşte sosyologlar bu
sürecin içinde yaşadığımız yüzyıla nasıl geldiğini araştırıyorlar.
GLOBALIZATION : Şehirler normlaşıyor ve bağlı bulunduğu ülkenin
geneliyle değilde dünya standartlarıyla karşılaştırılıyor. İşte bu şehirler bir sisten
olarak, sınırları içerisinde bulunduğu ülke ile bağlantısız olarak düşünülüyor.
Ayrıca bu şehirler kendi içinde homojen bir yapıya sahip değildir.
- City Form / Urban Form : (ülkelerden bağımsız elealınıyor)
a) Land Commercialited : toprak alınır satılır hale getirilmesi bu kent
başkanlarını (Mayor) politik alanda dahada etkinleştirdi.
b) Internal Displacement (iç göç / yerdeğiştirme) : güvenlik sorunlarından
dolayı Türkiye’nin bir bölgesi boşaltıldı ve bu insanlar büyükşehirlere gittiler ve
bu şehirlerin yakınlarında yeni yerlaşim bölgeleri (gece-kondular) oluşturdular.
c) Employment Structure
* De-industrialization : endüstriden kaçış ve servis sektörüne yönelme ;
apartman altlarında küçük işletmeler kuruldu, buralarda genellikle düşük ücret
ödeniyor. Bu küçük işletmeler servis ekonomisini oluşturdu. ( Suburbia –life )
Bu sektördeki üst düzey yöneticiler şehre yakın bölgelerdeki konut alanlarına

5
yerleştiler ( Gated-community = güvenlikli site) ve klasik aile yaşantısını tercih
ettiler.
* Gentrification (soylulaştırma ) ( üst sınıfın satın alması ile önceden
değersiz olan yerlerin değer kazanması ) : bu tarz yerlerde oturan kitle sanki aile
yaşantısını ertelemiş, daha bohemian bir hayat tarzı içindeler.
Not : İstanbul’daki kentsel dönüşüm küreselleşme (globalization) örneğidir.
Not : Kent sosyalojisi ayrıca “Urban Inequalities” ile de ilgilenir.
URBAN FORMS :
* Global Cities : London. N.Y.,Tokyo. (bağlı bulundukları ülke
ekonomisinden bağımsızdırlar)
- Commanding Cities : dünyanın ekonomisini kontrol eden, düzenleyen
şehirlerdir. Buraların bazı ortak özellikleri vardır.
a) Finace services
b) de-industrialized (sanayinin bittiği şehirlerdir)
c) Nation (bağlı bulunduğu devletlerinden bağımsız gibidirler)
* Bu şehirler kendi içlerindede eşitsizlikler barındırıyorlar.
- Inequality : valorized sectors ; bir kısım işçi yükselirken (elitler) , bir kısım
düşüyor (lower class / service workers ). Yani orta sınıf yok oluyor. Diğer bir
değişle, küresel şehirlerde tabakalaşma yok olup, kutuplaşmaya dönüyor.
- Developing Cities :
a) altyapı eksikliği ( infrastructural lack)
b) gelir dağılımı (income distribution veya distribution of income

5th Week ORGANIZATIONAL SOCIOLOGY


Tanım : insanların hayatlarını düzenleyen kurumların yapılarını ve nasıl
örgütlendiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu fikrin kurucusu Max Weber dir.
*Weber : Rationalization
*Bureocracy / Bürokratik sistem
Weber kurumların işleyişine (devlet, askeri kurumlar ) bakarak Bürokrasi yi
tanımlamaya çalışıyor. Bu örgütlenme biçimleri bir hierarşiye bağlıdır.
Prosedurel bir işleyiş vardır. En üstekiler karar verme yetkisine sahiptirler, diğer
taraftan, en altta olanların hiçbir gücü yoktur. Bu büroların işleyişinde bir
uzmanlaşma vardır.
*hierarchy = specilazitation
*pro-central : official mülk sahibi değildirler.
- Work and Life : işleriyle hayatları arasında büyük farklılıklar olabilir.
Not: bu sistem 19.yy da ortaya çıkıyor ve okulların, hastanelerin, belediyelerin
örgütlenmesi bu şekilde gerçekleşiyor.
- Bu örgütlenme şekli insanlar arasındaki ilişkiyi zayıflatıyor.
- Bu örgütlenme şeklinin problemleri nelerdir ?
1- Iron Law of Oligarchy : bütün güç organization un üst tabakasında
olanlarındır.

6
2- Democracy is weakened : bürokrası olan her yerde democrasinin zayıfladığını
iddia ediyor. Ve bu sonuca varıyorlar.
Not : Nazi soykırımının temel sebeplerinin bürokrası olduğunu iddia ediyorlar.
(soykırımın sürecini ve organization şeklini inceleyerek bu yargıya varıyorlar)
*Ayrıca bu sistemin içindekiler sorumluluk almadıklarını, sadece emirleri
yerime getirdiklerini söylüyorlar.
**19.yy daki bu organizasyon şekli 20.yy da şekil değiştirerek, yeni bir yapı
ortaya çıkardı. Bu oluşuma “Corporation” diyoruz.
CORPORATION : 20 yy örgütlenme şekilleri.
Stages of Corporation :
1) Family Capitalism : family ownership and family worker.
2) Managerialism Capitalism : ownership seperated from management group.
* This groups widespreaded in 1950s to 1960s
* Managements : profesyonel kişiler, knowledge elites and they gained well.
Also they have not had kapital.
3) Institutional Capitalism : şirketlerin tepesindeki kişilerin, bir birlerinin
şirketlerinde hisse sahibi oluyorlar ve bu grup hızla büyüyor. Bunun sonucunda
profesyonel yöneticilerin yetkileri azalıyor.
Not : sermayedarlar consilide oluyor (conselidated power of business
leadership) (conselidated: sağlamlaştırmak )
*Corporation and Work : şirketlerde yükselme yöntemleri
a) Network ( ayrıca belli sembolik sermayeye sahip olmalı (Robert Mezunu)
b) Capasity
c) Seniority (kıdem)
*Cureer in Corporations : şirketlerdeki kariyerler male için tasarlanmış
olduğunu söylüyorlar. Çünki, yaşam şekillerinden dolayı.
Not: bu kariyer artışları için hiçbir yasal düzenleme yok fakat bir çok yazılı
olmayan prosedürlere sahipler. Buna “ class ceiling “ denir.
Not: Kadınlar hayat tarzlarından dolayı network ün dışında kalıyorlar, bu durum
onların yükselmesini negatif yönden etkiliyor.
Not: insanlar arasında görünmez sınırlar vardır, bu insan gruplarına girmek
yasak değildir ama görünmez engelleri vardır.
Not: günümüzde bu organization sistemlerinde “network sistemi”, piramit
sistemine göre daha çok yaygınlaştı.

You might also like