You are on page 1of 3

Mustafa Kemal’in

bilinmeyen kadınları
Nuri- Yetti artık, ‘Müjgan, Müjgan!’
madem bu kadar seviyorsun
Zübeyde teyzeme söyle istesin
ailesinden Müjgan’ı… Mustafa
Kemal- Benim Müjgan’ı tek
taraflı sevmem yeterli mi?
Kızcağızın haberi bile yok.
Bakalım Müjgan beni beğenecek
mi? Bu diyaloglar, “Atatürk’ün ilk
göz ağrısı Müjgan’dı” diyen
Ankaralı araştırmacı Süleyman
Yeşilyurt’un kitabından…
Giriş Tarihi: 11.10.2013 15:33 Güncelleme Tarihi: 14.10.2013 12:43

Atatürk'ün duygu dünyasını paylaştığı Latife ve Fikriye hanımlar gibi bilinen isimler
hakkında da "farklı" bilgilerin yer aldığı "Atatürk'ün Gönül Galerisi" adlı kitapta,
Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan için ise, "Dolmabahçe'nin nikâhsız hanımefendisi"
ifadesi kullanılıyor.
Kitapta adı geçen diğer kadınların isimleri ise şöyle; Müjgan, Selanikli Hatice, Şevki
Paşa'nın kızı Emine, Romen Kızı Fani, Mara Dimitrina, Nicolina Radoslavof, Elana
Akcof Hilda Christianus, Nazmiye, Madame Corinne, Matmazel Edith, Fikriye, Beathe
Gaulis, Evelyn Barrett, Latife Uşakizade, Madame Baur, Afet İnan ve Zsa Zsa Gabor...
Mustafa Kemal'in Sofya'da ataşemiliter olduğu yıllarda evlenme teklifini reddeden
Nazmiye Atiç'in fotoğrafı da yine ilk kez bu kitapta yayımlandı.
Yazar, 1990'ların başında Bulgaristan konsolosu olan Roman Slavov'dan aldığı ve ilk
kez yayımlandığını söylediği bu fotoğraf üzerinde özellikle duruyor. Yeşilyurt'a göre
Mustafa Kemal, Sofya'da (1913-14) ataşemiliter olduğu yıllarda Vidinli Kurtbey
Ailesi'nin güzel kızı Nazmiye Atiç'e evlenme teklifinde bulunmuş, ancak Atiç o günün
şartlarında bu teklife sıcak bakmamıştı. Yeşilyurt bu ilişkiyi şöyle anlatıyor:
"Mustafa Kemal, Pansiyoncu Hilda, Harbiye Nazın'nm kızı Mara Dimitrina, Bulgar
Başbakam'mn kızı Nicolina Radoslavof ve milletvekili Dino Akçof'un biricik evladı
Elena Akçof'la Sofya gecelerinde aşk denilen olgunun doruğuna fazlasıyla ulaşıp bu dört
hanımefendiyle kareyi tamamlamıştı. Hiç beklemediği anda tanıştığı Nazmiye Atiç,
kareden sonra en büyük sayı olan floş-ruayel'i tamamlayarak aşk ustası Mustafa
Kemal'in Sofya macerasına son noktayı koymuş oluyordu. Ancak Nazmiye'nin diğer
Bulgar hanımefendilerden tek farkı, hafifmeşrep olmayışı, çok beğense de Mustafa
Kemal'e kısmen de olsa mesafe koymasıydı."
Gerisini, 1988'de 92 yaşındayken anılarım anlatan Atiç'in ağzından aktarıyor yazar:
"Anneannemle Vidin'den İstanbul'a gidiyordum. Oradan da tıp tahsili için Fransa'ya
geçecektim. Henüz 17 yaşındaydım. Sofya'ya uğramıştık. Mustafa Kemal Sofya'da
ataşemiliterdi... Bizi anneannemle çaya davet etti. Çay sofrasını bahçede iki akasya
ağacının altına kurdurmuştu. O çay masasında bana, anneannemin duymayacağı bir ses
tonuyla 'sizinle evlenmek istiyorum' dedi. Dedi ama ardından da şartlarını dile getirdi.
'Ben 33 yaşındayım; 50 lira altın para maaşım var. Bunun 20 lirasını size cep harçlığı
olarak verip, bende kalan 30 lira ile evi idare edeceğim. Yalnız benim bir şartım var,
nikâhımızı hoca değil, Sofya Büyükelçimiz Fethi Bey (Okyar) kıyacak.' İlk görüşmede
evlenme teklifi beni hayli şaşırtmıştı... O günün şartlarında böyle bir teklif, böyle bir
nikâh benim kabul edebileceğim bir şey değildi. Çünkü bütün nikâhları imam kıyardı...
Ama daha sonraki yıllarda birbirimizi hep gördük... İstanbul'da ailesiyle tanıştım.
Evlerinde kaldım. Annesine Zübeyde Teyze dedim..."
Yeşilyurt, bu bilgilerin bir kısmını Şemsi Belli'nin "Bulgar Sofrasında Bir Türk Mezesi:
Güzel Gözlü Nazmiye" adlı kitabından aldığını belirtiyor.
İLK GÖZAĞRISI
Yeşilyurt'a göre Atatürk'ün "ilk gözağrısı" ise Müjgan'dı. Askeri okulun ilk yıllarındaki
genç Mustafa, babasının ölümünden sonra Larisalı Ragıp Efendi'yle evlenen annesi
Zübeyde Hamım'a kızgındır. Daha sonraları üvey babası ve ailesiyle barıştığı halde,
herhangi bir dedikodu olmasın diye Müjgan'a olan aşkım arkadaşı Nuri'den başka
kimsenin bilmesini istemez. Ancak bir gün, Nuri dayanamayıp "Yetti artık, 'Müjgan,
Müjgan,' madem bu kadar seviyorsun Zübeyde teyzeme söyle istesin ailesinden
Müjgan'ı" deyince Mustafa Kemal şu cevabı verir: "Benim Müjgan'ı tek taraflı sevmem
yeterli mi? Kızcağızın haberi bile yok. Bakalım Müjgan beni beğenecek mi?"
Yeşilyurt bu bahsi şöyle bitiriyor: "Siyah gözlü uzun kirpikli Müjgan, Mustafa Kemal'e
karşı davranış ve tavırlarıyla en küçük bir ümit ışığı vermemişti."
Askeri Rüştiye'den mezun olan Mustafa Kemal'in karşısına bu kez, Yeşilyurt'un
deyimiyle "57 yıllık kısa yaşamında hayat arkadaşı olarak düşündüğü yegâne
hanımefendi ve ilk sevgili" Hatice çıkar. Mustafa Kemal, Manastır İdadisi'ne kayıt
yaptıracağı günlerde, tarih kitabının içine bir karanfil bırakan Hatice'yi evlenmek üzere
ciddi bir şekilde ailesinden istetir. "Ciddi diyorum, zira Mustafa Kemal hayatı boyunca
isteklerine ulaşıncaya kadar birçok kadına evlilik teklifinde bulunmuştur. Ancak
Hatice'nin konumu tüm bunların hepsinden farklı idi. Latife Uşakizâde ile şartların
gereği olan evlilik haricinde, Mustafa Kemal'in onlarca kadına yaptığı evlilik teklifi
ciddi olmaktan fevkalâde uzaktır" diyor Yeşilyurt. İlişki, Hatice'nin sert ve otoriter
annesinin "Ben kızımı zabite veremem. Kızını zabite veren ana bağrına taş basar"
sözleriyle biter.
Genç Mustafa'nın bundan sonraki "gönül ilişkisi" Selanik Merkez Kumandanı Şevki
Paşa'nın 12 yaşındaki kızı Emine'yledir. Yeşilyurt, anlatıyor:
"Mustafa Kemal o zaman Manastır îdadisi'nin son sınıfında, 18 yaşında. Emine'ye ders
çalıştırır. O yıllarda kızlar daha erken gelişiyordu. Mustafa Kemal, Emine'yi
Selanik'teki çalgılı kahvelere götürüyordu. Fakat bu arada onlara servis yapan Romen
bir kıza geçici bir hevesle tutulunca Emine göz yaşlarını tutamaz ve bu ayrılık başlar.
Emine hatıralarında yazıyor, buraya da koydum. 'Atatürk beni hiçbir zaman sevmedi.
Ona delicesine taptım' diyor."

You might also like