You are on page 1of 226

Ehliman AHUNDOV

Tehmasib FERZELİYEV - İsrafil ABBASOV

AZERBAYCAN AŞIKLARI
VE
EL ŞAİRLERİ
BİRİNCİ CİLT

Hazırlayanlar
Doç. Dr. Saim SAKAOGLU
Dr. Ali Berat ALPTEKİN - Esma ŞİMŞEK

��
Halk Kültürü
Ehliman AHUNDOV
Tehmasib FERZALİYEV - İsrafil ABBASOV

AZERBAYCAN AŞIKLARI
ve
.. .
EL ŞAiRLERi
BİRİNCİ CİLT

Hazırlayanl'ar:
Doç. Dr. Saim SAKAOGLU
Dr. Ali Berat ALPTEKİN - Esma ŞİMŞEK

Halk Kültürü
İstanbul
1985
Halk Kültürü Yayınları: ı
Aşık Edebiyatı Dizisi : 1

Bu antolojinin orijinalinıip künyesi şöyledir :


Azerbaycan Aşıgları ve El Şairler I, Baku 1983, 375 s.
Ehriman Ahundov'un derlediği malzemenin bir bölümü, ölümünden sonra Teh_
masib Fevzeliyev ve İsrafil Abbasov tarafıno.an birinci cilt olarak hazırlanmıştır.

Halk Kültürü Yayınları


P.K. 147
Sirkeci-İSTANBUL
Tel : 338 90 47
Dizgi: Edebiyat Cephesi Matbaası ve Bahadır Matbaası
Baskı : Gümüş Basımevi/İstanbul _ 1985
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
IILIV
ÖNSÖZ
v_vı
GİRİŞ
VILVIII
KURBANİ
Hayatı: L2
Şiirleri : 3_20
TUFARGANLI AŞIK ABBAS
Hayatı : 2L23
Şiirleri : 24-40
SARI AŞIK
Hayatı : 41-42
Şiirleri : 43_45
HASTA KASIM
Hayatı : 46-47
Şiirleri : 48_60
KARACAOGLAN
Hayatı: 6L62
Şiirleri : 63_65
AŞIK VALEH
Hayatı: 66_67
Şiirleri : 68_75
HAN ÇOBAN
Hayatı: 76
Şiirleri : 77
DELLEK MURAD
Hayatı: 78
Şiirleri : 79_80
VARHIYANLI AŞIK MEHE1\,L.\1ED
Hayatı : 81-82
Şiirleri : 83_96
YAHYA BEY DİLGEM
Hayatı : 97
Şiirleri : 98_103
ŞAİR MEMMED HÜSEYİN
Hayatı: 104
Şiirleri : 105_106

-III-
MEŞKİNLİ MEHEMMED
Hayatı : 107
Şiirleri : 108
MÜCRÜM KERİM
Hayatı : 109_110
Şiirleri: 111-117
AŞIK PERİ
Hayatı: 118
Şllrleri : 119_ 121

MİRZECAN MEDEDOV
Hayatı : 122_123
Şiirleri : 124_127

MEHEMMED BEY AŞIK


Hayatı: 128
Şiirleri : 129 _ 134
ZABİT
Hayatı : 135_136
Şiirleri : 137 _142
MELİKBALLI KURBAN
Hayatı : 143
Şiirleri : ı,ı4_149

AŞIK ALİ
Hayatı: 150
Şiirleri ; 151-155
ŞEMKİRLİ AŞIK HÜSEYİN
Hayatı : 156_157
Şiirleri : 158_ l 71
AŞIK MUSA
Hayatı : 172
Şiirleri : 1 73_178
BAGBAN MEHEMMED
Hayatı: 179
Şiirleri ; 180_181
OOLLU MUSTAFA
Hayatı: 182
Şiirleri : 183_187

SÖZLÜK
189_205
BiBılYOGRAFYA
206

DOGRU-YANLIŞ CETVELİ
2·06_208
- ıv-
ÖNSÖZ
Bugün, milli sınırlarımızın dışında, milyonlarca soydaşımızın yaşadığı geniş
bir coğrafya vardır. Bu soydaşranmııı kendilerine göre bir edeblyat dünyası yarat�
mışlar; şiiriyle, hikayesiyle, romaniylc, tiya trosuyle seslerini duyurabilmişlerdir.
Bu sesler, bazen Anadolu semalarına kadar gelebilmektedir. Bir Heyder Baba'yı,
bir Cengiz Aytmatov'u, bir Cengiz Dağcı'yı, yıllardan berl. Anadolu '!'ürkü olarak
Halil Karabulut'un, Tarık Buğra·nın, Kema? Tahlr'in yanında görmenin sevlnclnl
yaşıyoruz.
Edebiyat üzerine araştırma yapanlar, daha çok modern türlere eğilmekte,
an'anevi edebiyatımızın ürünlerine pek az yer vermektedirler. Basılı bir romanı
değerlendirmek, sahaya çıkıp an'anevi edebiyatın ürünlerini derleyip değerlen­
dirmeye göre daha kolay ve daha geçer akçe olduğu için. edeblyatınuzın bu dah
adeta öksüz bırakılmıştır. Bir Reyhanı, bir Taşlıova, bir Çobanoğlu, bir Karabulut
hakkında küçük bir kitap blfe ortaya konulmamış olması bunun acı bir örneğidir.
Ama ortaya konulmuş yüzlerce Karacaoğlan şiirini yeniden neşretmenln kolaylı�
ğını da pek çok kişi paylaşıvermektedir.
Anadolu sahasında ilk örneklerini 16. yüzyılın başlarında gördüğümüz a.şık
edebiyatımızın, Azeri sahasında da aynı devrede canlanmaya başladığına şahit
oluyoruz. Aşık Kurbanı, o devrenin seslni günümüze kadar ulaştırabilen başlıca
simasıdır. Biz, Anadolu Ue blrllkt.e bu an'aneyi en iyi şekilde yaşatan Azerbaycan
bölgesine çok şeyler borçluyuz. Tıpkı. Garlp'te, Köroğlu'da. Kerem'de olduğu glbl.
Kurbani'nln, Hasta Kasım'ın, Tuiarganlı Abbas·ın hayatları etrafında teşekkül
ettirilen hikayeler, onların unutulmamasını sağladığı gibi, Anadolu'yu blr bakı­
mu takviye etmiş, an'aneyl çok geniş bir bölgede yaşatmayı başarmıştır.
Yıllardan beri, aşık edebiyatını okuttuğumuz talebelerimiz, bize coğrafyayı
niçin daha geniş tutmadığımızı sorarlardı. Bir-iki şiirinden başka hakkında hiç
bir bilgimizin olmadığı üçüncü derecede başarılı bir aşığın yanında, sahasının ilk
örneklerini vermiş oian blr Kurbani'yi, bir Tufarganlı Abbas'ı niçin okutmuyor­
duk? Son yüzyılın başlarına gellnce biraz Aşık Şenflk diyor, orada kalıyorduk Ya
Hasta Kasım, ya Elesker: niçin onları olrntmuy&rduk?
Elimizde, Türk alfabesi ile hazırranmış kaynaklar hemen hemen biç yoktu.
Metinler ise, hiçbir antolojl hazırlanmadığı için yok denecek kadar azdı. Merhum
M. Fuad Köprülü, merhum Ahmet Caferoğlu. M. Fahrettin Kırzıoğlu, Haver Aslan,
Nizamett!n Onk, Ali Yavuz Akpınar, Zeynelabidin Makas vs. bu sahayı bize tanıt­
maya ve sevdirmeye çalışan birkaç gönüllü tdi. Son yıllarda bazı monogratılertn
de hazırlanmasıyle sahayı az çok tanıyacak hate gelmlştlk. Fakülte Kütüphane­
mize bağışlanan kirli harnı TÜrkçe kltaplıır. Azerbaycan sahası Türk saz şiirinin
kapısını bizlere olanca gücüyle açıvermişti.
-V-
Yukarıda da ifade eWğimlz gibi, üniversitelerlın!zin Türk Dili ve Edebiyatı
bölümlerinde Türk Halk Edebiyatı dersleri verillrken Aşık Edebiyatı bahsinde ek­
seriyetle Anadolu sahasmın dışımı çıkılamamaktadır: Anadolu TürkTüğünün dışı
Jsc, program, zaman, kaynak glbi engeller yüzünden ihmal edilmektedir. Oysa
aşıklık an'anesinln en canlı olduğu bölge Doğu Anadolu ve Azerbaycan'drr. Doğu
Anadolu aşıklarının şiirlerinin toplanması Anadolu'daki araştırıcılara düşerken,
Azeri sahasında da o bölgenin il'lm adamları bu işi üzerlerlne almaktadırlar. Ne
yazık ki, gerek bazı siyasi sebeplerden, gerekse Türk araştırıcılarının dış Tü�klere
açılamaması yüzünden bugüne kadar o sahadaki e�erler alfabemize aktarılama­
mıştır- İşte biz bu düşünceden hareket ederek A.zer!ıaycan Aşıgları ve El Şairleri I
isimli kitabı Kiril harflerinden Anadolu Türklüğünün kullandığı alfabeye çevir­
dik. Kitabın aslı ,ıcmügeddlme», aşıktarın hayat hikayeleri, mrtlnler ve istifade
edilen kaynaklardan ibarettir.
Kitabı ele alırken bazı kUçük değişikliklerin dışında tamamiyle aslına bağlı
kalmaya çalıştık. Eserin aslında bazı kelimelerin izahı sayfaların altında yapıL
mışken biz bunları ela, dlğeı- kellmererle birlikte lügatçeye almayı uygun gördük.
Aşıkların hayat hikayelerini brışta Paşa _Efendiyev'ln, Azerbaycan Şifahi Hal{]
Edebiyyatı adlı eseri olmak üzere, çeşitli kaynaklardan aldığımız bilgilerle zengin­
leştirmeye çalıştık. Ayrıca gazel, muhammes gibi bazı şeklllerln örneklerini azalt­
tık. Eserin asl'ında yer almayan şiir şekilleriyle ilgili bilgiler ele tarafımızdan ilave
edilmiştir.
Giriş bölümünde ise kitaba bağlı kalınmış, fakat zaman zaman ba.şka kaynak­
hırdan aldığımız bilgilerin de bu bölüme ilave edilmesi ihmal edilmemiştir- Köp_
rillü'den aktarılan bölümlerin Türkiye Türkçesindeki orijinallerinden alınması
uygun görü:tmüştür. Ancak eserin aslı. faydalanılan kaynakları sadece iki yerde
zikretmiştir; biz ise zikredilmeyen bölümler ile bizim faydalandığımız kaynakları
da ilaveyi uygun bulduk.
Metinler kısmında önce her aşığın hayat hikayesi Türkiye TUrkçeslyle, şiir­
lerinden örnekler ise kendi ağız hususiyetleri korunarak verilmiştir. Metinler ve_
rilirken matbaa imkanları gözönüne arınmış, bu sebC'pten transkripsiyonlu olarak
verilememiştir.
Daha sonraki bölümde ise antolojinin hazırlanmasında lst1fade edilen eser­
lerin bibliyografyası verilmiştir.
Eserin ortaya konu\masmda karşılaşılan bazı güçlüklı>rin hallinde yer yer
zevkle yardımlarına müracaat ettiğimiz bölümümüz öğretim üyelerinden Doç.
Dr. Kemal Yavuz'a ve Yrd- Doç. Dr. Efraslyap Gemalmaz·a teşekkürlerimiz tabii­
dir. Eserin basımı güçlüğüntı üzerine alarak bizlerin çalışmalarına hız kazandıran
arkadaşımız M. Sabri Koz'a da nı> kadar teşekkür etsek azdır.

Erzurum, 17 Mayıs ı 984 Doç. Dr. Saim Sakaoğlu

-VI-
GİRİŞ

Aşık Edebiyatı an'anesl Azerbaycan halk edebiyatının en zengin kolunu teŞ­


k!l eder. Bu an'ane eski olduğu kadar geniş bir sahaya da yayılmıştır. İlk numu_
nelerini halkın bedii düşüncesi şekilendirmiş olup yıllarca hafkla yanyana ol­
muştur.
Kaynağını ozanlık an'anesinden alan ve bu mil'astan beslenen aşık, günil­
mtizde de büyük bir heyecanla süslediği hayatımızın güzelliklerini kopuz dünya..
sının yadigarı, telll sazın difi ile terennüm eden bir sanatkar olarak faaliyet gös_
tennektedlr. Bu faartyet çerçevesinin ozanla birleştirdiği aşık şüphe yok ki, kendi
geçmişlnl yine selefi olan ozana borçludur.
Ozan gibi aşık da, halkın sözcüsü olmuştur. Azerbaycan halkı arasında mü­
him bir yer! olan ozanlar Oğuzların eski şairidir. Ozanlar, şairlik yanında sihir_
bazlık, rakkaslık, muslklşlnaslık, hekimlik ve buna benzer işleri de üzerlerine al­
mışlardı. Ozanlar, en eski devlrTerden bu yana kopuzları eşliğinde, çalıp söyle­
mişler ve bize birçok miras bırakarak dünyadan göçmüşlerdir. Ancak bugün bu
mirasın çok az blr kısmı ellmizded!r, Bu eski şairlere, Altay Türkleri Kam, Tun_
guzlar Şaman, Moğol ve Buryetıer Bo veya Bukue, Yakutlar Oyun, Samoitler
Tadıben, Fin_Uğurlar Tiotoejoe (bakıcı), Kırgızlar ise Bahsı, Bahşı adını ver­
mişlerdir.
Eski Türk'Ierin, Hun, Köktürk ve Uygurların efsane ve destanlarının (Alp
Er Tonga, Oğuz Kağan, Bozkurt, Türeyiş, Göç vs.) yayıhp bize kadar ulaşma­
sında ozanların büyük rolü olmuştur. Yine ozanlar halkın dünya görüşünün
temsilcileri olmuşlardır. Bunların dışında ozanlar muhtel!! merasimlerin icrasın­
da, bilhassa, rığır, av (sığır. öküz avı, Oğuzların esas merasimlerinden olmuş ve
bu ilk devirlerde ziyafet şeklinde geçmiştir). şölen. kurban, yug ve matem ayin_
!erine katılmışlar ve yönetmişlerdir.
Çeşitli ka.ynaklardan öğrendiğimize göre Atilla ordusunda ve sarayında da
0zantar vardır. 5. yüzyıldan 15. yüzyıl Selçuklularına kadar da muhtelif şekil­
lerde ozanrarın saraylarda olduğunu bilmekteyiz, Saray ve ordudaki ozanların
birinci vazifesi sa.raydaki toplantı ve şenliklere Irntılma.ktır; ordudaki vazifesi ise
askerlerin moralierinl düzeltmek, kahramanlık şiirleri sclylemekttr. Zaten bütün
CSki Türk devletlerinin saraylarında, ordusunda ozan.şairler ve musikişinaslar
Vardır.
Yine Atilla ·nın şerefine veril en ziyafet sofrasının şu tasviri dikkat çekicidir:
cAkşama doğru meş'al'eleı· yanınca, ziyafetin verildiği ipekten yapılmış muh-

-VII-
teşem çadıra lki şairin girdiği görllldtl. Bunlar Atilla'mn önünde, Hun 1:isanlyle
kendi tanzim ettikleri şiirleri okudular; bu şiirler Atlllnnın kah ramanlıklarma,
zaferlerine aitti. Orada bulunanlar bu şiirlerin tesiri ile vecd il heyecana geldlfer:
gözler parlıyor, çehreler korkunç bir hal alıyordu. Bir çokları ağlıyorlardı; genç*
ıer arzu ve ihtiras, lhtlyarlar da elem ve teessür yaşları döküyorlardu { 1 J.
Yine Atilfa'nın ölüm merasiminde de şairler mühim bir yer tutmaktadırlar.
Bu mera.simler şu gerçeği ortaya çıkarıyor: « ...düdtiklerin, davulların nağmeleri
ile birrlkte olarak söylenen bu destani şiirlerı tertip eden şairler, hiç şüphesiz
daha sonraki saz şairlerinin dedesidir.-. (2 ).
Yine bu ozanların 7- Yilzyılda İran ordularına karşı savaşan Alp Er Tonga'nın
ölümü üzerine söyledikleri sa.gu (ağıt), 11. yijzyıtda Kaşgarlı Mahmud tarafın.
dan yazıya geçirilmiştir. DivanU Lügat-it Türk'teki bu parça Türk halk şiirinin
ilk numunesi olınası bakımından da mühimdir.

Alp Er Tunga öidi mu,


İsiz ajun kaldı mu,
Ödlek öçin aldı mu,
Emdi yürek yırtılur.

Günümüze kadar ozan hakkında çeşitli araştırmalar yapılmış. değişik fikir


ve yorumlar ileri sürülmüştür, Bu araştırmalaı: neticesinde diyeb!Nrlz ki:

ı. Ozan kelimesi Oğuzların halk şairl - musikişinast manasında çok eskiden


beri kullanılan bir kellmedir. Kelimenin, eskiden beri muhtelif Oğuz şubeleri ara.
sında bulunması, daha Oğuzların Seyhun kıyılarında oturdukları zamanlarda,
yani Büyük Selçukru Devletinin kuruluşundan evvel kullanıldığına dellldir.
2. Bu kelime muhtelif Oğuz sahalarında eskiden beri yaşamış ve belki Azerl
sahaS1nda 14. yüzyılda ozanların kullandıkları kopuza da bu isim verilmiş, böy.
lece bir de cozancı� kelimesi meydana çıkmıştır.
3. 15. yÜzyıldan sonra bu ozan kelimesi yerine Azeri ve Anadolu sahalarında
A.şık; Türkmen sa hasında da Baksı kelimeleri yer almıştır.
4. Anadoru ve Azerbaycan Oğuzları arasında bu eski manası unutulduktan
sonra, ozan kelimesi cçok söyllyen.� 1:herze söyllyen� manalarında şu son zaman­
lara kadar, gerek edebi dilde, gerek halk dlUnde devam etmiştir. Anadolu'nun
bazı yerlerinde ı;:a)gıcı çingenelere de bu isim verilmektedir,
5, Başka Türk şubeleri arasında bu kelime kullanılmamıştır. Çağatay mü.
ellifrerfnln bu kelimeyi Horasan Türkmenlerinden. yahut Azeri sahasında yazıl­
mış eserlerden öğrend lklerl anlaşılıyor (3).
Azerbaycan bölgesinde aşıklara «varsag», tdede�. 4agsaggab, cozam, gibi
isimler verilmiştir. Prof. M. Seyldov, aşığa 6-7. yüzyıllarda warsag, denildiği ka.
naatlndedlr. 8.14. yüzyıllar arasında ise aşığa zaman zaman cozan.ıı denilmiştir.
Dede Korkut Hikayelerinde ozanların tipik karakterini burabiTmektey!z. Ozanlar
ellerinde kopuzlarıyle dolaşmakta, çalmakta ve söylemektedirler.

{l) M, Fuad Köprülü, Edebiyat Araştırmaları, Ankar:ı. 1966. 157.158.


(2) Age, 158.
(3) A.ge, 143-144.

- VlTT -
Gızım gızı.m gız ana, Evime ozan gelibdi,
Gızımı verrem ozana, Pereni pozan gelibdi,
Ozan ahça gazana, Gündüz olan işleri,
Gızım geye bezene. Gece yazan gellbdl.
cDede» ise ozanlığın yanında müşkil işleri halteden. akıtdane. obanın ak sa­
kallı yaşlı bir kimsesidir. Dede'nin tipik numunesi olarak da Dede Korkut'u gör_
mekteyiz.
cYanşag» kelimesi önceleri «aşık», dalla sonra da, ıı:çok danışanı manfı.larm_
da kullanılmıştır. Bu terimle ilgili olarak Azerbaycan'da yer, köy adları da var­
dır. Bilhassa Kelbecer vilayetinde «Yanşag» köyü halkınm büyük çoğunluğunun
a.şıklıkla iştigal etmesi ve belki de bunı:ı bağlı olarak köyün «yanşag» ismi ile anıL
ması gözden kaçmamaktadır ( 4).
Yukarıda ozanlık sanatının pirinin eDede Korkut� olduğunu söylemiştik. Ke­
rem lle Aslı Hikayes1nin Dede Kerem'!, 16. yüzyılın Dede Yadigtir'ı, 17. yüzyılın
Turab Dede'sl, 18. yüzyılın Dede Kasım'ı ile bugün· isimleri ve eserleri bize u!aşa­
mayan yüzlerce kopuz ve saz ustaları ozanlık sanatının takipçileri olmuşlardır.
Yüzyıllar boyunca çalıp söyleyen bu sanatkarlar hiç şilphesiı: Türk şiirinin
milli vezni olan hece veznlni kullanmışlardır. Halk şiirinin milli vezni ile yazıL
mış ilk şUrler ise Ahmet Yesevi ve Yunus Emre'ye aittir.
On sekkiz min alemde,
Heyran bolgan aşıglar,
Tapmag me'şug surağm,
Sorsan bolgan aşıglar.
dörtlüğü ile başlayan şiir Ahmet Yesevi'nindir. Yine ilk ve son dörtlükleri aşa­
ğıda verilmiş olan şiir ise Yunus Emre'ye ait ohıp her ikisi de dikkatimizi çek­
ttıektedır.
Yar üreylm yar,
Gör ki neler var,
Bu halg içinde,
Bizı> gOler var.
*
Yunis sen bundan,
Meydan isteme,
Meydan içinde,
Merdaneler var (�).
Elbette, 12-14. yüzyıllarda yaşayan şairlerin eserlerini halk şlirinın ilk numu­
neleri oiarak kabul etsek de, onları aşık edebJyatından ayrı kabul etmemiz müm­
kün değildir. Bu şairlerin şllrlerini aşık şiirinden, il.şık sanatından, an'anesln­
den ayrı tut.amayız.

(4) Age, 140_141; Paşa Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü
1981, 175.
Her iki kaynakta da numune olarak verilen manilerin hece sayılarının ol­
dukça farklı olduğu gözden kaçmamaktadır. (haztrlayanların notu).
(5) Bu şiirin dörtlüklerden kurulduğu filcriue katılamıyoruz. (Hazırlayanla_
rın notu).
- IX-
�Aşı b kelimesi, hem. «ozan�, « va rsag», <"<dede» kelimelerinin ifade ettiği mflna
ve menşe ile olan münasebeti sebebiyle, hem de sanatkftrın taşıdığı mahlası iti­
bariyle dikkati çekmektedir. Araştırıcılar bu sahada da değişik yorumlarda bu­
lunmuşlardır. Aşık kelimesinin Uk kullanırışı, bazı araştırıcılara göre 13- yüzyıl;
bazılarına göre ise 15-17. yüzyıllar arasıdır. 13. yüzyılın sonu ve 14. yüzyılın bi­
rinci yarısında yaşayan Yunus Emrn'nin tesirinde kalarak şiir yazan Ali Aşık
paşa, adında aşık kelimesini kullanan ilk şairdir. 15 ve 16. yüzyıllarda Ahmed,
çelebi ve İbrahim gibi haTu: şiiri sahasında eser verenler, adlarının yanında aşık
kelimesini de kullanmışlardır.

Halk edebiyatının ilk numunelerinden sayılan, bu mirası koruyan, yaşatan


v� gerçek manada aşık olanlar aşıklık mesleğini tesadüfi olarak seçmemişlerdir.
Onlar. daha çok, kabiHyetıeri ile dikkati çekmişlerdir. Şiir!eri ise uzun müddet
dilden dile, ağızdan ağıza, nesilden nesile, söylene söylene günümüze kadar gel­
miştir.
Çıraklıktan ustalığa yükselen ber aşık btr yüksek okul bitirmiş gibidir. Aşığın
,ıstalığa nasıl yükseldiği ve diğer hatıraları aşığın ş!lrferinde bulunabilir. Bu hL
Kayelerl araştırıcıların eserlerinin dışında el yazmalarında, cönklerde, halk ede�
biyatı araştırıcılarının derledikleri metinlerde yine görmemiz imkan dahillnde­
ctır.
l(urban.i, Tufarganlı Abbas, llasta I(asım glb! aşıklar, -ı:şifahh edebiyatın
bilhassa aşık edebiyatının tesiri ile yazıp, söyl'emlşlerdir. Yine bu aşıkların ha­
yatları etrafında teşekkül eden halk hikayeleri günümüze kadar gelmiştir.
Kurbani ııYetim Kurbani". ııDlril'll Kurbanb. ııYazık Kurbanb; Tufarganiı
Abbas «Adım aşıg Abbas yerim Tufargan:ı.. ııAşıg Abbas yana yana" mısralarının
dışında «Kul Abbas�, s>:Tufarganlı Abbası,, cŞU;:este Abbas", «Yazıg Abbas»; Hasta
Kasım ise sadece ııGasım», cHeste Gasım .. mahlaslarını kullanmışlardır.
Bütün bunlardan sonra netice olıual;: dlyeblNrlz ki:
ı. Aşıklar daha çok, halk yahut da ııelP şairi olmuş, söyledik:eri şiirler ise
aşık şiirinin bütün hususiyetlerini bünyesinde trışımıştır.
2. Aşıkların tesiri oldukça fazla olmuştur; onların haya ti arı etrafında teşek­
kül eden hail< hikayeleri bu fikri daha da kuvvetlendirmektedir.
16. yüzyırda Lele ve Baba, 17-18. yüzyıllarda Sarı Aşık ve Ezizi mani türünde
yazdıkları ş!!rleri ile şöhret kazanmışlardır.
Aşık ve saz şairi kelimelerinin aynı manayı taşımrılarına karşılık kalem şu.
arasının (belli bir tahsil görmüş olup, hem hece. h<:·m de aruzla şiir yazan ancak
saz çalmasını bilmeyen şairlerdir) sadece kalem şairi olduğu. halk sairi deyimi­
nin ise daha geniş bir mana taşıdığı bilinmektedir. Esasında, aşıkla, kalem şuara­
sının esasta birleştiği hususunda görüşler de ortaya atılmıştır. Aşık efü.·biyat:ı. bir
başka ifadeyle saz şiiri, divan şiiri !le anonim halk şiiri arasındaki bir yerdedir.
Konu ayırımı daha çok araştırmaları kolaylaştırmak için yapılmıştır.
Aşıkların (saz şairlerinin) hususiyetlerini şöyle sıralayabiliriz :
a) Umumiyetle okuma yazmaları yoktuı·.
bl Şiirlerini saz eşliğinde terennilm e>derJı?r.
c) Şiirlerini irticalen söylerler.
--X-
ç) Şiirlerini umumiyetle hece ölçüsüne bağlı kalarak söylerler.
dl Bir yandan anonim halk edebiyatına, b!r yandan da divan edebiyatına
açıktırlar.
el Şairlerine, aşık, ozan vs. deniliı·.

Aşık tarzı şiirin kökü çok eskJlere dayansa da onun Azerb:ı.ycan'daki ilk tem_
sllcisi Kurbani'dlr. Gerek Kıırbani, gerekse onun takipçileri olan Tufar,qanlı Ab­
bas, Hasli: Kmnm. Aşık Valeh, Dellek Murad klasik ,<;iire \'akıftırlar. Bunlar şiirle­
rinde dini kaidelerin ve muhtelif tarlltatlerin görüşlerinin tesiri altında kalmış_
!ardır. Ancak dini düşünce bu aşıkların esas gayesı olmamıştır. Onlar, atışma.
!rnşma ve tecnisleri ile saz V(' söz mec!ıslerinin sevilen simaları olmuşlardır.
t.Orta esn 07-19. yüzyıl) aşık şiirinde llert. keder, dünyadan ve haııattan
şfkd!!et. tabiat, güzellilc, a.�k ve sevginin terennümü daha çok işlenen konular
arasındadır. Bunların dışında şiirlerde, halk ruhu ile h<:tlk duygusunun kaynaşmış
olduğunu görüyoruz. Yine şiirlerde, k!Jlil ve çfrkini?-ı yerine a.sfilet, mertlik, sada­
kat gibi konular işlenmiştir.
16_19, yüzyıllar arasında yaşayan aşıkl'arın çoğu, aşık şiirinin muhtelif şeklL
lerlnde meydana getirdikleri yilzlerce lirik şiirlerinin yanında halk hikayelerinin
de musannifleri olRralc tanınmışlardır.
Aynı yüzyılda yaşayan Ermeni, GUı-cU ve Dağıstan a.şıklarının yetişmesinde
Azerbaycan Aşık Edebiyatının büyük tesiri vurdır, Bu iki zümrenin birbirinden
ayrılması mümkün değildir. Azeri TUrkçesJy!e şiir söyleyen Ermeni aşıkların sa­
yısı 400 kadardır. Bu husust,a M. Nalbandyan'ın şu satırları manidardır: «.,.Er­
meni eilesinden oldukları üçün Ermeni adlanrlırmag mümkündür.» ( 6 ).
Azerbaycan aşıklarımn teslr sahası oldukça geniştir. Bunların örneklerini
yakın doğu ülkelerinde ve Anadolu'da_ görebiliriz. Onların şiirleri dilden dile do­
laşmış, böylece yeni varyantlar ortaya çıkmıştır. Ancak bunun tersi de olmuş­
tur. Mesela, 17. yüzyılın ikinci yarısında TUrk!ye'de büyük şöhret kazanan Ka­
racaoğlan l 606 {?)_ 1679/ 1689 (? ı Azerbaycan aşıklarının da sevdikleri bir aşık
olmuş, şiirleri halk ara�ında dilden dile dolaşmış, şekilleri değişmiş, böylece yeni
varyantlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan Kurbanı, Tufarganh Abbas. Has1a Kasım,
Aşık Ali, Aşık Elesker, vs. gibi aşıl,lar Tiirklye'yi gezmişler, bazıları Anadoltı'daki
aşıklarla karşılaşma imkanını da elrle etmişlerdir. Böylece. onların şiirleri, yüz­
yılımızda muhtelif gazete ve dergi!erd0, hal.ta, son zamanlarda müsta!,!1' kitap­
lar hal!nde neşrolunma imk[mına kavuşmuştur.
Daha evvelki yüzyıllarda da 1Ustafü. diye tarif edilen, eser ortaya koyan aşık­
ların an'anenin zenginleşmesinde mtıhim ı·olleri olmuştur. Hatta "pişekar� ve
«lfaçı� adı verilen usta malı çalıp söyleyen!er ile, saz çalamayan. mecliste söz
söylemeyi beceremeyen halk şairler! de verdikleri eserleriyle bu ıenginleşmeye
yardımcı olmuşlardır.
Geçen asırda yaşayan aşıklar arasında Göyceli tlşıklar'ın hususi bir yeri var­
dır. Aşık Ali ile başlayan bu kol A şık E!esker'in şiirleriyle zirveye ulaşmıştır. Za­
ten bu kolun Azerbaycan Aşık Edebiyatında mühim bir yeri vardır. Göyçc a�ık
edebi muhiti, Almemmed (1795-1875. Aşık Elesker'ln babası) .�air Mehmet Hüseyin
<1800-1884). A şık Muh.arı-em < 1825-1910). Aşık Mus.ı, },firza Beyler (1837-I91!l),
Şair Aydın (1825-1915), iİ.�k Aziz. "5air Mehmet (1853-Hl37. Aşık Elesker·in kUçllk-

(6) M. Nalbadyan, Eserlerinin Tcım f(ii/liydı, !. cild, Yeravan 1945, 282, (Erme­
nice).

-XI-
kardeşi), usta Abdullah (186i'U943), Beşir (1867-1934. Aşık Elesker'ln büyük oğ­
ludur), Şair Abdıılazim 0873-1943) ve bunlar gibi yüzlerce aşık yetiştirmiştir.
.Aşıklık geleneğinde, Kelbecer'de Ağdaban'lı Kurban ve arkadaş!arı, geçen
yüzyılın sonu ile yüzyılımızın i!l{ yarısında Aşılc Elesker geleneğini devam ettire,
rek Azerbaycan Aşık Edebiyatının gelişmesinde mühim rol oynamışlardır. A şık
Besti ( 1840-1932), Aşık Şemşir (1893-1980) bu bölgenin önde gelen aşıklarıdır.
Gerek ,orta esr»lerde, gerek 19-20. yüzyıllarda olsun Güney Azerbaycan'da
faariyet gösteren, halk şairlerinin, aşıkların, saz şairlerinin eserleri Azerbaycan
aşıklık an'anesinin esasını teşlöl eder. Gittikı:.e zenginleşerek gelişen bu an'ane
Azerbaycan halk şirinin zengin bir kolunu teşkil etmektedir.
Aşık Edebiyatının gdiştiği diğer bölgelerde, bilhassa «Gazah-Tovuz» bölgesin_
de Çoban Efgan, Heyyat Mirza, Şair Semed, Şair Veli, Bozalganlı Aşık Hüseyin,
Elimerdanlı Aşık Necef; Karabağ'da, Aşık Peri, Mirzecan Mededov, Mehmet Bey
Aşık, Aşık Mahmut; Şeki'de, Molla Cuma; Şirvan'da, Padarlı Abdullah, Mirza
Bilal; Şemkir"de, Şemkir'li Aşık Hüseyin, Yahya Bey Dilgem, Karacaemirli Aşık
Kasım, Aşık Penah Seyfelli; Zagatala'da, Varhiyan'lı Aşık Mehmet; Derbend'de,
Aşık Recep, Aşık Ahmet; Abşeron'da, Aşık Cevat, Aşık Hasan, Borçah'da; Şair
Nebi; gibi şair ve aşıklar halk arasında sevilmiş ve sayılmışlardır. Yine bu aşık­
ların yardımıyle halk hikayeciliği an'anesi de devam etmiştir.
19 ve 2D. yüzyıllarda yaşayan Azerbaycan aşıklarının şiir mirası mazmun ve
muhteva bakımından daha önceki yüzyılların il.şıl,larııun şiirleri kadar zengin­
dir. İçtimai ve siyasi sebepler, ahlaki, felsefi, öğretici ve ders verici fikirler, tabiat,
tasvirleri, daha da önemlisi, sevginin, güzelliğin terennümü, bu tarihi devrenin
aşık şiirinin zengin konularının başlıca kaynakları ormuştur.

Hl ve 20. yüzyıllar edebi ve sosyal münasebetlerin arttığı bir dönemdir. Bu


deVirde aşıkların, halk şairlerinin büyük bir lnsmı muhtelif ülkeleri gezip do­
laşmışlardır. Geziler neticesinde yeni dostlar ve medeniyetlerle içiçe olan aşık­
ların dünya görüşleri de değişmiştir. Elimizdeki btlgilerden anladığımıza göre
Şemklr'li Aşık Hüseyin on yıl Rusya ve diğer Doğu ülkelerini gl'zmiştir. Yahya
Bey Dilgem, Aşık Ali, Mirza Beyler ve Göyçeli Aziz ise Rusya, Türktye ve İran'ı
gezmişler, hatta bir müddet bu ülkelerde yaşamışlardır. Aşıklar, gezdikleri ülke­
lerin içtimai hayatına çok çabuk intibak etmişler, bnzılaı:ı ise gittikleri ülkelerin
dillerini öğrenmişlerdir.
Aşık Elesker, hemşehrisi Mirza Bey'in birkaç dil bildiğini aşağıdaki mısralar-
da anlatmaktadır
«Freng, Rusi, Farsi, Türkü, Ereb'i,
Beş dil'lnen var savadı Beylerin�
19 ve 20. yüzyılların aşık şiirinin mahiyeti halckında şöyle yaygın bir kanaat
vardır. Bu devrin sanatkarları eski şekilleri gellştirip mükemmelleştirmekle bir­
likte kendileri de yeni hususiyetler taşıyan şiirler düzenleyip si:izlü mirasımızı
zenginleştirmiş, aşıklık an·anesine yeni bir mana, yeni bir rulı getirmişlerdir.
192D'Ierde N. Nerimanov'un öncterl'iğinde kurulan «Azerbaycan Öyrenme Ce­
miyyeti» aşık şiirinin toplanması, neşri ve araştırılması için bir dizi tedbir aınıış�
tır. Bu yıllardan itibaren aşıklar üzerinde de rejim tesirini göstermiş, sevgi, ta�

- XII -
biat ve dini şiirlerin yerine rejimi öğen şiirler söylenmeye baş\anmı�tır. Bu de­
vir !ışıklarının en dikkat çekici hususiyeti, �şıklar kurultayının llkinin 5 Mayıs
1928'de toplanması ve problemlerinin tartışılmasıoır. Kurultaya Kazak, Saryan,
Borçalı, Gökçe, Bakü ve Ermenistan'dan 150 kadar aşıl� katılmıştır. Kurultaya,
E. Ahundov, c. Ağanlıoğlu gibi bilim adamları da birer teblig sunmuşlardır.
İkinci kurultay 12 Mart 1938 tarihinde toplanır. Bu kurultayda aşık edebiyatı
ve il.şıklarla "ilgil'i önemli kararlar alınmıştır.
Üçüncü kurultay ise 1961 yılıııda toplanmıştır. Kurultay'a H. Arash, M. İb­
rahimov gibi bilim adamları birer teblig ile katılmışlardır.
Dördüncü aşıklar kurultayının ise 1983 yılında yapılacağını çeşitli kaynak­
lardan öğrenmiş burunuyoruz.
Azerbaycan Aşıgüırı ve El �airleri, kitabı ilk anda beş cilt halinde düşü_
nillmüştür. Ancak beş cildin tertipçisi folklorcu, Ehliman Ahundov rahatsızlığı
selJebiy!e bu işi bitirememiştir. Onun tertip ettiği metin ölümünden sonra Azer_
baycan NiZ,ami Adına Edebiyyat Enstitüsü'nün müdürlüğü ve halk edebiyatı ŞU­
besi ile müşterek çalışması neticesinde yeniden gözden geçirilmiş ve kitabın iki
cilt halinde yayınlaması kararlaştırılmıştır.
Her iki cildin metinleri yeniden gözden geçirilirken yazı heyeti, ciltleri ye_
niden düzenlemiş, eserleri verilen aşıkların çoğu hakkında derli toplu bilgi sun­
maya çalışmıştır.
Ehliman Ahundov başkaları tarafından birer şahsiy et olarak tanıtılan A şık
Garip, Dede Kerem, Tahir Mirza ve Köroğlu'na ait eserleri ve diğer bazı aşık­
ların şiirlerini derlemeslne almam.Jşt1r; bu sebeple elimizueki cildin yazı heyeti de
her hangi bir ilavede ınılunmak istememiştir.
İki cilt halinde yayınlanması kesinleşen kitap klasilc şiir an'anesine bağlı
kalınarak basitten mürekkebe doğru, halk şiirinin tür ve şekilleri gözönüne alı­
narak dizilmiştir. Geraylı (sekizli koşma), koşma, tecnis, atışma, divani, mulıam­
mes, müstezad gibi şekiller ayrı ayrı başlıklar altında veril'miştir- I. cilt «Orta
esr� ve 19. yüzyılın tanınmış aşıklarının şiirlerinden numuneler ihtiva etmekte­
dir.
Şiirlerin başlıkları konulurken, bazı istisnaların dışında redif esasına bağlı
kalınmıştır. Bu sebepten zamanla serbest bl.r başlıkla yayınlanan şiirlerin isim­
leri de değiştirilmek zorunda kalınmıştır,
Ölçü, kafiye, redif yönünden bazı mısrı:ılarda aksaklıklar görülmektedir. Bun­
ların büyük bir çoğunluğu derleyici ve kaynak şahıslara ait kusurlardır. Fakat
öyle mısralar vardır ki orada olan hece fflrkı ilk bakışta göze çarpar. Aslında bu
kusur da, ısaz, beste, musiki, ses ve ahenge ba.ğlı olduğu için tabii görülmektedir.
Her iki cildin sonuna, metinler neşre hazırlanırken istifade edilen kaynakla­
rın bibliyografyası verilmiştir. Yazı heyeti bu matbu kaynakları verilen yeni ör­
neklerle birleştirmiş, böylece yepyeni bir metin ortaya çıkmıştır. Şiirlerin düzel­
ttrmesinde ıorluk arzeden ve belki de vaktiyle kullanılıp bugün artık arkaik sa­
yılan söz ve ifadeler olduğu gibi korunmuştur. Tecnislerin açıklanmasında da belli
zorluklar görülmüştür. Bazı numunelerin illt şekilleri bulunamadığından evvelki
haline getirmek mümkiln olamamıştır.

- XIII -
I. cilt yayına hazırlanırken fll'oloji asistanları, .İmran Babayev. Mürsel
J-lı:klmov, Ebul Fazıl Hüseyin ve merhum Süleyman Rüstemov, fikir, teklif ve
yardımlarıyle yazı heyetine yakından yardımcı olmuşlardır.
Ciltlere dahil edilen metlnlerln okunmasında şiirlerin nyrı �yrı varyantla­
rının bulunmasında. Gızılgill Babazade ite Telli Memmedova'nm hu�usi yardım.
ıarı olmuştur.
Eserin aslında olmamakla berab�r. okuyucularımıza bir kolaylık sağlaması
amacıyle, kitabımızda yer alan nazım şekilleri halclcında lnsa da olsa bazı bilgile­
rin ilavesi uygun görwmüştilı·. Burada yer alan bazı terimler hakkında yurdu.
muzda Uk neşriyatın tarafımızdan verildiğini de sevinerek bellrt.mek isteriz:
BAYATI: Sözlü edebiyatın en eski nazım şekillerinden olup Anadolu sahasındaki
maninin benzeridir. Tek dörtlükten ibaret olup 7 hecelidlr. ı, 2 ve 4. mısı·aıar
kendi arasında kafiyeli olup 3. mısraı serbesttir.
GERAYLI: Hece vezninin s·ıı ölçüsüyle söylenen koşmadır. Dörtlük sayısı 3_5
arasında değişir. İlk dörtlilğün ı ve 3. mısraları kendi arasında kafiyeli veya
serbest, 2 ve 4. mısraları ise kendi arasında kafiyelidir. Bundan sonraki dörtlük­
lerin ıse ilk üç mısraı kendi aı·asında. dördüncü mısraı ise birinci dörtlüğün son
mısraı lle kafiyelidir.
Geraylıların konusu, aşk, tabiat ve sevgllidir. Duraklnr 4-1· 4 veya 5 + 3'tür.
Geraylıların tciğalı geraylı•, �sallama. geraylı�. ,negaratlı gerayfı:ı,, «gerayh rübah­
gibi çeşlUeri vardır.
Kurbani, Tufargan'h Abbas, Aşık NoHuz, Aşık Kerem, Aşık Garip, Hasta Ka­
sım. Aşık Ali. Aşık Elesker, Molla Cüme, Yahya Bey DHgem, Şemklt'li Aşık Hüse­
yin. Aşık Mlrze, Mikayıl Azabil gibi aşıklar bu türün en güzel örneld'erini vermiş­
lerdir.
GIFILBEND : Azeri aşık edebiyatında bizdeki muammaya verilen isimdir.
GOŞMA (Koşma) : Azerbaycan aşık şiirinin en çok kullanılan nazım şeklidir.
Geraylıda olduğu gibi 3_5 dörtlük ar.ısında değişir. :Mısraların hece sayısı ise ll'dlr.
Kafiye yapısı geraylıda olduğu glbldh-: xaxa (abab), ccca, ddda, Durakları 6-1 5
veya 4 + 4+3'ttir.
Kurbanı, Aşık Kerem, Aşık Mil'za, Aşık Abdullah. Tufargan'lı Aşık Abbas,
Köroğhı, Aşık Valeh, Aşık Ali, Şemkirli Aşık Hüseyin, Yahya Bey Dilgem, Molla
Cümf', Hüseyin Bozalganb, Aşık Esed, Aşık Mirza gibi fı.şılclaı· bu türün en güzel
örneklerinl vermişlerdir.
Koşmanın cgoşa yarpag goşma-ı,, «sallama gosmıı:,, �goşma müzte:zad (ayaglı
goşmah gibi çeşitleri vardır.

DEYİŞME: (atışma} Aşık edebiyatının en yaygın türlerinden biridir. Deyişmede


lrtlcaten söyleme çok mühimdlı'. Bu tür şiirlerde Aşığın dünya görüşü, onun sanat
gücü, sanattaki başarısı görülüt', Aşıklar deyişme anında başka il.şıkların şiirle­
rinden istifade edebilirler.
Aşık edebiyatının tarihi boyu11ca bu türün örnelderlnl görmekteyiz. Bu tür
imtihanlarda en çok şiir söyleyebilen deyişmenln blrinclsi sayılır,
DİVANİ: Doğu Anadolu ve Azeri sahasında çok kullanılan bir ımzım şeklidir.
Hece sayısı 15 olup durakları 8 + 7'dlr. İlk dörtlüğünün üçüncü mısraı serbest.
diğerleri ise kendi aralarında kafiyelidir, Diğer dörtlüklerin ise ilk üç mısraı ken-

-XIV-
dl arasında, dördüncü mısraı lse birinci dörtlüğün son ııusrni He kafiyelidir. Ba­
zen mısraların sayısı dörtten fazla olabilir. Divaniterde daha çok yarım ve tam
kafiye kullanılmıştır. Divani adlı bir de aşık havası vardır. Divanilerde lirik ve
didaktik konular işlenir. Dlvanllerin, ,ıdivanl ınühemmes�. "'divani milseddesıı gibi
çeşitleri vardır.

MÜHEMMES (Muhammes) : Her bendi 5 mısradan meydana gelen nazım şekli­


dir. Hem divan edeblyatında, hem de halk edebiyatında kuJTanılan bu şekil, heın
aruzla, hem de hec:e i!e yazılır ve söylenir. Hece ile söylenen muhammesler ba­
zen 16 hecelik mısraların ikiye bölünmesi ile B'er heceli olur. Böylece mısra sa­
yısı da 5 yerine 10 olabilmektedir. Kafiye yapısı, birinci bendin bütün mısraları
kendi arasında kafiye I i (aaaaa veya aaaaaaaaan), bundan sonraki bentrer in ilk
dört mısraı kendi arasında, beşinci mısraı ise birinci bendin son mısraı iie- ka­
fiyelidir. (bbbba, cccca, dddda)
Aşk, tabiat, güzelilk ve günlük hadiseler mııbammeslerin konusu teşkil et_
mektedir.
c.orta mühemmes», �mühemmes goşa yarpagı>, .ımilhemmes tahmis•. -ımü­
bemmes üstadname», .-mühemmes tarihi manzume� gibi çeşitleri vardır.
MÜSEDDES : Bentleri altı mısra olan nazım şekline müsedde:, denir. İlk bent
kendi arasında (aaaaaa), diğer bentlerin ise ilk beş mısraı kendi arasında, altıncı
mısraı ise birinci bendi ile lmfiyelidil' (bbbbba, ccccca, ddddda .... ). Bunun dışın_
da, aaaaaa, bbbbcc, ddddee, ffffgg veya aaaabc, ddddbc, eeeebc; aaaaanıan2,
bbbbanıan2, ccccanlan2 şeklinde de kafiyeli olabllir,
ccigalı zencirli mtıseddes,- ve cmühemmes dlva.nl müseddes"' gibi çeşitleri var­
dır.
HERBE ZORBA (Meydan okuma) : Aşıkların kendilerini öğdükleri, kahraman­
lı.klarını belirttikleri şiirlerdir. Kafi:ye ve şekil yönünden ko;jmaya benzer. En a:ıı
üç dörtlük olur. Ancak bent sayısı 15'ten fazla olanları da vardır. Bentleı• dört
mısradan meydana geldiği gibi bazen beş de ol'abilmektedir, Bentler ı:lört mısra
olduğu vakit, blrlrıcı dörtlüğün bir ve üçüncü mısraları kendi arasında kafiyeli
veya serbest, iki ve dördüncü mısralar da kendi arasında kafiyelldlr. Beşl\lerde
ise birinci bendin mısraları kendi arasında kariyelldlı:, sonraki bentlerin ise ilk
dört mısraı yine kendi arasında, beşinci mısraı ise birinci bentle kafiyelidir.

TECNİS : Kafiyeyi meydana getiren kelimeler clnasfı Ise bu şekle tecnls adı ve­
rlllr. Yazııı edebiyatta da tecnls örneklerine nstlanmaktadır. Vaglf ve Zakir gibi
şairler bunun en güzel numunelerini vermişlerdir. Koşmaya çok yakın olan bu
türün koşmadan çıktığı fikri de Azeri saba.ınnda Heri sürülmüştür- Ancak gUnU�
ınüzde buna koşmnnın değişik bir şekli gözüyle bakamayız.

Kafiye yapısı koşma ve geraylıda olduğu gibidir. (abab (xaxa), cccb, dddb.... ).
Azeri sahasında «gara tecniSl>, «ayaglı tecnls�, «tecnis müstezad,, Gcigalı tec­
nis�, «nefesçekme tecnis», «dodag deymez tecnls», «dil terpenmez tcc:nls», «zin­
clrreme tecnls», «cığalı nefes çekme tecnis�, «tecnis şakb, «nögtesiz tecnls», «öyüd­
leme cigalı tecnis�, «tecnls evvel ahın, �herf üsttı nden tecniS> gibi çeşltleri var-
dır.

Hasta Kasım, Aşık Ali, Aşık Elesker, Molla Cilme, Şemkirli Aşık Hüseyln'ln
tecnısıeri Azeri sahasında zirve teşkil edecek güçtedir.

-XV-
USTADNAl\ılE: Adından anlaşılacağı üzere ustadname, cüstad söz(b, cüstad na�
sibati> demektir. Bu tür şllrlerde aşıkların dünya görüştı, hadiseler karşısındaki
tavrı, halka ettikleri nasihatleri işlenmektedir. üstadnamererde, atalarsözünden.
hikmetlerden istifade edlllr.
Bazı aşıklar dünyanın vefasızlığını. geçici olduğunu. Süleyman, İskender,
gibi hükümdarların blle ölüp gittiklerini, bu sebepten kötülüğe gerek olmadığını,
her§eyin iyi ve güzel Ue olmaı:ıı gerektiğini anlatırrar.
Usta Aşıkların hepsi «ustadname> şeklinde şiir yazmışlardn. Ancak bunların
içerisinde Hasta Kasımınkiler zirve teşkil edecek güce sahiptir.
VOCUTNAME: Aşık edebiyatında nadir işlenen türlerden birisidir. Vücutnamede
aşık. soyunu, anasını, babasını. anne rahmine düşmesini, dünyaya gelmesini, ço..
cukluk yıllarını, aile bayatını sevgilisini hayatta çektiği meşakkatleri ve ölüm
gibi konuları işler.
Vücutname aynı zamanda bir üstadnamedir. Vücutnamelı::r nasihat özellik­
leri de taşır. Yine vllcutname!ere bakarak aşığın tercüme-! hali ve yaşadığı devir
hakkında bllgi sahibi olabiliriz.
Kafiye yapısı koşmııda olduğu gibidir. Dörtlükler hal1rıde 15-20 bentten mey_
dana gelebilir.
Tufarganh Aşık Abbas, Aşık Valeh, Kurbanı ve Molla Cilme'nin vücutnamelerl
çok başarılıdır.

NOT
Dört (ve altı, sekiz ... ) haneli şiirlerde hanelerin okunma sırası şöyledir:
------ (1) ------ (2)
----- (3) ------- (4)

- XVI -
KURBANi

16, yüzYıl Azeri aşıklarındandır, Doğum ve ölüm tarihi belli değildir, Ancak
16, yQzyılın birinci yarısında Şah İsmail HatıU'nin hüküıridarhğı (1501-1524) sıra­
�ında. yaşadığım sözlü _va yazılı kaynaklardan öğreniyoruz. Bir müddet da Şah
katai'nin sa.rayında. bulunmuştur. Kurbani büyük. bir ihtimalle Güney Azerbay­
ca.n'ın Diri köyünde doğmuştur. Onun Dirl'den olduğunu adına tasnif edilen
1
'K11rba.nl Dastanı''ndan ve elimizde olan diğer ş_iirlerinden çıkarabiliyoruz.

Kw-banl'nin kendisinden sonraki Aşıklar üzeıinde büyük tesiri olmuştur. O,


söylediği 16ik şiirleri ile gücünü ispat etmiştir. Yine elimizde olan şiirleri saye- •
sinde onun "kam.il" bir halk Aşığı olduğunu söyleyebiliriz.
Kurbani'nin şiirlerinde içtimai mes'eleler, sevgili ve tabiat gibi konular J.ş­
�nmişti.r. Onun Şah İsmail Hatı.\i'ye yazdığı içtimai ve siyasi fikirlerini içine alan
�oşması mühimdir. Şah İsmail'den yardım istediği şiirin bjr bölümü aşağıdadır ;

Şair olan dersin alar pirinden, Derin der.in deryalara boyladı,


,.Gevvas olan dün" getirer derJnden, Hançer alıb gara ·bağnm teyledi.
Gözü yaşlı geçmiş Hüda.ferinden, Oğul ölmüş vezir geza. eyledi,
Ü'zum gülmez, heç açılmaz ah menim. Getnıez dimağımdan dud-i ah nı.enım.

Sara.yına aşıklar toplayan Şah İsmail, Kurbani'yi de yanına almıştır. Yine Şah
lsınail'den yardım istediği bir başka koşmasının iki dörtlüğü şu şekildedir :

Dırı dağlarından uzag yollardan, Bülbül idim ayn düşdiim gı1hlmden,


Dıette ki, bir murada gelmişem. Felek vurdu cida saldı elimden,
Eosin siteminden. çerhin elinden. Gurbani'yem, Gara Vezir elinden.
Bir Şahım var, ona dada gelmişem. Şe.yh oğluna şikayete gelınişem.

,l{urbani'nin Hak aşığı olduğunu ise şu nıısralanndan anlıyoruz.

Men Hagg aşigiyeın. hag yola mayii,


Kitabım Gur'an'dır, olmuşam gayil,
Müridim, mürşidim, ey Şah İsmayil,
Derdimin elinden feryada geldim,

Kurbanı, şiirlerinde •'vezirlerden", "hakimlerden"' şikayet etmiştir. Böylece o,


� -kın arzu ve isteklerini dJle getirmiştir. Şiirlerinde yalnızlıktan da şikı\yet eden
.�bani bir dörtlüğünde şöyle demektedir:
Gece gündüz vaht bivaht ağlaram,
Çeşmim yaşı, Ceyhun olu, selleni,
Yay mövsümü bülbül dil dil ötende,
Bağ, bağçalar nergizleni, gülleni.

Kurbani bu düşüncel!;'re rağmen hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemiş, şiirle.


rinde daima hakkın gelip geleceğini haykırmıştır. Ahla.ki şiirler de söyleyen Kur•
bani a.hlaksızlara, mert olmayan kişHere çatmışllr.

Merd odur ki, işin tuta merd ilen,


Er istesen kec namerdden, er dilen,
Remz anlayan. söz düşQ nen, derd bilen.
Alemlerde şöhretleni, belleni.

Lirik şürleri. onun kuvvetli bir Aşık olduğunu göstermektedir. Koşmalarında


insanın his ve heyecanlan ile tabiat güzelliklerinin kanştmlması ustalıkla yapıl­
mıştır. "Benöfşe" redifli şüri bunun en güzel örneğini teşkil etmektedir. Bunların
dışında göçle ilgili tasvirleri de onun şiirlerinde bulabiliriz. Edebi sanatlan ve
kelimeleri yerli yerine kullanması onun sanat gücünü gösteren bir başka yönüdür.

Ne ola bir şadbg beheri gele, Bağçalarda gurudulur harama.


Yüklene barhanam ellere doğru. Naşı tebib melhem eyler ;wı.rama.
Naşı ovcu bere bekler, eylener, Dedim, Perim zülüflerin darama,
Marallar sayrışar yollara. doğru. Könül geşte çıhar ballara doğru.

Kurbani'nin tecnis ve gerayhlan da C8'U koşma> mühimdir. Gerayilları alucı


bir üslupla söylenmiştir. Bunların dışında dini konuları da. şiirlerinde işlemiştir.
Muassırları olduğu kadar, kendisinden sonraki aşıklw· da Kurbani'nin tesiri
altında kalmışlardır.

KAYNAKLAR

Aşıglar, Ba.kü 1960, 5-10.


A. Dadaşzade, Gurbani, Bakü 1972.
Paşa Efendiyev. Azerbaycan Şifahi Halg Edeblyyatı, Bakü 1981, 184-187,
Sunay Gültekin, Iğdır Ağzı Üierinde Bir İnceleme, İstanbul 1974, CMezunl-
yet tezi), "Aşılı Gurbani Hikayesi'', s. 26-27'dedir.
Hasan �arta.rı, Doğu Anadolu'da Aşılı: Edebiyatının Esaslan, Ankara 19Tf.
Sa.mi Kaya, Erciş'ten Derlenmiş Hikaye ve Masallar, En.urum 1976, CMezuni•
yet tezi). "Gurbanl" hikayesi s. 40-55'tedir.
Muharrem Zeki Korgunal, Aşık Kurbani, İstanbul 1935.
Perizad ile Aşık Kurbanı Hikayesi, Taşbasma,_tarih yok,
Osman Sanbelli, Azerbaycan Pcetry, Moskova, 619-621,
Telli Saz Ostadlan, Bakü 1964, 3--6.
M. Şakir (Ülkütaşır>, "Aşık Kurbani'nin Üç Manzumesi," Azerbaycan Yurt
Bilgisi, 1 (4--5, Nisan-Mayıs 1932, 167-169, CA ym yazı lçin bkz. Halkbilgisl
Haborlerl, 10 {109). İkinci teşrin 1940, B-ıo>.
(Azerbaycan Aş,gları ve El Şairleri ı. 19-54.l.
GE.RAYULAR

DOLANA DOLANA
Afçağ' yerden duman galhar, Kimi ağa. kimi nöker,
:C ağı dolana dolana. Nöker olan cefa. çeker,
Göy üzünü bulud ale.r, Bülbül ağlar, gan yaş töker,
Mahı -dolana dolana. Bagı dolana dolana;.

Gurbani murada yeteli,


Canan geldi burdan ötdü.
Nobat geldi, mana yetdt,
Sagi dolana dolana.

GÜLE GÜLE
Girdim yann bağçasına, Naşı bağban, satma gülü,
Dedim derdim güle güle. Haramdı ağçası, pulu,
Men ona ele müştağam, Küsdürdüm şeyda bülbülü,
Nece bülbül güle güle. Daha gelmez güle güle,

Gurbani'yem ennemişem,
Yar gesrine glımemişem.
Bele cellad gönnemişem,
Aldı canım güle güle.

TEZ TEZ
Cıı.ru.m tebib, gözüm. Loğman, Sevdim gözeller muyunu.
Menim derdim ara tez tez. Heç kese vermez oyunu.
Bu daro meni çoh incidir, Tülek tarlanın oyunu,
Sıııldayır yara tez tez. Gismet etme sara tez tez.

Guı·banm-ağlar elden ötrü,


Bülbül ağlar gülden ötrü,
Birce nazik belden ötrü,
, Giinüm geçdi, �ara tez tez.

OLMAZ
Fend eleme felli derviş, Söyİe derdin bilenlere.
Bele kıir eylemek olmaz! Dero başına gelenlere,
Yıhıbsan kônlüm evini, Her üzüne gülenlere,
Mür(plzar eylemek olmaz! E'ttbar eylemek olmazı

Gurbani'ye getir meze,


Deni üstünde derdim teze,
Derd bileni derd bilmeze,
Giriftar eylemek olmaz!
ALLATDI MENİ
Ay ağalar, ay gazılar, Tor gurdum çeşmim gölüne,
Yar yaman allatdı meni. !!işti sona.m teline.
El atdım yarın destine, Düşdüm dil bilmez eline,
Yar kenara atdı meni. Aldı, ucuz satdı meni,
Gul."bani'di menim adım,
Adem atadı bünyadım,
Şeş atdım çahar oynadım,
Ahır Jelek uddu meni.

GELDİM
Yar, seni edalet bildim, Lehin içib çeşmim ganı,
Men gapına dada geldim. Olmıışam cellad gurbanı,
Çoh cefa çekdim yolunda, Goynundu ettar dükanı,
Ömür verdim hada geldim, Ne eceb bu, dada geldim.
Gurbani'di menim adım,
Mövlamdım aldım muradım,
Sinendi çarşını, bazanm,­
Şekere, nabata geldim.

ALDIGIM
Seherin dan yeli kimi, Bizim bağda gül derginen,
Esme �adasın aldığım! Sıh könliine, tel hörginen.
Menim sebrü geranmı, Ag üz.den buse verginen,
Kesme gadasm aldığUn ! Esme gadasm aldığımı
Gurbani aşıg üzüne,
Gurbandı ala gözüne,
Bahma yadların sözüne,
Küsme, gada.sın aldığım!

GELİREM MEN
Heç gelmirsen bulag üste, Ka.şki gôzel olmayqydın,
Günde üç yol gelirem men. Sarnhban solmuyaydın,
Üzüme soyug bahırsan, Mennen aşna. olmuyaydın,
Üreyini bilirem men. Ayrılanda ölürem men.
Gül dibini hara goydun,
Bülbülü ah-zara goyd\ın,
Gurbani'n(i] biçara goydun,
Gedirsen get, gelirem men.

PERİM GELSİN
Ne ecep sevdaya düşdiim. Dağların başı dumandı,
Deyiıi bundan Perim gelsin! Didemin yaşı urnmandı,
Ecel şerbetini içelim, Bu gelen Şah-i hubandı,
Deyin bundan Perim gelsin! Deyin bundan Perim gelsin!
Yolunda. goymuşam canı, Eyn.ine geyfü gınnız1,
Kirpik.leli tökcr gam, Yalav kimi yanır üzü,
Bu gelendi Şehrebam, Bu gelen vezirin gızı,
Deyin bundan Perim gelsin! Deyin bundan Perim gelsin!

Men ağlaram zan zan,


Bu züimü götürmez Tarı,
Bu gelen Gurbani yan,
Eceb gelsin, Perim gelsin 1

YETİRMESİN
Vez.ir, _sana gargayıram, Evinde düşesen naçag,
Hagg dileyin yetirmesinl Sağ gözüne batsın bıçag,
Göyden min bir bela ense, Oğul, uşag düşsün gaçag,
Birin senden ötürmesin. İstediyin getırmesin!

Oturubsan ağ otagda, Gurbani galdı burada,


Gan gusasan lahta !ahta, Çağır Hudan yetsin da.da,
Seni görüm ölen vahtda, Meyidin galsın arada,
Dilin kelme getirmesin! El yığılıb götürmesin!

DİLBER
Durum dolanım başına, Mina geddin zeber ceddi,
Aşiginden küsen dilber. Ne desen cana minnetdi,
Gözlerini dik gözüme, El köçüb, otag helvetdi,
Ne men dinim. ne sen dilberi Gelsen alam, busen dilber.

İtirmişem maralımı, Gurbani özüne beydi,


Bir sinesi yaraiımı. Yar hasreti geddim eydi,
Günüz sebri geralımı, Ne dedim hetrine deydi,
Gece yuhum kesen dilber. Bu men dilber, bu sen dilber.

GOŞMALAR

KENARINDA
Bugün bir gözelin seyrine vardım, Gapına gelmişem, sayılam, sayıl,
Elinde şanası, tel kenarında. Hagg veren paylara olmuşam gayıl,
Halga halga, gıvnm gıvrım çin be çin, Perimin boynunda heykel, hemayıl,
Ondört börük gördüm bel kenannda. Le'l bazubend düzüb gol kenarında.

Gurbani der, menim sözüm düzgündü,


Yar elinden yazıg canun üzgündü,
Bahdım, yann gözü mene süzgündü,
.Bir cüt öpüş aldım yol kenarında.

5
DÖRDÜNE

Onaltı gözelin seyrine vardım, Ay ağalar, derdim yaman artıbdı,


Gözüm ·düşdü gözelleıin dÔrdüne. Çerh-i felek elden daşım atıbdı,
Altısı bed hesyet, dindirmek olmaz. Sekkiz şeydi, bu dünyanı tutubdu,
İkisi mehriban, de, bes dördü ne? Ab u ateş, hak ü' baddı, dördü ne?

Gurbani sözlerin eyledi tamam,


Gözümün evini alıbdı duman,
Sekkiz şey insana oltibdu en'am,
Ağıl, me'r(ilfet, heves, kamal, dördü ne?

ÜREYİM'DE
Bi-mürvetin, bi-insafın balası, Mehebbet bir derya geçebilmirem,
Men seni sevmişem sağ üreyimde. Aynlıg şerbetin içebilmirem,
Gıya bahdın, ortalığa gan tökdün, Sirr sözüm yadlara açabilmirem,
Gara nögte goydun ağ üreyimde. Geder giyamete dağ üreyimde.

Gurbani çıhmayıb gem libasmnan,


Göz doymaz gözlerin temannasmdan,
Cehennem, hofinnen, eşg havasınnan,
Eridi, galmadı dağ üreyimde.

BU İŞE
Gadir Allah, senden budu dileyim, Bismillah eledim, girdim meydana,
Penahdanm imdad eyle bu işe! Ümidim bağladım Şah-i Merdan'a,
Senden başga yohdur menim kömeyim, Mecnun kimi meni goyma divana,
Aman Allah, imdad eyle bu işe! Aman Allah, imdad eyle bu işe.

Gurbani der eslim Garadağlıdı,


Yar üzünden ürek düyün, dağlıdı,
Zülm eleyen vezir, namerd oğludu,
Aman Allah, imdad eyle bu işe.

PERİ NE

Görüm ömrü uzun olsun Perimin, Evvelceden ol1Uduğum yazardım,


Heç deymedi gönlümüzün perine. Gezmemişden gedemini a.za:rdun,
Gözellikde beraberi tapılmaz, Bir deryanın kenarında gezerdim,
Mahruylugda huri nedi, peri ne? Yann şövgü meni atdı derine.

Gözellerde naz ü gemze, şuh olu,


Seyragıblar bu aradan yoh olu,
Gurbani der, gözel deyen çoh olu.
Mahın yerde yetmez olmaz sirine.

6
DEYER SENE
Sallana sallana geden salatın, Getme, getme gorum, kimin yansan.
Gel bele sallanma; göz deyer sene. Hansı beb,teverj.n vefadansan,
Al, yaşıl geyinib garşıda durma, Kölgede beslenmiş gtızey gansan,
Yayın be4 nezerden, söz deyer sene. Seherin yelleri tez deyer sene.

Gurbani der, heçkes yarın, öymesin,


Düymele yahanın çarpaz düyınesin,
Destele zülfle.tin, yere deymesin,
Yollar guba.rlana.r, toz deyer sene.

OLMAZ
Ey Salatın, aşiglerin serinde, Misir şehri derler, ona varmışam,
Senin zülfün kimi bişitab olmaz! Yus1f Ken'an sevdasına girmişem,
Camaline Peri, müştag olalı, Men felek ayını göyde gğrmüşem,
Bidar olan gözlerimde hab olmaz. Yerde senin kimi mah-i tab olma:z.
Gurbani der, budu sende ne.zerim,
Men seni .sevmişem gül üzlü yarım,
Ta sen sağ ol, şirin dilli niganm,
Men ölsem bu alem, heç harab oımaz.

MENİ
Başına döndüyüm, ay pir ü goca, Heber alsan budu sözümün düzü,
Bir peıi salıbdı çöllere meni. Sızıldayır yaram, sepme gel duzu,
Ne günüm gündüzdü, ne gecem gece. Cavad Han bacısı, Ziyad Han g:ızı,
Bir peri salıbdı, çöllere meni. O peri salıbdı çöllere meni.
Gurbani'nin derdi olub ziyada,
Allah'ı çağın•am, yetişer dada.
Bir göze! seçmişem işıg dünyada,
O peri salıbdı çöllere meni.

SELLENİ
Gece gündüz, vaht bivaht ağlaram, Gayıtmag istemez gozum gözelden,
Çeşmim yaşı Ceyhun olu, seHenL Ge.yğ:tmı artırar derdim tezelden,
Yaz mövsümü bülbül dil dil ötende, Ellerde gaydadı rui ezelden,
Ba� bagçalar nergizieni, gülleni. Gözellerin şanıaması elleni.

Merd odu ki, işin tuta merdilen, Könlüm teleb edib, ahtara yarın,
Er istesen, geç namerdden, er dHen, Halg içre hifz eier. namusun, ann,
Remz anlayan, söz düşünen. derd bilen, Yar yarına günde olsa meganın,
Alemlerde şöhretleni, belleni. Könülil şen ol�, ruhu telleni.
Gurb.ani'yem der çekınişem nahanlar,
Heyalım sevmekdi sen tek cananlar,
Yanaşsa fızi.ine müştag dehanlar,
Nefes deyer, cıgaları yelleni.

7
GAL İNDİ

Ayn düşdüm vetenimden, elimden, Bey vefasan men görmedim vefam,


Başı çenli, garlı dağlar, gal indi! Çoh çekmişem senin cövr ü cefanı,
İçen ölmez derde derman suyundan, Menden sonra gerib sürer sefanı,
Ahar sular, ter bulaglar, gal indi! Ferş döşeli ağ otaglar, gal indi.

İlgarsızsan, vefan yohdu dünyada, Gurbani'yem, yegin oldu sözlerim,


Dostunun sirrini verirsen yada, Eşg elinden kabab ister gözlerim,
Şamamanı derdirirsen horyada, Gan tökürsen gürbet elde gözlerim,
Sebze bostan, san taglar gal indi! Ağla, canan deyib ağla, gal indi!

İNDİ
Sen te'rif etdiyin ol semend atın, Anlı çıhıb gışdan, ayılması yoh,
Kellemengo tutub yamandı indi. Nohtalanıb yere çekilmesi yob,
Nalı mıhı dü.şı1b, çoh pis gı1ndedi, Çohdankı ölüdü, dirilmesi yoh,
Ayğıran bir ölü, siçandı indi. Bir deri, bir sümük, palandı indi.

Garğa, guzgun edib ceındeyin para, Yaş gönün duzlayıp satmışam pula,
Üç milden �ahbdı dişler ağara, Evvelki gaydada düşmüşem yola,
Umsug etdin me ni, goydun avara, Dedim ki, dostlugda e'tibar ola,
Dedim, yegin bir şir, aslandı indi. Goymusan könlümü bicandı indi.
Ne bilim, bele de nefs olur meger,
Düş yola gezginen her şam u seher,
Gurbani, sevdlyin atdısa eger,
Söyle, at yerişti gurbandı indi.

EYLEDİ
Bir peri sevmişem sızın ellerde, Esli şahzadad1, ismidi Peri,
Meni camalına heyran eyledi. Yolunda goymuşam can ile seri,
Bunca bir gözeli bulmadı könul, Bir teklif eyledi, getdim içeri,
Gezdi bu cahanı seyran eyledi. Dindirdlkçe könlüm handan eyledi.
Gümüş piyalelim, altun ayaglım,
Sürahi gerdenll, gaymag dodaglım,
O ceyran yerişlim, ayna gabaglım,
Gurbani der, meni candan eyledi.

BENEFŞENİ
Başına döndüyüm, ay geşeng peri, Tanrı seni hoş camala yetirmiş,
Adetdi, dererler yaz benefşeni. Seni- gören aşıg ağhn itirmiş,
Ağ, nazik elinle der, deste bağla, Melekler mi dermiş, göyden getirmiş?
Ter buhag altmda düz benefşeni. Heyif ki, deribler az benefşeni.

Başına döndüyüm bağa gel bağa, Seher olcag şeyda bü.lbül ohuşdu,
O gözel hüsnünden bağa nur yağa, Hökm olundu Sü[eymanl>l.r yerlşdi,
Deste deste derib tahar buhağa, Sert gış geldi, gülün vahtı sovuştu,
Benefşe gız iyler, gız benefşeni. Daha iylemirik biz benefşeni.

8
Gurbani der, könlüm bundan sayrıdı,
Ne etmişem yanın menden ayndı,
Ayrılıg mı çekib boynu eyridl,
Heç yerde görmedim düz benefşeni.

PERİ
Bir almaz gönderdim yara yadigar, Bülbül ayrılığı sitemdi güle.
Almadı almazı, bağrı daş Peri. Gülebetin nahış süsen sünbüle,
Kônül teleb eler menden neyim var, Altından nimtene Ostden silsile,
Od tutub cismimi al ataş Peri. Serendazdan töküb başa, baş Peri.
Bir gözelin e1eyinnen elendim,
Beli dedim bela.sına belendim,
Yön çevirdim, her bir yana. dilendim,
Gurbani'ynen gôriiş, halallaş Peri!

SENİ
Başına döndüyüm ay Peıiza.da, Dağlarda maralsan, çöllerde ceyran.
Can içinde cana vermerem seni. Qrdubad, Nal:ıçıvan boyuna heyran,
Neynerem bostanı, neynerem bağı, Tamaşaya geler cemi gülistan,
Yüz bağ u bostana vermerem seni! Gullü Dağı_stan'Et vermerem seni.
Gurbani der, can içinde can gele,
Yaş yerine gözlerimden gan gele,
Camalın görmeye Süleyman gele.
Taht-1 Süleyman'a vermerem seni.

NEDENDİ
Ey nazenin, bu gen, geniş dünyada, Eylerem her yerde senin sorağın.
Namusu ağyara satmag nedendi ? Günden güne artar bil, iştiyağım,
Ger adına deyilmişse şahibaz, Öz elinle yandırdığın çırağın,
Söyle görüm, onu atmag nedendi? Şö'leY.i feragla yahmag nedendi?

Hifz eylesin Tann seni beladan. Ne güzeıdi senin şitin sözlerin,


Tapsın canın sehhet. ey gül şeCadan, Zail etdi meni ala gözlerin,
Her ikimiz vesle yetek duadan, Ey sevdiyim, · gaydasıdı gızların,
Hicranın oduna yanmag nedendi? Gıl.hi gıihi bu söz atmag nedendi ?
Sene eyan mı, ey dilber, sevdiyim,
Gurbani'di bir şey ister, sevdiyim,
Ay üz.ünü görmek ister, sevdiyjm,
Söyle görüm, bes bu yaşmag nedendi?

GETİRİ
Başına döndüyüm vefalı dilber. Meclisinde şınn şirin danışı,
irengln dağlardan la.la getiri. O ter}an durnşu, gıya bahışı,
Gaşların le'l olsa, yohdu giyıneti. O serhoş yerişi, o sa1la.nışı,
Gözlerin başıma bala getiri. Kafır olsa, yene yola getiri.

9
Men gurbanam ala gözün mestine,
Ne gıyıbsan şirin canm gesdine,
Sallana sallana gelsen üstüne,
Yazıg Gurbani'ni hala getiri.

YERİDİ
Ey arifler, eynim yaş ile doldu, Gızıl gülü deste deste derem men,
Sel sel oldu, üzüm üste yerim. Derib derib pünhan yere serem men,
Alem-i röyada görd-üm camalın. Ehdim budu bir de yari görem men.
Ele bildim meleklerin biridi. Gözüm gözlerinin intizamlı.
Ezel başdan bele yazıldı yazı.
Şirindi söhbeti, şirindi sazı,
Gence şeherinde Ziyad Han gızı,
Gurbani'ni oda. salan Peridi.

NAMİDARIDI
Bir perzad görmüşem sızın ellerde, Dost bilse yarınm geldiyin neyler?
Çün clsm ü canımın, namidarıdı. Yar yolunda gara bağrım teyler,
Güneş nişaneli, gemer misalh, Nesihet gemzene ver ki, gan eyler,
O cahan hubinin cilvedarıdJ. Gözeller şuhinin siteınkandı.
Menim dersim elifdedi, beyde_di,
Bir gözel sevnıişem, cana faydadı,
Deseler, Gurbani, bu ne sevdadı,
De ki bir perinin yadigandı.

AYRI
Seher bülbülleri ne feğan eyler, Yanında dayanan yoldaşların var,
Düşerse gı1zarı çemenden ayn. Sirrini sahlayan sirdaşların var,
Seher seher göncesinden ayrılan, Senin elin, gün.ün, gardaşlann var,
Şerayigler gülmez semenden ayn. Menim kimsem yohdu, yar senden ayn.

Dedim, peri ne elersen mehpara. Gurbani der meger ahır zamandJ,


Menim hasret gözüm heç uymaz hara, Sevgi sevgisinden ayn yamandı,
0

Bir getre ya.ş tôktun, bir de dubara, Bağrım delik delik sinem peykandı,
Egigden, yagutdan, yemenden ayn. Menim üzüm gülmez vetenden ayn.

GENCE HEY
Könül galhıb Berde sarı yeridi, Geymek üçün yaşılı var, ah var,
Orda bir ölke var, adı Gence I1ey! Emmek üçün leblerinin, balı var,
Gözel!eri, mehbublan, hublan, Hublannın bir özge cür hah var,
Olar batıb mal u mülke, gence heyi Her yetene vunnag olmaz pence h8Y 1
Gurba.ni der vüsalına ermedim.
El uzadıb gönce gülün dermedim,
İran gezdim, Turan gezdim görmedim,
Gözellikde, mehbublugda sence heyi

10
YARI GÖRMÜŞEM
Ay ata can gedib, galıbdı nefes, Gözellikde kimse yohdu tehrinde,
Bu nişanda bele yan görınüşem. Onunçun çekerem yann gehrtn de,
Buncaki gözeli tapmadı könül, Ne İran, ne Turan Gence şehrinde,
Ah çekiben intizarı görmüşem. Canlar alan o nfgan görrn.üşem,
Ay ata, sen meni etme günahkar,
Besdi bunca ne elersen ah u zar,
· Çurbani der elden gedib ihtiyar,
Hublar şahı o serdarı görmuşem.

YETİŞDİM
Lamekan şehrinden geldim cana men, Bir gözelin eleyinden elendim,
Canlar ehli bir canana yetişdim. Beli dedim, belasma belendim,
Elden ele, gabdan gaba suzüldüm, Yeri göyü yaradandan dilendim,
Getre idim, bir ümma.na yetişdim. Göheri ahtardım, kana yetişelim,
GW"bani der, göz gözledim, göz aldım,
Semağ oldum, ağtlmendden söz aldım,
Püz terpendim me'rufumu tez aldım,
Edeb götdüm, yol erkana yetişdim.

İSTEREM
Cohdu cahan içre nazenin dilber, Gözelleıin gerek ince belleri,
Özüne münasib yan isterem. Şekerden, nabatdan şirin dilleri,
Ola terlan gözlü, hem yaşda uşag, Goynunda isine nazik elleri,
Mene ola e'tlbarı isterem. Mehebbetin mene sa.n isterem.
Evler yıhan ola dane-yi hah, Ey sevdiyiın,. gel kes bu gaJmağalı,
Bir dem kem olmaya mt>nden heyalı, Zail oldu, aşığının kamalı,
Aya, güne benzer ola. camah, Vargel ele düzeltgilen sen halı,
Hem de ola. benzeri an isterem. Gurbani der, şuh rugan isterem.

PERİM
Özü hoş si!etli. adı hoş nişan. Gapına gelmişem, sayılam sayıl,
Yeriyir gabagca Mikayı! Perim. Hagg veren paylara men oldwn gayıl,
Fitişte züJnerl tarimar olmuş, Gızıl gıtmığından tökdür hemayıl,
Asılıb gerdenden hemayıl, Perim. Dünya olsun sana nagail, Perim!
Gurhani gurbandı şahın derine,
Derviş biler, hirge nedi, deri ne?
Ağam gıya bahdı, atdı derine,
Yetmiş il bend etdi. Ceprayil Perim!

GELMİŞEM
Gence dağlarından. uzag ellerden, Ferağat evimde otduğum yerde.
Elbette ki bir murada gelmişom. Ohuyub elmime çatdığım yerde,
Eşgin siteminden, çerhin elinden, Bir şirin yuhuda yatdığım yerde,
i3ir şahım var ona dada gelmişem. İçlribfer mana batla gelmişem.

11
Bülbül idim, ayn düşdüm, gülümden,
Felek vurdu, cida saldı �limden,
Gurbani'yem, Gara Vezir elinden,
Şahoğluna şikayete gelınişem.

M:ENİM
Mürşid-i kamilim, Şeyh oğlu Şahım, Yığılıban bir araya geldiler,-•
Bir erzim var gulluğuna şah, menim! Şirin canım eşg oduna saldılar,
Eziz başın üçün ohu yazğumu, Döydüler, söydüler yarım aldılar,
Agah ol halımnan, gahbagah menim! Ahıtdılar göz yaşım, billah menim!

Derin derin deryalara boyladı, Talib olan dersln alar pirinnen,


Hencer alıb gara bağım teyledi, Gevvas olan dürr götürer derinnen,
Oğlu ölmüş vezir geza eyledi, Gözü yaşh geçdim Hudafirinnen,
G-etmez damağımdan dud-i ah menim! Yüküm oldu gem ü hicran, ah merum!

Ohuyur bülbüller, budu geldi yaz,


Gurbani'nin canı yolunda niyaz,
Serim sadağadı, üzüm payendaz,
Candan geyri yohdu bir metah menim!

EYLEDİM
Dost yolunda yaba yırtdım, baş açdım, Töhm�i hesret sinem üste ekdirdim,
Gece gündüz dad u bidad eyledim. Gözümün yaşıyla behre yetirdim.
Öz elimnen yıhdım özüm evimi, Cefa çektim, derd hırmanı getirdim,
Müddeiler evin abad eyledim. Onun adın töhmetabad eyledim.

Dost yolunda üz goyuban baş kesdim, Şahin, şongar bey oğlunun golunda,
Ağlamagdan bu didemnen yaş kesdim, Seyrağıblar hem sağında solunda,
Şirin üçün Bisitundan daş kesdim, Gurbani der, bir namerdin yolunda,
Münasib adımı Ferhad eyledim. Cevan ömrüm heyif, berbad eyledim.

GEDİREM
Ne müddetdi celay veten olmuşam, Sevgili sevgini könülnen tuta,
Baş götürüb Gence deyib gedirem. Sidgini bağlaya eynelyaguta,
Gevvas kimi deryalara dalmışam, Şahlar şahı özü veribdi buta,
Eşge düşüb onca deyib gedirem. Baş götürüb onca deyib gedirem.

Gurbani tab etsin bu derde nece,


Geranm kesilib gündüz, hem gece,
Bir göze! sevmişem hamıdan ince,
Baş götürüb ince deyib gedirem.
DEYİLEM
İhtiyar senindi, vefalı dilber, Her gece bayğamda, gorurem seni,
Men senin betrine deyen deyilem. Sen Allah, sen Ta,nn, sen de gör meni,
Sebeb nedi, menden kenar gezirsen, Çıhsın ilgarından dönenin canı,
Bir sözün yadlara deyen deyilem. Men ki ilgarımdan dönen deyilem.

12
Gurbani der, gülü tutasan deste,
Deriben veresen vefoh dosta.
Üzümü goysam da. üzüvün üste,
Öpüben dişlerem, yeyen deyilem.

ALMACA GELMİŞEM
Eller göçdü yaylasına dayandı, Sevgilimin gaşı Ke'be güncüdü,
Sizin dağdan gar almağa gelmişem. Men ölende kimler ona yöncüdü?
Könül guşu, dövr eyleyir bu dağda, Ağız süddü, diş dürr. dahan incirli,
Zenbur menem, bar almağa. gelmişem. Serraf menem, zer alinağa gelmişem.
Başına döndüyüm, şahların şahı,
Seni gördü gözüm, çekmerem ahı,
Gurbani der, budu sözün kütahı,
Mühteseri, yar a).n:ıağa gelmişem,

GELMİŞEM
Başına döndüyüm Gence'nin hanı, Böyüklerden eta kiçikten beta,
Metlebimdi, peri üçün gelmişem. Merd iyid odu ki dediYin tuta,
Buyur celladlara töksünler ganı, Şahlar şahı mene veribdi buta,
Metlebimdi, peri üçün gelmişem. Metlebimdi peri üçün gelroişem.

Heç çıhmadun nazlı yarın köşküne, Gurbani der, Diriliyem, men Diri,
Bulanmadım enberine, müşküne, Yolunda goymuşam can ile seri,
Terehhünı eyle men gerib miskine, Ahtardığım yardı, ş_ikanm peri,
Metıebimdi, peri üçün gelnıişeni! Metlebimdi, peri üçün gelmişem.

RAS GELDİM
Perinin bağında seyran eyledim, Göteller gözeli, gözeller hası,
Almalı, alçalı yaza rasge1dim. Silindi galmadı könlümün · pası,
Almasın, heyvasın derdim, döşürdüm, Sineni benzetdim şongor yuvası,
Könül istediyi naza rasgeldim. Oğlan libasında gıza rasgeldim.
Gurbani'yem, görcek hezer eyledim,
Gözeller:i gördüm, nezer eyledim,
Yeddisinde bağda güzar eyledim,
Hesabım yanıldı. yüze rasgeldim.

GÜL ÜZE
Meni görcek ürbend çekdi gül üze, Çoh işlere o, eyleyer irade,
Dara zülfün, goy tökülsün gül üze. Felek goymaz men yetişem murade,
Gorhum budu, ho:ryat bağdan gül üze, Seyreregib görmesin heç gün dünyada,
Kesile güllüyün medan hanım. Heç necat tapmasın eğyan hanım!
Maral hanım nagis işler eyleyer,
Hencer alıb ciğerimi teyleyer,
Gurbani bu yarsız bağı neyleyer?
Pozular ömrünün pergahı, hanımı

13
GÖRMESİN
g y
Haııd1 elen vezirler de anınca, Ses y ayılar, sirrlmizi bildiler,
Çek perdeni, nAmehrem.ler görmesin! Dost düşmeni ahır bize güldüler,
Kaş öleydim bugünlere ga!ınca, Mühennetin sözü adam öldürer,
Çek perdeni na.mehremler görmesin! Çek perdeni, namehremler görmesin!

Gurbani, başına yağar yağış gar,


Ah, nece vetenden oldum derbeder,
Bu sevdaya düşen çeker ah ü zar,
Çek perdeni, namehremler görmesin!

DEYERSEN
Şah-ı huban menim erz-i halımı, Seni o görceyin elbet dindiri,
Elbet, elbet nazlı yara deyersen! Aşıg meşugunu oda yandın.
Heste düşdüm galdım onun küyinde, Derdim anbar anbar dennamm Peri,
Üzü dönmüş sitemkara deyersenl Men galmışam ne avara. deyersen.
Gazanmadıg bu dünyanın malını,
Geyinmedik yaşıhnı alım,
Dirli Gurbani'nin erz-i halını.
Yalvara yalvara yara deyersen.

SAGİNİN
Var mı menim kimi bir ganı dolmuş; Ay ile gün birbirine çatılı,
Eyşin gurmuş otağında saginin. ·Sevdiciyim yağınan bala gatıh,
Çahar zülfü birbirine vuruldu, Doı;tram doğram olub göze tutulu,
Ganla.r oynar buhağında saginin! Gara bağrlm bıçağında saginin.

Humay kimi dövr elerem havada, Gurbani der, bu derd mene galınca,
Babam öldü, yetim galdım yuvada, Canım çıhıb yar hetirin alınca,
Bir eli ellerde, ağzı duada, Payız geceleri sabah olunca, ·
Bir eli de. ayağında saginin. Çeşmim yağı çırağında saginin.

MENDEN
Dağlar senin ile hemdem olma.da., BU'- ilmeyln, bu köyneyin, bu ağın,
Esirgersen indi gan da menden. Ezel ba.şdan bağba.nıyım, bu bağın,
Seyragıbın o te'neli sözlerin" Sinem üste çarp az düyün bu dağın,
Ahır ayn salar yan da menden. Bağban eslrgeyer nan da menden.

Bu dünya dediyin bir boş elekdl,


Haggm min bir adı onda gerekdi,
Gurbani der. bu ne çerh-i felekdi,
Zülümle a.yrarlar yan da menden.

GEZE GEZE MEN


y y
Altı ol gelmlşdim, bununla. eddi, Gözüm doymaz senin kimin canandan,
Öldüm bu bağçanı geze geze men. Cananın itlran tez olar candan,
Dedim bir yar sevdim unudub getdi, İnarurursan soruş şah-ı hubandan,
Öldüm bu bağçam geze geze men. Öldüm bu bağçam geze geze men.

14
Peri sene gurban, Dirili Gurban,
Yolunda. goyubdu. o baş ile can,
Bir elinde fanus yanında huban,
Öldüm bu bağçanı geze geze men.

HOŞ GELDİN
Bugün ne hoş gündü, ne hoş saatdı, Gözlerin nerglzdi, hüsnün mahtaban,
Gedem basdın Peri hamın hoş geldin. Açılıb gül, süsen, sünbül, erğevan,
Metlebim almışam, ab-1 heyatdan, Zambağ ü yasemen berg-i ireyhan,
Tazelendi ruh-revanım hoş geldin. Fesl-i bahar gülüstamm hoş geldin.
Şad eledin Gurbani'nln didarın,
Hesretin çekirdim. sen kimi yann,
Saldın bağa küllü cemi dostlann.
Gözeller şa.hvan canım hoş geldin.

BİLMEDİN Mİ SEN
Şebni:}ın eyleyib yola. düşmüşem, Men gurbanam senin kimi canana,
Yar menim geldlyinı bilmedin mi sen? Olmuşam derdinden deli divana,
Derdimi çekmekden deli olmuşam, Dağılsın otağım ev ile hana,
Yar menlm geldiğim bulmedin mi sen?· Yar menim geldiğim bilmedin mi sen?
Gurbani deylr ki, sonasan sona, -
Bir zaman görmesem ya.naram yana,
Garabaş gönderdim ehde peymana,
Yar menim geldiyim bilmedin mi sen?

GiZi.ARIN
Abşamdan yağan gar çıhıbdı dize, Gözeller yığılıb hamısı kende,
Kesitlb bulagdan yolu gızların. Seneyin doldurub hurdan ötende,
Seneyin doldurub goyanda düze, Şama.hı şeddeli, gerdenbend tende,
Üşüdü barınağı eli gızlann. Eyrimceden keçer beli gızların.
Gurbani der. bu dertleri hilesiz,
Gohuın gardaş yığıhban göle siz,
Adna abşa.mında belge goyasız,
Kesile govğası galı gızlıµ-m.

BAGLASIN
Yaralandım i'.ıreylmin ba.şınnan, Naşı tebib derde derman etmedi,
Yanı deynen yaralarım bağlasın. Canan gelib göz önünnen ötmedi,
Ohianmışam kirplğinneİı. grujınnan, Hesret ôlduın elim yara yetmedi,
Men ölürem onu Allah sahlasın. Vezir de menim tek kamın almasın.
Gurbani'nin derdi hedden ziyada,
Çağırsam ağamı yetişer da.da,
Deseler necoldu o beynava da,
Men al geydim o garaıı:u· bağlasın.

1�
SEVİNSİN
Ay arifler bu dünyanın üzünde, Gelsin bahar fesli açılsın yazlar,
Tezece açılan güller sevinsin. Göllere tökülsün ağ guba gazlar,
Bir eyri çalmalı, humar gözlünün, Beyzada oğlanlar, hanzada g-ılar,
Zülfünü dağıdan yeller sevinsin. Yar ile danışan diller sevinsin.
Gurbani'yem men severem Narıncı,
Yar yar df:Jyib oldum ahir zanncı,
Almanı, heyvanı, nan, turuncu,
Bu dördünü deren eller sevinsin.

GELİN
Yolunu salıbsan çeşme başından, Gızıl gülü deste tutub dergilen,
Gorhuram gelesen nezere gelin. Deribeni pünhan yerde sergilen,
Eger gebul etsen bu şirin canı, Ağ üzünden bir cüt buse vergilen,
Verrem gurban sen. tek gözele gelin. Geribem, könlümü tezele gelin.
Yazıg Gurbani'ni dertli yazgilen,
Her cür cefasına cebre dözgilen,
Öz elinle mezarını gazgilen,
Goy mezara özün defn ele gelin.

SENE GURBAN
Dindirirem niye dinmirsen ay gız, Maral geder, otlar dağın içinde,
Bir zaman lal olu dil sene gurban. Pilte şö'le verer yağın içinde,
Gülüb neşter ile tökdün gamını, Bağbanı dindirdim bağın içinde,
Nazik ellerinle sil sene gurban. Açılan lalelw gül sene gurban.
Yazıg Gurbani'yem ay gül-i hendan,
Bir cüt ay baş verib çıhıb yahandan,
Bir buse istedim ağ üzde haldan,
Acıhlandı dedis al sene gurban.

LEBLERİN
Ey gözel, tellerin, yıhdı evımı, Şe'ri gözel men söylerem şanına,
Bürünmüşdü al duvağa lehlerin. Olsun varım gurban senin canına,
Rahat goymur bir dem humar gözlerin, Men yetimem bir al meni yanına,
Salmış meni daşa dağa leblerin. Gelsin onda kef damağa leblerin.

Şipşirindi dilin memen yemeli, Ter gonçasan, ahır harın olmasa,


Sana Leyli, Esli, Şirin demeli, Bir laçınsan san sarın olmasa,
Ağ bedende ince bel, gül memeli, Menim kimi can-nisarın olmasa,
Işıg salıb al yanağa leblerin. Düşer ol dem çoh sorağa lehlerin.

Olsun feda mülk ü malım zülfüne, Gurbani der, besdi meni puç etdin,
Çeker meni derd hayalım zülfüne, Aldın ağlım elden, deli giç etdin,
Heyran oldum men o zalım zülfüne, Zehmetimi hem se'yimi heç etdin,
Goymur ancag danışmağa leblerin. Ahır saldı gara dağa lehlerin!

16
ONDAN ÖLDÜR
Başına döndüyüm hanların hanı, Gem ehliyem dindirmesen dinmerem,
Könlümün metlebin bil ondan öldür. Eşg oduna alışmışam sönmerem,
Sen ol Tanrı mene gezebnak olma, Ta ölünce dediyimden dönmerem.
Lütf ele, üzüme gül ondan öldür. Apar yar goynuna sal ondan öldür.
Gurbani'yem eşg elinden büryanam,
Ta ölünce men o gıza gurbanam,
Gulluğunda gözü bağlı terlanam,
Çalış şikar bendin al ondan öldür.

GAL OLU
Dedim könül sevme hublar hubunu, Ulu divanlarda çekilir adım,
Onun ·her muyunda yüz min gal olu. Erşe bülend oldu, dad u feryadım,
Nagah seni derde giriftar eyler, Başım üste ganım içen celladım,
Gaşı fitne gemzesinde al olu. Sağ elinde elif geddim dal olu.

Camalı Yusifin İbn-i Yagubun, Gemer ne yandırıb güneş ne yahar,


Aleme şems olan hüsnü hebibin, Könlüm ne titreşib ümniana ahar,
Ala gözlü şirin sözlü mehbubun, Gurbani der, her kim şaha kec bahar,
Zenehdanı dürr şö'leli hal olu. Onun kemalında tez zaval olu.

BEHANEDİ BU
Dedim, dilber getme bir de danışag, Dedim, ey vay, halım yaman olubdu,
Dedi, sözün yohdu behanedi bu. Dedi, gemden belin kaman olubdu,
Dedim. bir nezer gıl aşıg lıalına, Dedim, vallah sinem meydan olubdu,
Dedi, eceb deli divanedi bu. Dedi, men bilmenem, hezanedi bu.

Dedim, goy gözüme gıvrım tellerin., Dedim, sene aşig olan can budu,
Dedi, lazım deyil vehşi güllerin, Dedi, senin eşgin ahar bir sudu,
Dedim, sen bizimsen, biz de ellerin, Dedim, cavan ömrüm çürüyüp budu.
Dedi, aldanmayın biganedi bu. Dedi, ebes sözdü, efsanedi bu.
Dedim, Gurbani'yem yarın adına,
bedi, ele sensen düşen yadına,
Dedim, men ha yandım eşgin oduna,
Dedi, şama yanan pervanedi bu.

ELLERE DOGRU
Ne ola bir şadlıg heberi gele, Seherden yüklenen nazlımın köçü,
Yüklene barhanam ellere doğru. , Cennetül-me'vadır goynunun içi,
Naşı ovçu bere bekler eylener, Ebrişim telleri müresse saçı,
Marallar sayrışar yollara doğru. Her dem şitab eler bellere doğru.

Sevdiyimin Gürcü imiş atası, Tağçalarda· gurudular barama,


Eskik olmaz goç iyidin hatası, Naşı tebib melhem eyler yarama,
Gaşın kaman sinem onun butası, Dedim perim zülflerini darama,
Gatı yay çekilir gollara doğru. Könül geşte çıhar tellere doğru.

17
Curbani. der, nalem yandınr daşı,
Üstüme gelmesin tebib--i naşı,
Ümmana dönende gözümün yaşı,
Ahanda tökülür sellere doğru.

DÖNÜBDÜ
Hicran geceleri gayğı çekmekden, Uçuşur durnalar, sekir teyhular,
Elif getdim eyrt yaya dönübdü. Na.merd adam galibliyin arzular,
Bedesilin eşiden tek sözlerin, Bulandı deryalar hem daşdı sular,
Yegin etdim ömrüm zaya dönübdü. Gaynagsız bulaglru- çaya dönübdü.
Biz de gonag oldug Gars'h Osman'a,
Yunis tek mat galdık behr-i ümmana,
Gurbani der dönsün bele zamana,
Göydeki ulduzlar, aya dönübdü.

GÜLERMİŞ
Bahgilen feleyin ruzıganna, Bir bahtın yatıban bir ucalanda,
Eyyam hoş keçende dövran gülermiş. Tülek terlan olub sar ov çalan.da,
Behreli çağlarda mehsul ayında, Meseldi dayarlar, gurt gocalanda,
Bağı bar verende bağban gülermiş. Tülkü meydan açıb dovşan gülermiş.
Gurbani gemlenme kerem kanı var,
Edalet hakimin Hagg divanı var,
Bu çerh-i feleğin nerdibam var,
Yenen ağlayarmış galhan gülermiş.

AÇILMIŞ
Perimin bağında seyran eyledim, Sifetde Züleyha yan Yusif'in,
Sanasan bağçada güller açıimış: Hubların hubusan eylerem vesfin,
Çıhardım könülden derdi, guban, Boyu uzun beli ince mahbubun,
Hoş göftarlı şirin diller açılmış. Buhağında gözet hallru- açılmış.
Hasil oldu Gurbani'nin dileyi,
Tarumaram ne sultanı ne bey},
Mirvart golbağı, beyaz hileyi,
Dal gerdende siyah teller açılmış.

BİR DALA
Elif geddin, bey gametin, say saçın, Gevvas olan deryalara dalıbdı,
Nece benzer herf içinde bir dala. Serraf le'li giymetinde a.lıbdı,
Her muyuva m.in gövherdi, tay saçın, Çün bülbüller ara yerde galıbdı,
Gevvas olan yek deryada bir dala. Zağı görüb dolanıbdı bir dala.
Süsen misen, ısünbül milsen yara san,
Tiği alıb bağnm başını yara.san,
Gurba.ni der cam verdim yara san,
Haçag olur biz de verek bir dala,
YETİNCE
isteyirsen getib mene yetesen, Her iyidin sığındığı başına,
Ayag götür ta ki yara, yetince, El aparma.g olmaz Haggın işine,
Ömrüm. bağçasırun gülün dererler, Suyu gelib çatıb novun başına,
Post bağından az kenara yetince. Hesret çekir ta ki, pere yetince.
Gurbani sözlerin ya.rasta. söyle!
Sızıldaşır yaram yar, asta söyle,
Bir ac gann doydur yar az tas eyle,
Nagah nagtıh könüllere yetince.

BİR DE YAZ
Gece gündüz bulud keçer havalar, Bulud olan galhar havada gezer,
Bq_le get.mez, elbet geli bir de yaz. Aşig olan yarın bağnnı ezer,
Ohuyur bülbüller muğam havalar, Gevves olan girer derinde gezer,
Sızıldaşır yaram aman bir de yaz, Bir derin var, bir derge var bir dayaz.

Gurbımi güldeste bağlar ohuna,


Sinem buta yanm müjgan ohuna,
Bir name yaz her divanda ohuna.,
;Gören deye var ellerin bir de yaz.

YARA ÜZ
Oözel adam gel Allah'ı seversen, Sağdan vurdu, soldan çıkdı, sağa lanı,
Dııldalanma bir de görgez yara üz. Sat goşundu, sol leşkerdi sağ elem,
Astıma gör yann asta.nasında, Nagümanam men bu derdden sağa.lam,
CuUug eyle hidmet eyle yara üz, Tebib birdi, derd min birdi yara yüz.

Gurbani der bura. geldim yar uçün,


Kes ciğerim, doğra bağrım yar üçün,
Yar odu ki yardan sonra yar üçün,
Zülf dağıda yaha yırta yara dz.

TAPILMAZ
Deyim blrbir derdim sene yaz gelem, Şerik ol derdime sen de buy ara.,
Bilinmez hesabı, sanı tapılmaz. Yüz min olub bu sinemde bu yara.
Bağla defter, çoh eleme naz gelem, Yolcusuyam yalvanra.m bu yara,
Ele düşmez bu dasta.nı ta.pılmaz. Şirin dilde bir nögsanı tapılmaz.

Arif özil biler metıebj gana.n, Gurbanı olduğum gel bir insafa,
Yohdu menim kimi eşginde yanan, Ne biler gedrini çekmeyen cefa,
Könlüm isteklisi sen kimi canan, Seçer düIT versen hoca. serrafa.,
Yüz il gezsem bu dünyanı tapılmaz. Bele ehmer gövher karu tapılrnaz.

Kesme ne.zerini bu hettl çaldan,


Hesteyem ölürem düşmüşem haldan,
Baş alıb gedirem sizin mahaldan,
Ahtı:ı.rsa.n da bu GurbanI tapılmaz.
İNDİ
Ayın lam içinde, sin arasında, Gözeller yığı.lıb gıya babanda,
Yar mana gönderdi bir ceviz indi. Züifü da.1 gerdende gıya bahanda.,
Aylar iiler hasretini çekdiyim, Nigar pencereden gıya ba.ha.nda,
Lütf eyle lebime birce üz indi. Ömrümün rişesin birce üz indi.

Gözeller oturmuş, göz bulağında,


Surme tek govruldum göz bulağında,
Güdret çeşmesinde göz bulağında,
Gurbıuıi çe.lhanıb birce üz indi.

ESER İNDİ
Seher seher bir gözele uğradım, Bahar o!cag dağlar aylala.landı,
Ondan deydi mene ay eser indi. Bu!ud zülf üzüne ağ lalalandı,
Ağlım zail odu, halım digergün, Biznen mey içenler ay lal alandı.
Ne ki var endamım ey eser indi. Tökülüb serine a.y eser indi.

Örtübdü başına sal geza. işin,


Goymuyun da.nnıya el gaza işin,
Gurbani der get gör ol gaza işin,
Terlan avın almış aye sar indi.

OYADA MENİ
Heste düşüb gürbet elde yata.ram, Evinin dalında çeşmede su var,
Blr klmsenem yohdu oyada meni. Gözüm gördı1, könlı1m eyledi gubar,
O siyah telleri şirin dilleri, Menden geyıi belke bir sevgisi var,
Salıbdı sönmeyen oy, oda. meni. Ol sebebden salmış o yada meni.

Sensen Gurbani'nin gül üzlü yan,


Galsa gürbet elde artar azan,
Herden oğrun balur o mene sarı,
Bahışı yandırar ay o da. meni.

CANIM HEY
Köç köç oldu, köçdü eller, obalar, Ezel başdan söz ustadı gelende,
Baygudan viranda. galan canım hey, Gaşı cellad, gözü yağı gelende,
Çaylar coştu yollar işlemez oldu, Her dem gözelimin adı gelende,
Kemisi girdabda galan canım hey. Saranb gül kimi solan canım heY,

Gurbani'yem fikrim gezir asmanda,


Canan harda olsa can ala-r anda.
Yegub kimi ga� ağlaram Ken'an'da,
Yusif t.ek zindanda galan canım hey,

20
TUFARGAN'LI AŞIK ABBAS

16.yii.zyılın sonu ila 17. yüzyıl:ı:n başlarında yaşamıştır. Şah Abbas'tan bahset­
mesi, onun hükümdarlığı sırasında yaşadığı fikrini kuvvetlendirmekdedir. O, dev­
rlnln önde gelen usta tı.şıklanndandır. Onun şiirlerinjn bize kadar ulaşmasında.
halkın ve Aşıklann büyük rolıl vardır. Arapça ve Farsça tahsili gören Abbas, bu
c!Hleri çok iyj bJ!en aydın bir kimsedir. Aşık şürinin dışında kaside, rubai, gazel
şekillerinde de çok güzel şiirler yaımıştır. Ancak zamanla bunlar unutulmuş, aşı­
ğın bir kısım koşma ve tecnislert bize kadar ula�abilmiştir. "Orta Esr" tezkere ve
Uırihçilerin.in eserlerinde Tufargan'lı Abbo..s'dan bahsedilmez. Bazı cönk ve mec­
mualarda ondan bahsedilse de onun hayatı hakkında yine kendi şiirlerinde ve
hayatı etrafında teşekkül eden "Abbas ile Gülnez" halk hikAyesinde bilgi bulabil­
mekteyiz. Şiirlere ve halk hikayesine bakarak, onun Güney Azerbaycan'da Tu­
farge.n şehrinde doğduğunu söyleyebiliriz.

Men sene C9.n dedim, sen de mene can,


Alış eşg oduna, menim kimi yan,
Adım Aşıg Abbas, yerim Tufargan,
GAhda.n agla, gAhdan yada sal meni.

Şiirlerinde "Guı Abbas", "Şikeste Abbas", "Bikes", "Tufarganlı Abbas•· gibi


mahlru.lar kullanmıştır.
Güçlıi bir $şık otan Abbas devrindeki hiçbir hadiseye yabancı kalmamıştır.
O, "beyenmez" redifli üstadnamesinde içtimai meseleleri şu şekilde dile getirmiştir,

Adam var dolana.r sehranı, düzü, Adam var çalı işler eyler irade,
Adam -var döşürer, gülü. nergizi, Adam "\'ar ki, yetebilmez murada,
Adam var geyıneye tapamaz bezi, Adam var kt çörek tapmaz dünyada,
Adam var al geyer, şalı beyen.mez. Adam var yağ yeyer, balı beyenmez,
Şiirlerinde atasözlerinden ustalıkla istifade eden Abbas, aşağıdaki dörtlüğünde
"el gucıi, sel gücü'' atasözünü değişik bir şekilde de değerlendirmiştir:
Abbas bu sözleri deyer serinden,
Arhı "\'Urun, suyu gelsin derinden,
El bir olsa dağ oynadar yerinden,
Söz bir olsa zerbi geren sındlrar.

Abbas'ın yaşadığı devrede Osmanlı - İran savaşlan devam etmiş, sık sık ka­
nı;ıkhklar çıkm1ş, birçok insan da yerlerinden, yurtlanndan olmuştur. Vergiler,

21
ha.rp neticesindeki talanlar, sürgünler, yıkılan şehirler onun şiirlerinde :işlediği
konular arasındadır.
Abbas'ın şiirlerinde vatan sevgisinin hususi bir yeri vardır. Yine şiirlerinde
devamlı olarak birlik beraberlik fikrini işlemiştir. Abbas sazıyle, sözüyle Azer­
baycan insanının temsilcisi olmuştur. Aynhk, intizar ve vatan hasretinden şöy.
lece bahseder :

Ay ıırtfler, ganlı felek cebrinden,


Gohumdan, gardaşdan, elden aynldım,
Ferhad kimi çekdim Şirin gebrini,
Cığa pervaz etdi, telden aynldım.

•••
Şah hôkmüyle han üstüne ha.n getdi.
Ağlar didem, yaş yerine gan getdi,
Gol boşaldı. dil dolaşdı, can getdi,
Ahır apard.ılar dara gelmedi.

Ostadnameleıinde ahla.ki ve terbiyevi konulan işleyen Abbas bir başka dört-


lüğünde şöyle demektedir :
Özünden böyuyun sahla yolunu,
Duşen yerde soruş erz.i halım,
Emanet., emanet gonşu malını,
Gonşu yoh isteyen, özü var olmaz..
Lirik şürleri ile de tamnan Abbas'ın sev_si konusundaki şiirleri de çok beğenil­
miştir. Halk dilinin inceliklerinden maharetle istifade eden Abbas'ın şiirleri yıllarca
hak ağzında söyenmiş durmuştur.
Aşık Abbas şiirlerinde, teşbih, mübaıağa ve diğer edebi sanatları ustalıkla kul-
lanmıştır.
Kônül Mecnun kimi y ayın dağlara,
Eyil, bu lalanın budağından öp,
Pervane tek dolan yarın başına,_
Arala tellerin, gabağından öp.
Samimi ve akıcı olan geraylılannda tabiat güzeJ.!ikleri, gam-keder, zamanda:D
şikayet gibi konular işlenmiştir.
Budur geldi bahar fesli,
Dağların lala vahtıdır,
Açılıbdır gızıl güller,
Bülbülün bala vahtıdır.

Tecnisleri ise onun sanat yönünün bir başka şaheseridir,


Meiı Abbas'am yara. gurban yar üçün,
Doğra bağrım, kes ciyedm, yar için,
Yar odur ki, bu dünyada yar üçün,
Yaha yırta, zülf dağıda, yara üz.

22
Abbas, yalnız yaşadığı. devirde değil daha sonra da üstad kabul edilmiş, Azer­
baycan'lı bir çok Aşık onun tesirinde kalmıştır.

KAYNAKLAR
Zeynel Akça.y, Tufargannı Abbas, Erzurum 1970, (mezuniyet tezil.
Aşıglar, Bakü 1960, 11-32.
.Azerbaycan Edebiyatı Tarihi, ı. cilt, Baku 1960, 485·491.
Azerbaycan Sovet Ensıkloped.Jyası, ı, cilt, Bakü 1976, 11.
Ahmet Caferoğlu, "XVI. Asır Azeri Saz Şairlerinden Tufa.rganlı Abbas," Azer-
baycan Yurt Bilgisi, 1 (3l, Mart 1932, 97-104.
Araz l?_adaşzade, Abbas Tufarganh, 72 Şe'r, Bakü Ul73,
Paşa Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 187-191.
Fuad Köprülü, "Abbas cAşık Tufarganlıl '', Türk Halk Edebiyatı Ansiklopedisi
ı. İstanbul 1935, 16"-18. (Aynı yazı için bkz. ,''Azeri Aşıklarından Tu­
farganlı Abbas," Türk Amacı, 1 (1), Temmuz 1942, 3-5.J
Zeynelabidin Makas, Tufarganlı Abbas ve Gülgez Peri Hikayesi Üzerinde
Bir Araştırma, Erzurum 1982, (Doktora tezil.
Nizamettın Onk, "Şe.ir Abbas," Karseli, 4 (371, Ocak 1968, 4-13.
Osman Sanbelli, 'Hzl.' Azerbaycan Poetry, Moskova, '19-21.
Telli Saz Ostadları, Bakü 1984, 11-14.
(Azerbaycan Aşıglan ve El Şairleri I, ss-92l.

23
GERAYLILAR

GEZ BURALARDA
Yanın mene ve'de verdi, Siyah zülfün belden aşır,
Dedi, gel gez buralarda. Süsen sünbüle dola.şır,
Gara bağrım şan - şan oldu. Gözellik sene yara.şır,
Sızıldaşır yaralar da. Dur, dolanag aralarda.

Abbas ile hoş danışan,


Ağ üzünde dane nişan,
Keklik kimi gaggıldaşan,
Gagıldaşar haralarda.

OLMAZ
Bir gözel ohladı menl, Kabab yanar közü ile,
Bele ebru, kaman olmaz. Danış yann özü ile,
Göyden huri melek ense, Mühehnesler sözü ile,
Onun kimi gıJman olmaz. Yar ha yardan, yaman olmaz.

Aşıg Abbas yana yana,


Yandı bağrım döndi gana,
Bir name yaz Tufargan'a,
Daha senden aman olmaz.

EYLENMEZ
Duman, gel get bu dağlardan, Gözelin gaşı gara.eh,
Bahar geldi, gar eylenmez. Baygunun meyli hararlı,
Bu dünya bir bivefadı, Bu dünya karvansaradı,
Gözelde ilgar eylenmez. Her gelen gonar, eylenmez.

Abbas deyer hac olanda,


Ke'be'ye me'rac olanda,
Doğru yoldan kec olanda,
Namus geder_ ar eylenmez.

MENİ
Bar Hahim gismet eyle, Ağladırsan, güldürürsen,
Yara yoldaş ele meni. Çeşmim yaşın sildirirsen,
Men ona can gıyar olsam, Cellad kimi öldürürsen,
O sevsin baş ile meni. O göz, o gaş ile meni.

Abbas deyer, seni tan,


Çıha.rt könlünden guban,
Sever olsam özge yan,
Yandır ateş ile meni.

24
GETDİ
Gece 8'W}düz gan ağla.ram, Doymadım yarın dilinden,
Göz yaşım ümmana getdi. Gucmadım ince belinden,
Şirin canım yar yolunda, Aldılar yarı elimden,
Olmağa gurbana getdi. Garğana garğana getd.i.

Her ne oldu mene oldu,


Gaynadı peymanam doldu,
Deseler Abbas necoldu?
Deyin Tufa.rgan'a. getdi.

YAR GELDİ
Derdin könlün melul çağı, Seyrağıblar başım gatdı,
Budu yar geldi yar geldi. Sözüm dereceye çatılı.
Aşığın çeşmi çırağı, Üzünden n1gabı atdı,
Budu, yar geldi, yar geldi. Budu yar geldi, yar geldi.

Men Abba.s'am çekmem ahı,


Gördü gözüm gözel mahı,
Olmuşam yarin meddahı,
Budu yar geleli, yar . geleli.

AH ZARINANDI
Gece gündilz ga.n ağlaram, Sallanıb gel bize gelin,
Menimki ah, zannandı. Ağ üzünde siyah telin,
Men yan bivefa gördüm, Bülbül çoh isteyir gülün,
Gol, boyun eğyannandı. Gülün meyli ha.nna.ndı.

Boynuna salmısan bağı,


Sineme çekmisen dağı,
Abbas'm şefa tapınağı,
Goynundaki narınandı.

MEZE DAGI
Yene gelib bahar fesli, Siyah zülfleri hörünsün,
Süsen, Süsen, sünbül, meze dağı, Dal gerdenine bürünsün,
Açıhb güller nergizler, Alçag olsun yar görünsün,
Benef�eler, beze dağı. Bir görünsün göze dağı.

Bülbüller uçdu gülümden,


Oldum ulusu eUmden,
Abbas gara gül elinden,
Can ağlayıb geze, dağı.

25
NATAVAN1
Gece gündüz feğandayam, Bilmirsen mi hara.hyam?
Menem eşgin natava.ru. Ağlı, göylü, garalıyam.
Taladaram mahaJian, Yüz yerimden yaralıyam.,
Boş goyaram bu meydanı. Sinemde zenbur nişanı.
Hökmünle yazdım fermanı,
Kim eyler derde dermanı,
Periyem Şahın gurbanı,
Abbas'sız istemem canı.

VAHTIDI
Budu geleli bahar fesli, Bülbüller dolanır bağı,
Dağların lala vahtıdı. Bir halvet eyle otağı,
Açılıbdı grzıl güller, Sene gurban olum sağı,
Bülbülün bala vahtıdı. Mey ver, piyale vahtıdı.
Men Abbas'am boyu beste,
Derdinden olmuşam beste,
Al başımı dizin üste,
Çek yatag, layla vahlıdı.

ÇAGLADI
Haber aldım Tebriz'liden, Bülbülem, dala gonaram,
Meni hercayı çağladı. Zergerem, gümüş yonaram,
Viran bağlar hezel oldu, Ele bu derde ya.naram,
Didelerim gan ağladı. Horyat söz meni dağladı.
Abbas'am yohdu mekanım,
Sene gUrban şirin canım,
Ölkemizde Peri hanım,
Sidgimi Mövle bağladı.

MENİM
Gece gündüz gan ağlaram, Felek salıb işim Ienge,
Artıbdı ferağım menim. Düşmüşem �ovğaya, cenge,
Başımı alıb gederem, Aşaram Hind'e, Firenge,
Tutdukça ayağım menim. Alınmaz sorağım menim.
Abbru; gürbet ele varsa,
Namerd olar dala galsa,
Deyilenler gerçek olsa,
Sönübdü çırağım menim.

GEDİREM
Durum dolanım başına, Merd ile eyle ülfeti,
Ala gözlü yar gedirem. Çekme namerdden minneti,
Ölsem boyuna sadağa, Bülbül gızıl gül hesreti,
Galsam intizar gedirem. Gışı, yazı zar, gedirem.

26
Abbas deyer gül behsidi,
Bundan artıg derd hansıdı?
Aynlığın ve'desidi,.
Gel könlümü al, gedirem.

BİLMEREM
Başına döndüyü.m perim, Peyma.neler dolmayınca,
Get perim gelebilmerem. Gülgez rengim solmayınca,
Sene kömek olsun Tannın. Şah'tan izin olmayınca.
Get perim, gelebilınerem. Cet perim, gelebilmerem.

Uste. ol, ustanı tanı,


Üstümüzde durub garu,
Gul Abbas'ın din imanı,
Oet perim, gelebilmerem.

KÖNLÜM
Ne ağlarsan. ne sızlarsan, Bir yar gelib obasından,
Bir derdi beş olan �önııım. Alım derd ü belasından,
Ahırda. zünnar bağlarsan, Çerh-i felek badasından,
Geme yoldaş olan könlüm. İçib sarhoş olan köniüm.

Abbas ağlar arsı.z a.rsız,


Dünya olub e'tibarsız,
Deyirdin dözerem yarsız,
Döz, bağrı daş olan könlüm.

EYLESİN
Duman gel get bu dağlardan, Haşa sevdiciyim haşa,
Dağlar taza, bar eylesin. Deyilenler geldi başa,
Ne gözlerim seni görsün, Bir yandan özün tut da.şa,
Ne könlüm gubar eylesin. Bir yandan el car eylesin.

Abbas ağlar zan zan,


Getmez könlümün guban,
İlganndan dönen yarı,
Tanrı tez bazar eylesin.

NEYLER
l.e:yli yarın gemer hüsnü, Siyah zülfü kemend olan,
Bu boyu, tel'eti neyler? Dahani dolu gend olan,
Yar lebinden şeker emen, Ezel ilga.re. bend olan,
Şekeri şerbeti neyler? Senedi serhetti neyler?
Abbas ağlar güler olsa,
Göz yaş.mı siler olsa,
Bir yar ki, derd biler olsa.,
Göz gaş i§areti neyler?

27
DİLBER
Uca dağlann başına, Güllerin içinde gülem,
Gorhuram gar yağa, dilber. O!ıuyan şeyda bülbülem,
Aldın ağlımı başımdan, Men bir golu bağlı gulam,
Saldın dağdan dağa dilber. Sen olmusan ağa dilber.

Güllerin içinde haram, Sen ansan men de şana.,


Gül üzüne intizaram, Derdinden oldum divana,
Men evvelki köhne ya.ram, Saldırmısan bentler hana,
Dolan soldan saga dilber. Dolan gelen otağa dilber.
Gul Abbas'ın gozu sende,
Olmuşam divane men de,
Bir cüt şamama sinende,
Endir tağdan tağa dilber.

YAR GELMİR
Oğnm yollara bahmagdan, Menim yarım boyu beste,
Bağnm gan oldu, yar gelmir. Derdinden olmuşam beste,
Ağlamagdan eynim ya,şı, Yegin çıhıbdı taht üste,
Sel umman oldu, yar ge\mir. Yohsa han oldu yar gelmir.
Dağlann gan söküldü,
Abdı, çaylara töküldü,
Abbas deyer bel büküldü,
Gedd kaman oldu yar gelmir.

GOŞMALAR
AYAGINA
Gırblar piri, özün yetiş dadıma, Semada ulduzlar, sana gelibdi,
Bir de meni yetir yar ayağına, Yüz ilin bestesi cana gelibdi,
Üzün görüm, könül alsın teselli, Ay hezerat, bir zamana gelibdi,
Hma tek yahılım el, ayağına. Yohsul üzün sürtür mal ayağına.
Abbas bu sözleri deyer özünden,
Doymamışam yarın o gül üzünden,
Ağlamagdan bir perinin gözünden,
Düşübdü Gülgez'in hal ayağına.

GÖZ ALA
Bir gözelsen şövgun düşüb cabana, Bağbansan bağa balı, balı işini gö r,
Yohdur senin kimi gözel göz ala. Bağ besle, bağ becer, bağ işlni _gör,
Men aşigem cahana, Aşıg hah, işini gör,
Camın gurban cahana, Bağa bab, işinl gör,
Haggın aziz hendesi, Ne yatdın ka.mil ovçu,
Hoş gelmisen cabana, Maralın balışım gör.
Yaradan yaradıb salmış cabana, Hele sen terlanın bahışını gör,
Yohdu senin kimi gözel göz ala. isteyir canımı göze!, göz ala.

28
Abbas deyer men gw-banam sene yar.
Uzun boylu, tuti dilli sene yar,
Men aşigem sene yar,
Sened verdim sene yar,
Garib aşıg, gürbet el,
Ca.mm aldın sen ayar.
Dolandım dünyanı neçe sene yar,
Görmedim sen kimi gözel, göz ala.

BAB OLA
Hilal gaş!arına yüz berekaUah, Gml güller açılıbdı hemayin,
Ayın ne heddi var ona bab ola. Yarın gelmesini eylerenı te'yin,
Canı yanar sene aşig olanın, Dedim göze! o!ag gel bir gol boyun,
Ya.tabilmez gözlerinde ha.b ola. Neylere_m dünyanı, goy harab ola.

Abbas deyer yar ya.rına, va.nnca,


Saraldı gül rengi dendü nannca,
Sen gözeli men toruma salınca,
Azca galdı ömrüm bir turab ola.

YÜZ İLE
Gedir Mövlam, budur senden dileyim, Sedef ince, doda.g ince, dil ince,
Görüm yarın, ömrü yetsin yüz ile. Canım çıhdı, yru• könlünü alınca,
Artıg ola malı, mülkü, devleti, Ölüm yeydi bu dünyada galınca,
Alt.mış neri bir ga.tara. düzüle. Bir iyid ki gatanndan üzüle.

Ga.şianna çekllibdi, bil, gelem, Abb85 deyer dildeki herl neçedir?


Ağız da.vat, göz mürekkeb, dil, gelem, Neçe gövher, neçe lel, neçe dür?
Yalan desem çek gözüme mil, gelem. Sanamadım zülfün müyü neçedir?
Sened verrem, gulun ollam yüz ile. Gorhure.m ki şana deye, üzüle.

ZOLOMDO MENE
Birce insaf eyle, a zalım Becan, Bacan sen eyleme geddimi kanıan,
Ayırma Abbas'dan, zülümdü mene. Aşigem, me·şuge çekdirme aman,
Sensen bu ölkeye eda.Iet, divan, Sen olasan o duz çörek, nemek nan,
Ayınnıı. Abbas'dan, zülümdü mene. Ayırma Abbas'dı,m zülümdü mene.

Perl derd elinden yetişdi cana,


Oldum yar eşglnden deli divana,
Gefle, gatır işler o Tufargan'a,
Ayırma Abbas'dan zülümdü mene.

OLMAZ
Özünden kiçJyi işe buyurma, Özünden böyüyün sahla yolunu,
Sözün yere düşer heç m.igdar olmaz. Düşen yerde soruş erz-i halını,
Her ne ki kir görsen, öz elinde gör, Amanat, amanat gonşu malını_
insan öz işindo cefakar olmaz. Gonşu yoh isteyen. özü var olmaz.

29
Soruşun Gul Abbas halın neçedi?
Gündüzlerin ay garanlıg gecedi,
Serv ağacı her ağacdan ucadı,
Esli gıtdı, budağında bar olmaz.

BEYENMEZ
Ay hezerat. bir zamana gelibdi, Adam var ki, getmeyesen işine,
Ala garğa şuh terlanı beyenmez. Adam var, geyiner pustinen deri,
Oğullar atanı, gızlat ananı, Adam var ki, ayran tapmaz aşına,
Gelinler de gaynananı beyenmez. Dindirersen yağlı nam beyenmez.

Adam var, dağlan gezir, serseri, Adam var, dolanar sehranı, düzü,
Adam var, geyiner pustinen deri, Adam var, döşürer gülü, nergizi,
Adam var, me'rifetden yohdu hebeıi, Adam var, geymeye tapammaz bezi,
Adam var, soltanı, ham beyenmez. Adam var, al geyer, şalı beyenmez.

Adam var, çoh işler eyler irada, Adam var ki, adamlann nahşıdı,
Adam var ki, yetebilmez murada, Adam var ki, anlamazdı, naşıdı,
Adam var ki, çörek tapmaz dünyada, Adam var ki, heyvan ondan yahşıdı,
Adam var, yağ yeyer, balı beyenmez. Dindirersen heç insanı beyenmez.

Adam var, destine veresen güller,


Adam var, gözüne çokesen miller,
Tufargan'lı Abbas başına küller,
Ne güne galmısan, gan beyenmez.

YARA YÜZ
Ağlaya ağlaya düşdüm yollara, Tutdum yar elinden beike sağalam,
Yar ayri.sı derd ü möhnet, yara yüz. Sagi mestü, sagi serlıoş, sagi lam,
Derdim oldu evvelkinden bes beter, Çetin, çetin bu yaradan sağalam,
Şan şan oldu gara bağrım yara yüz. Derd bir oldu, derman dohsan, yara yüz.

Men Abbas'am yara gurban yar üçün,


Doğra bağrım, kes ciyeıim yar üçün,
Yar oldur ki, bu dünyada yar üçün,
Ya.ha yırta, zülf dağıda, yara yüz.

GÜLGEZ
Gurban olum seni çeken neggaşa, Gel verek el ele çıhag bu bağa,
Yetirdin destimi damana Gülgez. Gülgüle sarmaşır, budah budağa,
Güdret gelem çalmış o gelem gaşa, Üz üze dayanag , dodag dodağa,
Benzer ebruların kamana Gülgez. Ağ sinen sin-eme dayana Gül_gez.

Üzengini basım, Gillgez'im atdan,


Sen meni gurtardın alovdan, oddan,
Abbas'm sevdiği hab-i gefletden,
Silkinib çıhasan bu yana Gülgez.

30
İNDİ
Men olnı.uşam derd ü gemin barkeşi, Bir erziın var men de deyim şahane,
Gemden tikdirmişem ne galam indi. İlahiye şükr eylerem, şahe ne?
İstedim ki, yara bir name yazam, Gorhura.m k.1, nazlı yan şah ana,
Ne kağız tapılır, ne galam indi. Yarsız bu dünyada ne galam indi.
Katipler oburlar, Cuma da getdi,
Erenler me'raca Cumada getdi,
Abbas ağlar, Güigez Cumada getdi,
Ne govğayam indi, ne galam indi.

YADA SAL MENİ


Başına döndüyüm ala göz Peri, Bağban idim, bağım teğayir oldu,
Gahdan ağla, gahdan yada sal meni. Gözüm gördü ağhm teğayir oldu,
Gara bağnm şan şan oldu delindi, Horyat eli deydi, teğayir oldu,
Gahdan ağla, gahdan yada sal meni. Gahdan ağla, gahdan yada sal meni,
Men sene can dedim sen de· mene can,
Alış eşg oduna, menim kimi yan,
Adım aşıg Abbas, yerim Tufargan,
Gahdan ağla, gahdan yada sal meni.

VAR MENİM
fsfahan mülk.ünden gelen hocalar, Ala gözün humarlayıb süzmesin,
Bu canımda intizanm var menim. Ay gabağe, gızıl, inci düzmesin,
Biri hicran, biri möhnet, biri gem, Deyin yara el duadan üzmesin,
Gem evliyem, biridanm var menim. Üreyimde ah u zarım var menim.
Men Abbas'am gelsin könlüm aradan,
Ohudum dersimi çıhdım garadan,
Sen bilirsen yeri göyü yaradan,
Gillgez Peri kimi yarım var menim.

AYRILDIM
Ay arifler ganlı felek cebrinden, Bir canım var, yar yolunda. sadağa,
Gohumdan, gardaşdan, elden ayrıldım. Bal bülenib dile dişe dodağa,
Ferhad kimi çekdim Şirin gehrini, Ne müddetdi bağban idim bu bağa,
Cığa pervaz etdi, telden ayrıldım. Dermedim göncesin gülden aynldım.
Abbas deyer yar ayrısı yama.ndı,
Heç kese gösterme Allah, amandı,
Gınamayın, elif geddim kama.adı,
Dodag gayma.g, dili baldan aynldım.

BELE GEDEREM
Ağa, Becan, Sultan Becan, Han Becan, Gözümle görmüşem öz mekanımı,
Ayrılmam Perim'den, bele gederem. Yara: gurban .dedim şirin canımı,
Alış Becan, tutmuş Becan, yan Becan, Öldürsen de hala! e_tdim ganımı,
Aynlmam Perim'den bele gederem. Ayrılmam Perim'den, bele gederem,

31
Ne müddetdi derin deryaya daldım,
O deryadan dür götürdüm, dür aldım,
Şikeste Abbas'am bineva galdım,
Aynlmam Perim'den, bele gederem,

DEYİLEM
Ne bahırsan gözü ganlı haramı, Yarın gapısında yüz gan eyledim,
Sen deyen günahkar ha men deyilem. El uzatdım, çekdim, üz gan eyledim,
Her şeherin bir adı, bir sanı var, Bir könüle deydim, yüz gan eyledim
Men Misir şehriyem, Yemen deyilem. Daha bir kesinen yaman deyilem.

Abbas ağlar, libasını soydular,


Zülm eyleyib gönçe gülün derdiler,
Hercayılar gaş oynadıb güldüler,
Eyle deyH yanın. hemen deyilem!

GELSİN
Bizden salam olsun arif olana, Zalım bende, uyma bunca giybete,
Herkesin menimle var ise gelsin. Giybet eden tez düşecek zillete,
Cehennemi indi ona gösterrem, İskender'i kim gönderdi zül.meta?
Hansı bende günahkar ise gelsin. Her kim ondan heberdar ise gelsin.

Gızıl gül beslenir hendan içinde,


Ennabi lehlerin dehan içinde,
Abbas'am durmuşam meydan içinde.
Kime bu gen dünya dar ise gelsiıı

DERBEND'İN
Ay cemaat, gelin te'rtf eleyim, Men gelmişdim bu Derbend'de g almağa,
Ne eceb düşübdü yeri Derbend'in. Bir tülek tarlanı ele salmağa,
İskender el ile olub bergerar, Düşmen öldürmeye, gisas almağ a,
Çekilibdi burcu, barı Derbend'in. Goçag ohu- igidleri Derbend'in.

D€rbend dedikleri bağçaclı, ba ğdı,


Alt yanı deryadı, üst yanı dağdı,
Abbas deyer, eceb meyvesi çağdı,
Hesteye şefadı nan Derbend'in.

GAŞLARIN
Ders almamış açdım kitab ohuduın, Ovçu olan durar dağ damarımda,
Möhtac deyil heç ustaya gaşlann. Derdi olan durar derdli ya.mnda,
Teze çıhıb kama.ndann elinden, Ne durubsan seyrağıbın dalında,
Benzer uç gecelik aya gaşlann. Veıibdi ömrünü zaya gaşlann.

Bir halın bezirgan, bir halın hoca,


Hüsnün zekatını ver men möhtaca,
Men Abbru,'am eylemezdim iltica,
Meni getdi ilticaya ga.şlarm.
DERD AYAGINDAN
Başına. döndüyüm, ay Gülgez Peri, Perim, senin üzün gören ter salar,
Çekerem hicranı derd ayağından. Öldürseler meyli dönmez temalar,
Elin töhmetinden, felek cebrinden. Hicrandan meşg alan, gemden ders alar,
J)üşmüşem çöllere derd ayağından. Sen mene ders verdin deni ayağından.
Cabak aydır, zülf buluddur, uz gündiir,
Sensiz menim bir saatım yüz gündür,
Heç demirsen, Gul Abbu'ım üzgündür,
Gem başından tutar, derd ayağından.

GELMEDİ
Başına. döndüyüm, gurban olğ.uğum, Şah hökmüyle han üstüne han getdl,
Hara getdl bahtı gara, gelmedi? Ağlar didem, yaş yerine gan getdi,
Bülbü.l uçdu, soldu gülün yarpağı, Gol boşaldı, dil dalaşdı, can getdl,
Guımet oldu gönce hara, gelmedi. Ahır apardılar dara gelmedi.
Abbas dayar bu ad yaman ad_ oldu,
Clsmiı:n ateş, goynum dolu od oldu,
Men can dedim, canan menden yad oldu,
İndi uzag düşdü ara, gelmedi.

KERİMDİ
Başımı. döndüyılm gül üzlü ana, Felek meni şad eleyib güldürü,
Gelmesin Abbas'ım, Allah kerimdi, Ağladıbaıı çeşrnim yaşın silcliri,
Derdlnden olınuşrun deli, divana, Becan kemfürsetcli, gelse öldürü,
Gelmesin Abbas'ım, Allah kerlrndi. Gelmesin Abbas'ım, Allah kerimdi.
Gülgez Peri saralıban solunca.
Gaynayıbıın peymaneler dolunca,
Goy gelmesin Mebemmed Han gelince,
Gelmesin Abbas'ım, Allah kerimdi.

NEÇEDİ
Şikeste köolüni.ün megsudu usta, Erenler üstümde oldu nüma.yan,
Bu Tebriz'in sonaları, neçedi? Bir cam.al gösterdi, beyan ve beyan,
Tildllbdl çarşılan ya.naşı, Bir set: melek gördüm, bir sef de gılman,
Sarayları. binaları neçedi? Dal gerdende siyahlan neçedi?

Müştag oldum bir Perinin tağına,


Canım gurban olsun hoş yığnağına,
Meri Abbas',un, girsem hublar bağına,
Eyvan, otag, hanalan neçedi ?

BİLMEDİM
Yendim, yeridiın, yete bilmedim, Yahşı olar el içinde gul adı,
Derd ü gem elinden yata bilmedim, Çeşmim yaşı yar gapısın suladı,
Bir yorgan ovçııydum. tutabilrnedim, Könül guşu göyde ganad bula.eh,
Ovum garlı dağlar aşdı da getdi. Gırdı şikar bendin, U_§du da getdi.

33
Men Abba.s'an\ yalan gei.mez dilime,
Gayri bülbül gona bilmez gülüme,
Terlan düşdü men nadanın eline,
Ovlaya bllmedim, gaşdı da getdi.

PERİ
Ne güiürsen menim kimi gülünce, Seninle gezird:ik, Tebriz'de bağı,
Sen mene gülünce, derde gül Peri! Sineme çekirsen dağ üstden dağı,
Alişan otagda, gülşen bağçada, Bende saldın menim kimi dustağı,
Su.seni, sünbülü der de gül, Peii! Çoh meni goyubsan darda, gül, Perl!
Abbas getirildi dar ayağına,
Hına tek yahıltam yar ayagına,
Yohsulu çekerler var ayağı.na,
İndi menim kimi merde gül, Peri!

BURADAN SENİ
Başına döndüyüm, ay, geşeng Esmer, Gelme hoyrat, gelme, yolda galasan,
İstemem gedesen buradan seni. Seyrağı.b elinde zelil olasan,
Menim meylim ele senle hoş olub, İki dostu birbirinden eylesen,
Ne hoş helg eleyib yaradan seni. Görüm Hag götürsün aradan seni

Gözeller içinde besli bellisen, Gözellikde senin evezin hanı?


Terlan cilvellsen, yuz heyalhsan, Hüsnünü behş edib keremin kam,
Ağ sinesi bir cüt goşa haHısan, Dağların maralı, çemen ceyranı,
Görceyin tanıdım oradan· seni. Ovçular keçirmez bereden seni.

Alem bilir, Adem ata zatıyam,


Göyü bilmem, yerin yeddi gatıyam,
Şikeste Abbas'am, herabatıyam,
Könül, heç görmedim abadan seni.

BU. SABAHLARI
Bir seda. eşitdim canan elinden, Ay gaihıbclı gönorta.nın yeline,
Qyardım yuhudan bu sabahlan. Talib olan gullug eyler p.irine,
Bir cavab almadım yann dilinden, İki sevgi yetse biri, birine.
Görüm açılmasın bu sabahlan, Tanrı.'ya hoş geJer bu sabal1Ian.
Abbas deyer MüseUaya varmadım,
El uzadlb yar zülfün(t hönnedim,
Bir bağ saldım, güllerini dermedim.
Derdiler, tökdüler bu sabahlan.

YARIM APAROI
Başına döndüyüm. gurban olduğum. Şah Abbas hökmüyle ne.meni ya.zır,
Goyma. deli Becan yarım apardı_! Gurub kecaveni olubdu hazır,
Abşıb oduna büryan olduğum, İsCaha.n'dan geldi bu zalım vezir,
Goyma, Deli Beca.n ya.nm apardı! Goyma, deli Becan yanm apardı!
Men Abbas'am, heç vaht söylemem yalan,
Elime, ölkcme saldılar talan,
Hoca, Deli Beca:o, Allahverdi Han,
Goyma Deli Beca.n ywım apa.rdı!

BU YANDADI
Gedor iken bir ümmana tuş oldum, Gülgez deli olub yohsa divana?
Behrler çalhamr, göl bu yandadı. Üz çevirib gadir çöl, biyaba.na,
Boy geder bir yana buhag min yana. Burdan bir yol gedir ol Tufargan'a,
Cığa pervaz eyler, tel bu yandadı. Tamam gohum, gardaş el bu yandadı.

Hökmün Malik Ejder. ismindi Edhem.


Didelerim gan, yaş töker demadem,
Lütf eyle Abbas'a gibJe-yi Alem,
Gadasın aldığım, yol bu yandadt,

SARI CEL SARI


B�ına döndüyüm, ala.göz Peri! Sen1nle gederdim Tebriz'de bağa,
İnsaf eyle bize san gel. sarı. Gışda. ağ otağa, yayda yaylağa,
Leyi ü nahaı· hesretini çekmekden, İndi men ölende özün bük ağa,
Gw rengim olubdu san, gel, sa.n. Zülfüne tabutum san, gel, san.

Canım gurban olsun hem.işe merde,


Ay yaradan, fürset verme na.merde!
Abbas'ı salıbsan bulunmaz derde..
Dermanı özünde san, gel, sarı

AYRIL
Başına döndüyüm gül üziü cavan, Gasid geldi, gesden heber getirm.
Halal himmet ele, gel ondan aynl! Elif olan geddim dala yetirdi
Bilmez idim, bele hicran derdini, Ahdt çeşmim yaşı üzüm götürdü,
Lüır ele, üzüme gül, ondan aynll Eynim, adalann sil, ondan ayrıl!

Eşgin a.teşidi sinemde defter,


Gece. gündüz sensen dilimde ezber,
Sen ol bu Perl'ye buta verenler,
Golunu boynuma. sal, ondan ayni!

EZİZİM
Oeı.dtın Isfahan'ı, nisf-i caham, Siyah zülfün dar gerdeni döydü mü?
Senııı ıumi goı.eı hanı. ezizlm? Onun dereli, menim geddim eğdi mi?
Ooaagın şekerdi, şehdi mat eyler, Zalım Şahın eli sene değdi ml?
Atzın Içl göher kam. ezizim. Dağıdaram banımaru ezizlın.

• Bu koşma, Tufarganlı Abbas'ın sevgilisi Peri'nln ağzından söylenmiştir. CHa.-­


ıırlayanlann notul.
Gemzesi bellidi gaş ü gözünden,
Men ölmedim yanağından üzünden,
Eyleme gapında. çüğül sözünden,
Abbas kimi növcevaru ezizim.

GÖRMOŞEM
Aradım Osman'ı, gezdim Ecem'i, F!r'on'u Firdövsi, Nemrudu Şeddad,
Misr'i İstanbul'u Şam'ı g6rmüşem, Onlar da dünya.ya. goydular bir ad,
Harda adı belli gÜZel varsa da, Yusif'le Züleyha, Şiıin'le Ferhad,
Arayıb, ahtanb hamı görmüşem. Behram ile Gülendam'ı görm.üşem.

Mene yarın her sitemi gözeldi, Abbas'am, sözlerim dilimde ezber,


Üreyimde derdi gemi gözeldi, Hekk. olub sinemde derdim bir defter:
Perim geşeng gözet, nami gözeldi, Şahım, sizin olsun mescitl ü menber,
Çar ü naçar o pernamı gönnüşem. Men gözümle Müsellamı görmüşenı.

PERİM
Seher seher ser çeşmeler başında, Goy-:ma dergahından şirin nökeri,
Gün kimi dağlara yayılan Perim. Ceymerem her şalı, her gelemkeri,
Herkes menden sene yaman gandırsa, Hicran hestesiyem yemem şekeri,
Ya egreb clişlesin. ya ilan Perim. Goynundaki nara gayılam Perim.
Götür sünnenl çek gaşına gelsin,
Çal eyıi çalmanı başına. gelsin,
Abbas'ın sözlert hoşuna. gelsin,
Huriler gızmdan sayılan Perim.

AYRI SALMASIN
Başına dôndüyüm alagöz Peri, Gedeni gelmesin, yatanı ölsün,
Tann seni menden ayn salmasm. Göz göz olsun, gabıg goysun, soyulaun,
Hag götürsün bu ganm aradan, Her yanına yetmiş pilte goyulsun,
Nişanası bu dünyada galmasm. Ne yığıb yelini salan olmasın.

Ciyerin doğrasm bir almaz bıçag, Sen pozmusan yazıg Abbaı. halımı,
Yeddi il yan yerde uzansın naçag. Men sene neyledim, Tanrı zatımı,
Gohumu, gardaşı düşsünler gaçag, Çekim ciyerine men çengalımı,
Ehvalini heber alan olmasın. Cenazene yahın gelen olmasın.

HOŞ GELDİN
Başına döndüyüm ay Esmer Hanım, Hicran keçdi könlı1m natavan oldu.
Teşrif gıhb sen bu bağa hoş geldin. Gara. bağrım lahta lahta gan oldu,
Süsenden, sünbülden derib destine, Dağıldı gözeller perişan oldu,
Merhemet eyledin, saya hoş geldin. Elif geddim döndü yaya, hoş geldl:ıı.
Gözeller içinde besli bellisen, Abbas deyer halay halay a dağlar,
Şirin ihtilatlı, lebi ballısan, Tebib görse Yaralarım, gan ağlar,
Zenehdanı bir cüt goşa. ha.Ihsan. Esmer bundan getse boş galar bağlal',
Gatardan ayrılmış maya, hoş geldin. Sen verme ömrünü, za:ya hoş geldlJI.; ·
AYDIN OLSUN
Göz.elliyi ele ca.r olan Peri, Bir zamanlar dövran sürdı:im sizinle,
Gerdene hemayil tah, aydın olsun. Aşig eldin söhbetinle, sözwıle,
Sevdası setiınde var olan Peıi, Ezel başdan mene baban gözünle,
Sinemi odlara yalı, aydın olsun. İndi özgelere bah, aydın olsun.

Gul Abbas'ı ne kenara .atmısan,


Hencayile ülfetini gatmısan,
Deyesen ki taza aşna tapmısan,
Sevdiyim, gözlerin çoh aydın olsun.

İNCİMESİN
Gedem goyup yar yanına gelende, Derildi bostanlar, boş gılldı tağlar,
Ele gel, ele get, yol incinmesin. Könül istediyin vermesen ağlar,
Şeker Ieblerinden mene buse ver, Ağ sinen üstünden darayı haklar,
Dodag terpenınesin, gül incinmesin. Heykel arasından sal, incinmesin.

Bülbül feğa.n eyler gül hevesinden, Gözeller içinde sen gızıl güller,
Goşa nar asılıb yar sinesinden, Dolansın başına. şeyde. bülbuller,
Ele gel, ele get bağ beresinden, Esme saba yeli, titreme çöller,
B\llbilller hurkü.şüb, güJ incinmesin. Cığalar terpen.ib tel incinmesin.

Abbas deyer ağlayanlar gülende,


Nazh yar sonışub halın bilende,
Merhamet eyleyib bize gelende,
Dola gerdenine, gol incimesin.

SENE GURBAN
Gadıı.sın aldığım, neden melulsan, Mal geder otlayar dağın içinde,
Eger lal iSense, dil sene gurban. Pilte şö'le verer yağın içinde,
Gümüş neşter ile tôkdıln ganımı, Bağbaru dindirdim bağın içinde,
Nezlk ellerinle sil. sene gurban. Dedi süsen, sünbül, gül sene gurban.

Başına döndüyüm gözleri hendan,


Turunclar baş veıib çıhıb yahanda.n,
Dedim gözel bir btise ver o haldan.
Acıglandı ded1, al, sene gurban.

GELİN
Serı ki, bu gaydada bele gözelsen, Hag götürsün a.ralıgdan yamanı,
Yohdu gözellikde sene tay, gelin. Artsın seyrağıbın derdi amanı,
Gaşlann kamandı, kirpiklerin oh. Her kim vursa sennen menim aramı,
At ü.ıünde goşa halla.r, ay gelin. Dü�sün evlerine görüm vay gelin.

Abbas deyer gızıl gölü derginen,


Derib derib sinem üste serginen,
Ağ üzünden bir cüt busa verginen,
Hesab eyle gonşulugda pay, gelin.

37
ÖP
Könül mecnun kimi yayın dağlara, Almag olmaz nanecibin gızını,
Eyll, bu lalenin budağından öp. Çekmek olmaz bedesilin nazım.
Perva.ne teg dolan yann başına, O üzunü, bu üzünü, gözunü,
Aralara. tellerin gabağından öp. Dilinden, dişinden, dodağındao öp.

Kitabda ohunan sina yahşıdı, Bağçalar titreşir bardan öteri,


Seyrağıb gerdeni sına yahşıdı, Almadan. heyvadan, nardan öteri,
Men dedim öpmeye sine yahşıdı, Abbas, ağlayırdın yardan öten,
Könül ha yalvanr, buhağından öp. Dur, Şah-i Merdan'ın ayağından öp.

YANDIRAR
Bed övladı ezel başdan tamra.m, UJ ğun cuşa gelse köpük yağ olmaz,
Çör çöp yığar, yad ocağın yandıra.r. Söyüd bar getirse, bağça, bağ olmaz,
Seher durar ar namusun gözlemez, Zibil tepe olsa küllük dağ olmaz,
Suyu töker. öz ocağın söndürer. Yel esende alçağlara yendirer.
Abbas bu sözleri deyer sarinden,
Arhı vurun suyu gelsin derinden,
Söz bir olsa dağ oynadar yerinden,
El bir olsa, zerbi kerem sındırar.

AY BU YANDA DUR
Başına. döndüyüm ala göz Perim, Halaldandır mayam, bulunmaz haram,
Apardın ağlımı ay bu yanda dur. Gırhlar meclisinde men onla varaın,
Ağıl başda deyil. ruh da bedende, Seyrağıb adamla heç olmaz aram,
Eyledin ta.nmar ay- bu yanda dur. Şeytandı fe'Jinden ay bu yanda dur.
Abbas'am, dövramm ay bele keçdi,
Dolandı ruzigar, ay bele keçdi,
Sallandı bir Perim ay bele keçdi,
O sebebden dedim ay bu yanda dur.

YAR
Könül gemgin sehraian gezirem, Gizlin gizlin senle etdiyim ilga.r,
Ne insafdı, men de sensiz galım yar. İndi bildim sen de yohmuş etibar,
Gözüm görür, yarlı yann dindirir. Her kim verse yardan nıene bir habar,
lsterem ki senden kamım alım yar. $irin canım ona müjde gılım. yar.

Ayrı düşdüm vetenimden, elimden, Abbas deyer terk eyledim eliıni,


Bülbülümden, gii.Jşenimden, giilümden, Blr dermedim ağ sinenden gülumil,
Men ne dedim, sen incidin dilimden, Arada. var çerh-i felek ölümü,
Hasret galdım, men dermedim gülüm yar. Goy camalın görüm, ondan ölüm l'Bf·

YETİŞER
Göze) Perl, menle yaman başlama, Meclisine s-Urahiler düziiler.
Menim erzim geder, hana. yetişer. Ala gözler humarlanıb süzüler,
Gaşlann lel olsa yohdu giymeti, Bir muyun üzülse, canım üzüler,
Mln türnendi, bezirgana. yetlşer. Zelzelesi Al-Osman'a yetişer.

38
Abbas deyer Perim nigabı atdı,
Camalın gösterdi, günü yubatdı,
Ağ üzde ha.Jla.nn Misri nebatdı,
Sekkiz cennet-i rizvana yetiser.

BAR GELf
Payız olcag bağlar töker bezeli, Ölkenizde ne aşna.yam, ne yadam,
Bahar olcag bağça.lara bar geli. Dost yanında ne gemginem, ne şadam,
Bir iJldin olsa bahtı, igbah. Ay camaat, ne belalı seyyadam,
Cennet bağçasından ona nar geli. Tor gururam terlan üçOn sar geli.

Abbas deyer gencin üstü bedendi,


Gara bağrım delik, zeden zedendi,
Ay hezarat, heç bilmirem nede;;,di,
Aleme gen, dünya mene dar geli.

SUDAN GELiR
Başına dôndüyüm ala göz Peri, Başına örtübdü kalağay, gezer,
Ele bildim sonam bu sudan gelir. Eyri tel üstünden gızıl düymeler,
Müjgan atdı, deydi keçdi sinemden, Beline yaraşıb zerbafdan kemer,
O gıdı gamzeler, busudan gelir. Çepkenli çarğatlı ağ beden gelir.

Abbas'am yetirdim aman amana,


Ne ola bir elim çata canana,
Goynu içi dönüb taza bostana,
O serhoş sevdiğim hamamdan gelir.

OYNAR
Başına döndüyüm ala göz Peri, Sensiz görüm harab galsın bu bağı,
Öz, özüne geyrt halınan oynar. Şeyda bülbül ne zôvg eyler, ne zağı,
Cevahir metahı, dur hlridan, Zülfü dal gerdende açıb mazağı,
Tutubdu destinde, leiinen oynar. Ağ üzü münevver, halınan oynar,

Ay Abbas, Perfnln be'zt işleri,


Yorğun maral kimi hoş bahışlan,
İnciden, sedeften. dürden dişleri,
Ağzı süd. dodağı bahnan oynar.

MENİ GÖR
Doiannam başına misl-i pervane, Ser goydum payendaz, etdim üz yara,
Hasret gözü yolda galan, meni gör! Baygu kimi meydan verme üz yara,
Eşgin Siteminden çarhın elinden, Zül( perişan, yaha yırtıg, üz yara,
Saralıb gu1 kimi solan, meni gör! Könlümü şikeste bulan, meni gör.
Şikeste Abbas'am çekereµı. gemi,
Neyler mene seyrağıbın sitemi,
Kereınli soltanın budu keremi,
Keremsiz, gezebnak olan, meni gör!

39
GETDİLER
Gasid geldi yardan heber getinit, Mal ü mülkü verib alıça aldılar,
Nece çekim ol ferağı, getdiler. İlgan verdiler, buhça aldılar,
Aşig me'şug:lni gebre yetirdi, Ban terk etdiler, bağça aldılar,
Çekdiler sineme dağı, getdiler, Perişan goydular bağı, getdiler.

Abbas cavan ömrün sen verdin bada,


Günü günden derdin oldu ziyada,
Yediler, içdiler, fani d,,ünyada,
Aldılar beş arşın ağı, getd.iler.

MAH-İ ENVERDİ
Könü\ bir cananın sevdasındadı, Sevdlyimin hüsnü Gureyşin nuri,
Cismde insandı, mah-i enverdi. Yusır.ı Ken'an'dı Çin'in fekfuri,
Buyunu arzular bağçada bülbül, Deyirler behişt de çoh olur huri,
Bilmirem, süsencli, ya senuberdi? Onlar da köhnelib, yar teze tereli.

Çohu a.şıglığı asan şey sandı,


Cefasını gördü çoh tez usandı,
Canım bir Peri'nin oduna yandı,
Goy desinler, Abbas üçün bir ardı,

NE GÖZEL İMİŞ
Bir gün bir nazenin geldi güza.ra, Yohdu beraberin senin dehirde,
Gillgez simaları ne gözel imiş. Ne insanda, ne zerbafda. ne zerdlL
Ganovuz köyneyi, atlar goftası, Yaşıl baş ona teg titreşir serde.
Yaşıl basma.lan ne göze! imiş. Cığah telleri ne gözel imiş,

Söylediyfm sözler Iayigdl dosta, Aç hüsnün kitabın ohuyum baş baş,


Dostu görmeyende galıram yasta, Neggaşla.r çekmişler ne gözel gaş daş.
Saatı hoş vahtda yaradan usta.. Gucubdu zer kemer gabağmdao gaş.
Çekibdi hallan ne gözel imiş. O geddi dallan ne gözel imiş.

Guı-banam cananın gelem gaşına.,


Abbas'ı salıbdı eşg ataşına,
Nişana alıbdı bağnm başına,
Sancıbdı milleri ne göze! imis,

40
SARI AŞIK

17, yüzyll Aşm:lifhndandır. Doğum ve ölüm tarihi belli değildir. Onun mezan
Kara.bağ'ın Zengeı;ür bölgesinin Gülebürd köyü yakınındadır. Mezar taşına saz
resmi .hakkedilmiştir, 1927 yılında aı:keologlar mezarı incelemişler ve mezarın 17.
yüzyıla ait olduğu fikrini ispatlamışlardır. Onun hayatı etrafında teşekkül eden
bir de halk hikAyesi vardır. Yahşı ve Aşıg isimli bu halk hikayesi üzerinde çeşitli
çalışmalar yapılmıştır. Bunlann arasında en önemlisi Ehliman Ahundov·a aittir.
Hayatı hakkında manilerinde CbayatılanndaJ ve yul<anda bahsettiğ;imiz hikaye­
sinde bilgi bulabilmekteyiz. Aşağıdaki maniler onun he.yatı ile yalnndan ilgilidir:

Men İı.şıg tersine goy, Men İı.şıg bu dağilen,


Ter teni tersine goy, Gün sınmış budagilen,
Yalışını giblesine, Sene yabşı demezler,
Aşığı tersine goy. Men ölsem bu dağ ilen.

Gerçekden do, Aşık"ın yahşı adlı bir güzele aşık olduğunu biliy-9ruz. Mehemmed
Bey Aşık, Peri adh sevgilisinden bahsederken söylediği manilerin birisinde Aşık
ve Yahşı'nın ismini de zikretmiştir.
Terlanm yahşı Peri,
Garşıda yahşı Perl.
Men Aşıg'dan yahşlyam,
Yabşı'dan yahşı, Peıi.

Lirik şiirler söyleyen Sarı Aşık aslında manileri ile ün yapmıştır. Cinaslı ma.nL
lor söyleyen Aşık'ın şiirleri diğer manilerle karışmıştır. Bu sebepten on\an birbi­
rinden ayırmak oldukça zordur. Onun manileri cönklerde çok sayıda. bulunabil­
mektedir. Manl!erde de ahlaki ve terbiyevi konulara ağırhk verdiği görülmektedir.
Yine manilerde atasözleri ve hikmetlerçlen istifade ed!lmiştir.

Aşıg'em bağda dara.


Zillüfünü bağda. dara,
Vefalı bir dost uçün,
Rum·u gez Bağdad ara.
Aşık bu manlsinde "Vefalı yar tek tek ele düşür" atasözünden istifade etmiştir.
Bilindiği gibi manilerin konusu umumiyetle sevgidir. San .Aşık da manilerinde
maşutunun sevgisini. kendisinin ona karşı olan muhabbetini işlemiştir.
Edebi sanatlardan da istifade Pden San Aşık, şiirlerinde teşbih ve cinas sana.­
tını ustalıkla. kullanmıştır.

41
Men Aşıg'em ganlı gül, Bu Aşıg oda yandı,
Ganlı seviş, ganlı gül, Od t.utdu, o da yandı,
Yemiş bülbül bağn.nı, Yar çekd!, men yeridim.
Çthmış ağzı ganh gOI. Men çekdim, o dayandı.

O, manilerinin. dışında koşma ve tecnisleri ile de tanınır, fakat manilerinin


yanında diğerleri çok cılız kalır.

KAYNAKLAR

E. Ahundov, San Aş:ıg, Bakü 1966.


P. Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 191-193.
Azerbaycan Edebiyatı Tarihi, 1. cilt, Bakü 1960, 491-495.
Mirzazade Mustafa Fahrettln, "Azeri Aşıklarından Sıı.rı Aşık." Azerbaycan
Yurt Bilgisi, 3 {281, Nisan 1934, 176-178.
T,elJi Saz Ostadlan, Bakü 1964, 7-10.
(Azerbaycan Aşıkla.n ve El Galı-leri, 1. 88-921.

42
GOŞMALAR

YETİŞDİ
Bir name yazmışdı göz.eller Şahi. Şchbaz.i Alemden ist.erem seni,
Geldi meni mübtelaya yetişdi. Hüda'nı seversen unutma meni,
Güşe-yi külahım, fehr-i nameden, Guya ki Yusif'in gül pireheni,
Çerhe deyib, Mesihaya yetişdi. Geldi Yegub binevaya yetişdi.

Sen Gerib Aşig'in giblegahısan,


Melamet mülkünün padişahısan,
.Aşig-i sadigin sen penahısan,
Saadetin Süreyya'ya yetişdi.

A YAHŞi
Şikar edib tutdum bir şah-i terlan, Mehebbeti olan ister sazını,
Sen etdin ağlımı za.il, a yahşı. Men çekerem her detn senin nazını,
Seni seven keçer can ü serinden, Şems ü gemer kimi görkez üzünü,
Olar cama1ına mail, a yahşı. Gün teki Aleme yayıl, a. yahşı.

Ga.şlann bir ohdu kiprlyin almaz, Meni sene aşig ateli yaradan,
Haramdan ohla.san oram sağa!maz, Seyra�ıbı Hagg götürsün aradan,
Geder bu gözelllll sene de galmaz, İsteyirsen heber tutgil Sara.'dan,
EgerÇ:i sarhoşsan ayıl, a ya.hşı, Yollarında menenı sail, a yahşı.

GÖRSEYDİM
Gederdi sinemden bu dağ-i hasret, Dolanım başına, gible-yi hacet,
Eğer senin es.malını görseydim. Curban olum sana, f'l' serv- gamet,
Eyiiiben geddim dönmezdi yaya, Gumru kimin ba.ğlayardım itaet,
İki ebru hilalını görseydim. Senin nazik nihalını görseydim.

Hıcranın elinden yetmişem cana, Ke'be-yi kuyincli Aşıgem me'rac,


Ne deyinl derdimi, gelmez beyana. Dergah-i vesline tapılmaz elac,
Bahmanam Cennet'de huri gılmana, Sehra-yı hütenden atardım herac,
Birce lehze vüsalmı görseydim. Süzgün çeşm-i gezahnı görseydim.

GÖZLERİN
Eyibdi geddimi gaşlann ta.ğı, Camalın şö'lesi güneşden e'la,
Gesd eleyib şirin cana g�zlerin. Seni gören nece olmaz mübtela,
Bu geder şuh ba.hıb aşig öldiirıne. Gemze-yi celladın, hedengin bela,,
Heyifdi batmasın gana gözlerin. Rehm elemez heç insana. gözlerin.

Gözellikde sensen bugün yEıgane,


Canım gurban olsun sen tek canane,
Yıhar Aş,g evin eler virane,
Dola.nanda. her bir yana gözlerin.

43
GELMEDİN
Ve'de verib mene gellem demlşcün, Elif geddim eydi hicran melalı,
Gözüm galdı intizarda gelmedin. Nece hem eylemiş gaşın hilalı,
Sensiz menim ağlamagdı munisim, Saldı meni geme zülfün heya.lı,
Mensur kimi galdım darda, gelmedin. Meni goydun eşk barda gelmedin.

Men ele Aşıg'em ey ve'dehilaf,


Nize.yi ahımdan çerh olar şikar,
Bele olar ay bimürvet nAinsaf,
Getdi elden ihtiyar da gelmedin.

VAR
Geldi gasid dedi men bigerara.. Bu heber ki, yeteli men dil-i zara,
Şuh-i dil-rübanın iztirabı var. Haigda.n men özümü çekdim. kenara,
Şöle-yi ah Süreyya'dan keçibdi, Ağlayıb yalvardım pervercligara,
Gündüz ne arami, ne şeb habı var, Derdimin ne haddi ne hesabi var.

Ne hoş çekib seni neggaş-i ezel, Hem gılıb gam.etin felek a.şika,r,
Ceza şövgetine vermfaen helel. Ru'yet-i camalın çeker intizar,
Gözellikde sensen şehs-i bibedel, Dolanır başına her leyl ü nahar,
Herçend-i felekin afitabı, var, Elinde teseddüg mah-i tabı var.
Aşıg, sinin oldu halga dasitan,
Gün be gün ehva.lın oldu perişan,
Sağlığına içdiklerim oldu gan,
Ne geder saginin mey-i nabı var.

BAYATILAR w
Bu Aşıg zinde deyil, GözelUk soy ilendi,
Ağlı özünde deyil, Şahmar da soy ilandı,
Kim deyer hag cemal! Nesimi tek bu Aşıg
Yahşı üzünde deyi!. Yolunda soyula.ndı.

Aşıg minaya deyer, Men Aşığ'am ganlt gül,


Gurban mine.ya deyer. Canlı seviş, ganlı gül,
h var bir güne deymez Yemiş bıilbül bağnnı
Gün var min aya deyer. Çıhm1ş ağzı ganlı güJ.

Garşıda yalışı dağlar, Aşıg Garamanhdı,


Köçmeye yahşı dağlar, Halın Gara, manlıdı,
Herkesin bir dağı var Yahşının te'nesinden
Aşığ'ı yahşı dağlar. Yene gar a.manlıdı.

* Bu mani örnekleri kitabın aslında. yoktur; ancak bu sahada şöhret kazanclıil


ifade edilen bir aşığın o türe alt numunelerinin bulunmaması bir eksiklik. olarak
kabul edilmiş, bu manilere yer veren diğer bir kaynaktan CTcUJ Saz üstadları.
Bakü 1954, 7-101 alınması uygun görülmOştür. Aynca, hayatı bahsinde veri]en
numune manilerle yukarıdaki maniler arasında. imla farkı görülmektedir IHa.ı.u'­
layanlann notul.

44
Aşıe;, yamanı gorum, Bu Aşıg oda yandı,
Halı yamanı görüm, Od düşdü, o da yandı,
Ne yaman meni görsün Yar çekdi, men yendim
Ne men yamanı görüm. Men çekdim, o dayandı.

Aşığ'ın yardı yan, Aşıg tersine goyun,


Baygunu yardı yan, Yuyun, tersine goyun,
Alça.lsın uca dağlar Yahşını glblesine
Görünsün yar diyarı. Meni tersine goyun.

Men Aşığ'am, gül eller, Men Aşığ'am ne vaya,


Bülbül bağda gül eller, Dur gulag as nevaya,
Deryacan ağhn olsa Ne namerde yoldaş ol
Yohsul olsan güleller. Ne aha düş, ne vaya.

İ.şığ'am, . balı semaya, Men Aşıg şirin gele,


Ner esrir, bahse. maya, Şirin yar şirin gele,
Zerrece üzün görsem Ferhad gaya.la.r çapar
Namerdem bahsam aya. Gözleyer 'Şirin gele.

Tarlanı köz öldürür, Men Aşığ'am, yad eli,


Kababı köz öldürür, Ya divana, ya deli,
Aşıg'ı gürbet elde Gebrim od tutub ya.nar
Te'ııeli söz öldürür. Sene deyse yad eli.

Men Aşığ'am, ay ıneler,


Bülbül altdan ay meler,
Deryada bir gül bitib
Su deyiben ay meler.

45
HASTA KASilvl

18. yüzyll aşıklarındandır. O, lirik ve didaktik şiirleri ile ün kazanmıştır. Onun


şiirlerine baktığımız zaman bilgili, seciyeli bir Aşık olduğunu anlayabiliriz. Kurba-­
ni, Sarı Aşık ve Tufarganlı Abbas'ta old1.tç<>U gibi Hasta Kasım'ın hayatı hakkında
da bilgimiz yoktur. Dogum ve ölüm tarihi belli değildir. Şiirlerindeki "Hasta
Casım Tikmedaşlı'' ırusra.ına bakarak onun Güney Azerbaycan'ın Tikmedaş kö­
yünden olduğunu söyleyebiliriz.
Hasta Kasım'ın şiirleri 19. yüzyılın sonlannda M. Mahmutbeyov tarafından
yayımlanmıştır. Daha sonraki yıllarda aynı araştırıcı Şamaha'nın Tiran köyünde
A.�ık Oruc'dan "Molla Ga.sım" halk hikayesini derlemiş ve Kaspi mecmuasında
yayımlanmıştır.
Hikayedeki hadiselerin tamamı Tikmedaş'ta cereyan etmiştir. Hikayedeki Ka­
sım, Şehzade Nurullah'ın oğlu: sevgilisi olarak görülen Melek Sima ise Tikmedaş'ın
hakimi Ali Han'ın kızıdır. Hikı'.\ye bu iki sevgilinin aşkını konu almaktadır.
Hikayede, hazırcevaplılığı, sanatı vs. ile Hasta Kasım hemen tanınabilir. O bu
faziletleri ile Nadir Han'ın da dikkatini çeker. Yine hikflyede Hasta Kasım·ın mub·
telif Aşıklarla atışmasına da yer verilmiştir.
Birçok memleketi gezip dolaşan Kasım, günün birinde Da.ğıstan'a. gelir. Orada
da Lezgi Ahmet isimli bir ıl.'iık vardır. Bu karşılaşmayı Himmet Elizade şöyle an­
latmaktadır
"O zaman Dağıstan'da Lezgl Ahmet isimli bir aşık vardı. O, Hasta Kasım'ın
ğ
Da ıstan'a geldiğini öğrenir. O da bir düğünde meclis yapan Kasım'ın yanına gelir.
Bu arada Kasım'a laf atar. Hasta Kasım da ona cevap verir. Nihayet iı.şıklık gele­
neğlne uyarak evvela birbirlerine bir kalı.ram.anlık şiiri söylerler. Daha sonra
muamma. divanl. tecnis dallannda söyleşirler. Hasta Kasım bu işlerin hepsinde
başanlıdır. Birkaç ayağı da. lezgi Ahmet açar. Neticede Hasta Kasım cevabı çok
zor olan bir muamma sorar. Lezgi Ahmet bu muammayı çözemez. Bunda da Hasta
Kasım Ostün gelir,,.
Hasta Kasım. koşma, tecnis geraylılan yanında üstadna.meleri ile de l.a·
nınır. Onun üstadnameleri, insanlan doğruluğa, iyiliğe, hayırseverliğe çağırırken
mala, mülke, paraya güvenerek zıılm edenlere de doğru yolu gösterir. Şiirlerinde
dalma, yalnıza, kimsesize yardım edilmesi gerektiğini söyler,

Bir yere gedende özünü öyme, Heste Gasım kime gılsm dadım,
Şeytana bac varib, kimseye söyme, Cam çıhsın, özü çeksin odunu,
Eger güçlü isen fegiri döyme, Yahşı igid yaman etmez adını,
Deme var güvvetim, golum yahşıdır. Çünki yaman addan ölüm yahşıdır.

Llrik tarzda yazmış olduğu koşmaJannda da ahlıtkl ve tertııyevi fikirleri ön


planda tutmuştur.

46
Ay ağalar size beyan eyleyim,
Yene yahşı olar yar aşnalığı.
Sen sevesen yarı, seni seV!Jleye,
Olar bülbül ilen har aşna.lığı.

.; 6 O ••• ,,;. l. + ... ,ı. t • • 1 • 1 O � � •. I • • 1 I I I I t O ·-

.........................................."'!

Bir adam ki, loğma ilen dost olur,


Oiuı• yağış ilen gar aşnahğı.

Bunlarm dışında onun bağlamaları, muammaları, hikayeleri, cığalı koşmaları,


atışma ve gerayWan mühimdir.

Ne baha.rsan maral gözlüm, Gel gedek Çin ü Maçın'a,


Mene biganalar ki.mı. Hesretem üzün maçına,
Durub dola.mm başına, Al meni goynun içine,
Şam� pervaneler kimi. İstekli balalar kimi.

Kasım, şiirlerinde yalmzlık, yoksulluk, dünyadan şıktı.yet gibi temaları işlemiş­


tir. Zaten "Heste" mahlasını alması d a manidardır. Bunun dışında "Reste Cismim"
''Heste Könül'', mahla.slanm da şiirlerinde bulabillrlz. Burada. kullanılan ''Heste"
kelimesi, vücudun hastalığını det:il teklik, yalnızlık, yoksulluk miı.nıllarını ifade
etmektedir.
Hasta Kasım'ın hayatı etrafında bir hikayenin tasnif edidiğioi yukarıda zil<­
retmiştık. O. Ali Yaı-. Masum ve Cihan ile Abdullah adlı_ üç hikaye tasnif etmiştir
ki bwılardan sonuncusu Doğu Anado1u'da bugün de anlatmaktadır.

KAYNAKLAR

Dr. Haver, Aslan, "Azerbaycan Aşık Edebiyatı,'' Hazer, ı Ul-121, Şubat-Mart


1980, 13-19,
Aşıglar, Bakü 1960, 40-44.
Aşık Lütfi Aydın (Anl.l, "Dede Kasım'dan Hikayeler : Cahan ve Abdullah,"
Karseli, 7 (841, Temmuz 1971, 3-4. Buroan itibaren a (92l, Mart 1972'ye
kadar 8 sayı.
Azerbaycan Edebiyyatı Taı-ihi, 1, cilt, Bakü 1960, 495-499.
Paşa ECendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 193-195.
Hasan Kartarı, Doğu Anadolu'da Aşık Edebiyatının Esasları, Ankara, 1977.
Fabrettin Kırzıoğlu, "Dede Kasım," Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Der-
gah Yayınları, 2. cilt, 209.
S. Pa.şayev, Heste Gasım, Bakü 1975.
Osman Sanbe!li, ''hzl"Azerb.a.ycan Poetry, Moskova, 623-625.
Telli Saz Üstadları, Bakü 1984, 15-19.
(Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 93-118)

47
GERAYIJLAR

DÜNYA
Gel bir senden heber alım, De görüm neye talıbsan,
Süleyman'dan galan dünya. Dersini kimden alıbsan?
Ezeli gül kimi açıb, Neçe min yol boşalıbsan,
Ahırında solan dünya. Neçe miu yol dolan dünya.

Heste Gasım gahb naçar,


Bu siıTi bes kimler açar?
Gelen gonar, gonan köçer,
Hey salarsan talan dünya,

KİMİ
Ne bahırsan oğrun oğrun, Bağbanlar besler meyını,
Mene biganeler kimi. Dönsün seyrağıb löyünü,
Durum dolanım başına, Yıhtbsnn könlüm ôyünü,
Şama pervaneler kimi. Top deymiş galalar kimi.

Gel gedek Çin'e, Maçın'a, Dost gapısmda dustağam,


Gurbanam zıllfün ucuna, Tellerine çoh müştağam,
Al meni goynun içine, Yar elinden düyün dağam,
İstekli balalar kimi. Dağdakı lalalar kimi.

Heste Gasım Tikmedaşlı,


Könlü gemli gözü yaşlı,
Gökden uçdu yaşılbaşlı,
Silkindi sonalar kimi.

GÖRDÜM
Megabirden güzar etdim, Yoluhdum bir günahkara,
Ecayib merdüman gördüm. Günahından üzü gara,
Garangu torpag altında, Metaından ziyı,ın vara,
Yatar cismile can gördüm. Bagay et peşim.an gördüm.

Sınıh şahsı kimi başlar, Yumulmuş ol ala göiler,


Çürümüş ol gelem ga.şlar, Giyamet yolunu gözler,
Tökülmüş inci tek dişler, Hanı şirin şeker sözler,
Yanar pir ü cavan gördüm. Dehan-ı bizeban gördüm.

Çilrümüş ol gül endamı, Kimi eyş ile işretde,


Tanımaz sübh ile şamı, Kimi zövk ile söhbetde,
Alıbdı çöhresiu haIDJ, Kimi rene ile möhnetde,
ilan gördüm, çayan gördüm. Gatı halın yaman gördüm.

48
Gübür ehli sifatini,
Beyan etdin sen ey G.asım,
Oturma yol gırağında,
Dehi sındır haman, gördüm.

BAŞINA DOLANDIGIM
Yahşı olar gohum, gardaş, Budu geldi bahar vahtı,
El, başına dolandığım. Sinem oldu yarın tahtı,
Harda görsen, yara yalvar, Soyuldu bülbülün rehti,
Dil, başına dolandığım. Gül, başına dolandığım.

Gaşlann gurar divanı,


Tahtdan salar Süleyman'ı,
Heste Gasım'ın cananı,
Al, başına dolandığım.

YOLDAN EYLERSEN
Göze!, sende ne gaydadı, Men ha billem sen ettarsan,
Gedeni yoldan eylersen. Gend ile noğul satarsan,
Salarsan eşgin oduna, Deryalara tor atarsan,
Ulusdan, elden eylersen. Sonanı gölden eylersen.

Göze!, ne bildin halımı,


Eyibsen gedd-i dalımı,
Men Gasım'a bu zülümü,
Kim eylerdi, sen eylersen.

YOHDU
Ay gesrde duran göze!, Men gelirdim dağdan daşdan,
Niye teksen elin yohdu? Sinem yanır gem ataşdan,
Niye pozğundu tellerin, Aynlmısan yaşılbaşdan,
El şanada1 telin yohdu? Tek sonasan, gölün yohdu?

Gel derdin Gasım'a söyle,


Bağrımın başını teyle,
Gonağa hoş geldin eyle.
Yohsa !alsan, dilin yohdu.

ÇIHARIR
İsfahan'da bir dellek var, Avağını goyur goşa,
Baş gırhanda zol çıhanr. Ülgücünü çekir daşa,
Etinden az az götürür, Zerbi ele gelir başa,
Derisini bol çıhanr. Tikmedaş'a yol çıhanr.

49
Bir fetesi vardır bezden, Ülgücünü çapışdırır,
Durııb gelir seher tezden, Suyu taşda.n gapışdınr,
Yan haggın alıb bizden, Kesir, pa.mbıg yapışdınr,
Yene acı dil çıhanr. Başımızdan kol çıhanr.

Bu usda nece ustadı,


Hem.işe gözü ta.sdadJ,
Heste Gasım can üstedi,
Ele bilir pul çıhanr.

EYLERLER
Bu zamanda ilgar handa. Yaram sızlar tebib naşı.
Aşna.lan yad eylerler. Didemden ahıdır yaşı,
Yeyerler nan ü nemeki, Yar yolunda verrem başı,
Beş günde berbad eylerler. Bilsem ki imdad eylerler.

Menim yarım fitne gaşlı, Mecnun kimi divaneni,


Cigerim tüğya.n ataşlı, Şem yandırır pervaneni,
Dostu goyub gözü yaşlı, Heste Gasım biçareni.
Düşmenleri şad eylerler. Öldürüben ad eylerler.

DÜŞDÜ, GAR DÜŞDÜ


Ay ağalar, nakam getdim dünyadan, Gedin deyin ana.sına,
Dağa gar düşdü, gaf' düşdü. Sığa! versin sonasma,
Özüm galdım gürbet elde, Yar sinenin arasına,
Yada yar düşdü, yar düşdü. Bir cüt nar düşdü, nar düşdü.

Heste Gasım'ı gem basdı,


Yar bizi zülfünden asdı.
Şeyda bülbül gülden kılsdü,
Güle har düşdü, har düşdü.

GOŞMALAR

NECOLA
Ay ağalar, na.kam geldim dünya.dan, Ananı yohdu gözlerinden yaş töke,
Yareb, menim hanımanım necola? Halalım yoh, sinem üste saç töke,
Gövher tek sözlerim, bayatılarım, Gardaşım yoh, gebrim üste da.ş töke,
Lebi şirin sühenddanım necola? Yareb, menim ağlayanım necola?

Hayıf ola, ağ bilekler, bazılar, Bu gen dünya. üstümüze dar ola,


Ahum otlar ceyran ile yazılar, Biz köçerlk, yurdumuzda kim gala,
Gohumum yoh, gardaşım yoh gazılar, Ehmed'inıin gül endamı sarala,
Yareb, menim hal ehvahm necola? Manim serv-i huramanım necola?
Men Gasını'ıım, daha galmadı tabım,
Gızıl gülden çekilibdi gülabım,
Ceclvelkeş Gur'amm gırh cüzv kitabım,
Üstü zerli gelemdanım necola?

ALINCA
Gümüş kemer bağlayıbdı beline,
AY arifler, bir tarlamın uçubdu,
SaJ: elimden sol elime alınca. Danışdıgca mail oldum diline,
Gül uzatdım nazlı yann eline,
0 u tutan beyr ü behıin görmesin,
:en yazığın na.lesi var dalınca. Canım aldı, gülü menden alınca.

ım, Elif, bey üçün, Hasta Gasım ve'de verdi yüz ile,
Alimden ders ald
SürShiler düzü lübd ü mey uçun, · Yaşılbaşlar gölden göle düzüle,
Deıt könü l, gem çeki rsen ne üçün? Bir igid ki gatanndan ılzüle,
Gemli günün şad günü var yanınca. Ölüm yeydi bu dünyada galınca.

OLA
Bir göze! sevesen boyu tamaşa, Bir gözel sevesen gameti beste,
Gören kimi könül ona bend ola. Görende aşigi eyleye heste,
Gözelltyi, gül camalı bir yana. Çohdan ahtarıram bir ele kesde,
Dil dodağ'ı şeker ola, gend ola. İşare anlaya, derdimend ola..

Men Gasım'am el götürmem canandan,


Canan garşı gelse keçerem candan,
Rengi artıg ola. gillden reyhandan.
Zülfleri �oynuma bir kemend ola.

SAZ OLA
Usta meni gözlerine feda gıl Yamanı yamana. yahşını merde,
senden saz isterem amma saz ola Te'rifini edim her dü şen yerde,
Dindlrende imran dille danışa, Dolaşmaya simler, vurmaya perde,
Şeyda bülbüller tek hoş avaz ola. Gözeller tek onda işve naz ola.

Heste Gasım sözüm söylerem ayan,


Ele car eylerem beyan be beyan,
Giymetin soruşsan tamam on tümen,
Ne ondan çoh ola, ne da az ola.

GÖRÜNCE
Cozeııer g" ı·
Dıı:ıe _ vze ı şah-ı gülbeden, Kim yetikdi hagjgatin evine,
ın agJar men camalın görünce. Hagigatin me'rlfetin evi ne?
Aşıg deyer görünce, A.şıg deyer evine,
Siyah telin görünce, Hanesine, evine,
Get bir merde gul ol sen, Yağıb gemler yağışı,
Namerd üzün görünce. Viran könlünı evine.
¼rıa tlerden, büllur buhag diş inci, Dolanmayın heç namerdin evine,
�libct·1 hil
al gaşlar gör ince. Gözü çıhar bir gonağı görünce.
Kim cahanda aşıg oldu a vara,
Dolandı dünyanı galdı avara,
Aşıg deyer avara,
Mecnun gezer avara,
Uyma namerd fe'line,
Seni goyar avara.
Heste Gasım ne gezirsen avara,
Ölüm yeydi bu günleri görünce.

ELİMDE
Üç gündü çıhmışam o Tikmedaş'dan, Şeyda bülbül kimi yaman ağlaram
Gapına, gelmişem canını elimde. Sinem başın düyünlerem, daglare.'.m,
Ayağın torpağı govnıa gapmdan, Lezgi kimi yüz aşığı bağla.ram,
Sızıldaram giribanım elimde. Eğer olsa sühendanım elimde.

Heste Gasım kesillbdi hitabım,


Gızıl gül tek çekilibdi gülabım,
Büllur gaşlı gızıl üzlü kitabım,
Yohdur zerli gelemd�ım elimde.

OLMAZ
Adam oğlu, me'rifeti dürüst bil, Atırsan ohunu, sahraya atma,
Yol erkan bilenin yeri dar olmaz. Geceler yatanda duasız yatma,
Sirrini söyleme her yeten yada, Ha.lal dövletine sen haram gatma,
Bivefa dilberde e·tıbar olmaz. Bu dünya malından sene var olmaz.

İgid gerek mü.r,vetini atmaya.


Gaflet yuhusunda gafil yatmaya,
Bir oğul ki höyük sözün tutmaya..
O kimsede namus, geyret, ar olmaz.

YAR OLMAZJ
Deli könül ne divane gezirsen, Üz verme nadana, sirr verme pise,
Bivefa dilberden sene yar olmaz. Ahır gelbln ya inciye ya küse,
Düz çıhmaz ilgarı ehd-i peymanı, Ot biter kök üste, esli ne ise,
Hercayıda namus, gayret, ar olmaz. Yovşan beslemekle çemenzer oırnaz.

Vefalıya emek çeksen itirmez, Teklif olunmamış bir yere varma,,


Bedesil nesihet, öyüd götürmez, ,Her olmaz meydanda her bığı burına.
Gabag tağı ter şamama bitirmez, Seyrağıb adama sen ya.hın durına,
Göy söyüdde heyva olmaz, nar olmaz. Hain çıhar, onda düz ilgar oırna.z-

Heste Gas�m günü geçmiş gocadı,


Gelen bezirgandı, geden hocaclı
Serv ağacı her ağa.edan ucadı,
Esli gıtdı, budağında bar olmaz.
t)zHAOZ
Hegiget behrinde gevvasam deyen, Parçalandı gem.im, galdı derinde,
Q.ıvvas isen, gir derya.ya üzhaüz. Gerg oldu ummana, galdı derinde,
Aşıg deyer üzhaüz, Aşıg deyer derinde,
Sona.m gölde üzhaüz, Da.yazında derinde,
Gan düşmen dost olmaz, Sidgi, gelbl duz olan,
Yalvarasan üzhaiiz. Hergiz galmaz derinde.
Bir ınerd ile ilgannı vur başa, Gismet olsa o mövlamm derinde,
NAmerd ile kes ülfeti üzhaüz. Üz döşeyek, secde gıla.g üZhaüz.

Heste Gasun cananına can deye,


Can danışa., can eşide. can deye,
Aşıg deyer can deye,
Vefalıya, can deye,
Görmedim hen:ayılar,
Cananına can deye.
Yoh vefalım can deyene can deye,
Bivefa.san çek elini üzha.üz.

GETDİ
Nece ,ehnımanlar geldi dünyaya, Hakimlik eyledi çoh üzün vahdı,
Köç vahtı yetişdi, tez oldu getdi. Bütün kainata Süleyman bahdı,
Rüstem 'in zer-binden titredi dağlar, Tersine döndü Şah Cemşid tahtı.
Dufdü destanlara söz oldu getdi. Firudinin derdi üz oldu getcli.

Necoldu Keykavus, hanı Keyguba.d, fskender Da.nı.'m tahtından saıdı,


fJansı bu dünyadan alın.ışdı mured? Caba.na. şah geldi. sonu ne aldı?
Allah'hg eyledi Fir'onla $eddad, Yan yolda. öldü, Misir'de galdı,
Naınrud'un galası düz oldu getdi. Gasım kimi yandı. k�z oldu getdi.

AHULAR MENİ
Gece aündüz ağlnram men derinde, Hakkak ister bek etmeye gaimdl,
Gocaıtdı nalalar, ahular meni. Hegigetin gapısında gaimdi,
Yıırebim bu derd ü nalam eşidib, Çoh yahşıdı öz dininde gıı:imdi,
GeUbdi sapında ahular mani. Cahil Müselmanlar ahuıar meni.

Heste Gasım, kim yaraşır eğyara,


Baygunu gör mesken salmış ağ 'f&ra,
BH.menem ki neylemişdim ağyara,
Yatar, durar, her dem ahuiar meni.

YAYILAN MENİ
l
Payııderdim. gış möhnetim, yaz menim, Hüsn içinde yer almısan yar alım,
Hlcnın tapd&ğ etdi yayılan meni. Soruşmadın halın nedir yar alım,
C(;tfl selem. serhettfmi yaz manim, Gencin üsten götürmerem yar elim,
Oonrıa dergahından yayılan meni. Ya egreb dişleye ya ilen meni.
Mehrum olmaz şecer gucub nar emen, Heste Gasım gördü eme.ne geldl.
Sensiz getmem behişte men, nare men, Gevvaslar dürr üçün emane geldi,
Tecüb galdım goynundakt na.re men, Sinem oh zer-binden emane geldi,
Niye atar serhaş yay ilan meni? Dehi ne tapdarsan yayılan menl.

NAMENİ
Geıiblikde gemhanmsan, ezizim, Garşı durdum Ley1i dağı görilndü,
Yetir-esen bir de dosta nameni. Boyun tek sürahi, sağı göründü,
İki dilli yardan hezer eylerem, Goynunda şamama tağı göründü,
Salır dilden dile dastana meni. Bes niye goymursan bostana meni

Ağzını ohşatdım zenbura, şana, Men Ga.sım'am uza.g atdım da.şımı,


Naşı bülbül uçub gona.r gillşana, Didemden ahıtdım ganlı yaşımı,
Yar gemzene sinem tutdum. nişana, Dost yolunda. men goye.ram başımı,
Bes niye vurmursan, gesden, a meni? Doğru gebul et.se astima meni.

AL İNDİ
Ne müddetdi hasretini çekirdim, Meclisinde al şerablar içilir,
2.enehdam etdin mene al indi. Buhağ:ından etr-i güller saçılır,
Talan salmış Hind'e. Belh'e. Hebeş'e, Dindirende dehanından açılır,
O gaş indi. o göz indi, hal indi. · Şeker indi, nebat indi, bal indi

Gurban' olum en.isine, eline, Yar geydiyl atlas ile hamdı,


Zemişan şeddesin çalmış beline, Meni goyub özgelere varadı.
Payendazdı nazlı yarın yoluna, Ay ağalar, menim bahtım garadı,
Bu baş indi, bu can indi, mal indi. Kıtab açdım, bele geldi fal incil.

Heste Gas1m dost kuyine varanlar,


Namus anlar, geyret anlar, ar anlar,
Herf içinde elif idim yaranlar,
Felek eydi geddim oldum dal indi.

İNDİ
Gem elinden şikesteyem, ovrağam, Bizim yerde naz çekmeye tab olmaz,
Dilim eyler nale indi, zar indi. Vallah hüsnün kimi mahi tab olmaı,
Heyli vahtdı camalına. müştağam. Şuhluğuyla memelere bab olmaz,
Soruş indi, damş indi, yar indi. Nannc indi, tunmc indi, nar indi,

Menim yanm illereten sağ ola, Bülbül olan hergiz dönme;,; gülünden,
Dörd çövresi behişt ola bağ ola, Dindirersen bal töküler dilinden.
Ne heddi var sedrin kimi ağ ola, Yeddi yerden sannaşıbdı belinden,
Kağız indi, beyaz indi, gar indi, Heberdar ol, seni çalar mar indi.

Men G.ıısım'am miskin miskin be.haram,


Omman olub deryalara alıaram.
Ah çekende yandınban, yaharam,
Dolanmasın gul yanına har indi.
GAL İNDİ
Obalarmıı. sef ser olub yüklenir, Bivefa.san, heç görmedim. vefan yar,
Başı ala garlı dağlar, gal indi. Tifil iken çoh çekmişem cefan Yal'.",
Biz içmedik ab-1 kevser suyundan, Men ölende kimler sürer sefan yar,
Soyug sular, ter bulaglar, gal indi. Ferş döşenmiş ağ otaglar, gal indi,

Bivafasan vefan çohdu dünyada., Heste Gasım tamam oldu sözlerim,


Aenanın s!rrini vererser,. yada, Eş$ ucundan kabab oldu gözlerim,
Şamamanı derdirersen horyada, Garib yerde, yad ölkede gözleırim,
Sebze, bostan san tatlar gal indi. Veten deyib ağla, ağlar gal indi

YAHŞIDl
Deli könül menden sene emanet, Bir meclise varsnn, öı:iinü öyme,
Deme bu dünyada galım yahşıdı. Şeytana bac verib, kimseye sövme,
Bir gün olar gohum gardaş yad olar, Güvvetli olsan da, yohsulu döyme,
Deme ulusum var. ellm yahşıdı. Deme ki, zorluyam golum yahşıd,ı.

Cinçagdnn olubsan goçag olgunan, Heste Gasım kime gılsm dadını,


Gadıwan, baladan, gaçag olgunan, Ce.nı çıhsın, özü çeksin odunu,
Aşıg ol. cömerd ol, alçag olgunan, -Yahşı igid yaman etmez adını.
Deme varım çohdu, pulum yahşıdı. Çünki yaman addan ölüm yahşıdı.

DİVANASJDI
Gece gündüz hesretini çekdiyim, Mina boylu, siyah telli sevdiyim,
Heyalım heyalın divanasıd1. Uzag duıııb yahın sözüm dediyim,
Meni senden uzag saJan seyrağıb, Acı sözün şeker kimi yediyim,
Bu çerh-1 gerdişin za.manasıdı, Yanm gözellerin bey vefasıdı.

İnsaf eyle a beymürvet. a za.Iım.


Dolanıb başına. derdinj alım,
Ala gözlu, şuh bahışh terle.mm,
Bu Gasım gözlerin sadağasıdı,

GURBANI
Gertblikde mene hemdem olan yar, Könlüm ister yara. gurban olmağa,
Bir bert gel ayaglann gnrbam. Dolan.ıh başına, heyran olmağa,
Ş!keste könlume melhem olan yar, Ala gozlu yara mehman olmağa,
Dilin, dlşln. dodaglann gurbanı. Ferş döşenmiş otagla.nn gurbanı,

Heste Gasım sen yolundan aza.rsa.n,


Mecnun kimi sehralıın gezersen,
Ala gözlü yara name yazarsan,
Gelemdanın, barmagların gurbanı.

55
AŞNALIGI
Ay ağalar, gelin size söyleyim, Bağban odur zehmed çeke e!1eşe,
Ezel yahşı olar, yar aşnaJığı. Saldığı bağ çiçekleşe, gülleşe,
Sen sevesen yann seni sevmeye, Eger güçsüz güclü ile güleşe,
Olar bülbül ile har aşnalığı. Olar terlan ile sar aşnalığı.

Hesta Ga.sım gem elinden mest ola,


Ehl-i derviş hırhasında pust ola,
Bir adam ki, lohma ile dost ola,
Olar yağış ile gar aşnadığı.

GALIBDI
Köhne Şamahı'nın seyrin eyledim. Felek şad könlümden alma hevesi,
El deymemiş teze bağlar galıbdı. Ayırma yanından tutaram yası,
Ele köçüb gedib ulusu eli, Nece oldu bu seyvanın yiyesi?
İşlenmemiş ağ otaglar galıbdı. Derd gemi var tamam ağlar galıbdı,

Heste Gasun adım şaha deyili,


Çerh-i felek senden memem gileyli,
Ele köçüb gedib bivefa Leyli,
Birce Mecnun, bir de dağlar galıbd.ı.

SENEM GEL
Te'rifli gözeller gel ha gel oldu, Aşıg odur bir söz desin özünden,
Yaşıllı, zerbaflı, allı Senem gel. Alem bada geder ala gözünden,
Ovçunu görende maral bahış�ı, Danışanda şeker damar sözünden,
Ay üzü birçekli, hallı Senem gel. Gayınag doda.klan ballı Senem gel.

Heste Gasım deyer henek benekli,


Ağ üzünde goşa ballar benekli,
Atlas nim.taneli, ipek köynekli,
Üstü başı tirme şallı Senem gel.

SEVDİYİM
Ge_dem basdın didelerim üstüne, Sabaha dek didelerim uymazdı, .
Sen hoş geldin, sefa. geldin sevdiyim. Seyrağıblar ganımızdan doymazdı,
Gurban olum siyah çeşmin meseline, O zalımlar seni mene gıymazdı,
Ne eceb insafa geldin sevdiyim. Sen eledin vefa, geldin sevdiyim.

Endelib tek ayırdılar' gülümden, Yar yanınd� yaslanara.m men yüz il,
Ah çekerem üreyimden, dilimden, Sen taza gonçasan, mert şeyda bülbül.
Eğyar te'nesinden, menim elimden, Bu derd meni öldürerdi yegin bil,
Çekdin cevri cefa, geldin sevdiyim. Sen derdime şefa geldin sevdi)Tim.
Mem Gasım'am sinem Haggın kelamı,
Şükür Hagga yar eşidib nahı.mı,
Cama.Tın şö'lesi basmış alamı,
Düşmüş Gafdan Gafa geldin sevdiyim.

56
TER GÜLER SENEM
Ter getdim. ter yann, ter hanesine, Ter zülfün ter burmuş ter buhağında,
Ter mehman, ter eyler, ter güler Senem. Ter beyaz, ter ehmer, ter yanağında,
Ter hubdur, ter şuhdur, ter nazenindir, Ter şeker, ter damar, ter dodağmda,
Ter deyer, ter söyler! ter güler Senem. Ter tutub, ter dişler, ter güler Senem.

Ter gemzen, ter hedeng, ter sinesinde, Ter çeşmi, ter cadu, ter fitnelidir,
Ter atmış, ter peykan, ter sinesinde, · Ter lale, ter dertb, ter tutmalıdır,
Ter asmış, ter nann, ter sinesinde, Ter miyan, ter gerden, ter son�ıdır,
Ter deymez, ter salılar, ter güler: Senem. Ter· dunıb, ter gezer, ter güler Senem.

Ter bülbül, ter gonar, ter budağında,


Ter mecnun, ter gezer, ter budağında,
Ter lale, ter biter, ter budağJnda,
Ter Gasım, ter derer, ter güler Senem.

İNSAN
Yahşı fikir ele, gafil dolanma, Dünya dediyin bir fanidir fani,
Celbini şeytandan yad ele insan. Ezel Nuh gelmişdi, görünmür hanı,
Hala.l yaşa bir kimseden utanma, Yola saldın İskender tek haganı,
Yıhma. könülleri şad ele insan. Bize de esecek had ele insan.

Reste Gasım düşünmeyin bihuşdu,


Benadam dedtyin yuvasız guşdu.
Sahasız dövlı,tin ahın puçdu,
Ye malın, dehanda dad ele insan.

OLSUN
Yeri gözel, yeri, sene garğaram, Gözeller içinde giryan olasan,
Ölene dek işin ah u zar olsIDt. Yanasan odlara büryan olasan,
Siyah zülfün .dal gerdende seraser, Vefalı yarlara gurban olasan,
Halga halga. çin be çinden mar olsun. Onlara babanda sene ar olsun.

Men gurbanam yahşılann muyuna, Ay gız bir kes bilmez senin sirıini,
Hündür gametine, gözel boyuna, Giyametde yandırsınlar derini,
Sanın soyun dönsün sonsuz soyuna, Yatan vahtda şahmar vursun. erini,
GO.J açmasın bağçanızda har olsun. Nalesinden gulaglann kar olsun.
Heste Gasım dost yolunda galanda,
El uzadıb gol boynuna satanda,
Kefin durulanda, könlün olanda,
Bize gelen ayagların var olsun. ·

Ç�HAÇAP
13\lgfuı iki sultan bir tahta çıhmış, Ağlaram didemden yaş, lıin geler,
Oh atarlar birbirine çaphaçap. Emerem leblerinden ya şirin geler,
t�aztı dilber mene sitem eyledi, Deyerler gesıinden ya Şirin geler,
l(�ilmün şehrine saldı çaphaçap. Ferhad kimi _vur dağlara çaphaçap.

57
Heste Gasım deyer yar dada gelsin,
Eşgin eteşinden yar dada gelsin.
Bir name gönderim yar dada gelsin,
Gurban ollam sene gasid, çaphaçap.

DEYERLER
Ay ağalar gelin size söyleyim, Ovçu otan besler alıcı guşu,
Yalgız daşdan olmaz divar deyerler. Sarraflar tanıyar giymetu daşı,
Bezlrgansan aç metahın hırd eyle, Bir oğul atadan artırsa işi,
Ararlar, yükünde ne var, deyerler. El içinde ona tavar deyerler.

Gızıl gülü deste deste derginen, Neynirem bir bağı, ban olmasa,
Deribende yayhg üste sergjnen, Alması, heyvası, nan olmasa,
Her ne versen öz · elinle vergi nen, Bir igidin dövlet varı olmasa,
Yüz gadam başdan sövar deyerler. Yeleksiz oh kimi çovar deyerler.
İskender atlandı, çıbdl zülmatdan,
Gasım, Hızr içdi ab-i heyatdan,
Behs düşse igidden, gılıncdan, atdan,
Süfreni hamsmnan kübar deyerler.

EYLER EYLER
Bir ele kişinin tut eteğinden, Böhtan deme, böhtan tutar adamı,
Bil sene imdadı, ol eyler eyler. Gul eyler ha.zarda satar adamı,
Zerrece üstünde olsa nezeri, Cehennem odundan beter adamı,
Yerden daş götürsen Jel eyler eyler. Yohsullug yandıra.r kül eyler eyler.

Agil insan demez her gördüyünü, Heste Gasım deyer sözün bu başdan,
Daldalar düşmenden vay derdiyini, Pay umma gohumdan, yaddan, gardaşdan.
Görmezsen nakesin pay verdiyini, Özün emek çeksen su çıhar daşdan,
Verse de töhmetin bol eyler eyler, Ender dağlan yol eyler _eyler.

YAYJNUR
Bir gözelin camalına mayılam, Heste könlüm yar beslemiş, hemderdi,
Ne müddetdir göze! menden yayınur. Derdbilmeze demek olmaz hem derdi,
Men gurbanam ağ üzünde o hala, Bir iyidin yahşı olsa hemderdi,
Zenehdan'ın şö'legahı yayınur. Gışı nurdur, yazı nurdur, yayı mır.
Heste Gasım bu ]ezgini yaratar,
Çetin günde çetin seni yar atar,
Üz çevirse, müjgan ohu yar atar,
Eli nurdur, ohu nurdur, yayı nur.

DAGA
O nece guşdu ki, yaz geler bağa, O nece guşdu ki. gayada seker,
Sinemi çekibler düyüne, dağa, Gaynağı neşterdir, gamını tök�r.
J<el',
Bir şana. bir hafta bir de bir cığa, Bir noğul, bir nabat, bir de bır şe
Bu üçü bir olsa telde gizlener. Bu üçü bir olsa dilde gizlenir.

58
O nece guşdu ki, anasız emer, Aladır gözleri sehla-yı nergiz,
Havada dövr eder, şems ile gemer, Senin tek blr gôzel bulunmaz hergiz,
Bir gılmc. bir hencer, bir de bir kemer,· Bir bulag, bir hovuz, bir de ki, kehriz,
Bu üçü bir olsa. belde gizlener. Bu üçu bir olsa yerde gizlener.

Yar ki yara şirin verer salamı, Hestc G.asım deyer, lehi ballı gız,
Tebibimsen, özün bağla yaramı, Bir şirin göftarlı, üzü hallı gız,
Bir oğ'ru, bir eyri, bir de haramı, Bir gelem, bir davat, bir de bir kağız,
Bu üç_ü bir olsa kolda gizlener. Bu üçü bir olsa elde gizlener.

KEKLİKLER
Men gedirem sizi kime tapşınm, Fere keklik daş başında ses eyler,
Dam üstünde duran sona keklikler. Gaggtldaşıb birbirine behs eyler.
Al yaşı} geyinib. tirme bağlarsız. Heç bilmirem toy mu eyler, yas eyler,
Ne girmişiz dondan dona keklikler. Eller batıb gızıl gana, keklikler.

Kekliyin ovlağt gayalar başı, Göze! keklik daş üstünde durubdu,


Gagpida.şıb tapar yoldaş yoldaşı, Gerden çekib, neçe boynun burubdu,
Beresi berk olsa, ovcusu naşı, Heç bilmirem ovcusun mu görübdü,
Uçub geder ol asmana, keklikler. Üz tutduiar biye.bana keklikler.

Her ikiniz yaşlıb�lı, sonasız.


Menim gizli derdim pünhan ganasız,
Ayrılıng, sağlığınan galasız,
Gasım gedir, Dağıstan'a keklikler.

HA MAYIL OLDU
Ya.tnıışdım w,tüme geldi bir peri, Tebib görsün yaralarım sinem aç,
Yene yar sevdası ha mayıl oldu. Öz elimle bu düyünüm, senem aç,
Derd-i gemim cana eser eledi, Demiş idin her gün verrem sene maç,
Gollann boynuma hemayil oldu. Günüm aya. döndü, hem ay il oldu.

Vardım dost kuyine. seg sana durdu,


Derdim tek bir iken, seksene durdu,
Gasım'ı gören tek seksene durdu,
Cözeller gefleten hem ayıl oldu.

OHURDU
Bir .nazenin sevdim mektebhanada, Men tanıra.m öz yazı.mı nefesden,
li'agg kelamın dil ezberden oburdu. Ol sebebden könül düşmez hevesden.
Eline almışdı eşgln kitabın, Tavus kimi seda verer ge:İ'esden,
Menim ders.im, bil ezberden ohurı;lu. Bülbül kimi hoş defterden oburdu.

Hcste Gasım kömek diler Mövladan,


Naz gamzesi aşıgları aldadan.
Heya ile, hicab ile molladan,
Gah yavaşdan, gah hündürden ohurdu.

59
AY HAYIF HAYIF
Seher tezden ezm-i gülşen eleçHm, Sarrafın destinde ne dane gördünı
Gem meni çulğadı, ay hayıf hayıf! Mürğü dehanında ne dane görd�
Aşıg deyer, ay hayıf, Aşıg, ne dane gördüm,
Kimler oldu ay hayıf, Halın Iie dana g ördüm,
Sen ile men sevişdim, Tülek terlan tuş .oldu,
Ayn düşdüm, ay hayıf. Ahır nadane gördüm,
Bağb.an oldum, bağ besledim, çifayda, Gövheri verdiler nadane gördüın
Dermedim. gülünü, ay hayıf hayıf! Bilmedi giymetin, ay hayıf hayıf[ '

Ohudum dersimi, çıhdım Yasin'e,


İyid olan ihlas bağlar yasına.
Aşıg deyer, yasına.
Namerd boynu yasına,
Nanecibe söz deme,
Ya inciye, ya sına.
Gasım öler, dostlar geler yasına,
Eşidenler deyer, ay hayıf hayıf!

60
KARACAOGLAN
Doğum ve ölüm tarihi belli değildir: (1606 ?, - 1679 ?, 1689 ?). Hatta sözlü ve
ya.zıh kaynaklarda. yüzlerce şiiri olan Karacaoğla.n'ın doğduğu yüzyıl dahi belli
değildir. Ancak 17. yüzyıldan bu yana bulunan bütün yazmalarda.. cönklerde "Ka­
racaoglan'' mahlaslı şürleri bulabilmekteyiz. Onun hayatını şiirlerinden ve ha.k­
kıodıı. anlatılan efsane ve hikayelerden çıkarabiJmekteyiz.
ŞUrlerine bakıldığı zaman onun Güney Anadolu'da yetişmiş bir şair olduğunu
SÖ)'leyebi\1riz. Bugün ona, Kahramanmaraş, Adana, Mersin (İçel) gibi illerimiz ev
&ah.ipliği yapmak istemektedirler.
Türk insanı sevdiği kahramanlan, aşıkları. şa.irleıi, hikAyeleri, fıkra tip­
lıııinl hep kendisine mal etmek ister. İşte bunlann en güz.el örneği Yunus Emre'
d.ir, Karacaoğlan'chr. Köroğlu'dur, Nasreddin Hoca'dır. Bu sebeple Kara.caoğlan'a
Elbistıı.n'bdır, Ba.hçeli'dir, Mut'ludur diyemeyiz. Hatta. sevilen şair ve aşıklann mah­
laalan başkaları tarafından da kullanılmıştır. Bugün birden fazla Karacaoğlan'ın
varlığını gözönüne alırsak bu fikrimiz daha da kuvvetlenecektir. Bu Karacaoğlan­
lıırdan birincisi 16,yüzyı!da. yaşamıştır. Şu kaynaklar böyle bir düşüncenin doğma­
Sll'l& yol açmıştır :
1. Gelibalu'lu Mustafa Au Efendi'nln 1599 - 1600 yıllannda yazdığı Meviidii.n
Nera.ıs fi Kavaidil Moc.aHs,
2. 1581 ytlında yazılan Surname,
3. · Yine 16. yüzyıldan kalan bir başka yazma.
İkinci Karacaağlan ise 17. yüzy�lda yaşamıştır. Bu fikre de şu kayııaklard$U
hareketle varıyoruz :
1. 1707 yılında ölen Aşık Ömer "şairname" adı verilen bir destanında,

Karaca.oğlan ise eski meseldir,


Ezgisi çağrılır, keyfe keseldir,
Biz şair saymayız öyle 02.anı."
demektedir,
2. Ali Ufki'nin 1648 yılında yazdığı Mecmua-i Saz u Söz isimli eseri, CBu eser­
de �aoğlan'dan iki şiir varclır)
3. 17, yüzyıldan kalma bir cönkte "aldı Cevheri, aldı Karacaoğlan" diye baş­
layan türküler vardır.
4. Kara.caoğlan'ın şiirlerinde verdiği tarihler h�p 17. yüzyıla aittir.
ltaracaog!an Anadolu sahasında. olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğunun haki­
miyeti altında.ki bütün i}lkelerde sevilmiş sayılmıştır. Her aşıkın şiiri dilden dile;
Dıeıilden nesne geçerken bazı değişikliklere uğramaktadır. Karaçaoğlan'ın şiirleri .
Az-.eri aahasında Anadolu'ya göre büyük değişiklikler göstermiştir. Böylece karşımı­
za sanki yepyeni bir Azerbaycan Karacaoğlan'ı çıkmaktadır. Anadolu sahasında

6]
koşma. ve semaileri ile tanıdığımız Kara.caoğlan'm bu antolojide sadece geraylıları
{8'11 koşmal vardır, Azeri sahasında belki de ıı'li koşma.lan da bilinmektedir.

Onun ş)lrlerinçle coşkun akan selleri, ak kuğulu gölleri, pınardan su doldura.ıı


güzelleri, elleri kınalı sevgilileri, doiaştıl!;ı ülkeleri, Aşık olduğu güzelleri bulma­
mız mümkündür.

Şiirlerinde tamamı ile milli veznimiz olan hece veznini kullanmıştır. Dil son
derece sade olup, mısraları kolayca anlaşılan kelimelerle örülmüştür.

Şiirlerinde, edebi sanatlar.dan en çok teş�ihi görmekteyiz.


Yine şiirlerinde dini 'konulara. hemen hiç yer vermemiştir. Onun şiirler:inm.
bugün Türk'ün yaşadığı hemen her yerde -küçük değişikliklerle de olsa- bilinmesi
onun şöhretini ve tesiqni göstermeye yeterdir.

KAYNAKLAR

Dr. Haver Aslan. ''Ebedi Yaşayanlar." Hazer, 2 1171, Ağustos 1981, 3--10,
İlhan Başgöz, Karac'oğlan. İstanbul 1087.
Müjgan Cunbur, Karacaoğlan/Şiirler, İstanbul 1973,
Saadeddin Nüzhet Ergun, Karacaoğlan, Hayatı ve Şiirleri, 18.b,, İstanbul 1973,
Mustafa Necati Ka.raer, Karacaoğlan, İstanbul 1973.
Cahit Öztelli, Karacaoğlan/Bütün Şiirleri, 6.b. İstanbul 1978.
Telli Saz Üstadlan, Bakil 1964, 34-37,
Türk Halg Şe'rinden Seçmeler. Bakü 1980. 25-45.
(Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri 1, 120-124.>
GERAYLILAR

YALVARA YALVARA
Yar gerek yarın geydine, Sevdim bir serhoş Leylini.
Yara yalvara, yalvara. Yadlara vermez meyllıti,
Yüz naz ile gol boynuna, Küsdürüb sınıh könlünü.
Sala yalvara, yalvara. Ala yalvara, yalvara.

Garacaoğlan sözünde,
Canan heyalı gpzünde,
Galdım hesret, yar özünde,
Hala., yalvara, yalvara.

AYGIZ
Ne bahırsan daldalarda.n, Her dem garşunda esirsen,
Dad elinden aman ay gız! Her dem barışır küsürsen,
Kirpiklerin gamın içir, Gah asırsan gah kesirsen,
Cellad gaşın kaman ay gızl Yoh mu sende iman ay gız!

İsterem gadanı a.lam. Birce goymur ganh felek,


· Cerdenine goluın salam, Şadlanıban biz de gülek,
Senin ucundan abdalam. Elbet bir gün oHatn gerek,
Gel eyleme güman ay gız! Olma menle yaman ay gız!

Garacaoğlan çek cefa,


Yarla eyle ehd ü vefa,
Bir vaht sürdü senle sefa,
Keçeli heyli zaman, ay gız,

DEMEDİM Mİ
Ala gözlü nazlı dilber, Bah bu gaşa, bah bu göze,
Vah.tın kaçar demedim mi ? Canım gurban olsun size,
Gözlerin cetlad yağıdır, Yabasız göynekler bize,
Gamın içer demedim mi ? Felek biçer demedim mi ?

Garacaoğlao merd Hen,


İşim yohdu namerd ilen.
Felek meni bu derd ilen,
Salıb keçer demedim mi ?

OLAR MI
Menle aşna olan clilber. Seni görüb düşdüm derde,
Aşnanı a.tmag olar mı ? Eşg ateşimi yanır serde,
S�nb şişe könlümü, Vefalı dost olan yerde,
. Cunaha batmag olar mı ? Eğyan tutmag olar mı ?

63
Ya.r gerek geze yarman, Görende yadlar oynunda,
Ehde düz vefadarınan, Babahm galar boynunda,
Ozü dönmüş eğyannan, Zalım seyrağıb goymında,
İhtilat gatmag olar mı ? Sarıµaşıb yatmag olar mı ?

Olum gözlerin gurbaru,


Unutma ehdi peymam,
Yazıg Ga.racaoğlan'ı,
Horyata satmag olar mı ?

KÖYNEKCEK
Seher seher seyre çıhıb, Mene de ver güllerinnen,
Bağçaya, bağa köynekçek. İncimenem dillerinnen,
Nergiz derer, deste bağlar, Melhem ele ellerinnen,
Sancag buhağa köynekcek. Sinemde dağa köynekcek.

Garacaoğlan ballara,
Mayilem geddi dallara,
Hesret çeken cavanla.ra,
Eyle gadağa köynekcek.

GELİN
Geder iken abanızdan, Eyrimceden keçir belin,
Düşdü size yolum gelin! Ağ üze tökülüb telin,
Govma. aşığı gapından, Men senin �eyda bülbülün,
Sene gurban olum gelin! Sensen menim gülüm gelin!

Gar.acCaJ'oğlan deYil yağı!


Olmuşam gözün dustağı,
Küsdürme geıib gonağı,
Gonub sene meylim. gelin!

GIZLAR
Yolum düşdü sizin ele, Men gurbanam · ala göze,
Bulag üste duran gıziar! Şehd il şeker, şirin söze,
Şana çekib gara tele, Her dem satıb işve, gemze,
Birçeyini buran , g:ızlar! Aşığını yoran gızlar.

Seher geldim size. san, Ağladarsız, güldürersiz,


Artdı könlüniün guban, Göz yaşımı sildirersiz,
Dağlar gucdu Leyli yan, Ahır meni öldürersiz,
Yurdum oldu aran g:ızlııT. Yay, ohunu guran gızlar.

Mayılam yann gaşına,


Olaydım onla aşna,
Garacaoğtan başına,
Yağdırırsız boran gızlar.

A4
GELEYİB
Şükür olsun O Huda'ya, Gelir bir bölük göyçekler,
Yenice yazlar geleyir. Ağ üzde gara birçekler,
Müştülüg sene söyüdler, Bağ,.2ada elvan çiçekler,
Kölgena gı.ılar geleyir. Dermeye nazlar geleyir.

Gelir bir böyük gözeller, Gelir ah, yatmalı çağlar,


Ag üze, inci düzeller, Gül reyhan gonçalı bağlar,
Bağçada elvan hezeller, Garşıdaki, garlı dağlar,
Döşenin, nazlar geleyir. Yol verin nazlar geleyir.

G.arac (al 'oğlan dilek diler,


Yaylıg alıb gözün siler,
Kafirden galma körpüler,
Berk durun, nazlar geleyir.

SEDEF
Susayırsan can almağa, Sen menim söhbetim, sozum,
Gaytan gaşı gara, Sedef! Senden ayn neçe dözüm,
Vunıbdur ol kirpikleıin, Hesteyem, düşübdür gözüm,
Bu sineme yara, Sedef! Goynundaki hara, Sedef!

Men mayılam şilin dile, Yahın dosta hiyle gurma,


Ağ üzünde gara tele, Seyrağıba yahııı durma,
Mecnun kimi salıb çöle, İnsaf ele, gel gucdurma.
Eyleme avara, Sedef! Ter goncam hara, Sedefi

Sensen dağlann ceyranı,


Olum gözlerin gurbanı,
Çekme Gare.caoğlan·ı,
Tellerinden dara., Sedef!

65
AŞIKVALEH

18. yüzyıl Aşıkların.dandır. Hayatı hakkında malum.attınız yoktur, Aşığın şiirleri


etrafında teşekkül eden "Valeh-Zernigar" halk hikayesinden öğrendiğimize göre
Karabağ'daki ustası Aşık Semed'e çırak olmuş, icazet aldıktan sonra Derbent'e git.
ıııiş, orada Aşık Zernigarla atışmış, onu mat ettikten sonra tekrar memleketine
dönmüştür.
18. yüzyılda daha ziyade lirik şiirleri iıe şöhret kazanan aşıklardan birtsidll',
Yukarıda Aşık Semed'e çırak olduğunu söylemiştik. O, bu hadiseyi sık sık tekrar
eder. Aşağıdaki dörtlük onun ustası ile olan münasebetini anlatması bakımından;
mühimdir.

Üstad:ım Semed'dir, sakin-i abdal,


Gören tek yüzünü nitgiın olur lal,
Deyişende vermir hafize macal,
Men Valehem, ona gürre, sen nesen ?

Yine şiirlerinden öğrendiğimize göre mükemmel bir dini tahsil görmüştür. Ha·
liyle de dini tesir kendisini şiirlerinde de hissettirmiştir. O, klasik şiiri ve halk
şiirini çok iyi öğrenmiştir. Bu arada Azerbaycan Edebiyatını da. öğrenmeyi ihmal
etmemiştir. Va.leh tarihi de çok iyi bilmektedir. Bu bakı.mdalil onun "Cahannaıne'si
dikkatimizi çekmektedir.

Nece padşahlar geldi sahib-i ceng,


Ce-mşid-i Cem Nuşirevan u Huşeng,
Deryanus, Hülagü, Çingiz, Teymurlenk,
Onlardan bircesi bu zaman hanı ?

Daha sonra Rüstem, Zal. Aristo, Eflatun, Lokman gibi filozof, kahraman ve
lıl�kiınlerden bahseden ıl'tşık, ustası Semed'in de ölümünü şöyle anlatmaktadır.

Dünya sende Aşıg Semed var ·ldl,


Nezm ü şe'r:i le'l-i göherba.r idi,
Bir göze! aşgine giriftar idi,
Onun kimi pes behr-i ümman hanı ?

O, klasik şiirin üstadla.nru, destan kahramanlarını anlatırken yine dünyanı.o


geçiciliğini anlatmaya çalışır.

Hanı Hosrov, Hesen, Yusif, Züleyha, Hafiz ü Nevan, Füzuli, Cami,


Hanı, Esli, Kerem, Vamig ü Ezra, Şeyh Sedi, Hilali, Ürfi, Nizami,
Şeyh Sen'an sevmiş idi bir tersa, Dünya sende geşt eyleyib temami,
Onların bircesi bu zaman hanı ? Firdovsi tek nezmi dürrefşan hanı ?

66
Ham Molla Penah, bivefa cahan,
Tehellüsü. "Vagi!" nezmi dürrefşan,
İndi eylemisen hak ile yeksan,
Tapmag olmaz o kaınalda can hanı ?

Onun şiirleri etrafında teşekkül eden "Valeh ve 2.ernigar'' adlı bir halk hika­
vesi yayımlanmıştır. Bu halk hikayesinde yukarıda da belirttiğimiz gibi Valeh'in
Somed'e çırak olması, ustasından icazet aldıktan sonra Derbend'e gitmesi, orada
hiçbir aşıkın mat edemediği Zernigarla karşılaşması, onu yenip, memleketine dön­
mesi hadiseleri ınanzum bir şekilde anlatılır. Bu "dastan" sayesinde Valeh'in şiir­
leri günümüze kadar küçük değişikliklerle de olsa gelebilmiştir.
Lirik şürleıi samimi ve akıcıdır. Onun koşmaJarında. dini tahsil ve halk dilinin
ıesirl açıkca. bellidir. Mecazlan mükemmeldir.

Sallana sallana bağa çıhanda,


Serv gam.etinden hecalet çeker,
La.le yanağından, nergiz gözünden,
Gonça gülüşünden nedamet çeker.

Onun gera ylılan da CS'li koşma) samimi ve akıcıdır.

hlrmişem maralımı, Bu ne adetdir insanda,


B lr sinesi ye.ra.lımı , İhtiyar goymadın canda,
Gılndüz sebr ı1 geranmı, Bu zülm olmaz Müselmanda,
Geı:9 yuhum kesen dilber. Kafir misen, nesen dilber ?

Şiirlerinin bir kısmını Hüseyin Müfti Ehendi Ga.yıbov ve Feridun Bey KöçerU
toplamıştır. Onun bir vücutnamesi, Rusca olarak :.onuncu zat tarafından neşredil­
miştir. Bundan -başka aynı yazarın Azerbaycan Edebiyatı Tarihi MateriaJian isimli
kit.ahının birinci cildinde Valeh'in hayatı ve şiirlerinden örnekler verilmiştir.
Onun kendisinden sonraki aşıklar üzerinde büyük tesiri vardır.

KAYNAKLAR

Aşıglar, Bakıl 19fl0, 45-47.


Paşa Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Baku 1981, 196-198.
F. Mehdi-H. Mir�yev, Aşıg Valeh - Alçağlı Ucalı Dağlar, Bakü 1970.
Telli Saz Ostadlan, Eakü 1964, 30-33.
(.A2erbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 120-124.l,

67
GERAYLU.AR

EYLE
Alça.glı, ucalı dağlar, Köçüm gadir düzlerinden,
Hala! eyle, hümmet eyle! Dövran sürdüm sizlerinen,
Garşı, garşı duran bağlar, Neçe gelin, gızlannan,
Halal eyle, hümmet eyle! Halal eyle, hümmet eylel

Valeh gedir bir murada,


Sığ'ınıbdı minbir ada,
Ya gele, ya gede bada,
Halal eyle, hümmet eyle!

SERİ
Bu gelen bir cüt gözelin, Biri dağların garıd1,
Yolunda goymuşam seri. Biri bağçalar bandı,
Biri eceb sefalıdı, Külli. dünyanın vandı,
Birisinin adı Peri. Lerzeye sahb serseri.

Valeh sevdi Zernigar'ı,


Olar onun hidmetkan.
Atsa ü.zünden gubarı,
Mat eyler Şemsi gemert.

KAGIZI
Gözleriniz aydın olsun, İncinmesin gülü hendan,
Gelibdi yarın kağızı, Geler günler, geçer sandan,
Bülbül uçar yuvasından, Can ayrılır canamndan,
Geldi nigann kağızı. Geldi gubann kağızı.

Valeh ağlar yana yana,


Sefer eder Dağıstan'a,
Çağırır, cenge, meydana,
O Zernigar'ın kağı.zı.

GELDİM
Garabağ'dan sefer etUm, Şamahı şehrine yetdim.
Mülkü Şirvan'a men geldim. Ecayib seyriler etdim,
Mecnun tek dılşdüm sehraya, Daşkesen gediyin ötdüm,
Deli, divana men geldim. Haki rizvanıı. men geldim.

Hoşdu cevanı yaylağı, Men Valeh'em, Zernigar'ıı.,


Soyug sular ter bulağı, Sığındım perverdigara,
Bahar fesli gelin çağı, Canımı saldı odlara,
Eceb handana men geldim. Misli pervana men geldinl.

58
DİLBER
Dunıı:n dolanım başına, İtirmişem maralımı,
Aşığından küsen dilberi Bir sinesi yaralımı,
ü:ı.üm sürtüm ayağına, Gündüz sebr ü geranmı,
Ne men din.im, ne sen dilberi Gece yuhuın kesen dilberi

Bu ne adetcU insanda, Görmedim men sen tek yağı,


ihtiyar goynıadı canda, Sineme çekmisen dağı,
Bu zülm. olmaz, Müselma.n'da, Gara geyim men, sen ağı,
Ka!er misen, nesen, dilber! Gören desin usan. dilber!

Valeh ezelden bey idi,


Gaşlann geddini eydi,
Men, ne dedim, sene deydi ?
Bu men dilber, bu sen dilber!

GOŞMALAR

DÜNYA
Hagdan ferman gelib gerer tapanda, Neçe nebileri �eçirdiri yandan,
l!aşlamısan c;enge, savaşa, d�ya.. Nuh Tufanı gopdu, doymadın gandan,
Gesdlne g.irmisen yaranmışlann, Zal oğlu Rüstem'i eyledin candan,
CUmlesin vermisen talaşa dünya! Bükdün Sılleyman'ı farmaşa dünya!

Neçelerin saldın çovğun, borana, Valeh ağlar görüb bele divam,


Neçelertn etdin deli divana., Kimselenı gelmir daha giimanı,
Neçeleri na.kam getdi mekana, Kama çatıb şenlik eden zamanı,
Cloymadın onlan yanaşa dılnya! Dönderdin şenliyi, gan, yaşa dünya!

BEYENMEZ

Hercayı bedesle verme emeğin, Cüzi çeşme neden te'n eder çaya,
Seni sayar, cüvellağı, beyenmez. Deli könlüm, möhtac olma kimsaya.
Kasıblıgda tapmaz yavan -,;öreyi, Bir kes ki alçagdan çıha uca.ya,
Eııitse baylığı, yagı beyenınez! Özüden geyrini dahı beyerunez.

Ha bele gelibdi dövrü zamana, Meseldi atlıya çatmaz piyada.,


Tlilkü hücum edir kebir aslana, Her-hiş ger gürg girer inada,
Yabı cövlan edip girer meydana, Özüne çe gürre verer sehrada,
KOhlen atı ç_apmag çağı beyenıne:ı: Kiçik tepeler de dağı beyenmez.

Gerenayin olmaz feryadi c,eres,


Def'-i lane etmez hezan har ü hes,
Bezirgarilar getıi metai ebes,
Valeh Hind'den gelen ağı beyenmez

69
GELMİSİZ
Toy, düyünden gelen gızlar, gelinler, Biri birisini çağırır bacı,
Toyunuzdan eceb hallı gelmisiz. Biri başgasına bahır gıyğacı,
Aşıg öldürmekde var mı gesdiniz? Ne vahtdı dahamın dodayır acı
Ne fikirli, ne heyalh gelmisiz? Üçünüz de lebi ballı gelmisiz.

Eynini eynimden eyleme irag,


Ahıban didemden töküler ferag,
Bir senom, bir Valeh, bir helbet otag,
Hayıf ola galmagaUı gelmisiz.

DEYİL Mİ ?
De, nece şad olum bu alem:::le men, Tarihin ceryanı bize yan verir,
Dünya fani, insan mehman deyi! mi? Zalıma, cellada güvvet, gan verir,
Onsekiz min höyük sirli deryalar, Fağır-fügeralar valıtsız can verir,
Başdan, ba�a dolu al gan deyU mi? Zamana yohsula dü.7man deyil mi?

Zahmı şah edir bimürvet felek, Vnleh nece dözsün bele möhnete,
Zfilmünü görende deyir mübarek! Terig ehli düçar olub möhnete,
Goymayır alemde biz de gün görek, Neçe piraneler gelib nlihnete,
İnsana zülm eden insan deyil mi? Gamçı altda cismi üryan deyi! mi?

MENDEDİ
Bir gız ile bir gelinin behsi var, Gelin deyer, ördeyim var, gazım var,
Gelin deyer, bugün meydan mendedi. Şirin şirin söhbetim var, sazım var,
Gız da deyer, açılmamış gönceyem, Sallananda yüz gız geder nazım var,
I•'esl-i bahar, bağ-i reyhan mendedi. 1-foya, iman, odeb, erkan mendedi.

Gız deyer, men ohşamı.3am anama, Gelin deyer, gel, gız, düşme araya..
Le'lü mercan düzülübdü tanama, Ger men ölsem, alem batar garaya,
El vursalar tağdan gopar şamama, Bezenerem, sallam seni belaya,
El deymenıiş tağ.i bostan mendedi. Şövg salan, camal ü can mendedi.

V.aleh deyer ikinize men gurban,


Yolunuzda men goymuşaın başla can,
Eylemeyin bu geribi bağrı gan,
Sizden ötrü çeşm-i giryan mendedi.

NE DEDİ?
Başına döndüyüm yarın nökeri. Hatem bağçasında oynar gülünen,
Derdimi canana dedin. ne dedi? Gelmedim yanında galam ilinen,
Sen de menim kimi şirin dil ile, Dediyim söhbeti, sözü sirınen,
Çekdin bir pünhane, dedin, ne dedi? Yalvardın sen ona dedin, ne dedi?

1fon sevmişem ag üzünde halını,


Yohsa menden gizler mah camalıru,
Divane V.aleh'in erz-i balını,
Yusif-i Ken'an'a dedin, ne dedi ?

70
YAHŞIDI
Yol geçiben ziyarete gedenler, Men bilirem şöhret üçün gedirler,
Bir' yetimi sevindirmek yahşıdı. Uzun y9llannı gödek edirler,
Ne Jazımdı, zehmet çekib yol getınek, Ahır gelib fügeram didirler,
.Ac çıJpağı geyindirmek yahşıdı. Düz insanın heyrin desek yahşıdl.

Valeh'em men, düzdü vefam, ilganın,


Bir kimseye yohdu, menim azarım,
Gismet olsa mene öz Zernigar'ım,
Zer, zibaynan sevindirsem yahşıdı.

HARDADI?
Molla Kerim, indi senden soruşum, Kederin hansıdı, kinin hansıdı ?
Söyle, senin din, imanın hardadı ? Mezhebin hansıdı, dinin hansıd1 ?
Cehennem ehlisen, yohsa ki cennet? Ahılsan, cahılsan, sinin hansıdı ?
Bilirsen mi öz megamın hardadı ? Metlebin hardadı, kamın hardadı ?

E'tigadın İsa'yadı, Musa'ya, A.şıg Valeh senetinden döner mi ?


Meylin mescidedi, yohsa kilsaya, Yel esmekle yanan gü_neş söner mi ?
Giblen mügerrerdi, hansı binaya, Pehlevan döyüşde gaçıb siner mi ?
Vadi-yi Berut'da damın hardadı ? Meylin bade çekir, camın ha.rdadı ?

SEVDİYİM
İller ilen hesretini çekdiyim, Aşkar deyil, menim derdim pünhandı,
n·ondü _elif geddim yaya, sevdiyim. Firgetinden eşk_i çeşmim revandı,
Neçe hicret, bela, cövr ü cefadan, Mahm, mülküm, cümle canım gurbandı,
Heyf ömrüm getdi zaya, sevdiyim. Senin teki mehligaya, sevd.iyim.

Lütf ele aşigc vefa. gıl vefa, Ağlamagdan çeşmim galdı ziyadan,
Ay gemzeli yağı, gözleri şehla, Bize meyl et, kes ülfetin riyadan,
Seni menden her kim gılarsa cida, Tanrı seni hifs elesin beladan,
Görüm düşsün yüz belaya, sevdiyim. Gail ol sen bu Mövlaya, sevdiyim.

Valeh'em, eşginden ey şuhu leyla,


Seni sevdim, oldum aleme risva,
Aşigem, yolunda çekmişem cefa,
Yarın gıyma bu cefaya, sevdiyim.

İSTEREM
Abdullah Han, sara
yına üz tutub, Derd elinden çekilmişem pünhana,
Er-ıim·1 mektubda demek isterem. Az galıb kederden üreyim yana,
B h
� t_ıın Yatıb, işim düşüb müşküle, Salıbdılar meni şere böhtana,
Gozunı
ün Yaşını silmek isterem. �e yaşamag, ne de ölmek isterem.

Bineva Valeh'em el harayında,


Min matem ohunur can sarayında,
Ömürüm zühnetdir gem diyarında,
Ehvahm yamandır kömek isterem.

71
D0ŞMÜŞEM
Bilin dostlar çaresizdir derdlerim, Bahtımın gfuıeşi zillmetde batıb
Gem içinde ah u zara düşmüşem.. Yer salıb torpağın goynunda Y�tıb
Ne roüddetdir pünlıanlardı mekAnım, Meni nezerinden irağa atıb,
Bahar fesli çovğun, gara düşmüşem. Kömek yohdur yaman dara düşmüşem
.
Bir şeyda bülbülem yerim gefesdi, Valeh kimdir, derd ehlinin Loğmanı
Gelbimin hemdemi derdli nefesdi, Hasretimi deyin onıı pünhanı,
Demeyin ki bu ah u zar ebesdi, Söyleye bu derdin nedi dermanı ?
Alovlu eşgimle nara düşmüşem. Felek salıb başa gara düşmüşem.

GÖRESEN
Sallanıb çıhanda gül hiyabandan. Hüda'dan per alıb oldum pervane,
Od tutub alışan narı göresen. Yanıb gem oduna oldum divana,
Bahasan gamete hüsn ü camala. Bir Hagg aşigi ki derdi pünhana.
Meni derde salan yan göresen. Kim gösterer mene barı göresen.
Gireydim bağına, .göreydim bann,
Uzadıb elimi dereydim nann,
Bu Hesde Valeh'in nazenin yarın,
Ne yahşı ya.radıb Tan göresen.

OLSUN
Telli sazım seni menden eyleyen, Kim sesi olmasın gaibin dindire,
Ömür boyu bu alemde har olsun. Yeddi yerden başı keçsin gendire,
Gelmesin bahan, açmasın gÜlü, İstakli balası düşsün tendire,
Feryad etsin gaibi ah u zar olsun. Könül mCılkü boran olsun, gar olsun,

Yüz U beste yatsın cismi ölmesin, Aşıg Valeh ne belaya tuş oldu,
Üreyi şad olub, üzü gülmesin. Bahar fesli çovğun boran gış oldu,
Hekimler, loğmanlar, derdin bilmesin, Sersem etdi seri çaşgınhuş oldu,
Gözleri kor, �laglan kar olsun. Namerde nifreti elde car olsun.

VAR OLSUN
Senet meydanında ismi har olan, Bir hesab tap, çahar şeşde yazılsın,
Bir elif de, onda cahan var olsun. Tazelensin köhne tarih pozulsun,
Yeddi kelme düzelt sekkiz içinde, Her birinden yeddi me'na yozulsun,
Tufan olsun, bahar olsun, gar olsun . Hökm olsun, divan olsun, dar olsun,

.Aşıg Valeh bu hesabı cem bilir,


Suda ateş nar içinde nen bilir,
Anlamazdı her kim dese kem bilir,
Matem tutsun, günü ah u zar olsun.

MEN
Nezerden salmayın camaat meni, Bilmek isteseniz işin düzünü.
Hegiget mülkünde bir baha.ram men. Mende taparsınız Haggın sözünü,
Ne alim dostuyam, ne de zamane, Le'net yuyar mollalann izini,
n.
Merhamet soltanh bir diyaram men. Hilget hesabında bir çabara.Jfl rne

72
Hansı hökm gelib insan nglasın, Aşıg Valeh senetinin bazıdı,
Çahar fesil başa gara. pağlasın, Hegiget mülkünün bahar, yazıdı.
Feryad etsin. sinesini dağlasın. BHikde molladl. hem de gazıdı.
Her yubu, me'nasın düz yoza.nam men. Anlayış süfreli bir naharu.m men.

BİR GÜN
Kônül gel el götür bu gem güsseden, Düşübdü hayatın tubu borana,
Senin de yurdunda t.oy olar bir gün. Lalezarh yurdlar galıb virana,
Ve.ht olar ki deyjşiJer bu dövran. Fesi! çöner. dağlar döner arana,
Bahar fesli geler yay olar bir gün, Bu buzlar eriyib çay olar bir gün.

Alıbdı namerdler vahtı araya, Unutma ey Valeh geler bir zaman,


Zülümkar şah olub çıhıb saraya, Şenliye bürüner bu çöl bu orman.
Hııgg edalet gelib çatar haraya, Mezlumlar heyatı olar çıragban,
Zalımlar evinde vay olar bir gün. Güdretden behtine hay olar bir gün.

ÇEKER
Sallana sallana bağa çıhanda. Nesteren benöfşe çalışa. yüz il,
Serv gametlnden hecalet çeker. Çetindi ömrüne yetende müşkiil,
Lale yanağından nergiz üzünden, Eger züınerinle behs etse sünbül,
Gonca. g(llüşünden nedamet çeker. Düşer ayaglara gara.bet çeker.

Valeh'in bağrını eyledin büryan,


Gurbanrun yolunda ey ebrü kaman.
Men deyilem tekce hüsnuııe heyran,
Hesretini külli vHayet çeker.

ADI VAR
Peyruz söyle İstambul paşasın,a., Bir ya.nı Gence'di, bir yam Şirvan.
Garabağ'ın çoh deyerli adı var. Bir yanı Araz'dı bir ya� Muğan,
OosUa.r üçün sefalıdır her yam, Dağlan keklikdi, düzleri ceyran,
Otışınen uçOn min tufanı ba.dı var. Gözel lezzeti var şeker dadı var.

Bu torpağa kim el atsa har olar, Erdebil'li Aşıg Mahmud zay oldu?
Geniş dünya gözlerine dar olar, Me'sum Efendi'nin yaşı çay oldu?
Günü gara işl a.h u zar olar, Nahçıya.n'Iı Süleyman'a tay oldu,
Bıı, ellerin kömeyi var dadı var. Bu mahalda şairler övladı var.

Üstad Samed Senet'de bir dağ idi,


Kelenterli Alı fendli bağ idi,
On il gabag Molla Penah sağ idi,
Valeh kimi ii.şıglar ustadı var.

DARDADJR
�tun eşgim gel menimle hem dem ol. Aşıg Mahmud bir usta.ddı dağ kimi,
� galag bir sirdaşım dardadır. Aşıg Soltan bir meyveli bağ kimi,
ı:ı...k�asiıg et sirr-i hilget behrine, Aşıg Ehmed bil saralıb yağ kimi,
·'"IIQQ8Jı SZiz bir yoldaşım dardadır. Yol gözleyir bir ga.rdaşım dardadır.

73
Aşıg Valeh senetinde yanılmaz,
Zer olmasa zerger adı anılmaz,
Odda gızarmasa polad yonulmaz,
Can ayırılıb candan başım dardadır.

KEÇİBDİR
Sam.bur çayı gemli gemli ahırsan, Nuh Tufanı yat.ılı sen Yaran mısan?
Üzerinden ne dövranlar keçibdir. Neçe gerineler yola salmısan?
Külli Dagıstan'ın seyrangahısan, Süleymanlar görüb hele galm.ısan
,
Tufan gopub, ne boranlar keçibdir. Deyişilib ne eyyamlar keçlbdir.
Hesret goyma, ay çay, bizi beş güne,
Ban kemend atma ömrüm köşküne,
Adı belli böyük Haggın eşgine,
Valeh kimi neçe canlar keçibdir.

SAMBUR
Esriyib esriyib kükreyib ahan, Ganlı ganlı gayalardan çıhırsan,
Ağzı ağ köpuklü divane Sambur. Şaggıldayıb derelerden ahırsan,
Atanın ananın birce oğluyam, Yerden terpenende evler yıhırsan,
Gıymagilen sen bu mehmana Sambur. Bahmazsan hec yahşı yamana Sambur.

Valeh deyir bulaglardan gözün var,


Güclüsen sen güvveili de sözün var,
Ne çoh Şaggalann, ne çoh izin var,
Neçesin vermisen ziyana Sambur.

SÖHBET AÇ
Aşıg Feyruz kamalma bade ver, Otuz altı hansı bağman bağıdı?
Üç altının diyarından söhbet aç. Yetmiş iki hansı bina tağıdı?
Çahar şeşin me'nasmı yozgilen. Eşgin bağı hansı mahsul yıığldı?
Hefti pencin bazanndan söhbet aç. Ondörd alim güzanndan söhbet aç.
Aşıg Valeh yol açmadı derine,
Hansı hesab tapmamısan serine,
Gol bağla gel, kamil ustad derine,
Onbeş alem baharından söhbet aç.

YAVAŞ YAVAŞ
İsmini söylesen, sersem edersen. Düşmüsen cengine bir natig serin,
Başına geleni bil yavaş yava,ş. Mehebbet behrili, kalamı derin,
Dinmeye tagatin galmaz cesedde, Erdebil'e çatdı gemli haberin,
Guruyar ağzında dil yavaş yavaş. Yasını sahla.yar, el yavaş yavaş.

Derdlerin müşgüldür, dermarun balta, Gebrini gazarlar bir gerib yana,


Şad.lığına güm.an yohdur bir daha, ô ;;.)ayar' ne de ki ana,
Ne bacı "'6
Gucagla möhneti, can denen aha.
d8na.
Eli Aşıg Valeh'dir giren meY ıı.vaŞ-
Çeşm!nin yaşını sil yavaş yavaş. a
Gol b ğla minnete. gel y av aŞ Y

74
BÜKÜLMÜŞ

Bu yer gö:ı:eline nabeled oldwn, Seher iken mehman oldug bunlara,


Söz dedim, gunımuş dile bükülmü.,. Geyinfü batıblar yaşıl. allara.,
l{eyalını görcek eyledim heta, Gızıl bazubendler şüm.şad gollara,
Dürrü gôvher bir mendile bükülmüş. Gümüş kemer ince bele bükülmüş,

Gurban olum ala gözün mestine. Nabeledem ulusuna, sayıma,


Süzgün bahıb, girme canım gesdil1e, Mina gerdenine, uca boyuna,
Elim goyum ter sinenin üstüne, Divane Valeh'i sen al goynuna..
Parçına, miheye, hile bükülmüş, Ele bil ki, bülbül güle bükülmüş,

MÜHEMMES

MOLLALAR
Sizi sahib kim edibdir, Günah, savab ne olduğun,
Söylen cabana mollalar, Artıg bJz de anlayıng,
Özünüzden şübhelenib, Ne birce gelbe deyirik,
Dılşmen gumana mollalar, Ne kimseni da.nlayıng,
Sizi bu damagda goymu.z, Ne beçe tek gaggıldang,
Bilin, zamana mollalar, Ne horuz tek, banlayıng,
Heyir işi, şere çekib, Na varlıya baş eyirik,
Yazınım ziyana, mollalar, Ne kimseni yanlıtıng,
Cehennem ki, haram deyi!, insaf edin, el atmayın,
Eşge uyana mollalar, Dine, Gur'an 'a., mollalar.

Kerbelayı olmag üçün, Neçe hacı Kerbala'a,


Nece düşmen çıhını saza, Saggıılına hena gayur,
Sevdalı şeyda bülbülem, Girvenkede bir çetveri,
Könül müşta.g olub yaza. Oğurlayır, yana goyur,
Ehtiyacım yohdur menim, Bir yetimden mal alanda,
Ne onıca, ne namaza, İnek adın dana goyur,
iki melek mügerrerd.i, Yalan satır müşteriye,
Her emeli göre, yaza, Kürek adın şana goyur.
Kend içinde sersem edib, G�pik üçün and içerler,
Olan divana mollalar. Aye Gur'an'a. mollalar.

Aşıg Valeh bu senetle.


Meşhur olub ucalıbdı,
Her ümmana gevvas olub,
Tebietden tac alıbdı,
Neçe deyiş meydanında,
Ostadlardan ba.c ahbdı.
Könül eşge gel, gel deyir.
Demeyin ki, gocalıbdı,
Bir de mene, kefer deme.
Gelin ima.na mollalar,

"7.1';.
HAN ÇOBAN

ıs. yüzyıl aşıklarındandır. Hayatı hakkında malumatımız çok azdır. Bir ge­
ra.ylısındaki "Han Çoban'ım Arazbar'dan" ırusrama bakarak onun Arazbarlı ol­
duğunu söyleyebiliriz Elimizde bir iki şiiri olan şairin "sara mı" redifli müstezadı,
bugün Doğu Anadolu ve Azerbaycan'da dilden dile söylenmektedir.
Bu şiirine bakarak onun güçlü bir ı'!.şık olduğunu söyleyebiliriz. Kelimeleri
yerli yerine kullanmış olup mevcut şiirleri hecenin B'lisi ile yazılmıştır. Geray.
lılarının ve diğer türlerde söylediği şiirlerin büyük bir kısmı kaybolmuştur.
Onun adına bağlı olarak bir de halk hikayesi teşekkul etmiştir. o:Han Çoban•
ismiyle bilinen bu hikayenin konusunu, Han Çoban ile Ebul Gasım Nebati'nin ha­
yatı teşkil etmektedir.

KAYNAKLAR

Telli Saz Ustaları, Bakü 1964, 45_47.


(Azerbaycan Aşıglan ve El Şairleri I, 144-14.6.)

76
GERAYLILAR

BİLMEZ
Bir iyid ki derde düşe, Hagg dergı:\hı ayaz ıınış,
Derd elinden yata bilmez. Camalı gün, beyaz imiş,
G,abağında min ov geze, Felek ne hiylebaz imiş,
tteç birine ata. bilmez. Heç kes onu tutabilmez.

Han Çoban'am Ara.z.bar'dan,


Bağçalanm doldu bardan,
İyid galsa ger gatardan,
Tay, tuşuna çatabilmez.

GAŞDI
Arpaçayı aşdı daşdı, Yüz atlıydıg, çıhdıg düze,
Sel Saraını götdü, gaşdı. Bıçag batsın yaman göze,
Sara gözel, geleın gaşdı, Sağn başmag suda üze,
Aparch seller Saramı, Apardı seller Saramı,
Bir ala gözlü balamı! Bir ala gözlü balamı.

Arpa çayı derin olmaz, Arpa çayı meni aldı,


Ahan sular serin olmaz, Apardı deryaya saldı,
Sara kimi gelin olmaz, Cilovda.nm dalda galdı,
Apardı seller Saramı, Apardı seller Sara.mı,
Blr ala gözlü balamı. Bir ala gözlü balamı.

Men bu bağa girmemişeın, Oldug eceb günü gara,


Gonça gülün derınemişem, Derdimize yohdu çara,
Men Saranı görmemişem, Sara hesret galdı yara,
Apardı seller Saramı, Apardı seller Sara.mı,
Bir ala gözlü balamı. Bir ala gözlü balamı.

S,Wtlıbu sinemde dağın, Adahlm gözler yolunu,


Öldürdü meni ferağın, Boynuna salsın golunu,
Oldu gara tay otağın, Su aldı sağ u solunu,
AParctı seller Sara.mı Apardı seller Saramı,
Bir ala gözlü balamı: Bir ala gözlü balamı.
DüyU- nu tökdüm gaza Arpa çayı ada gelir,
.na'
C:iYnadı gald
ı azana Kor yengeler dada gelir,
Eaaca Yoh Allah yazana, Sağn başma.g suda gelir,
.ı-\Pardı seller
Saramı Apardı seller Saramı,
Bir ala göz
lü balamı: Bir ala gözlü balamı.

Gedin deyin Han Çoban'a,


Gelmesin bu il Muğan'a,
M�an batıb nahag gana,
Apardı seller Saramı,
Bir ala gözlü balamı.

77
DELLEK MURAD

18. yüzyıl Aşıklarmda�dır. Ancak bazı kaynaklar 17. yüzyılın aşığı olarak gös.
termektedir : [Telli Saz Üstadları, 20). Doğum ve ölüm tarihi belli değlldir. Ancak
elimizde bulunan çok az sayıdaki şürlerine bakarak onun usta bir aşık olduğunu
söyleyebiliriz.
Gerayh (S'li koşmal ve koşma türlerinde söylemiş olduğu şiirleriyle tanınmalı:.
tadır. Onun koşmalannda "vasiyetname'' ve "üstadname" özelliklerini bulablliriz.
Daima adaletten. doğrudan yanadır. Şiirlerinde kötüJük yapanlann, adil olma­
yaniann. zulmedenlerin er geç cezalannı çekeceği anlatılmlştır. Dünyanın geçici,
tiğini ve �mahk!lrlan anlatan "nedi" redifli koşması bu düşüncelerini açıkca dile
getirmektedir,

Gelin size men erzimi eyleyim, Bu dünyada çoh çoh şirin mal olu,
Ağil olan, bu dünyada var nedi? Tamahkarlar halı müşkül hal olu,
Dünya bir bostandı, pozular geder, Gol burulu, gulag batı. lal olu,
Çiçek nedi, yemiş nedi, bar nedi? Gohum nedi, gardaş nedi, yar nedi?
Edebi sanatlardan bilhassa. mübalağa sanatını şiirlerinde ustaca kullanmıştır

Göye çekse- baş tayalar,


Felek onu tez payalai-,
Her külüng çapmaz gayalar,.
Her iyidden Ferhad olmaz.

Yukanda şiirlerinin ''üstadname" özelliği taşıdığını belirtmiştik. Üstadnameler­


de atasözleri ve hikmetli sözlerden istifade edilir. Bugün bizde "vardığın yer köz
ise bir gözünü kapa.", "sorulmadık yerden çıkma", ''üstüne lazım olmadık işe
karışma" gibi atasözü ve deyimlerle anlatmaya çalıştığımız mevzuyu o bir şiirinde
şöyle ifade etmektedir.

Sen nüdreten bir meclise varanda,


Yahşı eyleş, yahşı otur, yahşı dur,
Dindirende me'rifetden ver heber,
Gören desin berekallah yahşıdı.

ElimJzde çok az sayıda .şiiri olan Dellek Murad ancak antolojilere gircbllmlştiz'.
Hakkında belli başlı bir çalışma yapılmamlştır.

KAYNAKLAR
Telli Saz üst.adlan, Bakü 1964. 20-23.
(Azerbaycan Aşıkları ve El Şairleri I, 147-lSll.

78
GERAYLILA.ft

OLMAZ
gemin erbabıyam, Göye çekse baş tayalar,
oerd ü Felek onu tez payala.r,
nden irad olmaz.
Derdler me eyal eyler, Her külüng çapmaz gayalar,
Günde min nıin �
bır şad olmaz. Her iyidden Ferhad olmaz.
}Jenı·m köniüm
az pusta, Seher bağın eser badı, .
Derviş olan bahm
usta. Dostundan iste imdadı,
Uslu olan olar
Mövlam yaradıb muradı,
Guvenme bivefa dosta,
Heç kes Dellek Murad olmaz.
Bivefadan imdad olmaz.
GEN GEZ
Könül. sene bir nesihet, Dam üstündeki gırçıdan,
Şer iblisden sen ge1 gen gez. Malı çohdu demirçiden,
Bir kes nesihet bilmese, Rengi solmuş boyagçıdan,
Çekil ondan sen gel, gen gez. Bed nezerden sen gel, gen gez.

Tamahkarın niyyetinden,
Yay günü keçi etinden,
Yoldaşın mazaratından,
Dellek Murad sen gel, gen gez.

GOŞMALAI�
EYLEME
Gadir Allah budu senden dileyim, Edalet kanısan, keremin çohdu,
Sen merdi namerde möhtac eyleme. Te'neli söz hençer, nizedi, ohdu,
Geybi hazinenden yetir ruzisin, Gardaşın gardaşa vefası yohdu,
Sen merdi namerde möhtac eyleme. Gardaşı gardaşa möhtac eyleme.

�tı.merd köpriisünden, ölsem, keçmerem,Şair olan deyer sözün ansın,


8.rvan olsam menziline düşmerem. Ansı olmasa olsun yansın,
Eli den c
� anımı ahb içmerem, Goy lap alsın gözlerimin birisin,
ag eli sol ele möhtac eyle
5 me. Bu gözü o göze möhtac eyleme.

Dellek Murad dey.er sözün zatını,


El elden ötkündü işin çetini,
Gurda, guşa gismet ele etini,
Atam oğula möhtac eyleme.

Adern o OLMAZ
ğı
Yoı' erk u, Yol erkanı tam bil İyid odu te'ne ohun atmaya,
sıl'ri. . a.n bilenın
· yen dar olmaz. Hala! mayasına haram gatmaya,
Bive� Söyleme gemü aleme, Bir oğul ki, ata sözün tutmaya,
dilberden sene
yar olmaz. O oğulda geyret, namus, ar olmaz.

79
Öz sürümden gurban verim deyesen, Dellek Murad, çekme bir b unca ge
Öz yunundan şal tohuyub geyesen, Burda duran olmaz, gederler h a.mı illi,
Beslediyin bağın bann yeyesen, Felek biçinçidi, bu dünya zenu
Yad bağından sene heyva, nar olmaz. Biçilen zemide mürguzar olma�.

NEDİ?
Men !eleyin şerbetini içmişem, Yığılag bir yere beş ü onumuz
Hemdem olan gel halımı gör nedi? Gibleye çevrilsin bizim yönümüz
Bu dünyada bostan olur sovulur, Beşce arşın bez olacag donumuz·
Yemiş nedi, çiçek nedi, bar nedi? Atlas nedi, baftıı. nedi, zer nedi?
1
Beyin gaynar, sümük. coşar tökülü, Dellek Murad, gözler doymaz sürmede!),
Gemik zail olub çoh bel bükülü, Gebre girer aşıg yann görmeden
Mehşer günü bize bir dam tiklli, Altı torpag, üstü daşlı hörmeden'
Eşik nedi_. baca nedi, der nedi? İsti nedi, soyug nedi, gar nedi?

YAHŞi DUR
Sen nüdreten bir meclise varanda, İgidin me'rfeti gerek dilinde,
Yahşı eyJeş, yahşı otur, yahşı dur. Gocanın esası gerek elinde,
Dindirende mo'rifetden ver heber, Beygeyret oğulun ata yerinde,
Gören desin berekallah yahşıdı. Galmağmdan heç galmasa yaJışıdı.

Dellek Murad. bir vaht geler gonağın,


Mesref eyleyersen dügile yağın,
Cehd ele ki, tutulmasın �a.bağın,
Bir şirin dil hamısından yahşıdı.

80
VARHİYANLI AŞIK MEHEMMED

19. yüzyıl Aşıklanndandır. Zagatala vilayetinin Varhiyan köyünde doğmu�tur.


Ancak doğum ve ölüm tarihi belli değildir. 18. yüzyılın ikinci yarısı ile 19. yüzyılın
blrinci yansında yaşadığı rivayet edilir. Sa.yad Nova'nın çağdaşıdır. Yine rivayeıe
göre 19. yüzyılın ilk yansında 65 yaşlarında iken vefat etmiştir.
o, elinde sazı ile il il dolaşmış, bir çok usta aşıkla karşılaşmıştır.
Mehemmed'eın geşt eledim,
Bu cümle caharu gezib,
Genceni, Gara.bağı,
Şekini, Şirvaru gezib,
Hoy, Salmaz, Marağa,
Tebtizi. Tehranı gezib.

Bilgili ve ustad ılşıklardandır. Aşık şiirinin ''geraylı", koşma, tecnis, muhammes,


"cığalı-zencirli müseddes" ve divani türlerinde çok güzel şiirler söylemiştir. O, dev­
rindeki saz hava.lanmn tamamını çalabilecek güçte bir aşıktır. Onun hicviyeleri çok
başanhdır. Toplumdaki aksaklıklar, tembeller, iki yüzlüler, ahlaksızlar, onun sazı­
nın tellerinde açık bir şekilde hicvedilmiştir. "Ömer" isimli hicviyesinin bir dört­
lütunde şöyle demektedir

Üç gece galdım evinde, gazan del'"·medi sa.cağa,


Bu işe tedbir etsin Abdulla, Molla Hacağa,
Halgı başına yığıban, özünü verdin bucağa,
Verdin manat yanm pulu, onu da saldın ocağa,
Hesislekde tayın yohdu, ay mallı, dövletli Ömer.

Yııkanda halk şiirinin hemen bütün türlerinde şiirler söyleyebildiğini belirtnıiş­


lk
t · O tecnis dalında söylediği şiirleri ile ününü biraz daha arttırmıştır.

Kama.ndarın onu der yaya düşdü,


Gışın çillesinde der yaya düşdü,
Deli könlüm yene deryaya düşdü,
İsteyir ki, gevvas kimi ya dala.
Şurıerinde edebi sanatları ustalıkla
şöYle kullanmıştır. Gönlü işlediği bir şiirinde
danı.ektedir.

V aht olar çıharsan Mecnun dağına,


Vaht olar düşersen gem yıgnağına,
Vaht olar yüz ataş !car etmez sana,
Vaht ilar alışıb yanarsan könül.

81
1930-1938 yıllarında Aşıglar kitabrmn muhtelif naşirlerini hazırlayatı
Elizade onun 40 kadar şiirini yayımlamıştır. Iiltnnı.
et

KAYNAKLAR

Paşa Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edeblyyatı, Bakü 1981, 199-20l.


Telli Saz Üstadlan, Bakü 1964, 38--40.
(Azerbaycan Aşıglan ve El Şairleri I, 152-178.l

82
GERAYLILAP.

YAVA1$ ET
:Satlanıban geden dilber, Gül dibini almasın har,
Kerem ele yar, yavaş, get, Könlüme getirme gubar,
Meni derde salan dilber,. Sinem döşe tamah gılar,
Kerem ele yar, yavaş get. Ağ buhağı gar, yavaş get.

Mehemmed'em, yaş tökerem,


Yollarına göz tikerem,
Müdam intizar çekerem,
Gedd-i gelemkar, yavaş get.

TELLERİN
Haber alınag ayıb olmaz, Uca dağlar ucası tek,
Nedendi gısa tellerin. Şahmar Hen sucası tek,
Yohsa aşigin ölübdü, Yaşılbaş eyricesi tek,
:Ba.tıbdı yasa tellerin. Senin de ese telleı·iıı-

Mebemmed'em yana Yana,


Yandı bağrını döndü gana,
Çapar safa Gürcüstan'a,
Firengi basa tellerin.

YOHDU
Gürbet elde düşdüm lıeste, Halları var hincl.i hindi,
Yerim silkip salan yohdu. Yar başına dönüm indi,
Her terefe gefle işler, Seni sevdim alem bildi.
Bu berbadı,:ı. gelen yohdu, Bu sözümde yalan yohdu.

Gel bir Mehemmed'i dindir,


Suçunu boynuma mindir,
Öldürürsen, özün öldür,
Ganım senden alan yohdu ..

SALDIN
'Gulun alam binalı yar, Bağında gül beyaz olma.z,
Meni gözden neden saldın ? Olsa da yar rengi solına.z,
Derde derman bilmez idin, Hercayının andı olmaz,
Meni gözden neden saldın ? Meni gözden neden saldın ?

Ağ üzünde haldan ötrü, Mehemmed der derdim çohdu,


Lebindeki baldan ötrü, Sineme vurduğun ohdu,
Bu puç olan maldan ötrü, Senden geyri yanın yohdu,
Meni gözden neden saldın ? Meni gözden neden saldın ?

83
GOYNUN İÇİNDE
Narınc, turunc durur goşa, Erisin dağların garı.,
Gız, senin goynun içinde. Tökülsün çaylara san,
Az galır beya.lım çoşa, Gürcüstan'ın bir cüt nan,
Gız, senin goynun içinde. Gız, senin goynun içinde.

Gaşın cellad gamın içdi, Geddin elif, boyun beste,


Ömıiim zemisini biçdi, Könül görcek düşür beste,
Bir zaman dövranım keçdi, Derde derman iki neste,
Gız. senin goynun içinde. Gız, senin goynun içinde.

Naz ile getdin hamama,


Mehemmed geldi salama,
Bostançı besler şamama,
Gız, senin goynun içinde.

COŞMALAR

SÖZ SENDEN
Nazlı dilber, gel ihtilaf eyleyek, Dilber, mayıl oldum senin oynuna,
Sazı menden, simi menden, söz senden. Besle şamamalar, doldur goynuna,
Erzimizi hansı yana yetirek, İzin olsa golum salım boynuna,
Davat menden, gelem menden, yaz senden.Öpmek menden, guçmak menden, üz
senden.
Mehemmed'em bizim bağa gelesen,
Siyah zülfü dal gerdene salasan,
Men ovcuyam. sen bir ceyran balasan.
Çemen menden, çiçek menden. göz senden.

İNCİMESİN
Sallana, baylana. geden Salatın, Gaşlann celladdı. gözlerin humar,
Ele sallangilen yol incimesin. Seni gören senden bir buse umar,
Gorhuram dünyanın yeli ters ese, İncene tahmısan gümüşden kemer,
Tôküle gerd.ene, tel incimesin. Ele gurşangınan bel incimesin.

Yazıg Mehemmed'i salmısan yasa,


Ne üçün durubsan menimle bese.
Könul ister at üzünden bi,r buse,
Dodag zehmet çekib, dil incimesin.

BAŞINA DOLANDI
Heber geldi şah gonıgu talandı, Esli olan kimse özünü öymez,
Heste cismim yar başına dolandı. Arası meydandı, baş başa deyınez.
Ört üstünü, gizlet onu amandı, Şestine gerrahdı, şaha baş eyınez.
Gezebnakdı, eler gan memelerin. Bahar birblıine ya n memeJerio.

84
Sinen dağdı, Savalanın ga.rıdı,
Memen şuhdu, Gürcüstan'ın narı.dl,
A.ş,g Mehemmed'.in yadigandı,
Amanat can senin, can memelenn.

YAMANDI
l{eç kimse düşmesin yar sevdasına, Gel ikimız durag, bir misal edek,
}{imse döz mez bele derde, yamandı. Ne ki var ürekde hoş heyal edek,
Bülbül de eşg eyler gül havasına, Üz be üz. otunıb derd-i hal edek.
onun da könlünde bir hoş gümandı Men seni görmedim heyli zamandı.
Mehemmed'em sensen menim güllerim.
Ölüm ayağında başa yalvanm,
El menimdi. etek senin, dilberim,
Ayırma özünden meni, amandı.

NOVCAVAN
Şükür Hagga, yene gördüm üzünü, Sidgile çevirdim sene yönümü,
Be.ğ, çemen seyrinde gez·en novcavan.Apardın ağlımı, din, imanımı,
Bir danış, eşidim hoş avazını. Gıya bahıb aldın şirin canımı,
Dahanına nabat ezen novcavan. Mestine gözlerin süzen, novcavan.
Sensen Mehemmed'in cam cananı,
Cennet-i rizvanı, huri-gılınanı,
Yüz min möhnetinen sevmişem seni,
Görüm ne yazıbdı, yazan novcava.n.

GELİN
Me.ra.J kimi bu dağlan gezirsen, Seni gören olur beste, za.rıncı,
Ceyranın guzusu, sağısan gelin. Halın kimi şö'le vermez her inct.
Dii.şdüm meclisine, tarumar oldum, Sinen üste yetir narı, tunıncu.
Bezeyirsen bu yığna.ğı sen, gelin. Firdövs-i e'lanın ba.ğısan, gelin.
Mehemmed'e galdı bu dağ-ı hesret,
Geceni gündüzü saet be saet,
Öldürürsen öldür, verme hecalet,
Hamişe canıma yağısan, gelin.

DEDİN NE DEDİ
Aien sen-1 go.. d
. n erdim salam duayla, Özü el çekmedi, :z.övg ü sefadan.
E:rz
Örn� ha.Jun Yara dedin, ne dedi? Men de gurtulmadım cövr ü cefadan,
m garu keçdi, yene ah, vayla, Bes ne üçün döndü ehd�i vefadan,
Çoken n
i tizara dedin, ne dedi? Sen o biilgara dedin. ne dedi?

Mehemmed'em derde çara bilmese,


Ağlar iken didem yaşın silmese,
Men de öliem yardan derman gelmese,
Bes derdime çara dedin, ne dedi?

85
TOKEZBAN

Bülbüller ötüşüb naz ile oynar, Şirin canım yar yolunun herabl
Yanahlann ohşar güle, Tükezban! Heste cismim ayağının tuıabı
'
Çığalar gı,vrılıb üz ile oynar, Mest eyler aşığı lebin şerabı.
Ne sığal veribsen tele, Tükezban! Gend ezibsen dişe, dile, Tükezbanı

Mehemmed'em indi sene uyaranı,


Men arifem işareden duyaram,
Vesf eyleyib ölkelere yayaram,
Te'rifin dağılar ele, Tükezbanl

YADA DÜŞEN YAR

Yene bu könlüme saldın bir talan, Dograyıban ciyer, bağrım yargilen,


Nihan yerde gelib yada düşen yar, Hezel kimi saralıban solgilen,
Ezel menim ile danışıb gülen, Ha ra getsen, gayıdıban gelgilen,
İndi yadlarınan bayramlaşan yar. Ya bir erin ölsün, ya da boşan yar.

Mehemmed'in könlün sen delmeyesen,


Bu dünyadan bir metleb almayasan,
Günün gara keçsin, heç gülmeyesen,
Hemişe ağlamag olsun peşen yar,

OLMAGINA

İndi yaydı_ payız gışı daldadı, Sevdiciyim geymiş yaşıl, allan,


Bülbül intizardı yaz olmağına. Yaşılba�lar çem-hem eyler gülleri,
Eşginden ciyerim gara bağladı, Ceyran da otla.yar, gezer çölleri,
Heç şek mı var yarub köz olmağına. ister ki gabağı düz olmağına.

Mehemmed'em. eşgim menim tehtimdi.


Ceddimi yay eden şara behtimdi.
Elim işde. çoh darmacal vahtımdı,
İncime sözlerim az olmağına.

TE'N EDER

Talada sevmişem men bir şahbazı, Goynun içi mihek, darçın, hil kimi,
Serv boyu tuba boya te'n eder. Boyu uzun sa.çlan sümbül ki.mi.
Süzüben babanda mest ü mestana, Agı ağdı, gı,rmrzısı gül kimi,
Caşlan eymesi yaya te'n eder. Yanağı güneşdi, aya te'n eder.

Mehemmed'in könlüne aldın güman.


Memesi fincandı, sinesi meydan,
Erşdeki melek tek. behiştde gılınan,
Göz.ellikde Züleyha'ya te'n eder.

RR
YARA MEN
Keçdi aylar, geldi dolandı iller, Piyalalar meclisinde sağıdı,
Heç bilmedim ne sö ledim ara men. Sebeb nedi her kes bize yağıdı,
y y
Sayil olub küçe küçe gezmişem, Beş barınağım bal eylesem ağıdı,
Der<iden bağlamışam başa gara men. Gen dünyada düşdüm ne pis dara men.

Mehemıned'em işim yohdu her işde,


Çerh-i felek vermez mene serişte,
Dilber her gün sefalarda gülüşde,
Yanar oldum bu dünyada nara men.

HAY GELMEZ
Gelib gördüm ye.r burada yabbdı, Silsile asılmış yarın tovgundnn,
Hey çağırdım, gulağıma hay gelmez. Bülbül feğan eyler gölün zövgünden,
Meğribden meşrige kemend atılsa, Zöhre, senin camahnın şövgündeı1,
Heç ustadaa gaşın kimi yay gelmez. Gün tutular, göz gamaşa.r, ay gelmez.

Müşta�am, könlüm düşdü azara.


Ağlamagdan eller gelib bezara,
Mehemmed'i kimler goyar mezara,
Bu meşhurdu yohsul üste bay gelmez.

YARAŞIGI
Bugünkü seyrimde bir göze! gördüm, Seher sevdasında bahırsan mnntı,
Nezeri, eteri yol yaraşığı. Meni öklürüben düşersen gana,
Ağlım başdan getdi, bend olub galdım. Yahşıca rast geldi tülek terlanıı,
Bahışı ceyrandı, çöl yaraşığı. Bu nece sonadı, göl yara.şığı.

Yazıg Mehemmed'i salmısıin derde,


Üzüne çekmisen humayun perde,
Meclis me'rekede, heyirde, şerde,
Ecayib geursen, el yaraşığı.

BUGIZ
Dunıhsanız meni, çekecek dara, Bilin, unudacag o Haggı sayı,
Elaman elinden bah bu gız. bu gız. Yahşını. yamanı, pisi, golayı,
Conumu. gonşumu getirib zara. Götürüb eline bir çatma tayı,
Cil.mlesi deyerler e.h bu gız, bu gız. Gör nece durubdu şah, bu gız, bu gız.

Mehemmed'em siz.e eylercm minnet,


Goymayın ganımı töke bu celled,
Çıbsanız aradan. verseniz möhlet,
Meni doğrayacag bah bu gız, bu gız.

G0N0D0
Cern, gesavet bugün başa vuruldu, Meni kül eledi elin diUeri,
Ağ:Jııyıılım. aynlığın günüdü. Bundan sonra gözlameyin yollan,
�m.etimiz; gurbet elde verildi, Men gezerem gedib gürbet elleri,
J\tlanlım, ayrılığın günüdü. Ağlayalım, ayrılığın günüdü,

87
Canım ustad, teveggeyim sizedi,
Feleyin etdiyi mene cezadı.
Belke gismetim var meni gözedi.
Ağla Memmed, ayrılığın güDüdü.

ARİFLER
Eşgin şarabından bir getre içen, Evvel ustadından dersini alan,
Elbette, od tutub yanar, arifler! Dünyanın vannı, yohunu bilen,
Gizlin sini her cahide car açan, Serinde bir zerre kamalı olan,
Düşer e'tibardan kena.r, arifler! Dediyinden nece döner, arifleri
Mehemmed de bilmez ömür yaşım,
Canıma. salrnısan eşg ataşını,
Heç kes ganmaz bu dünyanın işini,
Biri köçer, biri gonar, arifler!

CANIM
Ay arifler, ne kemtale gul oldum, Bağban idim bağda bar sebebine,
El içinde haggı zay olan canım, Bülbül idim gülüzar sebebine,
Gedirbilmezlertn gecbini aldım, Bii!gar, bivefa yar sebebine,
Emeyi itiben zay olan canım. Divana Mecnun'a tay olan camın.
Mehemmed'em, bir murada yetmedim,
Baş götürüb galmagaldan getmedim.
Öz ohurnu, bir menzile atmadım,
Özgeler ahuna yay olan canım.

KÖNOL
Vaht olar galharsan erşe, asmana, Vaht olar çıharsan Mecnun dağına,
Vaht olar havadan yenersen, könül. Vaht o1ar düşersen gem yığnağına.,
Vaht olar düşersen çiskin, dumana, Vaht olar yüz ataş kar etmez sana,
Vaht olar her işi ganarsan, könül. Vaht ola,r alı�ıb yanarsan könul.

Vaht olar Mehemnted tez geler goşa,


Vaht olar heç elin getmez bir işe,
Vaht olar dönersen demire, daşa.,
V aht olar şişe tek sınarsan könül.

GERİBLİK
Ah u vay çekiben, gan ağlamagdan, Azani-ıı çoh olub a.ğnyıb başım,
Dönübdü ciyertm gana geriblik. Didemden tökülür al ganlı ya.şını,
Hayamı bahıram bir kimsenem yoh! Yahamı çürütdü zalım göz yaşım,
Düşübdü yadıma. ana., geriblik. Getirdi canımı cana geribUk.

Alem bilir ki men nece serhoşam, Anam yohdu başın açıb ağlaya,
Bir tuti dilliye medhuş, bihuşam, Bacım yohdu üreyini dağlaya,
Ağ�ından od tutmuş semender guşam, 'rorpag gerek Mehemmed'i sah1aya,
Goydu meni ya.na, yana garib\ik. Bı,ılke geldi yar bu yana geribUk.

88
AGLARAM
Bir beri bah, ay gadasın aldığım, Ha.nalı barınağı, nazik elleri,
Heber gelmez, ellerinden ağlaram. Görmez oldug, dehi kesik telleri,
Dedim aba.d olsun, bülbül oynasın, Köçdü bizden, irag düşdü elleri,
Har govulsun, gülleıi.nden ağlaram. Göz kesildi yollanndan ağlaram.

Reste olub yar yanında galmadım, Mehemmed'em bu zulmatda galmışam,


Canan, sene neçin gurban olmadım, Üz tutuban ayağına gelmişem,
Günahkaram, men yolunda ölmedim, Gör iglabım, neçe şikest olmuşam,
İntizaram yollanndan ağla.ram. Ayrı düşüb dillerinden ağlaram.

BİR CAM AZ
Yatmış idim gafil geldi üstüme, Dönübdü bir şaha, çıhıbdı tahta,
Bir cam dolu, bir cam yan, bir cam az. Cığalan gıvnlıbdı gabahda,
Üç muradı onda tutdum destime, Üç şey var, mezesi dilde, dodahda.,
Bir cam kamal, bir cam söhbet, bir cam söz.Bir cam pey kan, bir cam müjgan, bir cam
göz.
Cavan ömrüm eşg oduna odlandı,
Bu gisaslar giyamete galandı, Eşg ehliler içen kövser abıdı,
Cananda üç şey var, canlar alandı, Herkesin sevgisi melek babıdı,
Bir cam ya.nah, bir cam buha.h, bir cam Üç şey de var, birbirine tabıdı,
üz. Bir cam ceyrar:ı, bir cam çemen, bir cam
düz.
Mehemmed'em bu derd meni sındın,
İsmim bilmez, her yetenler dindiri,
Üç .şey var ebedi meni yandırı,
Bir cam eşg, bir cam ateş, bir cam köz.

OLSUN
Gıı alanda gözlerini açgilen, Lehleri gırmızı, yanağı hallı,
Üzü şirin, renginde de gan olsun. Gaşı, gözü gara, teli cığalı,
Göyçeklerin boylusunu seçgilen, Şeki'nin şahbazı, Gence maralı,
Canlar alan serv-i buram.an olsun. Ahu balası tek bir ceyran olsun.

Esli, zatı olsun uslu, kamallı, Üz deyirıni olsun, gözleri iri,


Boy-buhun sürahi, şekilli. hallı. Günün aıtda. ter şamama növberi,
Meclislerde melek, peri misallı. Saclar yasemeni, ged senuberi.
Otag)arda ya han, ya. sultan olsun. Şahin bahışlan bir terlan olsun.

Yanağı al olsun, buhağı etli, İşveli, çemhemli, şiveli, nazlı,


Fiıişte şekilli. peri süretli, Gareguş cilveli, durna avazlı,
İstersen şeherli, istersen kendli, Acıgli, mülayim, söhbetli sazlı,
Ancag necib olsun, ganı gan olsun. Nişanlı sene de mehriba.n olsun.

Gözeilerde çoh çoh olur nişanlar.


Gahbir gahbir, bele bele cana.nlar,
Mehemmed der ey eşgili cavanlar,
Ele cananlara can gurban olsun.

89
TECNİSLER

BAGLARI
Bir göze! görmüşem bizim eUerde. Nezer saldım hanesinde a dere,
Üzünde sezmişem buse bağlan. ZehmeUmden süzülende a dere,
Yaşılbaşlar cem hem eyler göllerde, Könül ister, güllerini a dere,
Terlan şikarında busa bağia.rı. Gorhum budu bağban btısa bağları.

Meheınmed'em, çeksem gelmez a.yanm,


Dolu badem indi oldu a yarım,
Ne sebebden perişansın a yarım,
Seni gemgin gördüm bu sabağları.

YA "DAL"A
İbtida elifden dersim alanda, Kamandarın ohu der yaya düşdü,
"Elif"den ohuyub geldim ya "dal"a. Gışm çillesinde der yaya düşdü,
Açılanda fesl-i bahar mövsümü, Deli könlüm yene deryaya diişdü,
Bülbül meylim uçub gonar ya dala, İsteyir ki, gevvas kimi ya dala.

Mehemmed, yene de ayyarı, sevdin,


Bayğu tek yaslanıb ay yarı scvdJn.
Eşge cünün oldun, ay yarı sevdin,
Layıgdı mı indi onu yad ata.

MÜHEMMESLER

GELİR
Dllberim aşığını sallamb görmeye gelir,
Tuti tek dili fesih danışıb gülmeye gelir,
Hasretinden derde diişdüm derdimi bilmeye gelir,
Derdinden gan ağla.ram yaşımı silmeye gelir.
Bllmirem ne var könlümde yar özü bilmeye geliı·.

Yaradan bu cavaru gör nece cand,m eyledi,


Yanahları lale kimi gönçeden gulşan eyledi,
Kekili sünbül. cığalan zülfü perişan eyledi,
Gaşları oh atıban sinemi şanşan eyledi,
Şah-i kamandara dönüb bağrımı delmeye ge\il'.

Agceyran gUZUsudu çıhıb çöle düzde durur.


Cığalar gıvrılıban mah.i taban üzde durur,
Gaşlara vesme yahıb, sürme ala gözde dunır,
Huriler hidmetinde melekler pişvazda durur,
Bir bele şah-i huban teveccüh gılmağa gelir.

90
Meclisi sef sef edib yığnagı elvan bezeyin.
Gızıl, gümüş şamdanları, çırağı elvan bezeyin,
Doldurub getir gedeh bir sağı elvan bezeyin.
Döşeyin halı, gebe otağı elvan bezeyin,
Belke de mehman olub bir gece galmağa gelir.

Mehemmed'em yara müştag olmağımı siz de bilin,


Başıma geleceği bilmeyimi siz de bilin,
Saralıb lıeyva kimi solmağımı siz de bilin.
Ey bidad, Allah aman, ölmeyimi si.z de bilin,
Cellad-i hunhar olub canımı almağa gelir.

GURBAN OLASAN
Bir bele ay gözelin özüne gurban olasan,
Dindirib, danışdınb, sözüne gurban olasan,
Camalt mah-i taban üzüne gurban olasan,
Süzülüb ne hoş bahır gözüne gurban ofasan,
Ne eceb göftarı hoş. avazına gurban olasan.

Gız senin goynun içi mihek, darçın, hil. kimidi.


Tökülüb dal gerdene saçların sünbüJ kimidl.
Dehanın şehdi - şekerr, dodaglann bal kimidi,
Çerhi sine, beyaz buhag, yanahların gül klmidi,
Bülbül-i şeyda oluban yazına gurban olasan.

Birce bahın bu gözele ne eceb türfe çağıdı,


Meclisi mest eleyen elinde gövsar sa.gıdı,
Sinesi mermer kimi savalamn yayJağıdı,
Sonrası pervaz olub şuh terlanın növrağıdı,
Çöllerinde ördeyine. gazına. gurban olasan.

1sterem ol Huda'dan bir gece yanda galası,


Könlüne sırdaş olub hemişe derdin alası,
Açılmış gönce kimi şüküfeli bağ lalası,
Dağında maral guzusu, yazında ceyran balası,
Seke seke seyre çıhıb düzüne gurban olasan.

Mehemmed'em keşt eledim bu cümle cal1anı gezib,


Gence'ni, Garnbağ'ı, Şekin'i, Şirvan'ı gezib,
Hoy'u. Salmaz, Marağa, Tebriz'i, Tehran'ı gezib.
Arayıp ahtarıban mülk-i Silleyman'ı gezib,
Bir bele şuh gözelin nazma gurban olasan.

ÖMER
f He C V 1
Ay bu Talanın kendinde bir olmaz iş tutdu Ömer.
Neı.erıü birce balım bize zillm etdi Ömer,
Yüz derdim vardı menim derdime derd galdı Ömer,
liara.mdı balı.malı üzüne murdar gebahetdi Ömer,
Eyledi simsarını, hamı hecaletdi Ömer.

91
Taleyin terse düşüb ah u zarda olsun halın,
Ha gışın çevriliben dönsün h:dın hem igbaJm,
Dad ü feryad ha çekesen heç hara çatmasın elin,
Ezizin ölsün görüm, gm.lsın ehl-i eyalın,
Olasan yasda seni. hemişe hövfetde Ömer.

Malına tegsim düşüb mülküne plan yaraşır,


Dağılıb dumdüz olub evine ta.lan yaraşır,
Galayçısan garaçtsan eline ilan yaraşır,
Hemedıı.n eşşeyisan beline palan yaraşır,
Hayıfdır çörek sene, ruzun saman, otdu Ömor.

Üç gece galdım evimle gazan deymedi sacağa.,


Bu işe tedbir etsin Abdulla Molla Hacağa,
Halgı başına yığıban özünü verdin bucağa,
Verdin manat yarım pulu onu da saldın ocağa,
Hesisllkde tayın yohdu, ay mallı, devletli Ömer.

Ne vaht senden kişi olar gırh elli deyir yaşım,


Tanımazsan gohum, gardaş, egrabam. tay tuşunu,
Evine bir gonag gelse yere salarsan başını.
Mehemmed'em hecv elerem balub senin her işini,
Tutgunan senin üçün bu bir nesibetdi Ömer.

CIGAU, ZENCİRLİ MÜSEDDESLER


YAR İDİ BU
Salla.ruban yüz naz ile Heç tanınmaz bu misalda
Gelen kim.in yandı, bu. Gözeller sultanı deyim,
Gedd-i gamet ne giyamet Erşde melek yerde gıimıın
Hu-daca dilberidi bu, Ol uca bendeni deyim.
Gabağı vech-i gemer Aşığı meşug eden
Yanağı ehmer idi bu, O gül.i hendanı deyim.
Gaşı kaman, kipriyi oh Leli ü mercan cevahirdi
Gözlen humar idi bu, Dehanı dendam deyim,
Sinemde defter olub Vesfi düşübdü aleme
Dilimin ezbeiidi bu, Dillerde destanı deyim.
Ezberdi beste, Destan olmuş lrnh vın-.
Dehanı püste, Leblerinin balı wu·,
Lebleri meste. Ağ uzünün halı var,
Cennet libasta, Nazik, ince beli vıır,
Dal gerdan üste, Eceb şirin dili vnr.
Gıvrılmış siyah teller, Avazı hoş bülbül kimi
Deyesen şahmandı bu_ Kelme�i şeker idi bu.

Men ha mayıl 0Imuşam Sed"a.forin düzi.'ılübdü


Dal gerdenin mlnasına, Eyremceler şanasma,
Ağ eller boyanıbdı Terlan olub men gelmişelll
Elvan elvan hına.sına, Bu gôzeller sonasına.
Oylağında boylanıram Açılıbdı sine meydan,
Göz tikmişem binasına, Mermere benzer ağı var,
Binası göyçek, Müşk-ü enber iyli,
Çemende çiçek, Gohusu, etri, yağı var.
Serinde leçek, Bağına bağban oldum,
Üzünde birçek, Cennet misali bağı var,
Men deyim gerçek. Bağındı lala,
Siz de inanın arifler Hem sağ ü sola,
Bir bele dühter idi bu, Çıhanda yola,
Düşdüm heyala,
Birce balım bu cavanın Te'rif deyim gulag asın,
Ne eceb türfe çağı var, Gözeller serdarıdı bu.
Besleyib her terefden,
Bir cüt şamama tağı var.
Çılıanda ceyran balası,
Nece gelir düzde balım,
Bir bele yeriş yerimez,
Ördek ile gaz da balım,
Geyinib elvan elvan,
Örtübdü Gülgez de balım,
Süsen, sünbül, ter bönefşe,
Açılıbdı yazda balım,
Men bu geder vesf edirem,
İnanmırsm siz de balım,
Balım bu gaşı kamana,
Batıbdı gara dumana,
Könül düşdü gümana,
Oylağmda çemene,
Tez yetirin dermana,
Mehemed'i derde salan,
Bele sitemkandı bu.

ÖLÜREM
Ala gözlüm bir beri bah, Bezenib seyran ile,
Derd-i ser.inden ölürem, Her çıhanda yollan hoş,
Düşmüşem hicran gemine, Geyinib elvan elvan,
Ah u feğandan ölürem, Yaşıl üstden alları hoş,
Bil ki senin nigaranın, Tahgılan cüt bilezik,
Heç çılımaz candan ölürem. Ter hmalı elleri hoş,
Men bir şeyda bülbülem, Gurşasan mina kemer,
Ay gülü hendan ölürem, Eyle nazik belleri hoş.
Kipriyin siyah müjgan, Her seher çah şaneni;
Gaşı kamandan ölürem. Dara siyah telleri hoş,
Kamandı ohlar, Terlan oynağı,
Gülden buhahlar, ' Gözle sol u sağı,
Günündü çohlar, Candan götür dağını,
Kelmesi şuhlar, Dolan gez otağını,
Elvan otahlar, Aç sinevin bağını
Ne ola bir danışag, Narınclar aldı canımı,
O dil dahandan ölürem. Çıhar fincandan ölürem,
93
Ay meni derde salan, Men sene gözel deyim,
Bir bele viran olu mu? Cefa ile, minnet ile,
Ha bu eşgin eseri, Baygu kimi sızıldaram,
Bes menden bir yan olu mu? Gece gü_ndüz zillet ile,
Göz görüb gelb sevmese. Lehlerin şerab süzür,
Heç aşıg heyran olu mu? Şeker ile şerbet ile,
İki dost arasında, Herkese gismet olsa,
Afet-i dövran olu mu? Nuş eyliyer lezzet ile,
Meni saldın ateşive, Geyibsen elvan elvan,
Bir bele ni.ran olu mu? Rengbereng hel'et ile
Heyran oldum özüne, Hel'etini biçer-em,
Sallananda nazma. Candan, başdan keçerem
Bir şirin avazına, Öz yurduma köçerem,
Mail oldum gözüne, Zeher versen içerem,
Tuş babanda üzüm,, Gövherle dürr seçerem.
Yanagları lale kimi, Serrafam el üzmerem,
Hallan den den ölürem. Cevahir kandan ölürem.

Ne ola sen olasan,


Men cavamn yan eziz,
Cennetin rizvanısan,
Gılman ile huri eziz.
Bu gözellik ki sende var,
Başa versin Tan eziz,
Tapmaram bu dünyada,
Sene beraberi eziz,
Mehemmed'in müheınmesi,
Dostun yadigan eziz,
YadigArdı sirdaş,
Sirrim etdinı halga faş,
Ağlayıb tökdüm gan yaş,
Yahşı sahla başa baş,
Bir men ile temenneş,
Bir gecenin mehmamyam,
Ayrılsam senden ölürem.

DİVANİLER

EZİZ
Şükür gördü,m camalmı, yanağı gülşen eziz,
Zülfünden hecalet çeker, sünbül ü reyhan eziz.
Biz k.i, eşge mübtelayıg, birbirinden nigaran,
Ta ölünce olsun bizim sirrlmiz pünhan, eziz.

Seni seven gan ağlasm, gözlerini yaş eysin,


Şad könlümün şişesini, sındırıban daş eysiri,
Camalına ikram edib, gaşlanna baş, eysin,
Daim dursun hidmetinde, emrine ferman eziz.

94
Mehemmed'em. sızıldaram. servi boyun gorunce,
Ter memeler benzeyir behiştdeki türünce,
Derdin meni inceldib. siyah telin bir ince,
Hesteyem, geldim yanıva, sen eyle derman aziz.

NEYLİYİM ?
Könül, seven dost bağına vara bilmem. neyliyim,
Açılıbdı taza güller, dere bilmem, neyliyim,
Bir cananın hesretinden düşdüm Eyyub derdine,
Dolanıram tebib deyib, çare bilmem, neyliyim?

Bilen kesler eşge düşmek, çoh sitemdir car üçün,


Ne geder ki, derd-i gem vardı, yazıhbdı men üçün,
Sevmişem bir mehribam nigaranam on uçun,
Herden herden düşe_r yada göre bilmem, neyliyim?

Mehemmed'em erz-i halım budur size, gazılar,


Hoş balına ol kimsenin könlünü pervaz eler,
Yaradanın kereminden bele imiş yazılar,
Mesken salıb bu viranda dura bilmem neyliyim?

NALE VÜ EFGAN EYLE


Deli könül, galh ayağa, meclisi ıı.lşan eyle,
Bülbül kimi gül eşgine nale vü ergan eyle,
Ovçu isen, berelerde gözlegilen maralı,
Dalda.la sen seyrağıban sirrini pünhan eyle.

İsteyenler, gulah asın eşg ehlinin sözüne,


İstemeyen goy kor olsun mil çekilsin gözüne,
Anlamazın canı çıhsın hecaleti özüne,
Ol anlayan ariflere, söhbeti beryan eyle.

Mehemmed'em her deyende sirrim vermerem yara,


Cesedimden deni alıban, canım düşdü azara,
Esremiş nere dönderib gatgil onu gatara,
Gaynat eşgin küresini, bir hazır meydan eyle.

DEYER
Namerd He işim yohdu. men hecetakram deyer,
Ne yükü yoh, ne metaı, şah ü hodkaram deyer,
Kamallıya ne lazımdı, gizli sirri car ede,
Her yetene bildiriben, açılı aşkanm deyer.

Öz zatımdan heberdaram ab u ateş, bad u hak,


Ge!bim tesdig, dilim idrak, inannıışam sidgi pak,
Bir sevdaya giriftaram, başımda ver yüz kelek,
Hele men ustad hak payam, o ustadkaram deyer.

95
Menem eşgln kamandan, ohu, yayı neylernm,
Güvenmerem bu dünyaya, sultan bayı neylerem,
Kamalım ki var gumaşdı, don, darayı neylerem,
Mehemmed'em, bu arada bir müsafirem deyer.

YÜKÜM
Eşgiden lı:amil olan heyli igbaldı yüküm,
Dürlü gumaş cem etmişem, yaşıldı, aldı yüküm,
Matahın matah olunca, hazarın bazar olsun,
Ne alınmaz, ne satılmaz, hayli zavaldı yüküm.

Merdaneler yığılıban, söhbeti hoş eylesin,


Birbirine hoş deyiben, serin peşkaş eylesin,
Sagiyem merd meclisinde içenler nuş eylesin,
Ab-ı kövserden almışam, ab-ı zülaldı yüküm,

Mehemmed'em, serrafkandı, her ne desen varıdı,


Bir sözü cevahiratdı, biri kövherkarıdı,
Gedr bilenler, yahın gel, gedr bilmezler, geri dur,
Göstermerem her yetene, yagut u le'ldi yüküm.

GADASIN ALDIGJM
Bu bağlara bağban idim, bar gadasın aldığım,
Besledibdi dal budahda nar gadasm aldığım,
Bahar fesli, yaz mehsulu, baglann yaraşığı,
Yanahlann teze güldü, zer gadasm aldığım.

Bağda seher ga.rşı gelir, işve nazlı dilberim,


Gelem gaşh, ay gabahlı, humar gözlü dilberim,
Ay buhalıb, gül yanahlı, güneş üzlü dilberim,
Her terefden birce buse ver, gadasın a!dığım.

Mehemm-ed'em gorhum budu, bu igra.r yalan ola,


Naşı serraf pozğun sala, seyrağlb talan ola,
Ele cana, can gıygınan, gedrini bilen ola,
Her naşıynan hemden olma, yar gadasm aldığım.
YAHYA BEY DILGEM
18. yüzyılın ikinci yarısı ile 19. yüzyılın ·birinci yarısında Şamhor vUAyetL.
nin Deller-Cirdahan köyünde yaşamıştır. Rivayete göre 1838 veya 1840 yılların­
da vefat etmiştir. 15 yaşında şiir yazmağa başlamıştır.
Sevgilisinin vefasızlığı, zamanın bozukluğu gibi konular orıun şiirinin ana
ıeınasını teşkil eder. Bütün aşıklarda olduğu gibi o da sevgilisinin vefasızlığını,
onun arkasından nasıl koŞtuğunu, "geraylı'' ve koşmalarında akıcı ve tatlı bir
ııslılpla anlatmıştır. Sevgiliden bahsederken bazı edebi sanatları ustalıkla kul­
lıı.nmıştır. "Gördüm" isimli koşmasının ilk dörtlüğünde bunun en güzel ör­
neklerini bulabiliriz.

Senuber gametli, sürahi gerden,


Könül el götürmez bele dilberden,
Göyde meleklerden, yerde beşerden,
Hüsnü vecahetde bir efzel gördüm.

YUkarıda · sevgilisinin vefasızlığının yanmda zamandan da şikayet ettiğ!nl


belirtmiştik. O bu yönü ile içtimai meselelerle yakından ilgilenmiştir. Demek
kl, sevgili ile içtimai meseleleri şiirlerinde yan yana işleyebilmiştir. Ancak içti­
mai konularda yazmış olduğu şiirler, sevgili için yazılanların yanında çok cılız
lı:alır.
Şllrlerlnde dünya güzelini Cennet'teki hurilerden daha üstün gören Dllgem,
bunu her zaman söylemiş durmuştur. Çağdaşı olan aşıklar, şen, neşeli, şakrak
şiirler söylerken, o bunların tam aksine, dertli, gam ehli bir Aşık olarak tanın­
mıştır. Zaten şiirlerinin büyük çoğunluğunda dünyadaki ıstırablardan bahset­
miştir. Talihsizlik, içine kapanıklılık, dünyaya küskün hali onun şiirlerinde daha
cok görülür. Devamlı olarak sevgilisinden ayrıdır. Onu "Şemseddin Elinde" "Kür
Çayında'" görür, şiir söyler, fakat kavuşamaz_ Bazen de sevgiliyi bekler, fakat
gelmez. Bunun en güzel örneğlnl "gelmedi" redifli koşmasında bulabiliriz.

Laçın beresinde, Kür kenarında,


Getdi telli sonam göie, gelmedi,
İstedim ki, onun te'rifln yazam,
Sığışıb geleme dile gelmedi.

''Geraylı'' ve koşmalarının dışında onun "deyişme"lerl de çok mühimdir.


Atışmalarının yardımıyle de devrinde yaşayan aşıkları öğrendiğimiz gibi, o yüz..
Jlllın halk şiirtnin gücünü de kolayca öğrenebiliyoruz. Dilgem-Gasid atışmaı;ı
onun aşıklık gücünü açık bir şekilde göstermesi bakımından mühimdir. Çağdaş­
bn ve kendisinden sonra gelen birçok aşık onun tesiri altında kalmıştır.
DUgem'in kendi adı ile söylenen bir de halk hikayesi vardır.
KAYNAKLAR
Teli( Saz tJstadları, Bakü 1964, 54-58.
<.t.:erbaycan Aşıgları ve El Şairleri ı, 179-191.)
GERYALI

GÖRDÜM
Gencenin Şemkir elinde, Duruşu geldi hoşuma,
Bugün bir novcavan gördüm. Yem verdi könlüm guşuna,
Gözleri canlar alandı, Sevdası doldu başıma,
Gaşlarmı kaman gördüm, Oldu halım yaman gördüm.
Gölde üzen göze! sona, Gözüm düşdü o dilbere,
Ne g!rlrsen dondan dona, Bahmadı mene bir kere,
Neçe molla, alim ona, Ele bil ki, gögden yere,
Verdi elden iman gördüm. Yendi huri gılman gördüm.
Dilgem'l saydı bir geda,
Rubend açdı melekzada,
Mühteser, şeb-i yeldada,
Men onu mahtaban gördüm.

GOŞMALAR

GÖRDÜM
Senuber gametli, sürahi gerden, Deylb danışmadım boylandun herden,
Könül el götürmez bele dilberden. Ağıl başdan getdi, dizlerim glrden,
Göyde meleklerden, yerde beşerden, Bir şuh giya bahdı, huş aldı serden,
Hüsnü, vecahetde bir efzer gördüm. O cadu gözlerde bir emel gördüm.
Dilgem'em, garşıma çıhdı buraman,
Bir şeb-i yeldada, bir mah-1 taban,
Gözleridi mücrim, gaşları kaman,
Zülf-1 siyahını müselsel gördüm.

NİYE GELMEDİ
Başına döndüyüm, ay Eziz emL Oldum yar yanında men bahtı gara,
Getdl, bes al şanım niye gelmedi? Geden yoh, gelen yoh, kesildi ara,
Züleyha camallı, geddi mlnalı, Sineme vurubdu peykanll yara,
Şövketll sultanım niye gelmedi? Töküldü al ganım, niye gelmedi?
Tlltub zülflerlnl üzüne perde,
Apardı ağlımı, goymadı serde,
Biçare Dilgem'i salıbdı derde,
Hekim il Logman 'ım niye gelmedi?

GEZEN YERLERİ
Sekenem gürbetdi, ismim filankes, Bir yerde olmasa gülle gülüstan,
all,
Bugün gördüm canan gezen yerleri. Feğan eyler ordan bülbül her zaı:n
Halım pertşandı, könlümdü şikest. Behiştde olmasa huri-yi gıım an,
Yene geldi mene eşgin eseri. Leziz olmaz onun ab-i kövserl.
Bildir bu yer idi cennet-i e'lem,
Bu il firevandı möhnet ile gem,
Hegir oldu Dilgem, görmedi hemdem,
Ziba senem burdan gedenden beri.
no
HAVALANIBDI
çın beresinden, şikar evinden, Flreng şüşesinden ağdı golları,
� tUlek terlanım havalandıbdı. Göyün ulduzuna benzer halları,
ktediın ki, seyyad olanı yetirem, Ağ üzünde müselseldi telleri,
S]den ele düşilb ban alanıbdı. Çahbdı çalmanı, sonalanıbdı.
Canan vesfi men Dilgem'in dilinde,
Eylb yohdu nazlı yarın telinde,
Dostu Dilber ocaglının elinde,
Ağ nazik elleri hanalambdı.

DÜŞMÜŞEM
Ari! olan dlgget ele, fehm ele. Adını demeye men eylerem ar,
:sır göze! elinden bele düşmüşem. Üstümü kesibdl bir beymürvet yar,
Ağlaram, tökerem didemden yaşı, Guşların terlanı, hublara zevvar,
tndi de men elden ele düşmüşem. Seyyad olub çölden çöle düş�m,

Men Dilgem'em yandım yandım kül oldum,


Danışdım danışdım mö'tedll oldum,
Gülşenler içinde men bülbül oldum,
Danışıgda dilden dile düşmüşem.

YETİŞİR MOLA ?
Erıze yazaram seba yelinnen, Ezelden aşığaın tuti dillere,
Erlzem canana yetişir m'ola? Müselsel saçlara, siyah tellere,
Felek meni terki veten eyledi, Ahdı eynim yaşı, döndü sellere,
Nazlı yar ehvalım soru,ur m'ola? Yar içen sulara garışır m'ola?
O gızıl gülleri dermeyen Dilgem,
Derib pünhan yere sermeyen Dilgem,
Bu dünyada yan görmeyen Dilgem,
Yareb o dünyada görüşür m'ola?

YADIMA DÜŞDÜ
�llber ehtiramıa, merhemet He, Endelib gülünnen, kemer belinnen,
,d;
anıma g
n şir �ldiyi yadıma düşdü.
in soz ile gaş ü göz ile,
Ülfet gıl gulunnan, danış dillnnen,
Zülfünnen, telinnen, nazik elinnen,
td.Jnı.ı blldiyi yadıma düşdü. Göz yaşım slldiyi yadıma düşdü.
Dil(lem terlanısan, uyma sar ile,
Gızıl gül bülbüle uymaz har ile,
Bir şirin dil Ue, hoş göftar ile.
Ucadan güldüyü yadıma düşdil.

Gece VAR M'OLA


tf, ıünctuz galdım zülmet içinde, Hayıf oldu elim elden üzüldü,
11 k:
t'-'veıtnı !ııülmetde galan var m'ola? Menim üçün birce saat yüz ildi,
ii,v b en can deyib, can eşidenler, Bağlar hezel oldu, güller pozuıctu,
ttce
Yanıma gelen var m'ola? Men kimi gülşeni solan var m'ola?

99
Biçara Dilgem'em, sorram gelenden,
Ağladannan göz yaşımı silennen,
İstekli dostlardan, gedir bilennen,
Yareb, ola yada salan var m'ola '?

AZALAR M'OLA
Ay ağalar, beyler, duyan gazılar, Yar odu ki, öz yarını gandıra,
Bu derdler sinemden azalar m 'ola? Uçan könül şıkarına mindire,
Bu gizli sirrimi aşkar eylesem, Bir çırag ki haggın özü gandıra,
Dillere düşüben söz olar m'ola? Seyrağız deymekle garalar m'ola?
Eriyiben torpaglara yatılsam, Dilgem'i öldürer bu derd ne ise,
Hena olub ellerine yahılsam, Loğman tebib ger yarımı görüse,
Gul oluban hazarında satılsam, Zimistan könlüme yar eli deyse
Meni gulluğuna yaralar m'ola? Üröyşen tapıban yaz olar m'ola?

AGLARAM
Seyr-i gülistanda, Kür kenarında, Yadıma dü�übdü şuh melekzada,
Bugün bir hesretkeş galıb ağlaram. Gören o da meni salır mı yada?
Ayrılıg cövrünün, dost ferağının, Menim cismim semenderden ziyada,
Sevdası başıma gelib ağlaram. Hicran ateşine dolub ağlaram.
Laçın ganadhdan, terlan tavardan, Geddi senuberdi üzan bir gün,
O hüsn-i YusiI'den, mehr-i rühsardan, Sevdim camalını, oldum didergin,
Züleyha camallı, mehcebin yardan, Leylisiz Dilgem'em, men oldum Mecnun,
Felek meni cida salıb ağlaram. Sehrular meskenim olub ağlaram.

:MENİ
Leyli camalını görende dilber, Gördüm camalını oldum gelender,
Eyledi Mecnun tek divane meni. Laçın tek giya balı, üz beri dönder,
Eşgln zencirini açma boynumdan, Yanaram oduna misl-i semender,
Bağışla o ehd-i peymana menl. Görse ganlar ağlar pervane meni.
Gaşların aşige nezaket eyler, Kuyinde Dilgem'em tersa dağında,
Gözlerin can alar, giyamet eyler. Bülbül fegan eyler gül budağında,
Zülflerin saile hidayet eyler, Könül guşu yar camalm bağında,
Gözlerin getirer imane meni. Dönderı:ıın o şeyh-i Sen'ane meni.

DAGLAR
Ziyneti nergizden ter benöfşeden, Gerenfil, şegayig, lale taze ter,
Al yaşıl geyinib şad olan dağlar. Baharın gülleri onu al bezer,
Ruhu tezeleylr gülab suları, Gara gelsin süsen, sünbül serbeser,
Dehanları şirin dad olan dağlar. Bülbülü güllerden yad olan dağlar.
Gızılcadı soyug bulag yaylağı, Bir yanda yaylardı Keçili, Deller,
Bereleri şahin, §ahbaz aylağı, Bir yanda yurd salır o ağır eller,
Ab heyati kövser gözeller sağı, Açılıb nesteren, gırmızı güller, ınabl/lS,
Canlara mö'tedil bad olan dağlar. Lalezar türfeli ad olan dağlar.
GELSİN
:ı3aşına dön�_üyüm Gasld hoş_ gedem, Dilim tutmur yara derdimi yazanı,
Celallı canandan artıbdı cezam,
:e:rziJJlİ get :'.°yle canana gelsD?-.
oece günduz şama pervane kıml, Saranı Mahmud'a veren Mirnizam,
octuna alışıb yanana gelsin. Menim işim senden imkana gelsin.

Görmedim �ir bele leb:l piyala, Herkes yarı mene inayet eyler,
:auııağı benovşe, yanagı lala, Ele bil Ke'beni ziyaret eyler,
ceJaUı canana gelen bir bela, Gafil geden gasid heyanet eyler,
trzah olsun ondan bu cana gelsin, Yar özü ilgara, imana gelsin.
Dilgem'e lütfeyle keremin kanı,
Növreste nobarı, o novcavanı,
Ya kes başım, ya da yetir cananı,
Menim mürg_i cismim dermana gelsin.

GÖRMÜŞEM
Bei!n nazik, geddin suca, üzün gül, Müjganındı peykan, gaşmdı kaman,
Melaheti sen cananda görmilşem_ Gözlerin cadudu, ey afet..i can,
Gülüstan-i Rem'de tek şahiperde, Sen hüsnde, vecahetde novcavan,
Ne melekde, ne insanda görmüşem. Ne ugbada, ne cahanda görmüşem.
Az bilmirsen canıalının gedrini, Hüsnün ziynet verir hüld-i berine,
Görse hilal eler ayın bedrini, Pişivaze gelir gözeller yene,
Nece deyim, o zülfüvün etrinl Zülfünün etrini müşk enberine,
Ne benövşe, ne reyhanda gö�üşem. Ne Umuda, ne fincanda görmüşem.
Dilgem görse lebin olmaz efsana,
Lebin nisbet şehde ab-i heyvana,
. Ağıl alını görse olar divana,
• O hal ki, var zenahdanda görmüş em.

GEUıIBDİ
Laçın beresinde, Kür kanarmda Can verdim cananım yolunda durdum,
Getdi telli sonam göle, gelmedi. ' O dağı, düyünü sineme vurdum,
İs�edim ki, onun te'rifin yazanı, Bir terlamn beresinde tor gurdum.
SJ.g:ışıb geleme, dile gelmedi. Dedim belke tora gele, gelmedi.
B�ıe göze! olmaz hüld-i berinde, Yene yada düşdü o selm-i nazım,
AgıUı, kemanı, huşu serinde, Şe'nine gaflye, gezeller yazım,
Mecnun kimi durdum ve'de yerinde, Havalı ceyranım, şahım, şahbazım,
Lesıu kimi getdi çö!e gelmedi. Gırdı şikar bendin, ele gelmedi.
Dilgem ayrı düşdü gönçe debandan,
Etr�i bönefşeden, gül-! reyhandan,
CenneLi rlzvandan hur-i gılmandan,
Efzel olan bu müşküle gelmedi.

Ve'de oldu GELMEDİ


0 hilaf iller dolandı, Ezelden o, şirin şirin danışdı,
tza
:a n ne üz verdi, nazlım gelmedi. İndi üzü döndü. cismim ahşdı,
� eı;;e gasidden, bad-i sebaden, Periveş cilveli, laçın bahışlı,
e guUuğuna yazdım gelmedi. Yüz naz ile humar gözlüm gelmedi.
101
Bizden yad olmuştu peymaneler tek, Bir ve'de ederdi menle aşnalıg,
İndi üzü döndü biganeler tek, Bilmem neden gördü o bivefalıg,
Leyllsiz Mecnıınem divaneler tek, Eğyar aralığa salıb cldalıg,
Düşdüm sehralere gezdim gelmedi. Kem lütf oldu, şirin sözlüm gelmedi
Gözüm galdı onun hindü halında,
Hilal gaşlarında, şah camalında,
Onun tekl bivefanın yolunda,
DUoem'em, canımı üzdüm gelmedi.

DÜŞÜBDÜ'
Şemseddin elinde, Tovuz çayında, Yüz naz il gemzeyrıen geddi payine,
Gözüm bugün bir dildara düşübdü. Müjganından bir oh çekdi yaylne,
İki çeşmi cadu canım afeti, Döşendim, ferş oldum hak-1 payine
Ele bir mehri rühsara düşübdü. Onda gördüm can nlsara düşübdü. •
Gülistan-ı Rem'den gelmiş ol Perl, Nigab açdı, nezer saldı her yana.
Ayla gün hüsnüne olub müşteri, Hüsnünün şemine oldum pervana,
Yenice dolanıb şahmar zülflect, Gillzarın gülü, bağ ü bostana.
Mürcümlenib bir kenara düşübdü. Ne çemene, ne gülzara düşübdü.
Ceyranlar gezerdi çöl beresinde, Dünyada hoş olur vüsaL! hemdem,
Sona meskeninde, göl beresinde, Ferağından nale çekdim demadem,
Efşan olan zülfün tel beresinde, Vadi.yl heyretde Geys olur Dilgem,
Laçın könlüm hub şikara düşübdü. Leyllsinden çün avara düşübdü.

DEY]ŞME
NE DEDİ?
Dilgem: Gasid:
Gasld-i b!zeval erz_l halımı, Erzin! söyledim melekmenzere,
Celallı canana dedin, ne dedi? Danışmasın böyle efsane dedi.
Mah.l cebin telli, zülf.ü müselsel, Olmaz menden ona yar-i vefa.dar,
Gaşları kamana dedin, ne dedi? Dolansa yüz çerh.i zamane dedi.
Dflgem .- Gasfd:
Ezelden aşığam men o dllbere, Meni getirmesin heç vaht diline,
Geddl senubere, sedri mermere, Gövs.i güzeh men sananın teline,
Sinesi billura, etri enbere, Onun kimi naşı serra! eııne,
Le'li bedehşana dedin, ne dedi? Düşmez menim kimi dürdane, dedi.
Dilgem: Gasid:
Yar yad oldu menden blganeler tek, Bele ca vab verdi o melekzada,
Düşmüşem çöllere divaneler tek, Efsane ömrünü vermesin bada,
Dolannam şanına pervaneler tek, Abes yandırmasın balların oda,
Yana.ram merdana, dedin, ne dedi? Ne olar şam dada pervane dedi.
Dilgem: Gasid:
Mene heyat verir dostun vüsalı, Buyurdu serdtlra. neçe serhenge,
Üzllnde yandırır hebeşi halı, Emir Ü'mera'ya, plşvaz-ı cenge.
İskender mesnedli, Hatem sehalı, Gul adına satın Hind'e, Flreng'e,
Adil Nuşrevana dedin, ne dedi? Ya atın derya.yi ümnıana dedi.

102
Dilgem: Gasid:
Zülfü mürcümlenib, yenib buhağa, Buyurdu mahala, neçe diyara,
Hüsnü ziynet verir, gesre, otağa, Gohum, gardaşını çekdirin dara,
Calallı canana, o şebçirağa, Özü golu bağlı, cismi sedpara,
Dilgem'i hagana dedin, ne dedi? Dilgem'i getirin zindana dedi.

103
ŞAİR MEMMED HÜSEYiN

19, yüzyıl a.şıklarmdandır. Muhtemelen 19. yüzyılın ilk yarısınd a yaşamıştır


Bazı kaynaklar doğum ve ölüm tarihlerini 1800-1880 olarak vermektedir. Oöyç�
mahalının Daşkend köyünde doğan Hüseyin, devrinin bilgili ve sanat yönü güç!U
olan Aşıklarındandır.
Onun bir sevgi "dastanı'', geraylı", koşma, tecnls, muhammes ve divani tür­
lerinde söylediği yüzlerce şliri vardır. Fakat bugün onun Şiirlerinin çok azı el\_
mlzdedir.
Şltrlerinde bahtından, sevgillslnden, zamanından şilı:6-yet etmiştir. Bahtının
bir türlü açılmadığını şiirlerinde söyler durur.
İgldin dönmesin ehdl.
Yana çevrilmesin tehti,
Memmed Hilseyin'in (gara) behti,
Yatıb oyanmaz oyanın.az.
Yiğidi tarif eden ''ye'ni ne" redifli koşmasında ise şöyle demektedir:
Heglget şert ile bahg1len söze,
Giyamet perdesln çekerler üze,
İgld odu gol yatırda, iş düze,
Her goyğaya garışmağın ye'nl ne?
Divani şeklinde yazdığı şilrlerlnde de başarılı olan Memmed Hüseyin devrin
ileri gelenlerini hicvettiği için dalma takip edilmiştir.

KAYNAKLAR
Telli Saz Ustadları, Bakü 1964, 48-50.
(Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 193-195.)

104
GERAYU
OYANMAZ
yönü beri bahan dağlar, Gurbanam gelen gaşına,
,Yatıb oyanrnaz, oyanmaz. Gör neler geldi başına,
.t)"stündeki ağır eller, Ses verrem dostun guşuna,
yatıb oyanrnaz, oyanmaz. Yatıb oyanmaz, oyanmaz.
!gidin dönmesin ehdi,
Yana çevrilmesin tebti,
Memmed Hüseyln'tn (gara) behtl,
Yatıb oyanın.az, oyamnaz.

GOŞMA.

YE'Nİ NE?
Bir merd ile üiret gılsan merdana, Hegiget şertile babgilen söze,
Namerd ile ülfet gılmag ye'ni ne? Gıyamet perdesln çekerler üze,
)ftthennetler yahşı günde dost olur, İgid odu gol yatırda, iş düze,
Yaman günde kecer geder ye'nl ne? Her govgaya garışmağın ye'ni ne?
Ağıl bir gumaşdı kimseye çatmaz, Memmed Söyün deyer söhbet dilinde,
Esli cömerd olan zikirsiz yatmaz, Beraberin yohdu ruy-1 zeminde,
Geden getdi, daha geri gayıtmaz, Ürfan meclisinde, dost üzerinde,
Dalısınca peşman olmag ye'ni ne? Herca deyib danışmağın ye'nl ne?

DIVANiLER
NEYLEREM
Ay cananım, senden ayrı men bu canını neylerem,
Mal ü mülkü, tac ü tahtı, Süleyman'ı ney\erem,
Men ölende sen olasan başım üste ağlayan,
Şeyda bülbül feğan eyler, gülistanı neylerenı.
Bir vefalı bemdem ile ülfet gıl, ilgar ele,
Deyim könül dost kuylne sen de bir güzar ele
El götürme dameninden, can ola nisar ele,
Yar özü ziba gerekdi, men zibanı neylerem.
Memmed Söyün, getlin üçün meclise sağı gelir,
Gaşları yay, klpriyi oh, gözleri yağı gelir,
Bugün ömür başa yetib, aynlıg çağı gelir,
Beş arşın ki ağ lazımdı, badlıyant neylerem,

105
OLMASA
Bezirganlar yük bağlamaz, ger hiridar olmasa,
Nameşhur galmaz dünyada, z-atından zar olmasa,
Seng ile hane yapasan bir blyaban sehrada,
Tapasan geflet yuhusun, eger şahmar olmasa,
İki melek milgerrerdl bahıh emelin yaza,
Onlar emeline bahıb, sene vererler ceza,
O gününde ne eylesin Mehemmede'l Mustafa,
Mehşere getmek çetindi elde tutar olmasa,
Memmed Hüseıın ölmekle bu dünya balı olmaz,
Derdin deme derd bilmeze derdinden halı olmaz,
Bu vergi Hag verglsidi, kimseye galı olmaz,
Cebd eylemek beca şeydi, bahtın paydar olmasa.

106
MEŞKINLİ MEHEMMED
ıs. yüzyıl aşıklarından olduğu tahmin edilmektedir. Rivayete göre Erdebil
şehri yakınındaki Meşkin kasabasında doğmuştur, Hayatı hakkında hemen he­
ınen biç bilgimiz yoktur. Elimizdeki koşma, "Herbe-zorba" (kahramanlık şlirl)
ve muamma dalındaki şiirlerine bakarak onun gtıçlü bir aşık olduğunu söyleye_
biliriz.
Şiirlerinin çok azı elimizdedir. Ancak "Mehemmed" mahlaslı aşıkların çok­
luğu gözönüne alınırsa, bunun şlirleri onların şiirlerine de karışmış olablllr.
Şiirlerinde mazmun ve edebi sanatları ustaca kullanmıştır.

KAYNAK
(Azerbaycan Agıgları ve El Şairleri I, 197-200.)

107
GOŞMALAR
GERİBLİK
Ah u vay çekiben gan ağlamagdan, Azarım çoh olub, ağrıyır başmı,
Dönübdü ciğerim gana, geriblik. Didernden tökülür bu ganlı yaşım,
Bayana bahıram bir kiınsenem yoh, Yahamı çürütdü zalını göz yaşım,
Düşübdü yadıma ana, gerlblik. İsteyirdi canım ala geriblik.
Alem bilir nece mest ü serboşam, Anam muyin açıb başım bağlaya,
Bir tuti dilliye men vurulmuşam, Bacım yohdu ı rırdaş deyib ağlaya,
Ağzından od tutmuş semender guşam, Tapşır Mehemmed'e töhfe sahlaya,
Goydu meni yana yana geriblik. Meni yardan ayrı sala geriblik.

AGLA:MIŞ
Getdi fesl-i bahar, geldi zimistan, Bilmem neler keçmiş, yar heci! olmuş.
Sine çaktır o bülbüller ağlamış. Meger fikre dalmış, camalı solmuş,
Esdi bad-ihezar, hezeldl yeksan, Gözler humarlanmış, yaş ilen dolmuş,
Süsen, sünbül, nerglz, güller ağamış. Zülf perişan olmuş, teller ağlamış.
Könül sevdalanmış, yar seni sevmiş, Dağlar viran galmış, ahu Yad olmuş,
Derdü möhnet çekmiş, garalar geymiş, Mecnun Leyi sevmiş, avara galmış,
Dolanmış, çevrimiş, başına dönmüş, Laçın dövre çıhmış, sona dağılmış,
Zarıncı yalvarmış, diller ağlamış. Yaş1lbaş silkinmiş, göller ağlamış.
Aylar, iller gelmiş, ve'deler keçmiş,
Ecel şerabından badeler içmiş,
Meşkinli Mehemmed fenadan köçmüş.
Hem derdler yığılmış, eller ağlamış,

HEHBE ZORBA

CENG
Fll ü kergedan tek girrem meydana, Dastan-i Rüstem'de men gehramananl,
Esremiş nerler tek sallam rezm-i ceng. İldirim tek yandırıban yahanam,
Şir il bebirmlsal bir ejdahayam, Dosta helim, düşrnenime yamanam,
Yohdu deryalarda menim tek neheng, Meydanda tab etmez Hind'inen Fireng.
Ezrail zehmimden çekmez nefesin, Meşkin Mehemmed'em, Külı-i Elvendenı.
Sur-i İsrafil'in batırram sesin, Serendib, Kesarut, Hut serbDendenı,
Yüz min, yüz min şair elese behsin, Ağrı Dağı, Elburz, hem demavendern.
Vermez cavabımı Cemşid ü Huşeng.. Men eli guluyam, halis yekireng.

GIFILBEND
OLU
O ne guşdu, ilde çeker bir giye, O kimdi ki, hanı zaddan ucadı?
Giyesinde yüz min nahag gan olu. O kimdi ki, istekleri bicad;,?
Ne galadı, dörd yüz gırh dörd bürcü var. o Jı:imdi ki, ondördünde gocadı?
Onda üçyüz altmış altı han olu'! Otuza yetende novcavan olu?
Ne anadı, yeyer balasın özü? Ne cansızdı , dindirceyin veri ses, ,
Ne eli var, ne ayağı, ne gözü? .. ..k, heç· nebfesbS
Onda yolıdu et, ga.n, sumu · etse e ·
O kimdi ki, iki başı dörd üııü? Meşkinli Meh.emmed'nen kım
Üç, beş, yeddi nedi nümayan olu? Bir müemma deyer sergerdan olu.
108
MÜCRÜM KERİM

18. yüzyıl şairlerindendir. Büyük bir ihtimalle Kirmanşah bölgesinden olup,


aynı yüzyılın sonlarında ailesiyle blrlikte Cebrayil bölgesine yerleştiği söylen­
mektedir. İlk önce Horavlı köyünde yaşayan Kerim, bir tnüddet de Hovu köyün_
de ikamet etmiştir. O devirde bölgenin hakimi Cafer Guluhan Neva'dır. AnlatıL
dığına göre Kerim, Neva'dan yurt ister. Bu işin gerçekleşmesinde Aşık Peri'nin
Kerim'e büyük yardımı olur.

Dürüstlüğü ve yardımseverliği ile tanınan Cafer Guluhan Neva'nın o de­


virde tesiri çok fazladır. Hatta bugünkü Caferabad köyü, ismini Cafer Guluhan
Neva'dan almıştır. Kerim ömrünün sonuna kadar "Ceferabad" köyünde yaşamış_
tır.

19. yüzyılda Vardan'lı köyünde Kerim isimli başka bir aşık daha yaşamıştır.
Onun mahlası da "Mücrüm"dür. Bu sebepten bu iki şairin şiirleri çoğu zaman
birbirlerine karışmıştır. Ancak Mücrüm Kerim (Caferabadlı) daha çok aşık tar­
zında şiirler söylemiştir. Vardan'lı Kerim ise gazel, muhammes gibi klasik şilr
tarzında yazmıştır. Vardan'lı Kerim'in şiirleri "Sünbülistan" isimli bir cönkte
topla nmıştır. Cönk, bugün Azerbaycan İlimler Akademisinde muhafaza edllmek­
tedlr.

Mücrüm Kerim, "geraylı" (8'11 koşma), koşma, tecnis, divani, muhammes,


gazeı ve "herbe-zorba'' türlerinde şiirler söylemiştir.
_ Edebı: anatları şiirlerinde yerli yerinde kullanması onun güçlü bir şair oL
d unu gö�ste esi bakımınd
,..':_: _ �� _an mühimdir. Şiirlerinde sevgilisinin vefasızlığı,
-.:.rhametsızllg1 gibi konuları lŞiemiştir.
Cövründen geldi amana,
Gözüm yaşı döndü gana,
Seninle oldum bigana,
Geminle aşinayam men.
� elek en, alnızlıktan şikayet onun şiirlerinde işlediği konular arasındadır.
l{ı: 0 a
� �
1 redıfli koşmasının ilk dörtlüğünde bu meseleyi şu şekilde işlemiştir :
Feleyin elinden gılan abu zar,
Biri menem, biri Yareb kim ola?
Gül ü rühsarına çeken intizar,
Biri menem, biri Yareb kim ola ?
:ti.te��r�erinde devamlı iyiliği telkin eden aşık, varlığa, mala, mülke ve ömre
· "'-J.Il.eınesi gerektiğini iiade etmiştir.

109
Fürset elde iken yahşıhg eyle,
Hemlşe elinde ihtiyar olmaz.
Gel güvenme dövletlne, malına,
Mala, mülke, ömre, e'tlbar olmaz.
Bu meseleler� dışın�a içtimai k.onuları da şilrler
. .
inde ustalıkla işlemiş
_ tir.
Dede Korkut Hl.kayelerinın başındakı kadın tasnifının tıplk bir numunesin
n i
Mücrüm Kerinı'in "Dul Arvad" redifli koşması da bulabiliriz. Hicviye dlyebUe..
ceğimiz bu koşmanın llk dörtlüğü şöyledir.
Bendeden utanmaz, hakimden gorhmaz,
Nede bahmaz o Mevlaya dul arvad.
Gezer gonşuları heber öyrener,
Onları obaya yaya dul arvad.
Klasik şiirin muhammes ve gazel türlerinde de şiirler yazan Kerim'in gazel.
lerl meşhurdur. Arıcak bu gazellerin ona alt olup olmadığ:ı meçhuldur. Daha ev­
velde belirttiğimiz gibi onun şiirleri Vardan'lı Kerim'inki ile karışmıştır, Kahra.
mantık şiiri diyebileceğimiz "Bu yerler'" isimli "Herbe.Zorbası'' da oldukça mtL
himdlr. Bu şiirle kendimizi destan dünyasında gezmiş gibi hissederiz. Yine bu
şiirde şairin ve şiirin tarifini merdane ifadelerle bulabilmekteyiz.
Şair olan merd gerek şe'ride,
Arifi her nezm ü neseg nesrde,
Bir menem ancag ki olan şehrde,
Gövher-i geltan yeridi bu yerler,
Hagan-i sultan yerldl bu yerler.
Kerim, "Ululu", "Mücrüm", "Vardarlı" mahlasları ile şiirler yazmıştır.

KAYNAKLAR
Telli Saz Ustadları, Bakü 1964, 41-44.
( Azerbaycan Aştgları ve El Şairleri I, 201.219.).
GEAAYLILAR
Gür..ril
Sevdim blr nazlı dilberi, İnciden andı dişi,
ôzü benzer gızıl güle. Yolunda goymuşam başı,
Görceyin Valeh olmuşam, Ağlamagdan gözüm yaşı,
Atzındakı şirin dile. Döndü çaya, döndü sele.
Aşıgı candan eyleyen, Yaşır gül camalın yaşu,
İşini efgan eyleyen, Regibin gözü gamaşır,
Meni canandan eyleyen, Zernişan şedde yaraşır,
Sürülesen elden ele. Senin teki ince bele.
Bir deyen yohdu canana,
Rehm ele bu natevana,
Men Mücrüm'em, geldim cana,
Bir kes yohdu gedrirn bile.

:MEN
Rehm et mene gül üzlü yar, Cövıiinden geldim amana.
Gerib-i binevayam men. Gözüm yaşı döndü gana,
İsterem hüsnün zekatın, Seninle oldum bigana,
Müsteheggem, gedayem men. Geminle aşinayam men.
Başımdı yolunda feda, Gurbanam ol şirin dile,
Sene insaf versin Huda, Rehm ele men tek bülbüle,
Çün.Iı:i düşdüm senden clda, Çünki düşdüm dilden dile,
Deli, hem dlvanayam men. Gerlbe efsanayam men.
Kerim Kerim'e gel dada,
Tez yetir könlümü şada.
Beş gün bu fani dünyada,
MlsaLi mehmanayam men.

GOŞMALAR
MENİM
.ll:y n:ı.enimlen hem dem olan bivefa., Efganımdan bezer ele, vehm ele,
!;rd elinden ah u zarım var menim. Bele olmaz aşlnalıg rehm ele,
ebi
�. blnısen. elemezsen davasın, Siyah zülfün hesretinden fehm ele,
·�e sağaımaz yaralarım var menim. Gara günlü ruzlgArım var menmı.
Kerim'em, hüsnüne olnıuşam mayll,
Gem dustağı gerden1nde hemayll,
Başımızda bu sevdadan ne basil,
BiUhde, bihude yarım var menim.

1 t1
YETİRREM
Könül sebr et, gel eyleme elaman, Blllrem, geribllk aldı gerarım,
Seni bir gün o dildara yetirrem. Çekeceksen hele derdini yarın,
.Ağlayıban növhe etme şiveni, Kesilibdi sebri bülbül-i zarın,
Şahgubada, o serdara yetirrem. Fesl-i bahar, gülüzara yetirrem.
Kerim'em, halımdı çoh çoh perişan,
Eritdi cismimi a.teş_ı hicran,
Ham, bu dünyada yohdu bir insan,
Deye, seni men o yara yetirrem.

OLDU
Aman felek, mürvet felek, dad felek, Hicranın evinde galmışam tenha,
Biı:iad felek, zülmün nümayan oldu. Felek verdi mene derdi bedeva.
Geceler eflake yetişir nalem, Hücum-i gem etdi könlümü yeğma,
Günbegünden halım perişan oldu. HaLi ehvalım gör bir yaman oldu.
Ezelden taleyim dönüb idbara,
Esir ü sergeşte galdım avara,
Gan ağla her zaman Kerim biçara,
Cefa çekdim, ciyer dolu gan oldu.

YETİŞSEM
Elerem varımı cümle teseddüg, Galmaz ınöhnetim zerrece filhal,
Melek menzer o sultana yetişsem. Yetişse dadıma çerh-i köhensal,
Ele billem bu dünyamı tutmuşam, Garı ağlaram eger keçse bu münval,
Bir yay olub o müjgana yetişsem. Şad olmanam her insana yetişsem.
Şirin dilli o dlldarı göreydim,
Gülbergi lehlerin bir de soraydım,
Gece gündüz gabağmda duraydını,
Ne deyirsen Kerim, cana yetişsem.

GELMEDİ
Ey ağalar, könlüm çapdı eylenmez, Gülbe-Yi hicranda galmışam hemin,
Sultanım, serdarım, ağam gelmedi. O şahibazınıın çekerem gemin,
Derd-i gem tapdağı olmuşam hemin, Bu derdle ölmeyim olubdu yerin,
Göz galdı yollarda, sonam gelmedi. Üstüme gözleri alam gelmedi.
Hemlşe ahu zar olub ezberim,
Bilir mi halımı, şah-i serveriın,
Yazıg bu haluna, a Mücrüm Kerim.
Can çıhmca dedim, halım gelmedi.

KİM OLA?
Feleyln elinden gılan ahu zar, Ey gözleri cellad, gameti mövzun,
Biri menem, biri Yareb kim ola? Bu geder benden! eyleme dilhun,
Gülü rühsarına çeken intizar, Serkeşte-Yi alem, halı dlgergun,
Biri menem, biri Yareb kim ola? Biri menem, biri Yareb kim ola?
Kerim'In könlünü eleme vlran,
Zülmünden usanıb, balına bir yan,
Hicran eleminden didesi giryan,
Biri menem, biri Yareb kim ola 1

OLMAZ
fiirset elde iken yahşılıg eyle, Dörd yanımız bağça ola, bağ ola,
Jienıişe elinde ihtiyar olmaz. Sinem üstü düyün ola dağ ola,
Gel güvenme dövletine, malına, Bir kiçik ki, böyüyüne ağ ola,
r,ıaıa, mülke, ömre e'tlbar olmaz. Düşer el gözünden, behtiyar olma:.ı:.
ınuıu Kerim'ı ahtaran tapar,
Bir könülü yapan Ke'beni yapar.
Sen ç alış işini Hagg ile apar,
Hag'dan geyri kimse sene yar olmaz.

DUL ARVAD
Bendeden utanmaz, hakimden gorhmaz, lşlere can vermez, köndelen yatar,
Nede bahmaz o Movlaya dul arvad. Dolusun yeyiben, boşların atar,
Gezer gonşuları heber öyrener, Arpanı, buğdam gizlince satar,
Onları obaya yaya dul arvad. Verer emeyini zaya dul arvad.
Dul arvad alanlar biheyal olur, Eşidin Kerim'in bu nesihetin,
Dularvadda gerib gerib hal olur, Gız alanlar sürer ömrün lezzetin,
Gece gündüz işi geyl ü gal olur, Götürmek asanddı, sahlamag çetin,
Balar seni bir davaya dul arvad. Vallah, deymez bir paraya dul arvad.

CAHANA
Ey gözetler şahı, ştıh-i nazenin, Gelmeylb dünyaya sen kimi dilber,
Yetlşlbdi hökmün güllü cabana. Gül rengi leblerin yaguta benzer,
Blllrsen ne geder yahşı yaraşır, Dolanım başına ey peri peyker,
Zerefşan kemerin ince miyana. Zülfüne her seher eyleme şana.
Perişan tellerin aldı gerarım, Şahbaz_f alemsen, men seni billem,
MayUem hüsnüne sevgili yarım, Düşüben torpağa yolunda öllem,
:şın-i Siyabımsen Ialeüz yarım, Dane--.yi halının gurbam ollam,
en heYran olayım, sen kimi cana. Gebul ele, sen ey şah-İ zamana.
Camalm art1gd1 şems ü gemerden,
Yolunda keçmişem can ile serden,
Biçara Kerim'i salma nezerden,
Egerçi kafirem geldim imana.

GILMISAN
�ltrıı.
8ır O ış em bir neçe ehvahnı, Ayrılalı senin kimi dlldardan,
l'er1ı; :1f:Y: ehct ü vefa gılmısan. Yarına heç ferg goymadın eğyardan,
fl.egJb u:ı� Yar-i vefadarmı, Canım alıb bu cesed-i bimardan,
zövg ü sefa gılmısan. Her yetene heyr il dua gılmısan.
¾ '
1'�tkn e edtrn bu dostluğun binası
l Heç yohimiş sende vefa, deyanet,
,
Bele olmaz dost işine leyaget,
ı:ı
� lnJ.ayıb. kesilmeye arası,
O!ıı.sa
oıısa n deraıı könül davası,
g Terk elemek min fegiri ne becet,
ecı.ib geyre deva gılmısan. Me'lüm ki, bir özge hava gıl.mısan.
11 'l
Dediglnce bey'etlnlz var imiş,
Metieblniz bir özge dildar imiş,
Kerim sene regib ü eğyar imiş,
Ahır meni bele cida gılmısan.

TECNISLER
GARŞI
Seher seher güneş pertöv salanda, Eşg behrine daldım, derdine galdım,
İster ki, semadan ay aza garşı, Mensur tek çektldtm, derinde galdım.
Gah münevver olur, artırır kamal, Kelbin tek yaslandım, derdine galdım,
Gah özün yetirir ayaza garşı. Geceler sızlaram ayaza garşı.
Gir bağa geşt ele olanda yar hey!
Sözün bülbül kimi olanda yar hey!
Özün Sultan Mahmud olanda yar hey!
Kerf.m'i de ohşat Ayaza garşı.

HA BULAR BULAR
Seher dost zülfüne şane çekende, Serrafın destinde ne dane dedim,
Yayılar aleme ha bular, bular. Halın can guşuna ne dane dedim,
Herkes ki, sidg ile murad istiye, Slrrin derdin bilmez nadane dedim,
Elbette, metlebin ha bular bular. Anlamaz başını, ha bular bular.
Baygu üçün mesken oldu o diyar, Aşıgı kelbin tek klm derde saldı?
Gemzen ile bağrım başın odduyar, Könlünün şebnemin kim derde saldı?
Evden çıhdı yalın gılınc odu yar, Bu Mücrilm Kerim'i kim derde saldı?
Billrem gamına ha bular, bular. Ah çekib gözlerin ha bular, bular.

DİVANI
ONA
Munda kim var deyim ya.r-i vefadarım ona,
Çekiben helvete bir sir açım esrarını ona,
Gösterim dağ ü dilim, söyleyim azarım ona,
Hanı bir derdi bilen bir para, yalvarım ona.
Gibleden gaşları yay kllseye dönderdl meni,
Ay kimi ehLl şeher bir bire gösterdi meni,
Yay kimi eydi bu biderdlllerin derdi meni,
Ham bir derdi bilen bir para, yalvarım ona.
Peri tel'etli Senem çoh, veli ademllyi yoh,
Başa dek bir kes ilen hemreh ü hemdemliyi yob,
Eylese mehr ü vefa, zerrece möhkemUyl yob.
Hanı bir derdi bilen bir para, yalvarım ona.
Haçana dek gem-i hicrana düşüb, gemde ölüm,
Ruz_ı vesline onun yetmesem ol demde ötüm,
Deyme MiJ.crüm Kerim'e, goy meni ölsem de ölilDl,
Hanı bir derdi bilen bir para, yalvarım ona.
MÜHEMMES
SENİ İSTER
Yüz mah-i münevver ola, könlüm seni ister,
Yüz şems-i müdevver ola, könlüm seni ister,
Yüz serv-i senuller ola, könlüm seni ister,
Yüz sagi-Yi kövser ola, könlilm. seni ister,
Yüz gamet-i er'er ola, könltim seni ister.

Yüz mah-i !isal, a!et-i can, gözleri hummar,


Yüz sib-1 zenen, gönçe dehen nergiz-i llimar,
Yüz zülfü perişan ü belacü, büt-i hunhar,
Yüz gaşı kaman, şUh perizad-1 cefakar,
Yüz klprlyi hençer ola, könlüm seni ıster.
Yüz le'li göherbar ola, yüz gülşen-i rengin,
Yüz gaşı kaman ince miyan, lehleri şirin,
Yüz gamet...i re'na ola, yüz kaklli pürçin,
Yüz mah-i melabet, but-i ziba, gül-i nesrin,
Yüz zülfü müenber ola, könlüm seni ister.
Yüz sim beden, ince miyan, gözleri mestan,
Yüz dllber ola hürUiga, nazlki püstan,
Yüz hall. hebeş, gerdeni mina, het-1 reyhan
Yüz s1nesi mermer, dişi dür, afet-1 dövran,
Yüz bakire dühter ola, könlüm seni iSter.
Yüz şahid-i Şiraz ü Heleb, Misr ü Semergend,
Yüz ziynet..i alem, ferehefza, şem-1 ferhend,
Yüz şem'i dilefruz ola, yüz le'U şekerhend,
Yüz men kimi biçare Kerim hüsnüne hesbend,
Cümle sana çaker ola, könlüm seni ister.

DiVANi MÜHEMMES
AYRILIG
Ah kim könlilm binasın etdi viran ayrılıg,
Gıldı ehvaıım yaman, her vahtı, her an ayrılıg,
Çekdi yüz dağ-i bela sinemde pünhan ayrılıg,
Gıldı könlüın çeşmesin gan ile geltan ayrılıg,
Zülfüne nisbet gıhb, halım perişan ayrılıg.
Gane dönmüş könlümtı hicrile mö'tad eylerem,
Bele keçse halımız dünyanı berbad eylerem,
Her zaman yüz tehr ah ü naJe bünyad eylerem,
Galmışam nalan gefes küncünde feryad eylerem,
Gül kimi gıldı meni çak-i giriban ayrılıg.
Dud�I ahım zehmetl, ehU caharu ağladır,
Yad-i veslin söhbetl bu binevanı ağladır,
Küfrü zülfün arzusu din ü imanı ağladır,
Ah-f nalem heybeti erzi, semam ağladır,
Gösterib ahır mana yQz dağ-i hicran aynlıg.
Olmuşam rencuri heste, sebr ile möhnet r,;eklb,
Eyleşib gemhanede gan ağlaram, zehmet çekib,
Her yeten adama, tutub üz besi minnet çeklb,
BülbüLi şeyda kimi rühsarma hesret çekib,
Gıldı her dem zar müzterr, dide giryan ayrılıg,
İsterenı dehr-i gemin her ne ezabı var alam,
Neyleyim hicran sarıda b'ikesem, gemhar olam,
Könlümün yanmaglığında ah-i ateşbar olam,
Kakilin serriştesinde isterem zünlar olaın,
Etdi biçare Kerim'i Şeyh Sen'an ayrılıg.

GEZELLER
VAHTIDI
Gece ker,;di, dur ayağe, reht-habın vahtıdı,
Tövbe, istigfare gel, indi sevabın vahtıdı.
Şem'i söndür, yanın ağı hacet deyil bundan bele,
Perdedar olmag gerek, çünki nigabın vahtıdı,
Soy libası goy kenare, rövşen olsun hanemiz,
Ebrden hali olan, ol afitabın vahtıdı.
Hub olur lebberleb etmek, hem dehanı her-dehan,
Teşnenin sirabına bu dem şerabın vahtıdı.
Fürseti fovt etmek olmaz, g özleyir eğyarlar,
Onların bedgularından ictinabın vahtıdı.
Derd ü gem endühümün dermanım etsem sual,
İltifatın var ise senden cavabın vahtıdı,
Kerim'in könlünde dağ_i firgetin defter tutub,
İsterem şerh, eyleyim berhurd hesabın vııhtıdı,

TUFANA
Biyad! Çerh_i gerdun saldı bizi emane,
Sensiz dönübdü ey gül, gözüm yaşı tufane,
Şehla gözün hava;;ı fikrimdedi hemişe,
Çekib hilali ebru müjgan ohmu kemane.
Men isterem Huda'dan her vaht gahi-gahi,
Kipriklerin hedengi gılsın meni nişane,
Sevda-si zülfü gıldı serkeşte en dil alem,
Aldı tamam sebrim dehl eyledi imane.
Yareb bir gün olaydı bir de görem camalın,
Şükraneler edeydim roe'bud-i lamekane.
Ayrıımışam hebibden, çatmaz e1im, ne çare ?
Mehbus gıldışaro men derdim gelmez beyane.
Vesl içre ey Kerim'a, sebr eylemezdin ahir,
Bes lmdi ayrı düşdün, gan ağla bi:temenna.
HERSE, ZORBA

BU YERLER
yeridi bu yerler, Geldi cahan içre ezel pişidad,
-eıdeıı sultan
,.,. Aldı hökümet eserin Geygubad,
il bag an yen·ct·ı bu yer Ier,
oeyser
(l Neriman yeri di b_u yer1er, Gıldı feramerzi felek namurad,
Mlihteseri oldu gem ü bürdbad,
5Jılll t--i Loğman yeridı bu yerler,
gııundiŞ-
Ger e i dövran yeridi bu yerler. Menzil-i mehman yeridi bu yerler.
. elde billurlne cam, Sagi, getir bade peyapey revan,
sagı gerek.. reng, mey_ı. le•ıram. Ref'ola dilden gem ü asib-i can,
ııad e -Yi gulf
g:övkebe-Yi eyş tuta bir nizam, Gıl bizi bu şevgetile sadiman,
1:Jab-i ecelden olun�z !aye'lam, Seyr ü teferrue eyleyek bir zaman,
Söhbet-i dastarı yerıdı bu yerler. Bağ ü gülistan yeridi bu yerler.
Neşvü nüına tapdı bahar yaz ile, Gönçe gıhb naz ile tahta cülus,
mınıer açılmışdı besi naz ile, Zenbeğ ü süsen eledi desti bus,
Bü1bül ohur neğme, hoş avaz ile, Nergisi mest eyledi avazı kus,
aurorı sedalandı o şahbaz ile, Bad-i neslmi seheri ban ü fus,
Serv-l bnraman yerldi bu yerler. Taht-i zimeran yerldi bu yerler.
Lale basıb köysüne daği eyan, Oldu eyan şahid-i rühsari gül,
Zarı bağ olub nesterene mehriban, Boynun eyib galdı benöfşe hecil,
Oldu şegaig semene sayeban, Cari olub her terefi selsebil,
Tutdu şüküfe beresi bir mı:ıkan, Sagi getir bade mana essebil,
Sünblil ü reyhan yeridi bu yerler. Ye'ni ki ehsan yeridi bu yerler.
Hail gılıb meclisi biganeden, Cengime heyran eledim Heyder'i,
Her yeten ldbar-i herifaneden, Feth eierem bürc ü felek Heyber'i,
Vu mı hüner pişe, dili raneden, Gıldı melek gemzede İsker,der'i,
Ne bağ1d1 sen kimi divaneden, Getirmeyin cengime her ebter1,
Sahlb-i ürfan yeridi bu yerler. Şah-i Stileyman yeridi bu yerler.
Rüstemi zerblm eledi tersnak Kimdi menim cengime gılsın heves,
Getdi cabandan yüreyi derdn�k, Yohdu onun heddi ki çeksin nefes,
Bes nedi senden ötrü bunca pak, $iri jeyan bulmadı bir destires,
Peleng-1 aslan yeridi bu yerler Çek sesini it kimi çoh hürme kes,
Ceng tle meydan yeridi bu ye;ler.
Gürz ile galhan yeridi bu yerler.
$ait olan merd gerek şe'r
ide' Hane_yi eş'arım olub taze ter,
A:ır·1 her nezm ü neseg nesr ,
de Dembedem izhar elerem men hüner,
d;
B men m ancag ki
: olan şehrde, Erş ü zemin bidmetime baş eyer,
vber-ı geltan yeridi bu yerler.
Haı:-an_i sultan Yeridi bu yer Gelme bu meydana aye biheber,
ler. Merd-! diliran yerldi bu yerler.
Heyf aJıban gerdiş-i dövraniden,
Gem yemenem her yeten ldbariden,
Mücrim-i dilheste günahkariden
Hübsü değel Ie'net ü inkarlden,
Rehmet ü küfran yeridi bu yerler.

117
AŞIK PERİ
19. yüzyıl aşıklarındandır. Doğum tarihi bilinmemekte, ölüm tarihi olarak
ise 1834 tarihi ileri sürülmektedir_ Karabağ'ın Dizag bölgesinin Maralyan kö­
yündendir. Aşık Peri Karabağ şairleri ve aşıkları arasında büyük bir şöhret ka..
zanmıştır. Mehemmed Bey Aşık, Cafer Guluhan Neva, :Mirzecan Mededov, Mirza
Hasan Mirza ile atışan Aşık Peri çoğu zaman onları mat etmiştir.
O, devrinin edebiyat çevresinin merkezi durumundadır. Tahsilli ve aydın
bir kimse olan Aşık Peri zamanındaki aşıkların ustası olarak bilinmektedir. Onun
aydın bir aşık olduğuna dair fikirler çeşitli araştırıcılar tarafından ileri sürfil_
müş olup bunların başında F. Köı;;erli g�lmektedir. Onu, metheden manzum
ve mensur mektupların sayısı çok fazladır. Peri de bu mektuplara şiirleri Ue ce­
vap vermiştir. Şiirlerimiz arasında bulunan 'sevdiyim" redifli koşmasını Me­
hemmed Bey Aşığın mektubuna cevap olarak vermiştir. "Oynaşı'' ve "senin" re­
difli koşmalarım ise "Mirza Hasan"a cevap olarak göndermiştir. Cafer Guluban
Neva'nın aşağıda vereceğimiz koşmasına ise yine şiirlerimiz arasında bulunan
"dile sen'' redifli koşması ile karşılık vermiştir.
Aşıg Peri, kağız sene yeti.şeek, Tökmek üçün zülfe vurma şanenL
Durmayuban gerek bura gelesen. Yola apar görende divaneni,
Bir tavuz guşusan, ya mürğ-i tuti, Sepibsen üzüne haldan daneni,
Gezeceksen yegin elden ele sen. Goyubsan üzüne zülfden tele sen.
Le'net gelsin Ferhad'm imanına, Peşmine saymırsan soltanı, ham,
Alıb Şirin kimi seni yanına, Eyleyirsen şahlar kimi divanı,
Salacagsan pamoşnikin canına, Sen gedirde olan neyi zürnanı,
Göreceksen bişübhe velvele sen. Görmeyibsen meger göre, gelesen ( •) ·
Ünlü ve sevilen kişilerin ölümü üzerine söylenen (yazılan) koşma tarzındaki
ağıtların bir örneğini de Aşık Peri'de bulabilmekteyiz_ Mirzecan'ın ölümü üze­
rine yazdığı "neyledin" redifli koşması bu yönden mühimdir.
Gerayh ve koşma türlerinde şiirler söyleyen Aşık Peri'nin şiirleri ilk defa
Mirza Yusuf Nersosov tarafından 1856 yılında Teymurhanşurada Mecmu�Yt
Vagif ve Muasirin-i Diğer adı ile neşredilmiştir. 1867 yılında ise A. Berjen, Eşa:�ı
Şüera-Yi Azerbaycan isimli mecmuada Aşık Perl'nin şiirlerini biraraya getir�JŞ­
tir. Daha sonraki yıllarda ise Reyazü'l Aşigin ve �evvab tezkerelerine de Pe_�ı rıg:
şiirleri dahil edilmiştir. 1917 yılından sonra ise Aşık Peri'nin şiirleri E. Muzn
S. Mümtaz ve Müfti araştırıcılar tarafından toplanmıştır.
KAYNAK
(Azerbaycan Aşıgla·rı ve El Şairleri I, 220-228.)
btl
c•1 Bu şiir eserin orijlnalinde sayfa altı notunda yer almaktadır (s. 2�4), Nev;n. e
u bU b s
eserde müstakilen yer almadığı için biz de bu şiirini ilgili oidug
almayı uygun bulduk (Hazırlayanların notu).
118
GERAVU
EYLEDİN
r dad elinden, Saymadın sultanı hanı.
za1ırnaŞece
n a h ag gan eyıectın.
· Eyleyibsen nahag gam,
se n h . şe rını,· Badam kimi nocavam,
Zil 1Ol ile könlürn h
.. r nece viran eyled"ın. Yer ile yeksan eyledin.
ao
ına, Peri'nln derdi tuğyandı,
Nece gıydın gülzar
en ikr arı na, Sakin yeri maralyandı,
pünhan keç
y ollar kena rına, Gülü gönçesinde yandı,
Saldın
Dörd yanın al gan eyledin. Bülbüller efgan eyledi.

GOŞMALAR
AGLARAM
Çanagçı mülkünden sefer eyledim, Nagehmdan düşdüm bele derde men,
Mene gedim oldu yollar ağlaram. Nece çekim eşg üzüne perde men,
Secer geldi vurdu şikar eyledi, Gözü yaşlı geldim Tağavurda men,
Töker didelerim seller ağlaram. Perişan olubdu teller ağlaram.
Bir şah endaz. şuh nigarm gelibdi, Bir dilber periye Peri gan ağlar,
Kesilibdi ihtiyarım gelibdi, Çekilib sineme düyünlü dağlar,
Köysü dağlı bir tavarım gelibdi, Ölübdü bülbülüm lal olub bağlar,
Guruyub lal olub güller ağlaram. Saraltb savılıb güller ağlaram.

NEYLEDİN?
(Mirza Can'ın vefatı münasebetiyle)
O!lnya senin e'tibarın yoh imiş, Neçe şeher üste ceng edib savaş,
Birheber ver,Mirze Can'ı neyledin? Cari olub sel yerine ganlı yaş,
Neçe beyler ile neçe han ile Felek etdin tac.ı tehtini taraş,
Görtarı hoş, eh'Li canı neyi edin? Nöker naib hanimani neyledin?
Puç dünya sende bir Yarıyan hanı, O felekdi düyün yeri dağlayan,
��� �e gün artırdı şöketi, şanı, Ezeli şad olub sonra ağlayan,
lis
,.v 1ra ln sağ eli serdarın canı' Sinesinde şe'ri, kitab bağlayan,
n goyUb Dagıs
-
tan'ı neyledin? Sahib----i huş göherkam neyledill?

SEVDİYİM:
(Aşık Mehemmed'e)
Ftuşen .
'' gecesınd e hoş bir saatda' Her gul öz yerinin bünyadı olu,
'-Rl?le g
'tahşı1ı ldl bu sehraya sevdiyim. Ohuyan keslerin savatlı olu,
ı-.e der : Yazılsa yaman deftere Derdlinin felekden amadı olu,
ersen bu binaye
sevdiyim. Minnet eler bu dünyaye sevdlylm.
?rıı tuıa ..
Cohlar :ıdı bu mühteseri, Ey Peri mühteser bir cavab ele,
ı\rııa ı ŞMen olub serseri, Şayestedi rücu eden arile,
)'!b
Örı:ır b �bLt dil olandan beri, Reglbler danışır ingilab ile,
ag getdi
zaye sevdiyim. Goşulmaram men hercaye sevdiyim.

119
DİLE SEN
Eşitmi.şdik gulluğuna yetişdin, Bu lşde Gedlr'ln vardır hub rayı,
Gördük ki, düşübsen dilden dile sen, Her yeten keslere deyer sövdayı,
Unutmayıb Müselmanlıg şertini, Aralığa düşüb Meherrem ayı,
Matem deylb bir insafa gelesen. Layıg deyll anda deyib gülesen.
Yahşı yeter imamın feryadına, Ey Peri, tecll et sualında sen,
Bele iŞin lezzeti ne, dadı ne1 Nög.:an yetlribsen kam.alında sen,
Adam bildik biz de geldik adına, İndi zurna çalmag heyalında sen,
Adamlığı ganmayıbsan hele sen. Onu gerek ahiret.de çalasan.

GELİB
Mirzecan ağadan, dest..l sehadan, Gören peh peh dedi şövket-1 şana,
Tiflis öl.kesinden bir nişan gelib. Biz de mayıl oldug gaşı kamana,
En'am edib kelisanın üstüne, Alov alov şö le salıb her yana,
E'caz�i mö'cüzat, zerefşan gelib. Sanasan ki, le'l-i bedehşan gelib.
Nı1micardı, ulduz kimi seyrid!, Ehtiyat göründü, şamlar alındı,
Yeddi çırağ çar tere!ln bürlidü, Toylar tutuluban, şenlik olundu,
Görmesine gız, gelinler yerldi, Pak namaz gılındı, sütre salındı,
Neçe, neçe zülfü perişan gelib. Çar terefin kesdl, mecmuan gelib.
Peri'yem derd�i pünbanım içinde,
Hal dolanır zenehdamn içinde,
Sen billrsen kelisanm içinde.
Ömrilme duaçı yüz min can gellb.

SENE
Bttegsirem, yohdu menim günahını, Men fegiri beslemisiz arada,
İndi bele galıb, ihtiyar sene. Da.dlresim bunca yetişsin dada,
Sen regibln cemi'eti tepıldı, Vesfini söylerem hedden ziyada,
Galdım her terefden bir eğyar sene. Heç esklk olmasın mülk, tavar sene.
Heç olmasın reg!b, gelmesin eğyar, Gasld gelcek derdi dilin bllmişem,
Gece gündüzlü çekerem ahu zar, Möhnetlle didem yaşın silm\şem,
Tapmamışam hele yar..i vefadar, Vara vara Çanakçı"ya gelmlşem,
Vahtiken eylerem heberdar sene. Men nece bağlayım e'tlbar sene.
Can içinde men bu cam neylerem.
Le'U Yemen, bedehşanı neylerem,
Hanı. beyi, men paşam neylerem,
Peri'yem, eylerem dualar sene.

OYNAŞI
(Mirze Hesen'e)
Katiplerin şahı defter içinde, Eşginin elinden gederem bada,
Gelem ile nazik eller oynaşı. Derdim olub günü günden ziyada,
Fitneli, fe'111sen naz ü gemzeli, Şive-yI reftarın düşende yada,
Dehanında şirin dlIIer oynaşı. Bağrımın başında miller oynaşı.
Dad eylerem, haray naşı elinden, Adam var dolanır mekrin içinde,
Yandı ciyer eşg ataşı elinden, Adam var dolanır zikrin tçinde,
Men ne deyim gözüm yaşı elinden, Senin kamalında fikrin içinde,
Üzüşür sonalar, göller oynaşı. Ecaylb, geraylb ballar oynaşı.
Peri'yem, halglara olınuşam bacı,
Kimsenin kimseye ne ehtiyacı,
Belhin, Buhara'nm, Hind'in heracı.
Zenehdanda siyah ballar oynaşı.

SENİN
(Mirze Hesen'e)
Ne yatıbsan lihaf, bester içinde, İsmi şerifiniz dada yetlrsln,
Blnlar mısan. nedi bes halın senin'? Metleb alıb her murada yetirsln,
Eşgln ınerezine men ki tebibem, Halig özü bu imdada yetlrsln,
5eyan ele mene ehvalm senin. Hifzinde sahlasın zevalın senin.
nar İlahım gülzarına gıyrnasın, Bir meseldi bağban olan bar çeker,
Heste olan bimarına gıymasın, Endelib'in hem meyli gül.zar çeker,
Şirin, şirin göftarına gıymasın, Allah'e na.bende ah uzar çeker,
Bağışlasın gaşı hilalın senin. Gem çekme, kamildi kamalın senin.
Men Peri'yem, eşge zaram neyliyim,
Derd ü dllden heberdaram, neyllylm,
Burdan ora ıntizararn, neyliylm,
Şefalansın nur-1 vüsalın senin.

121
MiRZECAN MEDEDOV

19. yüzyıl Aşıklarındandır. Karabağ'ın Çanakçı köyünde doğmuştur. Erment


asıllı olan Mededov, Aşık Peri'nin muasırıdır. Ermeni olmasına rağmen Azeri
Türkçesiyle çok sayıda şiir söylemiştir. Uzun yıllar Tiflls'de «Gafgaz'ın baş ha.
kimi defterhanasında» şark dilleri tercümanlığı yapmıştır. Araştım1alar onun
devrindeki ünlü kişilerle dostluk kurduğunu, onların sevgisini kazandığını gös.
termektedir.
Azerbaycan medeniyetine ve kültürüne bağlı olan Mededov, klasik Azerbay­
can Edebiyatı ile yakından ilgilenmiştir. Ancak şiirlerinin büyük çoğunluğunda
halk şiirinin tesiri daha açık bir şekilde görülmektedir.
Aşık Peri ile arkadaşlık eden Mlrzecan Mededov, şiirlerinin çoğunu ona ithaf
etmiştir. Azerbaycan Şifahi halk edebiyatına vakıf olan Mededov, şiirlerinde o
an'aneden lstl!ade temiştir.
Lirik şiirlerinde insani duyguları işlemiştir. O hürriyet fikrini daima diğer
duygularından daha üstün tutmuştur.
cGerayln, koşma ve gazel türlerinde şiirler yazıp söyliyen Mededov'un asıl
şöhreti koşmaları iledir. Koşmalarında sevgilinin vefasızlığı, yalnızlık, dert; bu
dertlere derman bulamayışı gibi konuları işlemiştir.
Ayağ torpağına üzüm sürterem.
Gebul etsen bu dünyadan !terem.
Hem Leyli'yem, hem Esll'den beterem,
Etgllen bir çara, ana, ağlaram.
Gazel türünde söylediği şiirinde, Aşık Peri'ye aşık olduğunu, onun için di­
nini bile değiştirdiğini ifade eden Mededov "ey Peri'' redifli failatün. failatün,
falla.tün, fallün kalıbıyle yazdığı gazelinde şöyle demektedir :
Aşig oldummen sana vallah begüman, ey Peri,
Mezhebim terkin gılıb oldum belman ey Perl
Men özüm nesranlyem, amma ki ta gördüm seni,
Eşhedübillah ile oldum Müselman, ey Perl.
Küfrü zülfün her zaman bidlnllk idi aşkar,
Men getirdim sldgile gördükde iman ey Perl.
Egli huş um dağılıb, terk etmlşem yar ü diyar,
Çıhmaz amma bir zaman yaddan Mara?yan, ey Perl.
Yola gel başla vefanı, terk gıl cürmü cefa,
Mirzeca n yolunda goymuş baş ile can, ey Peri ( •)

(") Kitabın orijinallnde yer almasına rağmen biz bu şiiri metinler baitsln�e
değil burada örnek olara,k almayı uygun bulduk. {Hazırlayanların notu ·
122
eğiştirdiğine dair başka mısraları da olan Mededov bir geraylısında;
Dinin! d
Müjganınla tökdün ganım,
Apardın din ü imanım,
Sene gurban şirin canım,
Derdlere dayanan yarım.
d eı:nektedir.
Demek ki. Ermeni olmasına rağmen, zamanla dinini bile değiştiren Mededov,
yönü ile bir Azert Türküne benzemektedir.
her Şiirlerinde edeb[ sanatları ustalıkla kullanan Mededov "gözlerin'' ve "Be­
nöfşe" redifli koşmalarmda bunun en güzel örneklerini vermiştir.
Dağıdır huşumu, alır canımı,
Her bahanda o mestane gözlerin.
Çekibdl üstüme hen cer_i hunriz,
Batacagdı gızıl gane gözlerin .
...
Bundan artış yohdu sene bir cavab,
Layig deyi! etmek aç!ge ezab,
İstersen edesen dünyada sevab,
Ele Mirzecan'a çare, benöfşe.

KAYNAK
(Azerbaycan Aşıglan ve l Şairleri l, 229- 240).

123
GERAYLILAR

YARIM
Olmasın bir günüm sensiz, Ömrümü vermerem batla,
Menim derdim ganan yarım. Meylini gel salma yada,
Men ha sene inanmışam, Birce hah sen bu feryada,
Sen de mene inan yarım. Andıma inanan yarım.
Müjganınla tökdün ganım, Yahşı iş ele adına,
Apardın din ü imanım, Mirzecan yeter dadına,
Sene gurban şirin canım, Men fağırı sal yadına,
Derdlere dayanan yarım. Yuh11dan oyanan yarım!

CANIM
Nece dözsün bu derdlere, Ebes yerden çekme aman,
Menim bu biçare canım. Sağlığına gelmez güman,
Veteninden, yar yanından, Ne tebib var, ne de derman,
Olubdu avara canım. Sen teki bimara camın.
Yoh vefa hergizhemdemde, Mirzecan'ı etme heves,
Günüm pis keçecek gemde, Bu dünyadan te'mini kes,
Tamam el söhbetde, demde, Goymurlar çekesen nefes,
Sen oldun bikara canım. Dönübsen divara canım.

YALGIZ
Kim var men tek bu dünyada, Zülm etmekden çerh utanmaz,
E.şg oduna yana yaJgız. Yatıbdı behtim oyanmaz,
Yar sitemi, felek cövrü, Men olmasam daş dayanmaz.
Menim kimi cana yalgız. Bir gel Gürcüstan'a yalgız.
Yar cefası çoh canımda, Demen eşgin cefası var,
Demeli Hagg divanında, Herkes bilse sefası var,
Her aşig hemdem yanında, Yarın her ne belası var,
Sendeki, divana yalgız. Verin Mirzecan'a yalgız.

DİLBER
Sen teki cahil elinden, Beledi halım çoh zaman,
Gelmişem amana dilber. Seni sevirem bigüman.
Cana saldın e�g ateşi, Men Ermeni, sen Müselman,
Goydu yana yana dilber. Getirdin imana dilber.
Senin eşgin canım alı, Ömrümün gülşeni soldu,
Hesretin könlümde gaiı, Gözlerim yaş ile doldu,
Menim ahım govğa salı, Yanmag üçün camın oldu,
Mecnun'e Şirvan'a dilber. Şem'ine pervana dilber.
Kirpiyin her biri ohdu,
Yarası canımdan çohdu,
Cahilsen, hec ağlın yohdu,
Yar ol Mirzecan'a dilber.

124
GOŞMALAR

GARDAŞIM
m en de derde düşmüşem, Anam ister eşgimizi soyuda,
in klilli
se�a acıgıansm anam, gardaşım. Biz bahmarız hergiz bele öyüde,
00 anamıza, Felek salıb bizi bir yaman oda,
1 bele yalvarag biz Gerek galag yana yana gardaşım.
izi gana , ga rd aşım.
�=lke derdim
Biz düşmüşüz bir belalı da vaya,
Mirzecan gedecek bad-i fenaya,
Üz dönderib çöle, dağa, sehraya,
Sen Mecnun'san, men divana gardaşım.

TAPILMAZ
çekdiyim cefadan, derd-1 beladan, Ne canda taget var, ne dilde rahet,
Heber veren o, dildare tapılmaz. Goymayır bu felek olum ferağet,
Perişan halımı, ah u zarımı, Derd meni öldürür saet besaet,
Birce deyen o gemhare tapılmaz. Bu derdlere meger çare tapılnıaz.
o onda ah çeker, men bunda feryad, Yarın gemi çohdu Mirzecan'ında,
Kim var ki, eyleye bizlere imdad, Bir kimse yoh onun bendevamnda,
Yareb, bu memleket olaydı berbad, Herkesin sevdiyi yarı yanında,
Gelen ondan bu diyare tapılmaz. Menim kimi heç avare tapılmaz.

GETDİ
Geldi, heç bahmadı öz blmarına, 'l'ündlenib gelmişdi yar savaşma,
Heyva tek rengimi soldurdu getdi. Tel tökülmüş onun göz ü ga.şına,
Birce tünd bahışla, al ganlı yaşla, Bir elinde bıçag, bir elde şana,
Aşigln gözlerin doldurdu, getdi. Tegsirsiz, günahsız öldürdü, getdi.
Görmemişem hergiz bele elamet, Mirzecan da olmuş yar-i sitemkar,
Meger gonmuş bize bugün giyamet, İnnen bele eler günde ahu zar,
Mür(ü)vetsiz elerdi risva, melamet, Çünki bilmiş olub hubları serdar,
Alemi üstüne güldürdü getdi. Hökmile fermam bildirdi get-dl.

GÖZLERİN
Dağıdır huşumu, alır canımı, Bilirem bilibdi gemin illetin,
lier babanda o mestane gözlerin. Goy çekmesin beç şadlıgın, minnetin,
Çeklbdi üstüme bençer-i hunriz Çünki bilmiş ağlamağm lezzetin,
Batacagdı gızıl gane göz
lerin. Goy ağlasın yane yane gözlerin.
Buıun az menimçün ı
Erzı � bir yahşi hemdem, Eylersen ahırda sen meni Sen'an,
· rnı Yetire Yare demadem Dönerem dinimden ger versen ferman,
Bırce b ..
aha me
Bel.ke ola derd _ne, gozde� yaş' to"kem, Bilirsen edecek canını gurban,
ım gana gozlerim. Bahsa eger Mirzecan'a gözlerin.

EZİZİM
Doıanıb başına, eşg ateş Birce canım vardı ona emanet,
I> e rvan ine,
htı ete� hem de yanım, ezizim. Goy men ölüm, sen ol sihet, salamat,
ııya
Goy ı:n gernın sene görmürem reva, Olsa eger menden sene heyanet,
en çekim, hem de yanım, ezizim, Gerek elden men utanım, ezlzim.

125
Gurtulmadım munca güsseden, gemden, Mirzecan'ın galıb cövr_i sitemde,
Sen doymadın munca cövr ü sitemden, Rehm ele yazığam, men müstemend e,
Tutub gehrin meni :seni sevmekden, Ne söze bahırsan, ne içen anda,
Men bu sırrı nece gamın, ezizlm. Nece sene men inamın, ezi.z!m.

BENÖFŞE
Sen boynu burulu varıb yanına, Aparsalar seni yar otağına,
Söyle derd-i dilim yara, benöfşe. Gafilolına, balı sen solu sağına,
Bir gördü, ahırda gıldı sernigun, Üz sürtüb zülfüne, de gulagına,
Erz eylersen o hunhara, benöfşe. Salmasın aşıgi nara, benöfşe.
Neylesin men kimi fegir endelib, Bundan artıg yohdu sene bir cavab,
Sen göze! benöfşe, olgilen hebib, Layig deyil etmek, aşige ezab,
Eger sen de mene olasan regib, İstersen edesen dünyada sevab,
Görüm günün keçsin gara, benöfşe. Ele Mirzecan'a çare, benöfşe.

AGLARAM
Ayrı düşdüm men yarımın kuyindan, Yeri... felek, dad elinden, dad,
Gece gündüz yalgız men gan ağlaram. Regibler könlünü sen eledin şad,
Bu çerh-1 zalimin yoh imiş rehmi, Blr gün olar sen de olarsan berbad,
Eylemez derdime derman, ağlaram. Senin ehvalına yaman ağlaram.
Bilirem derdime bulunmaz çara, Bir yandan ruzigar eyleyir cefa,
Yahşıdı dünyadan olum avara, Bir yandan regibler sürürler sefa,
Yar gemi olmuşam men bahtı gara, Bir yandan yarımdan görmürem vefa,
Harab olsun bele zaman, ağlaram. Bu derdlere dözmez insan, ağlaram.
Sen bir şam olubsan, men bir pervane,
Gorhuram canıma od düşe yana.
Mirzecan'ın gelib derdden amana,
Can vermeye ister ferman, ağlaram.

YETER Mİ?
Girdab-1 möhnetde gerg olan canım, Gem leşkeri olub mene hevale,
Yareb nola bir kenare yeter mi? İsteyir gürbetde canımı ala,
Bu seyLi beladan, tufan-i gemden, Çekdiyim efganlar, etdiyim nale,
Hilas olub o dUdare yeter mi? Bu diyardan o diyara yeter mi?
Çünki müşkül hicran düşmüş araya, Nece dözsün canım bu sitemlere,
Kim vardır yetişsin bunca haraya, Bunca möhnetlere, bunca gemlere,
Ümid yoh gaside, bad-1 sebaya, Yarın kuyindeki siz hemdemlere,
Bir ah çeksem onda yara yeter mi? Bir de gören bu biçare yeter mi?
Felek meni bele salmış avare,
Könül müştağ, göz müntezir didare,
Mirzecan'ı meger o gülüzare,
Senin kimi hah tı gara yeter mi?

OLSUN
Bir bele eyyamda, bele zamanda, Ne bir gemhar, ne bir dust--i yegane,
Gemgln könlüm neçe munda şad olsun. Tamamen aşina oldu bigane.
Munca zülm ü sitem, munca seyaset, Felek ahır saldı meni zindane,
Bes deyi! mi, yar da menden yad olsun. Goymadı güsseden dil azad olsun.
1 .,,,
oJrnasın o gemgin, men çekim cefa, Külli alem düşmen olub canıma,
unutrnag aşigi görmesin reva, Tapıb fürset düşmen batıb ganıma,
Gelmese, deyerler ona bivefa, Deyin dostlar, yarım gelsin yanıma,
İsterem özüne yahşı ad olsun. Helke görıneg ile bir imdad olsun.
Felekin edli yoh, dünyada divan,
Dehi gelmez heyatıma bir günıan,
Nahag bende düşüb fağır Mirzecan,
Sebabkarm evi goy berbad olsun.

AŞIG PERİ'YE
Ehdü peymanını meger ıınutdun, Ses verende seni sesleyen bizik,
Nece deyim Peri blilgar sene. Arada reglbi pisleyen bizik,
Gedrini bilenin gedrin bilmedin, Seni gönçe kimi besleyen bizik,
Yohdıı menden geyri bir gemhar sene. Heyif hemdem olar ahır har sene.
Eşitdim tapıbsan bir hemdem, Peri, Gedrlni bilenin gedrin bilmedin,
O,hemdem deyildir, artar gem, Peri, Rehme gelib didem yaşın silmedin,
Felek kimi etme sen sitem, Peri, Yolun çoh gözledim, ahır gelmedin,
Eser etmez meger ah u zar sene_ Yohdu innen bele e'tlbar sene.
Eşg ile etmişik biz sene dilek,
Teeccübem senden bunu bilmemek,
Ne handı, ne paşa, ne sen gören bey,
Mirzel'an'dı, yalnız intizar sene.

AGLARAM
Öldürrem özümü, bir garı eylerem, Gezebin sebebin niye bilmirem,
Acıglanma yara ana, ağlaram. Men sene fergini giya bilmirem,
İtirib yarımı, geydirme mene, Utanıb özünden deye bilmirem,
Gara üsten gara, ana, ağlaram. Balsan işim dara, ana, ağlaram.
Tanrı'dan isterem gısasım alsın, Yarın mehebbeti vardı canımda,
Seni de, men kimi bir eve salsın, Ölene dek gaynar menim gamında,
Gıymag olur meger, o sensiz galsm, Bir gün onu men görmesem yanımda,
Yazıgctı beçare, a.na, ağlaram. Çekseler de dara, ana, ağlaram.
Ayag torpağıva üzüm sürterem Yarımı incitmek ayin deyildi,
Gebul etsen bu dünyadan itere�, Ehdü peyman meger te'yin deyildi,
Hem Leyliden, hem Esli'den beterem, Mirzecan'ı bize hain deyildi,
Etgilen bir çara, ana, ağlaram. Bahma sen igrara, ana ağlaram.

1?'7
MEHEMMED BEY AŞIK

19. yüzyıl aşıklarındandır. Aynı yüzyılın birinci yarısında Karabağ'da "Vaglf''


şiiri üslubunu devam ettiren aşıklardandır. Gasım Bey Zakir, Mirzecan Mectecıov:
Aşık Peri ve Cafer Gulllhan Neva ile muasır ola,n, onlarla atışan, dostluk ve ar�
kadaşlık eden Meıhemmed Bey Aşık, halk edebiyatının tesiri altında Yazıp söyle­
mistir.
A.şık, hem klasik şiir, hem de halk şiiq tarzında şiirler söylemiştir. Ancak
klasik tarzda söylediği şiirleri, halk şiiri tarzında söylediklerinin yanında çok
zayıf kalır.
Rivayete göre Farsça, tahsili de görmüştür. Onun aydın birisi olduğunu şiir_
lerini okuyan herkes anlayabilir. O da şiirlerinin en güzellerini Aşık Peri'ye ithaf
etmiştir.
Geraylı (B'li koşma), koşma, tecnis ve "yazışma" türlerinde şiirler yazan
Mehemmed Bey Aşık, hemen hemen bu şiirlerin hepsinde insani duygulan dİıe
getirmiştir. Ayrılık, kavuşamama gibi konuları da işleyen Mehemmed Bey Aşık
'bir geraylısında şöyle demektedir:
Merdüm-i çeşmim gan ağlar,
Hal-i Hindudan ayrılmış,
Sızıldar mürg-i dil daim,
Zülf-i hoşbudan ayrılmış.
"Senem" redifli tecnisi ise onun bu sahadaki başarısını ve edebi sanatları
kullanmasındaki ustalığını göstermesi bakımından mühimdir.
Cadu gözlü, ohşar üzün ser aya,
Hal ü hett ü zülf ü ruyin, sar aya,
Yüz naz ile sen çıhanda sehraya,
Gün gizlenir, olur ay ağa, Senem.
Yukarıda onun da en güzel şiirlerini Aşık Peri'ye ithaf ettiğini söylemlş�i��
Manzum "ya.zışma''Iarı bunun en güzel örneğini teşkil eder. Gasım Bey Zakır
yazdığı mektubunun dışındaki dört "yazışma" örneğini de Aşık Peri'ye yazmış
olması bu fikrimizi kuvvetlendirmektedir.
. . ko�
Onun şiirlerinde sevgili tasvirleri oldukça başarılıdır. "Sevmlşem" redıfiı
masında bunu açıkca görmekteyiz.
Tezeden bir işe düşmüşem yene,
Ala gözlü bir şuh gelin sevmişem,
Mina gerdenlnl, ter sinesini',
Re'na geddin, gulac golun sevmişem.

KAYNAK
( Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 241 - 255).
-1'10
GERAYLILAR
MEN
Ey gül, rehmin kesme menden, Müşgül iş derd-i firgetdi,
Valehti heyramnam men. Tut elimden mürüvvetdi,
Bir zaman govma kuyinden, Ne desen cana minnetdi,
Bülbülü hoşhanmam men. Bende-yi fermanınanı men.
Derdin Aşig'e dermandı,
Zeher versen nuş-1 candı,
Tez öldür, goyma amandı,
Kim, senin gurba.nınam men.

ELİNDEN
Gan ağlar can guşu daim, Sultan-i eşgidir zalım,
Rehmsiz seyyad elinden. Yaman yere yetlb halım.
Öldürmez, eylemez, azad, Dil şehri ile heyalım,
Ha çeker, feryad elinden. Olubdu berbad elinden.
ZüJmünden ol sitemkArm, Növgi müjganları sef, sef,
Nalesinden dil-i zarın, Eşg ehlini gıimış hedef,
Bir nete gün ruzigarın, Atsa yayınmaz her terer,
Olmadım dildaş elinden. Çlhmışlar ustad elinden.
Gözlerini Aşig-1 zar,
Sevenden beridir bimar,
Meni Tari, öldür, gurtar,
Ol iki cellad elinden.

BU
Beyle kl bir könül olmaz, Cemiyyet ü derdi alem,
Aciz(1 binevadır bu. Etrafında görenler hem,
Eyleyiiı zülfünden mesken. Sorsalar nedir, deyerem,
Etebgü.nü garadır bu. Yardan gelen beladır bu.
Ser-i kuyinln herodemi, Ağzını derdime derman.
Ne derdi var, ne de gemi, Gerçi derler, yohdur güma.n.
İs�oıez külli alemi, Müşkül oldu aman aman,
Özge zövg ü sefadır bu. Bir derd-1 bideva.dır bu.
Derdinde eylesen şiven,
Dese kimdir o meh, bilmen,
Bir deyin Allah'ı seven,
Aşig-1 binevadır bu.

GADASIN ALDIÖIM
Aşiglnem senin ahı, Can çıhır könül neylesin,
Eıeı gadasın aldığım. Derdini kime söylesin,
Cana vurub mehebbet,i, ister sedaget eylesin,
Çengel gadasın aldığım. Tez gel, gada,sın aldığım.
Salma könlün istiraba, Seyreg,j.bden iba gıllam,
Zülfün içre picü taba, Kuyinde görmüşem, öllem
Sataşma hane heraba, Reşkden sayeni billem,
Dince! gadasın aldığım. En gel, gadasın aldığım.
Gulum deyib ey şahzada,
Salmadın Aşig'i yada,
Olur mu sen tek dünyada,
Göze! gadasın aldığım.

AYRI
Niye meni derd-1 hicran, Nazile sallanar o mah,
Öldürür ol yardan ayrı. Yahıb canım, alır nagah,
Gan tökme merdum-1 çeşmim, Getmenem behişte billah,
Çeşm_i h unharından ayrı. O hoş göfta.rından ayrı.
Kes11ibdi ah u nalem, Geminden el üze bilinen,
Firgetinden yaman baleın, ,Bir gün onsuz düze bilmen,
Endelib-i nitgi lalem, Tutınuşam hu, geze bilmen.
Gü.l-i rubsarından ayrı. Nale-Yi zarından ayrı.
Ölende Aşig_ı şeyda,
Gelib üste edin govğa,
Desinler heyf, ı;ed heyfa,
Getdi, dildarından ayrı.

AYRILMIŞ
Merdüm-! çeşınln garı ağlar, Goynunda bağ ü bostanın,
Hal_i Hindu'dan ayrılmış. Barverdir gülistanın,
Sızıldar mürğ_i dil dainı, Sanasan iki büstanın,
Zülf-1 hoş bundan ayrılmış. Şah-i limudan ayrılmış.

Gayıdıb bahmağın her yan. Eger tab etmez hicrana,


Gören kimi galır heyran, Mezemmet etmeyin cana,
Deyirler Yareb bı.i ceyran, Para para olur şana,
Hansı ahudan ayrılmış? O tar-i mutlan ayrılmış.
Gaşın şövgUe peyveste,
Gameti olub şikeste,
Dirilmez Aşig-ı beste,
Tağ-i ebrudan ayrılmışam.

İSTER
Menim divaneve,5 könlüm, Sefhesi ab ü tabından,
Bir zülLi piçü tab ister. Aye_yi hett hesabından,
Öz el ile aça her şeb, Meshef-i hüımü babından,
Ay üzünden nigab ister. Her senem bir kitab ister.
Her günde göyden mesiha, Könüllerhay ü huyundan,
Gelir dergahına emba, Dil üzmen tar-i muyundan,
Mö'cüz_i lebinden güya, Her seher, mah-i ruyundan,
Sual eyler, cavab ister. Perlövln afitab ister.

t<>n
Aşiğ'i mestdir gözünden,
Heberi yoh öz, özünden,
Bahdıgca doymaz üzünden,
Zülfünü bihesab ister.

GÖZLERİN
e uşşage, Çekmiş üze tig-i ebru,
ı,ebln can vers
ne tez alı g özlerin. Durmuş hettühaLi Hindu,
Ye .
ne, Dil gesdine müdam keysu,
Bir göz bahmaz hestesı
Nezer den sal ı göz lerin. Gurmuş belalı gözlerin.

yuz terefden olsa kömek, Her yan sef-i müjganıdır,


Mümkün olmaz tab eylemek, Alem onun beyranıdır,
Gayıdıb yorğun maral tek, Guya Hüten ceyranıdır,
Babanda dalı gözlerin. Ya Çin gezalı gözlerin.
Genc-i hüsnün pasibanı.
Gec nigahı alır canı,
Aşig'in dini, imanı,
Hem mülke, malı gözlerin.

GELDİM
Firgetinden ey dilbera, Meni bu dildeki nale,
Tenge yetib, cana geldim. Saldı bir özge heyale,
Sensız bu beste könlümün, Getdim yetmedim vüsale,
Elinden amana geldim. Yene yana yana geldim.
Bir zaman kuyinde galsam, Hicrinde galdım avare,
Goiumu boynuna salsam Rehm eden yoh dili zare,
Klifr zülfün ele alsam, Sen özün ele bir care,
Ele bil ımana geldim. Kim sizin divana geldim.
Aşig yamandır zemane,
E'tibar olmaz hubane,
Goymuşam merd ü merdane,
Bu başı meydane, geldim.

GOŞMALAR
8 l'ncten ayrı OLUBDUR
işim menim, ey dilber, Lehze Iehze halın sorduğun könlüm,
0 ece günd
'l'eğ: . l uz "" ahu efgan olubdur. Gündemin tesliyet verdiyin könlüm,
:aı/ fti vehminden zülmü sitemin, Daim §ad ü hürrem gördüğün könlüm,
mı baremizde ehsan olubdur.
İndi derd elinden viran olubdur,
Ne lııterse
Btr gü n zalım men binevadan, Hacan almarmşdın ağlımı serden,
Sarun n el �ekmesen cövrü cefadan, Oh urdum mesheLi hüsnün ezberden,
Göıı e a lndı, bil ki galü beladan, O günden ki saldın gözden, nezerden,
rırn hüsnune
·· heyran olubdur. Menim halım coh çoh yaman olubdur.
Heç yada salmazsan men dilfigarı,
Seni ne bimürvet yaradıb Tarı,
Dehanın şövgünden A.şig-i zarı,
Öldürüben, dağ-i pünhan olubdur.
131
SEVMİŞEM
Tazeden bir işe düşmüşem yene, Gedr ü giyro �t bilen bir esfü:ada
Ala gözlü bir şllh gelln sevmişem. Nam ü nişanını demen em Yada,
Mina gerdenini, ter sinesini, Seraser endamı ohşar şlmşada,
Re'na geddin, gulac golun sevmişem. Nazik ayaglarm elin sevmişem.
Beyenmlşem onun mecmu_i karın, Görmemlşem bele zülfü dehan tek
Şövgünde var idim bir bele yarın, Yüz min esiri var elbette men tek, '
Hoş edasın, hoş reftar ü göftarın, Gülüstana düşmüş zağ ü :ı:eğen tek,
Danışanda şirin dilin sevmişem. Ay gabagda siyah telin sevmişem.
Mişkln kakilinin şergestesiyem,
Mövg-1 müjganının dil hestesiyem,
Aşig'em, zülfünün pabesteslyem,
Uzun saçın, ince belin sevmişem.

GEZER
Bilirsen mi könlüm, yar senden ayrı, Bir dllber-i e'la, çeşm-1 mestane
Nece miskin miskin natevan gezer. Güssesinden könül oldu virane,'
Düşüb sehralara şeydalar kimi. Bilmirem ki, neylemişem canane,
Gece, gündüz bilmez, her zaman gezer. Her görende menden bele yan gezer.
Firgetlnden gara bağrım olub su, Niye Aşig unudubdu her karı,
Ahbdı gerarım, ol zülfü keysu. Sevibdi bir şuh-i çeşm-1 hunharı,
Men olmuşam le'LI Ieblnden ayru, Ol yanağı mahı, lale ruhsarı,
Deyerler ki, cismin de bes can gezer. Nece gıyar zülfü perişan gezer.

SEN SEN
Seni Tarı menden olma mükedder. Gözeldi camalın, hüsnündü cemil,
İncitme bu diLi vlranı sen sen, Öldüm hicranmdan galmışam heci!,
Neylerem dünyanı ezlzim, sensiz, Başın üçün ey gül, dolansam yüz 11,
Bilirem derdimin dermanı sensen. Könlümün mülkünün sultanı sensen.
Vamig'ln Ezra'ya var idi meyli, Her ne ki erz etdlm. ona bitmedin,
Ornınçün ahardı gözünden seyit. Şad eleyib. bize gelib getmedin,
Yusif °in Züleyha, Mecımn'un Leyli, Könlüm alıb, bir yol gebul etmedin,
Menim de canımın cananı sensen. Bu geder ki çekdin amanı, sen, sen.
O gizli bahlşın ahbdı canı,
Cadu gemzelerin vermez amanı,
Tarı hlfz eylesin növg-i müjganı,
Aşig'ln gat!Li pünhanı sensen.

TECNIS

SENEM ,.
Ne müddetdi hesretini çekirem. Cavan ömrüm nece verdin hada go�,
or.
Birce üzün görüm ay ağa Senem. Flrgetinden ne hett gcddim bada g
Hicranın elinden beste düşmüşem, Le'lin ile behs elemiş, bada gör,
Daha durabilmem ayağa, Senem. Onunçün tez düşer ayağa Senem,

132
zlü, ohşar üzün ser aya,
ö Gör neler helg edib Tarı zillfünde,
cadUü gbett ü zülf ll ruyın, sar aya, Görmeylbdi eyni, tarı zlllfünde,
çıhanda sehraya, Mürg-l dil bağlanıb tar_J ınilfünde,
yuzn az ne senolur
gal
ay aga, Senem. Goymagllen düşsün ayağa, Senem.
e nir,
Giln gizl
Aşig'em hüsnüne ay aman gözel.
Bahmaram zerrece aya men gözel,
Lehlerin şehdlnden ay emen gözel.
Mey! elemez gende, bal, yağa, Senem.

YAZIŞMALAA

BİLLAHI GASThl
(Gasım Bey Zaklr'e)
Mat galıruşam bu dövranın işine, Giil:ı görürsen birln serefraz eyler,
Heyranam vallahı blllahı, Gasım. Gah birlle çem-hem gılar, naz eyler,
Gah saz ile nasaz, nli.saz ile saz, Giih birin götürüb biniyaz eyler,
Gah olur nii.ehlin hemrahı, Gasım_ Giih dönür, tez olur bedhahı Gasım.
Görürsen ki gahl acı toh eyler, Neyleri.k biz onu çoh ahtarmağı,
Mebveşler zülfü tek azı çoh eyler, Çünki varıg beş on günün gonağı,
Bir ağız ucuyla varı yoh eyler, Gel oturag, durağ bu bahar çağı,
Yoluna getirer gemrahı Gasım. Güdrete eyleyek nlgahı, Gasım.
Aştg_l zar etmiş bir embergeysu,
Salıbdı canına bir gara gayğu,
Yandırır, öldürür bir gözü cadu.
Heç bilmez ki, nedi günahı Gasım.

HABERDAR OLA
(Aşıg Peri'ye)
Tebellüs ne lazım ey Aşıg Peri, Hoş yaradıb seni ustad-1 ezel,
B!r kes ki, mehrden heberdar ola, Hüsnü vecahetde yekta-yi bedel,
Röniilden, kônüle yolJar görünür, Dizag mahalında senin tek göze!,
Ela.ve ne hacet aşlkar ola.
!;t-
Hagdan istemişem bergerar ola.
1 halı görmek ister ehl-i hal, Bele işin ne lezzeti, ne dadı,
üzayJge etme ger olsa mecal
uı:n! n tek derdimend olmayan' mahal
ı:ı� Hublar bile gerek aşnanı yadı,
"" • Çekesen ağuşa bala Ferhad'ı,
....-urürn k"1 dagı
- lıb tarimar ola. Bir Şirin didar ki intizar ola.
Ağlını cem ele olma serseri,
Sende yohdıı eşgibazlıg eseri,
Föhmil ferasetde yüz sen tek Perl,
Gerek Mehemmed'e hidmetkiir ola.

SEVDİYİM
(Aşık Peri'ye)
sııın
ôhta1;:rde ne adetdi Ferhad'a,
i3 Dizag mahalınan Ferhad'ı olub,
Oona deyen aşinaya sevdiyim. Hosrov'u Şirln'in fesadı olub,
Ohul'g U e ev sahibin tanımaz, Hlyle bazarının ustadı olub
a san "ü .
., z nıın aye, sevdlyını. Ne deyersen bu sevdaya se;diylm '!
133
Aşığınam can ü dilden, ey Peri, Bilmezsen ki ey mehbub-1 ka.mue
Derd-i ferağından oldum serseri, Nesihet etmezsen neçin cah!le,
Eşg ehlinin yarı, nazlı dilberi, Bele iş yaraşmaz hergiz agile,
Şikayet veren gün, aye, sevdiyim. Gulag asma her ednaye sevdiyirn.
Özün blr derd ehll, bir gedlrbllen,
Daruşıban deyen, oynayıb gOJen,
Aşig'in kuyuna durmayıb gelen,
Derdinden düşmüşem paye, sevdlylm.

GOY GAYA PERİ


<¾ık Peri'ye)
Ustad-i ezelden dersin almışam, Elindeki bade olsun, saz olsun,
Mayilem her yerde govğaya Peri. Hereketln işve olsun, naz olsun,
Ziddü cinsü redif sözün danışma, Yeke yerden danışmağın az olsun,
Men desem düşersen ah, vaye Perl. Düşersen bir derin deryaye, Peri.
Müeşşerin her bendinde naı;arsan, Gafiye gerekdl ola dilmesend,
Men açmaram, yene özün açarsan, Neki bele meğşuş ola derdimend,
Bu işinden yeglnimdi gaçarsan, Bilmlrem ki, sene eyleyim plşhend,
Ahırda melike, Mirza'ye, Peri. Yohsa onu yazan mollaya, Peri.
Leblerlnin müseffası, Aşlgi,
Dehanının müemması, Aşigi,
Siyeh zülfün temannası, Aşigi,
Salıbdı bir uzun sevdaye, Peri.

OGLANA
(Aşık Peri'ye)
Aşıg Peri bir göftügü eşltdim, Ehl-i haldan yegln kesmisen ülfet,
Nam!zed olmusan bir şuh oğlana. Nadan ile tutdun resm-i mehebbet,
Eger doğru ise gözümüz aydın, Süariş gıl mana ey bimürüvvet,
Barı gelmeyeydln çeşm-1 yamana. Deyen var mı görüm bu sözü hana.
Herkes ki yolunda çekdi çoh cefa, Gezanın işini eger bilirdi,
Bir gün vüsahndan görmedi sefa, El çeklb dünyadan çetin ölürdü,
Ne dilin var ey Peri-yl bivefa, Sıçrayıb gebirden dişre gelirdi,
Ferhad-i Şirlner, Melik Asıan·a. Yetseydi bu beher ol Mlrzecan'a.
Aşig seyreyledi, gezdi cahanı,
Görmedi sen teki bir bivefanı,
Goynun içindeki bag ü bostanı,
Ne basil tapşırdın naşı bağbana.

134
ZABIT

19. yüzyıl lşıklarındandır. Asıl adı ve hayatı hakkında bilgimiz yoktur. Zabit
onun asıl adı olmayıp muhtemelen mahlasıdır.
Rivayete göre, Gazah Bölgesinin Hacıemirli köyünde Nebi Efendi Zabit adlı
bir şahıs yaşamıştır. Muhtemelen Zabit Elendi Nebi E!endl'nin ta kendisidir.
Başka bir malumata göre ise Nebi Efendi Tiflis'de yaşamış, 73 yaşında iken
vefat etmiştir. Necmeddln ile Kocalı köyleri arasındaki Çelebili kabristanlığına
detned llrııiştlr.
Ara,pça ve Farsça tahsili gören Zabit ilk tahsilini ise Şekl'deki ruhani mekte_
binde yapmıştır. "Varşava" ordusunda "hörüçik'' rütbesı ile hizmet görmüştür.
Hem halk şiiri, hem de klasik şiir tarzlarında şilrler söyleyen Zabit bun­
ların her ikisinde de başarılı olmuştur. Halk şiiri tarzında yazmış olduğu geray_
lılarında alışılmışın dışına jıkmıştır. Bunun en güzel örneğini "kef, kef, kef''
ayağı ile başlayan gerayhsı teşkil eder.
Arap ve Fars dilleri üzerinde yapmış olduğu tahsil onun şiirlerine de ak­
setnılştlr. Şiirlerinde Arapça ve Farsça kelimeleri ustalıkla kullanmıştır.
Atasözlerl ve hikmetlerden ustalıkla istifade eden zabit "Billbiff' redifli koş_
ınasında bunun örneğini vermiştir.
Bir meseldir her ağacda bar olmaz,
Tur Dağı tek her dağ lalezar olmaz.
Ce!a çekme blvefadan yar olmaz.
Gedib bir doğru yar tutsana bülbül.
u
bo On n şllrlerlnin konusunu büyük ölçüde sevgili teşkil etmektedir. Sevglllnin
YU. gözü, kaşı, saçı, yanakları onun şiirlerinde çok güzel bir hal almıştır.
Huri_yi gılmandan gerekdi soyu,
Melaik sifetli, periden boyu,
Sürahiden geddi, minadan boyu,
Gerdeni üstünde gara tel gerek.
lütn:alk şilrlnin "bayatı'' türünde Sarı Aşık'ın üstad olduğunu daha önceki bö_
Ölçücı: �lirtmıştik. Zabit de mani tarzında şiirler söylemiş ve bunlarda bilyük
tır. aşarllı olmuştur. Bu manllerinde cinas sanatını ustalıkla kullanmış_

tn.er�:lk şUr tarzında yazdığı şiirlerinde de başarılı olan Zablt'ln "olmaz" redlfll,
k.U e•- n , rnern.ııun, mera.nün , mefailün kalıbıyle yazdığı gazeli buna örnek teş_
....._e k teaır.
135
Slracil-gelb aşigsen, senin tek mahi-ru olmaz,
Yanar pervane könlüm şem'ine bir arzu olmaz_
Ki billem öyrenibsen bu destur! perilerden,
Ve lakin hiç mehbubda bu hislet. bele hu olmaz.
Ezizim sen duran halda ne hacet özge bir mehveş,
Misaldır su olan yerde teemmümden vizü olmaz.
Yarın mişkin zülfünden bu Zabit tabdı hoş buler,
Gezem ger şane tek ani dolanam, mu bemu olmaz. (')
Arapça ve Farsça üzerinde iyi bir tahsil gördüğü için, edebi sanatıan d
a Us..
talıkla, yerli yerinde kullanmıştır.

KAYNAK
(Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 256 - 268).

ınde dil'
("i Kitabın orijinalinde yer almasına rağmen biz bu şiiri metinler bah� tt11·
o
ğll, burada örnek olarak almayı uygun bulduk. (Hazırlayanların

136
GERAYULAR
DİLBER
1 b an y üz naz ile , Cavan ömrün verdin bada,
sa1ıaI1 Ne gün gördün bu dünyada,
sehraya gelen dilber.
miş gönçe kimi, Yetdi her bir kes murada,
nezan dey
BU
d'lb
ı er. Sensen melırum galan dilber.
b a n solan
saraiı
fe'lli, Şeyda bülbül teki ötdün,
Gaşıarın f[tnedir
Buha g ları n goş a hal lı, Varıb bir özge yar tutdun,
şum taleli, bed ig ba llı, Dehi menden sen el götdün,
o lan dilber. Dön g el, sözü yalan dilber.
Bahtı ga ra
Emib leblerini gandını,
Özüm özümden usandım,
zabit'em bu derde yandını,
Yohdu senı alan dilber.

KEF, KEF, KEF


(Mükerrer)
Kônill galh durma coş, coş, coş, Mehemmed, azca yat, yat, yat,
Tök gilen ateş kef, kef, kef. Var me·raca min at, at, at,
Melekler oldu top, top, top, Cebrayıl durma, get, get, get,
Gurubdu taza sef, sef, sef. Gelir avaza, ref, ref, tef.
Üıünde hindü hal, hal, hal, Bu dünyada guru ses. ses, ses,
Geylnnıiş yeşil al, al. al, Gelir regibi nes, nes, nes,
De mütrüb, durma çal, çal, çal, Desem şu halg da pis, pis, pis,
Yaraşıb saza def, def, def. Olur şahbaza hef, hef, hef.
Zabit dese yar oh, oh, oh,
Deme laleyi yoh, yoh, yoh,
Günah-i blhed çoh, çoh, çoh,
Ede Feyyazi ef, ef, ef.

GOŞMALAR

Se- her, sehe BÜLBÜL


v b bağ r dadü feryad edince,
��
Bir meseldir her ağacda bar olmaz,
� küncünde yatsana, bülbül. Tur Dağı tek her dağ lalezar olmaz,

B ıa Vefa lısa n sen de menim tek, Cefa çekme, bivefadan yar olmaz,
nıb ganına batsana bülbül. Gedib bir doğru yar tutsana, bülbül.
Et-er y
Stıbhuarın bir b1_vefa yar ise, Gızıl gülü gara zağlar derince,
F'erhadş�m çekdıyin ah uzar ise, Cövresinde harlar sefa sürünce,
GetirJ ü Mecnunca derdin var ise, Eşgin metaıru bade verince,
b derdime g
atsana bülbül. Varıb hazarında sat.sana bülbül.
Bivefadan ötrü çekme ah u· zar,
Neçin ehvalma olmaz eşkibar,
Seher seher ağlayanda zar, zar.
Zabit'e bir beher versene billbül.
13'7
DAGIYAM DAGI
Ay ağalar kime beyan eliyim, Bir sona cilveli, garğı gaşlının,
Bir hoş camalhmn dağıyam dağı. Bir yağı gemzeli, ter savaşlının,
Bir ter buhaglının, gen gabaglının, Bir mina gerdenli, uzun saçlının
Bir üzü hallmın dağıyam dağı. Bir ince bellinin dağıyam, dağı.
Bir eceb insanın, hub novcavanın, Bir melek sifetli, peri boylunun,
Bir ela mekanın. ezim lisanın, Bir rizvan bağçalı, cennet köylünün
Bir tuti hendanın, şeker feşanm, Bir er'er gametli tubu boylunun
Bir şirin dillinin dağıyam dağı. Bir şümşad gollunun dağıyam, dağı.
Bir Zabit serkerdan, iki dillinin,
Bir gaşı kamanın, fitne fe'llliıin,
Bir enber gohulu, ağzı hillinin,
Bir lebi ballının dağıyam, dağı.

GETİRMİŞ
Bugün Jütf eyleyib cananım bize, Sübh ü şem yoluna gözüm tikerdl.rn,
Teşrif gılıb hoş sefalar getirmiş. Ağlayıb ağlayıb garı yaş tökerdim,
Bilibdi men onun derdlmendiyem, Leblerinin temannasın çekerdim,
Gefilinde tutlyalar getirmiş. Nuş etmeye milseffalar getirmiş.
Sen bize hoş geldin, ay ağzı püste, Sanasan bir yaydı gaşm teberi,
Gellb getmek gerek dost olan dosta, Goynunun guşesl Misir şeheri,
Maşaallah, durubdu ilgarı üste, Ey ezizim, sen getdiyin heberi,
Cefa çekib çoh vefalar getirmiş. Seher vahtı ol sebalar getirmiş.
Zabit, şanı istemez gören ruyini.
Firdövs-i e'laya vermem kuyini,
Geddü gametin. hem onun boyini,
Tubi, görmüş, merhebalar getirmiş.

GEREK
Bir keş ki behs edib gözelem dese, Gülebetin köynek zerden tikile,
Ağ üzünde üç mö'teber hal gerek. Gül tek camalmdan gülab çekile,
Zerrece hüsnünde ayıb olmaya, Danışanda şehd-i zülal töküle,
Gaşı fitne, gemzeleri al gerek. Bir dodağı şeker, biri bal gerek.
Huri-Yi gılmandan gerekdi soyu, Mehbubun mat ede cümle cahanın,
Melalk sif etli, periden hoyu, Ehl-1 İsfahan'm, Azerbaycan'ın.
Sürahiden geddi, mlnadan boyu, Gözellik babında, yanınca, anın,
Gerdeni üstünde gara tel gerek. Yusif-i Ken'an tek neçe gul gerek.
Zernişan şeddeler çala miyana,
Her seher sallanıb çıha seyrana,
Zabit bu dövlete, bu hanımana,
Bu mal ü ahvala bir !gbal gerek.

AZALIM
Meger me·şug aşiginln derdinden, Könül el götürmez bu biveradan,
Hali olmaz, haber bilmez, azalım! Bol möhnetler çeker hicr ü beladan,
Bir yar ki, yarından cida düşende, Yar olan usanıb cövr ü cefadan,
Dehi onu yada salmaz, a zahm! Meger heç insafa gelmez a zalı:ın!
138
em, Mecnımam, Şirin, Ferhadem, Gaşlarını ohşatmışam kamana,
1 yuy
\san ehvalımı könül berbadem, Camalm ten eder mah-i tabana,
5o
tlnden gan ag-ıaram demadem, Deme bele geder dövr' zamana,
}Iesre
y aş ı mı silen olmaz a zalım! Bu gözellik sene galmaz, azalım!
Gtiz
Zabit hegig'etden laf-i kaf eyler,
Gaşm mehrabma e'tikaf eyler,
Dost olan dostuna bir insaf eyler,
Birden durub canın almaz, a zalım !

FELEK
Neylemişdim sene ey çerh-i gerdun, Günbegün artırdın ah u zarımı,
Biztm len düşübsen inada felek. Kesdin can evinden ihtiyarınu,
Meger gorhmaz mısan, utanmaz nusan? Neylemişdim sene, aldın yarımı,
Getsin tac ü tehtin berbatla, felek. Hesret goydun meni dünyada felek.
Derd ü gemden men feglri bay etdin, Seni görüm men tek giryan galasan,
Ellf geddim dönderiben, yay etdin, Her iki cahandan mehrum olasan,
Ferhad'a, Mecnun'a meni tay etdin, Menim kimi saralıban, solasan,
Eyledin derdimi ziyada felek. Görüm yetmeyesen murada felek.
Men Zabit'em, eylemenem tab ona,
Derd ü gemi yığıb verirsen mana,
Aman çekib gora geldim gapma,
Ne gora yetirdin, ne dada, felek.

KAMANIDI BU
Dedim, ey nazenin gaşların yaydı, Dedim, dilber men sevmişem ha seni,
Dedi, gövs-i güzeh kamanıdı bu. Dedi, nesih etse yaradan geni.
Dedim, dost camalın te'n eder aya, Dedim, sine üste algilen meni,
Dedi, gözelliyin nişanıdı bu. Dedi, merd iyidler meydanıdı bu.
Dedim, sallanışın mln cana deyer, Dedim, zülfün mat eyledi sünbülü,
Dedi, helke hur_i gı!mana deyer. Dedim, sen ne bildin ağılsız deli.
Dedim, goynun içi rizvana deyer, Dedim, açılıbdı camalın gülü,
Dedi, aşıg!arın mekanıdı bu. Dedi, fesLi bahar zamanı bu.
Dedim, sen Zabit'e etgilen vefa,
Dedi, men aşige vermenem cefa,
Dedim, lehin emen bulur mu sefa,
Dedi, bestelerin dermanıdı bu.

ELEDİ
:r/:zıl�r, kime gılım şikayet, Girdelenib baş veribdi memesi,
· lınürvet meni candan eledi. Belirlenmiş aya benzer sinesi,
011 e
� h�in�en a�adanlıg goymadı, Sallananda her bir naz ü gemzesi,
Maı üm
ulkiı hanımandan eledi. Sanasan ki, din, imandan eledi.
tceı
SarafeYmanesi dolsun regibin, Meger olmaz gözellerin bey'eti,
Cöru::�n rengi solsun reglbin, Hercayilik olur ele sen'eti,
üzü ga Bülbülü öldürdü barın töhmeti,
l/efal1 Yarımı ra olsun reglbin,
menden eledi. Cida saldı ol gülşenden eledi.

139
Zabit'em serimi saldım sevdaya,
Kimse rebm eylemez men binevaya,
Reglbl dost bilib saldıg araya,
Seni menden, meni senden eledi.

OYNAR
Ay ağalar, bir yaşılbaş sonam var, Gol şüm.şad, ged tubi, boy senuberdi
Her seher duranda telinen oynar. Cismi mermer, sine beyaz ehterdl
Bezeniben seyre geder bağlara, Seraser endamı müşk ü enberdl,
Girende gülşene, gülünen oynar, Gohusu darçındı, bilinen oynar.

Neylerem dünyada özge dlldarı, Men aşıg olmuşam hett ü balına,


Ele sensen bu ömrümün perkarı, Güneş tel'etine, meh camalına,
Enber zülfün çini olmuş ucları, Kimse yetmez onun mekr ü alına,
Tökülmüş gerdene, bclinen oynar. Gaşları fitnedi, fe'linen oynar.
Seni söyüb, oldum halı digergün,
Reglbl aradan, gel ele sürgün,
Heç kimse döşenmez, nazına bir gün,
Zabit bil ki, sensiz ellnen oynar.

İNCİMESİN
Ey sevdiyim, senin dür dehanından, Bezeniben sen seyrana çıhanda,
Yahşı söyle, çıban söz incimesin. Ağlımıçaşırdın pünhan bahanda,
Şirin göftar ele tutller kimi. Ele ayna ahb vesme yabanda,
Eşldenler ondan tez incımesln. Ele çek sürmeni göz incimesin.
Yüz naz ilen salJanıban gedende, Çatan hercayiye verme her siri.
Teşrif buyuruban gedem atanda, Belke bile anı geribin biri,
Enber keysularm çenber edf'nde, Diba nimteneni gel eyle ger!,
Gefil tel tökülüb. üz incimesin. Etek deylb ondan diz incimesin.
Klm sevmek istese peri rühsarı,
Gerek çeke anın nazını barı.
Zabit, öptıb, gucub sevende yarı,
Ele bas bağrına gız incimesin.

TABANELERDİR
Ey sevd-iyim senin pertöv-l hüsnün, Mest olmusam mina boylu s::ı.ğıdan,
Sanasan bir meh_i tabanelerd!r. Can gurta�mag olmaz bele yağıdan,
Güneş ruhun şöle verse her zaman, İhtiyarım kesib, ağlım dağıdan,
Mürg-i rUhum anda pervanedir. Serhoş bahan çeşm-i mestanelerdir.
Söyle senin terkin etmek mi olur? Mü�tag oldum men bir eceb insana,
Kuyinden el üzüb getmek mi olur? Ölürem derdinden deyill efsana,
Gaşların sirrlne yetmek mı olur? Her kim göze! sevib sonra usana,
Her biri bir mekr-1 fettanelerdlr. O kimsene bil ki. divanelerdir.
Zabit, bu yerlerde hemdem olan yoh,
Derdine b!r derman, çare gılan yob,
Bir buseye can verirem, alan yoh,
Bilmenem bu nece zamanelerdir.

140
CAHAN
l ın arasında, hublar içinde, Başına çiln cemdi ağlı huşlan,
� el!g yaradıbdı bir nur-i cahan. Gametine hub yaraşır saşları,
inde arif-i. dana, Gab ü gövseyin kimi iki gaşları,
8
oa bil-1 fehm
. Düzülübdü ona bir neçe peykan,
öz ü növresıd e b.ır yem cavan.
ğı,
şem-i ruyin gören neyler çıra İnanmam bu gedde senuber ola,
rut iyadı ged em inin torpağı, Dişln tek deryada dür, gövher ola,
çekende başına zedal darağı, Ne heddi var sene beraber ola,
Müşgün keysulan buy verir heryan. Gözellik babinde yusif-i Ken'an.

Hublugda misli yoh, illa ki tekdi, Rühsarı güldü, ol yanağı lale,


Müsevvirler terhin ecayib çekdi, Gerdeni sürahi, ağzı piyale,
Her kim görse ele sanır melekdt, Yaşı te'n eliyer vehşl gezale,
Beşerde beç olmaz bir bele insan. Gözleri şehlası_ nerglz-l mestan.
Zabit gel liltf ele ey melekzade,
Duacıdı dövletlne ziyada,
İnanmanam bele gözel dünyada,
Relg elemiş ola gedir-i silbhan.

HALDI
Görmemlşem bir cavanı onun tek, Şikest vedr tamam, İran, Turan'a,
Ecaylb gözeldi, hem türfe haldı. Bir melekdl, heç ohşamaz insana,
Edebdc, erkanda, fesahetlikde, Hüsnü şöle satır cümle cabana,
Eglü rne'rifetde o hoş kamaldı. Tel'etde güneşdl, mah-1 camaldı.
Gözler! celladdı, bahsa garı töker, Anı hoş yaratmış şahların şahı.
Klprlyi neşterdi. canımı söker, Damenlnden tutan çeker mi ahı,
Göftarından tuti hecalet çeker, Gol şümşad, boy tuba, gerden sürahı,
İhtilatı fesih, çoh şirin dildi. Gametde şahbazdı, hem ince beldi.
Goynu içi nar getirmiş behrlnde, Men anın vesflni hub dedim yene,
Ceklbdller am cennet tehrinde, Benöfşe zülfleri ohşar semene,
Bel� göze! olmaz Getran şehrinde, Çoh klpdlr eynine diba nimtene,
Bu öviad binadan bir hub şekildi. Üstü zerden, rengi tamamen güldi.

Çoh te'rif eleme Zabtt, ayıbdı,


Ahu-yi büten! mat eyleylbdi,
Hublugda aleme bir sedd goyubdl,
Müşk-i enber ondan gohunu buldu.

BAYATILAR
Oıı.rM
�w:gı. bı a ağarmasın,
b_ Yol düşdü bele dağa
Zıı er abrmasm. o Çenlibele, dağa
..._ oıt bir tek ınen ölüm Zabit'den geyrl gazılar,
uoaı zül ..
!u ağarmasın Kim dözer bele dağa?
Ca 1
8ır� Zda bir sine, Garşıda sarı gördüm,
Zıoıı �Şdı, birisi ne? Terlanı sarı gördüm,
'l'ı;� gı.ı ?er, seyreğib, Zabit yarın meyi eler
Y ansın bir sine Regibe sarı gördüm.
.

141
Garşıda yasa meni, Garşıda yaman bala,
Dere gör yasemenı. Dil vurma yanan bala,
Zabit, kelbin yerine Zabit der görüm deysln
Gapında yasa meni. Yamana yaman bala.

142
MELIKBALLI KURBAN
19. yüzyıl aşıklarından olduğu tahmin edilmektedir. Hayatı hakkında hemen
hemen biç malumatımız yoktur. Şiirlerinin büyük çoğunluğu kaybolan Mellkballı
Kurban'ın halk şlirı tarzında yazdığı birkaç koşması ve manilerinin dışında, kla­
sik şllr türünde yazmış olduğu, gazel ve dlvanileri vardır. Şiirleri.nde Arapça ve
Farsça kelimeleri yeril yerinde kullanması, edebi sanatlardan ustalıkla istifade et­
mesı onun aydın bir şair olduğunu göstermesi bakımından mühimdir.
Sevgililerden dalma övgü ile bahseden Kurban, zaman zaman cınlann vefa­
sızlığını da dile getirmiştir. "Bilir mi" redifli koşmasında Aşık, sevgili uğruna
çektiği ıstırabları anlatır.
Sahlaram hicranda gemgin başımı,
Ahtarıb tap manam ol slrdaşımı,
Gözlerinden ahan ganlı yaşımı,
Ala gözlü nazlı yarım bilir mi?
O, daima öbür dünyayı (ahiret) hissetmiş, bunu bir cok şiirinde işlemiştir.
"Ağlasın•· redUli koşmasında vasiyet havası ile ölümü dile getirmiştir.
Ezrayı! geliben canım alanda,
Anam, bacım, gara geylb ağlasın.
Baş yastıgda, gözüm glryan galanda;
Eyn_ı başın tamam soyub ağlasın.
Yukarıda edebi sanatları ustalıkla kullandığını söylemiştik. Bunun en güzel
örneklerini "olsun" redifli koşmasında ve tecnlslerinde bulabiliriz.

Cebhesi münevver, bedr tek beyaz,


Cefasında jşve, sefasında naz,
Canımı almağa baha serendaz,
Cellad_i hunefşan elh�zer olsun.
"'**
Gel, gir bu bağçaya lalesin bilek,
Görek gönçelerin, lalestn bilek,
Gelmez tekellüme lalesln bilek,
Ger olmuş eğyara ay yağı gerek.
ıcu .ı\şık edeblyantıda çok az işlenen "Vücutname..nin bir örneğini Melikballı
cııtban'da bulabiliyoruz. Şllrleri.miz arasında da bulunan bu 18 dörtıüklük ..Vü­
llaı:ne"si onun sanat yönünü göstermesi bakımından mühimdir.

(<4ıeı,b KAYNAK
<lYcan Aşıoları ve El Şairleri ı, 270 - 286).
143
GOŞMALAR

GURBAN OLDUGUM
Yene saldı meni eşg-icünuna, Zülf-1 perişanın töküb dalına,
Lale ilzarına gurban olduğum. Canım gurban ağ üzllnde balına,
Herdem bahıb işve verer nazile, Yahşı heyasma, hoş megalına,
Çeşm-i humarına gurban olduğum. Şirin göftarına gurban olduğwn_
Melikballı Gurban mayili şine,
Helvet banasına, elvan eyşine,
Cennet heyvasını goyub döşüne,
Tazaca narına gurban olduğum.

BİLİR Mİ?
Erz-i halım gasid, ı,öyle dlldara, Sahlaram hicranda gemgln başımı,
Gör ki. menim ah u zarım bilir mi? Ahtarıb tapmanam ol sirdaşımı.
Dolanıb başına öp ayağını, Gözlerinden ahan ganlı yaşımı,
ÜzUlübdil ihtiyarım bilir nı.i? Ala gözlü, nazlı yarım bilir mi?
Yandım hicr oduna, yohdu yalanı,
Cabeca erz ele gedlb fllanı,
Melikballı Gurban çeken belanı,
Bimürüvvet, biigrarım bilir mı?

EREDİR
Bir göze! sevmişem güneş camallı, Golları şi.mşaddır, elinden nazik,
Gerdenrmtnadır, geddi ererdir. Hendanı şekerdir, dilinden nazik,
Gözleri celladdır, kiprik bunfeşan, Zülfü yasemendir, telinden nazik,
CUmle gözellere o bir serverdir. Hetti bir benövşe müşkü enberdir.

Vaizin kelamı gösterir camı,


Mütrübün megamı lezizdir hamı,
Titreyir tamamen mermer endamı,
Melikballı Gurban, bu ne gövherdlr?

GEZER
Şekersen, şehdsen şekerhasen sen, Dehanın hoggadır, !net dendanın,
Senin yanağında lalezar gezer, Ne şirindi dllin, leziz bendanın,
Saçın gerdeninde selasll teki, Aşıglar ayağı senin zindanın,
Reyhan tellerinden intizar gezer.' Ahır ki, canında ihtiyar gezer.

Deryadan teşnenl atdım kenara.


Hicran ateşine sen ele çara,
Senden ayrı getse hansı diyara.
Melikballı Gurlkın haklsar gezer.

OLSUN
Bir gözel ısterem beytüssefada, Telleri hurmayı, zülfü siyahı,
Gözeller içinde hublter olsun. Camalı mehv ede şemsle mahı,
Gaşı gövs-1 güzeh, kipriyi hunriz, Gerdeni çekilmiş, sanki sürahı,
Gözleri nergiz tek hoş nezer olsun. Melalk kuyunda serbeser olsun.

,� ..
bh
esi -nı-urıevver, bedr tek beyaz, Yanağı innabı, buhağı hübab,
ce nda iŞve, sefasında naz, Tel1 çöhresinde ede iztlrab,
cefa� aıınağa baha serendaz, Slb-i zeneh, püste dehan, le'll nab,
,.anı ...µ, zer olsun.
; d-i buttefşan elhe
ııa
Nefesi gül kimi mllşg enber olsun.

1 ağ ola üzü meydanlı, Sümükler! hırda, endamı sade,


:;�e tek mem:ler zer giribanlt, El, ayağı benzer ola şlınşade,
lı,
Beli nazik ola sagrısı can Ele düşse bir belesi dünyade,
ser v ü senuber olsun. O kesin igbalı seraser olsun.
Gedd u gamet
danışan ehval, Lebı;esi aheste, üzü hoş gülen.
1 şı on beş ola,
�hbetJnd e h uş u mend ü pür kamal, Nükteşinas ehLl kama! derd bilen,
Yaşad ı g ı;a göz ellikde bizaval, Aşina olmaya ona her gelen,
EYVet ahlr büsnü beraber olsun. Meıtkballt kimi mö'teber olsun,

AGLASIN
Ezrayıl geliben canım alanda, Sinem üste cellad eyleşir birden,
Anam, bacım gara geyib ağlasın. Yıgılsın yas tutsun bir neçe adem,
Baş yastıgda, gözüm giryan galanda, Gelsin gohum, gardaş, görsün demadem,
Eyin, başın tamam soyub ağlasın. Gemler ı;ekib, güsse yeylb ağlasın.
Çıhanda enake nale-yi zarı m,
Töksünler üstüme sovha paltarun,
Başım üste elim tutsun öz yarım,
Melikballı Gurban deyib ağlasın.

GILMANDAN
Erağalıır, size bir erz eyleylm, Sinesimermerden,geddiererden,
Rovze_yı r!zvandan hurı gılmandan. Bir müşk ü enberden, mah-i enverden,
Tlirre_yJ terrarl şahmara benzer, Gendi mükerrerden, dili şekerden,
Bu tövr insandan, bele canandan. zuım perişandan, gaşı kamandan.
Mehbubül mehbubdan hosrüv-1 huban,
Zalım-1 cansltan, telleri reyhan,
Melikballı Gurban, yohdur bele can,
Bir yan İsfahan'dan ya Horasan'dan.

TECN!SLER

lteenun 01Ub sehr GÖR


:ıeyı:1_ alara düşmüşem, Hicran geldi, ver sevdiylm bustana,
Dıı.ı...Sen, LeyH'nln sorağını gör. Goynun iı;l eceb dönüb bustana,
�"an -
9ikest ' daga sengihare ı;ekmişem, Ab-1 zülal bulanıbdı bustana,
e endamın sor ağım gör Teşnesen durma gel, sor ağını gör.
.
İstesen ki, eşg içinde üzesen,
Nezer etme na.kes olan tize sen,
Gesd!n olsa lgrarını üzesen,
Meltkballı Gurban sorağını gör.
GEREK
Gözel olan verir özüne bezek, Gel, gir bu bağçaya lalesin bilek
Gözü nerglz, şimşad ayağı gerek. Görek gönçelerin, lalesın bilek, '
Giribanl her terefden ola çak, Gelmez tekellüme lalesin bilek,
Görüne sinenin ay agı gerek. Ger olmuş eğyara a yağı gerek.
Geyin al, yaş1lı, gel olma bineng,
Geşg eyle sehranı gel olma bineng,
Meıikballı Gurban, gel olma bineng,
Kababın yanmağa a yağı gerek.
NEDİR?
Camabnı görcek mayil olnıuşam, Bu dünyada var mı yar, dı, yoldaşın,
Bilmedim gözelim, ay adin nedir? Ferhad gülüng çaldı, yardı yol daşm,
Sebrim aldı tamam türfe senemler, Alemler cem olsa, yardı yoldaşın,
Senemlerde mezheb, aya din nedir? Gonumum, gardaşım, a yadın nedir?
Gurban deyer, yarsız güne gün demen,
Hızre yeter, leblerinden gündemen.
Ziyaretin hüsne varan günde men,
Tamam günlerimiz ay adin nedir?

DiVANİ - MÜHEMMESLER
GELİB
Ey könül, gem çekme kim, dildar tek cana:a gelib,
Dur ayağa, et tevazö huri-yi gılman gellb,
Saçı sünbül, halı filfil, telleri reyhan gelib,
BülbüLi divanedür, gül açılıb gülşan gelib.
Ağlama ey gözlerim, sirr-i dili pünhan gelib.
Gül yanag le'lden ağ, şem'i çirag simşad ayağ,
Ter buhağ, elvan otağ, çağ damağ, gözleri zağ,
Sinesi ağ, esdiri sağ, bir bu sayağ, bag:nna dağ
Yoh melal, rast-i nihal etdi fe'al hem inte'al,
Servi bağ, eyler nesağ bir mürşid-i huban gelib.
Hoş megal, müşg:ü hilal, abi zülal düşmüş bihal,
Rengi al, sahib cemal ehl-i kamal, ağ üzde hal,
Hub heyal, gedd e'tidal, lebinde bal, bir hırda haL
Yoh melal, rast-i nihal etdi fe'al hem infe'al,
Ismi hal, verir zeval, ol gedd-i dal kaman gelib.
Bir ziya, sahib dila, eyler nida, bülbül seda,
Yoh cefa, zülmU eda, pehpeh ziya, sertabe_pa,
TUtıya, hüsnü Hga, hem bir sona, mehbub feda,
Hestema erz ü sema maürği hem maeda, eyler geza,
Hoş neva, derde deva, biı' hakim-i Logman gelib.
Bir cavan, tuti zeban, gamet keman, gönçe dehan,
Mumyan, gemzesi garı, gütb-i caban, bir novcavan,
Can alan, ganlar salan gülü reyhan, bir taza can,
Nügteden könül sıhan, eyler beyan, servi revan,
Ey Gurban, etme feğan, ahtardığın insan gelib.
BU GIZIN
Ne eceb hub yaradıb hüsnünü Tarı bu gızın,
Ne eceb gül.şene benzer gülzarı bu gızın,
Ne eceb mestlenib çeşm-1 humarı bu gızın,
Ne eceb taze bitib heyvası, narı bu gızın,
Ne eceb çiçeklenib !esl-i baharı bu gızın.
Ne eceb tağ_i mügevves, çekil1b gaşı keman,
Ne eceb hoş danışır lezzetilen tuti zeban,
Ne eceb hetleri reyhandı ve hem püste dehan,
Ne eceb gerdeni mina, ne eceb ince miyarı,
Ne eceb bal lebinden olu carı bu gızın.
Ne eceb inci-Yi dürdane kimi ağ dişi var,
Ne eceb bad-i sebaden telinin cünbişi var,
Ne eceb naz ediben işve ile gerdişi var,
Ne eceb ehd ile peymane müvafig işi var,
Ne eceb göycek imiş tutduğu karı bu gızın.
Ne eceb ehmeri, gül, lale yanağın gördüm,
Ne eceb cennet içinde bele bağın gördüm,
Ne eceb fürset ile helvet atağın gördüm,·
Ne eceb dişlemeli, öpmeli çağın gördüm,
Ne eceb eyleyib Allah meni yarı bu gızın.
Ne eceb söhbeti var, hırda megalet, ne eceb,
Ne eceb derd-i dile verdi kifayet, ne eceb,
Ne eceb düşmüş imiş negş-i heyalet, ne eceb,
Ne eceb işler imiş buse, vüsalet, ne eceb,
Ne eceb Gurban'a rast geldi bazarı bu gızın.

GOŞMA MÜSTEZAD EWEL AHI-R ZENCiRLEME

SÖYLEREM HİTAB
�ir gözelin övsafından bu zaman, Piç ü tab olmagda gezdim cahanı,
anı.şıb deyerem, söylerem hitab, Tiflis'i, Gence'ni, Şeki, Şirvanı,
Bağlaram kitab, Dağıstan Gebele, Bfl.kı, Gubam.
Ollam serhesab. Ga;rabağ mahalına etdim irtigab.
Serb Sab oluban sehraya düşdüm,
Tap�aaı Altımda lgab,
ııı senin tek bir ali nisab. Ayag ber, rikab.
_Bir illülelbab,
Zülfü piç ü tab.
_.,
hgber rıkab, men Savab bllmez Tehle, Gozlu, Garadolah,
lt�ncı·l Ob oldum sevar'
Ça1ııı; anı b ildim ne ki, var, Muğanlı, Mulğaduz, Kelenter, Dizah,
,� _
8erv 11 iınreıı, Hun aşın Dizmar. Kari, Baharlı, Alpavut Gaytah,
Cartaz Delili'den içtinatı. Gıyaslı, Hıdırlı, o Ebdülkelab.
Yoh bir içim ab. Herlle elgab,
Bilmezler savab, Tamam hacturab.

147
Tamam hacturabdı, KÖçerli, Gazyan, Adab bilmez, Sadıgbeyli, Eyrice,
Belğuzıu, Nomalı, Gervend, Üçoğlan, Garaman, Ternovad, Ağdam, GüUüc e,
Hecenli, İmreli, Ereb, Hinziristan, Cebelli, Kengerli, Çinli, Yarımca
Bilmezler Allah'ı, etmezler tevab. Bergüşad, Çelebiler, Mercanlı de;yab,
Yerleri zirab, Eceb ingilab,
Yohdur bir adab. Tökerler seylab,
Seylab oldu serişki.miz, o yerde, Harab oldu işler düşdük derine
Berbad olsun .l\.1arağa. Tumaslı, Perde. Atıldıg lotganm mindik birine,'
Döndük o terefden, dayandıg Kürde. Keçdik ondan, geldik Şirvan yerine
Başdan baran töküb tutuşdu sühab. Ne gözel adamlar yaradıb Vehhab.
Gabagda girdab, Sehavet erbab,
İşimiz harab. Biz gören eshab.
Eshab ile getdim, gezdim Salyanı, Sirab ile yandım, alışdım haray,
Cavadı, Narlığı, Kuyun, Talanı, Körpükend, Bıçagçı, Seyidler, Ganay,
Şahseveni, Buzevend, Bayat, Elinceni, Küytevan, Ağzıbir, Fireze hem tay,
Ucarı, Garagöz, Gemi.keçen, Zerdab. Gara oğlan abada etme iztirab,
Yeyerler kabab, Rencide esbab,
Olarlar sirab. Çekersen ezab.
Ezabsız yer bir Suvandı, bir Ağdaş, Güllab-i mehebbetdi Tevfigll kendi.
Seyr edib bunları gezmişem baş, baş, Alişan beyleri tamam bilendi,
Vardı çoh arifler, türfe baş neggaş, Cardamda töreyib taze efendi,
Her biri bir güne eder nazi tab. Yohdu onun kimi bir ali cenab,
Püstani hübab, Puside nigab,
Mehebbet güllab Köftügüsi nab-
Köftügüsi nab, üçgovag, Patlar, Nuş edek şerabı, olag sermeste,
Hazır mayehtacı, içinde hazar,. Mehbublar dehanı, dodağı püste,
Kimdir evvel yazıb, sonradan pazar, Siyah teller düşüb, yanağı üste,
Kim ki gadir olsa, olunmaz e'yab, Esdi bad-i seher, doğdu afitab.
Versin bir cavab, Oynadı gurab,
Nuş edek şerab. Çeşmimde turab.
Turab çeşmimde, dilimde sesdir,
Gözellerin eşgi mende hevesdlr,
Melikballı Gurban, bu söhbet besdlr,
Çoh söyleme, gözümüze geldi hab,
İstesen savab,
Getir reht-i hab.

VÜCUDNAME
GADİR_İ GEFFAR
Erbe_yi enasir şeş cihatdan, ��i gırh olanda hümr�ye �öndilffi�ndJnı,
Helg eledi meni gadir-i geffar. Uç gırhda bir melek gordüm, sekSendlJJl,
Bir getre atadan yendim anaya, Dört gırhda düzeldim, beşte terp
r.
Misalimde gırh gün eledim gerar. Altı gırhda oldum, heyli g!ranba
Yeddi gırh olanda geldim cabana, Ana püstanmdan nuş eledinı zad,d
Şad oldu bu işden hem ata, ana, Yığılıb geldiler gohum, gardaŞ, ya
Cismim haki hunda düşdüm feğana, Ceddim silsilesi goydular bir ad,
Gundagdan beşiye eledim sevar. Dediler fenada galsm yadigar.
, yaşatan öz anamdan şir aldım, Dogguz yaşda şüru etdim menaye,
ı
gl ü şürbe yöneldim, On yaşımda getdim elmi yegmaye,
� � yaşda e
� yaşd:ı. danışdım, oynadıın güldüm, Onbirimde başım düşmüş sevdaye,
dörtde eledim izhar. Onikide eşglm oldu aşikar.
o�dd-1 gamet
üçümde meclislerde oturdum, Onaltı yaşımda oldum hiredmend,
on. rdünıde h er ne varsa go··tura··um, Onyeddide bir hane etdim pesend,
0:ctö a lman getirdim, Onsekiz yaşımda oldum paylbend,
o Mşde Allah'
fer z ile sün neti bildim neki var. Zevg ü sefa ile geçdl ruzigar.

ôndogguzda gemden oldum azada, Elli yaşda yarı etdim menzili,


jylrınide derkim oldu ziyada, Altırruşda seçdim har ile gülü,
otuzda berg tek gezdim havada, Ele ki, yetmişe yetirdim ili,
aırb yaşımda etdim zikr-1 girdikar. Ağzımdan dişlerim töküldü perkar.
Yetmişden ötende düşdüm ah, vaye, Eriyib cesedim tük tek inceldi,
Seksende eyilib döncj.üm bir yaye, Ezrayı! geliben çengini çaldı,
Dohsanında penah getdim esaye, Mürg_i ruhum aldı beden boş gaidı,
Yüz yaşımda Hag'dan geldi bir azar. Bega menzilim! etdim ihtiyar.
Yığılı ban, ağlayıban doydular, Sual edib menden cavabın aldı,
RehU vicüdüm tamam soydular, Bir neçe il cismim gebirde galdı,
Namazımı gılıb, gebre godular, Emrile İsrafil surunu çaldı,
İn.kir, Münkir ile oldum hoş göftar. Bildim giyametdi, çekdim intizar.
Yığılıban geldik, guruldu divan, Rebbim şefget etdi, siratl keçdim,
Şefi!m derdime eledi derman, Firdövs_i e'lade kövserden içdim,
Mövlan gazı oldu, çekildi mizan, Melikballı Gurban, cennete düşdüm.
Sirlerı faş etdi, o eybi settar. Mövlamızı onda eledim didar.

BAYATILAR
Bağrım başı ağ yara, Terlan avın sar ah,
Tlg alıban ağ yara, Menzil geden sar alı,
Mehşer idi Gurban'ın, Gem çekmekden Gurban'ın.
Yar galanda ağ yara. Reng_i ruyi saralı.
Gurlıan menzil oh alı Dersim geldi ügb aye,
Döşenibdi o halı,
Zmrun eceb Fegir çatmaz, üg baye,
haindi Can, yaş töküben ağlar,
GlzliYibdi o halı.
Gurban getme ilgbaye.

149
ASIK ALI
19. yüzyıl dşıklarındandır. Göyçe mahalmın Gızılbeng köyünde tahminen
1817 yılında, doğmuş. 1907 yılında vefat etmiştir. Ancak bazı kaynaklar doihun
ve ölüm tarihin! 1801.1911 olarak vermektedir. 17 yaşlarında aşıklığa başlallllş
60 yıl kadar bu sanatla uğraşmıştır. Devrinin önde gelen usta aşıklarındandır.
Geraylı, koşma, tecnls, mtıbammes, dt,,anı türlerinde yazmış olduğu şürlerL
nln yanında bir de "Aşıg Alı'nın Türkiye Seferi" ve "Aşıg Alı ve Esmer" adlı 1.1d
halk hikayesi vardır.
Halk hlkayelerlnden ve şiirlerinden öğreı:ıdlğimize göre o devamlı gezmlşt!r,
Köy köy, 1l il, memleket memleket dolaşmıştır. Övgü tarzındaki bir geraylısın�
da bu hususu şöyle dile getirmektedir.
Heyir gördüm elinizden,
Güvvet tapdım dilinizden,
Yola salın ellnizden,
Salamat gal Mustafa Bey.
Sık sık Osmanlı topraklarına gelen Asık Ali bir koşmasında bunu şöyle dile
getirmektedir :
Çoh çoh salam dua gohum gardaşa,
Blleslnlz Al'Osman·a gedirem.
Bir dilek diledim şahlar şahından,
Sığınmışam o silbhana gedirem.
İlk örneklerini Divan-! Lügat_it Türk'te gördüğümüz "dedim dedi"li şiirleri
A ık Ali'de de bulabl1mekteyiz. Her yönü !le Osmanlı ülkesin! gezdiği belli ola�
ş
Aşık Ali, bizim dağlarımıza. şehirlerim.ize de şiirlerinde yer vermiştir. "Ağrı Dağı
redifli koşması bunun en güzel örneğini teşkil etmektedir.
ş
"Deyişme'' dalında söylediği şiirlerinde çok başarılır. "Aşıg Yığbal'' ile atı .
y ç
maları ve onu bü ük öl üde mat etmesi bu fikrimizi kuvvetlend irm ekte dir.
.Aşık Ali saz havalarını da ustalıkla çalabilen bir aşıktır. Eski saz havalarını
çaldığı gibi kendisi de yeni havalar yarat.mıştır.
utı
Meşhur Göyçeli Aşık Elesker aşıklık sanatını ondan öğrenmiştir. BU da on
güçlil bir aşık olduğunu ispat etmesine yetme'k:tedlr.

KAYNAKLAR
Telli Saz ustadları, Bakü 1964; 65.68.
( Azerbaııcan AŞ19ları ve El Şairleri l, 287.298),
150
GERYALILAR
YALAN OLDU
nında günahkaram, Bah bu gaşa, bah bu göze,
far Ya
.
pogr u söz üm ya1an old u. Yandı bağrım, döndü köze,

:rııış etdi gem leşkeri, Keçen sözü çekme üze,


run şehri talan oldu. Keçen keçdi, olan oldu.

Aşıg Alı sene gurban,


Gel eyle derdlme derman,
Uçdu getdi tülek terlan,
Barda keklik alan oldu.

MUSA BEY
Hem atam, hem gardaşımsan, Heylr gördüm elinizden,
Salamat gal, ay Musa Bey. Güvvet tapdım dilinizden,
Sen de ürek slrdaşımsan, Yola salın elinizden,
Saiamat gal, Mustafa Bey. Salamat gal. Mustafa Bey.
Aşıg Alı geldt getdl,
Her dire metlebe yetdi.
Gızıl lire giymet götdU.
Salamat gal, Mustafa Bey.

GOŞMALAR
GEDİREM
Coh. çoh salam, dua, gohum, gardaşa, Alışır sinemde gemli ateşim,
Bilesiniz Al'Osman'a gedirem. DUşende yadıma dostum, sırdaşım,
Bir dllek diledim şahlar şahından, Gözlesin yolumu yarım. yoldaşım,
Sığınnıışam o sUbhana gedlrem. Size verib bir nişana gedlrem.
Aşıg Alt gezir, İran'ı, Turan.
Uğruma açıgdı tamam her bir yan,
Mene gardaş oldu Aşıg Durahan,
Yoldaş olub göherkana gedirem.

GALDI
�nım cida dfişdü, gedlr vetenden, Yeni gül ekmişdlm men bahtı gara,
ekanını, meskenim virana gald Bulunmaz derdime kim eyler çara,
8 nki yrılıbdı ı.
r:ı � , gUiden, çemenden, Horyat eli deydi heyvaya, nara,
lbülün elacı feğana gald Sinemde dağlarım nişana galdı.
ı.
Alt Aşıg ol"muş bir ehl-i dile,
Tebiblm mövladı, derdimi bile,
Bir terehhüm eyle serde agile.
Çünki serden getdl divana galdı.

�· a -
.\ gaJar,
"�
DOLANDIRI
gelin size söyıeyim, Bu dünyanın şerabından içmeyen,
'-'O\'1 1
teaı eu·. tnalını el dolandırı- Karvan olub, hag yolundan keçmeyen,
'Yegılıbdt hörmet, yohdu mehebbet, Evde arvadma sözü keçmeyen,
n bu dünyanı pul dolandırı. İndi koha olub, el dolandırı.
151
Aşı17 Alı deyer halım perişan,
Ağ üzünde goşa hatlar her nişan,
Binamus gohumdan, namuslu düşman,
Öldürse, gebrlme gül dolandın,
DEYERSEN
Hesen emi, bir Allah'ın eşglne, Gedlb o vetene varandan sora,
Menim erzlm o canana deyersen. Sen bizim elleri görenden sora,
Sen menim gasidlm, derdden heberdar, Götürüb nameni verenden sora
Men tek derdi o tüğyana deyersen. Bu cavabı yana, yana deyersen.'
Kamil bağban, pasiban o güllere,
Vefadarım, gözünü dik yollara,
Deynen yolu düşdü uzag ellere,
Alı keı;;dl, Ol'osman'a deyersen.

BENZERSEN
Süsenll. sünbüllil, ter benöfşell, Cennet olub bizim yerin bu çağı,
Yaylag, bizim yaylaglara benzersen. Ağ Iavaşlı, kere yajb., gaymağı,
İı;;en olmaz ab_i kövser suyunu, Gızlar destelenlb gezer aylağı,
Bulag, blzlm bulaglara benzersen. Oylag, bizim oylaglara benzersen.
Ket dağı, Eyrice, Daşkend bahan, Alı'nın gezdfyi üç gözel dere,
Ağ sürüler Sarıyaldan yuhan, Şegaig, çiçekli hiş gözer dere,
Var blzlm suların eceb aharı, Şahdağdan görünür baş gözeldere,
Çaylag, bizim çaylaglara benzersen. Üç dağ, bizim o dağlara benzersen.

GETDİ
Ötübdll zlmlstan, gellb novbahar, Men sene ne deyim, ey mah-1 şongar,
Yetirdi gerine, seneler getdl. Ağlımı apardı bir çeşm_i humar,
DeU könfll günde yüz beyal eyler, Könlllme uymadı bir münaslb yar,
Dolandı rüzgar, havalar'getdl. Geldi melakeler, sonalar getcU.
Yazıg Alı, bu gem seni bürüdü,
Eynlm yaşı sel sel oldu yerldi.
Gürbet elde yazıg canım çürüdü,
Neçe çerşenbeler. cümalar getdi.
GEREK
Aşıgam deyiben giren meydana, İyid zalım bu meydanda durmağa,
Aşıg deyenlerde hoş göftar gerek. Müjgan ohun şirin cana vurmağa,
Aşıg gerek sözün vesfe yetire, Bir neh\bentere gılınc vurmda,
Beyene arırıer birbebir gerek. Ağam eli elde zülfügar gerek.
Sen meni eyledin yollarında leng,
Çaylarda baltğam, deryada neheng,
Mahalım Göyçedi, gendim Gızılveng,
Aş117 Alı mahallarda b!r gP.rek.

GEDİREM
Her kim ders alacag, gelsin ders alsın, Nece oldu atam, necoldu an aın,
Sinemin defterin açıb gedirem. Pozulclu hasarım, yıhıldı galam. ,
Bir guş idim, galmış idim yuvada, Yüklenibdi, gefle gatır barhanaı:n
Daha durmayıban uçub gedlrem. Fenadan ügbaya köçüb gedlre:ın,
152
budu demek gesdlınde, Aşıo Alı minlb secerden atı,
J3U sözlerle
gınellmi verlb budu destlmde, ÜzUme ohunur canım baratı.
aobum, gardaş, ulus tamam üstümde, Gıldan da nazikdtr, gı,Jıncdan m,
ni içlb gedirem. sırat Köprüsünü keçtb gedlrem.
Ecel şerbeti
NE GALDI
aeşt eledim, bu dünyanı dolandım, Ölüm hahdı, çıh.mag olmaz emirden,
Ellini keçirtdim, yüze ne galdı. İnek tora belge salma demirden,
AYah ketdL el getirdi, diş yedi, Aydı, gündü geHb keçer ömürden,
13ahmagdan sevayı göze ne galdı. Telesirik, görek yaza ne galdı?
Her yana bahıram hava mehşuşdu,
Gezdiyim oylaglar yadıma düşdü,
Eşidersiz Aşıg Alı da köçdü,
Sındı telli sazı, tezene galdı.

DEDİ
sır nişan istedim gül üzlU yardan, Dl'dlm, a behtever. bu ne busatdı,
Dirseyl gösterdi, ahsan dedi, Dedi, nezer eyle, gör ne suratdı,
Dedim, ay gız küsdüm senden el çekdim, Dedim, çeşmlm yaş! yeri ıslatdı,
Helbet bir yadına ııalısan dedi. Verrem desmalımı silisen, dedi.
Dedim, ay gız gemden defter bağlaram, Dedim, ay gız ne gözeldl şamama,
Dedi, bahma nişanını sahlaram, Dedi, deyme ömrün yeter tamama,
Dedim. hesretinden inan ağlaram, Dedim, ay gız el uzadım memene,
Gorhma yahın vahtda gülüsen, dedi. Özünü nüfuzdan salısan dedi.

Dedim, bestelerin can dermanısan,


Dedi, ışıglarm kerem kanısan,
Dedim, aygız,menim adım tanısan,
İrelden bllirem, Alı'san dedi.

AGRI DAGI
Bavaıanıb erş tlzüne galhıbsan, Eteyinde han atdanır, hun düşür.
Dağların serdarı, ner Ağrı Dağı. Höyük adın mahallara On düşür,
Payızın, baharın olur zimlstan, Her dağdan lrell sene gün düşür,
Benden eskik olmaz. gar, Ağn Dağı. Ne vahtı açılar dar, Ağrı Dağı.
Sekklzi rizvandı cennetin ba«ı Gösterdin cahanı nece sirr idi,
Neçe banası var, neçe otağ c , Tozun galhdı İravan'ı bürüdü,
N h gemJsi, peyğem ı,
S: berin bulağı, Ahşam üstü her terefden yeridi.
nde Çoh nişana var, Ağrı Dağı_ Batırdı ölkeni pir, Ağrı Dağı.
Evvel sende olub Rüstem Pehllvan,
Gezlb şah-i merdan nlşanbanişan,
Aşıg Alı teecübdü her zaman.
Yarın gardı, yarın nar Ağrı Dağı.

ÇATAR MI?
lianı b Hanlar bey ey\eşib Ağrı Dağında,
Serıt at eye Şikayete geUrem,
rı ona zor güvvetin çat.ar mı? Neçe pehlivanlar sol u sağında,
Çe1ı;
-��e lllı�cını girse meydana, Bu coşğun sinemin oldu çağında,
· · Ştnaga cesaretin çatar mı? Allam canın heç fürsetln çatar mı'1
153
Niye boş boş danışırsan efsana, Kürd Mell.k tek ne glribsen meydana
özünden basırsan çoh yeke hana, Digget ele garşındakı oğlana,
Görerler kim kimin boyayar gana, �erek giymet goysun insan insana,
Goçuluğa gabllyyetin çatar mı? Insanlığa haslyyetin çatarım?
Alı deyer eşg ucundan hesteyem,
Dava meydanında kemerbesteyem,
Özüm nlşanlıyam, murad Usteyem,
Cavanhğa ı;edagetln çatar mı?
TECNIS
ALMASIN
Blmürvet yar meni candan eledi, Bayram ayı demek olmaz her aya,
Tutubdu destinde ay ağ almasın. Tebib gerek derman ede heraya,
Yarın bağçasının seyrine vardım, Şahlar şahı, özün yetir haraya,
Heç görmedim yann ay ağ almasın. Düşmen üstümüze ayağ almasın.
A$10 Alı deyer, yar ah ağlaya,
Yahşı tebib gerek yara bağlaya,
Yar ki meylin geyri yara bağlaya,
Hefteye varmasın, aya galmasın.

GIFILBEND VE DEYİŞMELER
MEYDANA GEL
Aştg Yığbal: Aşıg A.lı:
Kendine aşığam deyen, Men deryayam, sen adasan,
Aşıgsan meydana gel, Ahır sen ü.mmana gel,
Namerd girmez meydanıma, Men danışım sen gulag ver,
Merdi ol merdane gel, Me'rifet ganana gel,
İgld olan kendisini, Sen satansan, men alanam,
Öymeyi layig deyll. Açginen dükanını,
Al eline çungurunu, Malım nadana satma,
Bu ceng�i dövrana gel. Matahın alana gel.
Aşıg Yıgbal : Aşıg Alı:
Ey arif paşam yanında, İsevi'yem, Musevi'yem,
Sene söylerem medhi, Her neyem öz yolumda,
Me'rlretı terigeti, Hegigetden heber verrem,
Anla gan heglgetL Me'rifet kamalında.
İsevisen İncil'i sev, İndi paşa gulluğunda,
Musevlsen Tövrat'ı Sedre'zem yanında.
Mehemmedln.hümmetisen, Haggınan divan kessinler,
Boyun goy Gur'an'a gel. Edalet divana gel.
Aşıg Yıgbal : Aşıg Alı:
Men Yıt}bal'a bir salam ver, Adımdı Aşıg Alı,
Soruşum halın görüm, Ferz ü sünnet gtlıram,
Heglget Hagg aşığısan, "Elif'' Allah'ın adıdı,
Söyle kamalın görüm. "Bey'' Peyğember bilirem,
İncil, Zebur. Tövrat. Gur'an, "Tey" Tebarek, geni Allah,
Göster kitabın görüm, Ona secde gılıram,
Dostum eger bütpereswen, Hi!getim Adem atadı,
Bu narlpirana
·
gel.
,:ır.t...
Sen hak-1 yeksana gel.
" rt ıi , "
·
ULUDU
ğ b al :
,oıa diyıki, Aşıc A.lı:
0 ne otuzunda cavandı, O, aydı ki, otuzunda cavandı,
on beşinde çoh böyükdü, uludu? Onbeşlnde ululardan uludu,
0 nedi ki, dill iki, sırrı bir, O gelemdl, dlli iki, sırrı bir,
ııansı derya her deryadan doludu? Ehn deryası her deryadan doludu.
:
Jşıg Yığbal Aşıg Alt:
0 ned i ki, üç ay dağlar bürünür, O gardı ki, üç ay dağlar bilrünflr,
0 nedi ki, el deymemlş hörünür, O könüldü el deymemlş hörünür,
o nedi ki, emaneten verilir, � urubdu emaneten verilir,
o nedi ki. o da onun gülüdü? Ilgar, iman dlrlllyin gülüdil.
Aşın Yığbal : Aşıg Alı:
o nedi ki, Hagg yanında nahagdı, O böhtandı, Hagg yanında nahagd.ı,
o nedi kL yere, göye. dayagclı, Hagg nezerl yere, göye dayagdı,
o kimdi ki, yatmayıbdı, oyagdı, Hagg özüdil, yatmayıbdı, oyagd.ı.
Aşıo Yığbal her elimden hahdı. Bu sözler! açan Aşıg Alı'dı.

155
ŞEMKiRLi AŞIK HÜSEYİN

19. yüzyılın en meşhur aşıklarmdandır. 1811 yılında, Şamhor vilayetinin Ga_


panlı köyünde doğmuştur. Daha sonra Karacaemirli'ye göçmüş ve ömrünün sonuna
kadar orada yaşamıştır. 19. yüzyılın sonlarında (1891) vefat etmiştir. Onun ha­
yatı ve edebi kişillği üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmıştır Veli Huloflu, Hım_
met Ellzade, Ehliman Ahundov bunlar arasındadır. Ehliman Ahundov'a göre 0,
Molla Penah Vagif'in bacısının oğludur.
Aşıklık sanatını Alabaşlı köyünde "Demirci Mecnun" mahlaslı Aşık Kehle
Bağırdan öğrenmiştir.
Aşık Hüseyin, 19. yüzyılda Azerbaycan sahasındald bütün aŞJklarm ustası
durumundadır. O, sazı omuzunda, birçok vilayeti, köyü, hatta ülkeleri gezmiş, ünlü
aşıklarla atışmıştır. Devrinin ünlü aşıklarından Elesker lle atışdığına göre ger­
çekten çok güçlü bir aşıktır.

2·0 yaşından itibaren aşıklık sanatıyla iştigal etmeye başlamış ve 50 yıl ka_
dar bu sanatla. uğraşmıştır.
Onun firik şiir ve hicviyelerinde iki yüzlülerin. ahlaksızların, istirmacıların
acı bir dille tenkit edildiğini görmekteyz.
Aşağıya mısralni aldığımız "mollalar" redifli şiirinde bu husus apayrı bir
şekilde irtaya konulmuştur.
Bilmirem ne lsteyir bizden ruhani inollalar'1
Miras paltarları geyib, artırıb şanı mollalar.
O, aşıkların dışında beyleri, memurları da tenkit etmiştir. Hatta ��rlık Rus
ya'sının "dinme ver'' (Çar hükümeti tarafından alman ağır bir vergmın adıdır)
vergisi için bile hicvlyelerini söylemekten çekinmemiştir.
Hüseyin, diğer usta aşıklarda olduğu gibi "üstadname''lerinde, ailede gör�­
Ien noksanlıklar, insanların tabiatında var olan aksaklıklar gibi menfi husuSIY\
1
lerln yanında; mertlik, kahramanlık, vatanseverlik, dostluk, insan sevglSi gı
konuları da işlemiştir.
Aşık'ın devrinden şikayet eden koşmaları da vardır.
Zahm felek, senden şikayetim var,
Aman felek ne getirdin başıma.
Meni cida saldın sen tay-tuşumdan,
Niye zeher gatdın şirin aşıma.

156
Aşık Hüseyin'in lirik şiirleri bedii değerinin yanında akıcılığı ve sadeliği ile
ç
d ııckati ekmektedir. Onun, "ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı eül" isimli koş_
a
: bunun en güzel örneğini teşkil eder.
ası
Yarın bağçasında üç gül açıhb,
Ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı gül.
Her üçü de birbirinden ö ymeli,
Ağ gül, gmınzı gül, bir de sarı gül.
onun güzelleme, muhammes, "geraylı'' ve "deyişme''leri başarısını ortaya koy.
auğ şekillerdir.
u
Gedirdlm yoldan eyledi,
Bir gız meni, bir gız meni.
Ulusdan, elden eyledi.
Bir gız meni, bir gız meni.
Gara gaşlar bağrım keser,
Gah ezizler, gah da küser,
Saçlarıynan dardan asar,
Bir gız meni, bir gız meni.
Aşık, şiirlerinde halk dilinin zenginliklerinden ve diğer tasvir va:,ıtalarmdan
ustalıkla istifade etmiştir. Bu yönden "görün'' redifli muhammesı söz edilmeye
değerdir.
Ehliman Ahundov'a göre, "zarmcı", ''Zeynelabidini", "sarayı", "Şemk1r gö_
zellemesi", "Aşıg Hüseyin'' gibi saz havalarının da yaratıcısı Aşık Hüseyin'dtr,
Aşık Hüseyin, aşıklık sanatının dışında "gülle atma", ata binme ve avcılıkla
da uğraşmıştır.
.Aşık şiirinin muhtelif türlerinde şiirler söyliyen Aşık Hüseyin, çırak yetiştir_
me sahasında da büyük bir ün kazanmıştır. Mehemmed Borcalh, Çardahlı Nikiş,
SeYfelli Aşık Penah onun yetiştirdiği aşıklardandır.
Aşık Hüseyin'in yüzlerce şiiri ve kendisinin tasnif ettiği en ünlüsü "Reyhan"
olan üç halk hikayesi vardır. Onun şiirleri ve halk hikayeleri halkın da sevgisini
kazanmış, böylece meclislerde, taylarda yıllarca dilden dile söylenmiş durmuştur.

KAYNAKLAR
E. Ahundov, A,;ıg Hil:;eyin Şemkirli, Bakü 1971.
AŞ:ıglar, Bakü 1960, 52-55.
Paşa Efendiyev, Azerb'rıycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 201-205.
Zeynelabidin Makas "Hüseyin (Şemkirl':i)" Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi,
'
4- Cilt, 297.
li"ızamettin Onk "Şe Karşılaşması,"
, mkirll Aşık Hüseyin, Göyçeli Aşık Elesker
Türk Folklor Araştırmaları, 19 (344), Mart 1978.
Tezıı Saz
Ustadları, Bakü 1964, 59-64.
(Azerbaycan
şA ıglan ve El Şairlert I, 299.336).
157
GERAYLILAR
ÜSTÜNE
Nazlı yarın gül yanağı, Gördün ki, yarın yar deyn,
Yaraşıbdı hal üstüne. Terklnl gılmag ar deyi!,
İnce belde gümüş kemer, Gen dünya sana dar deyil
Düzülilbdü pul üstüne. Get birini al üstüne.
Hüstıın ağlar zarı, zarı,
Getmez könlünün guban,
İtirınişem nazlı yarı,
Durum çıhım yol üstüne.

LAYIHDI
Sallanıb geden salatın, Öldürmez seven seveni,
Gaşın kamana layıhdı. Bağdan goymaz gül dereni,
Aşıglar senin elinc!.en, Yolunda canın vereni,
Çekse amana layıhdı. Sahla mehmana layıhdı.
Sli1/Ün deyerler adıma,
Gırhlar yetişsin dadıma,
Yarım düşende yadıma,
Yana pervana layıhdı.

BU GIZ MENİ
Gedirdim yoldan eyledi, Dlndirirem, dinmez, küser,
O gız meni, bu gız meni. Derdi sinemde serbeser,
Ulusdan, elden eyledi, Öper, sinesine basar,
O gız meni, bu gız meni. O gız meni, bu gız meni.
Hüseyin salma, gözünden,
Bir maç iserem üzünden.
Hergiz elemez özünden,
O gız meni, bu gız meni.

GOYNUNDA
Heber almag ayıb olmaz, Otağına gedem basdıg,
o nedi peri goynunda. Söhbetine gulag a.sdıg,
Öldürürsen men yazığı, Sinen döşek, memen yesdıg,
Sahlarsan narı goynunda. Sal, yatalı, yeri goynunda.
Sen ki yarından doyubsan,
Bağrımm başın oyubsan,
Hüseyn'i yetim goyubsan,
Galıb ellerin goynunda.

AY GIZ
Boyun senin tuba kimi, Hınalı nazik ellerln,
Gaşların da kaman, ay gız. Fesih, zebandı dillerin,
Görmüşem men camalmı, Ağ üzde siyah tellerin,
İtirmişem iman, ay gız. Gohusu yasemen ay gız,
,;M:Jadırsan, güldürürsen, Aiıu Sövn'ün ibadeti,
'ç şoıln yaşın sildirirsen, Dilinde ferz ü sünneti,
J�ür'vetsen öldürürsen, Neyleyir sen,o;lz cenneti,
pad elinden aman ay gız. Memelerin emen, ay gıııı,

BAYAZ
purunı dolanım başıva, Ağ üzde siyah tellerin,
.
Bir beri bah berı Bay�,z. Şekerden şirin dillerin,
caoıalındı mah_i taban, Yanahda gızıl güllerin,
Hurşidin haberi Bayaz. Kenar ele bari, Bayaz.

Gaşlarm erer ki.midi, Cuna salıbdı başına,


Buhağın mermer klmidi, Gızıl tanalar guşuna,
Sedrln gelemkar kimidi, Aşigi salmaz huşıma,
Dişlerin mirvari, Bayaz. Yoh imiş heberi, Bayaz.
Aşığ Hüseyn'in havası,
Kembemdi sazının sesi,
Geyinibdi zer libası,
Üstünden kemeri, Bayaz.

ZİBA
Gedlrdim hublar toyuna, Lehlerin ohşar mercana,
Çıhmışdıg düz yola, Ziba. Gesd eyledi şirin cana,
Pervaneler heyran olub, Memesin goyub fincana,
Ağ llzünde hala, Ziba. Tutmuş idi bala, Ziba.
Gözleri ala novcavan, Seni gördüm çeşmi laçnı,
Sana nisbet huri gılman, Ağ üzünde vardı maçın,
Etr_ı gül, nerglz, yasemen, Gerdenden aşırıb saçın,
BUlmuş idi tele Ziba. Tökmüş idi bele, Ziba.
Aştg Hüseyn'in gehbarı,
Kimler çekecek ah, zarı,
Abdulla'mn göyçek yarı,
Te'rlfinden bile, Ziba.

�=:: iyldier veteninde gürz olu,


d�nısız keslerin derdi yüz olu.
Goç 1Yide
:o onda ölüm ferz olu
eseıer Yar
elin verib yad ele.
GO$MALAR

YÜZ OLU
Gohum gerek gohum üste havlaya,
Gardaş gerek gardaş ganın dovlaya,
Ovçu yohdu bu maralı avlaya,
Otlar Otlar, aşar geder yad ele.
Alem bllir sen Hüseyn'in gözüsen,
Yahşı ·sahla yaşmag aıtda. sözü sen,
Nece goydun stnem üste közü sen,
Demirsen mi, ya yandıra, ya dele.

159
KİMİ
Gözeldi gılığın, ne hoşdu soyun, Altından zer geyib ilstden gelemk r
Suyun şirin ab-i heyatı kimi. Böyür düyme gen, küleçe, Yaha da:' ,
Şekerdi dehanın, mezedi dilin, Sevdiyimin eceb gül camah var
Dodahlarm Mi,sir nabatı kimi. Bedirlennıiş ayın sa vatı. kimi.
Başında örpeyln bağı ipekden,
Gızıl gotaz çal keçirdir dirsekden,
Aylar, iller hesretirti çelanekden,
Hüseım'em, inceldim heyatı kimi.
BAŞIMA
Zalım felek, senden şikayetim var, Bele yerler galsın görüm virana,
Aman felek, ne getirdin başıma. Elim çatmır indi dağa, arana,
Meni cida saldın, sen tay, tuşumdan, Bir atımı verdim, tipi borana,
Niye zeher gatdın şirin aşıma. Bir bahın yoh gözden ahan yaşıma.
Men Hüseyn'em yada saldım eliml,
Soyuh tutdıı dehammı, dilimi,
Bir bülbülem cida saldım gülümü,
Dost sözün almadım ebes guşuma.
OLAR
Her yeten gözele gözel demerem, El deyende feryad eder, nimtene,
Gözelde özge bir elamet olar. Tel töküler üzü döner gülşene,
Zülf dağılar cin. çin düşer gerdene, Serendazı başdan salar gerdene,
Gaşınnan, gözünnen işaret olar. Görünse memeler giyamet olar.
Hüsey'nin butası terlan cilveli,
Bir şirin edalı bir naz, gemzeli,
Herkesin olarsa bele dilberi,
Bu dünya geminden salamet olar.

l\ıı:ENDEN
Yeri dağlar senle hemdem olmaram, , O köyneyin, o çarpazın, bu bağın,
Dağlar esirgedin garı da menden, O süsenin, o sünbülün, bu bağın,
Seyrağıbın te'ne te'ne sözleri, Ne müddetdi bağbamydlm bu bağın,
Bir gün ayrı salar yarı da menden. Bağban esirgedin barı da menden.
Boylanırsan oğrun bahırsan gıyğaç,
Dodağın şerbeti, derdime elac,
Hüseyn'i eledin zelili möhtac,
Aldı bu dövleti varı da menden.

SARI GÜL
Yarın bağçasında üç gül açılıb, O ağ gülün gapısından bahmalı,
Ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı gill. Gızıl gülü, al yanağa tahmalı,
Her üçü de birbirinden öymeli, Sarı gülü, deste tutub goh.malı,
ül.
Ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı gül. Ağ gül, gırmızı gül, btr de sarı g
Ağ gülü benzetdim göy göyerçine,
Şeker flzib dehanının içine,
Hüseyn müştag olub gülün üçüne,
Ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı gül_
160
GEDİM
Yar-i vefadarım gel halallaşag, Yar olan yar ile gezer vefadar,
Hökm geTib Nahçıvan'a men gedim'. Dost, düşmen içinde etme meni har,
Bir uzah seferdi geden gayıtmaz, Fikir çekib olma menden intizar,
'Dolubdu peymanam cana, men gedim. Garanlıhdı, ol dumana men gedim.
İş gatma sen Aşıg Söyn'ün işine,
Hercayı söz haçan geler guşuna,
Nahçıvanda Ağ Keşişin gızına,
Gedelik eyliyim hana men gedim.

HÜSEYN'İM
Her şeherde senin adın söylenir, Eynen gıfılbenddi zalımın sözü,
Hayıf geldin bu diyara Hüseyn'im. Dünyaya tek gelib keşişin gızı,
Reyhan çoh arifdi tayı tapılmaz, Asıb otağından onsekkiz sazı,
Seni salar çoh azara Hüseyn'im. Sonra çeker seni dara Hüseyn'im.
Yetirceyin gollarını bağladar,
Sinen üstün çar, çarpaz dağladar,
Ahır gorh ki anacığın ağladar,
Seni salar ah ü zara Hüseyn'im.

YAHŞIDI
Bir adam ki senle ülfet eylese, Dad, hazır çekerem perkarsız sazdan,
Yegin onun esil zatı yahşıdı. Ver, gurtar elinden nezir, niyazdan,
Namerd sene gurupilov yedirse, Söylegen garıdan, gezeyen gızdan,
Merdin guru mehebbeti yahşıdı. Güleyen gelinden lotu yahşıdı.
Aşıg olan sözün söyleyer başdan, Aşıg Söyün söyler kelmeni "tey"den,
Sallabaş adamdan, üreyi daşdan, Dersimi almışam 'welif''den, "bey"den,
Bednezer gonşudan, bedcins yoldaşdan, Çöreksiz otagdan, gözelsiz evden,
Gedir bilenlerin iti yahşıdı. Çölün, bıyabanın otu yahşıdı.

DANIŞMA
Gafil könül bir meclise varanda, Aşıg g(lrek her meclisde sayılsın,
Ver gadağa acı dile danışma. Sözünü eşiden gansın, ayılsın,
Hercayı söyleme, hercayı deme, Kelme çıhart şirin cana yayılsın,
Laf eyleyib güle güle danışma. Aşırıb sözünü zile danışma.
Sözün mana tutma azğın ahmağın, Yazıg Söyün, ehdin yeter yerine,
Hoşlanılmaz aralıkdan çıhmağın, Könül bağla aşıgların pirine,
Layig deyil başa gahıc gahmağın, Çek sözünü hegigete, derine,
Öz eybini bile bile danışma. Her gedir bilmeze bele danışma.

VAR
Bir bağçada dörd nazenin seyreder, Üç aguşga ona yazıb ilahı,
O bağçanın beş terefden yolu var. Bir gapısı başdan geyib siyahi,
Bağçada var iki aynabend otag, İçinde bir huri yohdu günahi,
Gapısında bir hebeşi gulu var. Ağ üzünde bir cüt goşa halı var.
O bağçada iki huri biri faş, O bağçada gördüm iki fevvare,
İki siyah segnen olubdu sirdaş, Bir nakes de gaçdı canın gurtara,
İçinde bir çırag çekibdi neggaş, Vesf eyledi Söyün yazdı deftere,
O çırağın iki fitne fe'li var. Me'na ahtaranın dür kemalı var.
OYNASIN
Başına döndüyüm toy adamları, Bir tuba boyludu, zülfleri deste,
Siz de deyin teze gelin oynasın. Derdini çekmekden olmuşam beste
Adım demirem, elden ayıbdı, İşaret eylerem anlayan kesde,
Gemzesi bağrımı delen oynasın. Dostunun gedrinl bilen oynasın.
Duman geldi uca dağı bürüdü, Dostlar arasında hey ola düzlük,
Yar gehri çekmekden canım çürüdü, Olmaya yahınlıg, hem iki yüzlük,
Bu meclisde eyleşenin biridi, Her elinde vardı bir ala yüzlük
Yaşmağın altından gülen oynasın. Yüzlüyü eline alan oynasın.
Şemkir'li Söyün'em, elerem feğan,
Yaş yerine didelerim töker garı,
Hem gelindi, hem gözeldl, hem cavan,
Meni bu derdlere salan oynasın.

GÖRMÜŞEM:
Şemşed mahalmda, Moru! elinde, Bad_i seba deydi açıldı çargat,
Eller, huri mehliganı görmüşem. Görçek camalım ağıl galdı mat,
Cevahirdi göher nişan telinde, Bele göze! ham dünyada heyhat,
Gözellikde canlar cam görmüşem. Derde salan zenehdanı görmüşem.
Boyuna atlası hara yaraşır, Geyinibdi zer zibanın içinde,
Siyah zülfü geddi dala yaraşır, Cevahir gerg olub kanın içinde,
Şehla göze gözün bahsa gamaşır, Hind ü halı gül camalın içinde,
O gaşi göz can alanı görmüşem. Gören deyer Hindistan'ı görmüşem.
Aşıg Söyün derdin budu elacı,
Hidayet ol sözün söyleme acı,
Cevahir Göherlen olsunlar bacı,
İki pür�l nur cahanı görmüşem.

NABATIN
Ay ağalar, slze bir erz eleyim, Sazende ehline çohdu hevesi,
Olubdu gaş\arı yağı Nabatın. Belinde kemeri, golda düymesi,
Geceler fikrimdi, gündüz heyalım, Görünür yabadan mermer sinesi,
Çıhmaz üreyimden dağı Nabatın. Açılıb köksünün bağı, Nabatın.
Ala gözlerile süzgün babanda, Serinde bezeyi bahışı şahlı,
Aşigini eşg oduna yabanda, Bir şahbaz gerdenli, maya buhahlı,
Hublar gonahlıyıb, meclis yığanda, Ter gülgez yanahlı gaymag dodablı,
Olum meclisinde, saği, Nabatın. Aynadı cisminin ağı, Nabatın.
Ola gerek Aşıg Söyn'e aşına,
Bicehetdi Nabat bizden yaşına,
Zer mehmeri gıyğaç goyub başına,
Göyçekdi gaşmın tağı, Nabatın.

FATMA'NIN
Başına dündüyüm, ay duran canlar, Duruşu tovuzdu, bahışı terlan,
Gör nece siyahdı teli Fatma'nın. SErinde bezeyi gemzeleri gan,
Bedirlenmiş aya benzer camalı, Canıvı yolunda edesen gurban,
Düzülüb üzüne halı Fatma'nın. Gör nece göyçekdi alı Fatma'nın.
Geynıişdi eynine yaşıldan, aldan, Özüne beraber olur mu yarı,
Lehleri goncadan, yanağı güldan, Murazını versin perverdiyarı,
Zenehdan cövresi düzülüb haldan, Golunda gol bağı, gızıl gatarı,
Ahır leblerinin balı Fatma 'nın. Heyif, heyif yohdu le'li Fa.tına 'nın.
Aşıg Söyün'ü tez yada salmağı,
Yahşı olur gerib könllin almağı,
Hubların toyunda mehman olmağı,
Gedemi mübarek olu Fatma'nın.

HEYAT
Her çemeni geşt eyleyib gezmişem, Benöfşenin ağ gül olur aşnası,
Görmemişem sen tek gülzarı, Heyat. Telinde meşate, elde aynası,
Özün gülsen, taze gülün goncası, Taze gara benzer mermer sinesi,
Bes!eyib goynunda gül narı, Heyat. Gorhuram gelesen nezere, Heyat.
Heyran heyran kipriklerin çahanda, Heyran oldum dodağına, diline,
Ciyerciyim eşg oduna yabanda, Meşşate zülfüne, enber teline,
Ala gözlerinle süzgün babanda, Eger ki düşesen sermf eline,
Salırsan alemi azara, Heyat. Deyişemmez seni gövhere, Heyat.
Aşıg sayün'ün eşidin sözünü,
Her dem dolandırdı ala gözünü;
Nolaydı göreyim bir de üzünü,
Hudam salsın seni güzara, Heyat.

OLACAGDI
Könül talib olub uyma şeytana, Gözeller teşbehdi dağın gülüne,
Fitne şemateti şer olacagdı, Müştag olma şirin lehçe, diline,
Bu dünya bir bağdı, bağbanı İblis, Heveslenib sığa! verme teline,
Alması, heyvası var, nar olacagdı. Mehşerde her biri mar olacagdı.
Em.el bir parçadı, melekler derzi, Aldanma cüfeye, uyma fenaye,
Derg eyle doğrunu, sünneti, ferzi, Güvenme dövlete, simi tllaye,
Nekrayıi hirslenib çalanda gürzi, Bir gün köçürerler dar-i ügbaye,
O rövşen gözlerin tar olacagdı. Sim ü zerden elin car olacagdı.
Nütfeden pak olan Sirat'dan keçer, S6yün zayigetül mövti yazanda,
Mühennet münklri aJmasdı, biçer, Şerm ile sal yada fehmin azanda,
Sehavet ehlini melekler seçer, Gün heraret edib, yer de gızanda,
Kövser_i riz.vanda yer olacagdı. Şahlar şahı şefakar olacagdı_

TECNİS
ONBEŞ İL
Belke meni nezerinden salan var, Derya elmlm verme kolmaz ay ada,
Yada salmaz, üç il, beş il. onbeş il. Tebib olan, çağır gelsin aya da,
Heç demez mi menim derdim çeken var? Göz görmese, ağıl salmaz a yada,
Hesret galar üç il, be� il, onbeş il. Gel görmeye üç il, beş il, onbeş il.
Aşıg Söyün galıb derd ayağında,
Beste şeCn bular derd ayağında,
Ahu seyr eleyer derd ayağında,
Ovçu gözler üç il, beş il, onbeş il.
163
DEYiŞMELER
GAR! Il,E DEYİŞME
Aşıg Hüteyn : Garı:
Sene gurban olum nene, Sene gurban olum oğul,
De görüm ne heberin var? Reyhanı men gorhutmuşam,
Reyhandan ne getir misen? Te'riflni car eyleyib,
De görüm ne heberin var? Üreyini tirkütmüşem.

Aşıg Rüı;eyn : Garı:


Özü menden söz açdı mı? Me'tel galma gel bu işe,
Eli ele dolaşdı mı? Düşme bir özge teşvişe,
Yohsa senle dalaşdı mı? Polatlı çahmışam daşa,
De görüm, ne heberin var? Dörd bir yanın berkitmişem.

A§ıg Hüt;,eyn : Garı:


A§ıg Rüseyn Ecem elli, Ne deyirsen mene, nene,
Reyhan eceb şirin dilli, Cahan gurban olsun sene,
Tuba gamet, ince belli, Birce müjde ver sen mene,
De görüm ne heberin var? İşini möhkemletmişem.

CAHAN GARI İLE DEYİŞME


Cahan: A§tg Hüseyn :
Söyle görüm haralısan, Menim eslim Gencelidi,
Danış indi sözün oğlan. Şemkirbasan elim menim.
Ağlı, göylü, garalısan, Seyasetler çekib başım,
Çıhart bahım sazın oğlan. Düşüb bura yolum menim.
Cahan: Aşıg Hüı;eyn :
Damşıhda naçar olsan, Dostun yolunda naçaram,
Bağlamalar açar olsan, Çoh bağlamalar aça.ram.
Gece durub gaçar olsan, Ölünce çetin gaçaram,
İzlederem izin oğlan. Keseler de dilim menim.
Cahan: Aşıg Hüı;eyn :
Reyhan sineni dağladar, Deryalara dalaram men,
Gollarını dar bağladar, Canım oda salaram men,
Anacığını ağladar, O Reyhanı alaram men,
Çeken olmaz nazın oğlan_ Ona çatsa elim menim .
Cahan: Aşıg Hüseyn :
Hoş gelibsen Nahcıvan'a, A§ıg Söyün aç meydanı,
Derdi,ni söyle Cahan'a, Geldim, görüm Nahcıvan'ı,
Seni yetirrem Reyhana, Birce gucsaydım Reyhan'ı,
Onu görer gözün oğlan. Derdim yohdu ölüm menim.

HASO HANIMLA DEYİŞ:ME


Hasa Hıanım: Aşzg Hüseyn :
Başına döndüyüm, ay .Aşıg Hüseyn, Başına dönüdüyüm ay Hasa Hanım,
Gel getme, gel getme, böyle yola sen. Vetenimden durdum düşdüm yola men.
Onsekkiz aşığı bende salıbdı, Bu yolların yolçusuyam ezelden,
Öz başına özün açma bela sen. Tifil iken gezdim elden ele men.

ır,4
Hasa Hanım: Aşıg Hüt.eyn :
Cezana gelirsen gedik.de, düzde, Hançalam, olmadı bıçagdan gorhum,
Meslehetin nedi, bu doğru sözde, Uçubd u başımdan ha çandan gorhum,
Yeddi gacag durub Dereleyezde, Bezirgan döyülem gaçagdan gorhum,
Gorhuram düşesen elden ele sen. Tutaram onları şirin dile men.
Hasa Hanım: Aşıg Hüs-eyn :
İstesen söylüyüm ,sözün düzünü, A gözel kürd gızı, başımın tacı,
Yaraya sepmezler göydaş duzunu, Erebzengi kimi bahma gıyğacı,
Hasa Hanım, Haso Beyin gızını, Aşıg Hüseyn sene deyibdi bacı,
Alı.ban da bizim elde galasan. Elimi vermişem özge ele men.

AŞIG ELESGER İLE DEYİŞME


Aşıg Elesger : Aşıg Hüseyn :
!!ercaymın, dil bilmezin ucundan, Gırhlar piri özü verib dersimi,
Döne döne men ziyana düşmüşem. Şair cergesinde sana düşmüşem.
Doymag olmaz, gözellerin buyundan, Arif meclisinde, alim yanında.
Pervane tek yana yana düşmüşem. Neçe defe imtahana düşmüşem.
Aşın Elesger : Aşıg Hüseyn :
Dövletim çoh oldu, gıymadım pula, Bir zaman elimde zil, bem saz oldu,
Kor oldu gözlerim, yapışdım dıı.la, Gözeller menimle üz beüz oldu,
Ne ölür, ne !tir canım gurtula, Suyum artıg geldi, toz ha toz oldu,
Mecnun teki b!yabana düşmüşem. İndi de yumşalıb una düşmüşem.
Aşıg Elesger : Aşıg H_üseyn:
Elesger keçibdl namus, arından, · Özüm aşıg olub gezirem elde,
Alem yatabilmez ah u zarımdan, Galdı hesret gözüm ebrlşim telde,
Boşa.sam gorhuram oğlanlarımdan, Elesger danışanı teşbih timsalda,
Boşayab!lmerem, gana düşmüşem. Hilseyn deyer yaman dona düşmüşem.

REYHAN Il..ıE DEYİŞME


Reyhan: Aşıg Hüseifiı :
İki aşıg bir meydanda tapılsa, Aşıglıg elminden men heberdaram,
Eyleşib sazların düzeller birbir. Aşmışam her yerde meydanı birbir.
Sual verib cavabını alanda, Yüzondörd kitabdan almışam dersim.
Duruban meydanı gezeller birbir. Gel sene gösterim ayeni birbir.
Reyhan: Aşıg Hüseyn:
Mühennes gözlere menem bir pıçah, Sona kimi sığal verib teline,
Çohların salmışam meydandan gaçah. Ne cumubsan sen bu eşgin gölüne,
Hanı menim kimi bir gendi goçah, Düşı:neyibsen kamil ustad eline,
Gelenler yolların azallar birbir. Sene dar elerem dünyanı birbir.
Rey'fı.an: Aşıg Hü�eyn :
Men Reyhan'am tapmamışam tayımı,.· Yetmek olmaz Aşıg Söyün işine,
Merdler itirmesin hagg_ı sayımı, Bele sözler çetin girer guşuna,
.Götürmüşem erenlerden payımı, Alım gucağıma, basım döşilme,
Dediyim sözleri yazallar birbir. Derim ağ sine nden püstanı birbir.

165
BEY ÇOBAN İLE DEYİŞME
Aşıg Hüseyn : Bey Çoban:
Menden salam olsun duran Çoban'a, Menden salam olsun Aştg Söyü.ne,
Gel ikimiz bu cahandan danışag. Gel Iklmlz bu goyundan danışag,
Hansı günde dünya bergerar oldu, Beşyüz goyun bir yatağa sığışar,
Yerden, göyden, asimandan danışag. Şoraketden, biyabandan danışag.
Aşıg Hüseyn : Bey Çoban:
Haggın dergahından klm gaçah oldu, Menim pehllvanım goçdu, goyundu,
Kimi hündür oldu, kim alçab oldu, Gara goyun südü yahşı öyündü,
Kemer bestelerden kim goçah oldu? Ahsağın dermanı dağdı, düyündü.
Rüstem Zal'dan, gehramandan danışag. Sağaltmasa o getrandan damşag.
Aşın Hilseyn: Bey Çoban:
Kim idi dünyam beş elli tutdu, Çoh bed olar ağ goyunun küresi,
Kim kimi cennetden atıb govlatdı, Ovşnr vermez ters gomralın memesi,
Kim idi dinini. dinara satdı? Olmaz gacah goyun çoban göresi,
Me'rifetden gövher kandan danışag. Guzusunu almayandan damşag.
Aşın Hüseyn : Bey Çoban:
Aşıg SlJyün adı dile gelmedi, Ecel guşu geldi keçdi garşımdan,
Getdi gözel sonam göle gelmedi, Ab-1 Neysan car oldu göz yaşımdan,
Çoh çalışdım, Çoban ele gelmedi, Bey Çoban de. gel açıl sen başımdan,
Dedim bel.ke yol, erkandan danışag. Ne istersen verim ondan danışag.

DiVANILER

ECEM GIZI
Ahu gözlü, şuh bahışlı. geddi dal Ecem gızı,
Lehi gönçe. yanağı gül, siyah tel Ecem gızı.
Zenehdanm çöhresl hal, nece goyum glymeti,
Boyu uzun, gerden uca, nazik bel Ecem gızı.
Zülfün kemend, sal boynuma, özün çıbar hazara,
Ovçuların şikarısan, seni sa ilam güzara,
Seni gören yegin bil ki, tec�gec düşer azara,
Danışıban canım alma, şirin dil Ecem gızı.
Menem Söyün yegln, bil ki çohdu menim azarım,
Dostlarım haln ç1h1bd1, bağlanıbdı hazanın,
Seni gördüm derdim artdı, bade dllşdü gtizarım.
Gülüstanda öten menem, yegin bil, Ecem gızı.

VERİR
(Gıhlbend)
Bugün bir beyvanat gördilm, zenbur kimi şan verir,
Höreyi yük ile gelir, nefesi duman verir.
Dlndirirsen damşmağa nale verir asmana,
Ne yerdedi, ne göydedi, sedrl üste yan verir.

166
Bir başı var, bir ayağı, gör neçe barınağı var,
İki golu, bir boğazı, tek birce dodağı var,
Eyleşibdi bir meğamda, neçe mln ovlağı var,
Eşidin ay hezarat, her gelene nan verir.
Gel, biçara A�g SIJyiln, gıl dersini mübteser,
Ab ona külll olanda, olur deli, dengeser,
Eşidenlar, fikir verin bu sözüme serbeser,
Eger ki, avam olmasa, sldgine güman verir.

İÇİNDE
Çoh gözeller görmüşem h tırl gılman içinde.
Marulun halgındadı, yohdu cahan içinde,
Cemi.si hörmetlidL yohdu güman içinde,
Çoh gezmişem, görmemlşem cemi insan içinde.
Hag veribdi Morula allı, güllü göyçekler,
Bahar, yaz fesli gellb, açılıbdı çiçekler,
Tökülübdü Uzlerlne top gara birçekler,
Sözümde yohdu yalan, tamam elvan içinde_
Adamın canın alır şive Uen nazları,
Tamamı medhe laylg gelinleri, gızları,
Alışıban gün kimi şefeg saçır gözleri,
Eylenib aşıg, hanende söhbetı san içinde.
Ki.misi söz söyleyir, sinesinin halı var,
Kim.isinin özünde Hind-! gara balı var.
Kimlsl melekzade, leblerlnln balı var.
Amanın elden alıb galmaz iman içinde.
Fatma Hanım şeydadı, Nabat, bir can alandı,
Gövher ile Cevahir, Bayaz teze cavandı,
Heyat Hanım hurid!, Melek Hanım gılmandı,
Eyleşib o gözeller gaşı kaman içinde.
Toyda bu Aşıg StJyiln gör ne feğan eyledi,
Men te'r!fl deyende hamı can, can eyledi.
Onlara sebebkarlıg birce canan eyledi,
Elleş.ib göyle göyle, olub düban içinde.

GÜLLÜNÜN
Ay hezarat te'rH edin, ne hoşdu çağı Güllü'nün,
Emmeye de·lezzet verlr zülal dodağı Güllü'nün.
Südden ağ, baldan şirin büllur buhağı Güllü'nün,
Ay kimi şö'le verir ayna gabağı Güllü'nün.
Ağ üzünde, buhdında tamam goşa bal bezenib,
Eyninde zerden külece, onun üstden şal bezenib,
Milhteser neyin deyim, bir honçalıg mal bezenib,
Mescidl mebra ba dönüb, gaşının tağı Güllünün.

167
Biçare Aşıg Söyün'ün görün nece gelir sesi,
Danışıban söyletmeye bu gözeli, var hevesi,
Hestelere derman olub yeni baş verib memesi,
Aşığının canın alır sözgün bahmağı Güllü'nün.

DiVANİ MÜHEMMESLER
BESTİ
Gelmeyib beraberin küllühüm cabana, Besti,
Lebleı.ini benzetmişem güle, ireyhana Besti,
Dişlerini ohşatmışam le'U bedahşana, Bestl,
Yer üzünde gözel sensen, galan efsana Besti.

Gatılsa yüz gözele ay içinde tek görünür,


Nütfe deyi! halalzada bilin özü pak görünür,
Senden geyri gözellerin yabaları çak görünür,
Geyinibdi zer gırmızı, benzeyir terlana Bestl.
Geşt edib men görmüşem yohdu tayın Gürcüstan'da,
İravan, Gence. Bakı, Yeddi kral Dağıstan'da.
Bundan bir etr gelir, helke yoh bağ-i rizvanda,
Ya huridl, ya peridl, benzeyir insana Besti.
Bele gözel bu nişanda şeher, çölde görmemişem,
Yanağın gözelliyini lale, gülde görmemlşem,
Bele lefzü ne gumruda, ne bülbülde görmemişem,
Şemkir üste helg olunub, geyri elde ı;,örmemişem,
Aşıg Söyn'ü güzeşt ele, getsin Nahçıvan'a, Besti,

YÜYÜR
Gıs vurun goçaglarım iti canavara, Yüyür,
A gende, Novruzalı çıh kentle, hebere Yüyür,
A gede, Mırdı�alı, sen de bulahlara Yüyür,
Ağrın alım Uzun Bayram, günüm oldu gara, Yüyür,
Subayların amanatı bozdarı b�lden goygunan,
Açgılan zencirin!, toplam elden goygunan,
Ot getir, alaf getir, peleşi genden goygunan,
Amandı dagga Helil, sen de bir kenara Yüyür.
Guduz deymiş canavarlar görün ne tufan eledi,
Öldürdü yeddi goyun, ganına geltan eledi,
Dagıtdı gomral geçu, bilin yegingan eledi,
Topal tutdu canavarı derisin şan şan eledi,
A gede Ehmedalı, çöllere, çaDara Yüyür.
Yağış yağar, şimşek oynar, görün göy nece guruldar,
Yatıbdı tenbel Gulu, ahşamdan beri horuldar,
Bir kere goçdan ötri balı Mehemmed ne zarıldar,
Ağlamagdan fayda yohdu, uzun gulaglara, Yüyür.

168
Guduz deymiş canavar goyunlara saldı talan,
A gedeler, düz danışın sözünüzde vardı yalan,
İt uşağı gudurubsuz, yuh1uyar rm çoban olan?
Şahgulu çoh yahşı galhdı, boğazına keçdi palan,
A gede Şahgulu, aman döşlere dübara Yüyür.
Erkeclerl yohlayın, ala şişek harı gedib,
Ağ seyiz, gara seylz, göy tepe! yuhan gedlb,
Göy Sadıh zehinlidi, deyir goyun yarı gedib,
A gede, Göy Sadıh, sen de bu yanlara Yüyür.
Beş keçi, onbeş goyun, kendde bir evden tapılıb,
Yeddi toğlulu_goyun da yağlı güneyden tapılıb,
Onbeş toglulu goyun, gar:tı. güzeyden tapılıb,
Vesf eler Aşıg sayün bele Bey Çoban tapıhb,
Yüz manat nemer verdi min atı Dilbara Yüyür.

SENE NE
Lotuyam, bambılıyam, tallb_i bengem, sene ne?
Çoh gülüb çoh danışan çoh da cefengem, sene ne?
Ataram düşmen üçün topu tüfengem, sene ne?
Derd il gem barkeşiyem köhne peşengem, sene ne?
Şairem, söz deyerem hamıdan haşam, geri dur,
Ağzımdan od töküiür, naram, ataşam, geri dur,
Bez, gedek müşterisi, alam, gumaşam, geri dur,
İstesen terpedesen, terpenmez daşanı. geri dur.
Terpensem ev yıharam, bir ağır sengem, sene ne?
Get atlasın yahşısından yaşılından da al, getir,
Men özüm alıb satanam, mene sen tirme şal, getir,
Serrafam tez seçerem, gövher lle le'l, getir,
Girmişem meydanına meydanıma kel, getir,
Deryalar boylamışam men bir nehengem, sene ne?
Dünyaya tek gelmişem dal İbn_i Dal kimi,
Aleme adım düşüb ol Rüstem-i Zal kim!,
Sözden gala yapmışam gel'e-Yi Selsal kimi,
Eridib saf etmişem gumriye misal kimi.
Ohumuşam min bir dili çoh da Firengem, sene ne?
Şemkirli Aşıg Söyün'em men burada yer eyledim,
Urmu, Salmas, Marağa, İsfahan'ı zar eyledim,
Gezdim Çeçen, Çerkez'i, ne gorhdum, ne ar eyledim,
Demir Gapı, Derbend, Guba. Gürcüstan'ı har eyledim,
Tülküsen, geride dur, şiri pelengem, sene ne?

169
ZENCİRLi CIGALI MÜSEDDES

KÖNÜL
Ay hezarat, gulah asın; Dühterin gül sifeti,
Bir teze yar ister könül, İrengi lale gırmızı,
Gözleri şehla kimi, Tikilib gııllabdan,
Zülfü enber ister könül, Serinde şalı gırmızı,
Yanağı gül yarpağı, Goyubdu ter hınanı,
Lebl ehmer ister könül, Ağ, nazik ele gırmızı,
Ter endamı gülden nazik, Meclis içinde sagi.
Sinesi gar ister könül, Elde plyala gırmızı.
Goynu cennetin bağı, Dodağmdan öpesen,
Memesi nar ister könül. Yanağından öpesen,
Goynun rızvan, Buhağından öpesen,
Huri_yi gılman, Ayağından öpesen.
Can sene gurban, Çünki gedem götürüb,
Öldüm ay aman, Bele nigar ister könül.
Gaşları kaman.
Gaşları gövs_i güzeh,
Bele dühter, ister könül.

Nlgarın barınağında, Nübar olmuş bu gızın,


Üzüklerin gaşı yaşı!, Başmağının nalı gara,
Sen ala gözlü sona, Yanları işlemeli,
Çalhan gölde başı ya§ıl, Üstü sağrı, dalı gara,
Salıbsan bu canıma, Ayağında yoh corabı,
Eşglnin ateşi yaşıl, Eşmesinin gülü gara,
Yanağı gül ya:rpağı, Düzülilbdü üzerine,
Sırğalar da guşi yaşı!, Siyah, goşa halı gara,
Geyinib al geddine, Tökülübdü gül fü;üne,
Libasın gumaşı yaşı!, Ağ üzünde teli gara.
Geyib gumaş, .hasından, Telleri şahmarısan,
Döşünde, düymesinden, Söyle kimin yarısan,
Gayım tut ya.hasından, Ohladın aşkarı sen,
Hışmala·memeslnden. Eceb kamandarısan,
Bele menı.e emen kes, Ağ sinesi garısan.
Nece nübar ister könül. Sinesi mermer kimi,
Bele ülker ister könül.

Elker zalım geyinib,


Çekmesi innabı, sarı,
Yahası gillabatın,
Üstünden golları sarı,
Geylnib hez külece,
Haşyala.rın bağı sarı,
Elinde tel gayçısı,
Güzgtisünün gabı sarı,
Götürüb gtillabdanı,
İçinin gillabı sarı.

170
Gillab gülnü ar olu,
Gözellerde gal olu,
Üste galmagal olu,
Elif geddi dal olu,
Herdem min hiyal olu.
Şemklrli Aşıg Söyün,
Çeşm_l humar ister könül.

BAYATlLAR
Sı5yün'il yara bağlar, Söyün'ü bele bağlar,
Baygular yara bağlar, Kemerin bele bağlar,
Yaramı yar bağlasın, Üzmedik gül gonçasın
Yar yahşı yara bağlar. Göy geysin bele bağlar.

171
AŞIK MUSA
19. yüzyıl a.şıklarındandır, Göyçe'ye bağlı Ağkilise köyündendir. Sözlü riva_
yete göre 20. yüzyılın başlarında vefat etmiştir. Aşık Musa geraylı (8'11 koşma)
koşma, muhammes, divanı türlerinde şiirler söyremlştir. Ancak şiirlerinin büyük
çoğunluğu kaybolmuştur. Bir kısım şiirleri ise aynı mahlaslı başka bir a.şıkm
şiiriyle karışmıştır. Geraylıları arasında bulunan "telli sazın" redifli ı:ıilrlyle, aşık
şiirini horlayanları sert bir dille tenkit etmiştir. Şiirlerimiz arasında olan bu koş_
ma, bizce aynı yüzyılda Anadolu sahasında yaşayan Bolu'lu Dertli'nin taşlama­
sını hatırlatmaktadır. Her iki sahada hemen hemen aynı mealde şiirlerin söylen­
nıiş olması üzerinde durulması gereken bir konudur.
Koşmalarının konusu umumiyetle sevgilidir. Güzel olan sevgili onun sazının
tellerinde daha da güzelleşmiştir. Sık sık sevgiliden yardım isteyen Musa "güle
g:Ule" redifll koşmasında bu durumu şöyle dile getirmektedir :
İnanımram müşkül işler düzele,
Tebib sensen, gel yaramı tezele,
Men ne deyim senin kimi gözele,
Eledin ömrümü zay, güle güle,
Onun şiirlerine bakarak neleri arzuladığını çıkarabiliyoruz. Bunlar sohbet_
tir, sazdır.
Gürbet elde kimdi ha!ım soruşan,
Ağ üzünde goşa halı ver nişan,
Üç şeydi ki, bir otağa yaraşan,
Biri Musa, biri söhbet, biri sa.z.
Tecnis türünde söylediği şiirlerinde de oldukça' başarılır. Cinasları ustalıkla
kullanması, hele hele her aşığın beceremediği "dudak değmez, ciğalı tecnisi'' dene­
mesi ve bunda başarılı olması onun gücünü dana da arttırmaktadır. Muhammes_
!erinde de Qldukça başarılı olan aşık, edebi sanatları ustalıkla kullanmıştır.
GaşJarırun tağını benzetdlın kamana, Peri,
Bezerliyne teeecübem, düşmüşem gümana, Peri,
Molla, seyid görse üzün üz verer imana, Peri,
Bir görüşün, ayrı düşen, çeker, elaman a Peri.
Musa'nın şiirleri sağlığında ve ölümünden sonra sevilmiş ve birçok aşığın sa­
zının telinde, dilinde terennüm edilmiştir.
KAYNAKLAR
Telli Saz Ustadları, Bakil 1964, 51-53.
(Azerbaycan Aşıgları ve EL Şairleri I, 337 _350.)

172
GERYALILAR
BİR GÜN
Könül senden gileyliyem, Ey yükü tunc olan kimse,
Yahşı yaman yazar bir gün. Nağdısı vec olan kimse,
İki mlrgezzeb eyleşib, Nütfeden kec olan kimse,
Çek elinden hazar bugün. Doğru yoldan azar bir gün.
Yazıg Musa. eyler dilek,
Bu gem goymaz bizi gülek,
Demedim mi çerh-i felek,
Bu dövramn pazar bir gün.

KEKLİK
Baharın gülşen çağında, Keklik meskien salıb daşa,
Ne oh ursan sona keklik. Sürme çekib göze, gaşa,
Ohudun geldin hoşuma, Bu dövranın getmez başa,
Yaşayasan sen a keklik. Qvçu geldi, sin a keklik.
Musa söz deyer desile,
Keklik ötür hevesile,
Ele ohudum ses ile,
Cu�a geldi sine keklik,

TELLİ SAZIN
Mecllsleri abad eyler, Yeki şecer, yeki demir,
Ne günahı telli sazın. Ara vurmur, yalan demir,
Melul kônüller ııad eyler, And içmeyir, rüşvet yemir,
Ne günahı telli sazın. Ne günahı telll sazın.
Fikrini vermir geleme. Yoldan çıhıb, yolun azmır,
Zülüm eylemir aleme, İblis kimin ara pozmur,
Pulunu vermir seleme, Molla kimin cadu yazmır,
Ne günahı telli sazın. Ne günahı telli sazın.
Mu8a vesfin söyler saza,
Ruh verir geline gıza,
Ohşamır o şeyidbaza,
Ne günaht telli sazın.

GOŞMALAR

GÜLE GÜLE
Budam seni ne hoş günde yaradıb, İnannuram müşkül işler düzele,
Salıbdı cahana, ay güle güle. Tebib sensen gel yaramı tezele,
Gözellikde Yusif sene tay olmaz. Men ne deyim senin kimi gözele,
Ahbsan güdretden pay, güle güle. Eledin ömrümü :ı:ay, güle güle.
Uca boylu, tuti dilli behtever,
Sene gurban evim, malım her ne var.
Aşıg Musa deyer, gün yanahlı yar,
Sen getir, men içim, çay, güle güle.
li3
KÖYNEKCEK
Seher vahtı zehmet verme özüne, Gaşlarının tağı benzer me'raca,
Ay gabaglı, gelem gaşlı köynekcek. Ağ çit tuman gövdesinde alaca,
Goyına sabah yeli deye üzüne, Sinen beyaz, memelerin balaca,
Uzun boylu gara saçlı köynekcek. Serhoş durur hoş bahışlı köynekcek.
Musa deyer, üreylml ezersen,
Eşge düşüb, ömür bağın üzersen.
Vaht yetışer, gül dibinde gezersen,
Bahar deyll, hele gışdı, köynekcek.
İNDİ
Ay bimürvet, men ki senden öter!, Leyli, Mecnun kimi belaya tuşam,
Düşrnüşem çöllere, sayılanı tndl. Men senin derdinden vallah bihuşam,
Can çıhdı cesedden, sen aşkara gez, Men ki, ıcmemişem, neden serhoşam,
o mah camalına mayılam indi. Emem dodağından ayılanı indi.
Gördüm camalını, bu ne hevesdl,
Ruh gedlb bedenden, guru nefesdi,
Bu derd il möhnetln Musa'ya besdi,
Öldürürsen öldür, gayılam indi.

DİLBER
Gız, bele gezmeyin aşig öldürür, Bar-(1) İlahi bele gözel sağ olsun,
Saçından tel ayır, sat mene dilber. Cllvelenlb terlan guşdan çağ olsun.
Sinem nişanedi. ağrımaz beden, Hesret ölsem, goy sinemde dağ olsun,
Doyunca yay, ohun at mene, dilber. Bele tenbehleri tut mene, dilber.
Musa deyer bu sözler odu ona,
Men müştagam, o canana, o dona,
Dağılsın oymağın, düşsün od ona,
Eyer ki, sen desen get mene, Dilber.

BİRİ YAZ
Deli könlüm sende neler dolanır, Coşğun çaylar kimi gaynadım doldum,
Biri payız, biri bahar, biri yaz. Heyva tek sarardım, gül teki soldum,
Üç elamet gözellerin nişıı.nı, Geder iken üç gözeletuş oldum,
Biri şive, biri gemze, biri naz. Biri garı, biri gelin, biri gız.
Gürbet elde kimdi halım soruşan,
Ağ ilzünde goşa halı ver nişan,
Üç şeydi ki, bir otağa yaraşan,
Biri Musa, biri söhbet, biri saz.
VAR
Ey melek simalım, gedd�I minalım, Dilinin kelmesi gözet bir lisan,
Bu serhoş bahışda elametin var. Teline sadağa varımdı bir can,
İskender caialJ.ı.m. hatem sehalım, Yaraşır, şe'nine güllü bir cahan,
Eşginden başımda deyanetin var. Yuslf-i Kenan'e şebahetin var.
Seni helg eyleyib !laht, inan.
cemdl gözelllyin, nlşanba.nlşan,
Pertov _ı camalın, şövket..l rtzvan,
Musa tek guluna hidayetin var.
174
DİLİM
Dilim, bu özünü sene deylrem, Blr meclise vardın, nitgln olsun lal,
Çoh dünya malına sarışına. dilim. Eyleşenler senden derk etsin kamal,
Çalış, sen hem.işe öz emeyln ye, Dindlrseler dilten, dinmesen lal gal,
Haram mal yemeye alışma, dilim. Hercayı danışıb, gülüşme. dilim.
Menim sözlerimi sahla amanat. Musa oda ahşmayıb, ne lazım,
Sidglnen dost olan tez tapar murad, Bivefayla barışmayıb, ne lazım,
İstesen ki, başın ola salamat, Haggın özü sirr açmayıb, ne lazım,
Ağzına geleni danışma, dlllm. Gel gördüyün slrri sen açma, dilim.

OLl\lIAZ
Bir göze! görmüşem, Göyçe elinde, Görmemlşem bele bir geddi ı;inar,
Yüz mtn gözel ona beraber olmaz. Söylesem vesfini el meni gmar,
YUz mln ebru kaman gelse behiştden, Hercayı aşıglar dalınca yanar,
Bunca ebru kaman mö'teber olmaz. O gedenden bize bir madar olmaz.
Göz bahdıgca doymaz bele ceyrandan, Musa geldi kendinizde galmadı,
Görse ihtiyarlar çıhar imandan, Şirin canın eşg oduna salmadı,
Yanahları şö'le verir her yandan, Heç yaşınıb bizden yaşmag almadı,
Erş Qzünde bele bir gemer olmaz. Bir bele ev yıhan behtever olmaz.

AG OLA
Gözell sevesen cavan çağında, Oturub duranda bile me'rfeti,
Alma yanah, gül buhağı, ağ ola. Elinde sahlaya meze şerbeti,
Doyunca emesen dilin, dodağın, Yatasan, çekesen dünya lezzeti,
Zülfü dal gerdende bir gucah ola. Uzana geceler, gec sabah ola.
Derdini anlaya, gedrini bile. Şeyda bülbüllerin ötüşen çağı,
Ellnde mehraba stekan sile, Golundan tutasan. gezesen bağı,
Alçahdan danışa, ucadan güle, Ağzına salasan gaymah dodağı,
· Geyine, sallana, damalı çağ ola. Öpesen, gucasan. gen gabah ola.
Musa deyer lebleri gend yahşıdı,
Boyu uca, zülfü kemend yahşıdı,
Bu sözlerin yeri h elvet yahşıdı,
Alt_üstü lempeli bir otah ola.

TECNISLER

AGLAR

Kemend elde seyyad ov beresinde Menim derdim budu öz balasına,


Ovçusu da ağlar, maral da ağlar. Gözel meni saldı öz balasına,
Ohun sedasından, gülle sesinden, Yaradan gıyar mı öz balasına,
'Orküdüb eylemez maralı dağlar. Oh deyse tlfline mar alı dağlar.
Musa, ne derdin var yara men dedi,
Lezzeti gözelin yar emendedl,
Teze, köhne ne var. yara mendedl.
Zenbur tek sinemde maralı dağlar.

175
MENNEN
Vaht dolandı, geldi geçdl zamana, Can deyen Ferhaddı Şirin de hana,
Niye el çekmedi, a yara mennen. Leblerım de söyler şirin dehana,
Ne ecel gelmedi, yetmlşem cana, Gelibdi Ieblerin şirin dehana,
Ne heber getmedl, a yara mennen. Görmüşem lezzetin ayar emennen.
Musa gelem çalıb, ne hoş sef adı,
Ne nizam yohundu, ne hoş sef adı,
Perişan heyalım ne hoş se[adı,
Hain bed gandrrar a yara mennen.

AY ÜZE ÜZE
Deniz gördüm gözüm yaşı sel oldu, Nazlı dilber elde tutub ne sazı,
Çalhanır senalar ay üze üze. Derd çekenin ne bestesi, ne sazı,
Merd deyer sözünü merde merdana, Ala gözler meni eyler nasazı,
Namerd de sahlıyar ay üze üze. Kec bahar ömrümü ay üze üze.
Aşıı, Musa deyer yetlbdi derdim,
Meni bu gürbete atıbdı derdim,
Seksennen, dohsannan ötübdü derdim,
İndi de yetişib a yüze, yüze.

DODAG DEYMEZ CIGALI TECNIS


EYER EYER
Çen gelse dağlara yeller esdlrer, Yegln keser zehri zehrin salsalı,
Gış da çetin gelse dal eyer eyer. Geza cana zehrin zehri sal salı.
Aşıg deyer eyerden, Aşıg gezer sal şah,
Ne getirdin eyerden, Yar geddine sal salı,
Laçın getdi şikara, Canan canı nezerden,
Getlrerse eyer den_ Eyer yahşı salsalı.
Elin sesin gayalardan kesdiler, İçinde gardaşı zehrin salsalı,
Eşitse geddlni dal eyer eyer. Seslerdi dilinde dal eyer eyer.
Yazılı cana canan getdin eyane,
Danışsan derdini salsan eyane,
Aşıg gezer eyane,
Dil!n eşge eyane,
Hain neden garalı,
Gezir elden eyane.
Mum ister cahan geze eyanı:,
Yaralı ı;inesin dal eyer eyer.

MÜHEMMESLER

AY FELEK
Ay felek, senin cövründen köçdü insan galmadı,
Neçelerl nakam öldü getdi, cavan galmadı,
Yar yarından ayrı düşdü ehd il peyman galmadı,
Kelmene beli söyleyib, metleb ganan galmadı,
Ne besteler şefa buldu, ne de Loğman galmadı.
176
Beş gün sende men deyenin ahrın bimar eyledin,
Neçe neçe Süleyman'ın tahtın tannar eyledin,
Baislikde ülfet gıldın, bele bazar eyledin,
Herkese ki, şerbet verdin tez zehrimar eyledin,
Pozuldu bağçalar bağlar, soldu gülşen ga:tıııadı.
Men zehminden hof eledim, dldem verdi gan1ı yaş,
Sümüyüme lerze düşdü, cismimde yandı ataş,
Kim tle dostlug eledin, söyle görüm başabaş,
Zehınetinl men çekmekden gara bağnm oldu daş,
Gehrine başın eymekden Musa'da can galmadı.

SAMAVAR
Men seni çoh sevlrem, biltrsen halım, samavar.
Bir eyleş meclisimde can u calalım, samavar,
Hem tahtın, hemi bahtım, hemi igbalım samavar,
Şik:emlnde abu ateş, hamı durub taınaşana,
Çohlarına mehribansan, odu gelirsen hoşuma,
Bir stekan çay vermesen, ağlım gelmez başıma,
Min tümen dövramm olsa, çaşır heyalım, samavar.
Başında vardı çaynlkin, etrafında yar stekan,
Özü hasdı, bölmesi has, var nişanı zer stekan,
Saz çalım meclisinde dolansın dilber, stekan,
Belke biraz şefa tapa, bu beste camın, saınavar.
Samavarım sen coşanda etrafında yar dolanır,
Özü zer, libası zer, geddl gelemkar dolanır,
Çoh çekir o zehmetıni, buhağında ter dolanır,
Bundan artıg söz demeye yohdu kamalın, samavar:
Bil ki, sensiz gün geçirmez herkesin ki, elacı var,
Padşahdan beye !cimi hamının ehtıyacı var,
Sama var, dövramn açıb görüm nece heracı var,
Men sene peşkaş elerem dövlet ü malım, samavar.
Musa bir te'rlf dey\bdl, eşitlen gelsin behsine,
Gumru kimi zikr elersen, men valeh oldum sesine,
Çirkinler hecalet çeksin, kelmesinler meclisine,
Goy sene gulluh elesin bir gözel hanım, samavar.

MARAL
Men seni görenden beri, halım perişandı, Maral,
Leblerlndi şehd ü şeker, besteye dermandı, Maral,
Açılıb goynunun içi, bağ_! gülistandı, Maral,
Derdbllmez nagis dedi, derd bilen inandı, Maral.
Camalın görenden beri olmuşam heyran sene men,
Gel eyleş meclisimde, eyleyim dövran sene men,
BLr gecelik otağında olmuşam mehman sene men,
Gıymayıram mal demeye, can deyim gurban sene men.
Bu gözelllk sene galmaz, bu çerh-i dövrandı, Maral.

177
te'netler gelsin keşişe, alemde bir ses eledi,
Gızı getdl ,o vermedi, övlad Ue behseledi,
İki könlü birbirinden ayırdı, ebes eledi.
Çekdi o din teesübü, Kerem•e glsas eledi.
Hagg özü de gisas alar, edalet dlvandı, Maral.
Sen bir tersa gızısan, eydin geddim, dal eyledin,
Yıhdın könlümün evini, gör nece heyal eyledin,
Menimle yaman başladın bele geyl ü gal eyledin.
G<Jyçeli Aşıg Musa'm derdinden abdal eyledin,
Bu el menim, etek senin, Ölürem amandı, Maral.

PERİ
Gaşlarının tağını benzetdim kamana. Peri,
Bezerliyne teeccübem, düşmüşem gümana, Peri,
Molla, seyid görse üzün üz verer imana, Peri,
Bir görüşün, ayrı dfiŞen, çeker elaman, a Perl.
Bir göze! peyda olub bu Azerbaycan'da taza,
Aferin zenburuna bal besleyib şanda taza.
Zimlstan'da gızıl gülü sahlayıbdı çamda taza,
Gezlnmlşem, görmernişem mlslin Dağıstan'da taza,
Gazah, Gırgız, Çeçen, Çerkez teline beyran, a Perl,
Men heç senin beraberin İran, TUran'da görmedim,
Yıhdın könlilmün evini, tayın gılmanda görmedim,
Hoy'da, Salmas'da, Marağa, Tebrlz, Tehran'da görmedim,
Ne Ereb'de, ne Ecem'de, ne Al'Osman'da görmedim,
Garşıya gözel süre helke Gürcüstan, a Peri.
Sallanıb sığal verib ay gabağa, mah camaıa,
Al yaraşır, şal yaraşır gerdenine, gedd-i dala,
Sen ki, gardaşım gızısan, el düşmesin kec heyala,
Musa"nı gocaldıbdı bu çerh-1 zaman, a Peri.

178
BA�BAN MEHEMMED
19. yüzyıl !şıklarından o!duğu tahmin edilmektedir. Hayatı hakkında kesin
bUglmiz yoktur. Ancak bazı rivayetlere göre o, 1835 yılında Cebrayll kazasının Şe_
rlkan köyünde doğmuştur. 1914 yılında verat ettiği rivayet edlllr.
Çobanlık yapan Mehemmed, sade koşmaları ile tanınır. Sevgflisinln çeşltıı
yönleri ile anlatıldığı koşmalannda Mehemmed dalma dertudlr, kederlidir. Çün­
kü sevgilisine blr türlü kavuşamamıştır.

KAYNAK
(Aıerbaııcan Alıoları ve El Şairler, I, 351.355.)

1'19
GOŞMALAR
OLMASIN
Başına döndüyünı yığılan canlar, O deste dUberim sözden küsmesin,
Minnet edin geddi çlnar oynasın. Rehmin, şefahetin bizden kesmesin.
Düşüm ayağına, dönüm başına, Özgeler köşküne gedem basmasın,
Beli nazik, gümüş kemer oynasın. Gelem gaşlı, gözü humar oynasın.
Aşig minnet çeker yarın eşgine,
Pervaneler yanar narın eşglne,
Bağban deyer bir rıigarın eşgine,
Ne olar ki, o behtever oynasın.

NEDİ?
Bir cavanın sevgi olsa serinde, Sen gemde dünyaya gelen olmasın,
Onun üçün söhbet İıedi, dem ned!1 Hencerle bağrını delen olmasın,
Öldürer özünü yarın yolunda, Süzürsen çeşmini bUeu olmasın,
Hana. nedi, dövlet l:il.edi, cem nedi? Ağlamısan, kipriyinde nem nedi?
Danışasun, mazaglaşıb gülesen, Bağban, insaf mıdı yarın naz sata.,
Birbirinin ürek derdlıı bilesen, Yalgız gahb, tenha gezib, tek yata,
Birce gece sefa sürüb ölesen, Bir yarı ki, köiıül göre, göz tuta,
Heç kim demez, bele ömrü kem nedi? Lampa nedi, fanus nedi, §am nedi?
GÖZEL
Ay gız insaf ele, barı yahın gel, Vesme ne lazımdı ele bir gaşa,
Gül açıb har ile sarışan gözel, Kemer gerek ince bele yaraşa,
Aşigln eliııden düşübdü heste, Pervane tek, özün atdı ataşa,
Ruhunu eyledin perişan gi)zel. La.mpa kimi gözü alışan gözel.
Heç gatarda yobdu bir bele maya, Gey.ı: eyleme, saralarsan, solarsan,
Gözü güne tim.sal, gaşları aya, Uşag kimi indi hedde dolarsan,
İnanmaram, yaramb mı Huda'ya, Deyirler celladsan, çoh can alarsan,
Menim yarını kimi zerefşan gözel. Eyleyirsen günde neçe gan gözel.
. Serhoşlanıb sözgün süzgün babmısan, Gemlisen, üreyin dönübdü gışa,
Clyerler doğrayıb şişe tahmısan, suretin bülbüldü, endamın şişe,
Hakimsen, ölkede ağa çıhmısan, Saçı buhağında teze benöfşe,
Edalet eylersen hub divan, gözel. Hanı sen etırde bir reyhan, gözel.
Göresen dağlarda elvan çiçeyl, Dost gapısın eyri açıb girmedim,
Örtesen başına ipek leçeyi, Sir sözümü heç yadlara vermedim,
İki ilde ağardarsan birçeyi, Bağban deyer, bu çağımda görmedim,
O gem ki sendedi, natevan gözel. Bele senin kimi mehriban gözel.
SEDEF
Hansı bednezerin gözüne geldin, Sallanıb şekllni salgllen suya,
Düşmüsen elinden aralı, Sedef. Şana çek destinle zülLl hoşbuya,
Ovçu marığında, çahmag elinde, Gülle deysin seni vuran ovçuya,
Senmisen Guzugan maralı, Sedef. Olmusan köksünden yaralı, Sedef.
Sensen bu derenin ancag göyçeyl, Ziınistanda dağlar lala boyanmaz,
Uzilne goymusan halga birçey1, Ruhum aparmısan cismim oyanmaz,
Gızıl güldü sekkiz cennet çiçeyl, Seni gören gözler sensiz dayanmaz,
Onun da üstünü har alı, Sedef. Gen dünya başına daralı, Sedef.
Guya müntezirsen çohdan eya.la, ôzüne münasib olsaydı yan,
Arasbar gülüsen, dağlarda lala, Atlı gabağında goşun serkan,
Gttsseyle özünü verme heyala, Üç gecelik aya benzer gaşları,
Gülgez yanagların saralı, Sedef. Sürmeli gözleri garalı, Sedef,
Bağban deyer, meni goym,a nişana,
Öldürer gözlerin, düşersen gana,
Bahan camalına olur divana,
Bacaran döşüne ter aıı,· Sedef.

NECOLDU?
Eller getdi yaylağını belledi, Yegin galdı Şeriganın elinde,
Bildir o dağları gezen necoldu? Yohdu güvvet deharunda, dilinde,
Ayrılıg gölünde, gem deryasında, Gotları dar bağlı dlddi elin de,
Teze gevvas olub üzen necoldu? Ele genimlere dözen necoldu?
Könül, teleb etme dünyanın varın, Hecer sam varının içen çayından,
Gel lç Mil suyundan, çıhsın azarın, Binesi o garlı dağlar payından,
Hamaylaf gaynasın, Çolan daşlarm, Çıngıllı çeşmeden, Matgab suyundan,
Banayıb tesbeh tek düzen necoldu? Bilınerre elini üzen necoldu?
Şıh Mehemmed, eyle könlünü abad,
Yetim galırsa da Meherrem. Cavad,
Kağızsız, gelemsiz, özü bıcavad,
Dünyanın işlerin yazan necoldu?

181
OOLLU MUSTAFA
19, yüzyıl Aşıklarından olduğu tahmln edilmektedir. Hayatı hakkında ma.
lumat yoktur. Devrinin üstad aşıklarından olduğu rivayet edilir:
Geraylı (S'rt koşma), koşma, muamma ve muhammes türlerinde şiirler söyle_
yen Mustafa, bu türlerde oldukça başarılıdır.
Sevgilisini anlattığı gerayll ve koşmaları akıcı ve sadedir. Edebi sanatlar us_
talıkla kullanılmıştır.
Ağ üzde halı benövşe,
Könül hesret yumru döşe,
Ahtarır gözüm hemlşe,
Senem seni, Senı;ım seni.
Koşma diyebileceğimiz ancak, büyük ölçüde "vücutname" konu.sunun i�Ien_
diğl "gız olar" redlrll şüri ve muammaları onun sanat yönUnü göstermesi bakı­
mından mühimdir.

KAYNAK
(Azerbaı,can AJıoları ve Zl Şairleri I, 3!Hi_367).

182
GERYAU

SENEM SENİ
Gördüm seher bulalı üste, Doymag olmaz gelem gaşdan,
Senern seni, Senem seni. Senin kimi bağrı daşdan,
Helg eyleyib eceb neste, Seçemmedlm yaşı! başdan.
Senem seni, Senem seni. Senem seni, Senem seni.
Ağ üzde halı benövşe. Gül camalın bedirli ay,
Könül hesret yumru döşe, Gaşlarındı gurulu yay,
Ahtarır gözüm hemişe, Eylemerem dünyaya tay,
Senem seni, Senem seni. Senem seni, Senem seni.
Esklk: olmaz gözel, hatan,
Dol Mustafa senin butan.
Vermez mene zalım atan,
Senem senI, Senem seni.

AGRIN ALIM
Ne dıırubsan, astanada, Büllur buhag, beyaz gerıien,
Gaşı gaytan, ağrın alım. Ağlımı aparır serden,
Seher, ,seher bd' içinde, �!gine herden, herden,
Güle batan, ağrın alım. Şive satan, ağrın alım.
Goynundakı eceb neste, Cilvelen süz, nazlı canan,
Alem görse olar heste, Gel eyleme bağrımı gan,
Ellerinde deste, deste, Gaşlarından gurub kaman,
Nerglz tutan, ağrın alım. Müjgan atan, ağrın alım.
Ne bahırsan yanı. yanı,
Olum gözlerin gurbanı,
Derde salma Mustafa'nı,
Ağcagutan, ağrın alım.

GELİN
Seherden çıhdın garşıma. Bülbülü gülden eylersen.
Gül bahçada gezen gelin. Gedenl yoldan eylersen,
Derlb, derib buhah altda, Ulusdan, elden eylersen.
Ter benövşe düzen gelin. Gözlerini süzen gelin.
Gaşların gurar dlvaru, Gümüş kemeri belinde,
Klprlklerin töker ganı, Şirmayı şana telinde,
Öldürersen nece canı, Cumub çalhanıb gölünde,
Çohlar bağrın ezen gelin. Sona kiml süzen gelin.
BJlmlrem esil. soyunu,
Hublar arzular boyunu,
Mustafa. tut-sun toyunu,
Al yaşıla bezen geUn.

183
GADAN ALIM
Seyrağıbın sözü ile, Bir doymadım §irin sözden,
Dostun atan, gadan alım. Öpmedim, yanahdan, üzden,
Ölünce dönmerem senden, İşareynen, gaşdan, gözden ,
Meni satan, gadan alım. Dostıug gatan, gadan alım_
Mürvet ele gel insafa, Sinen Savalanın garı,
Sürek senle zövg ü cefa, Memen Gürcistan'm narı,
Aşigine verme cefa, İtkin salıb köhne yan,
Gaşı gaytan, gadan alım. Eğyar tutan, gadan alım.
Terlan könlüm ganad çalar,
Sona görse tora salar,
Ahır ki, Mustafa olar,
Senin butan, gadan alım.

GALDIRIN
Hesen atı yıhıb çaya, Hesen gelirdi yohuşdan,
Galdırın gızlar, galdırın. Kişi çıhıb berkden, boşdan,
Here götürüb bir paya, Atı hürküb yolda guşdan,
Galdırın gızlar, galdırm. Galdırın gızlar, galdırın.
At serpib ipe dolaşıb, Hesen itirib başını,
Ayağı başından aşıb, At unudub yoldaşını.
Palçığa, zıga bulaşıb, Gmb yeherin gaşını,
Galdırın gızlar, galdırın. Galdırın gızlar galdırın.
Gapına goyub gulunu, At çırpınır, yere deyir,
Yolda ltkib çulunu, Başı gövdesini eyir,
Vermeyib yarı, pulunu.. Kişneyib gözünü döyür,
Galdırın gızlar, galdırın. Galdırın gızlar, galdırın.
Hesen yorğun atı neyler,
Bu derdini kime söyler.
Mustafa iltimas eyler,
Galdırın gızlar, galdırın.

GOŞMALAR
GAYIT İNDİ
Sallana, saliana geden Salatın, Gözellerde üz bürümek yamandı,
Gedirsen bağçaya., gız, gayıt indi. Menden yana durma, öldüm amandı,
Siisenden, sünbülden, lale, nergizden, Bugün ayrılıgdı. ahır zamandı,
Goncadan desten! düz, gayıt indi. Ömür başa deydi, tez gayıt indi,
Ganh cellad kimi ganımı lçme, Tutuldum eşgine, düşdüm sorağa,
Ömrüm zemisini budayıb biçme, Getme göz önünden perim, irağa,
Heflenib ovçudan aralı keçme, Daha döze bilmem derde, ferağa,
Ceyransan, çölleri gez, gayıt indi. Goy sinem üstüne köz. gayıt indi.
Mustafa ister ki, dilber yüz yaşa,
Üzünde balların eceb tamaşa,
Benzersen ördeye, o yaşılbaşa,
Çalbalan göllerde, üz. gayıt indi.
184
YAZil.,I
Gözel keklik havalanıb dövr eler, Bir varmadım, ulusuna, eline,
Erş üzlinde ne tamaşa yazıll. Bülbül olub heı; gonmadım gülüne,
Tebibim yoh, yaralarım gövr eler, Gend ezUib dehanına. ditine,
Derd el1nden dilim haşa yazılı. İncidl, sedefdi, dl_şe yazılı.
Yar bele bahar mı şirin yarına, Ahtararam, tayın tapa bilmerem,
Almasına, heyyasına, narına, Ağlardırsan meni, güle bilmerem,
Sinen benzer Savaıanın garına, Senin beraberin ola bilmerem,
Sedrinde memeler goşa yazılı, Güdret gelemldir goşa yazılı.
Men de çoh işleri gıllam irada,
Çoh gulluh elerem kamil ustada,
Bir gün olur köç elerem dünyada,
Mustafa'yam, adım daşa yazılı.

GIZ OLAR
Üç yaşından dörd yaşına varanda, Onbirinde ketan örter başına,
Gözellener, bu gız yahşı gız olar. Onikide vesme yahar gaşma,
on yaşında hedd_i bulağ alanda, Ele ki, yatışdı onüç yaşına,
Gonça tek açılıb bir nergiz olar. Goşma gonşulara, o bir söz olar.
Ondördünde gözellere gatılar, Onyeddide al gerdeyl gurular,
Onbeşinde elçilere satılar, Onsekkizde yalan sözler durular,
Onaltıda şirin toyu tutular, Ondogguzda şuh memeler gırılar,
Tapar hemdemini serefraz olar. Üreyi üreye eceb saz olar.
İyirmide geler benzer geline, Otuzunda oğul, uşah yetirer,
birmibirde sığal verir teline. Gırh yaşında her bir zülmü götürer,
Ele ki, baş vurdu eşgin gönlüne, Elli yaşda geler köksün ötürer,
Tezeden silkinib guba gaz olar. Her yetenden gaçmaz, üzbeüz olar.
Altmışında Mustafa'nın sözüne.
Yetmişinde ağ tor geler gözüne,
Ele ki yetişdl, çatdı yüzüne,
Ocaglar başında tek, yalgız olar.

GIFILBEND, SUAL, CAVAB

HEY
Sual: Cavab:
Hansı dağdı, heç eritmez gannı, Gaf Dağıdı, heç eritmez garını,
Hansı bağdı, yemek olmaz barını, Yemek olmaz goynun içi narını,
O kimdi, tapmadı öz hirdarını, Cebra:vıldı, tapmaz öz hirdarım,
O hansı insandı, etmez bazar, hey. Ezrayıldı, heç eylemez hazar, hey!
Sual: Cavab:
O nedi ki, göydeıı yere sallanar, o yağışdJ, göyden yere sallanar,
O nedi ki, her ne versen allanar, o uşahdı, her ııe desen alla11ar,
O nedi ki, göbeyinden nallanar. o nehredi, göbeyinden nalla11ar,
O nedi ki, gatarlanrnış gezer. hey! Garışgadı, gatarlanmış gezer, hey!

185
Suaı: Cavab:
O klmdi ki, geyinlbdi ağları, o Leylidi, geyinlbdi ağları,
o kim idi, dolanıbdı dağları, O Mecnundu, dolanır hey dağları,
O kim idi, bezeyibdi tağları, o Yuslfdi, bezeyibdi tağları,
O kim idi, onun gülün üzer, hey! Züleyhadı, her busatın düzer, hey!
Sual: Cavab:
O neydi ki, zerresinden ay oldu? O gün idi, zerresinden ay oldu,
O neydi ki, getresinden çay oldu? o ümmandı, getresindan çay oldu,
o neydi ki, bu dünyada hey oldu? Hızır idi, bu dünyada hey oldu,
O kim idl, ona gebir gazar hey! Cebrayıldl, ona gebir gazar, bey!
Sual: Cavab:
O hansı guşdu ki, eyler hezeri? Can guşudu, göyde eyler bezer!,
Hey geder, her yana salar nezerl, Hara getse ,ora salar nezerı,
O hansı şeherdi, üçyüz hazan? Gebristandı, üçyilzaltmış bazarı,
Mustafa matahın orda düzer, hey! Mustata'dı, o bazan bezer, hey!

MOHEMMES

GAZI
Meclise tek ylyelenib, açıb dövram bu gazı!
Danende herif ahtarır, sular meydanı bu gazı,
And lçlb, inandırır avam insanı bu gazı,
Te'rifleyir ca,maata bah bu dünyanı bu gazı.
Ahır ki, boğazımıza yığ:ıbdı canı bu gazı.
Çiynlnde sarı kürkü, başında ağ emmamesi,
Eyleşlbdi yanında ahund, seyidin cümlesi,
Hoş gelmir gulağına çalmanda sazın sesi,
Herden ortalığa salır sünnl ile şie behsi,
İrana garşı goyur ol Al'Osman'ı bu gazı.
Maha!ı çaiıb çapır, arhalanır pristava,
Bütün yerde gonah olur her gece yağlı plova,
Yedlrmir aca. yohsuia, getiribdi yaman hava,
Tovlayır onu, bunu saldırır bir yeni dava,
Ahıtdırır nahag yere her defe ganı, bt: gazı.
Her il !ağır, fuğaraya yarlığa tahıl ekdirlr,
Kel alıb kotan goşdurur, ne zülümle yer sökdürür,
İşledir gece, gündüz, ne ağır cefa çekdirir,
Günün gızmarlı vahtı çalışdmb, tek tökdürür,
Tamam iste'maldan salır, ell, ovam bu gazL
Gazı menden çekinmesin, men böhtan deyen deyilem,
Her bir terefde eli var, işledir, şütha�üt kelam,
Pul verir beşyüz beşyüz, toplayır ne geder selem,
Bu insafsızın elinden, vallah, zara gellb alem,
Çekdlrir ast üstünden ahu amanı bu gazı.
Ağaya yollayarıağam der1b, halg_dan mal alır bu,
Gısır goyun, emllk guzu, öküz, inek, kal alır bu.
Ara aşkar, ara helvet, tümen tümen pul alır bu.
Güllü gebe, derme hurcun, tlrme, fermaş, çuı alır bu.
İster ziyaret elesin bir de Mekkeni bu gazı.
Diş tökillüb, baş ağarıb, çıhıb üzünde hett..i can,
Yene de işi, peşesl salmagdı dava, galmagal,
HeslsdJ, yemeyib yıgıb elden, obadan, dövlet mal,
Tanımaz gapısmı elsiz, ayagsız, kor, ş1l, lal.
ömründe doydurmayıb bir ac galam, bu gazı.
Ganmazlıgda heç mahalda bun un kimi ayı yohdu,
Yedlyi, geydiyi haram, halal şeyden payı yohdu,
Bedcislikde, bedemelde, şorgözlükde tayı yohdu,
Dörd kebinliarvadı var siğeslnln sayı yohdu,
Elinde alet edib dini, imanı, bu gazı.
Mollalar daldan gelir, gazı gabagda yerlyir,
Ele bll eyleşibdl, Süleyman tahta, yeriyir,
Elini beline goyub kefde damağda yerlylr,
Herden çalı çub eley!r, başmah ayabda yerlyir,
Tanımag ıstemeylr Dol Mustafa'nı, bu gazı.

1A'1
SÖZLÜK

-A-
ab : su. aram : sabır.
ab-i ktJvser : Kevser suyu. aran : düzlük, ova, kışlak.
abad : Şen, bayındır, mamur. Arazbar : yer adı.
abadan : bakımlı, mamur. arh : su kanalı, dere.
acıg : öfke, hiddet. arı : mısrada temiz ma.na.sındadır.
adab : edepler, kaide, kanun, tarz. a.rıh : cılız, zayıf.
adahlı : nişanlı, yavuklu. asib : bela, musibet.
a/itab : güneş. asıman, asman : gökyüzü.
agdh : bilgili, uyanık, haberli. astana : eşik.
a(J : ak, beyaz. aşgar : aşikar. açıkca.
at}cagutan : bir kuş 1$mi. a$gbar : göz yaşı.
ağı : zehir. a$İU : a.şı.k, ozan.
ağıl : akıl aşna : tanıdık. bildik.
ağrı : gam, keder, tasa. ate$bar : ateş yağdıran.
ağu$ : kucak. atlas : ipek kumaş.
ağu$gq. : _pencere. avam : herkes; kaba ve cahil ayak
ahır : son, nihayet. takımı.
aktar_ : aramak. avara : işsiz, gü.çsüz.
ahu : ceylan, karaca. avaz : ses.
ahula_ : beddua etmek; çağırmak. ayag : kadeh.
ahund : hoca. avaz : soğuk.
alaf : hayvan yemi. aııe : sual ve hayretle blrllkte arzu ve
alça : erik. ümit bildirir; acaba, mümkün
alçag : alçak; sade tablatlı. mü?
allan_ : kızarmak , al renge boyanmak. ayğıran : aygır.
allat_ : aldatmak. aytn : merasim, tören.
alma2 : elmas. aynabend : aynalarla süslü.
alov : alev. ayar : eyyar.
al§an : alişan, adlı, şanlı, çok ünlü. ayııar : hilekar, kurnaz, dolandırıcı;
apar- : götürmek, birlikte götürmek, tek.
alıp gitmek. az.. : şaşırmak.
ar : utanma. azar : dert, hastalık.

-B-
ba b denk, uygun; beraber; bölüm; bad : rüzga.r. yel.
kapı. bad-ı seba : sabah rüzga.rı.
badal : vebal. bad_ı seher : seher rilzgA.rı.
bac : zorla alınan vergi. bada : bade, içki kadehi.

189
baıfüJfan : parı;;a.. belke : belki.
ba/ta : ııırma.. bendevan : tutkun olan.
baı}ban : bahçivan. benöfşe, benövşe: menek�e.
bahgilerı. : bak hele. bere : küme, av beklenen yer, :ousu.
bats : sebep. berekalıah : maşallah, mübarek ola,
bala : yavru, oğul; bela. çok ya�a, sağol.
balaca : küçücük, ufacık. berg : yaprak; yıldırım. şimşek.
vambılı : boş, gülünç. bergerar oL : berkarar olmak, karar
banla_ : ötmek. üzre olmak, sabitleşmek.
bar : meyve; ürün; Ytik. berhurd : tesadüf; muradına erişen.
baran : yağmur. berin : yüksek.
barı : barı, hiç omazssa; duvar çit. berk.: sıkı, sağlam,
bar keş : yük taşıyan, yük çeken. berkiL : sağlamlaştırmak.
başına dön_ : çok sevilen birisinin bes : yeter, kafi.
yerine ölümü kabullenme inan­ beste : kısa; bağlı.
cıyle ölüm döşeğinde yatan bester : bister, yatak, döşek.
kimsenin etrafında dolanmak. bey'et : biat, uyma.
bay : zengin. bezar : bizdr, rahatsız.
ba.ııatı : çoğu cinaslı olan, mani gibi beze- : süslemek.
dörtlüklerden meydana gelen bezek : süsleyen, güzellik veren şey,
halk şiirinde bir şekil. süs, ziynet.
baygam : uyku. bezerlik : süslenme.
baygu : baykuş. biçare : çaresiz.
baıubend : pazubent, kol bağı. bidad : zalim, gaddar.
beca : yerinde uygun. bidar : uyanık, uyumuyan, uykusuz.
bece : çocuk; haYVan yavruları bigtine : kayıtsız, ilgisiz, yabancı.
içinde kullanılır. bikar : işsiz, güçsüz.
bed : kötü. bf.mar : hasta.
bedcis : cinsi bozuk. bina : temel; gören, geceleyin gören,
Bedehşan : değerli eşya ve mücev- ferasetli.
herlerin alınıp satıldığı ülke. bıneng : namussuz, rezil.
bedesil : bed_asıl, aslı kötü, asaletsiz. bineva : zavallı, fakir.
bedgu : kötü söyliyen, gıybet eden. birce : bir defa, bir tek.
bed nezer : kötü bakış. birçek : pürçek; zülüf, saç; örtü.
bedr : dolun ay, ayın ondördüncü bızeban : dilsiz, susmuş.
gecesi. bozdar : boz tüylü çoban köpeği.
bega : baki, devamlı, ebedi. böhtan : bühtan, yalan, iftira.
behişt : cennet. budag : dal, budak.
behr : bahr, deniz. budu : budur.
behre : meyve, ürün. buhaq : insanın çenesi ile boğazı ar-
behtever : bahtaver, şanslı, talihli. sındaki kısım.
bela.cu : kendisini belaya salan. buhça : bohça, çıkın.
beıe : böyle. bulag : pınar.
beled : vakıf, tanıma, aşina olma. busat : kilimler, döşekler, minder!er;
belke : belki. bayram. merasim.
bem : bam teli. buse : öpücük.
bend ; t!.şt.k, vurulmuş. but : çok güzel (kadın).
bende : kul, köle. buta : nlşane; hedef.
bend ol-: bağlanmak, ilişip kalmak. . buy: koku.
beng : afyon. bünyad : asıl, esas, temel; bina, yapı.
bürdbad : yük ı;;eken. çiçek kokularının bol olduğu
bürııan : ateşte kavrulma, kebab bahçe.
olma, kızarma. büU hunhar : kan içen, zalim, gad_
bUstan : bostan, gül bahçesi, gül ve dar güzel.

-e-
cabeca : yer yer; düzgün. cem : toplama.
cadu. cadü : cadı. cemdak : gövde, leş, hayvan ölüsü.
cahar : dört. ceres : çan.
caıaı : celal, büyüklük, ululuk. cerge : sıra, dizi.
cam : kadeh, maşrapa. ceyran : ceylan.
camal : cemal, yüz güzelliği. cığa : tac; kalkık saç, perçem.
cansitan : can çıkarıcı, insana bela cida : cüda, ayrı, ayrı düşmüş.
olan güzel. cilov : gem, dizgin,
car : bir kır kuşu; komşu; açığa car : açığa çıkarına, ifşa; bağırma.
çıkarma, delil. cövlan : cevelan, gezme, dolanma.
cari : ceryan eden, geçen, yürüyen. culus: : tahta çıkma, hükümdar olma.
car ol- ; yanmak. cum- : dalmak, atlamak.
cavan : civan, taze, genç, delikanlı. cuna : tül.
cebr : zor, zorlama. cüfe : köpilk, su üzerinde çör çöp.
cehd eyle_ : gayret etmek. cünun : deli, delilik.
celay : memleketindenayrılma, gur_ cür : tür, çeşit.
bete düşme. cüt : çift, iki tane.
celled : cellat.

�Ç-
ı;ağ : zaman, vakit, an. çemhemli : oynak, kıvrak.
çah- ; çakmak. çen : sis.
çak : yırtık. çenber : metinde dolamak mftnasmda.
çaker : kul, köle. çerh�i gerdiş : dönen gökyüzü.
çal : büyük orman. çeşm : göz.
çalma : örtü, belden veya topuktan çetver : bir tahıl ölçeği, yaklaşık
aşağı sarkan örülü ip. sekiz kile.
çap_ : koşmak, at sürmek. çıhar- : çıkarmak.
çapar : ufak, kurye. çırag : çıra.
çaphaçap : sürekli koşma. çıragban : ışıklarla donanmış.
çarh : çerh, felek; gök. çi.n : kıvrım.
Çargat : büyük baş örtüsü. çiskin : çiseleyen, sis; dönen.
Darpaz : çapraz, kopça. çiyin : omuz.
çartaz : bir çeşit ağaç. çoh : çok.
caş_ : şaşmak, şaşırmak. çov- : batmak, geçmek.
Çaşır- : şaşırmak. çovğun : kar fırtınası, tipi.
Cat_ : yetişmek, ulaşmak. çulğa_ : sarmak; bürümek, örtmek.
Caynik : çaydanlık. çungur : bir çeşit müzik aleti.
Cernenzar : çimenlik. çüğül ihbar, jurnal; ihbarcı, jutnalcı.

-D-
:aa : adalet; imdat çağırışı, feryad. dadres: : imdada yetişen, yardım eden.
ada oeL: ağlamak, ha,z almak, tında- dağ : yara; deli.
da gelmek. daL : dalmak, atlamak.

191
dal : sırt, arka; destek; budak, Arap dest : el.
alfabesinde "dal" har!inln adı. deyanet : diyanet, din duygı.su.
dalda : kıyı, köşe, gizil yer, saklanı_ deııtrmi : yuvarlağa yakın.
lacak yer. dı_ : demek, söylemek.
daldalan-: bir şeyin arkasını çek_ diba : bir çeşit ipek kumaş.
mek; gizlenmek. didar : görünme, yüz, çehre.
dam : ev, kulübe. dide : göz.
daman : etek. dut- : parçalamak.
dane : tane. digergün : başka türlü.
danıs_: konuşmak, müşavere etmek, dil : gönUI.
danla- : itham etmek, suçlamak, dtldar : gönüldaş, gönül alan, sevgili.
azarlamak. dilfigar : gönlü yaralı.
dar : ev, yurt, yer; dar ağacı. dilhun : gönlü yaralı.
Dara : Darlyus. dilmesend : gönül alan.
darayı bağla-: saçı tel örgii halinde dinar : Araplarda kullanılan para
bağlamak. birimi.
darmacaı : dar vakit. dincel- : rahatlamak, dinlenmek.
dasitan : destan, halk hlk!l.yesi. divane : deli gibi, deliye benzeyen.
davat : divit, kalem. don : kılık, kıyafet, elbise.
dayag : dayanak, destek. dovla. : bürümek, örtmek.
da yaz : derin olmayan; dövran : devran. devirler.
dehan : ağız. dövr eyle- : dönmek,
dehi : dahi. döz- : tahammül etmek, katlanmak,
Dehl : dahil. dayanmak.
dehr, dahır : dünya. dud: duman.
dellek : berber. aııst : dost. -
dem : an, zaman. dustag : tutı;ak, esir.
demadem : dalma. di.i ;, iki.
dendan : dlı;. di.iba : daha sonra, arkasından.
deng : ahmak. serseri. aü.çar : çaresiz.
der : kapı. dühter : kız çocuğu.
de:rdtmend : dertli, dert sahibi. dür, dü.rr: inci.
derge : orta kararda olan. dür_e/şan : inci saçan.
derg eyle_ : ayrılmak, terk etmek. düyme ; düğme.
derya.b : bulma, elde etme. düyü : pirinç.
derzi : terzL düyün : düğün.
de�mal : destmal, mendil. düz_ : topla;ınak, biriktirmek.

-E-
ebes : abes. e{Jig : akik, değerli bir taş.
ebr : bulut. egl : akıl.
ebru, ebril : kaş. egraba : akraba.
ebter : sonsuz; evlatsız. ei}yar : yabancı, el.
eceb : acaba. ehd : ahd, söz.
et : af. ehmer : ahmer, kırmızı, kızıl.
efgan : ızdırap ile çağırma, bağırma, eh.ter : yıldız: baht, talih.
inleme, bağırışma. elac : çare, ilaç.
eflak : !elekler; gökyüzü. elav : alev.
efsana : e!sane. ele : öyle.
efzel : efdal, daha üstün. ele sal- : ele geçirmek, elde etmek.
elm : ilim. eskik : eksik.
elvan : renkli, çeşitli. esme ; mısradaki manası esirgeme.
eman : umman, deniz; iman. esre-; e.sri- : sarhoş olmak.
emi : amca_ eşg : eşk, göz yaşı.
emen ; mısrada meyve manasındadır. eşme : bürgü, örtü, örme.
emmame : imame sarık, çalına. eşkibar : eşkbar, göz yaşı.
en'am : bahşış. eta ;' ata, bağışlama.
enber : anber. güzel koku. etr : ıtr, koku.
endelib : andelip, billbül. ettar : attar.
endüh : gam, keder, tasa. eyal, ayal : eş_
entş : dost, arkadaş, sevgili. eyan : ayan, ileri gelenler.
eıırı.ab : bir çe�lt meyve. e,ıb : ayıp.
erbe-yi enasir: anasır_ı erbaa, dört eyer : eğer.
unsur; toprak. su, ateş, hava. e,ın : ayn, göz.
er'er : güzeldeki boy pos; ardıç ağacı. eyin : üst, baş, sırt.
erş : arş, gök yüzil. eyle_ : eğilmek.
es.a : asa, baston. eyş : ıyş, yeme içme.
es.hah ashab, sahipler. eyyam günler.

-F-
fağır, fegir: fakir. ferehefza : ferahlık, sevinç.
fanus : fener. fermaş : içine yatak, döşek konulan
tarmıaş : içine yatak, yorgan konan büyük harar.
büyük çuval. jer!i .- döşeme, yayma, halı.
faş : meydana çıkma, duyulma, açığa Fesih : fasih, güzel, düzgün ve açık
vurma_ konuşan.
fegan : figan, inilti. fevvare : fıskiye.
Fegfur : Çin imparatoru. ftlanlces : fa!an, filan kimse.
fe'l : fiil, iş, hareket. Jiljil : fülfül, karabiber.
fehm : anlayış. /ilhal : anında, hemencı:cik.
fend : hile, tuzak. firget : firkat, ayrılık.
fehr : fahr, öğünme. firişte : ferfşte, melek.
Jer'ug : firak. ayrılık. fovt : fi?Vt, elden kaçırma.
Feramerz: Basanı hükümdarlarmdan föhm: fehm, anlama, anlayış.
birisi. filgera : fakir, zavallı. garip.
fere : anaç. Jürset fırsat.

-G-
oabag, oabalı : ön, yüz, alın. harekete geçmek.
oacag : yiğit, kahraman. oalma(Jal : gürültü, karışıklık.
nada : bela, dert. musibet. gamçı : kamçı_
oadasın aL : derdini almak. gamet : boy, pos.
Gadir-i gejfar : Allah. ga� : anlamak, inanmak. kavramak.
oalı : bazen. ganovuz : ipekli, elbiselik.
Oalııc : başa kakılacak kusur. oarabaş : cariye, hizmetçi.
oail : razı. garaçı : çingene, dilenci.
oalam : kalem. gar(}ara : kargış, şikayet.
oalan : kalan. gasid ; ulak, postacı; kasteden.
Oalh_ : yükselmek, havalanmalt, terfi gatar kervan, sürü.
etmek; seviyesi yükselmek, gayçt : makas.

193
gayda : kaide, adet, huy. gevvas : dalgıç.
gayğu : kaygı, tasa. geyb : kayıp_
rıayıl : kail, razı olan. oeyl ü oaı : ktyl ü kal, dedi kodu.
gayım : kaim, devamlı. Geyser ; Kayser.
gayıL : dönmek. geyz ele- : gayz eylemek, kızmak,
gaytan : uzun ve ince kaş. gazaplanmak.
oazı : Ra dı. geza ; kaza, sefer.
gebe : cübbe. gezal : gazal, bir geyik cınsl.
gebiT : kabir, mezar. gezebnak : gazabnak, öfkeli, gazaplı,
gedd, ged : kadd, boy. dargın, kırgın_
gede : geda, dilenci; oğlan çocuğu. gezel : gazel.
gedem : kadem. ayak, adım. uıfılbend: Azerbaycan halk şiirinde
gedik : iki dağın arası, vadi. muammaya verilen isim,
gefes : kafes. gılmen: tüyü, bıyığı bitmemiş,
gefle ; kaflle, dellkanlılar, geneler.
gehhar : Allah. gırh_ : kırkmak, kesmek.
oehr : kahır. gırçı : küçük daneli dolu.
oel'e : kale. uısa : kısa.
gelemdar : kalemlik. gısvur- .- saldırtmak.
gelender : kalender. gıtmıg : parça.
geltan : galtan. gıy{}aç : Uç köşe başörtüsü; eğrl, yatık.
gem: gam. gıyğacı bah_ : süzgün bakmak, gözucu
oemer : kamer, ay. ile bakmak.
ııem gesavat: sıkıntı, üzüntü. gible : kıble.
oemgin : üzüntülü. gible-yi hacet : ümit yeri.
gemhar : gamhar, gam yükü. oiley .- şikayet.
gemik : kemik. giraban : giriban, yaka.
gen : geniş. giranbar : ağır yüklü, hamile, iki canlı.
gene : hazine. Uirdab : dönen su, anafor.
gend : kand, şeker. girdelen_ : yuvarlaklaşmak.
gendir : kendir, ip. Girdigar : Allah_
genim : düşman, rakip, giriftar : bir derde tutulmuş.
oepik : manatın onda biri, kuruş. giryan : ağlayan.
ger : eğer. gisas : kısas, intikam.
oerabet ; garabet, gariplik. giya bah_: yan bakmak.
oerar : karar. giymet : kıymet.
gerdeben : boyun bağı, boyuna bağla- goçag : hamarat, kahraman, yiğit.
nan şey, gerdanlık. goçu : eskiden halka eziyet eden zulm
gerd.iş : dönme, dolaşma. eden, insanlar arasına korku
gerd.un : dönilcil, dönen, devreden. salan, zorbalık eden kimse.
oeretı.fil : karanfil. gar : mezar.
gerine : zaman. oorğan- : bir şeyi titizlikle saklamak,
oerrah ; kendine güvenen­ üstüne titremek, gözden uzak
geısr : kasr, saray, köşk. tutmak.
oeşeng : hoş görünüşlü, güzel, yakı_ goşa : çift, iki tane.
şıklı, zarif, ince. uo:ıun : ordu: karışıklık.
geşk : dolaşma. oov_ ; kovmak, def etmek.
ge:;t : gezme, seyretme, dolanma. govga : kavga.
geşt ele_ : gezinmek. gödek : kısa.
oetre : katre, damla. göftar ; söz.

194
gövher : gevher, ziynet eşyası. gübur : kabirler, mezarlar.
gönçe : gonca. gülabatın : sırma şerit.
gövreleme : yaraların yeniden açılması. gülab : gül suyu.
gövs-i güzeh : kavs-i kuzah, gök kuşağı. gilltstan : gül bahçesi.
göy : gök, mavi. gülşen : gül bahçesi.
göyçek : güzel. güman : sanma, zan, şüphe.
göyerçin : güvercin. güne : köşe.
gubar : toz. güru : kurt.
guc_ : sarılmak, kucaklamak. gürre : ses, nara.
gulac : kulaç. güsse : gussa sıkıntı, kaygı, keder,
gullug eyle_ : hizmet etmek. gam.
gurab : karga. gütb : kutb, dönen bir çarkın aksi.
gurşan_ : kuşanmak. güzar : geçme, geçiş.
{JUş : kulak. gtızar eyle-: gezmek, dolaşmak.
guşe : köşe, bucak. güzey : kuzey.

-B-
hab : uyku; sıkıntı, üzüntü. hedeng : kayın ağacından yapılmış olı:..
hab_i ecel : ecel uykusu, ölüm uykusu. he/len_ : öfkelenmek.
haça : direk, dayak, destek, heft : yedi.
haçan : ne zaman. hekkak : Taş yontucu, oymacı.
H,agg : Allah. heln : yaratma.
hak : toprak. hele : hala.
hdkiser : toprak içinde kalmış, perişan, helvet : tenha, yalnız. tenha yer.
yerle bir olma. hemayıl : muska.
hal : yüzdeki ben. hemdem : aynı zamanda bulunma;
halig : yaratıcı, halk eden, Allah. sadık, arkadaş, sevglll.
hamı : herkes, bütün. hem.in : daima.
hana : dokuma tezgahı. hem işe : daima, devamlı, her zaman.
�ane : ev. hena, hana : kına.
haniman : ha.nman, ev, bark. hendan : handan, gülen. sevinçli.
hansı : hangisi. hendeno : hadeng, kayın ağacından
har : diken. yapılmış ok.
hara : nereye. hera : yara.
haray : çağırış, bağırış, velvele, hercayı : hercai. kararsız.
gürültü. herde : ara sıra.
harda : nerede. here : her biri, herkes.
hasil ol-: peyda olmak, türemek. lıergiz ; asla, katiyyen. hiç bir vakit,
haver : şark, doğu. hiç.
hay : hay. huy, karışıklık, yardım. herhiş : eşek.
havana : nereye. her yeten: herkes, her biri.
hayıf : yazık. hes : çer, çöp.
hazar : barış. heste : hasta.
hebib : habip, sevgili. heta : hata.
hecalet : hacalet. utanma, utangaç- heyat : heyhat, yazık. boşuna.
lık, ı;;aşırma. heyi/ : zulüm, haksızlık; intikam.
becer ; porselen. heyva : ayva.
hecil : utanma, yüzü kızarmış; iki da- hezan : son bahar.
ğın arasındaki kısım, vadi, dere. hezel : gazel, yaprakların sararması,
heçkes hiç kimse. güz yaprağı.

195
hezer : çekinme. höriln- : örmek.
hezetat : ağalar, hazretler. hövfet : korku.
hezer ele_ : çekinmek, vaz geçmek. hu : kılık, kıya,fet, şekil.
hına : kına. hub : iyi, güzel.
hırd : alış veriş_ hubiter : daha güzel.
hırda : küçük. Huda : Allah.
hzrman : mahrumiyet. humar : baygın, süzgün bakışlı, içkL
hışmala- : karıştırmak. den sonra gelen başağrısı,
Hızr : Hızır. sersemlik.
hicab : utanma. humayun : beyaz bez.
hicr : ayrılık. hunfeşan : kan saçan, kan döken.
hicran : ayrılık. hunhar : kan içen, kan dökücü, zallm.
hidmet : hizmet. huraman :: hıraman, salınarak yürü-
hidmetkar : hizmetçi. yen.
hifs : hıfz, koruma, muhafaza etme hurcun : heybe.
hil : baharat. hurşid : güneş.
hilaf : karşı; yalan. hübab : habab, hava kabarcığı.
hiridar : satılacak şeyler; alıcı, müşteri. lıüban : güzeller.
hiredmend : akıllı, alim. hüld-i berine : cennet.
hirge : hırka. hümay : masal kuşu, cennet kuşu,
hiyaban : çöl, sahra. devlet kuşu, hüma kuşu.
hodkdr : padişah. hilmmet : ümmet; himmet, lutf,
haf : havf, korku, dehşet. ih_s·an, bağış.
honça : bohça, çıkın. Hilmra : Kırmızı.
horyad : hoyrat, başı boş. hündür : yüksek, yüce.
hoy : huy, mizaç. hürle- : ürkmek.
,tör. : örmek. hürküş_ : ürkmek.
nörük örük, saç örgüsü.

-i --
ıba : tiksindirme, tiksindirilme. ince bel.
ictinab : sakınma, çekinme: sığınma. indi : şimdi.
idbar : bahtsızlık. talihsizlik. irag : ırak, uzak.
tgbal : ikbal, talih. iser _ : istemek.
tglab : ağlama, ağlayış. isti .- sıcak.
igid : yiğit. istiğfar : bağışlanmasını isteme, özür
igrar : ikrar. dileme.
ihlds : sadakat, bağlılık, doğruluk. i$are : işaret.
ihtilat : karışma, katışma. işığ : ışık.
il : yıl. iştiyag : iştiyak, arzu, heves, istek.
ilgar : verilmiş söz; ansızın hücum, itgin : yitik, kayıp.
baskın. iti : keskin, sivri.
iltica : sığınma. itir_ : yitirmek.
imdi : şimdi. iy : koku.
tmran : ümran, ilerleme, başarılılık, iyıe_ : koklamak.
refah.

-K-
kabab : kebap. kağız kağıt; mektup.
kafer kafir. kakil : kakül,

196
kalağay : büyük ipek başörtüsü. kiçik .- küçük.
kam : istek. kilse : kilise.
kamal : kemal, olgunluk. kimi : gibi.
kaman : keman, yay. kip : sıkı, kesif, yoğun, hava geçirmez.
kamandar : usta ok atıcısı. kor : kör.
kar : sağır. koruk : bir kişiye ait olup başkalarının
karvan : kervan. girmesi yasaklanan yer.
kasıb : fakir, yoksul. köftugü : güft ü gı1, dedikodu; sohbet,
kebir : büyük. konuşma.
kec : eğri, eğilmiş. köhensal : yaşlı, ihtiyar, kocamış.
kecavet : deve üzerinde kurulan otağ, köhlen : kilheylan.
taht-ı revan. köksiln ötür-: göğsünü geçirmek.
kefer : kafir. kömelc : yardım.
kehriz : set; çukur. köndelen : enine.
kelek : bile. kövkebe_yi eyş : işret yıldızı.
kellemengo : at hastalığı. Kövser : Kevser, Cennette bir havuzun
kelme : kelime. adı.
kem : kötü, az, eksik. köynekcek : gömlek.
i;emkem : kaba, hoş olmayan. köz : ateş.
kemerbeste : fedakar, gönüllü; belini kus : küs, kös, büyük davul.
bağlamış. kübar : büYilk.
kend : köy. küçe : sokak.
kere : tere yağı. küh : küh, dağ.
kes : kişi. küleçe : yelek.
keşiş : papaz. külli : hepsi, bütün
keşt ele-: geşt eylemek, dolaşmak, külüng : balyoz.
gezmek. künc : köşe.
ketan : bir çeşit örtü. küre : çekirdek.
keysu : zülf, saç. kütah kısa.

-L-
laçın : doğan. lempe : tavan.
lahta : pıhtı, katılaşmış kan parçası. leng : aksak, sakat.
Zale'lam : anlamama, bilmeme. lenge : aksaklama, gecikme_
lamekan : yersiz, yurtsuz. lerze : titreme, titreyiş.
lap : tam; işte, hemen, çok. leşker : �sker, ordu.
layla ; ninni. leyaget : liyakat, layık olına.
leb : dudak. leyl ü nahar : gece ve gündüz.
leçek : tülbent, baş örtüsü. lezgi : Dağıstan'da yaşayan bir
lefz : lafz, söz. kavim.
lehze : Lahza, göz ucuyla bakış; kısa libas : elbise.
zaman, gözucuyla bir kere ba­ liga : lika, yüz.
kıncaya kadar geçen zaman. lihaf : örtünecek şey, yorgan.
le'l : yakuta benzer, değerli kırmızı limu: limon.
bir taş. lotu : serseri.
le'lJam : gonca ağızlı, kırmızı dudaklı. löyün levn, renk.

-M-
11"ıaç : öpücü[{. mrıh : ay.
11/.adar fayda, ınadet, yardım. malı_ı enver : ışıklı ay,

197
mah-ı tab : dolun ay. merdum : göz bebeği.
mah-i taban : parlak ay. me·reke : gürültü, gösteri; savaş
mahruy : ay yllzlü. meydanı.
mahtab : mah-ı tab, mehtap, ay ışığı; merez : maraz, hastalık, illet.
g üzel. meruf : maruf. bilinen, herkesçe
mana : bana. tanınan. belli.
manat : ruble. mesel : atasözü.
mar ; yılan. Meshe/: Kur·an-ı Kerim.
maral : dişi geyik, ceylan. Mesiha: Hz. İsa.
marıo : pusu, tuzak. mest : sarhoş.
m:ıt gal_: hayrette kalmak, şaşmak. mestane : sarhoş.
maya : dişi deve. meşrfg : maşrık, doğu.
mayeh tac : lazım olan. meşşate : meşşata, gelini süsleyen
mayii : mail, tutkun olma, aşık olma. kadın.
ma:zaglaŞ- : oyna.şmak, cilveleşmek. meta : satılacak, mal, eşya.
me'bud : mabud, ibadet edilim. ıne'teı : ilgisiz.
metah : meta; satılık mal, mülk, m.etleb : talep, istenilen, talep olunan
varlık. şey.
meoaı : maka!, söz. mey : içki.
megalet : makalat, sözler. mey-i nab : temiz şar_ap.
megam : makam. meyid : meyyid, ölmüş.
megabtr : makabir, kabirler. mezao : mezak, zevk, lezzet, hazz alma.
megarun : yakın. meze : oynak. işveli.
megsud : maksud. istenilen şey. mıhek : karanfil.
megrib : magrib, batı. mil : çubuk, demir çubuk.
meh : ay, min : bin, sayı.
mehbub : sevgili. mina : sürahi.
mehman : mihman, misafir. mirvari : mlrvarı, inci.
mehmer : mahrama, başörtüsü. Misr : Mısır.
mehpare : ay parçası. müşk : müşg, güzel koku­
meh,'r : mlhr, evlenirken erkek tarafın_ mtyan : bel; orta.
dan kadına verilen nikah beden. mizan : terazi, ölçü aleti. tartı, ölçek.
mclıriban : mihr-ban, şefkatli, mer- Movıa : Mevla, Allah.
hametli. möhkem : muhkem, tahkim edilmiş,
ınehsuı : mahsul, elde edilen ürün. sağlam kılınmış, sağlam,
mehşer : mahşer. kuvvetli.
mehşuş karışık, karıştırılmış. matad : mutad. alişkan, alışılmış.
mehveş : ay gibi güzel. mövsüm : mevsim.
mekr : hile, düzen; hile ile aldatma. maı-zün : mevzun, uyumlu, düzgün.
melamet : ayıplama, kınama. muğam : ezgili; üzüntülü.
melul : mahzun. munca : bunca.
men : ben. m1lnis : dost, hoşreftar, alışılmış.
me'na : mana. cana yakın.
mend : dertli. hasta. muraz : murat, maksat, arztı, istek.
Mensur: Hallac-ı Mansur. murdar : pislenmiş.
m en;ıil : mesafe, durak yeri. muy : koku.
me'rac : mirac, çıkılacak yükselicek mücrim : cürüm işlemiş, suçlu.
yer, göğe çıkma. müdam müdam, devam eden, slirekll.
merdane : mertçe, erkekçe, erkeğe müddei ; inatçı, iddia eden.
yakışır şekilde.

19.8
müdevver : döndürülmüş olan, dalrevi, mürvert: mürüvvet, cömertlik, iyllik
girde. severlik.
müemma: muamma. müse!fa : musafa, temizlik, saf, tasfiye
müeşşer : her kıtası on mısralı şiir. edilmiş, yabancı maddelerden
mügerrer : mükerrer. ayrılmış.
milhennes : muhannes, korkak, alçak, miisella : musalla, cami yanında ce­
kadın tabiatlı, kalleş. naze namazı kılınan yer.
mühteser : muhtasar, kısaltılmış. müselsel : zincir gibi birbirine bağlı
müjgan : kirpik. olan.
mükedder : kederli, üzüntülü, tasalı. milsevvtr: musavvir, ressam, tasvlr
münevver : tenvir edilmiş, nurlandı_ eden.
rılmış, ışıklı, parlak. müstemen : kendisine aman verilmiş
milntezir : muntazır, intizar eden; olan kimse.
saçılan, yayılan. müşk : müşg. güzel koku.
mtınval : minval, hal, vaziyet, şekil. müştag : müştak, arzu, istek.
mtıresse : murassa, cevahirle süslen_ mütı-üb : mutrib, çalgıcı.
miş. rnüvafig : muvafık, uygun, yerinde,
mürg : kuş. münasip.
müro-i dil : gönül kuşu. müzayig ; dar gönüllü.
milro-i ruh : ruh kuşu. müzter muztar, incinmiş.

-N-
nab : berrak, temiz; azı dişi. neggaş : nakış yapan. bezeyen.
n.abat : nöbet şekeri, bir tür şeker. neheng: çok iri.
naçag : güçsüz. Nekrayıl : Nekir, sorgu meleği.
naçar : çaresiz, ister istemez. nemer: misafirlerin düğün sahiplerine
nadan yabancı. cahil. verdikleri para.
na{]'ah ; ansızın. nene: nine.
nagail : kabiliyetsiz, cahil. ner : erkek deve.
nagis : nakıs, eksik:, kusurlu, noksan,nerdiban: nerdban, merdiven, basa-
tam olmayan. mak-
tıagüman : düşüncesiz. nes: pis, uğursuz, kötü.
nahag : nahak, haksız, boş yere. nesag : tarz, şekil, uslüp, yol'.
nahan : gizli. nesihet ; nasihat.
nahar : öğle yemeği. neste .'.. şey, adı unutulan şey için
nakam : dileğine erişememiş. söylenllen kelime.
?ıakes : nekes, cimri. ne.�teren: it burnu, yaban gülü.
nala : nale, inilti. neşter: bıçak.
nalan : inleyen, feryad eden, ağlayan. neva: ses, seda, makam.
nan : ekmek. neysan : nisan ayı.
nanecib : soysuz, soyu bozuk. nezer: nazar, bakma, gözatma.
nar : ateş. düşünme.
nıışı : acemi, tecrübesiz. nigab : nlkab, yüz örtüsü, yaşmak.
natavan : zayıf, kuvvetsiz, güçsüz, nlgar : güzel.
dermansız. nihai: taze, düzgün, fidan.
natig : na tık, söz söyleyen. nihan: gizli.
necat : kurtuluş, azad olma. nimten: mintan, gömlek.
neçe : nice. nimtene : dokuma yünlüden kadın
nedamet : pişmanlık. giyeceği, don, kısa üst giyeceği.
neg.� : nakış. niran : cehennemler.

199
nisab : a:nı esas; arzu olunan derece, nögsan : noksan, eksik.
son had. nöker : hizmetçi.
nisar: serpme, saçma, dağıtma, növber : nevber, turfanda meyve veya
bahşiş: kurban­ çiçek.
nis/ .· nısf, yan, yarını. növbe : nevha, ölüye ağlama.
nitg : nutuk. növres: nevres, taze, yeni. fidan.
nize : mızrak. nübar : yeni meyve, turfanda.
nobat : nöbet. niidret : tesadüfen.
nogte : nokta. niikteştnas: ince ve derin manalı
no(jul : çerez olarak yenen kuru yemiş. sözler bilen.
nov: oluk, su oluğu; boşaltma birusu. nümayan: görünen.
!'ağım. nü.tfe: sperm, döl suyu,

-0-
od : ateş. ohuş_ : söyleşmek, atışmak.
oğru : uğru, hırsız. or .-o.
ağrım oğrun: uğrun uğrun, yavaş ya­ ov : av.
vaş, sallana sallana, ses seda ovçu : avcı.
çıkarmadan. ovrag : parça, parça.
ahşa-: benzemek. oyıau : av yeri av alanı,
ohu-: okumak.

-Ö-
llrpek : baş örtüsü. ötiir_ : geçirmek,
llt- : geçmek. övse,/ : evsaf, vasıflar, sıfatlar.
öterl : dolayısıyle, sebeblyle. öy_ : övmek.
fükün : üstün. özıüd : öğüt.
lltrü : dolayısıyle, sebebiyle. öytln yemek.

-P-
p.-ı.beste : ayağı bağlı, hareketsiz; perkar : düzen, intizam.
eser. verinam : peri isimli.
paltar : elbise. pertöv : pertev, ışık, parlaklık.
para : pare, parça. pervaz: uçuş. uçma.
pasibarı : koruyan, bekçi, gözetici. perverdiuar: besleyici, terbiye edici,
pay : ayak. rızıklandırıcı: Allah.
paya : mesnet, destek. dayak, payan­ perı=ad : çok güzel.
da. pesend : beğenme, seçme.
paye : rütbe, derece. peşe : iş, güç, meşguıtyet, meşgale,
payendaz: ayak altına döşenen ensiz, meslek,
uzun halı. peşkaş : hediye, armağan.
payız : güz, son bahar. peşen: iş, güç. sanat.
peleng : pars. pe11apey : birbiri arkasınca,
venah: sığınma. peykan : okun ucundaki demir kısım.
vene : beş. kirpik.
per : kanat. peyman : söz verme. ahd, yemin.
perdedar : saraydan içeri girenler peym.'ane: büyük kadeh, lçkt bardağı.
için perdeyi kaldıran kapıcı. peyveste : bitişik; daima.
pere ııet- : kamil olmak. yetişmek- piç il tab : ızdırap. sıkıntı: karma ka...
perlveş peri gibi. rışıklık; kıvrım, kıvnmlık.

200
pilte : fltll- puç : boş, hiç.
pirane: ihtlyarrar gibi, ihtiyarlara puşide : örtülmUş, sır gizleyen.
yakışan şekilde. pul : para.
pişvaz: karşılama, öne çıkma. pilnhan : pinhan, gizli.
piyale : kadeh, pilrçin : kıvrım.
plov : pilav. püttan : meme, emcek.
polad : çellk. püste : fıstık.
poz- : bozmak.

-R�
rast : düz, doğru, tesadüf. revan : akan.
reftar : gidiş yürüyüş, salınarak edalı rtrcab : üzengi.
yürüyUş. riwa : rüsva, rezil, itibarsız;
regib .- rakip. haysiyetsiz.
rekm : rahm. merhamet, acıma. riya : iki yüzlülük.
reht: raht, sırt, elbise. Rizvan: Rıdvan, cennet, cennetin
rehLi h,ab: yatak, yorgan, döşek. bekçisi; razı kalma.
reht-i vücut: sırttaki elbise. rövşen : ruşen, aydın.
remiz: remz, sembol. rubend: peçe, yüz örtüsü.
re'na: ra'na, güzel, latif, hoş görünen. ruhsar : yanak.
rencur-i : sıkıntılı, incimiş, rahatsız, ruy : yüz, çehre.
hasta, dertli, kederli. ru'yet: görme, bakma, görülme.
reşk : kıskanma, haset. ruz .- gün, gündüz.

-S-
sacag .- saçayağı. sef : saf.
sagi (sağı) : saki, içki dağıtan. f"ej he : safhıı..
sağal- : iyileşmek, iyi olmak­ seusan-: irkilmek, korkmak, ürper-
sail : dilenci. mek.
sar_ : kurmak. yapmak. seha : eli açık.
salatın: surtanlar, güzeller. sehavet : el açıklığı, cömertlik.
Eallabaş : nemelazımcı, umursamaz. selasil : silsile, zincir şeklinde sıralı.
samvar : semaver. selatin : sultanlar, hükümdarlar,
sana- : saymak, hesap etmek. semag : işitme, dinJ"eme.
sanc- : saplamak. semen : yasemin, bir çiçek.
sar .- ala doğan cinsinden et yiyen semend: maviye çalar boz renkli iyi
bir kuş. cins at.
savat : gümüş üstllne kurşunla yapı- semender: ateşte yaşayan efsanevi
lan kara kalem nakışlar. bir kuş. Ateş böceği.
say : seçme, seçkin. seng : taş.
sayıl : sail, dilenci. sengihare : mermer taşı, sert taş,
sayrı_ : hastalanmak. çakmak taşı.
sebahet: sabahat, güzellik, yüz senem : sanem, güzel kız, put gibi
güzelliği_ güzel.
seba yeli : sabahları doğudan esen senuber .- sanavber. çam fıstığı ağacı,
hafif rüzgar. güzelin boyu.
secer : ağaç. ser : baş.
sedd : kapama, tıkama, engel olma. seraser : baştan başa.
Sedpare : parça, parça, yüz parça. serbeser : baştan başa, büsbütün.
Sedr : sine, döş. serdar : başbuğ.

201
serendaz : baş çeken, önde giden. sı.nı/ı : kırık.
serefraz : başını yukarı kaldıran, sırğa : küpe.
yükselten, benzerlerinden üstün s-ib : elma.
olan. sib-i zenah : elma gibi çenesi olan.
seri§ : serişk, göz yaşı. sidg : sıdk, içtenlik, bağlılık.
serkeş: başkaldıran, inatçı; mağrur, sifariş : sipariş.
sernigun : baş aşağı olmuş, ters dön� sife t ; sıfat.
müş, tallhsiz. sim: gümüş.
serp- .,- düşmek. simsar : aracı, komisyoncu.
mrrof : sarraf, kuyumcu. sin : mezar,
serriı;te : ip ucu. sin- : gizlenmek, saklanmak.
serv ; servi. son-a : suna.
setre : örtü, perde; gizleme. sorag : sorma.
sevab : doğru, adaletli, iyi iş ve hare- sovha: soyka, mirasçısı bulunmayan,
ket. sahipsiz mal.
sevar : süvari. atlı, ata binmiş kişi. savul- : savulmak.
seyaset : siyaset. slvuş- : savuşmak, geçmek.
seyid : seyyid, efendi bey, ağa, başba­ soyug : soğuk.
kan. s/Jv_ : savmak, defetmek.
seyiz : yumurtalıkları alınmış erkek SlJyn : Hüseyin,
keçi_ suca : uzun, düzgün boy.
seyl : ser. sübh : subh, sabah.
seylab : sel suyu. silfre : sofra.
seura()ıb : köpek, rakib, kötü insan. sühab : se!ıab, bulut.
seyvan : sayvan, gölgellk. sühendan : söz bilen, güzel söz söyle-­
seyyad : sayyad, avcı. yen.
sığal ver- : okşamak. sıvazlamak. rUmük : kemik.
sın-: kırılmak, incinmek- silsen bir çiçek çeşidi, susam.

-Ş-
şad : şen, mutlu. Şeddad : Yemen'de Ad kavmlnln
şagga : parça. hükümdarı.
şahbaz : blr cins iri doğan: gösterişli. şefa : şifa.
Şah�ı merdan : Hı. Ali. şefeğ: şafak.
şahmar: şah-ı mar, yılanlarınşahı, şeoaig : şakayık, lale güJü, horoz gülü­
şam : akşam. şehbaz : bir cins iri ve beyaz doğan.
şama : şem'a, mum, kandil. şe 1ı d : bal.
şamama : küçük, güzel kokulu bir şehla : ela renkİI göz.
tür kavun. Meme. şem : akşam, mum.
şal : örtü. şem-i ferhend: uğurlu akşam.
şana : şane, tarak. şemated : birisinin başına gelen musi-
şan şan : parça, parça. bete başkasının sevinmesı.
şah var: şaha, hükümdara yakışacak şems : güneş.
surette. şemt-i müdevver: daire şeklinde
şeb : gece. olan güneş.
şebahet : benzerlik. şerayfg: horoz gülü.
şeb-i yeldu : yırın en uzun gecesi. şerik : ortak-
şebnişin : blr yerde gece vakti konak- şerişte : tecrübe, görgün, bir işte
lama. kazanılan görgü.
şeı:-er ağaç. şerm : utanma, haya,

202
J
şest : liyakat, nüfuz, haysiyet, şir : süt; aslan.
şeş : altı. şongar : ak doğan.
şeş cihat : altı cihet: iman, cenup, şö'le : şule, ışık.
doğu, batı, yer, gök. şölegalı : ışıklık.
şi.e : şii. şövget : şevket, azamet. büyüklük.
şeyda : şen, şakrak. şuh : hareketlerinde serbest, neşeli.
şikar : av. şen, güzel.
şikem : karın. şum : şom, uğursuz.
şikeste : kırık, kırılmış. şürb içme.
şil : sakat, kötürüm. şürıı : bir işe başlama.
şimşad, şümşad : şimşir ağacı. boy-pos.

-T-
tab : güç, kuvvet, takat. tepel : hayvanların alnında olan ak
taba: karma karışık. leke.
taban : taban. parlak, ışıklı. ter : taze.
tağ ; kaşın eğrisi. terehhüm : tarabhum, merhamet
tağ_t mügevves : kavisi! dağ. etme, acıma.
tah_ : takmak. terig : tarik, yol.
taza_ : yağma etmek, soymak, dağıt- terlan : tarlan, doğan, şahin,
mak. .teı·pen- : deprenmek, hareket etmek.
tale : talili, baht, coşmak.
tamasa : seyretme. tersa : Hristiyan.
tana : küpe. tersnak : korkak.
tap-, tab- : bulmak. teseddüg : tasadduh, sadaka.
tabşır- ; emanet etmek, ulaştırmak, tesliyet : teselli verme, avutma.
yetiştirmek. teşbeh : teşbih, benzetme, benzetılme.
tar : tel, iplik: karanlık, zulmet. teşne : susamış.
Tan : tanrı. teşvit : karıştırma, karışık.
tarimar: tarumar, dağınık. teır,;ıb : tövbe.
tavar : mal, mülk, cömertlilc, el'i. açık. tevegge : ümit etme.
tay: eş, bir ç!ftin her bir parçası, iki teyhıı : çil kuşu.
taneden biri. teyle- : deşmek, nefjterlemek.
taza : taze. teze : taze, körpe.
tec-oec : er, geç. tezele- : yenilemek.
tecüb, teeccilb : taaccilb, şaşa kalmak, ti/il .' tıfıl, ufak, küçük, çocuk.
teferriic : açılma, ferahlama, gezinti. tfg : kılıç.
tegafül: ihıamazlıktan gelme. tila : gill, gül suyu.
tegayir ol-: tegayyür olmak, bozul- tfrme: elde dokunmuş bir kumaş.
mak. loğlu : toklu.
tegsim : taksim. tor : ağ, tuzak,
teher : tarz, usul, şekil. toı;g .'. boyun bağı, halka.
tek: glbi. tovuz : tavuş kuşu_
tekellüm: söz, söyleme, konuşma. toy : düğün.
tele : tuzak, kapan. UJhJe : tuhfe, hediye bahşış, mükafat.
teles- : acete etmek. tiJhm : tohum.
tel'et : tarat, güzellik, yüz, çehre, töhmet : birine isnad olunan suç,
temenna : arzu, istek, temenni. işlendiği sanılan fakat gerçek­
te'n : ta'n, kınama. ayıplama. liği henüz meydana çıkmamış
tenge yet- : zayıf düşmek, darda olan suç.
kalmak.
203
tuba Cennet'te Sidrede bulunan ve tük : tüy.
dalları bütun Cennet'l gö!ge_ titıek : kurnaz, hünerli; tüyünü
leyen ağaç. dökmüş kuş.
turab : toprak. tünd : şiddetli, haşin.
tuş ol-: rastlamak, karşı karşıya tündlen- : sertleşmek, öfkelenmek.
gelmek. tilrfe turfa, görülmemiş yeni, tuhaf.
tutl : dudu kuşu. şaşılacak şey.
tutiya : göze sürülen yağ. türre turra, alın saçı, kıvırcık saç
tüt}yan : taşma, taşkınlık, azgınlık. lüfesi.
coşgunluk.

-U-·
uc : sebep, ötürü, göre. ulğun : ılgın.
uca : yüce. umsug : aldatılmış, ümidi boşa çıkmış.
ucundan : sebebiyle, yüzünden. uşag, uşah. : uşak. çocuk.
ugba : ukba, ahiret, öbür dünya. uşşag : uşşak, aşıklar.
u/dur:: : yıldız.

-Ü-
ügba : ukba, ahiret, öbür dünya. urefc, ürey : yürek.
Ulgüc : ustura. üTeyşen : ruşen, aydın, parlak.
ülfet : alışma, kaynaşma, dostluk. üryan : çıplak.
ülillelbab : akıl sahipleri, akıllı üz : yiiz, çehre.
adam!ar. ilz- : yüzmek; koparmak, çekmek.
ürbend : tülbent.

-V-
valelt: vurgun, tutkun, meftun; vehhab: bağışlayan, affeden,
şaşıp kalma. merhametli: Allah.
Vamik: Vamık ile Azra hikayesinin vehm : kuruntu, yersiz korku.
erkek . kahramanı. ves/ : vasıf, hususiyet.
vay : korku bildiren ünlem. vesl : vasr, kavuşma.
vecahet : güzel yüzlülük; gösteriş, vesme : sürme, rastık.
güzel yüz, güzellik. vflsal : vasıl, kavuşma.
vech : yüz, çehre, ön.

-Y-
ııabı : zayıf, lşe yaramaz. ,ıaşıl : yeşil.
ııad : yabancı, garip; hatırlama. yaşı/baş : yeşilbaş (lı ördek)
ı,aı)ı : düşman. yaşın- : gizlenmek.
ı,ıaout : yakut. yaşmag : yaşmak, örtü.
ııaha : yaka. yavan: yağsız, tuzsuz. katıksız.
ııah- : yakmak. yay/ao : · yayla.
ııahşı : tyl, güzel. yayılan : yay faslı.
ııalav : alev. yayın- : ayrılmak.
ııalgız: yalnız, tek. sadece. yaylıg : baş örtüsü.
ııaman : kötü. ya2ı : kır, ova.
ııanaşı : yanında, ilgili, birlikte. yazırı : garip, zavallı.
]lllrlıt1 : ferman, emir. yegin : hakkıyla, muhakkak, kesin,
ııasa- : kararlaştırmak, tayin etmek. doğru.

204
yeher �- . eyer. ııet1.r- : yetiştirmek.
yek : bı�. . yığ_ : toplamak.
'lleke : büyük. yığnak : toplantı, meclis.
'llekta : tek, eşsiz, benzersiz. yiye : sahip, iye.
yelda : uzun. yoh : yok.
'ilen- : inmek. yöneü- : yönelmek.
yene : yine. yubat- : batırmak, ortadan kaldırmak.
yeri- : gitmek. yürümek. yuhla_: uyuklamak.
ııeriş : yarış, yürüyüş. ııuhu : uyku.
vet- : ulaşmak. ııüyür- koşmak.

-Z-
zağ ; karga. zerbaf : sırmalı kumaş dokuyan kimse.
zail ol- : kaybolmak, yok etmek, zerefşan : altın saçan.
zenbağ : zanbak. zerger : kuyumcu.
zaval : zevat bulma, zail olma, sona zernigar : artınla işlenmiş.
erme. Zernişan : altınla işlenmiş, yazı, süs.
zrıy : hlç, boş, heder olmuş. ıerre : parça.
zeb':ın : dil, lisan. zeval : yerinden ayrılıp gitme, zail ol-
.:eberced : kızıla çalar yeşllimtrak ma. sona erme; bela. hastalık.
renkli bir taş. ı:ıevvar: ziyaret eden, ziyaret edici.
zedal : bir tarak çeşidi. zıu : sulu çamur, bataklık.
zeden- : vurmak. zibı1 : süslü, yakışıklı, güzel.
zeğen : bir çeşit kuş. zibillik : çöplük.
zeher : zehir. zillet : hakirlik, arçaklık, aşağılık.
zelil : alçak. zimistan : kış.
zehm: zalım, yara. zlrab : temizlik.
zemi : ekin yeri. tarla, zü!al : soğuk. güz-el, tatlı, saf;
zenbe : zanbak. hafif SU,
zeneh, zenehdan : çene, çene çukuru. zünnar : papazların bellerine doladık­
2enbur : arı. ları uçları sarkık ipekten örme
zer : altın. kuşak.
zerb : darb, çarpma, çarpış.

205
BiBLiYOGRAFYA

Aşağıdaki bibliyografya eserin aslında yer almaktadır. Evvelki sayfalarda,


aşıkların hayat hikayeleri bahsinde verilen küçük bibliyografyaya tarafımızdan
ilave edilen kaynaklar, orijinal bibliyografyanın bütünlüğünü bozmaması için bu­
raya bir defa daha alınmamıştır.

E. Ahundov, Halg Dastcınları, l ve Jl. kitaplar, Bakü 1961.


E. Ahundov, Telli Saz Ustadları. Baktı 1964.
E. Ahundov. Sarı Aş-ıg, Bakü 1966.
E. Ahundov - M.H. Tehmasıb, Azerbaycan Dastan7arı, 5 cilt, Bakü 1965-1968,
S. Ahundov, Aşıglar, Bakü 1957 ..
E . Ceferzade, Mücrüm Kerim Vardani, Bakü 1978.
A- Dadaşzade. Gurbani, Bakü 1972.
A. Dadaşzade, Abbııs Tufaruannı, Bakil 1973.
H. Elizade, Azerbaycan El Edebiyyatı, 1. hisse, Bakli 1929.
H. Ellzade, Azerbaycan Aşıgları, 1I cilt, Bakü l 930.
H. Ellzade, Aşıglar, 1. cilt, Bakü 1935.
H. Elizade, Aşıglar II. cilt, Bakü 1936.
H. El'izade, Aşıglar. 1 ve //. hisseler, Bakü 1937-19!{8.
H. Eltzade, Aşıg Goli11taları, Bakü 1938.
V. Huloflu, El Aşıglan, Bakü 1927.
H. Hüseylnzade, Aşıg Alı, Bakü 1975.
F. Mehdi - H. Mirzeyev, Aşıg Va1eh, Bakü 1970.
S. Mümtaz. Azerbaycan Edebiyyafı; Bakü Hl27.
S. Mümtaz, Azerbaycan Edebiyyatı. El Şairleri, 1928.
S. Mümtaz, El Şairleri, I ve II. hisseler, Bakü 1935.
Eli Abbas Müznlb, Aşıg Pe-ri ve Muasfrlert, Bakü 1928.
S. Paşayev, Beste Gasım, Bakü 1975.
· ..uııııınııııuıııııutııııın-ııı•ıuııııtu111111111tuııııt•ııııuuııııı,11ııınııııuııııutıııHtıııı•ı,ıııuıı111ınııııınııııu1111uııııııuııı[u11111uııııuuuııın
:t

DOGRU - YANLIŞ CETVELİ(")


Sayfa: Satır: Yanlı:,: Doğru Sayfa: Satır: YanZıç: Doğru

2 6 gelip galib 9 4 X danısı danışı


3 12 ağça ahça 10 12 X hasret hesret
6 16 temanna- temenna_ 10 3 X gönce gönçe
sından sınnan 11 15 X benzeri benzi
6 3 X seyragıblar serağıblar 14 13 küyinde kuylnde
6 1 X yetmez yetmek 14 11 X sözlerin sözleri
7 12 X vaht vaht-ı 15 18 bulmedin mi bilmedin mJ
9 13 X güzel gözer 15 18 geldiğim geldiyim

("') 1) Yanında (x) işareti bulunan satırlar aşağıdan yukarıya doğru sayılacaktır.
2) Hece sayısından anlaşılacağı lçln tamlamalarla ilgili hatalar gösterilme-
mlştır.

206
Sayfa: Satır: Yanlış: Doğru Sayfa: Satır: Yanlış: Doğrıı:

15 6 X kirpiğin nen klrplyinnen 50 2 taşdan tasdan


16 14 X dediS dedi 50 18 X Ay ağalar
16 5 X ışıg işıg na.kam gel-
16 3 X giç glc dim dün- Ay hezarat,
18 21 feleğin !eleyin yadan ay camaat
20 15 sal şal 50 8 X geldim getdim
20 14 X salmış salınır 51 8 X hagigatin heglgetln
20 5 X kemisi gemisi 52 9 X çemenzer çemenzar
20 5x sararıb saralıb 52 7 X Her Ner
25 10 X goynundaki goynundakı 53 22 destanlara dastanlara
25 2 X gül gul 53 19 üzün uzun
26 16 X mövle mövla 53 22 üz yüz
26 12 X cenge cönge 53 7 X ağyara eğyara
28 9 gelen gel 53 4 X yer yar
28 18 umman ümman 55 4 Kevser Kövser
29 16 X müyü muyu 55 6 çohdu yohdu
29 2 X elinde elinle 55 7 X gnrbaru gurbaru
30 15 X bes beş 59 1 anasız anasın
33 4 alan olar 59 13 girmişiz glrmlsiz
33 14 gönce gönçe 59 14 daş dam
34 12 X ayardım oyandım 62 8 X 1987 1977
34 13 X gönortanın günortanın 63 4 Yara Gala
35 4 X dar dal 64 3 X aşna aşına
36 2 ölmedin, öpmedim 65 4 müştülüg muştulug
36 3 çüğü\ çuğul 65 6 çeğlar çağlar
36 8 güzel gözel 65 9 X hara nara
36 7 dünyaya dünyada 69 16 keçirdin keçirtdin
36 15 goyma govrna 70 4 dodayır dadıyır
36 18 goynundaki goynundakı 70 13 onsekiz onsekklz
36 2 :x bundan burdan 70 22 gönceyem gönçeyem
37 4 baban bahan 73 20 ey ay
37 12 incimnesln ıncimesin n 11 X Nahclyanlı Nahçlvanlı
37 20 harın halım 75 4 heyatını hetayım
37 21 merhamet merhemet 75 18 yanlıtırıg yanlıyırıg
38 5 aralara arala 75 22 Kerbela'a Kerbela'yı
38 18 kerem keren 75 2 kefer kafer
39 5 GELİ GELİR 77 8 X elaca elac
40 10 :x atlar atlaz 79 13 çohdu çohlu
40 10 X ona sona 81 10 X onu ohu
42 1 X Gairleri Şairleri 81 1 X ilar olar
43 15 X kimin kimi 83 2 ET GET
45 3 X bülbül bulud 83 8 X olam Ollam
47 17 X anlatmak- anlatıl- 84 16 ihtira! ihtilat
tadır maktadır 85 10 güllerim gülperlm
48 15 X Gökden Gölden 86 16 X gülleri gölleri
48 8 X şahsı sahsı 86 4}; aldın saldın
49 1 Gübür Gübur 88 13 X goşa coşa
49 4 X Avağını Ayağını 88 Sx ağrıyıb ağrıyır

207
Sayfa: Satır: Yanlış: Doğru Sayfa: Sat-ır: Yanlış: Doğru

93 5 X Günündü Cünundu cag, eymiş


93 7 X oynağı oyrağını budag
95 20 ergan efğan 147 3 X Deliliden Deleliden
98 4 guşuna guşuma 148 3 Hecenıı Hesenli
98 9 gögden göyden 150 2 Gızılbeng Gızılveng
98 20 efzer efzel 152 13 Ol'Osmana AI'Osman'a
100 6 duyan duran 152 20 hiş hoş
100 8 gandıra yandıra 152 19 X ruzgar ruzigar
100 g seyrağız seyrağıb 152 24 mahi şabi
100 10 yatırsam gatılsam 153 7 inek ipek
100 2 X mahlas çıkarılacak 153 24 ışıgların aşıg!arın
101 8 X gül-i gülü 155 1 X elimden elmden
102 6' şah mah 158 13 goymaz govmaz
108 14 ilen ile 158 11 X yesdig yasdıg
108 15 ağamış ağlamış 158 6 X ellerin elleri
112 11 X yerin yegin 159 9 haberi haveri
112 20 X dünyamı dünyanı 159 15 X Bulmuş Vurmuş
113 2 X hecet hacet 161 25 Welif elif
116 23 endühümün enduhumurı 161 8 X UÇ ÜÇ
116 14 X Biyad Biydad 163 11 meşate meşşate
117 10 sadiman şadiman 163 19 X var çıkarılacak
119 9 gülü gülün 164 17 X keseler kesseler
119 20' güller diller 168 16 X gende gede
119 3 X arile agile 168 7 X geçu goçu
122 13 temiştir etmiştir 171 1 gü1nü gülün
123 5 X açige aşige 173 2 X gün gül
124 9 X goydu goydun 175 1 özünü öyünü
124 5 X mecnune mecmui 180 2 OLMASIN OYNASIN
125 15 X üstüne üstüme 180 17 X sözgün süzgün
126 23 pervane parvana 180 16 X bülbüldü büllurdu
127 10 X özünden üzünden 181 2 X blcavad bisavad
129 2 X mehebbeti mehebbetin 183 1 GERYALI GERAYLI-
130 15 düzebilmen dözebllmen LAR
130 10 X ayrılmışam ayrılmış 184 6 cefa sefa
132 11 Mövgi Növgi 185 ]8 goşma goyma
133 8 X Föhmü Fehmü 185 24 verir verer
135 13 jıkınıştır çıkmıştır 186 3 dolarubdı dolanırdı
139 2 könül könlü 186 4 bezeyibdi bezeyirdi
139 11 X sefa şefa 186 20 içlb içir
140 16 döşenmez dözemmez 186 6 X ovam obanı
140 24 geribin reglbin 187 l derib deyib
140 9 X pervanedir pervaneler - 187 6 can cal
dir 189 2 X badal babal
144 20 EREDİR ERERDİR 189 B asıman asiman
146 17 yoh melal, Yoh ferag,
rastj nihai durmaz 192 8 did_ [iki satır
etdi fe'a? hem gırag yukarı
inte al, açmış gu_ alınacak]

208

You might also like