You are on page 1of 59

http://genclikcephesi.blogspot.

com

WOLFGANG SMITH 1930'da doan Worgang Smith, 1948'de CornelI niversitesi'nin fizik, felsefe ve matematik blmlerinden mezun oldu. Purduc niversitesi Fizik Blm'nde mastr yaptktan sonra Bcll Uak irkc i'ue girdi ve orada yabanc bir gaz aerodinamik snma zerindeki etkisiyle ilgilendi. Yaylma alanlar zerinde yazd?, makaleleri (journal of the Aeronautica! Sciences ) , hava uuu iin yeniclen giri sorununun zmnde teorik bir anahtar ilevi grd. Kolombiya Universicsi'ndc matematik dalnda doktora yaptktan sonra Dr. Smith, M.L.T ve U.C.L.A'da rctim Cyelii yapt ve 968'den sonra Oregon Devlet Univcrsi csindc matematik proicsoru olarak alt. Lorcnz geometrisi, ksmi difcransiycl denklemler, greceli koznoloji ve dilcransiycl opoloji alanlarnda geni aratrmalar yuruuu ve yazlar yayrnlad. Dr Smith ayrca temel ve disiplinler aras meseleler zerinde iki kitap \'C ok sayda makale yayunlad. Yazar, zellikle "bilimsel bilgi ile bilimsel inanlar arasndaki keskin olmasma karn sk sk gzden karlan ayrm" diye arumlad konuya eilmi ve bugn bilimsel hakikatler ad altnda yaygnca kabul gren belli bal hatal ve yanltc anlaylar ortaya koymak iin ok aba sarf etnitir.

http://genclikcephesi.blogspot.com

NSZ

Bu kitap, kuantum fizii ya da "kuantum gereklii" ad verilen konu hakkndadr. Fizikileri, felsefecileri ve giderek genileyen halk kesimlerini yllarca hayal krklna uratm bir bilmeceyi incelemektedir. Konu hakknda zengin bir literatr mevcuttur ve grne baklrsa problemi anlamaya ynelik her yaklam -re kadar zoraki grnrse grnsn- bir yerlerde savunulmu ve incelenmitir. Tek bir kurulu dnya grnn desteiyle fiziin otoritesinden yardm istendii gnler geride kalmtr! Bu arada yaanan ey ise, kuantum teorisinin ieriklerini kavrayan fizikilerin imdi "klasik" diye adlandrlan kuantum ncesi dnya grn "en bata" reddetmesi oldu. Bu da sonuta adeta ontolojik boluu- bu durum "gereklik pazar" diye bir eyden sz eden son dnem yazarlarndan birini hatrlatmaktadr- doldurmak iin birbirleriyle rekabet eden alternatif varsaymlar bolluunu dourmutur. Kuantum mekaniini bir Weltanschauung aratrmasnda kullanlan bilimsel bir teoridir. Sz konusu aratrma 192Tden beri srdrlmektedir.! Bu arada on iki farkl dnya grn destekleyen bir dzine bilim adamndan oluan manzara da pek gven verici deildir. nsan bu durumda dorunun ulalmaz ve daha kts greceli yani salt kiisel gre bal olduuna ilikin bir karsama yapmaya ynlendirilmektedir.
8 KUANTUM BtLMECESt Oysa gereken ey, bilimsel dncenin temellerine, bizim ada dnsel alglaylarmz koullandran gizli n kabullere daha yakndan bakmaktr. Genellikle gzden karlan meseleye bu mtevazi yaklam, rktc bir gerei ortaya karmaya yetecektir: her kuantum gereklii nermesi bir ve ayn ontolojik n kabule dayanmaktadr. Galileo ve Descartes'in felsefi sorgulamalarndan karsanm ve yeterince hayret uyandrc bir biimde 20. yzyln en sekin kimi felsefecileri tarafndan gelitirilen tutarl ve keskin saldrlara maruz kalm bir gre dayanmaktadr. Aslnda ontolojik bir varsaymn dolaysyla en azndan sannn enine boyuna kuantum gereklii meselesi balamnda itiraza maruz kalmadan varln korumas ilgin olabilir.? Ancak unutulmamaldr ki, bahsettiimiz gr nerede ise bir n kabulolma noktasnda bilimsel mantalitede kklemi ve onun kendi bana yanl bir rcl olarak ilev grmesine izin verilmitir. Bu noktada benim temel iddiam yle aklanabilir: Bu hatay ortadan kaldrmak ve heryerde karmza kan bu varsaymn nasl bir yanlg olduunu ortaya karmaktr. Bylece kuantum bilmecesinin paralar yerlerine oturmaya balayacaktr. Gerekte bu ontolojik dzeltmeden nce en anlalmaz grnen kuantum teorisinin esas zelliklerinin imdi en aydnlatc zellikler olduu ispatlanmtr. Tahmin edilecei zere bu zellikler, teknik dzeyde ontolojik bir olguya, imdiye kadar saklanm bir geree uygunluk gstermektedir. Benim ilk amacm bu anlalmas zor yanl ncl tespit etmek ve onu olabildiince tutarl bir biimde olumsuzlamaktan ibarettir. Sonra da fiziin onunla tanmlad . (hareket tarz c.n)sinin tekrar gzden geirilmi bir aklamasn, hali hazrda geersizlemi bir aksiyoma dayanmayan bir aklamasn sunacam. Bunu yaptktan sonra, bu garip ve bilmeceli olgularn en azndan anlalp anlalmayacan gremeyeceirniz, kuantum teorisinin arpc bulgularn yeniden muhakeme edeceimiz bir konumda olmamz gerekir. Bu da bu kitabn geri kalan ksmnn amacn oluturmaktadr. Bir aklamay gerektiren "tuhaf olaylar" listesinin banda, kuantum fiziinin merkezi bilmecesi diye tarmlanabilecek, durum venorcnn h olgusu bulunmaktadr. Bu, fzihsel evrenin dOas ve onun dier ontolojik dzlemlerle ilikisini anlamak isteyen kimsenin atlayamayaca veya gzard ederneyecei bir sorunsal iermektedir. NSZ 9 Hem bu tarz dnceler ne alan fizikiye engel olur ne de kuantum mekaniinin insann imdiye kadar gelitirdii en doru en evrensel ve ayn zamanda en karmak bilimsel teori olduu gereini deitirir. Binlerce kl krk yaran deney henz onun yanl olduunu ispatlam deildir. Aksine kuantum teorisi bir dizi soruya cevap verme ilevi grmekte ve ayrca kendine zg baz sorular da nce karmaktadr. Klasik fizik grece daha kaba ve hatal olmasna karn hereyi bildiini sansa da, yeni fizik uyarc ve temkinli tavryla meselelere yaklamaktadr. Bu geliigzel gzlemlerden sonra elinizdeki kitabn konuyla ilgili fizikiler kadar genel ya da "rnatematiki'' olmayan okurlar iinde yazlm olduu sylenebilir. ncelikle okuyucunun fizie ilikin herhangi teknik bir bilgiye veya kuantum gereklii literatr hakknda n bir malumata sahip olduunu varsaymamann dourduu zahmeti gze aldm. Kuantum teorisinin vazgeilmez teknik kavramlarn uygun biimde basitletirilmi ifadelerle ksaca akladm. Aklanmam teknik kavramlar ve gndermeler ise istisnasz ana konumuzun dnda kalacaktr. Matematikle ilgilenen okuyucular iin kuantum teorisinin matematiksel yapsna dair z bir bilgi sunan sz konusu teoriye ksa bir giri; kitabn sonuna ekledim. Yer yer pek bilinmeyen felsefi terimler kullandm ve baz yerlerde kendime ait birka teknik ifadeye yer vermek zorunda kaldm. Bu zel ifadelerin anlamlar ilk getii yerlerde aklanmtr. Ksa tanmlamalar bir lgate iinde sunulmutur. Son olarak belirtilmesi gereken ey, kuantum gereklii sorunsal grnrdeki "zellemi" doasna ramen kukusuz bilimin ne srd evrensel perspektifte en nemli ve en zor

http://genclikcephesi.blogspot.com

meseledir. Alm "klasik" olan radikal biimde ykacak btnlkl bir dnya grne ihtiya vardr. Ben de sonuta bunu baarmaya altm. te yandan bu nsz niteliindeki yazda sorgulamamn sonularndan bahsetmeyeceim. Vazgeilmez ontolojik kavramlar sz konusu olduunda kuantum gereklii balarm iinde yeri geldike onlar tek tek aklanacaktr. 10 KUANTUM B1LMECES1 lYeni fizik 1925 ve 1926 yllarnda domutur, Fizikiler 1927'de Corno'da Uluslararas Fizik Konferans iin toplandklarnda, greceli olmayan fizik teoreminin temelleri atld. Daha sonra ayn ylda fizikiler Brksel'de 5. Solvay Konferans iin yine toplandklarnda, kuantum tartmas, Bohr-Einstein dei tokuu biiminde tm gcyle patlak verdi. 2Bunun tek istisnas Heisenberg'in durumudur. Ancak her ne kadar o yer yer hatal ncl sorgulasa da onun, fizikiler arasndaki anlamazlr balca nedeni olabileceini ne srecek kadar ileri gitmitir. Greceimiz gibi, kendi kuantum teoremi yorumu da her halukarda bu gr ngrmektedir. MADD DNYAY YENDEN KEFETMEK 1 ':") uantum teorisinin bulgularnn felsefi anlamlarnn peine dt~mz anda kendimizi zorluklarn ve kafa kartrc unsurlarn iinde buluruz. Bu yalnzca mikrokozmosun ince ve karmak yapsndan kaynaklanmaz, asl ncelie ve neme sahip, Rene Descartes'den bu yana dnsel alanda hakim bir konuma sahip olan belli yanl metafizik ncIlere balanmaktan kaynaklanr. Bu ncller nelerdr? tlkin, renk gibi "kincil" ya da niteliksel zelliklerin tmnden yoksun olduu sanlan, "yer kaplayan varlklar" veya res extansa diye adlandrlan varlklardan oluan bir Kartezyen d dnya tasavvuru sz konusudur. Bu felsefeye gre geriye kalan her ey res cogitans ya da "dnen varlklar" diye snflandrlmaktadr ki, bunlarn yapsal eylemi, deyim yerindeyse yer kaplamak deil dnmektir. Bylece Descartes'e gre evrende "res extensa" olmayan her ey "bir dnce nesnesi"dir, baka bir deyile, belirli bir res cogitans'n veya zihnin dnda varl olmayan bir eydir. Bu ikiliin kendine zg bir ileve sahip olduu kabul edilir; aslnda ikincil zelliklerin, Kartezyen kategorilerin ikincisine atfedilmesi yoluyla birinci kategoriler bir admda llemez derecede basitletirilir. Geriye kalan, aslnda tam da matematiksel fizikilerin prensipte "artk12 KUANTUM BlLMECESl sz dnya" diye dndkleri "d dnya" olacaktr. Ancak bunun bir bedeli vardr: Bir kez gerek ikiye blnd iin hi kimse paralarn tekrar nasl bir araya getirileceini bilmemektedir. Bilhassa res cogitans, "res extensa "nn bilgisine nasl sahip olacaktr? Elbette alg yoluyla; ama bu sefer de algladmz eyin ne olduu sorusu gndeme gelecektir. Kartezyen ncesi dnemde felsefeciler ve felsefeci olmayanlar tarafndan paylalan ortak dnce, grsel alg edirniyle bizim gerekten "d dnyay gzlem"lediimizdi. Rene Descartes buna kar kar ve iyi bir neden gstererek Kartezyen ipso faeto res cogitans'a ait olmaldr, nk res extansa hibir surette renge sahip olamaz. Bylece Descartes bataki ilk n kabullerini izleyerek atallanma diye bilinen grn teorisini kurmaya ynelmitir. Bu tez, yani algsal nesnenin mnhasran res cogitans'a ait olduunu veya baka bir deyile bizim gerekte algladmz eyin zel ve znel olduunu ne srer. Kartezyencilik ortak inanca kaba bir kar kla bizim "d dnyay gzlem"lemediimiz zerinde srar eder. Bu felsefeye gre bizler gerekliin iinde hapsolmu durumdayzdr, her birimiz kendi zel dnyas iinde yaamaktadr ve normalde bizim d dnyann bir parasn oluturduumuz gr aslnda bir hayal varl algsal eylemin tesine gemeyen -d gibizihinsel bir kurgudur. Ne var ki bu sav hi deilse kuku uyandrcdr, nk ayet alglama eylemi, i ve d dnyalar arasndaki, res cogitans ve "res extensa" arasndaki mesafeyi gerekten kapatamyorsa, o zaman bu mesele nasl kapatlacaktr? Baka bir deyile d varlklarn ve ncelikle bir d dnyann olduu nasl bilinecektir. Hatrlanaca gibi, Descartes o mehur phelerinin stesinden gelmek iin byk zorluklar ekmi ve sonunda bugn ok az insann ikna edici bulduu dolambal bir argmanla ancak o zorluklar atlatabilmitir. etin ceviz bilim adamlarnn uzun zamandan beri gnll olarak deneysel bilginin gerek imkann yalanlayan aklc bir doktrini ne srm olmalar tuhaf deil mi? Ancak bu epistemolojik kmaz gz ard edilirse -ya da onun zld zerinde srar edilirseKartezyerciliir sunduu bariz kazantan tatmin salanabilir. Az nce de belirttiim gibi, atallanmadan doan d dnyann basitlemesi, snrsz bir alanda ilev grecek bir matematiksel fizii dnmernizi ngrmektedir. Fakat mesele, her halukarda atallanmann bir bakma faydal olup olmad, basite onun doru ve MADD DNYAY YENDEN KEFETMEK 13

esasen ispat edilebilir olup olmaddr. tk nce zlmesi gereken husus budur. Fiziin yorumu ile ilgili tm dier meseleler aka buna baldr ve dolaysyla sralarn beklemeleri gerekir. Bilimsel, felsefi ve akli her aratrma dnyann varln ve onun ksmen de olsa bilindiini en bata kabul eder. O kimi bilim adamlarnn ya da felsefecilerin dndkleri belirli anlamlarda var olmak zorunda deildir. O, tam da kendini bizim incelernemize sunacak bir konumda var olabilecek ve var olmas gereken bir eydir. Dahas onun bu ekilde kendini bir mantksal zorunlulukla sunmas gerekir, nk o ksmen bilinebilen gerek bir dnya kavrayna aittir -dzlemin bir glgesini kaplamak iin bir daire yapsna ait olsa bileBaka bir deyile, eer dnya ksmen bilinemeseydi, o zaman o ipsa [acto hibir surette "bizim" dnyamz olamazd. Bundan dolay bir bakma -her ne kadar kolaylkla yanl anlalabilse de- dnya "bizim iin" mevcuttur; daha nce belirttiim gibi "bizim incelememiz iin" oradadr. imdi bu incelerneyi kukusuz duyularmz sayesinde algsal yolla yapabiliriz. O, alglamann sabit ve saf bir duyumsamak olmad gereinden hareketle ancak anlalabilir. Yani o, sadece grntlerin pasif bir alglan veya insan zekasndan yoksun bir eylem deildir. Ne var ki bu eylem nasl sonulanrsa sonulansn, bizi evreleyen eyleri algladmz artlarn elverdii lde onlar grebildiimiz, duyabildiimiz, tadabildiimiz, koklayabildiimiz ve onlara dokunabildiimiz gerei deimez. Bu nedenle dnyann prensipte alglanamaz ya da alglanmam olduunu sylemek tamamen abes ve bo konumak olur. stelik bu dile kar ilenmi bir sutur -tpk okyanusun kuru, ormann bo olduunu sylemek gibi. Dnya aka alglanabilir eylerin alan olarak kavranldnda o, u anda aktel olarak alglanamasalar bile uygun artlar olutuunda bir ekilde alglanabilecek eyleri kapsamaktadr. Buras can alc noktadr. Szgelimi, ben u anda masarn alglyorum (grme ve dokunma duyularrnla) ve alma odamdan ayrldmda artk onu alglayamayacam ama esas nokta dndmde onu tekrar alglayabilecek olmamdr. Piskopos Berkeley'in hakl olarak belirttii gibi maddi bir nesnenin var olduunu sylemek onun her artta alglandn sylemek deil, uygun artlar altnda alglanabileceini sylemektir. Bu ska unutulan yaamsal gerek onun mehur sznn altn izmektedir: Esse est percipi (Var olmak alglanmaktr). Geri bu hayli 14 KUANTUM BILMECESI ksa ifade aslnda sahte bir idealizm eklinde de yorumlanabilir. Bu tehlike -rlardal piskoposun olmamas iin ok dua ettii! -ncelikle Berkeley'in formlndeki percipi'nin kastl biimde yanl anlalmasndan doabilir. Az nce iaret ettiim gibi alglamak salt bir duyumsamak olarak yanl anlalabilir ve bu aslnda John Locke'nin zamanndan 20. yzyla kadar ou felsefecinin dt hatadr. Sras geldiinde bu kaba ve yetersiz gr incelenmi ve nc ekoller tarafndan skartaya karlmtr. D nesneyi algladmz garanti altna alndktan sonra tabii onu ksmen alglayabildiimiz ve varlk ynnn deyim yerindeyse kanlmz biimde gzlerimizden sakl kaldn da kabul etmemiz gerekir. yle ki, en st alg trnde, yani grsel algda d yzey grnrken i ksm alglanamaz durumda kalmaktadr. imdi bir nesnenin alglanabilmesi iin onun btnyle alglanmas gerektii dnlebilir -bu olgu akas bizim aslnda hibir eyi hibir surette alglayamadmz ima eder- Ne var ki bu, bizim gereklie ancak ksmen nfuz eden alglama durumumuza, d nesneleri algladmz varsaymna deil bilhassa "ya hep ya hi" alglama grne kar deil midir? Gerek u ki, kendini yalnzca ksmen ortaya koyma nesnenin doasna ait bir eydir, ayn bir dairenin dzlemin belirsiz bir ksmn darda tutmas gibi. Aina olduumuz maddi alanda ileyen basit ve ak bir "belirsizlik ilkesi" mevcuttur: Ne geni apta d dnya ne de onun iindeki en kk bir nesne "artksz" olarak bilinebilir ya da alglanabilir. Dolaysyla o hem, basit ya da tek yanl olan, beeri gzlemcinin sahip olduu belli bir yetersizlik nedeniyle hem de maddi nesnenin kendi asli doas gerei bilinemezdir. Elbette daha ok alglamak ve algsal bilgimizi arttrmak mmkndr, tpk bir daireyi bytmenin mmkn olmas gibi. te yandan imkansz olan ey nesneyi alg yoluyla "tketmek"tir, daireyi dzlemde "belirsiz bir kalnn" darda brakmayacak noktaya kadar bytmek gibi. Keza "dlarn olmayan" bir daire daire olamayaca gibi "tamamen alglanm" maddi bir nesnenin de artk maddi bir nesne olmayaca akldan karlmamaldr. Daha basit ekilde syleyecek olursak, eer Tanrlarnn gzyle dnyay "gzlern'tlersek byle bir dnya artk var olmayacaktr -tpk yeterince parlak bir n vurmas halinde sinema ekrannn zerindeki grntlerin kaybolmas gibi. Sinema metaforu kukusuz ok da ileri gtrlmemelidir, nk eer Tanr maddi dnyay "grr" ise, bu alMADDI DNYAY YENIDEN KEFETMEK 15 g dnyann iindekileri yok etmez. Ancak maddi varlklar mevcudiyetlerini srdrseler bile onlar artk hereyi bilen gzlemcinin grd eyler olmaktan kacaklardr. Yine ayn noktaya geldik; bir kez maddi bir nesne "btnyle bilinirse", artk o ipso facto maddi bir nesne olmaktan kar. Bu varlklarn -tanrn gerei- "bizim iin", alg yoluyla kefedilrnek iin var olduklar unutulmamaldr. Gerek u ki, "biz" ekranda bir ekilde bulunuyoruz -bu rnekte bir nesne olarak deil bir zne olarak- Bu znel varlk unutulabilir veya gz ard edilebilir ama oradan karlamaz-yani daha yakndan bir incelemeyle

u sylenebilir; gzkmek nesnenin kendi asli doasnda vardr. Nesne eitli yollarla beeri gzlemciye ynelik varln grecelilik iaretleriyle birlikte kanlmaz biimde sergiler. Bu "iaret'Terder biri, bizim de az nce deindiimiz gibi, nesnenin ancak ksmen bilinebilmeye ya da alglanabilmeye uygun oluudur. te yandan bizim ancak ksmen alglayabildiimiz gereine ilaveten, biz yine kanlmaz olarak "balamsal" alglarz ve bu da nesnenin zerinde kendinden atamayaca bir zelliini oluturur. Baka bir ifadeyle maddi bir nesnenin Z nitelikleri istisnasz belli anlamda balamsaldr. Bu noktaya daha yakndan bakalm. rnein bir nesnenin alglanan ekli benim nesneye gre hangi konumda olduuma baldr. Hatta renk bil n hangi adan vurduuyla ilintilidir. Her ne kadar eklin balamsall phe duyulmadan genellikle kabul edilse de renk de ayn derecede bir "balamsal znitelik" olduuna gre, onun da Kartezyen anlamda "ikincil zritelik" olmas gerekir iddias ikna edici grnmektedir. Ama niin? Gerekten de balamsal bir zniteliin nesnel bir gerek olmasna engel olan ey nedir? Cevap; gereki bir nesnellik dncesine balardrnz srece hibiri buna engel olmaz. eklin balarrsall sz konusu olduunda, iki boyutlu alglanan ekillerin sabit boyutlu bir "ekil'Tn dzlemsel izdmleri olarak dnlebilecei aktr. Yine de boyutlu ekil ve aslnda tm birinci znitelikle ne kadar "sabit" olsa da, daha temel bir anlamda balamsal olmak zorundadrlar. Bir znitelik hereyden nce bir etkileirnin gzlemlenebilen zelliinden ne eksik ne fazladr. rnein ktle, yerekimsel ve ivmesel etkileirnlenn gzlemlenebilen bir zelliidir, bu sayede bariz bir cisim u kadardr deriz, onu bir teraziye koyduumuzda terazinin ibresinin onun arl orannda oynadn grrz. 16 KUANTUM BLMECES Niteliksel zellikler iinde durum ayndr. Szgelimi renk de "etkileimin gzlemlenebilen bir zellii"dir nk bildiimiz gibi, bir nesnenin rengi, o nesnenin yanstt bir k demetiyle etkileimi sonucunda alglanr- Elbette niteliksel zelliklerle niceliksel zellikler arasnda byk bir fark vardr- "kategorik" bir Iark-' rnein krmzlk ktleden farkl olarak sayacn gstergesi tarafndan tespit edilebilen bir ey deildir, daha ok o dorudan alglanr. Bu nedenle o niceletirilemez veya matematiksel bir formle sokulamaz ve sonuta matematiksel bir sabit olarak deerlendirilemez. Yine de krmzlk bir eit sabittir, nk gerekte krmz bir nesne beyaz bir n altnda bir gzlemci tarafndan gzlemlendiinde -her seferinde!- krmz grnecektir. Her iki tr zellik de kanlmaz olara balamsal olduu gibi ayn zamanda nesneldir de; ktle kadar renk de yledir. Nesnel olmak ncelikle bir nesneye ait olmak demektir. te yandan maddi bir nesne bulunduu konuma bal olarak zelliklerini -niteliksel ve niceliksel tabiisergileyen bir ey deilse, nedir peki? Nesne Kartezyen res extansa ya da Kant "dirg an sich" olduundan bu yana, gerekte kendi zritelikleri asndan anlalm ya da tanmlanmtr. Daha dorusu somut nesne kendi zniteliklerinin btn ile ideal biimde zdeletirilmitir ve bu zniteliklerin her biri prensipte gzlemlenebilir olsa da ou nesnelerin doasnda sonsuza dein gzlemlenemez olarak kalacaktr. Bata anlalmas gereken dnyada her eyin "basite var olmak'ttan uzak olduudur. Var olan herey mutlaka baka varlklarla etkileim iindedir -er uzak gzlemciler de dahil olmak zere. Dolaysyla dnya pek ok bireyin, kendi bana var olan cisimlerin -onlar ister res extarse isterse "atomlar" olsun fark etmez salt bir ardal olarak anlalmamaldr, bunun yerine her unsurun bir bakasyla ve dolaysyla btnle iliki iinde olduu zorunlu biimde bilinci veya znel kutbu ieren organik bir birlik olarak anlalmaldr. Bu temel keif -pek oklarnn bugnlerde kuantum fiziinin son bulgularyla ya da Dou gizemcilii ile ilikilendirdii "plak gz "le bile yaplabilir. yle ki, o duyu yoluyla alglanan maddi dnyaya olduu kadar yeni kefedilen kuantum sahasna da uygundur. Kartezyenci hatal pein hkmlerden doan yanlsamalar ve nyarglara kaplmadan maddi dnyay grmemize asrlardr engel olan ey ite budur. Her ne kadar ktle gibi niceliksel zellikler balamsal olsalar da, tamamen d dnyada olduklar gibi kesinlikle kavranlamaz yollu bir iti-

MADD DNYAY YENDEN KEFETMEK 17 razda bulunabilir. Fakat krmzlk gibi "algsal bir nicelik" sz konusu olduunda bu itiraz geersizdir. u halde grne baklrsa "saf nesnel bir evren" -hibir gzlemcinin bulunmad bir evren- aslnda ancak "ikincil znitelikler"inden (krmzlk gibi) yoksun olmas kouluyla kavranabilir. Bu dnceyi ele alalm. Bata krmzlk gibi bir nitelik ideas alglama eylemine gndermede bulunur, yani krmzlk kanlmaz biimde alglanan bir eydir. Ne var ki bu, bir eyin gerekte alglanmad srece var olamayaca anlamna asla gelmez. Akcas biz krmz alglanmam eylerden sz ederken unu demek istiyoruz, ayet onlar alglanm olsalard krmz grneceklerdi (tabii uygun bir kta ve normal ya da elverili bir bedene sahip bir gzlemcinin bulunmas kouluyla). Dolaysyla "u rnek nesne krmzdr'' nermesi koulludur ve bu koulluk nedeniyle onun doruluu kesinlikle nesnenin gerekten alglanp alglanmadna bal deildir. Szgelimi meyva bahesinde onu alglayacak kimse bulunmasa dahi olgun

bir kirazn krmz olduundan phe edilemez. Eer dnyadaki akll yaam birdenbire ortadan kalksayd, kirazn hala krmz olduundan phe etmek iin bir neden bulunmaz d. u halde "beeri gzlemcilerin yokluu"nda bile niteliksel zelliklerle dolu bir evrenin var olduu sylenebilir. Asl sorun, tm niteliklerden soyutlanm hayali bir evrene gnderme yaplarak bundan daha fazlasnn evetlenip evetlenemeyeceidir. Bu noktada ktle gibi niceliksel zelliklerin renge oranla daha dolayl algland- grld, dokunu lduu vb.- kabul edilmelidir. te bundan dolay niceliksel zellikler klasik Kartezyenci anlamda "birincil zellikler" olarak daha kolay dnlebilir. Fakat fizikle ilikili niceliksel zelliklerin hereyden nce deneysel olarak tanmland yani onlarn, tanmlar gerei, ne kadar dolayl ya da uzak olursa olsun duyusal algy zorunlu bir referans olarak grdkleri unutulmamaldr. Bir cismin ktlesinin dorudan alglanmad dorudur (devin duyumsal alg kimi durumlarda bize kaba bir tahmin yapma imkan salasa da) Bu anlamda ktle renkten farkldr. Bununla birlikte dikkat edilirse, ktlenin "gzlemlenmesi" ya da lm zorunlu olarak algsal bir eylemle tamamlanr. Bu nedenle bir cismin u arla sahip olduunu sylemek cismin arlnn lsnun o deeri vereceini sylemektir. Demek oluyor ki, biz o belli ilemi gerekletirirsek ona karlk gelen duyu algs kendisini tekrarlar (rnein 18 KUANTUM BILMECESI bu ya da u sayy terazide alglarz). Bundan dolay ktlenin ve dier birincil zelliklerin durumu, Kartezyencilerin dnd gibi, rengin durumundan farkl deildir. Her iki durumda da zelliin tahmini (u kadar ktle veya yle bir renk) tamamya ayn mantksal Jorma sahip bir yargy oluturur. O halde ktle renkten daha az duyusal algyla ilintili zihinsel bir eylem yoluyla fiiliyata geirilen bir gizilg deildir. Fakat bir gizil g olarak her biri d dnyada mevcuttur -yani her biri mevcuttur demek her biri gizilg olarak grnmektedir demektir. Bir zellikten mantksal adan isteyebileceimiz ya da mantksalolarak bekleyebileceimiz herey budur. Daha fazlasn isternek onun ayn anda hem var olup hem de yok olmasn istemeye benzer. Nesnellik ve gzlemciden bamszlk sz konusu olduu srece ktlenin ve rengin durumu tamamen birbirine eittir; her iki zellik de gerekte nesnel ve en gl anlamyla gzlemciden bamszdr. Yalnzca ktle ve dier "bilimsel" zellikler rneinden tanmn karmakl imkansz beklemeyi, dier bir ifadeyle dnyann orada "bizim iin" duyularmzn deneyimi yoluyla kefedilmeyi bekleyen bir alan olarakbulunduunu unutmay psikolojik olarak kolaylatrmaktadr. "Yanlsarrah'' alglarn bulunduu gereini dile getirmek bu noktada faydal olabilir. Szgelimi, bir filmi ya da televizyon programn seyrederken gerekte olmayan nesneleri alglarz veya alglarm gibi grnrz. Ekrann iinde ne aalar ne nehirler vardr, ne de oturma odamzda birbirlerine ate eden adamlar; yine de onlar gya gereklermi gibi alglarz. Bu kendi bana atallanmac gr destekler mi? Bu, gerekte bizim algladmz eyin znel olduunu beynimize ya da alglayc zihnimize bir ekilde yerlemi salt bir dlem olduunu gsterrnez mi? imdi o algladmz eyin znel olabileceini, yani "optik bir yanlsama" ya da yanl bir alglama olabileceini kantlar kukusuz. Ancak her algnn yanlsamal ya da hatal olduunu kantlar m? Akas hayr. Aslnda optik bir yanlsamadan ya da hatal bir algdan sz ederken bunlardan ayr yanlsamal ya da hatal olmayan alglarn da olmas gerektii gereine iaret ederiz. O halde iki durum arasndaki fark nedir? Akcas udur, doru ya da hakiki bir alg "gereklik ls'ine uygundur. Bir nehri alglarken onun iine atlayabiliyor muyum? Algladm bir ata binebiliyor muyum? u halde maddi bir varln her anlaml algs, prensipte testten MADD DNYAY YENDEN KEFETMEK 19 geirilebilen bir "ilernsel tahminler" sendromuna ortaklk eder. Eer (phe durumunda) bunlarn kimi mantkl alt kmesi snanr ve onaylanrsa sz konusu eyin gerekte algladmz eyolduuna kanat getiririz. Eer onu srebiliyor. bir vagona balayabiliyor ve yulafla besleyebiliyorsam o zaman o bir attr. Bu durumda elbette benim bata at alglaym yanlsamal deil doruydu. Yanl ve doruyu birbirinden ayrmaya yarayan ite bu gereklik lsdr. rnek bir algnn deerlendirilmesi zorunlu olarak baka alglamalar yoluyla yaplr. Teorisyene bu yol evrimsel grnebilir. te yandan atallanmac gr alglarn "yamlsamal'' (ya da "znel") olduunu bize sylerken onlarn normal anlamda yanlsamal ya da yanl olduklarn kastetmemektedir. Kartezyenci filozofa gre benim zerinde yazdm masay alglamam, ekrandaki nehirleri ve dalar gerekmi gibi alglamam kadar "yanlsarnal'tdr, nk her ikisi de kiisel fantazilerdir. Kukusuz Kartezyenci alglar sradan anlamda doru ve yanl diye birbirinden ayrmaktadr. O bunu yaparken unu varsayar; doru bir alg durumunda d dnyadaki bir nesnenin varl sz konusudur ve o belli zgl alardan algsal olana karlk gelir. Bu felsefeye gre aslnda iki masa vardr; benim algladm "zihinsel" masa ve benim alglamadm dsal masa bu ikisi olduka farkldr. Birincisi kahverengidir ve uzayda bir uzama sahip deildir, ikincisi ise uzaml deildir ama kahverengidir. Ancak bu farkllklara ramen gya onlar belli alardan benzerdirler. Eer algladm masa dikdrtgen bir dzleme sahip grnyorsa, dsal masa da dikdrtgen bir dzleme sahip

demektir. Ama tm bu Kartezyenci iddialar phesiz tamamyla varsaymsaldr, yani onlarn hibirisinin doru olduu ilkece kesinlenemez. Daha dorusu atallanma domas doru olsayd, mtekabil "iki nesne"li alg teorisi ipso facto dorulanamaz olurdu, nk basite dsal nesnenin var olup olmad biryana onun geometrik adan algsal nesneye benzeyip benzemediini ortaya karmann bir yolu olmayacakt. Yalnzca bizim gzlemlernekte olduumuz bir nesne vardr, o kadar. tki nesne olduu gr btnyle aslszdr. Dolaysyla "iki nesne"li alg teorisinin kendisini yaslad atallanmac gr bir metafizik bir ncl oluturur ve bu rcl herhangi bir deneysel ve bilimsel yollarla ne rtlebilir ne de ispatlanabilir. Bizim sorumuz sradan anlamyla "yanlsarnal" alglarn olduu gereinin atallanmac gr destekleyip desteklemedii idi. imdi onu desteklemedii aka grlmektedir. Optik yanlsamalar ya da 20 KUANTUM BILMECESI sanrl alglar olduu gerei, sradan bir alglama durumunda gerekte Kartezyerici felsefecinin tahayyl ettii gibi iki nesnenin olduunu gstermez. Hakikatte durum bunun tersini gstermektedir, nk eer optik bir yanlsama ya da bir sanr alglama eyleminin yanl yrtlmesiyle tanmlandrlyorsa o zaman normal alglamalarda bu eylem yanl yrtlemez, yani bu durumda bizim algladmz ey muhtemelen tam da o dsal nesnedir. En temel kavraylarmzIa elien ve prensipte kendisini onaylayacak bir delilin bulunamayaca pheci bir doktrin olan Kartezyen felsefesinin nasl bunca zaman Bat dncesinde hakim bir yer edindii yolunda bir soru yneltilebilir. Niin bilim adamlar, d dnyay deneysel yollar bilinemez klan bu aslsz retiyi kabul etmek zorunda olsunlar ki? Biri kp Kartezyenci speklasyonu, kendi amacnn nndeki en byk engel olan metafizik fantaziler ve ba bo dler diye kmseyebilir. Bilindii zere 18. yzyldan bu yana Kartezyencilik ile fizik ylesine yaknlamtr ki yzeysel bir gzlemci atallanma domasnn gerekte fiziksel keiflerin olanca arlyla desteklenen bilimsel bir gr ortaya koyduunu sanabilir. Herey bir yana o byk Newton bile bu tuhaf yaknlamaya bel balamtr. Bylece gnmze dein bu birliin grnrde zlemez olduu kamtlanrmtr.> Halbuki ne Kartezyenci ncl, ne de onun fizikte ortakl aslnda gne altnda yeni bir ey deildir, nk insan dncesi tarihinde ilk kez ne srlm atallanmac gr, atomculuun mehur babas Democritus'dan bakasna ait deildir. Democritus, "Genel kanya gre, renk, ac ve tat vard, oysa gerekte sadece atomlar ve boluk vardr" der." Bununla birlikte sz konusu doktrinin iki yars arasnda zorunlu bir balant vardr; evreni "atornlar ve boluk" yoluyla aklayan kii, ncelikle duyusalolarak alglanan zelliklerin nesnel gerekliini olumsuzlamaldr. nk Democritus'un son derece ak ve seik gzlemledii gibi: Biz bir cismin hareketinin naslolup da bir baka cisimden kaynaklandn ve onun paralarnn durumuna hacmine ve ekline gre eitlilik sergilediini rahatlkla kavrayabiliriz, fakat bu eylerin (hacim, ekil ve hareket) kendilerinden btnyle farkl doaya sahip baka bir eyi retmelerini asla anlayamayz, rnein pek ok felsefecinin cisimlerde bulunduunu sand u tozsel formlar ve gerek nitelikleri. 5 MADDI DNYAY YENIDEN KEFETMEK 2i Her ne kadar Descartes d gerekliin atomcu modelini kabul etmese de, yukarda bahsedilen husus gerei aralarndaki fark son derece nemsizdir. Zira ister sregen res extansa, isterse Democritus'un atomlar asndan hadiseye bakalm, yukarda alntlanan blm her iki durumda da niin btncl bir fiziin -evreni artksz olarak kavrayan bir fiziin- atallanmay neredeyse zorunlu bir bela olarak kabul etmek zorunda olduunu anlatmaya yeter. te yandan atallanmacln faydalarnn gerek olmaktan ziyade grnte olduuna dikkat edilmelidir. nk aslnda Kartezyenci nihai anlamda "bizim btnyle kavraytan yoksun olduumuz" eklindeki temel iddiay kabul etmek zorundadr. Bunu kabullenmek zorundadr, zellikle duyuyla alglanan niteliklerin -orlar ne kadar zel ya da "yanlsamah'' olsa da- "Hareket eden" paracklar tarafndan aka meydana karld (onun kendi varsaymnn gc orannda) alg ilemi sz konusu olduunda. Hounuza gitsin ya da gitmesin o, naslolup da "bu benzer eylerin kendilerinden btnyle farkl bir doaya sahip bir eyi retebildiklerini" ve bunu, sonunda "biz tamamyla kavraytan yoksunuz" yargsna balama gereini aklamak zorundadr. Byle bir ey naslolabilir? Bu nedenle atallanmac varsaymdan h'tbir felsefi ilerleme domaz. Demek oluyor ki, btncl fizik iddialar her bjlkarda terk edilmeye mahkumdur. Ksacas istisnasz her ey tamamen niceliksel yollarla aklanabilir veya anlalabilir. Democritus'a dnecek olursak, onun varsaymnn Platon ve ardndan modern zamanlara kadar byk felsefe okullar tarafndan iddetle reddedildiinin alt izilmelidir. Atornculuk ve atallanma, bu iki ikiz gr esasnda "heterodoks'' diye snflandrlabilir. Gel gelelim bilindii zere eski hurafeler lmez, yalnz zamanlarn beklerler ve kabul edilmeleri iin gerekli artlar oluunca ayn ekilde yeniden kefedilirler, tutkulu biimde yeniden onaylanrlar. Democritus rneinde ise, onun doktrini aradan iki bin yl getikten sonra 17. yzylda restore edilmitir. llgin olan u ki, teorinin her iki yarsn dnleri yaklak ayn zamana denk gelmektedir. Galileo -birincil ve ikincil zellikleri birbirinden ayrp atomculua kayan- belki de geri

dn n ilk szcs olmutur. Her ne kadar Descartes, sregen madde fikriyle atallanmac dnceyi ne srse de, Newton'un kendisini bir tr atomcu kimyasal speklasyona kaptrdn grrz. Ne var ki o erken dnemde fizikilerin elinde atomcu varsaymlarn niceletirebilecekleri ve sinaya22 KUANTUM BlLMECESl bilecekleri aralar yoktu. Gerekte 19. yzyla kadar "atomlar" deney sahasna km deildi. Ancak hereye ramen maddenin atomcu alglan kararl kahramana bir roloynamtr. Heisenberg'in belirttii gibi, "Son yzyllarda fizik ve kimya zerinde en gl etkiyi kukusuz Democritus'un atornculuu yapmtr."? Gel gelelim 20. yzyln seyri iinde manzara deimeye balad. en bata Kartezyenci ncllere meydan okumak ve onlar rtmek iin bir dizi gl ve ekili filozof -Husserl, Whitehead ve Nicolai Hartman gibinihayet sahneye kt. Bu arada atallanmac gr olumsuzlamaktan ziyade onu es geen baka felsefeler de ortaya kt, pragmatizm, neopozitivizm ve varoluuluk gibi. Bylece nc felsefi ekollerin gerek es geme gerekse rutrne yoluyla Kartezyencilii artk yrrlkten kaldrdklar sylenebilir. te yandan bilim dnyasnda Democritus'un atomculuk doktrini saldrlara maruz kalrken, atallanmac ncl grnte sorgularmadan varln srdrmtr. Atornculua gelince -parack fiziinin bulgularyla olduka kavgal olan- yalnz birka nc fizikeinin kendi Weltanschauung'u iinde gizli Democrituscu kalmad ortaya kmtr. Heisenberg ite bundan ikayet ediyordu: "Bugn parack fizii alannda iyi fizik bilinsizce kt felsefe tarafndan bozulmaktadr." 7 te yandan sadece birka kii, bu "kt felsefe"nin iki yarsnn hala bizimle varlklarn srdrdnun ve eer biri gnmz fiziinden felsefi karmlarda bulunacaksa onlar terk etmeleri gerektiinin farkna varmtr. Bununla birlikte atallanmaclk daha byk bir sorun dourmaktadr. ncelikle atallamaclk daha temelli ve dolaysyla daha anlalmazdr, fakat daha da nemlisi o, fiziin btncl kavrannn dayand ncldr. Fizikiler atomculuk olmadan ilerini gayet iyi yrtebilirler ama genelde btncl iddialarn terk etmeye pek hevesli grnmyorlar. Bu durumda onlar, holansnlar, holanmasnlar, Kartezyenci hipoteze mahkum olurlar.f ayet alglama eylemi bizi d dnya ile ilikiye geiriyorsa -benim iddia ettiim gibi- o zaman kanlmaz biimde u soru nmze kacaktr; bu mucize nasl gereklemektedir? Grsel alglama durumunda (kendimizi bununla snrlandrrsak) phesiz dsal bir nesnenin algsal bir grnts oluur ve fakat bizim gerekte algladmz ey o grnt deil bizzat nesnedir. Grnty "grrz" ama nesneyi alglaMADD1 DNYAY YEN1DEN KEFETMEK 23 rz; bir bakma biz grdmzden daha fazlasn alglarz, bu biz verilen ya da edilgen algladmzdan daha fazlasdr. Bu tr bir alglama basite saf bir duyumsama deil, dnsel bir etkinlii harekete geiren bir duyumsamadr.? te yandan algsal eylemin aklc ya da akli bir eylem olmadnn altn izmeliyim. Bir nesnenin alglanmas akl yrtmeyi elbette iermez. Eer alglama eylemi akli olsayd, grnty, dsal nesnenin bir tasavvuru olan grnty, yorumlama gerei deard ve bu ilkin nesnenin varsaymsal -algdan farkl bir kavram olarak- olduunu ifade ederdi, ikincisi bu grnt kendi asndan grnt olarak grnurdu ki, gerekte yle deildir. Buradaki hadise udur: Alglama eyleminde grnt, grnt olarak deil de, nesnenin bir paras ve ehresi olarak grlr, baka bir deyile nesneye ait bir eyolarak grlr. Tpk bir insan yznn o insana ait olmas gibi. Bylece grnt grntden daha fazlas olur. yle ifade edersek o, sz konusu grnty lsz derecede am bir yzey, bir yz, bir eyin bir sureti olarak alglanr. imdi bu kesin gei -grntder surete- akl ya da akl yrtme tarafndan ne etkilenebilir ne de anlalabilir bir eydir. te bu gerek felsefecilerin alglama sorununun peneleri iinde niin onca zorluk ektiklerini iyi aklamaktadr. Sezgisel, dorudan ve anlk ileyen bir zekann, gidimli ya da diyalektik dneeye ihtiyac olmayan, bir ok gibi hedefine dosdoru ilerlemeyi zorlayan bir zekann varl genellikle unutulur. Bu yce ve unutulan yetinin -eskilerin tabiriyle "anlk" (intellectjm -ilevsel olduunu ve alglama eyleminde nemli bir rol oynadn pek fark etmeyiz. Gidimli dneeye gre rnt ve nesne sonsuza dek ayrk paralanm olarak kalmaldr nk analiz etmek, paralamak akl yrtme yetisinin asl doasn oluturur. Dolaysyla (anlk)n yokluunda -baka bir deyile, akl yetisinin yannda grntleri pasif biimde alglama kapasitesinden daha fazlas bize verilmi olsayd- hakiki alglama mmkn olmazd. Yani d dnya bize gre salt bir kavraytan ya da pheli bir varsaymdan ibaret olurdu. Decartes gibi onu asla gremez ona asla dokunamaz, onun sesini asla duyamazdk. Anlm yardmyla alglananalglama eylemindeki idrakle birleironun bona fide veya geerli alg olmas durumunda tabii.- Zira daha nce de belirttiimiz gibi alglama eylemi gerekte yanl uygulanabilir szgelimi optik yanlsama ya da sanrl alglama durumlarnda oldugu gibi. Eskilerin dedii gibi alglama eyleminin yanl gerekletirilebil24 KUANTUM BILMECESI

mesinin nedeni onun salt anlkl olmamas, yalnzca arla "itirak" etmesidir. Ne var ki bunlar imdilik bizi ilgilendirmeyen meselelerdir. imdilik sayesinde algsal grntden alglanan nesneye geiin gerekletirildii, zihnin akli olmayan bir alma kipinin bulunduu ve onun akldan ya da gidimli dnceden farkl olduu gereini unutmamak yeterlidir. Bu alglama eyleminde akld bir eyin bulunduu anlamna gelmez elbet, daha dorusu, felsefi onaylama yaparken fiiliyatta biz d dnyaya bakarz. nsan aklnn zerine az evvel sylenenlerle balantl olarak anln akla indirgenmesinin -ki bu aklcln hatasdr, bir tek Rene Descartes'in deil, onun imdiki takipilerinin hatasdr- belki de modern felsefenin ilk hatasn oluturduunu sylemenin yeri gelmitir. Hatta aklcla kar olan okullar bile pragmatizm ve varoluuluk gibi, ayn indirgemeyi, anln aklc reddini kabul ederler. Fakat bir kez felsefi adan bu lmcl varsaym kabul ettik mi artk kendimizi hibir surette birlemeyecek ikili bir yapnn tutuklusu buluruz. Sonra maddenin d dnyas ile zihnin i dnyas birbirleriyle olan ilikilerini aka kaybederler ve bu sonuta evreni ve onun iindeki konumumuzu de facto (Lat. fiilen) anlalmaz klar. Analiz etmek hatta paralamak akln doasnda vardr. Elbette ondan sonra Tanr'nn birletirdii akla dayal bir Weltanschauung onarlmaz bir halde kendi bana paralanr. Halbuki anlk byk bir balaycdr o, daha nce var olan derin bir ba ortaya kararak ayn grnen -tabii sonsuza dek deil- eyleri birletirir. Mitik ifadelerle syleyecek olursak, "Kraln tm adarnn ve adamlarnn tekrar bir araya getirmeyi baaramadklar eyi kraln anl abucak eski haline getirir". Bu muhteem baarnn sradan rnei kukusuz sradan, hantal, duygusal alglama eylemidir, rnein bir elmay tutma eylemi. zne ve nesne arasndaki boluk -Descartes ve Kant' bocalatan epistemolojik uurum- bir gz krpla kapanr. Her ocuk bu mucizeyi gerekletirebilir ve fiilen gerekletirir de- ama bu onun harikaln azaltmaz. -Zira o bir mucizedir- elmann bizim dmzda olduunu grmek ve buna ramen onu alglamak- ve yle kalacaktr. Aristo'nun deyiiyle bilme eyleminin iinde "anlk ile onun nesnesi birleir". Bundan itibaren kimse mucizeyi inkar edemez: Bizler grnt yoluyla ("tpk bir gzlkten bakar gibi") nesnenin kendisini, dardaki bir eyi alglamaktayz. Artk onunla ilgili bir hata olamaz. Ynelimsel MADDI DNYAY YENDEN KEFETMEK 25 eylemin ifadesi basite baka bir grnt ya da nesnel bir tasarm deil, nesnenin kendisidir; algladmz ey, kesinlikle elmadr; bir resim bir kavram ya da bir elma ideas deil. phesiz bizim algmz tam deildir: "imdi karanlk bir camn arkasndan baktmz iin ... ksmen biliyorum" (l.eor. 13: 12) u halde gnlk, alk olduumuz eylemler iinde ortaya kan eyler kk eyler deildir. nk orada kendini gsteren akl gizemlidir: iimizde yer edinmi hakiki varl, insan ne olduuna ve nasl olutuuna ilikin grsel kavraylarmz yalancya karan korkutucu bir gtr. imdi genelde alglama eyleminin nasl tahayyl edildiine bakalm. Dtan gelen bir uyarm bir duyu organn uyarr (farz edelim retinay) ve kaydedilmi bir bilgi akmnn snrl yollar boyunca uygun beyin merkezine ulamasn salar. Peki sonra ne olur? Bilim adamlarnn ou, hala beyin hereydir, yani psiik yaam beynin ikincil fonksiyonudur yolundaki o eski maddeci ya da "teki" gr kabul ederler. te yandan saylar gitgide artan bir takm nrofizyologlar ve beyin uzmanlar -buna nc otoriteler de dahil- teki grn savunulamaz olduuna ve alglama dnme olgularnn, ancak beyinle birlikte "ikinci bir unsur"un ya da zihnin varlyla aklanabileceine inanmaktadrlar. Bir beyin cerrahnn da belirttii gibi: Beyindeki sinirsel fonksiyonlara dayanlarak her zaman zihni izah etmenin son derece zor olaca kesin grnd iin ve bence insann yaam boyunca beynin srgit bir unsur gibi kendi bana geliip olgunlat iin ve bir bilgisayarn (yani beynin) kendi bana anlama yeteneine sahip bir unsur tarafndan altrlmas gerektii iin, varlmzn iki temel unsura dayanlarak aklanabilecei yolundaki gr kabul etmeyi uygun buluyorum.!? kinci bir unsuru ya da zihni makinedeki bir hayalet olarak deerlendirmeye yatkn olabiliriz -ayet onu baka nasl kavrayabileceimiz bilmiyorsak- Bu, milyarlarca sinir hcresinin durumlarn zebilecek ve bu bilgiyi alglanm bir grntye dntrebilecek belirsiz bir bilin amili grn ortaya koyar- herey bir anda olup bitecek!- Fakat bizi artan aslnda ilemin hz ya da karmaklndan ok onun doas, zira ne bir mekanizma ne de beeri bir gzlemci uzaktan byle bir ii becerebilir. 26 KUANTUM B1LMECESl Yine de varsayalm ki, zihin bir ekilde "bilgisayar okuyabilrnekte" sinirsel bilgiyi algsal bir grntye dntrebilmektedir. Peki ya sonra? Alglama eylemini nihai senaryosu, anlalan d bir kaynaa bal monitrleri seyreden bir gzlemciye denk dmektedir. imdilik hereyin yolunda olduu ve hi deilse tutarl bir modele ulasild dnlebilir. Ama durum bundan farkldr, nk gzlemcinin alglad ey akas monitrdeki bir grntdr, hi de d nesne deil, imdi bir bilgi-teorik bak asnda bu durum sorun tekil etmez ve gerekten gzlemcinin d dnyay alglad gr ile alglamad gr arasnda nemli bir fark yoktur. Szgelimi dsal bir aletin okunmas durumunda gzlemcinin monitre ya da

dorudan dsal l aletine bakmas kesinlikle nemli deildir. te yandan bizim anlamaya altmz ey, bilginin tanmas (elektrik akmlar yoluyla) deil btnyle farkl bir eyolan alglama olgusudur- geri o da elbette koullu bir tanmay gerektirir. Unutulmamas gereken ey, belirttiimiz gibi, hakiki algnn salt bir grntyle deil dsal bir nesnenin bir yz ya da yanyla son bulduudur. Ne var ki bu noktada gzlemci/monitr modeli geersizlemektedir: gzlemcimizin alglad eyin monitr, sadece monitr olduunu gsteren bir olgu yoktur ortada. Ksacas sz konusu model bu haliyle kanlmaz olarak atallanmac olmak zorundadr. O beyne uygun olabilir, ama ikinci unsuru, zihni ve onun melekelerini anlamakta yetersizdir. Alglayan gzn, nesneyle birlemesi iin bir "k" gnderdii yolunda eski ve uzun sre unutulmu bir inan vardr. Bu inan dier bir "hurafe" olarak imdilerde bir oumuza arpc grnse de, nesneden idrake ynelik bir ilerlemenin gerekte ters ynde bir hareketle tamamlanmaya ihtiya duymas anlalr olmaldr. ayet bilim byle da ynelik bir "n'tr izini henz bulmamsa, sakn bunun nedeni onun metotlarnn bu ilemi tespit etmeye uygun olmamasndan kaynaklanmasn? u halde, ayet ie ynelik hareket "maddi" ise da ynelik hareket "zihni'' olamaz m? Bana yle geliyor ki, alglama meselesi sz konusu olduunda, elimizdeki "tuhaf doktrinleri reddetme konumuna glkle gelebiliyoruz. Bu noktada bilmemiz gereken husus, u anda bilimsel alandaki paralarn birbirlerine uymaddr. Bu da bulmacann eksik parasnn aslnda "tuhaf' olmas gerektiini ima etmektedir. Ona ister "zihin", ister "ruh", isterse baka bir ey diyelim, Sir Charles Sherrington'un tespit ettii gibi, "Uzamsal dnyamzn iinde hayaletten daMADD DNYAY YENDEN KEFETMEK 27 ha hayali bir varlk sren bir ey var. Grnmeyen, fiziksel varl olmayan, tasarmsal bile olmayan, hatta bir ey bile olmayan.t'-! Bu sekin nrofizyoloun, grnrde alglama eyleminin mukemmelee gereklemesini salayan, bylesine anlalmas zor ve muammal bir varl "tanmlamakta yada onu incelemekte" bilim zayf kalmtr biimindeki grne katlmamak imkanszdr. Biz, Maddi dnya'dan normal bir insann grme, duyma, dokunma, tatma ve koklama duyularyla dorudan alglayabildii olaylar ve varlklar btnn anlamalyz. Yani maddi dnya ne eksik ne fazla normalde bizin kendimizi iinde bulduumuz aktel dnyadr. Kukusuz ne kadar ak ve basit olsa da bu onaylamaya, atallanmac gr tarafndan hemen kar klr. Ona gre, gerekte bizim algladmz ey hi de bir dnya -dsal bir gereklik- deil, belli niceliksel zelliklerinin nesnel bir nemi olduu zel bir dlerndir sadece. Baka bir deyile, bu durumda felsefe ncesi bir dzeyde dnyann var olduunu kabul edip, onun dsal ya da nesnel konumunu, daha ileri gidersek fizikinin tasavvur ettii dnyay inkar etmekteyiz. Bundan dolay, atallanmac olmayan diye tanmlanabilecek ilke, Descartes ve onun takipilerine gre var olmayan maddi bir dnyann yeni bir kefini ya da onayn ngrr. Gerek hayatta hi kimsenin Kartezyerici otoriteleri nemsemedii muhakkaktr. Yani gndelik hayatmzda duyu-algsal dnyann hakikiliini inkar etmek bir yana onu sorgulamayz bile, herkes kendi iine devam eder. Zen ustasnn belirttii, "Dalar dadr ve bulutlar bulut" ynndeki kanaate uyarz. Ama yine de oumuzun Kartezyerici durumlar vardr. rnein bir niversite profesrn ya da iyi dereceyle mezun olmu bir renciyi atallanmann olmadna ikna etmeye altmzda ok gemeden ondaki Kartezyencinin ortaya ktn grrz. te bu eitimin gcdr ve sorgulamann doasdr, nk aslnda tepkiselolmayan durumda ak olan ey, ipso facto doru deildir adeta dncesizlik tek bana hataszh bahedebilirmi gibi- Bu nedenle Kartezyen pheler geersizlikten uzaktr ve bizim gerekte kabul etmediimiz, pheler deil felsefedir. Eitim sreci iinde bu felsefe iliklerimize kadar iledii iin, alglana n dnyann aslnda gerek olduu, uyank geen hayatmzn ounda -atallanmac gre aldr etmediimiz saatler ve gnler boyunca- hi de hata yapmadmz bize sylendii anda ok etkisi yapabilir. Gerekte incelendiinde tuhaf bulunabilecek, atallanmac olma28 KUANTUM BILMECESI yan ilkeye ynelik oumuzun gelitirdii bu bariz diren ve inanszlk, dier tm zamanlarda, felsefe aralarndan nce ve sonra sz konusu ilkeye sadk kaldmz kesinkes gstermektedir. Ancak atallanmac olmayan gr aka ispatland zaman baka zaman katiyetle inandmz eye srtmz dnp, onu sevinle reddederiz genellikle. Ksacas Kartezyen felsefe bizi, ortak izofrenik bir hale, ada hastalklarmzn ouyla yakndan balantl, kesinlikle salkl olmayan bir duruma sokmutur. Newtoncu bir ba kesip, elikili bir felsefenin ykn atmak grnd kadar kolay bir i deildir. nk atallanmaclk, geri zel bir ilgiye mazhar olmasa da, kendi asndan btncl fizik iddialarn apak desteklemenin kayda deer faydasn salamaktadr. Buna, hakim Weltanschauung'un, doru ve kesin bilimin pozitif bulgularnn buyruu altna girdii ynndeki yaygn kany da eklerseniz sorunun byklnn farkna varmaya balarsnz. Bu durumda fiziin felsefi temellerinin karmaa iinde olduu anlalmaktadr. Whitehead'in olaylarn seyrinden yaknp, "Bilimsel dnce, felsefi kozmoloji ve epistemolojide tam bir kankhm'v? olduunu bize bildirmesinden bu yana yarm yzyldan fazla bir zaman

getii halde karklk halen srmektedir ve, eski kadehleri iine yeni arab dkmekten baka bir ey yapmayan, acelece yazlm, yalan yanl bir yn felsefe yazlaryla daha da kztmlacaktr. Fizikiler sz konusu olduunda onlarn ou felsefi temellerin kefine pek eilimli olmadklar ve bilimsel cesaretlerini genellikle felsefi alana tamadklar grlmektedir. Heisenberg'in hakl olarak belirttii gibi: Eer biri kp Einstein gibi usta bilim adamlarnn bile kuantum teorisin Kopenhagc yorumunu benimsemek ve anlamakta ektikleri byk gl takip ederse, onun izlerinin Kartezyenci blnmeye kadar gittiini grebilir. Bu blnme Descartes'den sonra yzyl boyunca insan zihninin derinliklerine ilemi ve onun yerini gereklik sorununa dair sahici, yeni bir yaklamla deitirmek uzun zaman almtr. ' MADD DNYAY YENDEN KEFETMEK 29 i Descartes, Berkeley ve Kant'n atallanmac grlerini Cosmos and Transcendence adl kitabmda irdeledim (La Salle, IL: Shenvood Sugden &: Co., 1984), b1.2. [Tabiat ve Aknlk ismiyle Insan Yaynlar'nca yaynland. ev. M. Ali zkan, lstanbul 1996.] 2Aristo, ncelikle, "nicelik" ve "nitelik''i ayrk ve indirgenemez kategoriler olarak ne srerken haklyd. 3Bkz. zellikle E.A.Burtt, The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science (New York: Humanities Press, 1951). "Hermann Diels, Die Fragmente der Vorsokratiker (Dublin: Weidmann, 1969), 5.168. 5Principia Philosophiae, Oeuvres (Paris, 1824) V, 198; E.A.Burtt'un op.cilt, s. 112'de zikrettii. 6Encoumers with Einstein (Princeton, Nj: Princeton University Press, 1983),5.81 70p.cilt.s.82. snsan Danwin'in evrim teorisine sonuta hangi nedenle inanyorsa atallanmac gre de o nedenle inanr, zira gerekte Doann her olgusunun ilke ce yalnzca fiziksel metotlarla anlalabilecei zerinde srar edildii srece her iki dogmann da vazgeilmez olduu ortaya kar. Benim bu konudaki ayrntl dneelerim iin bkz. Cosmos and Transcendence, bL. i; ve Teilhardism and the New Religion (Rockford, IL: TAN Books, 1988) boL. i; ve in Cosmos, Bios, Theos, editr Henry Margenau ve Roy A.Varghese (Chicago: Open Court, 1992). 9Her ne kadar grnts dzlemsel olsa da biz nesneyi boyutlu alglarz. Gerekte iki grnt olduu yolundaki stereoskopik gre iki nedenden tr itiraz edilebilir: Birincisi biz fiilen iki tane deil bir tane grnt grrz ve ikincisi a ina olduumuz bir nesneye tek gzmzle baksak bile yine onu boyutlu alglarz. IOWilder Penfeld, The Mystery of The Mind (Princeton, Nj: Princeton University. Press, 1975): E.E Schumacher'in alms bkz. A Guide for Perplexed (New York: Harper &: Row, 1977),5.76. bkz. Akl karklar Iin Klavuzuz Yaynlar, Mustafa zel evirisi (.n) liMan on His Nature (Cambridge: Cambridge University Press, 1951),5.256. 12Nature and Life (New York: Greenwood, 1968), 5.6. 13Physics and Philosophy (New York: Harper &: Row, 1958),5.81.

- LI FZKSEL EVREN NEDR? f iziksel evrenin basite fizikinin alglad evren olduu sylenebilir. Ama o zaman da fizikinin evreni nasl kavradnn belirginletirilmesi gerekir. En bata hatrlanmas gereken, fizii n muhteem bir geliim yaad ve sraylar ve sekrneler yoluyla geliimini srdrddr. Dahas fiziin tamamyla neyi ortaya kard konusunda fizikiler arasnda pek de yle bir fikir birlii yoktur. Tm bunlardan sonra "fiziki tarafndan kavranlan dnya" ifadesinden sz edilebilir mi? Fiziin kendine zg bir metodolojisi, farkl bir aratrma modeli olduu gereinden hareketle ancak bir noktaya kadar bundan sz edebiliriz. Tikel fizik teorilerinin yerleri bakalaryla doldurulabilir ve felsefi grler ortalkta uuabilir. Fakat fiziin onlarla tanmland temel bilisel yollar deimeden kalr ve bilisel yollar genel bir usul zere kendi amalarn belirler. Buras ok nemli bir noktadr. Fiziksel evrenin bu belirli yollarla prensipte bilinebilen eylerin sahas olduu sylenebilir. imdi bu savn nereye vardna bakalm. nceki blmde maddi dnyann "bizim iin", duyusal alglama yoluyla bilinebilen eylerin alan olarak var olduunu grmtk. imdi de fiziksel evrenin ayn anlamda "bizim iin" var olduunu tespit ettik. Ancak iki bilme yolu kayda deer oranda farkldr. Birinci 32 KUANTUM BILMECESI durumda biz dorudan alglama yoluyla biliriz, ikincisinde ise lye dayal karmak bir modus operandi ile biliriz. Bu ikisi tamamen farkl eylerdir.

lme ilemini ksaca inceleyelim. nk nce belirtilmesi gereken, lmenin dorudan gzle ya da baka bir duyu organyla deil de bir aletle, uygun bir arala yaplddr. Aslnda nesne ile ara arasndaki iliki nemli bir rol oynamaktadr; aracn son durumunu dolaysyla lmn sonucunu belirleyen odur. Bu sonu bir nicelik say olacaktr. Bu noktada deneysel fiziki elbette her aamada kendi duyularn kullanacaktr ve bilhassa duyusal alglama yoluyla aracn son durumunu tespit edecektir. Gelgelelim bu onun sz konusu nicelii alglad anlamna gelmez. Daha akas, hi kimse aina olduu bir nesnenin arl ya da ap gibi eyleri alglamaz, tpk elektronun manyetik momentini alglayamayaca gibi. nsann alglad eyler sadece eitli trlerdeki maddi nesnelerden ibarettir, bilimsel aletler de dahilolmak zere. nsan ibreye bakarak lrnn deerini okuyabilir elbette, ama llebilir nicelikleri alglayamaz. Bu yzden bir alete ihtiya duyar. Sz konusu nicelik alglanabilir olmadndan muhakkak bir alete ihtiya duyulur. Bu nedenle aletin ilevi bir nesnenin alglanabilir olmayan bir niteliini alglanabilir hale evirrnektir, bylece duyusal algyla kii kendi bana alglanabilir olmayan bir eyin bilgisini elde edebilir. imdi evvelce de belirttiim gibi fizii n modus operandisi lmeye dayanr; lme etkinlikleri sonucunda fiziksel evren inceleme sahasna kar. Fiziki alglamann sradan beeri melekeleriyle deil, yapay aletler araclyla gereklie bakar ve bu insan yaps "gzler"le grd ey, nicelikler ve matematiksel bir yapdan oluan, yeni, garip bir dnyadr. zetle o, fiziksel evreni bilindik maddi dnyadan farkl bir biimde gzlemler. yleyse bu ikilikten ne karabiliriz? Szgelimi iki alandan birinin gerek dierinin znel veya her naslsa kurgusalolduunu syleyebilir miyiz? Grne baklrsaher iki indirgemecilii de destekleyen tutarl yaplar bulunmaktadr. Grdnz ey, hangi "gzlk'Te baktmza baladr. Meselenin z budur. Nasloluyor da grnrde bu iki dnya -ya da "gerekliin" kesiim alanlar-birlikte var olabiliyor veya birbirine uyum salayabiliyor eklinde bir soru sorulabilir. imdilik unu syleyelim ki bu, iki alandan herhangi biriyle ilintili bilisel yollarla anlalabilecek ya da kefeFIZIKSEL EVREN NEDIR? 33 dilebilecek bir mesele deildir. Ne duyusal alglama ne de fiziksel metotlarla bu mesele zlemez - bunun basit nedeni, bu bilisel yollarn her birinin kendi alanyla snrl olmasdr. deal anlamda gerekli olan ey, btnlkl bir ontolojidir. Ayrca byle bir giriim mmknse imdilik meseleyi zmsz olarak da brakabiliriz. Bu arada anlalmas gereken elimizdeki iki alann her biri -maddi alan kadar fiziksel alan dakendi sahasyla snrldr. Her bir durumda belirli bilisel yollarla bilinebilecek ve bilinemeyecek eyler vardr. Bir ember gibi, her bir alan kavram gerei baz eyleri darda tutarken bazlarn da ieri almaktadr. Kukusuz gerekte her birinin darda tuttuu, kendine zg tm ieriinin -hakknda bocaladmz- byklnden llemez derecede daha byktr. Fiziksel evren lm yoluyla gz nne gelir, ama hemen eklemeliyiz ki, bu lm yeterli deildir. Bilme ileminin ayrca teorik bir yana sahip olduu, yani fiziksel sahayla ilgili hibir eyin bir teori, uygun bir model olmakszn bilinemeyecei aktr. Bu bilim dalnn deneysel ve teorik yanlar birlikte alr. kisi arasnda muhteem bir yaam birlii vardr -belki de ders kitaplarnn diliyle sylersek son derece hassas bir birlik. Teori ile deneyin tek bir bi1isel giriim, tek bir "bilme yolu" oluturmak iin birletiini sylemek bu noktada yeterlidir. yleyse fiziksel nesneler uygun bir model, bir tr teorik tasarm yoluyla bilinebilirler, nesne ile tasarm akmaz elbette. Nesneyi tasarm yoluyla biliriz -tpk insann maddi bir nesneyi zihinsel bir grnt yoluyla bilmesi gibi. Bu yzden teorik tasarm bir sembol, bir iaret ilevi grr -zorunlu olmasa da. nk aslnda insan bir modele, bu ya da u teorik tasarma bavurmadan da fiziksel bir nesneyi bilebilir hatta kavrayabilir. Kukusuz biz verili bir fiziksel cismin tasarmn deitirebiliriz ve bunu sk sk yaparz, ne var ki bunu, bir modelin yerine bir bakasn koymadan yapamayz. -Aksi halde nesneyi btnyle kaybetme. nin acs gndeme gelir. Azami aklk adna unu kaydetmeliyiz: Eer nesne gerekte tasarma indirgenebilseydi, o dorusu lm nesnesi olamazd; ncelikle salt bir model bizim aletlerimizi etkileyemez. te yandan fiziksel nesnelerin uygun lm aletlerini -tanm gerei- etkileyebilecekleri meydandadr. Bu da onlarn kendine zg bir varl olduu anlamna gelir. Dolaysyla tasarmda nesneye gei, elbette hantal duyumsama eyleminden daha fazla muammal olan, ynelimsel bir eylemi iermektedir. Bu 34 KUANTUM BILMECESI konuyu gelecek blmde ileyeceiz. Fiziin modus operandisine uygun olan bu can alc admn yeterince anlalmad aktr. Akas fizikinin bu ynelimsel eylemi, onun insanolunun genel bir kazanm olduundan beri, titiz bir acemilii ngrr -muhtemeler herkesin tam kapasitede sahip olmad kimi zgl dnsel vasflar belirtmemek iin. Tm bunlar epistemolojik meselenin kolayca anlalmasna vesile olmaz. Fakat daha nemlisi, bugnlerde bizim kabullenmeye eilimli olduumuz felsefi ncller, gerekte fiziksel nesnelerin hibir bilgisini salamaz -maddi varlklar alglanmasn salamaktan te. Bununla beraber her saygdeer fiziki, bahsettiimiz ynelimsel eylemi tamamlamay renmitir ve kukusuz onun kendisi

mesleki almalarnda bu nemli eylemi defalarca tamamlar -her ne kadar felsefeci sfatyla bu bilisel etkinliin imkann reddeden bir dnce okuluna mensup olsa da. Senaryo, btnyle, duyu algs imkann reddeden -yine o felsefi anlarnda- o atallanmacdan kalmadr; her gn yaptmz, dnyay ve ok sayda varl -salt duyu verilerini veya zihinsel tasarmlar deil- alglama etkinliini reddeden ondan gzlemlemek. Bu ilgin konuya 1. Blmde yeterince deinmitik. imdi bilimsel bilgilenme balarm iinde o yine karmza kt. Her halukarda meselenin can damar, bilme ile nasl bildiimizi bilmenin bambaka eyler olduu gereidir. Fiziksel bir nesnenin, sayesinde bilindii model, kesinlikle llebilir olgulara uygun olmaldr, yani ondan deneysel adan ispatlanabilir sonular karma imkan mevcut olmaldr. Hakeza tasarm belirli bir ilevsel anlama ya da deneysel ierie sahiptir ve baarsz olmas durumunda bilimsel urala ilikisi kesilir. yice anlalmas gereken bir baka husus da onun, ayrca ynelimsel bir ierie sahip olduudur. Demek oluyor ki o, bizzat fiziksel nesnenin kendisini iaret eden bir iaret ya da sembol ilevi grr. tki eit ierik ya da anlam -yrelirnsel ve ilevsel- birbirine yakndan baldr, nk fiziksel bir nesne, kendini deneysel bir gzlem e ne ekilde sunuyorsa, tamamen ayn ekilde tasarmlanabilir ya da modelletirilebilir. Geri bir nesneyi aletlerimizi etkiledii oranda biliriz, ama yine de onu, bu gzlemlenebilir etkilerin dsal ya da akn bir nedeni olarak alglarz, yalnzca o etkilerin toplam olarak deiL. rnein bir elektromanyetik alan, bir dizi lmden ve protonun buhar hcresindeki izlerinin btnnden kesinlikle daha fazla bir eydir. Pozitivistlerin inandklarnn aksine, fiziksel bir nesne aslnda kendi gzlemlenebilir etkilerine indirgenemez. Sonuta nesne gsterim deFIZIKSEL EVREN NEDIR? 35 l, bizzat kendini gsteren bir varlktr. Bu yzden bizim lmlerimiz ve ksaltma iaretlerimiz kendilerinin tesini iaret eder ve bu lmlerin ve gzlemlerin fizikiyi ilgilendirmesinin nedeni tam da budur. Onun temel ilgi alan pozitivist oyunlar deil, tm llebilir etkilerle kendini ksmen de olsa gsteren, sakl bir gerekliktir. Bundan dolay fiziksel evren, en az maddi evren kadar akn bir durumdadr -her ne kadar defalarca sylediim gibi "bizim iin" varln srdrse de.Dorusu imdiye dek hi kimse fiziksel bir nesneyi alglam deildir ve imdiden sonra da alglamayacaktr da. Fiziin modus operandisine yant veren varlklar doalar gerei grunmezler, duyulmazlar, dokunulrnazlar, tat ve kokudan yoksundurlar. Bu alglanamaz nesneler matematiksel modeller tarafndan alglanp uygun aletler kullanlarak gzlemlenirler. te yanda kendilerini maddi nesneler biiminde sunan fiziksel varlklar da vardr. Baka bir deyile, her X maddi nesne her eit lmn nesnesi olabilir ve SX eklinde badak fiziksel bir nesneyi belirler. Szgelimi ayet X bir bilardo topu ise, biz onun ktlesini. apn ve dier fiziksel parametrelerini lebilir ve SX badak fiziksel . nesnesini deiik yollarla sunabiliriz, rnein sabit younluktaki kat bir kre olarak. Burada nemli nokta X ile 5X'in ayn eyler olmamasdr. tkisi gece ve gndz kadar farkl eylerdir, nk X alglanabildii halde SX alglanamazdr. imdi bu iddialar ilki ak ve deitirilemezdir. Herkes bilardo topunun alglanabilir olduunu bilir. Daha dorusu atallanmac dnda herkes bunu gayet iyi bilir. Peki ya SX: O niin alglanabilir deildir? Elbette kat bir krenin ok iyi alglanabileceini savunanlar olacaktr. Ne var ki, akas ben bu durumdan sz etmiyorum, mesele bununla ilgili deil. 2 nmzdeki sorun, kat kre gibi eylerin alglanp alglanamayaca deil, SX'in olup olamayacadr. Grdnz gibi bunlar farkl eylerdir. nk rneimizdeki badak fiziksel nesne SX esasnda kat bir kre olarak sunulaca gibi (elbette belirli doruluk snrlar iinde), baka ekillerle de sunulabilir. rnein elastik bir kre -gerekte daha doru bir tanmlamaya imkan salayan bir model- olarak. Daha nemlisi bugn herkes fiziksel nesnelerin atomlardan, daha genelde atomalt paracklardan olutuunu ve tm bu sregen ya da "klasik" sunumlarn, sz konusu varln kaba ve ksmi bir grntsnden daha fazlasn yanstmadr bilmektedir. imdi biz SX'i aslnda atomlardan ya da atomalt paracklardan olumu bir 36 KUANTUM BLMECES yap olarak kabul edersek onu yine alglayabilir miyiz? Kesinlikle hayr, nk bizim algladmz ey, atomlarn, atamalt paracklarn ya da Schrndinger dalgalarnn bir toplam deil, tamamen bir bilardo topudur. Atomlar ya da atamalt paracklar btnnn, bir ekilde alglanan veya alglanabilir olan bir nesneyi meydana getirdii iddia edilebilir elbette -arna bu btnyle farkl bir konudur- imdilik bizi ilgilendiren, bu alglanan ya da alglanabilir olan nesnenin zdeliidir, onun varsaylan nedeni deiL. Bu zdelk tartmann tesindedir: bir kez daha tekrarlarsak, bizim algladmz ey, krmz veya mavi bir bilardo topudur. Hi kimse bir atomlar btnn ya da atamalt paracklar toplamn alglamamtr asla. Bylece atallanmac grn uzun sre gizledii bir tespitte bulunabiliriz: Artk her X maddi nesnesini bir badak SX fiziksel nesnesinin belirledii sonucuna rahatlkla varlabilir. Bu noktadan itibaren X' den S-X'in sunumu olarak sz etmemiz doru olur. Her fiziksel nesne bir sunuma sahip deildir tabii, yani bizler fiziksel varllar iki snfa aytabiliriz; sunuma sahip olanlar ve olmayanlar. Maddealt olanlar ve Maddest olanlar. Ne var ki bu ikiliin, sz konusu fiziksel nesnelerle deil de, onlarn maddialanla ilikileriyle ilintili olduunu

hemen sylemeliyim. Dier bir deyile, sz konusu nesnelerin fiziksel zelliklerini veya yaplarn aratran fiziki, bu ikiliin izlerini bulamayacaktr. Atomlar molekllere, molekller de birleerek makroskopik yaplara dnrken, maddealt sahann balang noktasn iaret eden, sihirli bir snr izgisi ya da noktas yoktur. nk dorusu, maddi dzleme gnderme yaplarak bu kavram tanmlanabilir. Dolaysyla eer bizler, tek bir fiziksel dzleme uyan gzlere sahip olsaydk -ve sadece atomlar ve onlara benzeyen eyleri grebilseydik- maddealt yaplar maddest yaplardan ayrabilmemizi salayan bir yololmazd. te yandan bu ayrm fiziin ekonomisi iin yaamsal deerdedir. Daha nce belirttiimiz gibi, lm aletlerinin maddi olmas gerektii aktr. lme ilemi, ncelikle, maddi bir nesnenin alglanabilir durumu iinde sona erdirilmeyi gerektirir. nceki dncelerimizin altnda bu u anlama gelir; fiziksel alet zorunlu olarak maddealtdr, daha dorusu o, maddi bir i aletinin Sl's olmak zorundadr. Belirtilmesi gereken baka bir husus da fiziin, lmle birlikte fiziksel bir parametrenin saysal deerini gstermekle deil de, bir eit resimli sunumla sona erecek deneysel metotlara gereksinim duyduuFZKSEL EVREN NEDR? 37 dur. Bu balamda rnekler oktur, bir sr teleskop eidinden tutun da elektron mikroskobu ve elektronun hareketini gsteren cihazlara kadar. Her durumda, fiziksel bir nesne ya da sre bir ekilde sz konusu nesne ya da sre ile ilgili bilgiyi barndran resimli bir sunuma evrilir -rnein bir fotorafa. Ve bu bilgi yine niceldir, ama illaki saysalolmak zorunda deildir. Sonuta lm -ki bu neticede saysal bir deer ya da bir "ibre okuma"dr- ikinci tr bir bilimsel gzlemden -daha iyi bir ifade olmad iin ona gsterim diyeceizayrmak zorunludur. tki usul birletirilebilir elbette, rnein bir fotorafn -bir gsterimin sonucu- lmde kullanlmas gibi. Ayrca ortak yaam ters ynde de ileyebilir bir dizi lmn sonularna elik eden grafik gsteriminde olduu gibi. tki usuln yakndan balantl olmasna karn zoraki biri tekine, benzetilemez ya da indirgenemez, yani fiziin her ikisine de ihtiyac vardr.' Fiziksel nesnelerin alglanamaz olduu gerei nda, imdi prensipte alglanamaz olan bir eyin "resimli bir gsterimi"nden hangi anlamda sz edilebilecei yolunda bir soru sorulabilir. Gsterimin bir benzerlii tadn dnrsek hataya dme ihtimalimiz artar -sradan bir fotoraf bile gsterdii nesnenin bir suretini tar- Fakat eer orijinalolan grlmemise ve aslnda hi grlemeyecek bir haldeyse, o zaman benzerlikten nasl sz edebiliriz? Bir portrenin onun sureti olup olmadn syleyebilmek iin en bata resmi yaplan kiiyi gzlernek gerekir, ama ayet o kii prensipte grnemiyorsa o zaman "gzlem" sz konusu olmaz ve artk bir benzerlikten sz etmek samalar. Gsterimde byle bir durum vardr. Sradan anlamdaki benzerlikten bahsetmiyoruz. Eer sradan anlamdaki benzerlik geersiz olursa, baka bir eit benzerlik daha olmaldr ki, onun yokluunda gsterimden sz etmek anlamsz olsun. Sonuta gsterime uygulanabilecek bir benzerlik kavram vardr ve bu benzerlik matematiksel bir formun, soyut bir yapnn benzerlii olmaldr. Kukusuz her matematik rencisi, matematiksel bir formun ara sra grsel ifadelerle gsterilebildiini bilir. Aritmetik ya da analitik geometri alm her renci y=x2 formlyle gsterilen fonksiyonun parabolik grafiini ok iyi hatrlayacak ve bu grafiin sradan anlamda bir benzerlik tamadn da gayet iyi bilecektir. Ne ki grafiin bir anlamda fonksiyonu gsterdii vakadr; her eyden nce, grafie bakarak x= noktasnda en kk deerini ald, bu noktada tm trevlerinin tanmsz olduu, trevlerinin mutlak deeri38 KUANTUM BLMECES nin x in mutlak deerinin artmasyla birlikte artt ve bunun gibi pek ok eyanlalabilir. stelik grafikten yola klarak fonksiyon elde edilebilir, yani yatay ve dikey koordinatlarn pratikte keyfi bir kararllkla kesinlenemeyecei gereini grmezden gelirsek, her x'e karlk gelen f (x) deerini grafikten bulabiliriz. Bilimsel gsterimde nesne bir matematiksel form deil bir eit fiziksel varlktr. Elbette fiziksel varlklar da matematiksel formlara sahiptir ve gsterilmesi gereken de o formlardr. Bu nedenle gsterim rnei grafik rneine benzer, nk ayet fiziksel varlk ayrca matematiksel olmayan zellikler tayorsa, onlar gsterimde sunulmayacaktr. Baka bir deyile fotorafn gl radyo sinyalleri veren bir yldzla ya da kendi aralarnda etkileen bir paracklar btn -veya bu balamda eski kat kremiz- ile ortak yan matematiksel bir forma sahip olmalardr. Bu temel noktay aydnlatmak iin ok sayda rnek verilebilir. rnein sradan kat bir nesnenin X nlar ile ekilmi fotorafn dnn. Eer alan Kartezyen bir biimde koordinatlara ayrr ve X nlarnn z eksenine paralel hareket ettiini, fotorafr negatifinin xy dzlemine paralel yerletirildiini kabul edersek, o zaman fotorafn kendisi x ve y koordinatlaryla tanmlanabilir ve emlsiyonun (ekimden ve banyodan sonraki) f (x, y) optik younluu, belli bir f fonksiyonunu tanmlar. Fotorafn sz konusu nesne ile paylat ey ite bu f fonksiyonudur. Ayrca nesnenin "optik younluu" 8 (x, y, z) bilinirse, bu younluun z ye gre trevi, 8*(x, y) "etkin optik younluk"u verecektir. Ve bu younluk bilindiinde f kolaylkla hesap edilebilecektir. X nlarnn faydas, bu hesabn tersine evrilebilmesine imkan tanmasdr; eer f biliniyorsa 8* hesaplanabilir. X nlarnn gsteriminin amacnn 8* fonksiyonunu ortaya karmak olduu sylenebilir. X

nlarnn effafln inceleyebilmemizi salayan 8* forksiyonudur; alann greceli aydnlna ya da karanlna baklarak 8* in nerede kk ya da byk olduu grlebilir. Bylece deiik dorultularda onu kltme veya bytme adm atlabilir." Aslnda effaflk, fonksiyonun deerlerinin "younluk noktalar" ile gsterildii, iki deikenli bir fonksiyonun "grafii" olarak deerlendirilebilir. Pek ok baka trlerde gsterimlerin olduu muhakkaktr ve alt izilmesi gereken husus, niin bir gsterimin x ve y koordinatlarnn sabit biimde uzamsal boyutlar gstermesi gerektii sorusunun bir akFIZIKSEL EVREN NEDIR? 39 lamas olmamasdr. Bu noktada mehur osiloskop rnei reticidir. Onun en basit ilem kipinde, V nin voltaj ve t nin zaman gsterdii tek bir V (t) girdisi mevcuttur. Sonra monitr, ordinatn voltaj (ve dolaysyla voltaj girdisi neyi temsil ediyorsa onu), apsisin zaman temsil ettii bir V fonksiyonun grafiini gsterir. Bylelikle bir elektrik akmn, bir ses dalgasn, bir s deiimini ya da V (t) girdisi neyi temsil ediyorsa onu "grebilir"iz. Ya da varsayalm ki bu sefer osiloskop iki deikenle, diyelim V (t) ve W (t) ile kullanlacak. Bu durumda monitr, V ile W arasndaki balanty VW-dzlemindeki bir eriyle verir. Her halkarda gsterim durumunda da gsterilen ey ya bir fonksiyon veya daha genel bir ilikidir, te yanda fiziksel sistem grnmez halde kalr. Her bilimsel gzlemin -O ister bir lm isterse gsterim olsunmaddi bir X nesnesi ile onunla badak bir SX fiziksel nesnesi arasndaki mtekabiliyetten doduu belirtilmelidir. Baka bir deyile o, bir temsil etkinliinden (SX'i temsil eden X) doar. Genelde gzlemi tamamlayan, fiziksel alandan maddi alana gei tam da SX'den X'e geile gerekleir, zira biz fiziki ile maddi varlk dzeyleri arasnda baka bir balant ya da ba bilmiyoruz. Dahas deneysel fizikinin doalolarak hep bu balantdan yararland aktr. O, rnein maddi bir nesneye fiziksel bir sistem gzyle bakarken ya da maddi varlklar maddest fiziksel bir sistem "hazrlamak" iin kullanrken bunu yapmaktadr. Ve yine o fiziksel bir nesneyi lerken ya da gsterirken de kesinlikle bunu yapmaktadr. Halbuki bu hayati balanuya hibir yerde rastlanmaz. Hele Iizikinin haritalarnda onun hi yeri yoktur, bunun basit nedeni ne o haritalarn bal bana fiziksel alan referans almasdr (ve dolaysyla sz konusu balany darda brakmasdr), ne de bizim geleneksel fizik dnyamz da onun yeri vardr nk bilindii gibi, bu Kartezyen veya "klasik" Weltanschauung atallanmac teoriye dayanr. Sonuta o maddi alann ve dolaysyla bir balantnn mevcudiyetini reddeder. Yine de rastlansn ya da rastlanmasn sunum balants oradadr ve gerekte onun kesin olarak bilimsel anlamda var olduu grlmektedir. Bizim bu balany anlayamama -ister fiziksel ister felsefi aratrrnayladurumumuz en azndan sorun tekil etmez. Hem biz duyusal algy da tam anlamyla kullanmyor deil miyiz -bu da en az onun kadar anlalmazdr? Gelinen nokta udur: Sunum olmadan fiziksel alann bilgisi de 0140 KUANTUM BILMECESI maz - ayn duyusal algnn yokluunda maddi dnyann bilgisinin olamayaca gibi. Kukusuz lmcl derecede inat birisini fiziksel evrenin varlna ve onun bilinebileceine ikna etmenin yolu yoktur. Pozitivist bir indirgemecilie sapma ihtimali hep mevcuttur. te yandan insann sunum dncesinden vazgeemeyeceini- fiziksel evreni gzden karmak koulu dnda- sylemek yeterlidir. imdi nmze u soru kmaktadr: Sunumuna bakarak fiziksel bir nesne hakknda ne renebiliriz? X ile SX'in olabildiince farkl olmalar gereine ramen -rnein krmz bir bilardo topu ile bir atomlar bulutunu dnn- bu ikisi arasnda kesin bir "benzerlik" olmaldr, aksi halde X, SX hakknda bize hibir ey syleyemezdi. yleyse bu "benzerlik" ya da balant nedir. Bu balamda belirtilmesi gereken ilk ey, X ile 5X'in btnyle ayn uzamsal blgeyi igal ettikleridir -bu tuhaf grnebilir.5 nk aslnda aksi halde maddi alan ile fiziksel alan arasnda bir ayrm yapmann hi anlam olmazd -bunun nedeni de biz onu maddi alana ilikilendiremediimiz srece fiziksel alann bir anlam tamayacadr. te yandan bu ilikilendirmeyi biz tek bir sunum yoluyla yapabiliriz. Bu da, iki alann zdelemesi ve dolaysyla X ile 5X'in uzamsalolarak akmas demektir. Fakat bu uzamsal akma, uzaklk ve a kavramlarnn -ki bunlar bilindii gibi, maddi uzaklklarn lmleriyle ifade edilir- madde alt alana devredileceini iaret eder. Bu nedenle bir X maddi nesnesinin maddi paralara her ayrmas, 5X'in benzer ya da geometrik adan izomorfik bir ayrmasna karlk gelir. Ksacas X ile 5X arasnda "geometrik bir sreklilik" vardr." te tam da bu geometrik sreklilik nedeniyle fiziksel nesneler gzlemlenebilir. lm aletindeki ibrenin konumundan (maddi bir ibre, maddi bir lm aleti demeye gerek yok) fiziksel bir aletin durumunu soruturmay salad iin, bu sreklilie teekkr etmeliyiz. Daha genel bir biimde ifade edersek, fiziksel bir aletin durumu, onun sunum yoluyla maddi alana tanm i geometrisiyle -daha dorusu maddealt paralarnn karlkl konumlaryla- verilidir. Akas her lm ve anlalr gsterim biimi bu esasa dayanr. Bir nokta daha: Geometrik sreklilik sayesinde sunum bir gsterim biimini oluturur. O aslnda gzlernin ilk biimi olarak adlandrlabilecek eyi oluturur. Daha nce de belirttiimiz gibi, dier tm gzlem biimleri sunumsal gsterime baldr.

ster lm isterse gsterim sz konusu olsun kii, fiziksel bir nesFlZKSEL EVREN NEDR? 4 neyi o nesneyi maddealt bir aletle etkileime sokar bilimsel anlamda gzlemler. Bu etkileirnin sonucu ya da mahslat yada eldesi sonradan sunum yoluyla maddi seviyeye aktarlr. te yandan sz konusu nesneyi gzlemlemek iin kiinin sadece uygun ara gereleri kurup, istenilen etkileirnin olmasn beklernesi ve kan sonucu kaydetmesi gerektii dnlmemelidir, Zira bu sonu, gerekte bir lm, saysal bir kt ya da bir eit grafiksel gsterimden farkl bir eyolamaz. Baka bir deyile aletin gsterdii ey veridir. Ama fiziki bununla yetinmez. Veri elbette bir aratr ama gzlemlerne ileminin sonu deildir. Fizikinin aratrd eyakas fiziksel nesnedir, daha dorusu nesnenin kesin bilgisi ya da dnsel kavrandr. Ve bunu hibir bilimsel alet, hibir deneysel modus operandi veremez. O halde tek bana deneysel yollarla yaplmaz. Giriimin teorik yan ortaya kmadan bona fide gzlem olamaz. yle de denilebilir: Fizikinin yapt anlamda gzlem, alglanabilir olandan alglanamaz olana geitir ve ancak teori bu mesafeyi kapatabilir. Daha nce de iaret ettiimiz gibi, teori ve deney birlikte yrr, ikisi tek bir bilisel etkinlik, tek bir "bilme yolu" oluturmak iin birleirler. Akas "deneysel gerek" diye bir ey yoktur -tabii, bu terim teorinin btnleyici roln darda brakan bir anlamda kullanlyorsa. te yandan fiziksel alandaki hibir eyin teorik ncllerin yardm olmakszn llemeyecei ya da gsterilerneyecei gerei, aslnda deneysel bulgularn geerliliine phe drmeye deil, teoriyi genelde savunu lduu eklinden daha kesin ve gerekte daha "ak" hale getirmeye yarar. Deney tarafndan onaylanana kadar teorik grlerin salt "hipotezler" olduu yolundaki ortak kan, bu yzden abartldr ve bir ekilde yanltcdr, nk varsaylan "gzlemlenen kat gerekler" prensipte sz konusu hipotezlerin dayanaca kesinlie sahip olamaz. Alel acele "salt hipotezlerden sz edenlerin anlamad gerek, anln bilimsel srete doru ve en gerekli bir rol oynaddr. Anlk, basite mantk ya da mantksal dnme yetisi deil, nesnelerinin "kavranabilir formlar" olduu, eski ve geleneksel anlamdaki arasz grme yetisidir. Hem bu balamda byk fizikilere yeterince ihsanda bulunulduu gibi, onlarn aratrma yaparken bu yksek yetilerinden nasl yararlanacaklarn gayet iyi bildiklerini dnmek yerinde olur. Dolaysyla en iyi durumlarda, bulucularnn ne srd ncller, esasnda bizim bilge ders kitaplarmzn imkansz grd, bir eit apriori do42 KUANTUM BiLMECESi rulua sahip olabilir. Albert Einsteine'in bandan gemi bir olay aktarmak bu noktada yerinde olacaktr. 1919 ylyd ve ngiltere'nin Astronom Kral maiyetinin olduu kalabalk bir toplantda, belli bir karanlkta fotoraf levhalarnn n bklmesini saptaeln duyurdu. Berlin'e bir telgraf ekildi ve biri hemen Einsteir'ir ofisine frlayarak ona haberi iletti; "Tearinizin yanl olduu ispatlansayd ne dnrdnz?" diye sorunca gen kadn, byk bilim adam hi hareket etmeden, "o zaman eskisi iin zlrdm." diye cevap verdi. Byk gerek u ki, fiziksel evren her eyden nce yatmarn bir rastlant deildir. Adclarn asrlardr va az ettiklerinin tersine, tikel varlk snrn temin eden "tikel evrenin kendisidir ve bu onun "akli yan"yla akmaktadr. Bu, fiziin teden beri gerekte sz edilen tikel varlklarla deil, evrensel bir ilkeyi veya kanunu yanstan paracklarla ilgilendii anlamna gelir. Geriye kalan bilinmeyen zorunluluun kalntlar olabilir. Dolaysyla fiziin aratrd ve kendi usulnce kavrad ey, rastlantdaki gereklilik ya da geicilikteki sonsuzluktur. stersek deneysel veri formundaki rastlantyla ie balayabiliriz. te yandan veri yaps tamamyla bizim yararmzadr, nk o bir ekilde evrensel bir ilkeyi tar veya yanstr; modelin ya da sunumun ele geirmeye alt da budur. Geri ilke verilerle bir bakma rneklendirilse de, o hibir surette bize amlanamaz, dayatlamaz ve kesinlemi bir hakikat olarak sunulamaz. Bu nedenle Einstein'in ifadesiyle sylerse k sunum, "insan ruhunun zgr bir yaratm'ldr" -elbette bu onun salt znel ya da batan sona keyfi olduu anlamna gelmez. nk sunumun kendi usulnce gsterdii ey, belirttiimiz gibi verilerle rneklendirilen evrensel bir ilkedir; ayn ilke gerekte nce fiziksel nesnenin kendisinde rneklendirilir. Bylece ayn ilke farkl dzeyde kendini gsterir: Fiziksel nesnede, veriler btnnde ve model ya da sunumda. Sonuta bu, fiziksel bir nesnenin niin bilinebildiinin yantdr. zetlersek biz, nesneyi ilkenin sayesinde biliriz ve ilke de sunum yoluyla bilinebilir, sunuma da veri btnnden yola klarak ulalr. te yandan veri btnnden sunuma geiin, tek bana akl yrtmeyle yerine getirilmediinin anlalmas gerekir. Kimse Einstein'in "zgr yaratrnlar''ma srf mantkla ya da bir dizi kural izleyerek ulaamaz. O bir bilgisayarn baarabilecei i deildir. DOrusu modelin veya sunumun gerekten anlalmas belli bir dnsel yetiyi gerekFZKSEL EVREN NEDR? 43

tirir ve dolaysyla bo na fide anlamda anla ngrr, Onunla sunumu "algladmz" dnsel etkinlik, ayn zamanda ilkenin kesin bir kavrann da salar. Bu nedenle fiziki bir bakma; sunumlar yoluyla ve dolaysylailgilendii fiziksel nesneleri ilkesi ya da "dnsel ehresi" iinde "grr". Alelacele "salt hipotezler"den hipotezlerden sz edenlerin kavrayamadklar ey ite budur. nk nerede "grmek sz konusu ise orada "doruyu grme" ve kesinlie ulama olasl vardr. Ne de olsa bir bakma "grmek nanmaktr," Sonu olarak niin Einstein'in kaytsz kalabildii sorusunun yant da ite bu deil midir? O ilkeyi grmemi miydi? Byk olaslkla durum bu minvaldeydi -ki bu, Einstein'in zl ("O zaman Eskisi iin zlrdm") yantn hem alar hem de onaylar. Madem fiziksel teoriler kanlmaz biimde tahminlerdir, o zaman onlarn fiziksel nesnelere ait hibir doru bilgi salamad ya da hatasz dnsel etkinliklere ulalamayaca yolunda bir itiraz getirilebilir. Ama neden olmasn? ncelikle hatrlanmas gereken, fizih~fl evrenin, onlar yoluyla gzlemlendii aletlerin doasna ve doruluuna uyan eitli dzeylerde kendisini gsterdiidir. Her dzeyin kendine zg kanunlar ya da "matematiksel formlar" sergilediini kabul etmek gerekir -bir dzeyin kanunlarnn dier dzeylerle elimedii srece elbette. Eer A dzeyi B dzeyinden daha temel ya da daha "doru" ise "B" dzeyinin bilinen kurallar, A'nn kurallarn takip etmelidir -zater gerekte her zaman olan da budur. rnein Newton mekanii, k hzna oranla hzlar kk olduu varsaylmas halinde grecelilik kurarnndan karsanabilir. Ya da gazlarn termodinamii, kuantum mekaniinin snrlayc bir durumu olarak anlalabilecek, paracklarn klasik mekaniinden Boltzmann a la (Iran. usulnce .n) karsanabilir. A dzeyinden baklnca, B dzeyine ait kanunlarn tahmini ya da yaknsak olduu grlecektir; ne var ki bu, sz konusu matematiksel formlarn "salt znel" olduunu gstermez -szgelimi bir tekerlein mkemmel bir ember olmamas gereinin, onun embersel formunun ya da "emberselliinin" sahte olduu anlamna gelmeyecei gibi. Baka bir deyile matematiksel formlar fiziksel alanda "mutlak dorulukta" var olmasalard orada hi olmazlard. zetle bu byk teori kendi zel alan iinde ilerlik kazanr ve ustalar sonuta "doruyu grr" Onlar yanlabilecei nokta, sz konusu kanunlarn snrlama olmadan uygulanabileceini sanmalardr. rnein Newton, Einstein' nceden bilmiyor44 KUANTUM BLMECES du ve Einstein bildiimiz kadaryla kuantum gerekliini kabul etmekte hayli zorluk ekmitir. Her hakiki r ac fiziki, kendi vizyonunu onun hakl snrlarnn tesine tamaya ynelik bir eilirne sahiptir belki de. Eer fiziksel evren, matematiksel formlar bir ekilde tamasa ya da yanstmasayd, o basite anlalmaz olurdu. Bu nedenle o matematiksel formlar tar ya da yanstr ve aslnda bu gerek formlardan olumutur: tamamen onlarn "matematiksel yaplar"ndan. Fiziin son kertede ilgilendii ey, var olan matematiksel yaplardr. Bununla birlikte ister avamdan ister uzman olsun herkesin, bu matematiksel unsurlara kukusuz duyusal deneyimden kaynaklanan az ya da ok somut hayali formlar giydirme eilimi tad inkar edilemez. Daha dorusu gerekte bizler bu fiziksel varl olmayan eylere, gya onlar bizim zihinsel yetilerimizin snrlar iine sokmak iin duyusal imajlar yklerneye ihtiya duyarz. te yandan matematiki ya da donanml fiziki sz konusu olunca bu prosedr, matematiksel yaplar ve ilikileri anlamada mkemmel iler ve gerekten hayati bir roloynar. Uzmann elinde somut form, bir sembole -zihinsel bir bireime- dnr. Baarl teorisyen, somut grntden, anlamaya alt matematiksel yapyla bir benzerlii tayan soyut bir formu nasl karacan ok iyi bilir. O neyin gerekli olduunu adamakll renmitir ve gerisini nemsemez. Bu gerekten renilmesi gereken "sakl bir sanat"tr. Uzun ya da ksa bir raklk dnemi geirdikten sonra kii sonunda, maddi cisimlerin basit gorntlerinden, grafikler ve diyagramlara kadar uzanan bir yelpazedeki, geni apta "grsel destekler" diye adlardrlabilecek eylerin zihinsel kullanmnda usta olur. Unutulmamaldr ki, matematiksel bir formln bile zorunlu olarak kendi ilevini yerine getiren grsel ve sentaktik bir yannn bulunduudur.f Dier insani etkinlikler kadar fizik ve matematik iin de u sylenebilir: "Biz imdi karanlk bir camdan bakyoruz", genelde duyusal formlar "cam" ilevini grr. te yandan grntlerin ve duyusal desteklerin kullanm, kolaylkla gayri merulap bir tr dnsel putperestlie dnebilir. Her ey bizim grsel bir sunum -Skolastiklerir "fantezi" dedikleri ey- ile bir ekilde sunulduu varsaylan fiziksel ya da matematiksel nesne arasndaki ayrm anlayp anlamadmza baldr. Grnt ile nesnenin kart anda hata kanlmaz olur. Fanteziler gereklikle kantnldnFZKSEL EVREN NEDR? 45 da, onlarn ard arkas kesilmez. Dorusu aradaki snr kolaylkla izilebilir ve yeniden izilebilir, yeter ki yatmayan fanteziye kar saf bilgiden deil de onun derecelerinden sz edebilecek kadar gereki olunsun. te yandan fantezilerin "somut" ve "sembolik" kullanm arasndaki mantksal ayrm tm geerliliini ve doruluunu korur, her ne kadar o insann gszl olsa da. Sonra kavray n dereceleri vardr ve fizikiler bile somuilatrma eilimine sahip olmaktan hibir surette muaf tutulamazlar. Baka bir deyile onlar, grsel desteklerin az ya da ok kabul yoluyla yer yer fiziksel nesneyi somutlatrmak (bundan itibaren bu ifadeyi kullanacaz) eilimine sahiptirler. Hatta onlarn ilkece

onlar ylesine zgrce somutlatrdklar iddia edilebilir ki, sz konusu fantezileri teorilerinin mantksal ya da matematiksel talepleriyle bariz biimde elimez. En zararsz grnen somutlatrma bile her zaman gayri merudur. Grsel desteklerin hakiki sembolist bir kullanmna tezat tekil ederek duyusal niteliklerid zmece yoldan, bu tr niteliklerin bizatihi bulunmad bir alana yanstr. Bir bakma somutlatrma maddi olmayan eyi "maddiletirir" ve bylece fiziksel alanla maddi alan kartrr. Somutlatrmann Newtoncu alanda geerli olduu inkar edilemez. Her eyden nce kat ve kat olmayan cisimlerin, maddealt nesneleri n mekanikleri vard ve kukusuz bu nedenle onlar, uygun maddi varlklarla zdeletirilmek yoluyla rutin biimde somutlatrld. Bununla birlikte bu ekilde deerlendirilemeyecek yerekimi de mevcuttu tabii, ama bu durum bir anormallik olarak algland. Newton, (Optics'de) yerekimi kuvvetini, gezegenleraras varsaymsal bir svnn basn ls ile aklamaya alt. Ayrca teknik ya da hesaplama anlamnda meselenin fizikl e hibir ilikisi olmadn hayran olunacak bir vukufiyetle fark etmiti. Yerekimi kuvvetinin etkisi altndaki cisimlerin hareketlerini hesaplamak, nasl olupda tek bana bir "ktle paras"nn bir dierini etkilediini aklayan matematiksel bir yasay meydana getiriyordu ve Newton, yerekimi yasasnn bu meseleyi sonsuza dek zdne inanmak iin iyi bir nedene sahipti. Ne var ki mekaniksel aklamalara duyulan zlem sryordu. O, bilim adamlarn Mekanie her eit olguyu zebilecek bir anahtar gzyle bakt bir ad ve bu Weltanschauung bilindii gibi zaferler de kazanmtr. Newton asl keiflerinin, hareket ve ekim kanunlar, bunlarn sonucu olan gezegenlerin yrngelerinin aklanmas- yannda, 46 KUANTUM B1LMECESl sesi gerekte sureen mekaniksel bir olguya indirgeyen bir akustiin nn at ve en azndan -son derece hakl olarak- s ve scakln "paracklarn titreimli dalgalanm" ile ilikili olmas gerektii ynnde dnceler ne srd. Newtoncu anlamda daha az mekaniksel olmayan, fakat daha az isabetli, syla ilgili ikinci bir teorinin yine o zamanlarda ortaya kt ve 20. yzyl boyunca yaygn kabul grd unutulmamaldr. Bu gre gre, s "ince, grnmez ve arlksz" bir sv olarak kabul edilip, phlogiston diye adlandrlmt. Onu her naslsa cisimlere sizd ve ayn bir basn derecesine gre akan sradan svlar gibi souk yerlere akt dnlmt. Nihayet 19. yzyln ortalarnda phlogiston doktrini Newtoncu teorinin desteiyle terk edildi. Bu balamda Joule ve Helmholtz'un almasna teekkr borluyuz. Mekaniin deiik kollarndan -halen sorunlu olan s teorisi de dahil- ayr olarak Newtoncu fizik, az ya da ok zerk ve baarl bir aratrma dal olan optii de kapsar. Bu daln da eninde sonunda mekaniksel yollarla anlaldndan phe edilmemelidir ve gerekte k olgusunu aklamak iin ne srlen iki mekanik model-Huygens'in dalga modeli ve Newton'un parack modeli- mevcuttur. Ayrca Newton'un byk abalar sarf ettii temel kimya vardr. Kimyasalolgular matematiksel ya da bal bana mekaniksel terimlerle aklamann ihtimal d turulmad bir zamana rastlamt bu. Newton bu konu zerinde ayr bir kitap yazmad. te yandan Newton ve adalar atomlara ilikin mekaniksel bir teori zerinde ciddi biimde alyorlard ve ok gemeden teorileri geni apta bilimin deitirilemez bir dogmas olarak deerlendirilmitir. Voltaire'in o mehur zgveniyle belirttii gibi: En sert cisimler elek misali deliklerle dolu grnrler ve gerekten yledirler. Atomlar, sayelerinde fark elementlerin ve deiik trlerde varlklarn olutuu blnmez ve deimez zlerdir." Son olarak belirtilmesi gereken udur; mekaniin ve optiin -ve hayali bir atornculuun- yannda Newtoncular temel elektrik ve manyetik olgulara'" da aina idiler. eitli nedenlerden tr bu sahada 19. yzyla kadar pek bir gelime kaydedilemedi. Ta ki gerekli aralar tedarik edilip aratrmalarn gelitirilerek Faraday ve Maxwell'in o mehur teorisiyle neticelendirilene kadar. Elektromanyetik alann ortaya karlmasyla mekaniksel bak a sonunda zayflamaya balad. Safyap, FZKSEL EVREN NEDR? 47 matematiksel form kavramlar Newtoncu sylemin mekaniksel kavramlarnn yerini ald. Ancak gei yava gerekleti. Maxwell. elektromaryetik alan, esirden -kt talihli phlogitondan ayr, baka bir "ince, grnmez ve arhksz" svdan yola karak mekaniksel biimde izah etmiti ve onun gr yllarca geni apta kabul grd. Gemie baktmzda mekaniksel aklamalardan yana gl bir temelin halen bilimsel camiada etkili olduu grlebilirdi ve kklemi eilimi skp atmak iin Eirstein'in cesur dehasna ilaveten hassas bir deneyin gcne ihtiya duyulduu akt. Neyse ki gei baarld ve imdi biz kendi bana fiziksel bir varlk, mekaniksel kategorilere indirgenemeyecek bir "yap" olarak elektromanyetik alan tanyoruz. Fakat esiri bir yana brakmamza ve artk mekaniksel modellere zlem duymamamza ramen halen daha algsal desteklere ihtiyacmz vardr. Elektromanyetik alan, dier herhangi bir fiziksel nesne gibi, uygun bir eit grsel sunumlarn yardmyla -kesinlikle mekaniksel yollarla deil- pekala anlalabilir. Her rencinin bildii gibi, bir noktadaki elektrik alan bir vektrle -uzunluu ve yn olan, dolaysyla ok eklinde

izilebilecek matematiksel bir ifadedir- gsterilir. Sz konusu noktaya tercihen kk bir vektr rnei uygunca yerletirilebilir. Bunun iin oku "kuyruu" ile birlikte tam P noktasna yerletirmek gerekir. imdi kk bir abayla belirli bir zamanda matematiksel teorinin gereklerine gre uzunluk ve ynleri deien, sz konusu oklarn sreen boyutlu bir dalm olarak bir elektrik alan izilebilir. Ayn ey manyetik alan iin de yaplabilir ve buna binaen her noktada alann uygun elektrik ve manyetik bileenlerini gsteren iki okun birletirilmesiyle ortaya kan bir elektromanyetik alan da izilebilir. Tasavvurumuzu zenginletirmek adna elektrik vektrleri krmz, manyetik vektrleri de mavi olarak dnelim, bylece elektromanyetik bir dalgann etkileyici izimleri elde edilebilir. II Elbette ben hi kimseye" krmz ne mavi vektrler" dncesini basit ve yzeysel deerde grmeyi tavsiye etmiyorum, benim iaret ettiim nokta bunun tesidir. Birincisi en azndan zihinsel bir dzlemde bu genel sunum biimlerine gerek olduu kabul edilmelidir ve gerekten onlar bir elektromanyetik alan kavram iin geerli duyusal desteklerdir. Durum bu minvalde olunca prensipte elektromanyetik alan somutlatrmak mmkndr -ve aslnda son derece kolaydr- Bunun iin yaplmas gereken tek ey, P noktasndaki elektrik ya da manyetik alan vektrnn gerekte bir ok olmad, aslnda hibir ekilde "izilemeyecek" -kukusuz ok gibi bir arac kullan48 KUANTUM BLMECES mann dnda-, btnyle farkl trde bir eyolduunu unutmaktr. Ksaca bir sray yapmak gerekir, dardan baklnca bir kiinin "aya m yoksa parmana m baktn" sylemek kolayolmayabilir. Yeterince pragmatik bir bak asyla bunun pek de nemli olmad sylenebilir ve bu genellikle dorudur da. te yandan bu rnekte elektromanyetik alann somut biimde gsterilmesinin, elektrik ve manyetik vektrlerin Lorentz sabitleri olmad gereine dayanlarak teknik adan kabul edilemez olduu vakadr. Baka bir deyile elektromanyetik alann elektrik ve manyetik bileenlerine ayrlmas, seilen referans noktasna baldr. Sabit kalan ve bundan tr nesnel biimde gerek olan tek ey, boyutlu uzaydaki bir vektr ifti deil, drt boyutlu bir uzay-zamandaki dsal bir 2-formdur. Bu arada bizim "krmz ve mavi vektrler"imiz geerliliklerini korurlar ve elektromanyetik alann bir sunumu ilevini grrler -byle bir izimin yzeysel deerde ele alnmamas gerektiinin anlalmas ve onun formel anlamda bile yalnzca snrl sayda bir referans noktalar snfna uygulanmas kouluyla-Dsal 2-forma gelince o da grsel desteklere ihtiya duyar, ama onunla matematiksel nesnenin tanmlanabilecei bir "izirn" -sradan uzam ve zaman iindeki tek somut gsterim olmayan- yoktur. zetle elektromanyetik alan Lorentz sabitiyle somutlatrlamaz. Ayn ey gerekte baka Lorentz sabiti yaplarna ve dolaysyla bir btn olarak grecelilik fiziine de uygulanabilir. Greeeliliin bizi niin mthi derecede etkilediinin asl nedeni de budur kukusuz. O zordur, zira bedel demeden somutlatrma gerekletirilemeyecei bir gerektir. Bununla birlikte mikrodnyaya gelindiinde, Lorentz sabitinin gerekliliinin gzard edilmesi durumunda dahi ayn ey gerekleir, nk dalga-para ck ikilii bahsedilen paracklarn somutlatmlmasn aka engellemektedir. Zira bu nesneler paracklar olarak sabit biimde izilemezler, nk onlar belirli deneylerde dalga gibi hareket etmektedirler. Ayn ekilde onlar dalga olarak da izilemez. Sonuta onlar hibir surette izilemez ve bizim kafamz kartran da ite budur. Bizim yzylmzda gerekleen ey, fiziin kendi temeli zerinde ilerleyerek, acemice yorumlar reddedip somut sunumlara uygun, zenli sembolik tutumu savunma noktasna gelmesidir. Daha dorusu o, yksek hzlarn sz konusu olduu alanda, mikrodnyada byle bir tutumu savunmak zorunda kalmtr. Olaan makrodnyaya gelindiinde somutlattma eylemi kendisini yine gsterir, "kuantum tuhafl" konusunda FZKSEL EVREN NEDR? 49 uzunca uyarlarda bulunan yazarlar da bile -sanki 1024 adet atom tek bir atomdan daha kolay izilebilirmi gibi- yine de fiziksel ve maddi alanlar arasnda ontolojik bir farkn olduu ve bu mesafenin salt bahsedilen paracklarn toplam yoluyla kapatlamayaca anlalmtr. lrnek teorik bir tasarm yoluyla kavranan fiziksel bir nesneyi belirtmek iinfiziksel sistem ifadesini kullanacan. Dolaysyla bir ve ayn nesnenin farkl tasarmlar farkl fiziksel sistemler dourur, 2Pek mitsizce de olsa meseleyi yle izah etmeye alaym: Sabit younluklu kat bir kre iki saysal sabitle nitelendirilir: Yarap R ve younluu o. te yandan ne R ne de O alglanabilir (bu nicelikler llebilir elbette, ama daha nce de ifade ettiimiz gibi lmek ile alglamak ayn eyler deildtr.) Ancak onlar tarafndan kat krenin tanmland nicelikler alglanamaz olduu iin kat kre de alglanamaz. Tpk hi kimsenin tamamen renkten yoksun bir nesneyi (grsel olarak) asla alglayamayaca gibi. Ama kat krenin rengi yok dediimiz gibi o, R ve O ile tanmlanmtr. Bu yzden o alglanamaz. 3Gsterim ile lm n tam da niceliin iki kipine karlk geldii sylenebilir; uzam ve say ki, bunlar modern zamanlara dek indirgenemez olarak dnlyordu. Descartes, icat ettii analitik geometri yoluyla onlarn arasndaki ayrm bulanklatrmtr. Yine de uzam ile say arasndaki ayrm varln korumaktadr ve gnmzde her eyin "dijitallestinlrnesi'tne ramen resimsel tasarmlar halen daha bizimle yaamaktadr.

"Medikal amalardan dolay kukusuz yalnzca 0* (x, y) nin deil, o (x, y, z) nin de aratrmas yaplr. Bit tmrr ya da bir anlk yabanc bir nesnenin yerini kesin olarak belirtmek iin gerekli olan o'diL Ayrca bu "tarama" teknolojisinin temelini oluturan, tomografi diye bilinen bir matematik dalnn konusudur. 5X ile 5X'in uzayda ayn yerde bulunmas olgusu hi de elikili deildir. ncelikle bu, bizim duyusal deneyimimizle elimez, nk alglama yalnzca X'e mahsustur. Dahas teorik bir bak asndan iki varln ayn yerde bulunmas dncesinde hibir elikili yan yoktur, ki bu alanlar rneinde vakadr, rnein bir elektrik alan, bir manyetik alanla ya da yerekimi alanyla birlikte bulunabilmektedir. Gelinen nokta, yine, ne grdn n nasl baktna bal oluudur. 6Elbette X ile 5X arasnda bir de "zamansal sreklilik" vardr. Bunun anlam 50 KUANTUM BtLMECESt ncelikle udur: Zamann belli bir noktasndaki bir maddi X nesnesi ayn andaki 5X'in bir sunumunu oluturur ve ikinci olarak maddi saatler tarafndan llen "zamansal mesafe" ya da sre dncesi maddealt alana tanr. 7 A. Einstein ve L lnfeld, The Evolution of Physics (New York: Simon and Schuster, 1954), s.33. sBu balamda belirtmek gerekir ki, dil -ve dolaysyla dnce- akas iitsel olsa da duyusal dayanaa sahiptir. te yandan matematiksel yapnn anlalmasna sra geldiinde kukusuz grsel semboller birincil rol oynar. 9Bkz. W D. Dampier, A Hisory of Selence (Cambridge: Cambridge University Press, 1948), s.167. lOOpticks'in 31. Querysi'ndeki u cmleden anlaldna gre, Newon yalnzca ekim ve elektromanyetik kuvvetlerin deil, nkleer kuvvetlerin de farkndayd: "Arlk, manyetizma ve elektrik ekim kuvvetleri duyulur mesafelere kadar ular ve gzlerle bile gzlemlenebilir. te yandan kk mesafelere ulaan ve dolaysyla gzlemden kaan baka kuvveler de olabilir. llphesiz alann zamana bal olduunu hesaba katmak gerekir. Bu, rnein, grafiksel gsterimle ifade edilebilir. -IIIMKRODNYA VE BELlRSzLlK g enel fiziksel bir nesneden -rnein "elektromanyetik alan'dan- sz etmek ile somut olarak var olan ve gerekten gzlemlenebilen, zgl fiziksel bir nesneden sz etmek son derece farkl eylerdir. yle ki, genel nesne tek bana bir matematiksel model ya da sunum tarafndan belirlenirken, ikincisi buna ilaveten bir tr deneysel belirlenime tabidir. Baka bir deyile o, bizim zaten kendisiyle belli bir gzlemsel balant kurduumuz nesnedir. Szgelimi, Jpiter gezegeninden sz edebiliriz, nk o saptanm veya gzlemlenmitir. Yine Pltor gezegenini (193'da kefedilmitir.) fiiliyatta aratrabiliriz, nk o da bir kez tespit edilmitir, elbette dorudan deil de dier gezegenler zerindeki etkileri yoluyla. Kukusuz belirlenirnin dereceleri vardr. Genel ile zglolann arasndaki ayrm iyice tanmlanmtr ve hayati neme sahiptir. Fizik ncelikle "zgl" fiziksel nesnelerle ilgilenir; bunlar onun "aktel" nesneleridir, bir eit soyut, idealize edilmi ya da saf matematiksel anlamda varla sahip olan ("elektromanyetik alan" gibi) varlklardan ayn olarak. Bu nedenle fiziin "aktel" nesneleri yalnzca baz uygun artlarda deil, gerekte teden beri gzlemlenen nesnelerdir. Pluton ve Jpiter gibi onlar bir dizi gzlemle bir dereceye kadar belirlenmitir. "Belirleme" terimiyle, onlarla fiziksel bir nesnenin saptand deneysel etkinlik 52 KUANTUM B1LMECES1 veya etkinlikleri kastediyorum. Bu anlay iinde aslnda bir nesnenin belirlenen e kadar belirli olmayaca sylenebilir.' imdi birka belirlenme rneini inceleyelim. Maddealt nesneler sz konusu olduunda SX'i badak maddi nesne X ile, yani sunum yoluyla belirlemek normal ya da doaldr. te yandan maddealt bir SX nesnesini daha dolayl yollarla -az evvel bahsedilen Pluton rneindeki gibi- belirlemek de mmkndr. Bir nesne hangi yolla belirlenirse belirlensin, ilave belirlenimlerle daha ileri dzeyde belirlenebilir elbette. Sylediimiz gibi belirlenirnin dereceleri vardr. Maddealt nesneler gerekte sunumla (daha dorusu bir tek sunumla) belirlenebilse de bu seenek, atom ya da temel bir parack gibi maddest bir nesne iin sz konusu deildir. Dolaysyla maddest nesnelere gelindiinde, belirlenim zorunlu olarak iki aamada gerekleir: 11kin nesne maddealt bir varlkla etkileime gemelidir ki, ardndan sunum yoluyla gzlemlenebilsin (ya da gzlemlenebilir bir hale getirilsin) Szgelimi laboratuarda retilen bir elektromanyetik alan dnelim; ilk nce, alan sayesinde kendisinin retildii bilimsel dzenekle etkileir, sonra bu dzenek (maddealt bir nesne olarak dnlen) sunum yoluyla gzlemlenebilir. Ya da bir Geiger sayacnn ykl bir parac kaydettiini (hcre iinde) dnn. Parack hcreye girince bir elektrik boalmna neden olur, daha sonra bu maddi dzeyde kaydedilir (sayac

okuma veya duyulabilir bir "klik" sesiyle). te bu olaylar zinciri sonuta paracn belirlenimini oluturur. Bundan itibaren insanlar "X parac"ndan sz edebilirler -hatta X paracyla gzlemsel ba yeniden kurulamasa bile. te yandan daha karmak bir dzenin yardmyla deneyci parack ile gzlemsel ba kurmakla yetinmeyip ilave gzlemlemelerde de bulunabilir. Baka bir deyile "X paracn belirledikten sonra onu ileri lmlere tabi tutulabilir -son Nobel dln alan Hans Dehmelt'in yapt gibi; o, bir pozitronu ay boyunca Penning kapan ad verilen bir kapanda "tutuklu" tutmay baarmt, bu sre iinde sz konusu parack ("Priscilla" ad verilen) grlmemi bir doruluk derecesiyle gzlemlenebilmitir. imdilik bizi u genel geek ilgilendirmektedir: Temel bir parack ya da en basit maddealt varlkla ilgilenelim veya ilgilenmeyelim, onunla kesin gzlemsel bir temas kurulmadan fiziksel bir nesneden sz edilemez. Fiziksel nesneler basite "aalarda yetimez", her eyden nce onlarn kelimenin teknik anlamyla "belirlenmeye" ihtiyac vardr. M1KRODNYA VE BELlRSzLlK 53 imdi yle bir soru sorulabilir: ayet tm ilave gzlemlerin sonucu tahmin edilebilirse veya bir ekilde zaman iinde saptanrsa, o zaman fiziksel bir nesneyi belirlemek mmkn olabilir mi? Bir takm ilave ayrmlarda bulunduktan sonra, bu soruyu yeniden seslendirmenin gereksiz olduu kendiliinden ortaya kacaktr. Fiziksel bir nesnenin somut ya da matematiksel bir sunumunu belirtmek iin "sistem" ifadesini kullanacam. Belirli bir sunumla kavranan bir fiziksel nesneye artk bir fiziksel sistem diyeceiz. Dahas deikenleri tanmlayan sunum ya da soyut sistemdir; fiziksel sistemle ilgili nicelikler deneysel yollarla prensipte belirlenebilir. Baka bir deyile neyin bir deiken olduu neyin olmad nesneye deil, nesnenin alglan biimine baldr. rnein, kat bir kre olarak deerlendirilen bir bilardo topu belirsiz sayda bir dizi daha basit deiken e sahiptir (balca, ktlesi, yarap ve hz ile konum koordinatlar). te yandan o, atomlardan oluan bir btn olarak kavranldnda baka deikenlere sahip olacaktr. Sonuta belirlenim nesneden ayr olarak fiziksel sisteme gndermede bulunur. Fiziksel bir sistem ile onun deikenler kmesi verildiinde, kmedeki her bir deikeni lmek mmkn ise (bylece tm deneyin sonucu, deikenlerin tmnn deerleri bilinebilir) bu kmenin belirlenebilir olduu sylenebilir. Dolaysyla yukardaki soru u ekilde yeniden sorulabilir: Bir fiziksel sistem verildiinde, onun deikenlerinin belirlenebilir bir altkmesi var mdr, yle ki onun deneysel belirlenimi sistemin tm dier deikenlerinin deerlerini belirlesin? Baka bir deyile belirleme yoluyla fiziksel bir sistemi btnyle saptamak mmkn mdr? Bugn iin bu sorunun yantnn olumsuz olduu kuantum teorisinin nda bilinmektedir. Gerekte btnyle belirli bir fiziksel sistem (tm deikenlerinin tahmin edilebilecei) diye bir ey yoktur. Bunun nedeni yalnzca d kuvvetlerin yeterli derecede kesinlikle kontrol edilememesi veya saptanamamas deil, hibir belirleme lsnun ortadan kaldramayaca, arta kalan kesin bir belirlenemezliin fiziksel sistemin kendi doasnda mevcut oluudur. te yandan yeterince basit, byk lekli bir fiziksel sistem inceleme nesnesi ise, bu durumda artk belirsizliin etkileri nemli bir rol oynayamayacak kadar kk ya da llemez olabilir.I Dolaysyla biimsel olarak ve yaklak oranda belirlenmi bir fiziksel sistemden sz edilebilir ve kukusuz tam anlamyla klasik fiziin ilgilendii ve uyguland sistemdir. Byle bir sistem, o zaman tm deikenlerinin kmesi 54 KUANTUM BLMECES tm deikenleri ifade edebilecek bir kme ile tanmlanabilir ya da sunulabilir. Bu, sz konusu sistem ile onun deikenleri arasnda bir aynma artk ihtiyacmzn kalmad anlamna gelir; sistem fiiliyatta tm deikenlerinin kmesi ile tanmlanabilmektedir. Szgelimi klasik olarak bir elektrik alan nasl kavranr? O elektrik vektrlerinin sregen bir dalmdr; niceliklerinin yani, hepsi bu! Bylece sistemin deikenlerinin kmesine indirgenmesi, aslnda tamamyla gzlemlenebilir nicelikler arasndaki ilevsel ilikilerle ilgilenen, kuantum ncesi fizikilerin asl biimciliini yanstr. Buna gre klasik bir fizik sistemi belli gzlemlenebilir lsel byklklerin uzay ve zamandaki bir dalmndan baka bir ey deildir. 3 Halbuki belirsizliin olduu yerde klasik biimcilik ker. O zaman, S fiziksel sistemi ile onun, prensipte tmnn belirleme yoluyla tespit edilerneyecei deikenleri arasnda kategorik bir ayrm yapma gerei doar. Klasik indirgeme (sistemi deikenlerine) sonuta klasik snr ad verilebilecek bir snr iinde ancak kabul edilebilir, yani belirsizliin etkilerinin nemli ya da llebilir bir roloynamayacan garanti eden koullar altnda. Bu snrn ya da snrl alann dnda fzik, klasik olmayan bir biimcilie gereksinim duyar -1925'de kuantum fiziinin kefiyle dahice giderilen bir gereksinim. Bilindii gibi, yeni biimcilik, sistem ile deikenleri birbirinden ayrr ve bu temel zerinde belirsizliin karsnda fiziin ilevi grlebilir. Mikrodnya ile makrodnya arasnda bir ayrm hep yaplr -sanki fiziksel evren bu sfatlarla badaan iki alt alana her naslsa blnebilirmi gibi. Bu durumda elbette u soru sorulabilir: Ka tane atom ya da atamalt parack bizi mikrodnyadan makrodnyaya tayabilir? Keza bu ayrmn anlam nedir? Grne baklrsa asl nokta, "byk apl" ya da makrosistemlerin kendilerin az ya da ok "sregen" terimler] e ifade etmeye eilimli olduklan sanlmaktadr. Onlar klasik modellerle etkin biimde yaknsanabilecek atomik ya da

atomalt birliklerden olumaktadr. te yandan "byk" ve "kk" arasndaki ayrmn her trl ontolojik nemden yoksun olduu unutulmamaldr. Baka bir deyile, makrosistem kavram bilhassa pratik ya da pragmatik alana aittir; yaknlatrma dereceleriyle ve kimi basitletirilmi modellerin uygulanabilirliiyle ilinrilidir. Halbuki gerekte her fiziksel sistem bir makrosistemi oluturur -orun atomlardan veya temel paracklardan olutuu MKRODNYA VE BELlRSzLlK 55 gereine bina en- Bylece mikrodnya bir altalan olutura geldii iin fiilen tm fiziksel evrene de uymaktadr. Bu arada lein nemi yadsnamaz. Ancak mesele, fiziksel gerekliin "kk lekte" her naslsa gariplemesi deil, kn ynnde hareket edildii iin idealize edilmi modellerin terk edilerek, nihai anlamda temel paracklarn toplam olan fiziksel nesne ile ilgilenilmesi zorunluluudur. stisnasz tm fiziksel nesnelerin gerekte en kk paracklardan olumas, bu "paracklar" fiziinin aslnda temel fizik olduunu iaret etmektedir. Dolaysyla tam da atom ve atamalt alanlarda bu fizik kendi temel seviyesine inmek zorundadr sanki. Yine de atomik ve atamalt boyutlara yaklaldka.jtziksel evrenin giderek daha fazla "garip"letii inanc srmektedir. Byk nesnelerin az ya da ok bilindik veya anlalr biimde hareket ettii kabul edilir, oysa atomlar ve paracklar en tuhaf biimlerde hareket ederler. ylesine tuhaf ki, hakikaten baz otoritelere gre, bilinen mantk kurallar bu esrarengiz alanda geerliliklerini yitirir. te yandan bu sylediklerimize, byk apl fiziksel nesnelerin de gerekte elektron ya da quark kadar garip olduklar eklenmelidir, nedense birincilerine sra geldiinde bu garipliin gzard edilmesine genellikle izin verilir, o nesnenin klasik bir modelle -gerekten bizim imgelemimizin ya da saduyumuzun isteklerine az ya ok cevap veren trdenkavranmas yoluyla. u halde bilindik olan kesinlikle modeldir, nesne deiL. Hatta birincisinin kendisini bizim imgelemimize teslim ettii buna eklenebilir, nk hemen ikinci bir adm daha atlmas gerei doar; klasik model bu ya da u yolla bir tr maddi nesne ile zdeletirilir. Ksacas kii klasik snrn iine girdikten sonra somut/atrma yapar. Ve kii sonunda -gvenli bir ekilde maddi alann terra firma'sna dnnce- bildii eyle karlar: Aslnda bize bilindik gelen, alglanabilir olandan farkl deildir. Ayrca mikrodnya -ve dolaysyla geni apta fiziksel evren- ne alglanabilir ne de hayal edilebilir olmas bakmndan "garip" kabul edilir, ama burada sz konusu olan yaygn anlamdaki "kuantum gariplii" deildir. rnein bu, elektronun bazen bir parack ve bazen de dalga olmas ya da her naslsa ayn anda hem dalga hem de parack olmas veya onun bir noktadan dierine kararsz biimde "srarnas" ve benzeri durumlar cinsinden bir gariplik deildir. Esasnda "kuantum gariplii" denilen ey, son derece basit olarak, mikrosistem ile onun dei56 KUANTUM BlLMECESl kenlerini (bu rnekte elektron ve onun konumu, momentumu ve dier dinamik deikenleri sz konusu) birbirinden ayrarnamaktan kaynaklanmaktadr. Gerekte ikincisine olmayan veya olamayan, elektronun klasik z nitelikleri atfedilir. Baka bir deyile, kii sonuta mantksal olarak badamayan zniteliklerle birlemi grnen elektronun zerinde yapt ayrk ve atan lmlerinin sonularn yapay bir biimde kafasnda tasarlar. Bylece elektron hem dalga hem parackm gibi ya da anlalmas imkansz bir "srama" sistemine balyrn gibi grnr. Bu eit bir "kuantum gariplii"nin eletirel olmayan ve sahte bir gereklikten -aslnda fiziksel ve maddi dzlemleri allak bullak eden bir gereklik-kaynakland sylenebilir. Dier yandan yaygnca kabul gren Kopenhag yorumu da, mikrodnyaya zg bir gereklii inkar ederek bu tuzaktan kamaya alr. "Kuantum dnyas diye bir dnya yoktur" demiti Bohr ve onun bu sk sk alntlanan szyle ne kastettii tartla gelse de, Kopenhagclar prensip gerei mikrofiziksel sistemlerin belirgin biimde realist kavranlarndan uzak dururlar. Grne baklrsa onlarn baat eilimi, mikrodnyaya gelindiinde temelde pozitivist bir modele bavurmaktr. Ne var ki, bize gre mikrodnya nesnel olarak gerektir -O esasnda akt geni apl fiziksel evren kadar gerektir. Mikrodnyann indeterministik olduu ska sylenir." Ve bu iddiann Heisenberg'in belirsizlik ilkesine veya sonuta ayn eyi ifade eden belirsizlik olgusuna dayand kabul edilir. Buna ramen Heisenberg belirsizliinin -ya da kesinsizliinin-indeterminizmi gsterip gstermedii tartmaldr. lk nce Heisenberg belirsizliinin mikrodnyaya ya da szn ettiimiz fiziksel evrene deil de, lmlerin sonularna ve dolaysyla fiziksel dzlemden maddi dzleme geie gnderme yapt kaydedilmelidir. te yandan mikrodnya dzleminde Heisenberg belirsizlii diye bir ey yoktur. rnein hi kimse bir elektronun konumunun ya da momentumunun belirsiz ya da belirlenemez olduunu syleyemez, bunun basit nedeni, elektronun bizatihi kendisinin bir konuma ve momentuma sahip olmamasdr. Teknik deyile o, ilkece iki deikenden her hangi birinin eigenvektr olmayan bir durum vektryle ifade edilir. O halde bir fiziksel sistemin durum vehtra, bir deiken hakknda genel olarak bize ne syleyebilir? O balca bize, deneysel ierikleri ba-

MIKRODNYA VE BELIRSIZLIK 57 kmndan olaslkl ve dolaysyla istatiksel olan iki eyi syler. Birincisi durum vektr tahmini bir deeri belirler, yani yeterince geni saydaki bir dizi gzlemin sonucunda deikenin ald ortalama deeri -bu gerekte kesin ifadelerle yorumlanabilecek bir kavramdr. kincisi durum vektr, bir baka olaslkl nicelik olan standart sapmay belirler ki, o da kabaca sylersek gzlemlenen deerlerin tahmin edilenlere ortalama ne kadar yakn olduunu bize syler. Ve bu kavramn da tam bir istatiksel deerinin olduunu sylemek gereksizdir. imdi Heisenberg belirsizlik ilkesinin, p ve q ei eni k deikenlerinin ~p ve ~q standart sapmalaryla ilin til i olduu hatrlanacaktr, lkenin aslen ifade ettii ey udur: ~p~q ~ h/Zrt Burada h Planck sabitidir. Ve bu, kendisinden kuantum teorisinin aksiyomlarnn karsanabilecei, istatiksel yaplarla deneysel adan yorumlanabilecek kesin bir matematiksel nermedir. Kuantum teorisinin dayand gerek, durum vektrnn -veya ona denk olan fiziksel sistemin- her ne kadar genelde tikel lmlerin sonularn belirlemese de, onlarn her hangi bir olaydaki istatiksel dalmn belirlediidir. Burada sz konusu fiziksel sistemle ilgili "belirsiz" olan bir ey kesinlikle yoktur. Durum madeni bir parann atlmasna benzemektedir; o ya "yaz" ya da "tura" gelecektir. Bu noktada kiinin parann ne geleceini nceden syleyememesi gerei, parann kendisinin bir ekilde "belirsiz" olduu anlamna gelmez. Baka bir deyile bahsedilen belirsizliin paraya deil de onun atlna ait olduu aktr. Ayrca para -bir kuantum mekanii sistemi kadar- kendi "deikenler"inin olaslk dalmn belirler. Szgelimi -her olaslk teorisi rencisinin bildii zere.- n atta ka tane "tura" geleceinin dalmn (ve dolaysyla tahmini deeri ve standart sapmay) belirler. O halde eer kuantum mekanii sistemleri kendi ilerinde "kesinlikten yoksun" deillerse hibir surette belirsiz de deillerdir. imdi bir fiziksel sistemin belirli olduunu sylemek, o sistemin evriminin, sistemin ilk durumu tarafndan zgl biimde belirlendiini kabul etmek demektir (Elbette sistem zerinde etkili olan d kuvvetleri bildiimiz varsaylrsa). Mehur Schrdinger eitliinin sylediide tam budur. u halde fiziksel sistemler belirlenemez olduu halde mikrodnya gerekte belirlenebilirdir. Baka bir deyile, izole edilmi bir fiziksel sistemin (ya da bilinen d kuvvetlerin etkisi altndaki bir fiziksel sistemin) ilk duru58 KUANTUM BILMECESI mu, onun ileriki durumlarn belirler, ama onun deikenlerinin deerlerini belirlemez. Dolaysyla belirsizlik ile belirlilik arasnda bir atma yoktur ve kuantum teorisinin her ikisine de dayand bir gerektir. phesiz Heisenberg ilkesi belirsizlii garanti altna alrken, Schrdinger eitlii de belirlilii garanti eder. lm n belirlilii yok ettiine ilikin bir itiraz getirilebilir. Zira bilindii gibi, bir fiziksel sistem zerinde yaplan bir lm durum vektrnn kne, Schrdinger eitliini tehlikeye sokan bir olguya yol aabilir. lmn fiziksel sistemin "normal" evrimini kesintiye uratmak yoluyla belirlilii ortadan kaldrd sylenebilir. Oysa o fiziksel sistem lrnle belirlenmitir. O halde bir lm durum vektrn geersiz klarken, durumu ve dolaysyla "aktel" fiziksel sistemi belirleme etkinliinde bulunmaktadr. Bizim ilgilendiimiz, lmden nceki X fiziksel sistemi, bu ilave belirlemenin sonunda ortaya kan Y sistemiyle ayn olmayacaktr. Ancak belirli fiziksel sistemler sz konusu olduunda, bu sistemler ilk ve son kez belirlenebilir. Dolaysyla sonraki lmlerden kaynaklanan durum vektrnn k ve belirlenimin deiimi -ya da "zdeliin kayb" - sz konusu olmaz. Belirsiz sistemlere gelindiinde, sonraki lmler genelde yeni bir fiziksel sistemin belirlenmesiyle sonulanr. tk bataki fiziksel sistemin, durum vektrnn kmesiyle sonlandnld ya da ekilsel bir deiim geirdii sylenebilir. Muhakkak, kuantum mekanii sistemleri ne sregen ne de "mutlak'rnrlar -ynelimselliin nesneleri olarak "bizim iin" vardrlar- te yandan bu temel gerekler belirlilii, her durumda bir kuantum mekanii sisteminin belirli bir yolla hareket ettii (varolduu srece) hususunu ortadan kaldrmaz. Akas bu kuantum mekanii determinizmi, klasik mekanikten hayli uzak bir sylemdir. Bununla birlikte geersiz klnm olan, determinizmden ziyade indirgemeciliktir; yani maddi dnyann fiziksel dnyadan "baka bir ey" olmad eklindeki klasik varsaym. Fiziksel sistem ile onun deikenleri arasndaki kuantum mekaniine zg aynmn geersiz kld ey ite bu varsaymdr. Grdmz gibi kuantum fizii iki dzlemde ilerlik kazanr; fiziksel ve deneysel, daha dorusu fiziksel ve maddeseL. nk hatrlanaca zere lm ve gsteri m kanlmaz olarak maddesel dzlemde son bulur. O nedenle bu iki ontolojik dzlem mevcuttur ve durum vektrnn kyle fiziksel dzlernden maddesel dzleme bir gei olur. Denilebilir ki, bozulma -fiziksel MIKRODNYA VE BELIRSIZLIK 59 dzlemdeki bir belirsizlik deil- fiziksel ve maddesel dzlemler arasnda kesinlikle bir sreksizlie neden olur.

Ancak her ne kadar kuantum mekaniinin esas mant bu iki dzeyin olduunu ve bu gerein kabul edilmesi gerektiini iddia etse de, hakim indirgeneci eilim onun kabul edilmesine engel olmutur. Bu yzden kuantum mekaniinin antolojik yorumu doru biimde yaplamamtr. Kuantum mekanii, mikrofiziksel sistemlerin aktel dnyayla ilikili bir eit g oluturduunu ne srer. Heisenberg'in de iaret ettii gibi, onlar esasnda yokluk ile gereklik arasnda arac bir konumu igal ederler ve bu adan Aristo'nun potentia'sn hatrlatrlar. Bu noktay daha iyi anlamak iin kuantum mekaniinin mantn daha yakndan incelemeliyiz. ncelikle her deikeni n eigendeerler adnda bir dizi deerler tad ve genelde belli bir deikenin lmnn bu deerlerden herhangi birini verebileceini gz nne alalm. te yandan bir fiziksel sistem, verili bir deikeninin deerinin kesin olarak belirlendii bir durumda da olabilir. rnein o deikenin lm l. eigendeerini verirse, sistem o anda X'e karlk gelen eigendurumunda demektir. 5 Kuantum mekanii asndan ele alnan bir fiziksel sistemin, bir durum vektryle sunulduu gereinden sz etmitik, daha dorusu durum vektrlerinin bir fiziksel sistemin durumlarm temsil ettiini." Bu benim ayrca bahsettiim (belirsizlik bahsinde) eigenvektrleri kavramn da aklamaktadr. yle ki, bir eigenvektr bir eigendurumuna karlk gelen bir durum vektrdr. imdi vektrlerin birbirine eklendii ve ayrca bir sayyla (duruma gre ister gerek ister karmak say olabilir) arplabildii hatrlanacaktr ve bu, vektrlerin hesaplanabilen toplamlar oluturmak zere birletirilebilecei anlamna gelir. Dolaysyla durum vektrlerinin her hesaplanan toplam (sfr olmad srece) baka bir durum vektrn tanmlar." te yandan durum vektrleri fiziksel sistemin durumlarn temsil ettii iin bu tr her hesaplanan toplam bir fiziksel duruma karlk gelir. Bylece durum vektrlerinin hesaplanan toplamlarn durumlarn etkin bir sperpozisyonuna (st ste koyma .n) karlk getiren bir sperpozisyon ilkesi varlna ulalr. Baka bir deyile, aritmetiksel ilemlerle (karmak katsaylarla) oluturulan durum vektrlerinin hesaplanan toplamlar fiziksel bir anlam tar. Fiziksel durumlar, dier durum60 KUANTUM BLMECES larn bir sperpozisyonu olarak pek ok yolla sunma imkann bize salayan, deyim yerindeyse bir "durumlar aritmetii" mevcuttur. S Keyfi bir gzlemciye gre sistemin bir durumunun eigendurumlarn bir sperpozisyonu olarak sunulup sunulamayaca eklinde bir soru yneltilebilir. Baka bir deyile, her durum vektr verilen deiken e ait eigenvektrlerinin hesaplanan bir toplam olarak ifade edilebilir mi? Aslnda durum bu minvalde olmasa da, genellikle matematilsel yoldan daha karmak metotlarla benzer bir sunum elde edilebilir.? te yandan argmanla ilgili olmayan teknik karklklardan kanmak iin her deikenin bir "tam" eigenvektrleri kmesine, yani onunla her durum vektrnn hesaplanan bir toplam olarak ifade edilebilecei bir kmeye sahip olduunu ileri sreceim. imdi btn bunlarn, Heisenberg'in kuantum sistemlerinin bir eit Aristacu potentia oluturur biimindeki iddiasyla ne ilgisi vardr? Bu noktann akla kavumas gerek. Verili bir deikene ait eigenvektrlerinin hesaplanan bir toplam olan bir durum vektrnn sunumunu dnn. Her bir eigenvektr bir eigendurumuna ve dolaysyla klgsal bir deneyin sonucuna karlk gelir. Bu nedenle deneysel adan kesin olarak gerekleebilecek bir olasl, gerekte verili toplamdaki dgenvektrnn deeriyle belirlenmi bir olasl temsil eder. 10 Eigenvektrlerinin hesaplanan bir toplam olarak durum vektrnn kendisi, sonuta sz konusu ihtimallerin bir toplam ya da sentezi olarak dnlebilir ve eer durum vektrnn her bir deiken iin eigenvektrlerinin hesaplanan bir toplam olarak ifade edilebilecei kabul edilirse (bizim de kabul ettiimiz gibi) bu durumda o, verilen fiziksel sistem zerinde gerekletirilebilecek her kavranabilir lmn olas tm sonularnn bir sentezini olutururacaktr.U te yandan lmn sonunda sistem verili deikene ait bir eigendurumunun iinde olacaktr. lmden nceki durum vektr, eigenvektrlerinin hesaplanan bir toplam idiyse imdi tikel o, bir eigenvektr olacaktr ve dolaysyla da tm katsaylarnn sfr olduu iegenvektrlerinin hesaplanan toplam. Sylediimiz gibi, durum vehr verili deikenlerin tek bir dgenvektrne indirgendii anda krnernitir; tek bir olaslk, yani imdi i deerine (kesinliin gstergesi) sram bir olaslk. lm etkinlii ile verili olaslklarn toplamndaki tikel bir elemen dierlerinden ayrlarak deneysel, yani maddesel alanda gereklemitir. Bylece fiziksel sistem bir olaslklar toplam olarak "gerekMiKRODNYA VE BELlRSizLlK 61 lemitir". Ama yalnzca ksmen! nk her ne kadar deikeni n deeri artk belirlenmi olsa da dier ou deikenler iin sistem eigendurumlarnn bir sperpozisyonu iinde bulunmaktadr. Dolaysyla lmden kaynaklanan ksmi gereklemelere ramen ihtimallerin bir toplam ya da sentezidir ve yle kalr. Heisenberg'in deyiiyle o gerekte bir "ey" ya da "olgu" deildir, bir gizli g, bir tr potentia'dr. Aristocu terminolojinin ne srd gibi,Jiziksel sistemler kavram ve bizim geldiimiz nokta olan durum vektrnn k bir bakma klasiktir ve aslnda geleneksel metafizik bir bak asyla anlalabilmektedir.

Olaslktan geree -ya da gizlilikten akla-geiin her zaman bir belirlenimi, bir ihtimaller toplamndan tikel bir sonucun seilmesini gerektirdii uzun zamandan beri bilinmektedir. kliti geometri bu ilemi apak biimde rneklendirmitir -ancak bu disiplinin eski yoldan anlalmas durumunda bu geerlidir. Descartes'den nce geometrik uzay -rrein kliti dzlem- yalnzca noktalarn toplam olarak deil kendi bana bir unsur olarak dnlrd. Kartezyen ncesi gre gre, gerekte dzlemde noktalar yoktu -ta ki onlar geometrik yapyla varlk kazanana dein. Klasik anlayta byle bir dzlem botur; bizatihi bir eit boluu, hibir eyin henz gereklemedii bir gizilgc oluturur. Sonra bir nokta yada, doru yerletirilip baka geometrik elementlerle bu izlenerek, belli bir figr elde edilir. Bu belirlenimlerin gerekten rasyonel temellerde ya da ngrlen bir ilke temelinde, analitik zihni artacak bir durumda yaplamayacana dikkat edilmelidir. Zaten belirleyici etkinlik aslnda salt bir tercihten, verili bir toplam iinden tek bir elementin seiminden daha fazla anlam ifade eder. nk daha nce gerek bir varlk olarak varolmayan -ex nihilo (hilik .n) olan- bir ey varlk sahasna kar. Klasik adan anlalan geometrik yap evrenin douunu hatrlatr. Onu yaratma eylemini matematik alannda taklit ettii ya da rneklendirdii sylenebilir. Kuantum mekaniine ve zellikle lme ilemine dnersek, onun geleneksel ontolojik ifadelerle yorumlanabilecei artk aklk kazanmtr. u halde lme belli bir gizli gcn gerekletirilmesidir. Grdmz gibi, lm yoluyla gerekleecek olaslklarn tmn tayan sz konusu gizilg, durum vektryle (kmemi) temsil edilir. Bundan dolay lmek belirlemektir ve dahas bu belirlenim maddi alanda gerekleir, daha dorusu maddi bir alet kullanlarak. Maddi dzeyin altnda olaslklarla ya da potentia ile yz yze geliriz, te yandan bu po62 KUANTUM BLMECESt tentia'nn gereklemesi maddi dzlemde olur. Bu geiin nasl olduunu bilmyoruz.V Her naslsa bir belirlenim -bir dizi olaslk iinden tikel birinin seimi- etkin olmaktadr. Bunun rastgele mi yoksa tasarlanm biimde mi gerekletiini bilmiyoruz, bildiimiz ey bir ekilde zar atlddr. Ve bu "zar oyunu" aslnda belirleyici etkinlii oluturmaktadr; bylece fiziksel sistem maddi alanla ilikili bir gizilgten ibaret olan roln sonuna dek oynar. Sperpozisyon ilkesiyle ilgili olarak sz konusu prensibin klasik alanda bir karlnn olmadn ilk tespit eden Dirac olmutur. Lineer homojen bir denklemin zmlerinin "sperimpoze" edilebilecei dorudur ve bu olgu gerekte Fourier'in klasik titreim sistemlerinin analizinin temelini oluturur. Ancak Dirac'n da belirttii gibi, 'Kuantum mekaniindeki sperpozisyon, kanlmaz olarak klasik teorideki herhangi bir oluumdan farkl doaya sahiptir, kuantum Sperpozisyon ilkesi, anlaml bir yorumda bulunmak iin gzlemlerin sonularnda bir belirsizlii ngrr.v- ' Bu nedenle Sperpozisyon ilkesi, zorunlu olarak, deikenlerinin deerlerinin henz tespit edilmedii bir dzleme uyarlanr, yani bir gizilg alanna, gerekalt bir yer olan mikrodnyaya. Bu nedenle gereklie gei, durum vektrnn knden baka bir eyolmayan, kesin bir "de-sperpozisyon" iermelidir. Dtrum vektrnn kendisinde bu belirleyici etkinlii aklayabilecek bir ey yoktur -tpk kliti dzlernin bize bir noktay ya da bir doruyu sememizi salayacak bir ilke sunmamas gibi- te yandan lme ilemi ikinci bir sistemle etkileimi ngrdnden, birincisinin tek bana durum vektrnn kn aklamaya yetmedii aktr. Fizikileri artan ey, uzaydaki ikinci bir sistemle dahi meselenin stesinden gelinememesidir, nk birleik sistemde verili deikeniri eigendurumlarn bir sperpozisyonu iindedir. Fiziksel ve maddi dzlemler ayrksanamad srece bu gerek paradoksal ve yanltc olaca iin ncelikle ayrmn tamamen farkna varlmas gerekir. Mesele gizlilikten gereklie geiin her zaman bir yaratc etkinlii -gizil alandaki hibir eyin izah ederneyecei yaratc bir karar- gerekli klmasdr. Sonuta fiziksel dzlemdeki hibir ey bir durum vektrnn kne yol aamaz. Fiziktesinde hibir eyin bulunmadna inanlara bu gerek skc gelebilir. Bu dncelerin lm sorununu zmedii kabul edilmelidir. te yandan onlar, bir zm bulmaya ynelik son zamanlardaki abalarn MIKRODNYA VE BELIRSIZLIK 63 niin baarsz olduunu da aklamaktadr. Kuantum mekaniinin "eksiksiz" bir teori kurup kurmad sorusunu kitabn ileriki blme brakyorum. imdilik bizi ilgilendiren nokta, kuantum mekaniinin olsa olsa fiziksel evrenin eksiksiz bir teorisi olabileceidir. nk maddi dzen fiziksel dzene indirgenmedii srece ne kuantum mekaniinin ne de baka bir fizik teorisinin snrsz anlamda "tam" olamayaca akla yatkn grnmektedir. Bu yzden yalnzca ustaca kuramsallatnlm bir fizik teorisinin bir ekilde bu ontolojik snrlamaya uygunluk tayaca beklenebilir. Kezafiziksel sistemlerin Schrdinger evriminin, kuantum mekaniinin tahmin ederneyecei "boluklar" sergilemesinin kanlmazl ortadadr ve onlar zellikle bizi fiziksel sistemin dna karan mukadder gei sz konusu olduunda belirginlik kazanmaktadrlar. Kuantum mekaniinin bu temel zellii belirsizliin bir iareti olduundan kendi doruluunu ve yeterliliini kantlamaktadr. Klasik fiziin grnrdeki taml ise fiziksel gereklerle deil de uygun soyutlamalarla ilgilendii gereini grmezden gelir. Asl nokta, Whitehead'ir kkrtc deyiiyle, "Kesinlik bir sahteliktir."

Sperpozisyon ilkesine dnecek olursak, bir maddealt sistemde kimi sperpozisyonlarn aka geersiz klnd aklda tutulmaldr. Bir bilimsel alet rneinde ibre ayn anda iki farkl konumda olamaz. Dolaysyla herhangi bir SX maddealt sistemine gre, yalnzca "algsal olarak aynksanabilir" durumlarn anlaml biimde sperpoze edilebilecei varsaylabilir. Maddealt nesnenin sunum yoluyla ksmen gerelletirildii ve gerellemenin hep bir belirlenim ve dolaysyla de-sperpozisyon ierdii aktr. Bu tespitin Schrdinger kedisi paradoksunu derhal zrnesi ilgi ekicidir. Tek bir radyoaktif atom bir Geiger sayacnn yanna yerletirilirse ve atom paralanrsa, saya almaya balar ve bir dizi olaya neden olur. imdi atomun durumlarn (paralanma ve paralanmama) bir sperpozisyonu iinde olduu kabul edildiinden, Geiger sayac ile kedinin de ayn ekilde badak bir sperpozisyon iinde olmas gerektii sonucuna ulalr. Dahas bu, saya ve kedi kuantum sistemleri olmas halinde de dorudur. Ne var ki, her iki sistem de maddealtdr ve sz konusu sperpozisyon geersiz klnan trdendir; belli bir zaman aralnda Geiger sayacnn hem "kliklenne"si hem de "kliklenmetne'tsi imkanszdr, deneyin sonunda kedinin hem l hem de diri olmas da yle. Eer atarnun normalize durum vehtor rnein u biimde ise, 64 KUANTUM BLMECES 0.61 1'111> + 0.8 i '112> burada i '111> ve i '112> srasyla paralanma ve paralanmama durumlarna karlk gelmektedir, o zaman bu, kedinin durum vektrnn mtekabil bir sperpozisyon iinde olduunu gstermez, yani kedinin %36 l %64 canl olduu anlamna gelmez,14 Bunun anlam kedinin %64 yaama ans olduudur -ki bu, elbette istatiksel yollarla yorumlanmas gereken bir gerektirBurada istisnai bir gizem yoktur. Ne de bazlarnn nerdii gibi, durum vektrn kertmek iin kapan ap talihsiz kediye bakmaya gerek vardr. Maddi alanda bulunduu iin kedinin kendi durum vektrn bozduu sylenebilir. Mikrodnyann belirsiz -ya da bir ekilde bo ve hava i- olduu yolundaki yaygn iddia, fziksel ve maddi alanlar arasndaki bir karkla dayanmaktadr. Szgelimi bir elektronun momentumunun ve konumunun ayn anda tespit edilemeyecei gerei, elektronun yanl tanrnlandgn yada dzensiz davrandn gsteren belirsizliin iaretleri olarak deerlendirilir. Oysa parack -yari fiziksel sistem- ile onun deikenlerinin btnyle farkl eyler olduklar tamamen unutulmaktadr. Baka bir deyile elektronun ne konuma ne de momentuma sahip olmad unutulmaktadr -sz konusu deiken bir eigendurumu iinde olmad srece tabii. Bu arada o parack gerekte ne botur ne havai, ne de bir tr artc ve dzensiz sray yapmaktadr. Geree baklrsa, fziin ilgilendii eyler iinde hibir eyelektron kadar keskince tanmlanm ve dosdoru bilinebilir deildir. Bu balamda onun ktle, yk ve dngsel momenti gibi statik zniteliklerini belirtmek gerekir. Dinamik zniteliklerinden -ki, onlarn hi de znitelik olmadn grmtk- farkl olarak bunlar sz konusu elektrona aittir ve fevkalade hassas derecede llebilir. rnein manyetik momentin son lmleri 1,001 159652 188 (uygun birimde) deerini vermitir, son hanedeki %4 lk hata payyla birlikte. s Richard Peynman'n belirttii gibi, "ayet Los Angeles ile New York arasndaki mesafeyi bu dorulukta lecek olsaydnz bu insan sann kalnln lmekle e olurdu.t'-? stelik bu manyetik moment kuantum elektrodinamii ile de llebilir. Sonu ardl ifadelerin hemen klp giderek hesaplanmas zor deerler ald, yaknsak sonsuz bir serinin toplam olurdu. Bu zamana kadar tamamlanm deneyler 1, 001 159652 rakamlarn veren son deneyin hassasiyetine ulaamamMKRODNYA VE BELlRSzLlK 65 t. Toeri ile deneyarasndaki uyumann daha ok grsel olduu fiz iin bir baka alan yoktur. Fiziin kendini bulduu alann mikrodnya, atomlar ve atomalt paracklar olduu bir gerektir. te tam da orada olup bitenler keskince tanmlanmaktadr. Szgelimi artk kaba makroskopik parametrelerle -bir gezegenin yarap unun bunun younluu gibi-uramaya gerek kalmaz, bunlarn yerine temel sabitlerle ilgilenilir; elektronun ktlesi, yk veya manyetik momenti gibi. Zaten klasik mekanikten kuantum mekaniine gei, biimcilii karmaklatrmaktan ok onu hayli basitletirmek demektir. Zira sperpozisyon ilkesi, tm matematiksel yaplarn aslnda en kolay iletilebilir olann, Hilbert uzayn kullanmaktadr. Her matematiki lineer bir uzayda almann nasllks bir ey olduunu ok iyi bilir. Matematiksel bir deyile kiinin olas tm dnyalar iinde kendini en iyi hissedecei yer orasdr aslnda. Ksacas atomlar ve atomalt alanlarn fizikiler iin "dzenlendii" sylenebilir; deyim yerindeyse arazi karmakllar tamayan, temel matematiksel formlarn olduu yerdir oras. Bu temel "formlar" nelerdir peki? Bu soruya duraksamadan verilecek yant udur; mikrodnyann ve ayrca fiziksel evrenin bona fide arketipleridir onlar. Fiziin ilkesel amac veya birincil ilevi -bu kadim Platoncu gre gre- deneysel alandan matematiksel arketipler dzeyine kmaktr. Gerek nesneleri oluturan onlardr, onlarn deneysel dzlerndeki geici yansmalar deil. Ama bu ontolojik konum zamanmz n baskn ruhuyla aka ters der. Bizler gereklii deneysel dzleme yerletirmeyi ve matematiksel formlar -Bohr'un mikrofizik balanmda "soyut kuantum tanm"

dedii - deneysel verilerin izlerini srmeye yarayan yapayaralar olarak grmeye eilimliyiz.!" Nominaliste gre matematiksel bir ekilde deneysel verilere yaklalr. Oysa Platoncuya gre durum tam tersidir, yani deneysel veriler matematiksel formu yanstr -ve bir bakma ona yaklarBu bir ontolojik ncelik meselesidir; hangisi nce gelecektir? Evrensel mi tikel mi, sabit mi yoksa deiken mi? te yandan mikrodnyaya kar gereki bir duruun ancak Platoncu bir dzlemde salanabilecei kabul edilmelidir. Matematiksel formlar bona fide arketipler olduu srece ancak atomlar ve atamalt paracklar "gerek" olabilir. Heisenberg'in belirttii gibi, "O bu ekilde ifade edilebiliyorsa atom fizikisine gre 'kendinde ey' sonuta matematik66 KUANTUM BLMECESl sel bir yapdr."8 Bununla birlikte olgularn Platoncu muhtevaya btnyle uygun olduu grlmektedir. Baka trl matematiksel fiziin o muhteem baars nasl aklanabilir ki? Fiziin ok eitli ada felsefeleri arasnda, bu yazda bahsedilen konuma en yakn olan, Heisenberg'in felsefesidir. imdi sz konusu iki doktrini karlatralm. Bilindii zere Heisenberg kendini Kopenhag okulunun bir yesi sayyordu. te yandan Kopenhagci yorum, onun ellerinde Aristocu gizilg kavramna dayanan farkl bir biim, mikrodnyann gereki bir kavrannda yatan en nemli zelliini kazanmtr. Heisenberg'e gre iki tane ontolojik saha vardr, "Atomik hadiselerle ilgili deneylerde, gndelik yaamn olgular kadar gerek olan olgularla, eylerle ve gereklerle ilgileniriz. Fakat atomlarn ve temel paraeklarn kendileri o denli gerek deildir. Onlar, varlklar ve olaylar dnyasndan ziyade bir olaslklar ya da potansiyeller dnyasn oluturur.v'" Fiziin bu iki farkl alanla ilgilenebilmesi iin iki dile ihtiyac vardr: Birincisi "olaylar ve varlklar" -ve bu olgusal dnyann bir paras olan bilimsel aletler dnyasnda geerli olan klasik fiziin dili. kincisi ise gizilgler alannda geerli olan kuantum mekaniinin dili. Bom'un bir olaslk dalgas olarak yorumlad durum vektrn Heisenberg, "Aristocu felsefedeki eski potentia kavramnn niceliksel bir yorumu" olarak deerlendirtr.i'' Elbette bir olaslk dalgasnn znel nitelikler tad inkar edilemez. te yandan Heisenberg felsefesinin en nemli zellii, bu olaslk dalgasnn ayrca "btnyle nesnel" bir muhtevaya -potentia ya ilikin nermeler formunda- sahip olduu zerinde srar etmesidir.r! u halde kuantum teorisi iki ontolojik alanla ilgilenir ve onlarn arasndaki boluk lm ve gzlem yoluyla doldurulur: "Muhtemel"den "gerel"e gei gzlemlerne srasnda vuku bulur. Atomik olayda ne olduunu tanmlamak istiyorsak, "olmak" szcnn iki gzlem arasndaki olaylarn durumu iin deil, yalnzca gzlem iin kullanmamz gerektiini kavramalyz. O fiziksel gzlem etkinliine aittir ve diyebiliriz ki, "muhtemel"den "gerel?e gei, nesnenin lm yapan aletle ve dolaysyla dnyann geri kalanyla etkileime geer gemez vuku bulmaktadr. O, gzlemcinin zihnine sonucu kaydetmesi ilemine bal deildir. n MIKRODNYA VE un.tastz.c 67 Aslna baklrsa Heisenberg'in gryle benimkisi neredeyse ayrksanamaz derecede yakn grnmektedir. Heisenberg'in potentia dnyas benim mikrodnya diye dndm eye karlk gelmiyor mu? Onu "varlklar ve olaylar" alan, benim maddesel dnya dediim ey deil mi? nk bakta yle grnyor, ama daha yakndan baklrsa arada byk bir fark olduu grlebilir. Meselenin can damar udur: Heisenberg'in felsefesinde makroskopik ldeki fiziksel evrenle maddesel dnya eyarasnda keskin bir ayrm grmeyiz. Potentia dnyas ile gerek dnya arasndaki ayrmn sonuta yalnzca byklk ya da l asndan anlalmas gerekir -sanki potansiyelden gereklie gei yeterli sayda atomun birlemesiyle mmkn olabilirmi gibi. rnein u deerlerdirrneyi dnn: "Materyalizmin ontolojisi, evremizdeki varlk eidinin, dorudan gereklik dnyasnn atomik llerde bilinenden yola klarak tahmin edilebileceine ilikin bir yanlsamasna dayanr. Halbuki bu tahmin imkanszdr. "23 "Bu tahminin imkansz olduu"nu kabul etmekten baka are yoktur, ama mesele "evrernizdeki dnyann dorudan 'gerekliini' makroskopik lde de elde edip edemeyeceidir. Bu balamda benim iddia m olduka aktr. Ben gereklikten potansiyele dn makroskopik dzeyde vuku bulduunu savunuyorum; o, bir X maddi nesnesinden onun badak maddealt SX nesnesine getiimiz anda gerekleir. Keza ne SX'in klasik fiziin terimleriyle ifade edilebilecei (bir noktaya kadar) ne de bu terimlerin bir ekilde sradan deneyimlerden elde edilmesi gerei bu durumu deimektedir. Benim vurgulamak istediim udur: Klasik fiziin makroskopik nesnelerinin her paras atomlar ve atomalt paracklar kadar "potansiyel" dir. Atom fiziinin bu byk lekli nesnelerin gerekte atomlardan olutuu savn son derece nemsiyorum. te yandan SX'in atomla ra indirgenebilecei gerei X'in de indirgenebilir olduu anlamna gelmez, nk X ve SX ayn ontolojik dzlemde konumlanmamlardr. Meselenin can alc noktasn bir kez daha tekrarlarsak; SX bir gizilg olarak vardr, oysa X bir "varlk ya da olgu" olarak vardr.

te yandan Heisenberg'in aslnda SX ile X'i zdeletirdii grlmektedir. Bu zdeletirme iinde, bir mikrosistem zerinde uygulanan fiziksel gzlem etkinliini mikrodurumdan makroduruma bir tr gei olarak alglamaktadr, ayn Geiger sayacnda veya elektron odasnda olduu gibi. imdi benim grm e gre tek bana bu ilem bizi gizilg68 KUANTUM BLMECES cn alanndan karmaz. rnein, fiziksel bir sistem olarak dnlen Geiger sayacnn makrodurumu halen fiziksel dzlemde gerekleir. Bu nedenle gizilgten gereklie gei, basite sz konusu ilemden deil, Geiger sayacnn kendisinin bir fiziksel sistemden daha "te" olduu gereinden kaynaklanr. Mikrodurumu gerekletiren esasnda fiziksel bir ilem -bir "fiziksel gzlem etkinlii"- deil 5X'den X'e geitir (gizilgten gerel Geiger sayacna) Heisenberg kendi adna (grdmz gibi), "muhtemel" den "gerel?e geii nbasite "fiziksel gzlem etkinlii"nden kaynaklandn savunur. te yandan o, fziksel etkinliin durum vektrnn kn aklayamad sonucuna varmak zorunda kalmtr. Bu yzden "gzlemcinin zihni"ni ne karmaya gereksinim duyar. "Olaslk fonksiyonundaki kesintili deiim, kaydetme ilemiyle gerekleir; nk o olaslk fonksiyonunun kesintili deiimindeki grntsne sahip olan, kaydetme annda bizim bilgimizdeki kesintili deiimin kerdisidir.t'-" Kendi payma, ayet olaslk dalgas bir deneyin sonucunun zihinsel olarak "kaydedilip" kaydedilmediine bal ise, naslolup da "tamamen nesnel" bir ierie sahip olabileceini anlamakta zorluk ekmekteyim, ibrenin konumu, diyelim ki "okunduktan" sonra olaylarn belli bir nesnel durumundan uzaklayorsa, bu, okunmadan nce niye olmasn? Grne baklrsa kapann almasyla birlikte, durum vektrlerinin kt Schrdinger'in kedisinin mistik alanna dndk. te yandan buraya dek fiziksel bir sistem -ne kadar makroskopik olsa da- ile maddesel bir sistem kategorik olarak ayrksanmad iin bu ikilemden k yolu yoktur sahiden. Esasnda fiziksel sistemlerin durum vektrnn kne neden olmayaca kuantum mekaniinin bir teoremidir. Eer fiziksel sistemler ile ruhsal etkinliklerden baka bir eyin olmad kabul edilirse, sz konusu ke ruhsal bir etkinliin yol at da kabul edilmek zorundadr. Halbuki, yeterince garip bir biimde Heisenberg'in kendisi "ne fiziksel sistemler ne ruhsal etkinlikler"in ikililii ile tatmin olmam grnmektedir. ou zaman o -Kartezyer blmecilie" kar kar ve onu "tehlikeli bir an basitletirme" olarak adlandrr. ls Ve kimi zaman maddesel alan neredeyse kabul ediyormu gibi grnr. Kartezyenci olmad yazlarnn birinde unu syler: "Alglarmz esasnda renklerin ve seslerin oluturduklar yumaklar deildir; algladmz ey zaten bir eyolarak alglanmtr. Buradaki vurgu "ey" kelimesi zerinedir ve MKRODNYA VE BELtRSzLtK 69 bu nedenle gerekliin nihai elementleri olarak eylerin yerine onlarn alglarna sahip olmakla bir eyelde edip etmediimiz kukuludur. ,,26 Baka bir deyile algladmz eyler yalnzca "renk yumaklar" olamaz, onlar "eyler'tdir, bizim ifademizle maddi nesneler. Yine de Heisenberg, Kartezyenci alternatifin -yani atallanmac alg grnn- sadece "pheli" deil bunun daha tesinde savunulamaz olduunu gzden karm grnyor. Ayrca o, atallanmac olmayan alg grnn kendi mantksal karm izleinde, felsefesini en utandrc nclnden, yani durum vektrnn knn, "kaydetme"nin sonucu olduu dncesinden kurtarabileceini tahmin etmemitir. u halde Heisenberg felsefesiyle benim dncem uyumamaktadr. Her ikisinde de bir gizemin olduuna phe yok; birisinde durum vektrnn k -Schrdinger'in kedisibilmecesi ve dierinde ncelikle ve esasen bu grlebilir ve dokunulabilir maddi alann ve dolaysyla yaratc Eylemin kendisinin bilmecesi. lte yandan bu zorunlu olarak belli bir fiziksel nesnenin onun belirlenirninden nce varolduu anlamna gelmez. Szgelimi ben Jpiter gezegeninin ilk kez gzlemlendii anda bir ekilde maddiletiini savunmuyorum. Sylemek istediim, kiinin bir nesnenin szgelimi bin yl nce var olup olmadm sormadan nce o nesneyi ilk bata belirlemesi gerektiidir. Ve Jpiter rneinde bu sorunun yant elbette olumlu olacaktr. Hali hazrda grdmz gibi bu sorunun yantnn olumsuz olduu baka nesneler de vardr. 2Dorusu bu balamda hesaba katlan yalnzca atomlar says deil, onlarn dzenleriidir de. rnein periyodik olmayan dzerlerde, makroskopik yaplarda bile kuantum etkileri ortaya kabilir. 3"Klasik snra bu geiin" en kk canllar da bile geerli olmayabileceini dnmek akla yatkndr. Kuantum belirsizliinin yaamkredeki hadiseler iin yaamsal bir roloynad ortadadr. "phesiz klasik determinizmin hesaba katlmas gerekir, ancak sorunun zld, klasik yasalarn kiiye bir fiziksel sistemin geliimini tahmin etme imka70 KUANTUM BiLMECESi n tand temeller, yaplar gerei olaslksaldr ve sadece makrodnyaya uygulanabilir.

5lmn "birinci tr" deneyle ilerlik kazandn kabul ediyoruz. Sisemi uygun bir eigendurumda brakmayan "ikinci tr" deneyler de vardr. 6Bir durum vektrnn bir karmak say ile arplabildiini ve sfrdan farkl bir say ile yaplan bu arpmn halihazrdaki fiziksel durumu deitirmediini belirtmekte yarar var. 7Bu toplamlardaki katsaylar genelde karmak saylardr ve bu olgu kuantum teoremi iin son derece nemlidir. Elimizdeki dzende karmak saylar (-l'in "hayali" karekk olan saylar) olmasayd mikrodnyay anlayamazdk. BKuantum mekaniksel durumlarn sperpozisyonu ses dalgalarnn sperpozisyonuna benzetilerek anlalabilir. Bir mzik aletiyle -keman, obua, org ya da bir bakas olabilir-retilen bir ton dnn. Bu tonlarn her birinin kendine zg bir ses rengi vardr ve o mzik aletini tanmamz salayan ey ite bu ses rengidir. te yandan her ton, saf tonlarn, yani ses dalgasnn basit bir sinsoit olduu tonlarn bir sperpozisyonu olarak dnlebilir. Elektronik synthesizern yapt ey tam da budur; rnein bir dizi saf tonu uygun oranda birletirerek bir Ilt sesi retir. Sperpozisyonun baka bir rnei de, her hangi bir rengin ana rengin bir sperpozisyonu yoluyla elde edilebilmesidir. Yine prizmadan geen beyaz k eitli renklere ayrr (tersinir bir ilem). Dahas tm bu sperpozisyon rneklerinde, biz aka bu ya da u tr dalga hareketiyle ilintiliyizdir. imdi sperpozisyon kuantum mekanii iin temelolduu ve bir dalga olgusu olarak grnd srece kuantum varlklarnn gerekte dalgalar olabileceini kabul etmek ynnde bir eilim gelitirilebilir ve bu gr pek ok fizikinin kafasn ciddi biimde megul etmitir, bata Envin Schrdinger (kuantum toremini bulanlardan biri) olmak zere. Okuyucu "dalga mekanii"nin sk sk kuantum teoremiyle e anlaml biimde kullanldn anmsayacaktr. te yandan eer kuantum varlklar gerekte "dalgalar" ise o zaman onlarn kanlmaz biimde "deney-st" dalgalar, yani ilkece gzlemlenemez dalgalar olmas gerekir. Bildiimiz kadaryla kuantum teorerni fiziksel sistem ile onun deikenlerini birbirinden ayr tutma hususunda srarldr. Dolaysyla kuantum sistemlerinden "dalgalar" diye bahsetmemizi onaylayacak bir ey gerekte pek yoktur. Neticede sperpozisyon ilkesinin bize syledii tm bunlarn olas olduu ve bundan te bir eyin sylenerneyecedr. 0, bize, "ayet onlar dalga ise" kuantum varlklarnn sperpoze edilebileceim bildirmektedir. Kuantum teorerninin matematiine belli bir ainal olan okuyucularmz iin yukardakilere ilaveten unu syleyebiliriz; durum vektrleri dzleminde her yerde mevcut olan faz faktr ifadesi 27tiEt/h aslnda kuantum durumlarnn "dalga yaps"n test eder. Kuantum teoreMIKRODNYA VE BELIRSIZLIK 71 mi gerekte dalga-para ck sorunsaln, karlkl elien iki kavram farkl ontolojik dzlernlere havale ederek -dalgalar fiziksel dzleme paracklar da deneysel yani maddi dzleme- zmtr. Bu, her durumda, sistem ile onun deikenlerinin kuantum-mekaniksel ayrmnn de jure sonucudur, her ne kadar insanlar de facto fiziksel ile maddi alan birbirine kartrarak meseleyi mkl hale getirseler de. 9Eigenvektrlerinin yerine Dirac'r "eigenbras" terini kullanlmaldr ve sonlu ve sonsuz toplamlar yerine de uygun trde integrallere gerek vardr. lOBal saylarn mutlak deerlerinin karelerinin toplamnn l.'e eit olduu (durum vektrnn sfrdan farkl uygun bir katsay ile arpm sonucu her zaman elde edilebilecek bir durum) ve katsay eigendeerlerinin olmad kabul edildiinde,bir lmn tikel bir eigenvektrne karlk gelen olasln gerekletirmesi mrekabil bal saynn mutlak deerinin karesiyle verilir. llBir durum vektrnden "bir olaslklar toplam" diye sz ederken,aslnda durum vektrn bal fiziksel durumla tanmlyorum. Daha dorusu,belli bir durumda (ve onun matematiksel gsteriminde deilt) "deneyselolarak gerekleebilir olan olaslklarn bir sentezi ya da toplam" olan fiziksel sistemin kendisidir elbette. 125. ve 6. Blmlerde bu meseleye dneceiz. 13The Principles of Kuantum Mechanics (Oxford University Press,1958) ,5.14. 14Kuantum teorisine gre.bir lm n durum vektrn (normallemi) verili bir eigenvektrne dntrme olasl bal katsaynn mutlak deerinin karesine eittir. Bylece srasyla lyl0 ve y20 eigenvektrlerine karlk gelen 0,36 ve 0,64 olaslk deerlerine ulalr. 15Hans Dehmelt, "A single atornic particle forever floating at rest in free space" Physica Scripta, T22 (1988),5.102. 16QED: The Strange Theory of Light and Matter (Princeton, Nj: Princeton University Pres, 1988),5.7. 17Ye yeni de hi kimse bu grle tatmin olmu grnmyor. Daha nce de iaret ettiim gibi,fizikiler ncelikle pozitivist oyunlarla urarnazlar ve llebilir etkiler yoluyla kendilerini aa karan akn varlklar bilirler. Ksacas, onlar samimi olarak "gereki"dirler. Ne var ki sk sk kendi gereki ezgileri ile atan adc ncllerin ekimine kaplrlar. Burada da galiba "kt" felsefe tarafndan bilinsizce bozulan "iyi fizik"ten sz edilebilir. 18Physics and Philosophy (New York: Harper & Row, 1962),5.91. Baka bir yerde Heisenberg unu sylyor: "Eer ada parack fiziinin bulgularn nceki her hangi bir felsefeyle karlatracak olursak,o

ancak Platon'un felsefesi olabilir,zira gnmz fiziinin paracklar simetri gruplarnn temsilleridir,dolaysyla kuantum teorisi bu balamda onlarn Platoncu grteki simetrik varlklara benzediini 72 KUANTUM BILMECESI bizlere sylemektedir." Bkz. Eneounters with Einstein (Prineeton University Press,l989),s.83. 19Age,s.186. 20 Age,s.4l. 21Age,s.53. 22Age,s.55. 23Age,s.145 24Age,s. 55. 25Age,s.105. 26Age,s.84. -vMATERlA QUANTlTATE SlGNATA ok eitli fiziksel nesnelerden sz edebiliriz; yldzlar, galaksiler, elektromanyetik alanlar ve nihayet molekller, atomlar ve temel paracklar. te yandan her tr fiziksel nesnenin uygun bir gzlem yntemiyle iliki iinde kavrand ve sonuta fiziksel nesnelerin zgl deneysel aratrma biimleriyle iliki iinde olduklar srece pek de yle "kendinde eyler" olmadklarn hatrlamalyz. Heisenberg'in de belirttii gibi, fizik basite Dogayla ilgilenmez, "dogayla olan ilikilerimizle" ilgilenir;' Baka bir deyile, Heisenberg'in Doa dedii eyi -d gereklii- "sorgulayan" deneyeinin kendsdir.? Aralarnn eidi ve dzeni sayesinde bir soruyu formlletirir, zaten yant ortaya karan da sorunun kendisidir. Fiziksel nesnelerin eitliliini Dogann verdii "yantlar'un eitliliini- ortaya karan, bizim ne srdmuz sorularn eitliliidir. Fakat "sorular" ve "yantlar"n bu eitliliinin gereklie, Dogaya tandn varsaymamz gerektirecek bir neden yoktur. Dolaysyla fiziksel evren diye adlandrdmz eyin aksine, sz konusu Doa, fiziksel nesnelerden olumu bir btn ya da alan olarak dnlemez. Fiziksel nesnelerin var olduuna phe yoktur, ama mesele bu nesnelerin bir dereceye kadar grecelilii paylatklar ve onlarn ok sayda 74 KUANTUM BLMECES kendi bana varlklar olarak deil, tek ve kopuksuz bir gerekliin gstergeleri olarak grlmeleri gerektiidir. Bu ontolojik nerme basite, felsefi bir mlahaza konusu deil, fiziin keifleriyle ve zellikle kuantum teorisinin sonularyla apak bize dayatlmaktadr -gereki bir durua balanma gibi bir kaygmz varsa tabii -David Bohm'un belirttii gibi, "nsan, dnyann ayrk ve zerk olarak varolan paralara blnebileceine dair klasik gr reddeden yeni bir paralanmam btnlk dncesine doru ynelmektedir. ,,3 Bohm'un belirttii "paralanmam btnlk", Heisenberg'in Doasna karlk gelmektedir; kendinin fiziksel nesneler biiminde ksmen gsteren ya da kantlayan akn gereklie de denilebilir. Dolaysyla fiziksel nesneler "kendi bana" deil, ksmi bir ifadesini oluturduklar gereklie binaen varolurlar. Bu gsterimler "aynk" ve oulolsa da gerekliin kendisi "paralanmam" olarak kalr. Bu dnceler nda grnen o ki,fiziksel evren - 2. ve 3. Blmlerde incelediimiz gibi tek bana ayakta durmaz, o kendisinden tede olan bir eye deyim yerindeyse daha derin bir gereklie (deneysel olarak Doa diye betimlediimiz) iaret eder. nceki dncelerimizin seyri iinde fiziksel ve maddesel dzlemler arasnda bir ayrma ulamtk ve imdi -nceder bahsettiimiz katmanlardan sahiden daha temel ve asli grnen- nc bir ontolojik katman ortaya kt. O halde bu nc alann yaps nedir? Derin gereklikten "paralanmarn btnlk" diye sz ettik, ancak sahiden bunun anlam nedir? Gerekte "ayrk ve zerk biimde varolan paralardan olumam dsal bir alan kavramaya nereden balanabilir? tk nce sz konusu gerekliin de uzam-zaman durumuna tabi olup olmadn anlamak gerekir. Uzam ve zaman iinde yaylmam bir Doay tasavvur etmek elbette gtr; ancak paralanmam btnlk kavramnn gerektirdii ey, neden bu olmasn ki? Meseleye daha yakndan bakalm. Bilindii gibi, Newton'un zamannda zaman ve uzam maddi varlklardan bamsz olarak varolduu dunlyordu. Bilhassa uzam, madde paralarnn her naslsa iine girip orada yerletii ve serbeste hareket ettii bir eit mutlak kap olarak dnlyordu. te yandan Einstein'c greceliliin kefiyle manzara deiti. Genel grecelilik teorisine gre, uzam-zaman sreklilii, her iki unsuru da etkileyen ve ierdii maddenin dalmndan etkilenen bir geometrik yap tar. Dolaysyla uzam ve zamaMATER1A QUANTlTATE 51GNATA 75

nn ok karmak biimde fiziksel evreni oluturan ve maddi varlklara ve olaylara bal olduu ispat1anmtr. Ksacas ierik ve ieren kendi zerk konumlarn yitirdi ve imdi grnen o ki, uzam, zaman ve madde -imdiye kadar bamsz unsurlar olarak varolduklar sanlan- tek ve ayn gerekliin farkl yzlerini oluturmaktadr. Ayrca byle bir gereklik, reuzam, ne zaman ne de maddedir; gerekte o, ne de uzamn iindedir, nk o bir anlamda uzam-zaman "kapsayan" nihai gerekliin kendisidir hatta onlarn "etkilerini" kapsayan bir sebep olduu da sylenebilir. Bu noktada fiziin, ilkece kendi kavray alannn tesinde yatan bir gerekliin gstergeleri ya da etkileri olarak fiziksel nesneleri tanmada ister istemez yetersiz kald kabul edilmelidir. Baka bir deyile, teknik dzlerndeki hibir ey fizikeiyi byle bir gereklii kuramsallatrmaya zorlayamaz. Ve ayrca fizii n bona fide bulgularnn da bu ynde olduu sylenebilir. Henry Stapp'in belirttii gibi, "Doaya dair bildiimiz herey, Doann temel ilevinin uzam-zaman dnda yatt... ama uzam-zamann iine yerletirilebilecek olaylar dourduu gryle uyumaktadr. ,,4 O halde uzam-zaman srekliliinin tesini iaret eden bu bulgular nelerdr? Tek birini -kanmca en arpc olan, yani Beil'in ballk teoremi- belirtmek yeterlidir. Diyelim ki, A ve B fotonu kart ynlerde -k hzndalyolculuk ediyor. Bu durumda A fotonu zerinde yaplan bir gzlernin annda B fotonunu etkiledii grlr. Buna yol aan nedir? imdi "ayrk ve zerk biimde varolan paralarn klasik ontolojisine gre, kii A dan B ye bir eit kst bir etkinin aktarld savn ne srmeye zorlanmaktadr. Halbuki A ve B fotonlarnn, aslnda birlie veya "paralarmam btnle" sahip, uzam ve zaman iinde etki aktarmna ve iletiime gerek olmad, tek bir temel gerekliin gstergeleri olduunu fark ettiimizde, bu sorunlu sava gerek kalmaz. Beil'in teoreminin ve ya genelde EPR olgularnn hakikat noktas, bu olgulardaki ikiz paracklarn gerekte "ayrk ve zerk olarak varolan paralar" olmadn gstermesidir. Elbette onlar, uzam-zamann farkl yerlerinde bulunmalar ve bizim de iki parac gzlemleyebilmerniz lsnde "ayrk"urlar. Ne var ki, herey bir paracn deneysel yollarla btnyle bilinemeyecei gereine iaret etmektedir ve "bizim ksmen bildiimiz" doruysa -ki bunu kabul etmek iin yeterli nedenimiz var- o zaman bir paracn grnen 76 KUANTUM BlLMECE5l konumunu ve dolaysyla olgusal zniteliini aabileceini dnmek kolaylar. Ksacas bir parack, bilimsel gzn grdnden -ve drt boyutlu sreklilie uygunluk koullarndan- daha fazlasna sahip olabilir. Burada akla kavuturulmas gereken husus, kapsayc okluun boyutsall deil, kapsamann kendisinin mutlakl veya greceliliidir. Hakeza benim iaret ettiim de, "baka bir boyuta srayan" parack deil, onun deneysel yanma ek olarak "kapsama" ilemine hi bal olmayan bir yapya sahip olduudur. zetle Doa kendi bana uzam-zamansal olmasa da, gzlem altnda kendisini uzam-zamansalm gibi sunar. Ancak bu Kant anlamda deil, gereki anlamda anlalmaldr. Mevzu, uzam-zaman koullarnn beeri gzlemci tarafndan nominal bir gereklik zerine sperimpoze edilmesi deil, gzlemlediimiz eyler ve ilikilerin -"madde, uzam ve zaman" - daha nce var olan bir gizilgc, bahsettiimiz Doaya ait olan bir potansiyeli gstermesi ya da gerekletirmesidir. Burada da "soruyu ne sren" fiziki, ama yant veren Doann kendisidir. Ve bu yant -aka anlalmas iin- srf bizim beeri yapmzn ya da aletlerimizin dzeneinin deil, ncelikle ve en nemlisi gerekliin kendisinin gstergesidir. Son kertede uzam ve zaman kategorileriyle bize kendini sunan, yaps itibaryla bu kategorilere bal olmayan gereklikten bakas deildir. Apak anlalmas iin bir kez daha tekrarlamak istiyorum ki, uzam ve zaman koullar basite Kant yolla dardan dayatlmaz, onlar bahsedilen gerekliin iinde gizil olarak mevcuttur noktalarn ve dorularn kliti dzlemde gizil olarak bulunmas gibi. O halde fiziksel nesne nedir? imdi onun btnsel gerekliin tikel bir ifadesi olduunu kabul etmeye ok yatknz. Fiziksel nesne niteliindeki ey, elbette uzam ve zaman iinde varolur, belli bir olgusal zniteli sergiler ve kendi iinde bu snrlar ve grnr znitelii aar. Dolaysyla belirli okluk kavram ne srdmz veya srebildiimiz farkl "sorular"n cevab niteliinde "yzeysel" bir uygulamaya sahipken, "paralanmam btnlk" snrsz derinliklerde hkm srer. Gerekliin, uzam-zaman sreklilii ve onun eitli ierikleriyle bir olduu yolundaki yaygn kanya pekala her zaman inanlabilir. Fakat gerein grnene bu alldk indirgeniminin, sregelen bilimsel gelimelerin altnda dayatlm ve gvenilmez olduu ortaya kmtr. Fizik bugn bu daraltc Weltanschauung'a kar savamaktadr; "Doaya dair bildiimiz herey Doann temel ilevinin uzam-zamann d nMATERtA QUANTlTATE StGNATA 77 da yatt gryle uyumaktadr ... " diyor Stapp. Buna ilaveten tek bana hibir sonu, Bell'in bu yeni ballk teoremi kadar fikir verici deildir. Aslnda Bell'in teoremi fiziin benim eklini izmeye altrn, tekrar gzden geirilmi ontolojinin biimsel tanmyla fizii n kavramsalolarak uzlaabildii gereine hayli yaklat sylenebilir. Yani yalnzca eitli nesneleri ieren bir uzam*zaman srekliliinin olmad, ayrca daha temel bir dzeyde- henz ayrtrlmam, ne uzamn ne de zamann iinde olan ve ona dair zgl

hibir eyin bildirilemeyecei bir gizilgcn varl sz konusudur. "Gereklik yerleik deildir.", bu belki de bizim birbirimize en yakn olduumuz noktadr. Gel gelelim Doada yokluun bulunmasna -baka bir deyile hibir "ey"in olmamasna- ramen, bizim Doay uzam-zaman evreni sayesinde bildiimizlbilebildiimiz gerei deimez. Ve fizik de balca bununla ilgilenir. Fiziki "Doann yaps"n bilir. bizler bu "yap"y dolaysz, yani onun fiziksel belirtileri yoluyla grmeye mecburuzdur. Ardndan unu da belirtmek gerekir ki, en tandk geometrik yaplar ancak bu ekilde, dolaysz yollarla bilinebilir. Szgelimi kliti dzlemin yaps nasl tanmlanabilir ya da kavramsallatralabilir? Her matematikinin bildii gibi bu, deiik yollarla yaplabilir: klit usulyle. noktalardan, dorulardan ve dairelerden oluan belli yapsal ekillerin zellikleri sayesinde ya da Felix Klein usulyle. bir sregen evirim grubunun deikenleri yoluyla. te yandan bu deiik nitelendirmelerin arpc biimde birbirine benzemesi durumu, bizim kliti dzleme yardmc bir yap, zaten daha somut ve etkin olduu ngrlen ikincil bir yap sayesinde ulatmz gereini dorulamaktadr. Birincil yapnn ikincil yapyla akland sylenebilir. Klasik yaklamda, szgelimi, kii kurulu ekillere bakar -ama kliti dzlemdeki kadar dorudan deil. nk byle bir dzlem de grlecek bir ey yoktur. imdi kliti dzlem yerine Doay ve klasik geometri ekilleri yerine de fiziksel sistemleri koyalm bylece fiziin gcne ilikin bir fikir edinebiliriz. Zira geometrik analoji sayesinde Doann yapsnn nasllnn -ne kadar gizli olsa da- fizii n temel kanunlar iinde ortaya karlabilecei anlalabilir: fiziksel sistemlerin gndermede bulunduu her yere ve zamana uygulanabilen kanunlarn iinde. Bunun parlak bir rnei olarak, her elektromanyetik alana uygulanabilen Maxwell denklemleri verilebilir -hatta her dzgn gene uygulanabilen Pisagor teoremleri bile. te yandan kliti geometri ile gnm78 KUANTUM BLMECES zn fizii arasndaki en byk fark, ikincisinin henz tm alanlar kapsayacak, tek bir tutarl ilkeler dizgesi sunmamasdr. Gya fiziki, "gerler" iin bir dizi kurala "ernberler" iin de baka bir dizi kurala sahipmi de, hem "gerler?e hem de "emberler"e ve prensipte en azndan tm dier kurulu ekillere uygulanabilecek bir tek kanun yokmu gibi. imdiki haliyle fiziin "teoremler"i yakndan bildii, ama ondan dierlerinin tmnn karsanabilecei, tek bir aksiyomlar dizgesini henz kefetmedii sylenebilir. Ve bu, kukusuz fizikinin arad nihai nesnedir; o, tm kavranabilir fiziksel sistemleri doru biimde tanmlayacak, tek bir temel kanunu -bir eit birleik greeeli kuantum alan teorisini- aramaktadr. Grne baklrsa o, bu amacn gerekletirmeye yakndr. Her halkarda bylesine nemli bir gelime, kliti dzlernin kuramsallatmlmasnn klasik geometriye yapt katkya benzer bir katky, fizie yapacaktr; o bize birincil yapnn doru bir tasarmn sunacaktr. Heisenberg'in dedii gibi, fiziksel yasalarn Doayla deil, "bizim Doayla olan ilikilerimiz"le ile ilintili olduu ynnde bir itiraz yneltilebilir. te yandan dorusu onlarn dierini her ikisiyle de ilintili olduudur rnein, Pisagor teoreminin yalnzca belirli bir kurulu ekiller snf ile deil, kliti dzlemin yapsyla da ilintili olmas gibi. Niin bir olguyu darda tutsun ki? Eddington, fiziin temel yasalarnn -Doann boyutsuz sabitleri de dahil- sz konusu yasalarn test edilebilecei modus operandi, den a piori olarak karsanabileceini iddia etmiti. Eddington, balknn an incelemek suretiyle o aa yakalanabilecek baln yapsyla ilgili belli karmlarda bulunulabileceini syler. rnein balk belirli bir uzunluktan daha byk olamaz ve bunun gibi. Ama bu fizik felsefesi ne kadar byleyici olsa da, henz hi kimse bu Kant giriimde baarya ulaamamtr. ok az fizik i bugn Eddington'n radikal znelci iddialarna pirim vermektedir. Sonuta fizik yasalar, sadece "Doayla olan ilikilerimiz"den deil, Doadan da bahsederler. te yandan bu Doa son derece devingen grnmektedir ve aslnda meta-fizikseldir. Kukusuz metafiziksel gerekleri anlamak kolay deilciir ve bu tr eyleri tasavvur etmek ya da ekillendirmek imkanszdr. Ne var ki fizikinin ok iyi bildii gibi, tasavvur edilemeyen eyleri hakikaten kavrayabiliriz ve dahas bunu azami aklkta ve dorulukta yapabiliriz. Bu nedenle kimikukucularn syledii gibi, insan bilgisi MATER1A QUANTlTATE 51GNATA 79 duyumsanabilir dzen ile snrl deildir. Hem fizikseli (grdmz zere duyumsanabilir alann dnda uzanan) kavramak mmkn ise, meta-fizikseli, zaman ve mekan snrlann aan eyleri kavramak niye mmkn olmasn? Dolaysyla Locke'der balayarak Hume ve Kant gibi Batl felsefecilerin yanl retilerinin aksine, metafizik hereyden nce bo veya makulolmayan bir aba deildir. te yandan her zaman duyusal imajlarn. uygun metaforlarn metaphereir, "tamak") ya da maddi rnein desteine ihtiya duyarz. O halde ulaumz Daa kavramna uygun bir metafor ne olabilir? Zihinlerimizin gerisinde bandan beri yatan rnek nedir? Bu rnek, Aristo'nun metafiziinin dayand maddi ya da biimsel bir eyden bakas deildir. Bu ak olabilir ya da olmayabilir, ancak her iki durumda da zel bir aklama gerektirmektedir. Apollo ya da Sokrat'n bahsettii formu (marphe) alan bir mermeri ya da odun parasn (Yunanca hyle) dnn. Somut nesne -heykel - bir bakma iki unsurdan olumutur; hyle ve

marphe. (Yn. Hyle = madde, marphe = biim .n) te yandan marphe'nin odundan veya mermerden ayr, onlarn birinden koparlabilecek somut bir varl olmad aktr. Peki ya hyle? O, elbette kelimenin szlk anlamyla bir varla sahiptir, nk orijinalodun paras kendine zg bir marpheye sahiptir. te yandan Aristocu anlamda hyle, basite marphe'nin ahcsdr, hepsi bu. ekilsel konuursak Aristocu hyle, somut varlk katnn altnda duran saf bir tabaka olarak dnlebilir. Bu nedenle o, gerekte bir yokluktur, matematikteki sfr gibi. Ve bu "yokluk" -ilgin grnebilir- hayati bir roloynamaktadr. Bu rol sayesinde biz, ncelikle Aristocu hyle'yi doru biimde anlayabiliriz, zira dediim gibi o, kendi iinde "yokluk" tur. yleyse hyle'nin ilevi nedir? O, deyim yerindeyse morphe alr, ierik alr -aslnda varlk kazanr ve bunu, tam anlamyla kendi iinde ekilsiz, bo ve esasnda yokluk olduu iin yapabilmektedir. Evvelce de sz edildii gibi, marphe'de kendi bana somut bir varla sahip deildir; hyle'e ile birleik halde var olmaktadr -tpk Apollo'nun formunun, mermersel dayanana birleik var olmas gibi. te yandan marphe, kelimenin az ya da ok grsel anlamlaryla basite "biim, ekil ya da Iigr" deildir -rnerrner metaforu zerine fazla anlam yklememeliyiz. nemli olan, varolan bir cismin marphe'sinin onun tamamyla bilinebilir ehresi olmasdr. Ksacas, bir ey marphe'si sayesinde kavranabilir -ama hyle sayesinde var olur. Dahas "onun hylesi" 80 KUANTUM BILMECESI demiyprum, zira hyle akas eyaya ait deildir- okyanusun tek bir dalgaya ait olamayaca gibi. -te yandan morphe eyaya aittir, nk bir cismin morphe'si dosdoru onun zdr (essence, -cesse, "to be", "0Imak").5 O, bilinen ve bilinebilendir, dolaysyla o, cismin kendisine denktir veya onun "nelii"dir. Bununla birlikte var olan bir cismin basite kendi nelii ile birlemedii akldan karlmamaldr, onun bir de kavranamaz olarak kalan, maddi bir taraf vardr -bu olgunun son derece nemli olduu phesizdir. Skolastik dnemdeki Aristocu felsefeye dndmzde. Yunanca "morphe" terimi yerini doalolarak Latince "forma"ya brakrken, hyle materia olur. Bel'i bir evrim sonucunda, skolastik materia Newtoncu fiziin "matter (madde)"na dnr -ne var ki, bu terimin tam anlam akla kavumamtr. Ontolojik dzlemde konuursak, Newtoncu sylemden kalan bu ifade, her halkarda otantik anlamdaki materia ve forma'nn karmak bir sentezidir. "Ktle" den ayr olarak o -bu ikisi hep kartrlr- bilimsel dncenin ekonomisinde belirgin faal ilevsel bir role sahip deildir. Sonunda Newtoncu "madde" ye kadar gelen otantik materia'ya en yakn olan, kukusuz talihsiz esir'dir. Esir'in ilevinin, elektromanyetik alann olumasna yardm etmek olduu sanlmaktadr. Onun mkemmel homojenliine, ar hafifliine ve dier "esirsel" zelliklerine ramen, esir yine de ada anlamda bir "tz" olarak deerlendirilmektedir. Oysa otantik matera bundan ok farkl cins te bir eydir. Her eyden nce, matera'nn uzayda bir yer kaplamadnn ayrdna varlmaldr -uzayn varolan yaplar arasndaki geometrik ilikilerle ilintili olduu hatrlanrsa. Dolaysyla ontolojik ifadeyle uzay materia'ya gre ardldr (posterio'r), ayn ey kanlmaz olarak zaman iin de geerlidir. Bu durumda, bo bir alc ya da evrensel bir kap olarak dnlen uzayn, maddi tzn bir eit doal semboln ya da kozmik grntsn oluturduu sylenebilir. Bundan dolay otantik matera, Newtoncu "madde" gibi uzaml bir nitelie sahip deildir, o kaba, saf alcya birleiktir. Bu noktada yeri. gelmiken, hereyi bir tek Newtoncu "madde" kavramyla aklayabileceini iddia eden nl materyalizm felsefesiyle ilgili birka sz etmek gerekir. imdi ncelikle yukarda sylenenlerin nda, maddi varln zorunlu olarak iki esasa gereksinim duyduu ortadadr: "Var olmak iin ikisini birden alr". te yandan maddi eyler MATER1A QUANTlTATE 1GNATA s tek bir esasa indirgenecekse, Newtoncu "madde" bunun iin zayf bir tercihtir. Bu kavramn isel boluu ve kat bilimsel dzlemde kullanszh bir yana, daha ok materia'nn tarafnda durmaktadr. O plak varl temsil etmektedir, deyim yerindeyse onun en formel ierii olarak materia'a ya da tze yakn bir eyi oluturur. Bu nedenle materyalist hereyin onunla anlalabilecei tek bir ilke aray iinde materia'ya bakar -maddeyi yalnzca yzde yz kendi iinde anlalmaz olarak grmekle kalmayp her eye anlalmazlk zelliini onun kazandrdn dnr, ne talihsiz bir seim!- Dolaysyla fiziin yapsaler bir yorumu ndan materyalist yorumuna kay, Einstein'in izafiyet ilkesinde grld gibi, kukusuz doru ynden dn sergiler; materia'dan gerekliin anlalabilir tarafna dn. te yandan formel nitelikleri nedeniyle eylerin kavranabilir olduu gerei, onlarn formlar ya da fiziksel yaplar olarak, saf ve basit biimde yeterince kavrand anlamna gelmez. Bu yzden eer materyalizm savunulamaz ise yapsalclk da yledir. Kanmca maddeci paradigmadan u ya da bu yolla yardm grmeyen bir ontoloji geerli olamaz. Maddi z kavramnn, materia ve forma denilen ikiz kavramlara cevap veren iki tamamlayc ilkeye gereksinimi olduu sylenebilir. Ve bu, mtekabil kavramlarn in'den, Hindistan, Yunanistan ve eski Filistin'e kadar uzanan byk ontolojilerde niin yer aldn aklamaktadr.? Maddeyi kapsayan kavrayn gerekliliini anlamak iin epistemolojik bilmeceyi, bilgi sorununu derinlemesine incelemek gerekir. Maddi alann duyu algs yoluyla, fiziksel alann da bilimsel gzlernin

modus operandi'si yoluyla bilindiini belirtmitim. Gelgelelim "bilmek" ne anlama gelmektedir? Bilme ileminin hep dnsel bir etkinlik iinde sonulandn ifade ettim, yleyse bu etkinliin doas nedir? Neleri kapsar? Aristo'nun ok zaman nce iaret ettii gibi, bilme etkinlii, akl ile onun nesnesinin kesin bir rtmesini ierir. yleyse akl dsal nesneyle nasl rtmektedir? Bylesi bir rtme, akas ancak zne ile nesnenin kendilerine zg biimde sahip olabildi kle ri nc bir varlk veya ortak bir unsur yoluyla anlalabilir. Ve nesneyi bilinebilir klan ite bu tertium quid'dir. Fakat yalnzca ksmen! nk "zneye tanan" ncelikle dsal nesne -kilit, mal, ve f- deildir, sadece tertium quid diye adlandrdmz eydir. Dahas bu "nc faktr", "Ne?" sorusunun cevabdr; o 82 KUANTUM BLMECES bizim bildiimizdir. Hem o, sz edilen nesneyle basite rtmez, zira az evvel belirttiimiz gibi, nesne kanlmaz olarak tertium quid den daha "fazla'tsn ierir. imdi tertium quid, kukusuz Aristocu morphe'den, varolan nesnenin formundan ya da onun neliinden bakas deildir. Ama nesne salt morphe'sinden ibaret olmad iin ikisini birbirinden ayracak ya da aradaki fark oluturacak ikinci bir faktr, diyelim ki bir X'i savlamak gerekir. Ve bu X -zorunlu olarak bilinemez ve niteliksiz- akas materia ya denktir. Bylece bu tarz basit bir epistemolojik akl yrtmeyle maddeci paradignann temel kavramlar elde edilir Morphe ya da tertium quid'in znel olarak yani zihinsel dzlemde var klndnn alt izilmelidir. Onun zihinsel grntlere brnrneye ve deyim yerindeyse, bylece "belirginlemeye" gereksinimi vardr. Grld gibi beeri bilme etkinlii karmaktr, buna ramen o son derece basit, tek bir dnsel etkinlik iinde yrr -bu temel sebepten dolay o analizden kaar. O buradadr, bilisel rtmenin, zne ile nesnenin birletii bu muammal etkinliin iinde. Bu ontolojik deerlendirmenin banda, daha nce ulatmz Doa ideasnn maddeci paradigmayla ilintili olduunu belirtmitim. Doay bir materia olarak alglamak insann kukusuz houna gider, ama grdmz gibi o, kendine zg bir formda yaratlm olmas hasebiyle mutlak anlamda ne materia'dr ne de Skolastik sylemdeki materia prima'dr. te yandan o, kolaylkla uzam-zamanla dnyasyla etkileen bir materia seeunda diye tanmlanabilir, tpk kliti dzlemin kurulu figrler evreniyle etkileen bir materia secunda olarak tanrnlanabilecei gibi. Bu nedenle o, materia olarak, ontolojik anlamda uzam-zaman alannn "altnda", formel ieriinin taycs ya da kab olarak durur. Ayrca o, bir evrensel dzen ilkesi veya yasas, grnen formlarn toplamnn asgari ortak paydas olarak genelde evren e tand bir forma sahiptir. Mamafih Doa, u mkemmel Thomasc ifadeyi kullanrsak bir materia quantitate signata C'nicelikle'' belirtilen bir materia) dr." Sonuta kliti veya geometrik paradigma -bununla daha nce fiziin mantn aklamaya almtmaslnda maddecilikle birdir. O, gerekte, en dorudan yolla fiziin modus operandi'si ne bal olan maddeci paradigmann biimini ya da yorumunu oluturur. Ve bylece vazgeilmez olduunu kantlar.s MATERlA QUANT1TATE SlGNATA 83 Bu dncelerin nda, maddi alanla ilintili olarak kavranan "nicelikler'' ile "nitelikler" arasnda zaman merkezli ayrm incelemek gerekecek. Bu varsaymsal tamamlaycln ontolojik nemi (ayet varsa) nedir? tk bata belirtilmesi gereken, sz konusu niceliklerin maddi alana ait olduklar srece bir ekilde alglanabilir olmalar gerektiidir. Daha dorusu, bu nicelikleri bilimsel aralar kullanmadan tespit etmek ya da gzlemlemek mmkn olmaldr. imdi iki tr nicelik vardr: basite "say" ve "uzam". Birincisi saym yoluyla ya da yeterince kk birimler sayesinde, bir tr dorudan alglama yoluyla belirlenir. te yanda uzam, "byklk" ve "kklk", "dz" ve "yarnuk" ve insan algsnn iindeki dier geometrik tanmlamalarn okluuyla ilintilidir. Bu iki eit nicelik birbirlerine yakndan baldr ve tek bir bilimin -matematiin- her ikisiyle etkin olarak ilgilenebilmesinin altnda yatan sebep phesiz budur. te yandan nitelikler, matematiksel tanma bal olmamak gereiyle ayrksanabilir Bu, phesiz, Galileo ile Descartes'in kendilerini "ikincil znitelikler" olarak tanmlanan bu nitelikleri d dnyadan aforoz etme zorunda hissetmelerinin nedenidir. Matematiksel evrende, safbiimdeki matematiksel terimlerle anlalabilen bir evrende yer edinmeye doalar uygun olmayan bu niteliklerin kovulmas zorunludur. te yandan, uzunca bahsettiimiz gibi, her eye ramen vardr; rnein bir elmann krmzl en az onun ekli kadar gerekten vardr ve d nesneye aittir. Hakeza niteliklerden yoksun bir nesne ipso Jacto alglanamaz, nk varlklar niteliksel ierikleri sayesinde alglanrlar -szgelimi haritada lkeler matematiksel snrlar sayesinde deil, dorusu birbirlerine gre aldklar renklerle grnrleirler- Bylece maddi dnyann hem "ricelikler" hem de "nitelikler'tder olutuu sonucuna va rrz -ou insann dnd gibi. Ne var ki nitelikler maddi dzlemde her yerde bulunsalar da, fiziksel dzlemde hi birine rastlanmaz, nk grdmz gibi, fiziksel dzlem matematiksel terimlerle artksz biimde tanmlanabilen eylerden oluur. Yani o matematiksel yaplardan veya bir ara bahsettiimiz "matematiksel formlar olarak varolan" eylerden oluur. Bununla birlikte Jiziksel nesnelerin sonuta maddi dnyayla ilintili belirli "gzilgler"den ne

eksik ne fazla olduklar kantlanmt, hatrlarsanz. Bu yzden varln tam olarak maddi dzlemde "baladn" iddia etmek hi de anlamsz olmaz. Bunun bir semantik mesele olduu ve bu "varlk" 84 KUANTUM B1LMECES1 sfatnn esasnda fiziksel dzlemde de geerli olabilecei yolunda bir itirazda bulunulabilir. Bu durumda bizim nerdiimiz nceki sav savunmaya hakkmz vardr -rnaddi dzlernin "altnda" deiik potenHa eitlerinden baka bir eyle karlalmayaca iddias. imdi varlk -alt dzlemler- fiziksel dzlern ve fizik -alt materia secunda-, az evvel iaret ettiimiz gibi, matematiksel formlardan olumaktadr. Varlk katnn altnda yalnzca nicelik durur. Maddesel dzleme gelindiinde nitelikler belirir; niceliksel terimlerle anlalamayan veya aklanamayan sfatlar. Maddi nesnelerinde niceliksel zelliklere sahip olduklar dorudur. Onlar aslnda birleik fiziksel nesneden kaynaklanan belli bir matematiksel yap tarlar ve fiziksel terimlerle tam olarak anlalabiltrler.? Bu kukusuz fizii mmkn klan balca dayanak noktas olduu gibi fizikilerin nitelikleri aforoz etmeye ve maddi alan fiziksel gereklikle tanmlamaya ayartlmalarnn nedeni de budur. Nitelikler darda brakldnda geriye, matematiksel yapdan olumu tek bir ontolojik alan kalr. Ama bildiimiz kadaryla, nitelikler aforoz edilmeye kar kar. Dahas niteliklerin maddi alanda oka grlp varlkalt dzlemlerin hibir yerinde bulunmamas gerei sadece unu anlatr: Nitelikler z (e esse, "to be") ("olmak" . n.) iaret eder, yani maddi cismin zn ve bu z dorusu matematiksel bir yap deildir. Maddi nesnelerin niteliksel zellikleri kabul etmemeleri dorultusundaki temel gerek o olasl engellemeye yeter. u halde maddi alan/matematiksel olmayan varlklardan olumutur -bu gnmzde ok etkisi yapabilir. LO Devam edelim. Niteliklerin zn belirtisi olduunu fark ettikten sonra, imdi kendimize unu sorrnalyz; bu durumda niteliklerin ve daha genelde matematiksel formlarn nemi nedir? Bu sorunun cevab uzun sre nce verilmitir: Skolastiklerin dedii gibi: Numerus stat ex parte materiae.ll Baka bir deyile nicelik ve matematiksel yap, materia'ya, daha dorusu eylerin maddi yzne gndermede bulunur. Grdmz gibi, somut nesne, madde ve formdan olumutur. Bu ontolojik kutupluluk gsterim dzlemine yansr. Varolan nesne, onlarla olutuu esaslara uygunluk sergiler; hem eril hem diil esaslara. Hasl maddi alanda niin hem nitelikler hem de nicelikler olduu sorusunun yant ite budur: Biri zn, dieri maddi katmann gstergesidir. MATERIA QUANTlTATE slGNATA 85 Bu dncelerin altnda, sonunda. Kartezyen sapmann bykl konusunda bir fikir edinebiliriz. Zira nitelikleri ya da "ikincil zellikler"i reddetmek suretiyle Galileo ve Descartes, dorusu esas olan, maddi eylerin gerek zn skalamlardr.U imdi, fiziin kozmik grnrnn niceliksel yanlaryla ilgilendii ortadadr ve bu bir noktaya kadar meru ve bilgi vericidir elbette. Ama daha fazlas beklenmemelidir, nk fizii tm yaygn baarlarna ramen, onun anlaynn ya da aklamasnn snrlar vardr ve bu snrlar genelde sanldndan daha katdr. Fransz metafiziki Rene Guenon'un da tespit ettii gibi; Dnyann tzsel tarafn oluturduu dnlen nicelik, adeta onun "temel" veya "asli" koulunu oluturduu sylenilebilir. Ancak daha fazla ileri gitmemeye ve onu ispatlanabilir alandan daha yce bir dzenin nemini atfetmemeye ve zellikle, ondan bu dnyann aklamasn karsamaya almamaya dikkat edilmelidir. Bir binann temeli onun st yapsyla kartrlmamaldr. Her ne kadar bina iin temel zorunlu olsa da, bir temelin olmasna ramen hala bina olmayabilir. Ayn ekilde duyusal gsterirnin kk nicelikte yatsa da, nicelik olduu halde duyusal gsterim olmayabilir. Nicelik tek bana ele alndnda yalnzca gerekli bir "nkabul'tdr, lakin o hibir eyi aklamaz. O aslnda bir temeldir, baka bir ey deil ve unutulmamaldr ki, temel, tanm gerei en alt seviyede konumlanmtr.l ' imdi kabul etmek gerekir ki, "hibir eyi aklamaz" ifadesi biraz abartldr, ancak o, gya fiziksel verilerden "dnyann aklamasn karsayanlar"n ne srdkleri iddialardan daha ar deildir. Dorusu maddi bir nesne hakknda sylenebilecek tek ey, onun niceliksel zelliklerinin fizik bilimiyle anlalabilir olduudur ve bu, sz konusu zelliklerin badak fiziksel nesneden kaynakland gerei sayesinde mmkn olabilmektedir. Fizik bunun tesinde bir ey sylemez. O yalnzca fiziksel olana uygun "gzler?e sahiptir: onun alglad her ey 5X'dir, emalarnda gsterdii her eyondan ibarettir. Ve fizikilerin byle bir maddi nesne olmadna, daha dorusu bu X'in 5X'den bakas olmadna kendilerini (ve eitimli dnyann geri kalanrnl) ikna edebilmelerinin nedeni budur kukusuz. Maddi cisimlerin atomlardan ya da atomalt paracklardan "olutuu" ve niteliklerin "salt znel" . olduu ynndeki dncenin kayna da budur. Sonuta maddesel olann fiziksel olana bu varsaymsal indirgenimi, fiziksel olan ontolojik adan anlalmaz kldnn farkna varmak ge86 KUANTUM BlLMECESl

rekir. phesiz niceliksel tahminler ve hesaplamalar yaplabilir, ama hepsi bu. "Ne kadar?" sorusuna inanlmaz dorulukta bir cevap verilebilir elbette, fakat "Ne?" sorusuna herhangi bir cevap verme giriimi kanlmaz olarak eliki ya da samalkla sonulanacaktr. Bu Weltanschauung (aslnda o bir Weltanschauung deildir) bir ontoloji kabul etmez. Bu tam da "kuantum gereklii" tartmasndan karlabilecek kesin bir sonu deil mi? Zaten indirgemeci konum iinde bilimsel metadolojinin yanllanmam bir aklamasn vermek imkanszdr, nk niteliklerin yokluunda alg olmaz. Ayrca ak konumak gerekirse, kii ne maddi alana ne fiziksel alana ne de fizie dair ak bir kavraya sahip olabilir. O zaman fizikilerin, (fiziki Nick Herbert'in deyiiyle) "gereklik hakkndaki kavraylarn yitirmi" olmalar gerekmez mi? 4 Das Naturbild der heutigen Physik (Hamburg: Rowohlt,1955),s.ll. 2Yaknda greceimiz gibi bir ekilde yanltc olduunu tantlayan bir ifade. 3D.Bohm ve B.Hiley, "On the lntuitive Understanding of Nonlocality as lmplied bey Quantum Theory", Foundations of Physics,cilt 5 (1975),s.96. 4"Are Superluminal Connections Necessary?", Nuovo Cimento, cilt 40B (1977) ,s.191. 5Thomasc z ve biim ayrm bizim imdiki mlahazamzda bir nem tamyor,o nedenle gz ard edilebilir. 6Bu "antik Filistin" den ziyade in ,Hindistan ve Yunanistan balamnda daha barizdir kukusuz. Ve yine de madde-form alglaynn Kitab Mukaddes'deki gibi olduu inkar edilemez. Meister Eckhart bize u gerei bildiriyor: "Kiinin ilk bilmesi gereken madde ve formun iki tr mevcut varlk olmad,yaratlan varlklarn iki esas olduudur. 'Balangta Tanr yeri ve g yaratmtr.' sznn anlam da budur dorusu madde ve form eylerin iki esasdr." Bkz. Liber para bo la rum Genesis,LlS. llgili okur bu metni ve Meister Eckhart'r dier almalarn, Latince ve Almanca evirilerini birlikte veren harikulade Kohlhammer yaymlar arasnda bulabilir. Bkz. Meister Eckhart: Die lateinischen Werke, Cilt 1 (Stuttgart: Kohlhammer,l937~65). MATER1A QUANTlTATE SlGNATA 87 7Bu ifadeye atfettiim anlamn onun zgn Thomas armyla aktn iddia etmiyorum elbette. Kukusuz Meleksi Doktor kuantum teorisini dnmyordu! Ve aslnda matematiksel yap dncesi tabiatnda Platoncu grnmektedir ve Skolastik zihne bir ekilde yabancdr. Sz konusu ifadenin Thomasc anlam iin bkz. De ente et essentia, b1.2. Ayrca bkz. Summa Theologiae, Q.3,A.2, reply to 3rd objection ve qQ.13,A.9. BPlaton'un Akedemisi'nin kapsndaki yazl olduu rivayet edilen mehur ihtar hatrlanrsa: "Geometri bilmeyen hi kimse buraya giremez." Kukusuz Pisagorcu ve Platoncu geleneklerde geometrinin merkezi bir nem tekil etmesi tesadf deildir. Antik ya da kliti formu iinde bu bilimin gerek anlamda "kozmoloji"nin temel anahtarlarndan birini oluturduu tahmin edilebilir. Platon'un yazsnn anlam geometri hakknda bilgisi olmayan hi kimsenin "buraya giremeyecei"dir. 9Gerekte denilebilir ki ,maddesel ile maddealt nicelikler arasnda sunumdan kaynaklanan. ebiimlilik vardr. lO"llkel nermeleri" oluturduu sanlan antik bilimler zerine birka sz etmek gerekir. Genellikle fark edilmeyen ey,hakiki geleneksel bilimler ncelikle "zlerle", bizim Weltanschauung umuzdan sistematik biimde karsadrnz hakiki eyle ilintilidir. Kukusuz sz konusu eye antik kozmolojinin be unsuru olarak adlandrlabilir ki ,modern yorumlar "toprak","su" ve geri kalanlar szlk anlamlarna gre tanmlamada ok aceleci davranmtr nk bu unsurlarn hepsi gerekte modern anlamdaki tzler deil,topran,suyun ve dierlerinin oluturduu "zler"dir,yani rneklendirmelerdir. Bu nedenle ortaada bu unsurlardan birinin quanti essentia ya da "beinci z" (ki bundan bizim "quintitesserce" (z .n) kelimemiz trernitir) diye bilinmesi tesadf deildir. Balarmrnza daha uygun den ise, be bhutas ve onlarn be duyu snfndaki gizli karlklar (tanmatras) dr, yani maddi bir nesne akasa sayesine duyulabilir, tejas sayesinde grlebilir,vayu sayesinde dokunulabilir,ap sayesinde tadlabilir ve prithivi sayesinde koklanabilir. Ksaca be unsur eyleri duyu organlar gre alglanabilir klar ve ekleyelim ki, eylerin esasnda varsaylan "atomik yaplar" dolaysyla basite alglanmad bir kez anlald m,gerekte bu tr "unsurlar"n var olmas gerektii aklk kazanacaktr. IIBu ifade yle yorumlanm grnyor: Say rneklendirrneden doar - rneim pek ok at bulunmasna karn.onun tek bir anlalabilir formu, bir at "tr" ,biimi ya da ideasnn mevcut bulunduu gereine uygun olarak - Baka bir deyile tek rnek bir bakma maddi tz sayesinde oaltlr ya da kopyalanr,bu arada sz konusu form tek ve blnrnez kalr, ayn her birey (xiu-dividuus) ya da trn yesi gibi. yle grnyor ki, "say" sz konusu formdan deil de ,aslnda ex parte materiae'den kaynaklanmaktadr. 88 KUANTUM BtLMECESt l20nu Skolastik adan ifade edecek olursak; onlar tzsel formlar btnyle atmlardr. te yandan tzsel formlarn yokluunda, maddi dnya var olamaz. 13The Reign of Quantity (London: Luzac,1953), s.29.

"Eric Voegelin okurlar onun nl tezini hatrlayacaklardr; modern zamanlarda "ikinci gereklikler" baskn olduu iin,"gereklik iindeki varln ortak temeli kaybolmutur" ve sonuta "akli sylemin evreni krntr" (Bkz. "On Debate and Existence", yeniden basm; A Public Philosophy Reader, Arlington House,1978) Bu balamda onun bu sz ok doru grnyor. te yandan Voegelin "ikinci gereklikler"i kltrel ve ideolojik trde ele alyor.; akas onun aklna u nokta gelmemi grnyor; "ikinci gereklik" dier tmnn altnda yatan ve herkes tarafndan bozulan bir gereklik - genel anlamyla fiziksel evrenden bakas olamaz. Bu bahsedilen evrenin varlk-alt bir alan -maddi alanla iliki iindeki salt bir gizilg ierdiini ununuu an kii bir canavar yaratmtr. nk bylece fiziksel saha,dolaysyla "temel" ,ondan bir sr lmcl hatalarn neet ettii byk yanlsama olan, gerekliin ba gasps olur hemen. "Kiinin gereklik zerindeki penesini yitirmesi" ne kk ne de zararsz bir eydir. -v"TANR ZAR ATAR" MI? 1 ::-:> uantum mekanii sistemlerinin belirlenemez olduu bilnmekte'-dir. Onun tahminleri gz nne alndnda, kuantum mekanii doal olarak olaslksal ya da istatiksel bir teoridir -bu kadar ak. te yandan kapal olan, teorinin tam, yani temelli olup olmaddr. Belki kuantum mekanii temelde determinist bir sistemin ortaya kard kimi tahmini, ikincil olgularla ilgileniyor olabilir. Bu az ya da ok, Einstein'n ve bugnk Kopenhagc Ortodoksluun zorluklarn gsleyerek "sakl deikenler"e inananlarn dncesidir. Bylece Einstein ile Bohr arasndaki mehur tartma balar ve herhalde merkezi mesele, yani evrenin deterministik olup olmad zlere kadar sz konusu tartma devam edecektir. tk bata meselinin dorusu kat bilimsel ya da "teknik" bir dzlemde zlemeyeceinin altn izmek isterim. Fiiliyattaki Bohr - Einstein al veriinin sreklilii de bunu teyit etmektedir, nk o salt bir fizik meselesi olduu iin amzn nde gelen iki fizikisinin onu kendi aralarnda uygun bir zaman dilimi iinde karara balam olabilecekleri dnlebilir. Fakat mesele karara balanmamtr ve dorusu Bohr lene dein bunu etraflca dnmtr.! imdi asl nemli olan ve meseleyi salama balayan ey, btnyle kuantum mekaniinin tahminlerine benzer tahminlere gtren sk determinist teorilerin bulunduu 90 KUANTUM B1LMECESl gereidir. Bunlar, ilk kez Broglie tarafndan tasavvur edilip, 1952'de David Bohm tarafndan pratie dklen sakl deikenler teorisidir. Kukusuz deneysel belirsizlik varln korumutur, imdi onun fark edilmesinin nedeni evrenin belirlenemez oluu deil, sz konusu deneycinin, ilkece, iindeki "sakl deikenler'Tn nceden dzenlenen balang koullarna tabi olduu bir fiziksel sistemi hazrlamaya yetersiz oluudur. Bu nedenle kat bilimsel bir bak asyla nmzde iki tercihin olduu sylenebilir, ya determinist veya indeteriminst bir gereklik grn seebiliriz; yani ya neo-klasik bir model/ veya kuantum modelini -oras zevkine kalm ank ve zevkler kiiden kiiye deiir. Temel nedensizlik kavram -john von Neumann'n "Doada nedenselliin olduundan sz etmenin ne gereklilii ne de mant vardr.t ' szleriyle zetledii bir gr- iinde mantksz hibir ey grmeyen birinci snfbilim adamlar vardr. Bununla birlikte Tanrnn zar atmas"n imkansz gren baka bilim adamlar da mevcuttur, bata Einstein olmak zere. O halde ne dememiz gerekiyor? ayet mesele bilimsel bir temelde konumlandrlamyorsa, o zaman o hangi yoldan -"zevk" dnda- zme kavuturulacaktr? Evren belirsiz mi belirli mi, mesele budur. Kukusuz belli bir determinizmin deneysel dzlemde yrrlkte olduu aktr. ncelikle bizler, eer istenirse klasik fiziin metotlaryla doru biimde tanmlanabilen veya tahmin edilebilen grngletle kuatlm durumdayz -gezegenlerin hareketlerinden tutun da insan yapsn saysz aletlerin ilevlerine kadar. Bilindii gibi, kuantum alannda bile fiziksel sistemlerin evrimi Schrdinger denklemine tam tamna uygun biimde yrmektedir- ta ki durum vektrnn mukadder kne dek- Bu noktada determinizmin (ya da ona denk olan nedenselliin) kt grlmektedir. Hem zaten bu k (ister gerek ister grnrde olsun), genellikle, kanlmaz biimde devasa hacimli atomik yaplar zerinde yrtlen istatiksel ortalamalarla alld maddi dzeyde llebilir bir etkiye sahip deildir. Bu nedenle klasik determinizmin sahici izahn byk saylar yasas salar. Buna binaen von Neumann, "Doada nedenselliin olduundan sz etmenin ne gereklilii ne de mant vardr" diyebilmektedir. Bu adan baklnca klasik determinizm, temelde, halihazrdaki anlald ekliyle nedenselliin kt, salt ikincil bir olguya indirgenmektedir. "TANR ZAR ATAR" MI? 91 te yandan kuantum belirsizliinin etkilerinin istatiksel ikincil 01gularla maskelenmedii, aksine aka grnd maddi olgularn C'makroskopik'' olduu kadar maddealt da olan) da mevcut olduunu hatrlamalyz. Niin ilk bata bu etkiler tespit edilebilmektedir sorusunun asl yant budur. rnein bir Geiger sayac, radyoaktif bir kaynan yaknna konulduunda. olan biten ite budur. ekirdein paralanmas -ki bu kuantum mekaniine gre belirsiz bir faaliyettir- maddi dzlemde bir dizi farkl olaylar

zincirini dourur. Yine de ekirdein iinde belli bir matematiksel yasaya uygun olarak paralanma ann ve dolaysyla deneysel sray belirleyen "sakl bir mekanizma"nn bulunabileceini dnmek akla yatkndr. Ancak asl sorun, apriori temelde, byle bir mekanizmann olmas gerektiini varsaymaya mecbur olup 01madmzdr. Sorunun aydnlatlmas adna bir tespitte daha bulunacam: Determinizm kavram hibir surette tahmin edilebilirlik kavramyla uyumaz. Determinizmin en sadk avukat bile, dnyadaki her eyin gerekte tahmin edilebilir olmadn kabul etmelidir. Laplace'n kendisi dahi -determinizmin ncs- ancak ve ancak her paracn konumu ve momenti tam olarak biliniyorsa evrenin geleceinin prensipte hesapla na bileceini savunur. Ne var ki, hibir bilim adamnn, "ilk koullar"n bu tr bir bilgisinin gerekte bilimsel yollarla salanabilecei ne ya da bir kez veriler elde edildikten sonra gerekli hesaplamann gerekten yaplabileceine inanacak kadar lgn olmadn sylemek gereksiz. Kukusuz bir olgunun ancak belirlenebildii lde tahmin edilebilir olduu dorudur, ama olgu pragmatik ya da deneysel anlamda tahmin edilebilir olmakszn pekala belirlenebilir -her eyden nce bir insann neler yapabilecei snrldr. "Tanr zar atar" m? Grne baklrsa sorun budur ve Einstein meseleyi ustaca ifade etmitir. slubu, sorunun esasnda bilimsel deil de, kanlmaz biimde metafizik olduunu belli etmektedir. O halde sorun ancak metafizik temelde zlebilir. O, bizi yeniden metakozmik madde ve form esaslarna dnmeye ve bu ikiz esasn her ispat dzleminde ya da deneysel alanda kendilerini farkl biimde gsterdiklerini akldan karmamaya zorlamaktadr. Gerek u ki, Doa her vehesiyle maddesel ikilii yanstmaktadr. Daha nce szn ettiimiz nicelikler ve nitelikler ayrm bu noktada nemlidir, zira nicelikler maddeye mahsus olduu halde nitelikler varln ve dolaysyla formun 92 KUANTUM BiLMECESi gstergesidir. kinci bir rnek vermek gerekirse, uzam maddesele karlk gelirken, zaman uzam-zaman sreklilii diye adlandrlan eyin formel yanna karlk gelir. Yine erkek ile diinin biyolojik btnleyicilii (ayet bugnlerde bundan sz edecek kadar cesur isek) de buna bir rnektir. Bu rnekleri uzun uzun tartacak deiliz. Kukusuz dnyann "maddesel" kutupluluklarla dolu olduunu, dahas onlarn hi birinin ontolojik ilk rnee gnderme yaplmadan anlalamayacan sylemek yeterlidir. Bu noktada maddesel ikiliin bir ikonu olarak adlandrlabilecek, Taoistlerin mehur iareti olan yin-yang' hatrlamak isabetli olur. Bilindii gibi o, bir beyaz bir de siyah alan kapsayan ve bu alanlar "s" eklinde birletiren bir dairedir. Ayrca beyaz alann iinde kk siyah bir daire ve siyah alann iinde de beyaz bir daire vardr. Geleneksel yoruma gre figr, yin ve yang'n, srasyla maddi tz ile ze (ya da madde ve forma) karlk gelen ikiz esasn tamamlaycln temsil etmektedir. te yandan yin-yang kutupluluunu metakozmik deil de bu ya da u kozmik gsterim olarak tahayyl etmek de olasdr. Demek ki yin-yang saysz uyarlamaya kendini amaktadr. O, Nieis Bohr'un son yllarnda dnd genel "btnleyicilik ilkesi"ne benzer bir evrensel btnleyicilik yasasn tasvir etmektedir." Yine her zaman maddenin tarafndadr ve dolaysyla sz konusu olgunun veya varln gizli ya da anlalmaz yann temsil eder -onun yin-yangda siyah renkte gsterilmesinin sebebi de budur- te yanda yang, formu temsil eder ve dolaysyla anlalabilir taraf referans alr, bu yzden o beyaz renkte gsterilir. u halde beyaz alandaki siyah dairenin ve siyah alandaki beyaz dairenin anlam nedir? Akas buradaki mevzu, alldk anlamdaki tamamlayclktan daha tesini kapsamaktadr; birbirleri iinde bir yer edinme ya da sz konusudur. imdilik bizi ilgilendiren, burada determinizm sorununun anahtarnn yattdr. Fizie dnelim. Akas fizik yang'n tarafnda duran kesin matematiksel belirlenimlerle ilgilenir. Bu balamda yin neyi ifade etmektedir? O, kesin bir belirsizlie karlk gelmekten te ne olabilir? Belirlenimin ortasndaki "belirsizlik" bir ekilde belirmelidir. Ama nasl? 1925'den nce kim byle bir olguyu tahayyl edebilirdi? Ancak olan biten tam da buydu. nsanolunun kavrad fizik teorilerinin en doru olan, belirsizlik ilkesi diye adlandrlan bir eyi -roksansz bir ma tema"TANR ZAR ATAR" MI? 93 tiksel teoremi- sunmutur. Beyaz alanda siyah bir daire umulmadk biimde belirir. Da dnerken yanapnn Planck sabitine benzerlik gsterdii kk bir daire. imdi benim deinmek istediim nokta aklk kazand. Kuantum teorisinin ele ald belirsizlik ve belirliliin karlkl etkileimi, mantkszlktan her ekilde uzak biimde tam da yin-yang n gerektirdii eydir. Kuantum belirsizlii sebebi anlailmayan bir sapma olmaktan te, son derece basit bir biimde madalyonun yin-yang tarafna dnmektedir. Bu nedenle bizim klasik beklentilerimizin aksine grnen o ki, belirlilik ve belirsizlik gerekte birbirine kart ya da doalar gerei birbirini darlayan olgular deildir. Aslna her biri yce ve olaanst olan belli bir anlam ifade etmektedir. Dolaysyla mkemmel derecede belirlenmi bir evren kavramnn olanakszl ortadadr; yani bir bakma Tanr'nn "zar att"sylenilebilir -bu Kartezyen aklc iin ne kadar tatsz grnse de." Birinin syledii gibi, "Evren, zorunluluk ile serbestlik, matematiksel katlk ile mziksel oyun kumandan dokunmutur, her olgu bu iki esasa itirak eder."

te yandan grne baklrsa bu iki esastan birincisi Newton dneminde iyice unutulmutu. Ortaan kapanyla birlikte "yasa"dan yana olduu ilan edilen bir eilim kendini gstermeye balamt. Erkekler evrensel yasalarn varlna iddetle inanma noktasna gelmekle yetinmeyip, maddesel alana ait her hareket ve dnmn bir tek yasann gc sayesinde adamakll aklanabileceini dnmeye baladlar. Her eyi kuatt sanlan bu yasa, ok gemeden saat paradigmas diye tanmlanabilecek eye uygun biimde kat matematiksel ve aslnda mekanik yollarla anlalma noktasna geldi. km, arpk bir Skolastisizmden mekanik saatlerin yapmna kadar uzanan bu dnsel evrimin sonular hakknda uzun uzun tartmalar yapld. 6 Ancak bizi ncelikle ilgilendiren husus. Kartezyen felsefede son bulan harekettir. Tam olgunlamam haliyle mekaniksel determinizm doktrinini kuramsallatran ve ardndan Newtoncu fizii n teorik dayanaklarn ortaya atan ilk kii Descartes idi. Bylece Kartezyen miras yoluyla saat biiminde bir evren hayali sonunda kendini Bat medeniyetine dayatmtr. Gemie bakldnda Aydnlamadan Max Planck'in zamanna dek bu Weltanschauung'un muhteem bir saltanat srd sylenebilir. O, bugn dahi kuantum belirsizlii kisvesi altnda bizi mthi derecede etki94 KUANTUM B1LMECESl lemektedir. Her eyden nce Einstein-Bohr tartmasndan arta kalan bir Kartezyencilikten baka mesele edilecek ne vardr? "Tanr zar atar" grnden baka neye bir Iiziki iddetle kar kmaldr? Belirsizlie kar kendi itirazn, bu ya da u argmanla hakl karanlar elbette olacaktr. Szgelimi Stanley ]aki, Kopenhagc duruta, muhtemelen "bu felsefenin varlkla ilgili her sorgulamasndaki radikal muhalefetinden" kaynaklanan "radikal bir tutarszl" sezecek kadar ileri gtmitir.? Kopenhagc dnce okulunu benimseyen fizikilerin ilke gerei ontolojiye pek ilgi gstermedikleri doru olsa da, sadece tarafl bir ontolojinin -kiinin dnyay yalnzca yang'dan ibaret sanmas gibi- taraftarlarn bir tr Kartezyenci determinizme inanmaya ya da onun inkarnda "radikal bir tutarszlk'' grmeye sevk ettiini dnyorum. Kabul edersiniz ki, bir olay bir yasaya, bir tr biimsel ilkeye rnek tekil ettii lde anlalabilirdir ve binaen aleyh bir yasann himayesine girmeyen her ey ipso [aco anlalmazdr. Fakat anlalmaz olann mevcut olamayaca hibir surette sylenemez, her ne kadar bu idea akky rahatsz etse de. rnein radyoaktif bir ekirdein paralanmasnn ilkece determinist bir yasaya tabi olmasn varsaydracak apriori temellerden yoksunuz -kuantum teorisi bu mevzuda ne derse desin durum deimez. Descartes'e dnersek, atallanmac gr ve kt talihli re extansa ile birlikte, Fransz bilginin ok nemli nc bir kavram ne srmesi dikkate deerdir; analitik geometri. Temel idea -her matematik rencisinin bildii- u varsayma dayanr; ister bir doru ister bir dzlem isterse de daha yksek boyutlu bir uzayolsun, matematiksel sreklilik, "koordinatize" edilebilir ve dolaysyla sonsuz bir nokta dizisi olarak ele alnabilir. Bugn artk bu admn bata dnlduu kadar sorunsuz olmad bilinmektedir ve kimi nl ada matematikiler sonsuz diziler kavramn reddetme noktasna kadar gelmitir. te yandan dizinin srekliliin koordinatize edilmesinin, matematik alanndaki "gizilg" ile "ilem" arasndaki ayrm ykt -daha dorusu engelledii- genellikle gzden kamaktadr. Kartezyen ncesi kavraya gre, evvelce de belirttiimiz gibi, dzlern ya da doruda noktalar bulunmaz -ta ki bu noktalar bir ekilde yerletirilene kadar. Baka bir deyile, noktalar belirlenimleri ifade ederken sz konusu srekli dizi bir eit maddi z ya da "gizilg" oluturur. Hatrlanrsa geometri rneinin ontolojik bir metafor olarak kullanlabilmesinin nedeni de budur. Srekli dizinin ni"TANR ZAR ATAR" MI? 95 celik alanndaki maddi esas, dairenin siyah renkli yarmn temsil ettii sylenebilir. Fakat bu, tam da Fransz aklcsnn, d evrenin ya da onun matematiksel tasarmnn iine yerletirmek suretiyle onu, snrlayp ortadan kaldrmaya kararl oluunun gstergesidir. "Siyah" her iki alandan da kmak zorunda. Bugn Kartezyen koordinat sistemi diye adlandrlan eyin ortaya kyla Kartezyen eser tamamlanm oldu. Ancak her durumda "siyah" varln srdrmektedir. stelik yinyang'n belirttii o muhteem perichoresis sayesinde o, sahiden "beyaz'Ta btnlemektedir. Her eyin kalbinde belli bir coincidentia oppositorium (ztlarn birlii) ilkesi yatmaktadr ve daha nce de sylediimiz gibi, bizim sorunumuzun, belirsizlik ilkesinin anahtar burada bulunmaktadr. artc gerek, genelde dnldnn aksine zorunluluk ile zgrln bir arada olabilmesidir, biri dierini darlamamakta ya da ortadan kaldrmamaktadr. Bylelikle zorunluluun ortasnda zgrlk olabilmektedir, stelik basite yabanc bir unsur olarak deil -gerekte beyaz alandaki siyah bir nokta olarak deil- zorunlulua iten bal, onu tamamlayan bir para olarak. Ksacas kendini saysz ekilde ifade eden, zorunluluk ile zgrln kesin bir birliinden sz edilebilir. Szgelimi tm sanat dallar bu tr bir senteze dayanmaktadr. rnein bir mzik bestesinde, tonalite ve l "zorunluluk" un tarafnda durur. Bu yapnn, bu "yasa"nn iinde beste kendini aar. Bilindii gibi gerek bir sanat eseri her zaman muhteem bir zgrl gzler nne serer. Buna aslnda ancak ngrlm formun koullar sayesinde ulalabilir. Verili bir yasa ya da ngrlen bir dzen iinde ancak sanatsal ifadenin hakiki

zgrl elde edilebilir. Goethe'rin syledii gibi, In der Beschrankung zeigt sich der Meister (Snrlama iinde sanat kendisini gsterir). Sanat balamnda "zgrlkten bahsederken, bu terimin hibir surette keyfilii ya da rastlanty iaret etmediini belirtmeliyim. lfade zgrl, elbette, ngrlen snrlar iinde belli bir "belirsizlii" ya da rahatl ierir, ne var ki kuvveden fiile gei gerekte bir zarn atl sonucu olmaz. Akas o, kendini "in der Beschrankung", yani belli snrlamalara bal olarak ifade ya da ifa eden akli unsur, sanat tarafndan gerekletirilir. Bu etkileimi -"zgrllk ile zorunluluun diyalektiini"- olabildiince ak biimde anlamaya alalm, zira bu konuda ok ey ne srlmtr. Yaratc eylem kesin bir ban, belirli bir determinasyo96 KUANTUM BLMECES nun zgrce dzenlenmesini ierir. Bu yeni determinasyon yandan, batakinden veya nceden iaret edilen snrlardan son derece farkldr. Bu yzden kiinin zgrce dzenlenen "st" ve verili olan "alt" snrlamalar aka birbirinden ayrmas gerekir. Hem birincisi belli bir rahatllk ya da "belirsizlik" brakt iin ikincisinin tam olarak gerekte dzenlenebildiinin alt izilmelidir. Bu belirsizlik sayesinde, szgelimi tonalite ve l mzikal kompozisyon iin bir dzen ilevi grebilmektedrr. Dahas iki snr arasnda kesin bir yaknlk ya da uyum vardr; ona "ahenk" diyelim. Hassas sanat, ngrlen dzeni inememekle kalmaz, bilindii zere ifade etmek istedii sanatsal ideaya uyan bir gzle o "snr" dikkatlice seer. Sanat konusunu bitirmeden nce, sanatn aslnda bizi son derece nemli bir metafizik gerei grmeye sevk ettiini sylemeliyim. nk sanat, imdiye kadar kavradmz haliyle maddi paradigmann eksik ve yetersiz olduunu fark etmeye bizi sevk etmektedir, gerekten de imdiye dek hep resmin sadece yarsna, alt yarsna baktmz sylenebilir. O halde maddi balang noktamza dnp kendimize unu soralm: Kesilmemi bir mermer paras naslolur da Sokrat'n formunu alabilir? ncelikle bu sorunun yantnn yalnzca materia ve forma ile erevelenemeyeceine dikkat etmek gerekir. Demek ki, imdi yine bir tertium quid'e, nc bir unsura gereksinim vardr; bir faile ya da etkin esas ideasna, yani formu veren heykeltraa yahut daha genelde sanatya tekabl etmesi gereken bir eye ihtiya vardr. Ayrca bu form bir ekilde asl rnek ya da baka bir Skolastik deyimle "sanatnn iindeki sanat" olarak nceden mevcut olmaldr. Grne baklrsa maddi paradigmann tam almam haliyle iki deil de drt bileenden olumas gerekmektedir -Aristo'rur maddi, formel, etkin ve paradigmatik "unsurlar'lna karlk gelen. te yandan etkin unsur ile pragmatik ya da nihai unsur -"sanat" ile "sanatnn iindeki sanat" arasndakiayrmn ihmal ederek, iki bileeni tek bir etkin esasta birletirmek de kesinlikle kabul edilemez deildir. Ancak her halkarda hesap d tutamayacarnz ey, sz edilen trden bir fail ya da etkin esastr. Bu yzden Skolastik terimlerl e ifade edecek olursak natura naturata ile natura naturans, yani "doallaar" ile "doallauran" arasndaki ayrm kefetmemiz gerekir. "TANR ZAR ATAR" MI? 97 Ne var ki bildiimiz kadaryla metakozmik fail ideas -natura naturans- akademik dzeyde reddedilmitir ve doa szc de ulvi anmn yitirmi ve tamamyla natura naturata'nn bu ya da u ynn simgeler hale gelmitir. "Formlar" dncesi geerliliini yitirdikten sonra "form-verici" bir unsura artk gerek kalmaz. Dnya gzlerimizin nnde, "evrim" yaratl meselesiyle ilintilidir; tm kainat en kk mikrop trlerine kadar her ey basite "evrim" geirmektedir. Bu noktada varlklarn evrim geirdii phe gtrmez, ancak bu, var olduktan sonra, "devinim geirebilecekleri ya da kendilerini aa karacaklar" bir form veya doa kazandktan sonra mmkn olabilir. Sonuta natura naturata'nn natura naturans' ngrd gerei deimez; doalolan doast olan ngrr -bu hakikat kimilerine tatsz gelebilir. Skolastik natura naturans terimi mutlaka bir nomen Dei ierir; o, "formlarr ihsan edici" olan Tanry referans alr. Balca ilgi alanmz olan fiziin balan iinde "zgrlk ile zorunluluu birletirme" meselesini dnebilecek konuma gelmi bulunuyoruz. ncelikle birleme nerede gerekleir? Kanmca o, kuantum belirsizlii olgusu iinde gerekleir. S bir fiziksel sistem ve X de S'nir bir deikeni olsun. Varsayalm ki S, X'in bir eigendurumu iinde olmasn. Bu durumda X'in lmyle elde edilen deer belirsizdir. lm prensipte X'ir spekturumuna bal olarak her hangi bir deeri verebilir. Bence sonucun ne kmas gerektiini belirleyecek hibir yasa yoktur. Buna ramen S'nin durum vektr bir mtekabil olaslk dalmn belirler, yani sistemde deneysel sonuca gei, ncelikle tam anlamyla belirsiz deildir. nk ileme bir zar oyunu asndan baklrsa, aslnda deneysel sonu nceden tanmlanan bir yasaya gre "hesaplanm" olmaldr. Verili bir deikene ilikin kuantum mekaniinin olaslk dalm, kesinlikle lmn sonucunu belirlemez. Fakat yine de sahte bir zar zerinde yaplan hesaplarn bir atn sonucuyla ne kadar ilikisi varsa onun da sonula o kadar ilikisi vardr elbette. Gerekte istatiksel adan iki durum birbirinden ayrlamaz. Mesele udur: Sahici bir zar rneinde, hesaplarn etkisi, kat determinist olan zamansal bir etkinlik sayesinde ortaya

kar. ncelikle zarn hareketi klasik mekaniin denklemleri tarafndan belirlenmitir, yani belirsizlikler bizim balang koullarn yeteri derecede kontrol edemeyiimizden kaynaklanmaktadr. Bu durum sonu olarak sakl deikenlerin durumuna ben98 KUANTUM BLMECES zemektedir. Buna ramen kuantum belirsizliini bu minvalde ele almak mmkn mdr? Gerekte bir lrnn sonucunun, ister determinist ister olsun ister olmasn geici bir srecin sonucu olduunu varsaymak mmkn mdr? Kuantum teorisinin altnda bu sorunun yantnn olumsuz olduu grnmektedir. nk X'in bir belirlenimiyle ilikili durum vektrnn k kendisini bir sreksizlik olarak, yani deyim yerindeyse ani bir olayolarak sunar. Klasik alandaki sreksizliklerden farkl olarak bu kuantum sreksizlii, yaknsama yoluyla temeldeki bir sreklilikten domaz, ancak prensipte her hangi bir kesintisiz zamansal srece indirgenemez olduunu kantlar. Bu noktada herkese kabul edildii zere, "Natura non facit saltus": Doa "sray" yapmaz. Fakat bu ifadenin sradan anlamdaki doa iin kullanldnn alt izilmelidir; natura naturans dan ayr olan natura naturata iin. Bu arada natura naturans'n etkinlik kazanma zelliinin zamansal bir sre yoluyla deil de, "birdenbire" olmas yeterince tuhaf grnmektedir. Srekliliin maddi tzn belirtisi, sreksizliin ise aslnda yaratc eylemin iareti olduu sylenebilir. Meselemiz imdi aydnla kavutu. Kuantum mekanii sreksizliinin nemi -durum vektrnn knn nemi- aslnda onun natura naturans n bir etkinliini ifade etmesi gereinde yatmaktadr. Burada gizlilikten akla -fiziksel dzlemden maddesel dzleme- kesin bir gei sz konusudur ve bu gei bir tek yaratc veya "form verici" esas yani natura naturans sayesinde gerekleebilir. Ama natura naturans'n aksiyonunun kanlmaz biimde "aniden" olmas (bu konuyu gelecek blmde inceleyeceim) hasebiyle gerekte muhtemel sonular arasndan X'ir hesaplanan deerini belirleyen ya da seen zamansal bir srecin -zarn eylemsel "yuvarlan" - nn mevcut olmad anlalr. Bu belirlenim "yce" bir yerden kaynaklanmaktadr ve olaylarn normal seyrini, yani verili fiziksel sistemin Schrdinger evrimini kesintiye uratr. Kuantum belirsizlii olgusu, bu noktada sanatsal retime benzerlii dolaysyla anlalabilir. 8 Tekrarlayacak olursak iki tr snrlama vardr; "alttan" gelen snrlamalar ncelikle durum vektrnn olaslk lmlerini ierir. "st"ten gelenleri ise maddi aletin son durumu iinde ortaya kan, verili deikenlerin ll deerleridir. Bu iki tr snrlamann son derece farkl olduuna phe yoktur, yle ki onlar "TANR ZAR ATAR" MI? 99 ayr ontolojik dzlemlere aittirler." Dahas son belirlenimlerde grnen zgrln, nceden iaret edilen snrlara uygun bir belirsizlii ngrd aktr. te yandan bizleri olduka artan ey, lmn sonularnn (kendi greceli frekanslaryla), nceden iaret edilen olaslk hesaplarnn gereini -adeta bir mucize eseri- nedensel analize meydan okuyan bir eit anlk "dans" iinde tamamen yerine getirmesidir. Bu bilme cenin metafiziksel nemi ortaya kmtr. O bir ahenk rneidir ve dolaysyla zgrlk ve zorunluluunun, "matematiksel katlk ile mziksel oyunu"nun bana fide bir perischoresis'ini ifade eder. lBohr lmeden nceki akam karatahtasna bir ekil izer. 0, Einstein'in en fazla kafa kartrc "karrnek"inin deneysel dzeneini gstermektedir. 2te yandan terk edilmesi gereken ey,klasik mekan kavramdr; bu John Stuart Bell'in 1964'de bir kuantum mekanii teoremi olarak kurduu ve ondan sonra da kimi hassas deneylede ispatlanan eydir. Bu temel mevzuda kesin bir karar ortaya koymutur. Kat determinizmden farkl olarak,klasik mekan ilkesi artk geerli bir gr deildir. Ayrca bu konuda Einstein, yalnzca Bohr ile r ayrlna dmekle kalmaz ayn zamanda dpedz yanl anlald. te yandan tartmay sonunda mekanszln ispatna vardracak derecede atelendiren de Einstein'n kendisiydi. Einstein-Podolski-Rosen metni baka bir deyile yaplmas niyetlenen eyin tam tersini gerekletirdi; kuantum teorisinin eksikliini ispatlamak yerine (halen daha tartmaya ak bir mevzudur bu) mekan ilkesini rtme ve bylece klasik Weltanschauung'u kertrne yoluna gitti. Aslnda bahsettiimiz eyin (yani Broglie-Bohm teorisinin) "neo-klasik" modeli klasik manzaradan kartlan mekanlardr,onun determinist zelliine ramen. Ve bu, aslnda Einstein'in Bohr'un almasyla hayli souk uzlasn aklayabilir. 30na von Neumann unu eklernektedir; " ... onun var olduunu hibir deney gstermedii iin,makroskopik olan prensipte uygunsuz dt iin ve temel ilemlere olgulara gre deneyimlerimize uygunluk gsteren bilinen tek teori olan kuantum teorisi onunla elitii iin." (Mathematieal Foundations of Quantum Mechanies, Prineeton University Press, 1955, s. 328). Bugn bilinmektedir ki, son nok100 KUANTUM BlLMECESl tada von Neumann durumunu ciddi lde abartmaktadr; onun matematiksel karm, von Neumann'n sand gibi, sakl deikenler teorisinin olabilirliini ortadan kaldrmamaktadr. yle grnyor ki, bu mesele

zerinde uzun sre baskn bilimsel gr olagelmi. mehur "von Neumann teoremi", konumuzun dndadr. Bkz. Bilhassa].S. Bell, "On the Impossible Pilot Wava", Foundations ofPhysics, cilt 12 (1982), s.989-99. "Kukusuz temelli bir sezginin gcyle Bohr, yin-yang'l kendisine haberci simge olarak semitir. 5te yandan Tanr "zamann iinde" edirnde bulunmad iin de .Tanrmn "zar atmayaca" sylenebilir. Meselerin bu yanna gelecek blmde dneceim. 6Zaen I-l.yzylda, kukusuz saat rneini gl biimde ne sren, belli astronomik saatlerin lehine yaplan arpc bir taraftarla rastlanmaktadr. Bir tarihi manzaray yle anlatyor; "Hibir Avrupa toplumu, ortasnda gezegenlerin elipsler ve daireler iinde dnd zihnin i da vurma cesaretini gsteremedi, meleklerin koz oynad, horozlarn tt ve top atld saatlerde havarilerin, krallarn ve peygamberlerin askeri yrye getii o dnemde."(Lynn White,Technology and Social Change, Oxford University Press, 1962, s. 124) 7"From Scientific Cosmology to a Creative Universe"n The Intellectuals Speak Out About God by A.Varhee (Chicago: Regnery Gateway, 19849, s. 71. 8Bylece kuantum mekaniinin senaryosu bir sanat rneine tam tamna benzemektedir. Bu benzerliin nedeni Skolastik veeize yle dile getirir; "Sanat Doay taklit eder" -buradaki Doa, natura naturans anlamndadr. 94. Blmdeki dncelerimizin nda grnen o ki, potentia'nn maddi dzlemde sayesinde gerekletii belirlenimler hem niteliksel hem de niceliksel balar gereksemelidir. Defalarca iaret ettiim gibi tek bana nicelikler maddi bir varl oluturmaz. -vBALANGTA ~ ada fiziin en byk baarlarndan biri evrenin "ezeli" olmadn ortaya karmasdr. Byk patlama (big-bang) teorisinden sz e iyorum elbette, hani u, kabaca sylersek evrenin 15 milyar yl nce muazzam bir patlama sonucu olutuunu syleyen mehur doktrinden. Ama, her eyden nce, bu noktada byk patlama teorisi bizi niin ilgilendirmektedir? Daha zele inersek, evrenin "ezeli'' olmad gereinin kuantum teorisi ve onun merkezi sorunsal olan durum vektrnn kyle ne ilgisi vardr? Her ne kadar sz edilen balant ak deilse de onun var olduuna inanyorum. O halde yolumuza devam edelim. Bunun iin byk patlama hipotezinin kabul grmesine yol aan arpc gerekleri hatrlayarak ie balayacaz. Teorik alanda bu tez Einstein'n genel grecelilik kuramna dayanmaktadr. Grecelilik kuram 1915 ylnda ortaya atlm ve o zamandan beri yaplan bir dizi etkileyici, hassas deneyle dorularmtr. Son zamanlarda teknolojik sahada uygulamalar gerekletirilmitir. Yer ekimi alanlarnn saatle ri n hassasl zerindeki etkisinin hesaba katld ileri dzeydeki seyahat sistemlerinin tasarmnda kullanld. Ayrca buna, teorinin kavramsal basitlii ve deneysel ispat edilebilirliinden doan matematiksel incelii sayesinde kendini kolaylkla kabul ettirdiini 102 KUANTUM BILMECESI de eklemeliyiz. Newton'un yerekimi teorisinden C'karnlmaz biimde lokal" diye tanmlanabilecek) farkl olarak Einstein'in izafiyet teorisi global mlahazalara aktr, yani o, uzam-zaman srekliliini bir btn halinde kefetme imkann salamaktadr. Bylece genel izafiyet teorisinin bulunmasyla global aratrmalarn aralar nihayet elde edilmi oldu ve onun ortaya kndan iki yl sonra Willem de Siner adl Hollardal astronom, sonralar kesin sonu olduu ispatlanacak eye ulat. Siner'in bulduu, herkesi artan ey, bu yeni teorinin patlamadan domu bir evren grn ileri srmesiydi; iinde (en azndan balangta) uzayn bir balon gibi geniledii ve her eyin birbirinden uzaa utu u bir kozmos. Bu srada bir Amerikal, Vesto Melvin Slipher, gzlemlenebilen evrenin iindeki galaksilerin ok byk hzlarla birbirlerinden uzaklatn gsteren bir kant rastlant eseri buldu. Bu sayede genileyen evren gr, iki farkl ynden beklenmedik ve ani bir biimde giderek glendi. Hi kimse bundan memnun kalmamt, sz konusu gr elinden geldiince savunan Einstein bile. De Sitter'in bulgusu unutulmaya terk edildi -ta ki gen bir Rus fiziki olan Alexander Friedman tarafindan 1922'de yeniden kefedilere kadarGel gelelim bir kere daha ayn bulgu gz ard edildi. Ancak be yl sonra Belikal Georges Lemaitre adl bir Cizvit neredeyse ayn kefi yapnca bilim camias sz konusu bulguyu zorla da olsa dikkate almaya balad. Bu arada Slipher'in yol ac almas, baka bir Amerikal astronom, Edwin Hubbie, tarafndan gzden geirilip daha mkemmel hale getirildi. Bu bilim adamnn mucizevi gayretleri, evrenin gerekten geniledii tezini destekler nitelikte bir yn bilimsel kantn elde edilmesini salamtr. Bu esnada, tm maddenin skt, s ve basncn patlayan bir hidrojen bombasnn merkezinden yaylan paralarn bymesine engel olduu, evrenin ilk safhasnn arpc fiziksel zelliklerinin karsand teorik alanda byk admlar atlyordu. Bu almalardan doan temel grler arasnda bir tanesini zellikle belirtmemiz gerekiyor:

Ralph Aipher ve Robert Herman tarafndan 1948'de bulunan bir sonu, kozmik ate topunun teorik olarak kefedilmesi. Onlarn hesaplarnn gsterdii ey, erken evrenin, bugn halen daha yksek oranda azalm halde ve kzla kayan formda varolan, youn elektrornanyetik radyasyonla ykl olmas gerektiiydi. Bu bizi, bu bilimsel masal iinde kesin bir olaya gtrr; "byk patlama" olarak tanndndan BALANGTA 103 beri bu teori hakknda duyulan genel phenin ve inanszln sonunda stesinden gelen bir bulguya. lsteksiz bir bilim camiasn sonunda ikna eden ey, 1965'de kaza eseri, Arno Penzias ile Robert Wilson'un, Belllabaratuvarlarnda kefettii, her yerde bulanan "arka plandaki radyasyon" oldu. Aipher ve Herman bunun olacan 1948'de tahmin etmilerdi. Penzias ve Wilson'un koca "boynuza benzer antenleri"nde bulguladklar ey -dolaysyla gerekten "grdkleri" ey- ilk ate topundan bakas deildi. Byk patlama teorisinin bilimsel temeli sz konusu olduunda belirtilmesi gereken bir baka sonuta Hawking ve Penrose'nin tekillik teoremidir. Teorinin z udur: Sitter, Friedman ve Lemaitre'nin bulduklar ey, kimi basitletirici varsaymlara (elbette mantkl grnen, en azndan bir yaknsama olarak) dayanan Einstein'n alan denklemlerinin tikel zmleriydi. te yandan Stephen Hawking ve Roger Penrose 1970'de aslnda bu varsaymlara gerek olmadn ispatlad. Genel izafiyet denklemleri geerli olduu ve evrendeki toplam ktle, deneysel kantla tespit edilmi alann iinde bulunduu srece, ondan grnen evrenin meydana geldii bir "byk patlama"nn veya ilk tikel hadisenin olmas gerekir. Bu adamakll bilinen gereklerden tekrar bahsetmemin nedeni, teorinin bilimsel ieriine iaret etmek ve onun ok iyi bir temele oturmu btnyle mantkl bir teori olduunu vurgulamaktr.! te yandan sz konusu teori genellikle yanl anlalmakta ve yanl yorumlanmaktadr, nk insanlar byk patlamay ilk olay, "zamann sfr olduu ct = O)" noktada gerekleen bir olayolarak dnmekteler. Ne var ki ben byle bir olayn olmadn kantlamaya alacam. Bu olaslk gerekten inkar edilemez temellerde geersiz klnabilir. Bu arada nceki aklamamdan anlalaca zere, sz konusu bilimsel teori, erken evren diye adlandrlabilecek bir eyle ve bu evrenin imdiki haline kadar sren bir gelime veya evriml e ilintilidir -yoksa sahiden evrenin balangcn gsteren bir olayla deiL. Teorinin ieriini, Slipher'in kaydettii ve Hubbie'nin kl krk yaran dikkatle gzlemledii kozmik genileme ve Penzias ile Wilson'un kaza eseri Ben labaratuvarlarnda antenleriyle kefettikleri "ate topu" oluturmaktadr. te yandan hassas bilim, bir ilk olaya, zamann sfr olduu (t=O) noktada gerekleen "byk patlama"ya ilikin hibir ey bilmemektedir. Onun emalannda grnen ey, bir ilk tekillik, artk hibir uzay-zaman srekliliiyle badamayan. 104 KUANTUM BILMECESI uzay-zaman srekliliinin smrndaki bir noktadr. tk tekil unsurun fiziksel deil de biimsel bir nemi olduu sylenebilir. 0, gerekte uygun durumun ya da "ilk an"m olamayacama iaret etmektedir. Bu noktanm bir tekillik olarak adlandrlmasnn nedeni de budur; o bir tekilliktir, nk uzay-zaman sreklilii bu denli uzaa genilemi olamaz. Bu nedenle ilk tekillik bir olay deil, tam tersine bir olayn yokluunu gsterir. te yandan evrenin zamann bir noktasnda "balamadn" anlamak iin fiziin geldii son noktaya atfta bulunmak gereksizdir. ncelikle "balamak" ne demektir? Biz bir canly, sosyal bir hadiseyi veya bir sanat eserini referans alarak bir balangtan sz ederiz. Bylelikle sz konusu eyin belirli bir zamanda -tabii ki birdenbire deil, bunun yerine az ya da ok "lokal" biimde- varlk kazandn kastetmi oluruz. Bu nedenle bir eyin verili bir t zamannda "baladn" sylemek, "kk" pozitif bir s saysnn bulunduu, t - E zamannda sz konusu ey yokken, t + E zamannda var olduu anlamna gelebilir ancak. Kukusuz "kkln" derecesi hemen tespit edilemez. Akas o bahsettiimiz eyin cinsine baldr. bir molekln olumas, bir canlnn ya da ulusun doumu veya bir yldzn oluumu olabilir. Yine de her tikel durumda e saysnn bykl yeterince belirgindir ve onun deeri bir mikrosaniyeden bir milyon yla kadar deiebilir. Her durumda balang kavram gemie bir gnderme ierir, sz konusu eyin henz varalmad zamana. Bu kavramn evrenin btnne uygulanamaynn nedeni de kesinlikle budur. nk evrenin "baladn" sylemek, evrenin var olm.nl bir zamann olduunu ima eder. Ama bu samadr -zarnanr olaylara ve dolaysyla evrenin iinde vuku bulan eylere dayand gz nne alnrsa- St. Augustine'in deyiiyle, "Yaratk olmadan zamann olmayacan onlara gster ve sama konumaktan sakn.tBu arada byk patlamaya kendini adayanlarn ou, bu belirtilen hadiseyi "evrenin douu" olarak deerlendirmeye devam ederler. Bylece bu "doum" bir olayolarak grlr -tpk bir torpilin patlamas gibi. Bu grn ilkin bir metakozmik uzay kavramn ikinci olarak da byk patlama annda kozmik zamanla birleen bir metakozmik zaman kavramn ngrd gzden karlr. Ne var ki bu metakozmik uzay ve zaman kavramlarnn bizim imgelemimizin dnda hibir yerde olmadn sylemek gereksizdir. Ayn ey sonuta byk patlama iin de geerlidir. BALANGTA 105

te yandan erken evrenle ilgili bilimsel gereklerin yaratl kavramn dnmeye arda bulunduklar inkar edilemez. Zirvedeki bir bilim adam "lk Dakika"dan bahsedebiliyorsa bizler baka neyi dnebiliriz ki? Dolaysyla ou kimsenin kabul etmeye balad byk patlama teorisinin doruluunun, dnyann aslnda milyarlarca yl nce Tanr tarafndan yaratlm olduuna "olumlu kant" tekil ettiidir. ok sayda rahip bu inanc anlalr biimde seslendirmitir ve hatta hayli muhafazakar ve sakngan bir kiilik olan Papa XII. Pius, Portifical Bilim Akademisi' nin nnde verdii bir vaazda bunu sylemiti. Bu arada meseleye ncil balamnda getirilen bu anlalr izah, deiik kollardaki tanrtanmaz ve panteistlerin byk patlama teorisinin kefinden rahatszlk duymalarna yol at. Onlarn az da bir ksm bu teoriye iddetle kar kt. Dahas her eyin salt "madde" ile aklanabileceine inananlara, maddenin birka milyar yl nce esrarl bir patlama sonucu meydana geldiini sylemek ciddi bir ok etkisi yapm olsa gerek. Astronom Robert jastrow'ur belirttii gibi, "Akln gcne duyduu inanla yaamn srdren bir bilim adam iin hikaye bir kabus gibi sona ermektedir. O, cehalet dalarna trmanp, zirveyi fethetme noktasna geldikten sonra tam kendisini son kayann zerinden ardnda, orada asrlardr oturmakta olan rahipler tarafndan selamlanr.t'-' nsan "son kaya"y am olsa da bir zorluk yine varln korur. nsann ilahiyatlarn -zellikle orada "asrlardr oturanlarn" - yaratl ile neyi kastettiklerini anlamalar gerekmektedir. Meselenin can alc noktas udur: "Kukusuz dnya zamann iinde deil zamanla birlikte yaratlrrutr.?" Bu nedenle yaratma eylemi zamann iinde konumlandinlamaz. Szgelimi biri kp dnya 15 milyar yl -ya da bazlarnn inand gibi 6 bin yl- nce yaratlmtr diyemez. Ne de biri yaratma eyleminin "dnyann balangcndan nce" gerekletiini syleyebilir -zira her eyden nce dnya akas hi "balamad." nsann kabul etmek zorunda olduu zamann ak, ne zamansal bir balangca ne de zamansal bir sona sahiptir -dernek ki zamann gerek snrlar zamann iinde deildir' Dolaysyla zamansal sreklilik, kanlmaz biimde u noktalarnn dahil edilmedii ak bir doru paras ya da aralk zelliine sahiptir. Ve bu bir bakma evrenin "sonsuz" olduu syleyen Yunanllar hakl karmaktadr. Ayn ekilde evrenin Tanr tarafndan yaratldn syleyen Hristiyanlar da hakldr. Tanrnn "balangc" yaratt yazldr ve ncil'in indii zamanlardan gnmze dein hem inananlarn hem de inanmayanlarn bu keli106 KUANTUM BILMECESI meleri zamansal bir balamda dndkleri inkar edilemez. Meseleyi bu ekilde ele almak btnyle hatal deildir; kitabn bir mite hizmet etme ilevi grd, bu yzden zor anlalabilecek bir hakikati uygun ve somut bir biimde ifade ettii sylenebilir. Ancak tm bunlarn yannda ncil kkenli "in principio"yu metafiziksel bir adan yorumlayanlarn bulunduu da "kuku gtrmez". Dorusu "zamann ilk an" diye bir eyin olmadn kavram bulunuyoruz -nk hakikatte balang zamann "dnda" ve dolaysyla zamann seyrinin tesinde konumlanmtr. Zaman sonsuzluk iinde "balar" ve bu "balang"n bilimin ilgi alannn iinde olmadn sylemek gereksizdir. Ama esasnda erken evren mevcutlu ve kukusuz "ilk dakika"dan sz etmek de anlamldr -tpk ak bir araln uzunluundan sz etmenin anlaml olmas gibi. Ve bu erken evren ayrca fiziki iin eriilebilirdir. Baka bir deyile bilim adamlar ilk ate topunun alevli yangnna kadar evrenin zaman iindeki izini srebilir. Fakat bunu yaparken kar konulmaz bir snrla yz yze gelecektir. Genel izafiyet denklemlerinin geerliliklerini bu neredeyse sonsuz olan arln genilemesi yoluyla elde ettikleri kabul edildiinde bu snr, ilk tekilliin, Hawking ve Penrose'un kantladklar kanlmazln biimini alr. Fakat bir noktadan sonra "klasik" teori kerse -gerekte olduu gibi, kuantum etkilerinin gn yzne kt srada- o zaman bu snr, kendini baka bir biimde gsterir. rnein meydana gelen "ilk deer sorunu"nun yeterince iyi ortaya atlmad grlebilir.v Ancak her artta zamanda geriye doru bir tahmin yrtmenin er ya da ge bir hataya neden olmas gerektii beklennelidir." Dikkat edilirse sonunda artk ondan tesine gidilemeyen evrenin bir evresine eriilmektedir. Keza her gerek evrenin bir gemii olduu ve neticede geriye doru onun izlerini srlebilecei meydandadr. Gerekte evrenin ilk yada balang hali diye bir ey yoktur. u halde geriye doru yaptmz tahmini snrlayan ey, bir ilk durum deil akn bir snrdr ve bu snr asl Balangtr. Ne var ki onun zamansal bir anlam yoktur, evrenin gerekte zamansal bir balangcnn -sradan anlamda bir balangcnn- olmadn sylemitik. Yine de onun bir Balangc vardr -ona ontolojik bir balang denilebilir. Ve bu Balang gemite deildir, nk gemite olan ipso facto zamann seyri iine konumlanm demektir. Hatta Balangen u andan daha ok ilk evren e yakn olduu bile sylenemez, BALANGTA 107 nk o uzam-zaman sreklilii iinde konumlanmamtr. Balang bu sreklilik zerindeki her hangi bir noktadan uzun ya da ksa bir uzamsal veya zamansal aralkla kopmu deildir. Bu yzden o bir bakma her deneysel "imdi"de ve "bura'lda mevcuttur -elbette deneysel anlamda deil. O halde Balang sembolik bir dairenin merkezi olarak dnlebilir. Dairenin evresi drt boyutlu btnllyle uzam-zaman evrenini temsil eder. Yaraplar ise uzam-zamansal deil de ontolojik ilikiyi

ieren "dikey" dorultu diye tanmlanabilir. Dolaysyla onlar, uzam-zamansal dnyay, gerekliin tm olarak grenlerin gznden kaan bir "boyut'tu temsil ederler. Indirgemeci dnya tasavvuru iinde "dikey yaraplar"a yer yoktur elbette. Ayn ekilde indirgemeci sylemin terk edilmesi durumunda ancak bu eit bir geometri ilerlik kazanabilir. O zaman -srpriz bir kolaylkla- Dante'nin deyiiyle punta deli o stelo a cui la prima rota va dintorna (evresinde ilk tekerlein dnd) evrensel bir merkez dncesine ulalabilir.f Bununla birlikte merkezin zaman ve uzamn iinde bulunmamasna ramen her yerde hazr ve nazr olduu anlalabilir; yine Dante'rin deyiiyle o "her yerin ve her zamann odakland" noktadr." te bu gerek Balang "geometrisi" esasnda asrlardr insanlarn zihinlerinde yer edinmitir.I'' Hemen belirtmeliyiz ki, bu srp gelen doktrin, dnyann "uzun sre nce" yaratldn (eer onun yaratldna sahiden inanyorlarsa) ve o zamandan beri kendi bana "evrim" geirdiini savunan evrimci bakn yetkesini elinden almtr. Metafizik doktrinin nda grnen o ki, Balangcn bir ilk durum -dier her eyi meydana kard sanlan-tarafndan deil de, her eyi tek bir anda var eden, bir tr "dikey sebep" tarafndan "fiile geirildii" grlmektedir, ncil'deki bir ayette de belirtildii gibi, "Sonsuzda yaayan O, her eyi bir anda yaratmtr." (k. s: 1) Deneysel adan bakarsak eyler farkl zamanlarda varlk kazanmtr elbette, ama bu onlarn farkl zamanlarda yaratld anlamna gelmez-nk yaratl "zamann iinde" gereklemez- Zinhar St. John'un "Her eyonun tarafndan meydana getirilmitir ve Onsuz hibir ey meydana gelmez" szlerinde belirtildii zere varlklar yaratlmtr. imdilerde iyice ainalk kazandmz bu alntya ("quod factum est" ifadesini 3. ayetin sonuna deil de, 4. ayetin bana koyanj-! uygun olarak John 1:3 yle okunabilir: "Her ey O'nun tarafndan meydana getirilmitir ve meydana gelmi 108 KUANTUM BLMECES hibir ey O'nsuz meydana gelmi deildir." Bu nedenle "quod factum est" ifadesi, hakikaten meydana getirilmi eye, tm "yaratm" eit derecede olmadn ima eden bir olguya atfta bulunmaktadr. Szgelimi Tanr'nn takdirine bal olarak insani bir "yapma edirni" de sz konusudur. Buna ilaveten "yaraplar dorultusunda" ve "birdenbire" ileyen "dikey nedensellie" yannda, dairenin evresinde ya da "teetsel" ileyen ve ikincil bir roloynayan "yatay nedenselliin" eitli trleri de mevcuttur. Bu nedenle Balangcn stnl zamansal ncelie deil ontolojik ncelie dayanmaktadr. Balangcn zamann iinde olmad gereinden bakldnda erken evren ayrcalkl konumunu yitirir. Ank o, "Tanr'nn ellerinden dorudan" dm, zel bir anlama sahip bir ey gibi grlemez. nk grdmz zere ilk kozmos aslnda Balangca uzay-zaman srekliliinin her hangi bir noktasndan daha yakn deildir. Yine de onun bir bakma "dnyann balangc"n temsil ettii kolay kolay inkar edilemez. Zamansal bir bak asndan bakldnda erken evrenin aslnda "balangca yakn" konumland grlmektedir, ama bu ifadenin bir hayalolduu ortadadr, nk ilk evrenin gerekte "yakn" olabilecei bir ey yoktur -t = O zamanna karlk gelen bir "balang" yoktur. nk defalarca altn izdiimiz gibi zamansal bir balang yoktur. te yandan evrenin metakozmik Merkezini oluturan bir ontolojik balang noktas vardr. Bu durumda erken evrenin zgl bir ekilde bu gerek Balangcn iareti olup olamayaca sorusu gndeme gelir. Bu soruya ncil'den bir sembolizm rneiyle cevap vermeye alalm; "bulutlar" sembol. O halde her iki Ahitte geen bulutlarn genel nemi nedir? ncelikle onlar insann grne engel olurlar -Afetler 1.9 da ki gibi: " ... onun gkyzne kaldrldn grdler ve bir bulut onu gr alanlarndan kard." Daha yakndan bakldnda bulutlarn yalnzca engellemekle kalmayp ayn zamanda yanstma ilevi grdkleri fark edilebilir. k 16.10 da ki gibi: "Ve Tanr'nn zaferinin bir bulutta belirdiine ahit oldular." -Onlarn ikili ilevi, arkasnda duran eyi hem gizleyip hem de ksmen gsterebilen bir effaf tln ilevine benzer. Tm bunlarda sakl olan ontolojik sreksizlik kavramdr. ki adet ontolojik dzlernin olduu sylenebilir ve tl ya da "bulutlar" onlarn arasndaki snr iaret etmektedir. Bununla birlikte "bulutlar"n beri yanda durduu na dikkat etmek gerekir. Anlalan o hibir yana ait olmayp, gerekte en yksek tabakay oluturmaktadr. BALANGTA 109 Temel dnce hayli basittir. Biz verili bir evrenin iinde yaadmzdan tr doal gr alanmz bu evrene ait olan eylerle snrldr. Dnyamzdan tesini gremeyiz ve fakat kimi zamanlar gr ufkumuz snra epeyce yaklar. Bulutlar sembolizminin ustaca ifade ettii ey tam da budur. Bir bulut ncelikle yere ait olsa bile o, gn ykseklerinde gezinir ve adeta semaya deiyormu gibi grnr. Eer o yeterince ince olsayd semaya demekle kalmayp onun n da yanstacakt. "Bulutlar" hakknda bu merak uyandrc tespitlere son vermeden nce bir noktaya daha temas edelim: Hem braniler hem de Yunanllar, esasnda, effaf olmad sanlan "kaln bulutlar" potansiyel k tayclar olan "ince bulutlar"dan (ibranice anan ve Yunanca nephele) ayrrlar, ncil ou kez "ince bulutlar"dan bahseder -ve buna yukarda zikredilen alntlar da dahildir.l? Kozmolojik sorgulamamza geri dnecek olursak; bu sembolizmi erken evrene imdi kolaylkla uyarlayabiliriz. Tek yaplmas gereken, "yukar"y (yeryznden gkyzn) gsteren vektr, "zamann

negatif oku"yla (gemii gsteren) deitirmek olacaktr; bylece "ok yksek", "ok nce"ye dnr. Ve bu dncenin nda ilk evren, kendini, gremeyeceimiz kadar ok uzak bir mesafedeki gemite bir eit "bulut" olarak sunar. Zamann snrna yerleerek, bizim beeri (ve bu rnekte bilimsel) gr alanmzn eriebilecei en uzak ufku iaret eder -onun "tesinde" hibir insann grmedii metakozmos uzanmaktadr. Ancak ilk evren akas "ince bir bulut"tan olumutur, nk o aslnda 'Tanr'nn zaferi'ini yanstmaktadr -benzersiz parlaklkta ldayan bir k biiminde. nk tekilliin metafiziksel retinin nda yorumlanp yorumlanamayaca ynnde bir soru sorulabilir. Bizim bilgimize gre bu "nokta", hibir zaman uzam-zaman gerekliine karlk gelmez. Bu nedenle o, bir "delik?e, her naslsa iinde hibir eyin -her halkarda fiziksel hibir eyin- olmad bir "bolukta tekabl eder. Elbette byle bir "boluk" ya da "delik" metafiziksel adan anlamldr. O bize Budistlerin sunyas ile Hristiyanlarn ex nihilo (hilik .n) sunu hatrlatmaktadr U ve zellikle de Tao Teh Ching'in bir vecizesini: "Bir tekerlein poyrasnda birleen otuz parma, merkezde iinde hibir eyin olmad bir delik sayesinde ie yarar." Metafiziksel balamda konuursak, ilk tekilliin esasnda, merkezdeki iinde hibir eyin olmad "delik''i temsil ettii sylenemez mi? imdi bu soruyu inceleyelim. 110 KUANTUM BiLMECESI ncelikle, Lao Tze'nin bahsettii "tekerlek" -Dante'nin prima rota'sna benzeyen -bizirn sembolik dairemize karlk gelir, onun evresi uzam-zaman evrenini simgeler. Bylece "merkezdeki delik", "Balang" olarak da bilinen akn Merkeze karlk gelse gerektir. Mamafih tezimiz udur: llk tekillik gerekte metakozmik Merkeze gndermede bulunur ve bu Merkezin kendisinin bilimsel bir dzlemdeki bana fide yansmasn oluturur. 4 Bu yorumu destekleyecek ne gibi dayanaklar sunulabilir? Basite u: llk tekillik kendini ondan grnrdeki tm evrenin doduu bir "zaruri akn nokta" olarak sunar. Akn Merkezin bilimsel adan bundan daha doru nitelendirilmesi tasavvur edilebilir mi? Fiziin kozmosla ilgilendii inkar edilemez, ancak kozmosun kendisinin tesini iaret ettii, ancak farkl yollarla akn nk Neden'i yanstt da dorudur, Geleneksel sylemle kozmos bir tecelli, bir ikondur ve daha nce de sylediimiz gibi, "iyi fzik"in metafizik veya sembolik adan hep "doru" kmasnn nedeni de budur -geri ou zaman fiziki bu gerei fark edecek son kii olsa da. Devam edelim. ayet ilk tekillik gerekte Merkezin bir grnts ise, o zaman o bir bakma global ya da "makrokozrnik" bir grntdr. nk o aka bir btn halindeki kozmosa aittir. Bunun yannda yaraplarn evreyle kesiim noktalarnda merkezin oalmas gereinden tr kozmik daireyi simgeleyen, ayn Merkezin yerel ya da "mikrokozrnik" yansmalar da -"bura"y ve "imdi"yi yanstanolmaldr. Bu durumda fiziin, akn Merkezin "yerellemi" tezahrleriyle de ilgilenip ilgilenmemesi gerektii ynnde bir soru sorulabilir. imdi bence ilgilenmek durumundadr, nk bu "mikrokozrnik tezahrler" aslnda durum vektrnn knn rneklerinden bakas deildir. nceki dncelerimizin altnda bu kn fiziksel dzlernden maddi dzleme ontolojik bir geile ve dolaysyla gizlilikten akla kesin bir geile ilintili olduu sylenebilir. Binaenaleyh k natura naturans'n, "form verici"nin ya da "doallatmc'trn bir etkinliine isnat edilmelidir. Fakat bilindii gibi, natura naturans "merkezden evreye doru" ve dolaysyla "dikey" nedensellikle hareket eder. Normalde natura naturans'n etkinlii kesinlikle "zamann iinde" ilev grmesinden ve dolaysyla daimi olmasndan tr ikincil nederselliklerle maskelenmitir. te yandan durum vektrnn kyle ilgili olarak vurgulanmas gereken ey, "teetsel" nedensellik asndan sz konusu BALANGTA olguyu aklanamaz klan eyin, onun anlk olduudur. Bir bakma k "zamann dnda" gerekleir ve bundan dolay zamansal deil de, gerekte "merkezden evreye doru" ynelmi bir olguyu ierir. Daha ileri gidilerek u sylenebilir: ndirgenemez sreksizliiyle durum vektrnn k natura naturans'n bir etkinliini "grnr klar". Kanmca kn aniden oluu, asl Balangcn "anidenlik'Tni gsterir ve metakozmik Merkezin dakikliini yanstr. Konuurken zorunlu olarak kendimi metaforik terimlerle ifade ediyorum. Bata anlalmas geren ey, metakozmik Merkez ve asl Balangcn, onunla evrenin varlk sahasna kt yaratc eyleme atfta bulunduudur. Merkezin "dakiklik'Tnden veya Balangcn "anidenlik'tinden sz ederken bu eylemin birliinden bahsediyoruz, ncil'de ki u ayette anlatld zere: Qui vivit in aetemum creavit omnia simul (Sonsuzda yaayan her eyi bir anda yaratmtr.) Tanr'nn eylemi biricik ve blnmezdir. Bu eylem tek ve kesintisiz olmasna karn her eyi meydana getirir: "Her ey O'nun tarafndan meydana getirilmitir ve meydana gelmi olan hibir ey O'nsuz meydana gelmi deildir." Bu yzden tm evren Onun namtenahi tecellileriyle doludur ve hakikatte bu, biricik "anlk" Eylemin sregen sonucunu oluturur. te yandan bu, evrenin "uzun sre nce" yaratlm olduu ve imdi "sregen bir sonu" olarak varln srdrd eklinde anlalmamaldr. Baka bir deyile, bir kez daha hatrlamalyz ki. Balang gemite

konumlanmamtr ve bu bir anlamda Meister Eckhart'n kelimeleriyle sylersek unu demeye varr: "Tanr dnyay ve her eyi u anda imdi yara tmaktadr." 15 Fakat genellikle bu ontolojik hakikatten habersiz olduumuz vakadr. Evrenin yaratldm ister kabul edelim ister etmeyelim her halkarda fiziksel ya da cismani varlklarn imdi var olduklarndan ve basite kendi balarna ilev grdklerinden eminizdir. Daha dorusu kendi kendine var olma vasfn holistik biimde tekil varlklara deil de bir btn olarak kozmasa atfederiz. Ama kanmca bu gr de ncekiler gibi yanltr. Gerek u ki drt boyutlu geniliiyle kozmos, tek bir elektrondan ya da bir toz tanesinden daha fazla kendi bana var olmakta deildir. Tanr Musa'ya dedi ki; "Ego sum qui sum" (k 3:14) Bu hakikatte varln yalnzca Tanr'ya ait olduunu anlatmaktadr. Kozmik varlklar sz konusu olduunda onlarn srekli bir ak hali, bir duraksz ya 12 KUANTUM BlLMECESl ratl ya da "olu" hali iinde bulunduklar, daha dorusu bir olutan dierine geen bir serveni yaadklar sylenebilir. Zaten bu "varlklar" mevcuttur, nk Platoncularn syledii gibi onlar "varla katlrlar" St.Agustine'in ne gzel syledii gibi, "onlar bir varla sahiptir, nk Senden gelmilerdir ve Senin sanatn olmayann bir varl da yoktur." 16 Yine de deimeyen gerek u ki, bizler genellikle kozmik kendi kendine varolu dncesine elimizden geldiince sarlrz ve bu, altmz ontolojik konformizmin dna karacak derecede sarsan bir eit doast olguya, bir ilkeye dnr. Bu noktada durum vektrnn k fiziksel adan doast bir olay demektir, zira grdmz zere bu k natura naturans'n bir etkinliini sergiler. Durum vektrnn knn harikal u gerekte yatmaktadr; o bir bakma natura naturans'n merkezden evreye ynelik hareketini "ortaya karr" ve bu sayede yaratc eylemi "tar". Baka bir deyile kozmosu yaratan eylem, bir anlamda "burada" ve "imdi" varolann altndaki dzlemden maddi dzleme bir gei yoluyla gzlemlenebilir, nk bylesi bir gei -kanlmaz biimde anlk olan- ikincil bir nedene dayandrlamaz. Burada karmza kan ey, zamann "dnda" ileyen ve dorudan metakozmik Merkezden kaynaklanan bir kip, bir "dikey" nedensellik rneidir. Ksacas bizler "Tanr'nn bir eylemi"ne ahitlik etmekteyiz. te yandan Meister Eckhart'n belirttii gibi, Tanr'nn "yalnzca bir kez" eylemde bulunduunu unutmamalyz, yani okluk akn nedene deil tamamen yaratklara aittir. Bir kere daha tekrarlayacak olursak: Qui vivit in aetemum creavit omnia simul. Ve bylece bizler bir bakma yalnzca 'Tanr'nn bir eylemi"ne deil aslnda "Tanr'nn Kudreti"ne; biricik ve blnmez yaratma Kudretine ahit olmaktayz ve burada durum vektrnn k mucizesi yatmaktadrY Son zamanlarda bildirilen zorluklarn ("dev" galaksilerin oluumuyla ilgili) baz bilim adamlarn byk patlama hipotezinin geerliliini sorgulamaya itmesine ramen bu, doruluunu korumaktadr. 2Confessions (Gnah karmalar .n), 11:40. 3God and the Astronomers (New York: Warner, 1978-9, s. 3. 4St.Augustine, De civita Dei, 11.6. Ak olan tekrarlamay gze alarak belirtBALANGTA II3 meliyim ki, bu deerlendirme artk "Augustinian" olmaktan ok "Thomas"dr, nk Meleksi Doktor (Angelic Doktor n.) esasnda neredeyse ayn eyi sylemitir: "Tanr yarat ve zaman ayn anda gerekletirmitir" (Summa Contra Gentiles,II,35: 15). 5Cosmos and Transcendence adl eserimde bu meseleyi uzunca ele aldm. Bkz.Cosmos and Transcendence (La Salle, IL: Sherwood Sugden, 1984), s. 60-65. 6"Tersine" ilk deer problemine atfta bulunuyoruz; bir "balang" zaman, tO daki verili bir durumda problem, t<tO durumunu belirlemektir. llk deer problemi te yandan tek bir zm salamas kouluyla "geerli olarak ortaya atlm" demektir. Elbette her zaman bu durum sz konusu deildir. 7"Kapal (ve dolaysyla tekillikten uzak) bir evren modeli kurma ynndeki abalar seferber edilmitir. Ve Stephen Hawking bu amac gerekletirmek iin youn aba sarf etmitir. Onu ortak noktamz byle bir modelin - eer geerlilii ispat edilirse - "Yaratc olarak Tanrnn rolnn esasl ieriklerine" sahip olacadr. (A Brief History of Time, Bantarn Books, 1988, s. 174). Fakat bu temel nedenden tr sz konusu giriimin asla baarya ulaamayacan tahmin ediyoruz. Metafizik temelde denebilir ki, her geerli kozmolojik model bir snra ya da tekillie benzer bir ey sergilemelidir. nk uzam-zaman evreni kapal ya da kendi kendine yeten bir evren deildir ve bu gerek bilimsel bir dzlern de dahi kendini gstermektedir. Grne baklrsa "iyi fizik" gerekte sembolik ya da metafizik bir bak asndan hep "doru" bulunmutur. BCennet, 13: IL. 9 Age, 29: 12. IOzellikle bkz. Ananda Coomaraswamy, Time and Etemity (Delhi: Munishiram, 1988), ayrca bkz. "Etemity nad the temporal order"(Sonsuzluk ve geici dzen .n) zerine bir konferans, 1981. Gifford Lectures by Seyyed Hossein asr, tekrar basm; Knowledge and the Sacred (Bilgi ve Kutsal .n.),(Albany, NY: SUNY, 1989). Yunanda ve Yahudi-Hristiyan geleneklerinde "zaman ve sonsuzluk" zerine kapsaml bir aratrma iin bkz. Richard Sorabji, Time, Creation and the Continuum (Ithaca, NY: Cornell University Press,

19839, te yandan konu ada analitik felsefenin bak asyla sunulmutur. Paul Helm'i de belirtmek gerekir; Etemal Gad (Oxford University Press, 198.8), bu eser de ayn analitik bak asm sunmakta ve zamanszlk dncesine kar bir takm bilindik itirazlar ynelunektedir. IlIkinci yazm biimi kadim zamanlarda ortakt ve halen daha baz eski dnem Ingilizce Incillerde ona rastlanmaktadr. 12te yandan blis vnerek unu sylediinde: "Bulutlarn tepelerine kacam" (Isaiah 14: 14), (ok uygun bir ekilde l) bann zerindeki bulutlar koyulat. 114 KUANTUM BILMECESI Uyle bir itiraz yukseltilebilir; Budizmin sunya sna kart olarak, Hristiyanln nihil ni ("ondan" Tanrnn dnyay yaratt) sradan anlamyla "hilik" olarak anlalr. te yandan hatrlanrsa, St.]ohn'un giri ayetinin 1: 4 alternatif yazm biimi okunuu; "What was madc'in Him was life" Cornelius a la Lapide, bizi onun Commentaryon the Gospel of St.]ohn daki her iki yazm biiminin de doruluu konusunda ikna etmektedir (her ne kadar onlar aka farkl bak alarna tekabl etse de) Dolaysyla grne baklrsa nihili, aslnda birincisinden daha esasl ikinci bir yoruma imkan tanmaldr. Onun, Budistik sunya grne ok benzer grnen bir "hilik" olarak yorumlanabilecei sylenebilir. l4Bir ekilde farkl bir gr asyla ilk tekilliin evrenin "merkez"ini iaret ettii sylenebilir ve unutulmamaldr ki, "ravel" ve "rave" kelimeleri ayn kkten gelmektedir ve bizi, hiliin bulunduu merkezdeki bolua g~ri gtrmektedir. Antik medeniyetleri okuyan renciler ilk tekillikle ilintili olarak ]anua Coeli'nin evrenn merkezindeki "delik" benzetmesinin, dini mimaride kubbenin zerindeki yuvarlak at ksmnn duvar tabanl ile simgeletirildiini bilirler. Yine Hindu ate sunann tane kendi bana delinmi tulas (svayarnatrinna) ve Noel Babann hediyeleriyle evlere oradan girdii "baca" da bunun sembolleri arasndadr. Ayrca metafizik neminin geni apta unutulduu tm bu geleneksel sernbolizrnler Merkezi anlatr. 15Meister Eckhar (C.de B.Evans, ev, London: Watkins, 19249, cilt 1, s. 209. Ilaveten Meister Eckhart'n "halihazrdaki an"nn Skolastik nunc stans ("halen daha devam eden imdi" den farkl olmad sylenebilir. Geleneksel metafizik doktrine gre zaman "imdiki anlar"dan olumamaktadr tpk kliti doru parasnn noktalardan olumad gibi- Gerekte Platon'un dedii gibi, zamann aslnda "hareketli bir grnts" olan, tek bir "halihazrdaki an" mevcuttur. Bu temelli ve etin konu iin o. notta belirtilen Coomaraswamy ve Nasr referanslarn bilhassa tavsiye ediyorum. Ayrca bkz. Cosmos and Transcendence, op, 3. bl, bu konuyu etraflca ele aldm blm. 16Confessions, 7: 1 . l70lasl bir yanl anlamay engellemek iin: fiziksel sistemlerin Tanrnn "ondan" dnyay yaratt nihil'i oluturduunu kesinlikle sylemiyorum. Fiziksel sistemlerin belirginletirme (ve dolaysyla maddi olann n kabul) yoluyla tanmland yolundaki salt gerek, o tezi geerSiZ klmaya yeter. EK KUANTUM TEORSNE KISA BR GR 1 uantum teorisinin ieriini ortaya koymann en iyi yolu, aslnda ~ok basit bir esasa dayanan ift yark deneyinin sonularn gstermektir. Ik ya da baka bir ma tr, bir S ekranndan ikinci bir R ekranna iki yark yoluyla geirilir. Gelen mann gc bir ekilde kaydedilir veya gzlemlenir. rnein gne kullanlyorsa R'de ki mann gc grsel yollarla gzlemlenebilir. ngiliz bilim adam Thomas Young 183'de ift yark deneyini bu ekilde yapmt. imdi tahmin edilecei gibi, bir yark ak dieri kapal olmas halinde, R'de ak yarn arkasnda tek bir aydnlk izgi belirir. Her iki yark aldnda ise, basite iki aydnlk izgi (her biri bir yara ait olan) yerine karanlk ve aydnlk eritler elde edilir. Yarktan hangi ynde uzaklarsa uzaklasn bu eritlerin her birinin gc yava yava azalr. Bu ilk deneysel sonutur ve n dalga modeliyle kolayca aklanabilir. R ekranndaki bir P noktasn dnn ve A ile B iki yarn yerlerini gstersn.I Eer A ve B'der yaylp P'ye ulaan dalgalar "e fazh" ise, birbirlerini glendirecek, yok eer aralarnda faz fark var ise birbirlerini snmlendirecek ya da yok edeceklerdir. imdi iki dalgann P'de "e Iazh" m yoksa aralarnda faz fark m olduu AP ve BP uzaklklarna baldr. Ayrca P, R ekranndaki iki yara da 116 KUANTUM BllMECESl dik ynde hareket ettiinde, "e fazh" ve "farkl Iazh" konumlarn birbirlerinin yerlerini alacaklar rahatlkla grlecektir. Bu, bir aydnlk ve karanlk eritler dizilimi dourur. ift yark deneyinde elde edilen esas model de budur. Dikkat edilirse bu sonucun zellikle kla bir ilikisi yoktur ve her trden dalga hareketine uygulanabilir. Dolaysyla ift yark deneyi, rnein su dalgalaryla da gayet iyi yaplabilir; onda da tepeyle birleen tepe birbirini glendirirken tepeyle birleen ukur birbirini sndrr, R'deki aydnlk eritlerde suyun nemli

oranda ykselip aleald ve karanlk eritlerin yerinde greceli olarak daha durgun konumlara rastlanr. Tr ne olursa olsun dalgalarn olduu yerde, kesien dalgalarn zorunlu biimde fazlarna bal olarak birbirlerini glendirmesi ya da sndrmesinden kaynaklanan krlma ve giriim hadiseleri gerekleir. Bunun yan sra ele alnmas gereken ikinci bir deneysel sonu sz konusudur. Varsayalm ki, R'de ki , normalde grsel yollarla saptanandan daha doru saptamak iin, Young'n deneyinin prosedr daha hassas bir hale getirildi. Bu durumda n sregen (dalga modelinin ngrd gibi) deil ayrk birimler halinde geldii tespit edilecektir. Dolaysyla yeterince hassas aralarla "grecei" ey, R ekrannn zerinde dzensizce dalm, fakat insann gzne parlak eritler olarak grnen blgelerde younlaan kck k parltlar olacaktr. u halde kayt aralarmz hassaslatrdmzda ortaya kan manzara, srekli yaylan bir dalgadan ziyade, kck "k krecikleri"nden, paracklardan oluan bir demettir. Bu arada atomlar ve moleklleri oluturan paracklar (elektronlar ve protonlar gibi) da ayn ekilde giriim zellikleri sergiler. Aslnda ift yark deneyini bu paracklardan her hangi biriyle de yrtmek mmkndr. Her iki durumda da R'ye arpan paracklarn younluu, bir dalgann krlma modeline benzer. Grne baklrsa bizim ilgilendiimiz cisimler, kimi alardan parack kimi alardan da dalga gibi hareket etmektedir. Szgelimi elektron nedir? O gerekte bir parack mdr yoksa bir dalga m? Kesinlikle her ikisi birden olamaz, nk bir eyin hem bir anlk hacme sahip olup hem de uzayn geni bir alanna yaylmas imkanszdr. imdi elektronun basite bir dalga olduu dncesi hemen rtlebilir. yle ki, eer o bir dalga olsayd, R ekrannn yalnzca tikel bir P noktasna (ve dolaysyla onun yakn evresine) deil, A ve KUANTUM TEORISINE KISA BIR GR II 7 B'der yaylan birleik dalga katarlarnn birbirlerini sondrecei tm noktalara arpmas gerekirdi. Fakat grdmz gibi, elektron R ekrannda belirli bir yere, tm momentumunu (veya kinetik enerjisini) aktard bir noktaya aniden arpmaktadr. Bu yzden elektron kesinlikle bir dalga olamaz. te yandan o, krlma zellii gstermesine ramen bir parack olabilir mi? Bu konuya eilelim. Aka anlalmas iin (ve krlma olgusunun bir "birikme etkisi" eklinde dnlmesine engel olmak adna) elektron demetinin, bir kere de sadece bir elektronun S ekranndan geecek dereceye kadar inceltildiini (gerekte deneysel olarak baarlabilecek bir durum) kabul edelim. imdi A yar ak ve B yar kapal ise, A'dan geen her elektron A'nn arkasndaki ince bir eridin iinde R ekranna arpacaktr ve B'nin ak A'nn kapal olmas halinde de durum deimeyecektir.v te yandan eer her iki yark da alrsa, tekrar giriim eritlerinin belirdiini grrz. Bu arada sz konusu elektronlarn S'den, youn bir demet halinde (diyelim saniyede LO zeri 24 elektron) ya da bir defada (diyelim saatte bir) bir elektron halinde gemesi sandmz gibi nemli deildir. Akas burada ok tuhaf bir eyolmaktadr. nk ayet elektron bir parack olsayd A ya da B'den gemesi gerekirdi ve ayet A'dan geerse A'nn arkasndaki rnek eridin iinde ekrana arpmas, B'den geerse B'nin arkasndaki eridin iinde ekrana arpmas gerekirdi. Buna bina en her iki yarn ak olmas durumunda elektron vurularnn dalm, bir yarn kapal olmas durumundaki ayr ayr dalmlarn toplamna eit olmas gerekirdi, yani o evvelce bahsedilen iki eridi de kapsamalyd. Dorusu elektronlar deil de baya kreleri atelesevdik bu durum gerekleecekti, ama gerekte byle olmuyor." Beklenen ift eritlerin yerine, yarklardan her iki ynde yaylan izgilerden oluan belirsiz bir dizilimi gzlemliyoruz. Bu nedenle grnte elektronun ya A ya da B den (ama asla her ikisinden birden deil) varsaylsa da onun hareketi dier yarn durumundan etkilerrnektedir; o yark ister ak ister kapal olsun. Ne var ki elektron o yarn ak veya kapal olduunu nasl "bilmektedir". Ne sayesinde evresindeki mekan yoklayabilmektedir ? Elektronun basite sradan veya "klasik" bir parack olamayaca ortadadr. Olsa olsa o byle bir paraca "ek" olarak baka bir ey olabilir, belirlenmemi bir ey. u halde o hem bir parack hem de bir dal s KUANTUM BILMECESI ga olabilir mi? Bu gr ksmen baarl bir biimde ortaya konulup savunulmutur. Ne ki "pilot dalga" teorisi durumun aydnlatlmasna ok az katk salamtr. Dahas bu szde dalgann sahip olmas gerektii esrarengiz zelliklerden tr ortaya kan manzara, her halukarda "klasiklik"ten uzaktr. Tm bunlarn sonunda "kuantum gariplii"nin herhangi bir stn gl klasik kuvvetle aklanamayaca veya rtbas edilerneyecei meydandadr. Zaten bizim mtevaz ift yark deneyimizin yaln sonular bu trden aklamalar reddetmektedir. Anlalan gerekte temel paracklar kesinkes ne parack ne de dalgadr. Onlar ne de klasik fiziin kabul ettii ekliyle daha karmak cisimlerdir. Fiziin asli temellerinin yeniden formle edilmesine, eskiden radikal biimde kopmu yeni bir kuramsallatrmaya gereksinim vardr. Dorusu bu, kuantum nesnesini ya da sistemini (elektron gibi) onun farkl deikenlerinden (konum, momentum ve benzeri) kategorik olarak ayracak bir kuramsallatrma olmaldr. Klasik fizii n sorunlu yan, fiziksel cisimleri onlarn deikenleri asndan alglamasdr. Bu nedenle doada "somut" olan henz ortaya

karlm deildir. Szgelimi, bir elektronun her zaman tam anlamyla belirlenmi bir konuma ve momentuma sahip olmas gerektiini varsayar, bu konum ve momentum lm yoluyla ister kesinletitilsin ister kesinletirilmesin durum deimez. Hem Doann tm faaliyetlerinde snrl olduunu kabul etmek mi gerekir? imdi vurgulanmas gereken husus, fiziksel gerekliin "somut" ya da "klasik" tanmlamalarnn terk edilmesi gerektii gereinden ok onlarn sahiden mevcut olabilmeleridir -fiziksel aratrmaya son vermeden. Baka bir deyile artc olan, belirttiimiz gibi, fiziksel sistem ile onun deikenlerim kategorik bakmdan ayran bir kurarnsallatrma ile fiziin iini grmesinin mmkn olabilmesidir. Bu kurumsallatrmann fiziksel gerekliin "soyut" bir kavranna dayand sylenilebilir. 1925 ylnda Werner Heisenberg daha 24 yanda iken tesadf eseri fiziksel sistemlerin yepyeni bir tasarmn bularak bu konuda kararl bir adm atmtr. Dehann bir anlk prltsyla gen Heisenberg rnatematikilerin Hilbert uzay diye adlandrdklar uzayn iindeki bir elektran veya vektr yoluyla bir kuantum sisteminin tasarmlanabilecei dncesine ulamtr. Hilbert uzay belli denklem trleri zerinde allarak gelitirilmi ve zamanla iyice anlalm bir matematiksel yapKUANTUM TEORISINE KISA BIR GIRI 119 dr. stelik Heisenberg kararl kefini yapt zamanda bu matematiksel gelimeden tamamen habersiz di. Esasnda o Hilbert uzay kavramn yeniden kefetmitir. Ksa bir srede hazr matematiksel teori kuantum mekaniinin hizmetine sunuldu ve bylece yeni fizik salam ve tutarl bir matematiksel temele kavutu. Bu "ksa giri"de yapmaya niyetlendiim ey, ilkin Hilbert uzaynn nasl bir eyolduunu genelokuyucuya aklamak ve ardndan da Hilber uzaylarnn kuantum teorisinde nasl kullanldn gstermektir. Aklamalar tekniksellikten olabildiince arndrmak iin kendimi sonlu boyutlu uzaylarla snrlandracam. Benim abam temelolgular elverdiince basit yollarla aktarmaktan ibaret kalacak; her ne kadar her eyi temeline indirgemenin, bu giriin, bu kubaknn ana fikirlerini rtme ihtimali olsa da. . SONLU BOYUTLU HLBERT UZAYLAR Balang noktamz olarak mehur klit dzlemini alacaz, uzaklk ve a kavramlaryla tanmlanan bir dzlemi. Bu dzlemde bir O noktas seeceiz ve ardndan dzlemdeki noktalardan vektrler diye sz edeceiz. yleyse basite nokta ile vektr arasnda ne fark vardr? tk bakta ikisi tamamen aynym gibi grnr! Oysa aralarnda u fark vardr: Bir referans noktas veya O balang noktas setikten sonra kii, bu seime bal olarak tane aritmetik ilem tanmlayabilir. Birincisine vektr toplam denilir: ki nokta (onlara artk "vektrler" diyeceiz) nc bir vektr oluturmak iin toplanabilir. kinci ileme saysal arpm ad verilir: Bir vektr, ikinci bir vektr elde etmek iin normal ya da gerek bir say'' ile "arplabilir"; son ileme de "i arpm" ad verilir. ki vektr (gerek) bir say elde etmek iin "arplabilir". tk iki ilemin sonucunda ortaya kan vektrler kmesi bir vektr uzayn oluturur. ilemin sonucu ie bir vektr uzayndan fazlasn ihtiva eder. O artk (ok kkl) bir Hilbert uzaydr. lkn vektr toplamnn nasl tanmlandn (bir O referans noktas verildiinde) gsterelim. Eer P dzlemdeki bir nokta ise ona karlk gelen vektr OP iaret sistemiyle gstermek doru olacaktr. Bu gsterirnin ou okuyucuya tandk geleceine phe yok. Bu durumda OP ve 00 vektrlerinin toplam nasl tanmlanabilir? Bize tane no k120 KUANTUM BILMECESI ta (O, P ve Q) verilmi ve bu imdi bu verilenlerle bir ekilde belirlenecek drdnc bir R noktasn bulmalyz. imdi doal seenek, OPRQ bir paralelkenar oluturacak ekilde bir R noktasn tercih etmek olacaktr, nk dzlemin geometrik yaps (bu rnekte paralelkenar kavram) sayesinde R noktas O, P ve Q tarafndan zgl biinde belirlenir.? R belirlendikten sonra vektrlerin toplam u formlle elde edilir: OP + OQ = OR Ve paralelkenar ilkesi ile vektr toplam diye tanmlanan ey ite budur. Srada saysal arpm ilemi var. Bu ilem nasl tanmlanacak? Burada da yine geometrik bir kavram olan uzaklk kavram iin iine girecektir. P ve Q noktalar verildiinde, onlarn arasndaki uzakl IPQI iaret sisteriyle gsterebiliriz. imdi OP herhangi bir vektr ve U da gerek bir s, y olsun. ncelikle U nn pozitif bir say olduunu varsayalm. OP dorusunun ynn sabit tutarak U nn OP ile saysal arpmn yapmak istiyoruz. Nihayetinde aadaki eitlii salayan OP dorusu zerinde tek bir R noktasnn olduunu grrz ulOPI = 10RI ve dahas O, R ile P arasna yer almaz, rx'rnn pozitif deerleri iin saysal arpm u formlle ifade edebiliriz: uOP = OR te yandan U negatif ise OP yi -U ile arptktan (az evvel tanmlanan bir ilem) sonra ortaya kan OR vektrnn (imdi O yu P ile R arasna yerletiren) ynn ters evirebiliriz. Ve son olarak a sfr ise R'yi O olarak deerlerdirmeliyiz. Bylece saysal arpm tanmlanm oldu.

nc aritmetik ilemin (i arpm) tanm geometrik a kavramna dayanr ve okuyucunun kafasn biraz kartrabilir. Bu arpmn < Op, OQ > iaret sistemiyle gsterileceini ve u formlle tanmlanacam sylemek yeterlidir. < Op, OQ > = 10PI 10QI coso burada p OP ile OQ dorular arasndaki ay gstermektedir. Okuyucunun fark edecei gibi, bu formln sa taraf OP ve OQ vektrleriyle belirlenen gerek bir sayy vermektedir, aslnda olmas gereken de budur. KUANTUM TEORlSlNE KISA B1R G1R1 121 Bylece aritmetik ilemin her biri tanmlanm oldu ve artk onlarn bir dizi son derece basit aritmetik kurallara (bir Hilbert uzaynn yapsnn kuramsal adan onlar tarafndan tanmland temel kurallar) tabi olduunu tahmin etmek zor olmasa gerek. 7 rnein vektr toplamnn deime zellii vardr, yani toplanan vektrlerin sras nemli deildir. Bu aritmetik zellik paralelkenar kuralndan da karsanabilir. Bununla birlikte pek aikar olmasa da vektr toplamnn birleme zellii de vardr, yani vektr toplanacaksa, hangi ikisinin ilk nce toplanaca nemli deildir. Bir baka ho ve ak olmayan zellik de saysal arpmn vektr toplam zerine dalma zelliidir, yani aadaki forml her durumda dorudur: a(OP+OQ)=aOP+aOQ arpm btnyle hesap d tutmamak iin, onun bilinear olduunu (dorusal olmadm) belirtelim. Bunun anlam udur: < aOp, OQ > = a-c Op, OQ > VE < OP + OQ, OR > = < Op, OR > + < OQ, OR > art iki benzer zellik dolaysyla sa ve sol taraf yer deitirebilir. imdi iki tespitte bulunmalyz. Birincisi bir vektrn "uzunluu" onun i arpm cinsinden u formlle hesaplanabilir veya tanmlanabilir: IOpl = -1< or; OP > kinci olarak ayet i arpmar sfr ise iki vektrn birbirine dik (ya da matematikilerin tercih ettii deyimle "dikken" (orthogonal) olduklar sylenebilir. Okuyucunun fark edecei gibi, sfrdan farkl iki vektr olan OP ve OR, ancak ve ancak OP ve OR dorularnn birbirine dik olmas durumunda dikken olur. imdi kuantum teorisinde byk roloynayan bir forml gstermenin sras. OXl ve OX2 birim uzunlukta ve birbirlerine dikken vektrleri gstersin ve OP de her hangi bir vektr gstersin. Yukarda zikrettiimiz aritmetik yasalar uygulanr ve dzlemin temel bir zelliinden yararlanlrsa aadaki ifadeye ulamak zor olmayacaktr: (l) OP= oox + a20X2 Burada al = < Op, OXl > ve a2 = < OP, OX2 >. Eitliin O) sa tarafndaki iki ifadenin, P noktasnn srasyla OXl ve OX2 dorular zerindeki dik izdmlerine karlk geldii anlaldnda bu formln geometrik anlam ortaya kar. Baka bir deyile onlar, OP'nin kegen olduu bir paralelkenarn (aslnda bir dikdrtgenin) iki kenarm temsil ederler. 122 KUANTUM B1LMECES1 tki karlkl dikken, birim vektr OXl ve OX2'nin birim Hilbert uzay iin dikken bir taban oluturduu sylenebilir. ayet klit dzlemiyle deil de boyutlu klit uzayyla ile balasaydk aritmetik ilemi aslnda tamamen ncekiler gibi tanmlayabilecektik ve bu ilemler gerekten btnyle ayn ilkelere uygunluk gsterecekti. te yandan yukardaki forml (1) artk geerli olmayacakt. tki tane karlkl dikken vektr yerine artk tanesine (yine bir dikken taban diye adlandrlan) ihtiya olacakt. O zaman unu elde edecektik: (2) OP = alOXl + a20X2 + a30X3 Burada i = 1,2,3 iin ai = < Op, OXi > 1ki rnein ortaya kard ey, dikken bir tabann yalnzca verilen vektrlerin karlkl dikken ve birim uzunlukta olmas art ile deil, ayn zamanda kmenin, artk baka bir birim vektr eklemenin imkansz olduu noktaya kadar "maximal'' (azami) olduu gereiyle de nitelendirilebileceidir. Dolaysyla verili bir Hilbert uzaynn her hangi iki dikken tabannn ayn sayda vektr iermesi gerektii sylenebilir. imdiye kadar srasyla 2 ve 3 boyutlu Hilbert uzaylarndan bahsettim. imdi iaret etmek istediim husus, her n pozitif tamsays iin n boyutlu Hilbert uzaylarnn kolaylkla oluturulabileceidir. Kukusuz n > 3 durumunda, artk bu vektr uzaylarnn somut geometrik bir biimde gstermek imkanszlar, yine de tm o bilindik kurallar geerliliini koruyacaktr. Esasnda bu yksek boyutlu uzaylarla almak 2 ve 3 boyutlu uzaylarla almak kadar kolaydr. Burada nemle belirtilmesi gereken ey, n boyutlu Hilbert uzaynda (1) ve (2) numaral eitliklerin u hali alacadr. (3) OP= alOXl + a20X2 + .... +anOXn Burada i = 1, 2, ... , n iin ai = < ~P, OXi > Ayrca n tamsaysn ne kadar bytrsek bytelim, bu n boyutlu Hilbert uzaylar kuantum teorisindeki ou uygulamalar iin yine de ok kk kalacaktr. Bu yzden "sonsuz boyutlu" Hilbert uzaylarna gerek vardr ve phesiz onlar matematik eitimi almam okuyucularn anlayabilecei terimlerle aklamak imkanszdr. Nitekim buna gerek de yoktur, zira kuantum teorisinin balca ilkeleri bir sonlu boyutlu kme ile gayet iyi aklanabilir. Gerek u ki, sonsuz boyutlarda hikaye hayli karmaklasa da sonlu boyutlu

rnekteki temel manzara deimemektedir. Aksine, Hilbert uzay teoreminin giriftliklerinin (rnein hakl bir ne sahip olan Hermitian ilemleri iin spektral ayrma KUANTUM TEORSNE KISA BR GR 123 teoremi) bize syledii gibi, temel manzara esas itibaryla sonsuz boyutlu duruma tanr. Bu girite yapmay ngrdm ey, sonlu boyutlu kmede ve dolaysyla basitletirilmi bir biimde kuantum teoreminin matematiksel yapsn sunmaktr. 2. KARMAK SAYILAR imdiye kadar incelediimiz Hilbert uzaylar gerek Hilbert uzaylaryd, yani saysal arpm ve i arpm ilemlerinde kullanlan saylar ya da "rakamlar" gerek saylard. te yandan kuantum teorerni karmak Hilbert uzaylarn ngrr; saylarn karmak saylar olduu uzaylar. Biimsel adan her eyayn kalmaktadr, yine tane aritmetik ilem sz konusudur ve bu ilemler ncekilerle tamamen ayn kurallara uygunluk gsterirler. Yalnzca temeldeki say kavram gerek alandan bu trden aritmetik yapnn adlandrld karmak alana doru geniletilmi olur. Paul Dirac (kuantum teoremini bulanlardan biri) bir keresinde unu belirtmiti: "Tanr evreni yaratrken gzel bir matematik kullanmtr." Bu fizikte karmak saylarn ortaya kn izah etmektedir. Nitekim her matematikinin bildii zere, matematiksel analiz mkemmel formunu karmak alanda bulur. O halde karmak say ne demektir? Kimim ders kitaplarnda ondan, x + iy eklinde gsterilen, x ve y'nin gerek saylar i, nin ise "-1 in karekk'' olduu bir say diye bahseder. Ama bu durumda -l'in karekk olduunu ve dahas bu "hayali" saynn gerek bir y says ile arplabildiini ve kan sonucun baka bir gerek say olan x'e eklerebildiini nereden biliyoruz? Akas x + iy ifadesi bir tanm deil gsterimdir, hem bylesi daha kullanldr. nk bu gsterimin kendisi bu "saylar"n aadaki kurallara gre toplanmas ve arplmas gerektiini ne srer: (4) (x + iyh (x' iy')= (x + x') + i (y + y') (5) (x + iy) (x' + iy') = (xx' - yy') + i (xy' + yx') imdi kolaylkla kabul edilecei gibi, bu toplama ve arpma ilemleri tm bilindik koullara uygunluk gsterirler, yani bu "saylar" (a124 KUANTUM BllMECESl yet varsalar) bir alan oluturur. Her x gerek says ayn zamanda bir karmak say (y = O durumunda) olduundan, bu alann gerek saylarn alann "genilettii" grlecektir. Ne var ki sorumuz varln korumaktadr: Karmak say ne demektir? Bunun en basit ve olaan yant udur: Bir karmak say gerek saylarn sral bir iftidir (x, y), u artla ki onlarn toplam ve arpm ilemleri (4) ve (5) numaral formllerle benzeen aadaki formllerle tanmlanr: (x, y) + (x', y')= (x + x', y + y') (x, y) (x', y')= (xx' - yy', xy' + yx') ncelikle gerek saylarn karmak saylarn zel bir hali (x in (x, O) ifti ile "ifade edildii") olarak grlebileceini belirtmeliyim. Karmak saylarn elimizdeki tanm, -1 in "hayali" karekk olan i bilmecesini hemen zmektedir. nk arpmann verili yasas bize unu syler: (O, 1) (O, 1)= (-1, O) Bu eitlik i'rin (O, 1) karmak saysndan baka bir eyolmadn belirtmektedir. Bunun yan sra gerek ve "hayali" saylardan sz etmenin son derece yanltc olduu anlalmaktadr, nk akas (O, 1) ifti, (L, O) dan daha "hayali" veya daha az "gerek" deildir. Yeri gelmiken karmak saylarn rahatlkla 2 boyutlu bir uzay iindeki vektrlerle gsterilebildiini, yani onlarn bir dzlerndeki (karmak dzlem ad verilen) noktalar olarak dunlebileceini belirtmeliyim. llerisi iin her karmak saynn bir deere (karmak dzlemde balang noktasna olan uzakla) sahip olduunu ve onun u formlle ifade edildiini de belirtmekte yarar var: i (x, y)] = ...Jx2 + y2 u halde mutlak deeri 1 olan karmak saylar karmak dzlemde bir daire olutururlar. Neticede bu saylar bir a sayesinde koordinatlar edinebilir. Diyelim ki, S as say dorultusunun yarsn oluturan pozitif gerek saylar kapsayacak biimde saat ynnde bir kavis izsin. Bu durumda birim daire zerindeki S asna (dereceyle deil radyanla ltmz ) karlk gelen karmak say e zeri iS eklinde gsterilebilir, e zeri iS nin aslnda "hayali" iS sl e gerek says (doal logaritmann taban diye adlandrlan) olmas gerei bizi ilgilendirmemektedir. KUANTUM TEORSNE KISA BR GR. 125 3. DURUM VEKTRLER VE DECKENLER

Kuantum mekaniinin ngrd her fiziksel sistemin kendisiyle badaan bir Hilbert uzay ile fiziksel sistemin durumlarna karlk gelen sfrdan fakl vektrler vardr. Bu vektrlere durum vektrleri denir ve onlar Dirac' izleyerek solunda dikey bir izginin ve sanda bir parantezin yer ald Yunana bir harfle gsterilir. 1\11> ve Ix>'in i arpm, < \ii,x > eklinde yazlacaktr. imdi 1\11> ve ix> durum vektrleri olsun ve a ile ~ da karmak saylar gstersin. Bu durumda al\LL> + ~ix> toplam Hilbert uzayndaki baka bir vektr gsterir. Ama Hilbert uzaymzda sfrdan farkl vektrlerin fiziksel sistemlerin durumlarna karlk geldii hatrlanrsa, al\LL> + ~IX> karmak toplamnn fiziksel adan bir nemi olmayacaktr (onun sfrdan farkl olmas durumunda): O fiziksel sistemin olas bir durumunu temsil eder. Klasik fizikte bir benzerinin yer almad bu arpc olgu sperpozisyon ilkesi olarak bilinir. Ayrca bir durum vektrnn sfrdan farkl bir karmak sayyla arplmas sz konusu durumu deitirmez, demek ki fiziksel durumlar tikel durum vektrlerine deil, vektr uzaynn balang noktasndan geen karmak bir doruya tekabl eder. imdi fiziksel sistemin bir deikenini, yani prensipte lme eylemiyle belirlenen bir nicelii ele alalm. Kukusuz bir lmn sonucu sistemin durumuna baldr. te yandan iki eyi birbirinden ayrmak gerekir. ncelikle sonucun kesinkes belirlendii durumlar vardr, bu durumlara o deikeni n eigendurumlar denir. Fakat genellikle deikenin deeri kesinkes belirlenmez, yani sistem bir eigendurumunda deilse lm, ilke ce olas her hangi deerlerden birisini verebilir. Bir deikenin olas deerlerine eigendeerleri ad verilir. Son olarak bir eigendeerine karlk gelen durum vektrlerine de eigenvektrleri denir. imdi nemli bir noktaya geldik; farkl eigendeerlerine karlk gelen eigenvektrleri dikgendir. Bunun zel anlam udur: Eer deiken n farkl deer alabiliyorsa ve bu deerlerin her birinin bir eigendurumu varsa, o zaman Hilbert uzay en az n boyutlu olmaldr. Ayn ekilde ayet farkl eigendeerlerinin says sonsuzsa ve her birisinin bir eigendurumu varsa, o zaman Hilbert uzay sonsuz boyutlu olmaldr. Basitlik adna Hilbert uzaynn sonlu boyutlu, n boyutlu bir uzay olduunu varsayalm. Bu durumda bir matematik teoreminin gc l126 KUANTUM B1LMECESl snde her deiken eigenvektrlerinin dikgen bir tabanna sahip olabilir. imdi bir deiken seelim ve l\jfl>, 1\jf2>, l\jfn> bu tr bir dikgen taban gstersin. Her ix> durum vektr, o zaman verilen eigenvektrlerin bir karmak toplam olarak gsterilebilir. Bu durumda (3) numaral eitlik kesinlikle unu verecektir: Ix> = all\jfl> + a21\jf12> + '" + anl\jfn> burada i = 1,2, ... , n iin ai = <X,\jfi>. imdi u soru sorulabilir: al, a2, ... , an katsaylar (verili eigenvektrlere bal olarak l\jf> durum vektrnn konumunu tanmlayan) bir fiziksel bilgi tayor mu? te yandan hali hazrdaki durum deimeksizin bir durum vektr sfrdan farkl bir karmak say ile arplabildii iin ai'lerin, yalnzca sonucu sfrdan farkl bir arpm iin anlaml olduu grlecektir. Bu belirsizlii gidermek iin L\jf> durum veitora kendi uzunluuna blnerek "rormalletirilebilir. " O zaman ortaya kan o.i'ler tek tek belirlenmi olur, mutlak deeri i olan ve dahas aadaki durumu gerelleyen karmak katsaylar hari. (6) lal12 + laI2+ ... +lanI2=1 yleyse onlarn fiziksel nemi nedir? udur: ai' nin mutlak deerinin karesi artk zgl biimde belirlenmi olan), tam da verili durumdaki rnek deikenin bir lmnn l\jfi> eigenvektrne karlk gelen A eigendeerini verme olasldr.f Ai deerini elde etme pi olasl sonuta u formlle gsterilir: pi = i <X, \jfi>1 2/ <X,X> Dikkat edilirse (6) numaral eitlik gereince bu olaslklarn toplam l'dir, gerekte de yle olmas gerekir. imdi z> deikeni bir eigenvektr olsun. Daha somutu onun 1\jfL> olduunu varsayalm. Bu durumda al = 1 ve dier tm oi'ler sfr olur. Bunun anlam rnek deerin lmnn 1 olaslkla yani kesinlikle Al eigendeerinin verecektir. Bylece sistemin bir eigendurumunda olmas halinde lmlerin kacak sonularna ilikin nceden sylediklerimiz imdi daha iyi anlalacaktr. te yandan genellikle sistem eigendurumlarn bir sperpozisyonu iinde olacaktr, yani durum bir lmn gerek sonucunu deil, sadece olas sonulara ilikin olaslklar belirleyecektir. Bu "belirsizlik"in kuantum teoreminin snrlamalarndan kaynaklanp kaynaklanmad veya Einstein'n mehur deyiiyle "Tanr'nn zar atp" atmad 1925 ylndan beri tartlmaktadr. KUANTUM TEORiSiNE KISA BiR GiRi il 7 4. HEiSENBERG BELlRSizLlK iLKESi Artk mehur Heisenberg belirsizlik ilkesi hakknda en azndan birka sz etmenin zaman geldi. tki P ve Q deikeni verildiinde, bunlardan her ikisinin de deeri kesinlikle belirlenebilir mi? Bu durumda, daha nce sylediklerimizin nda, sistemin, P ve Q'nun her ikisinin bir eigendurumu iinde olmas gerekir. Oysa genellikle Q'nun bir ix> eigenvektr, katsaylarnn basite <x, \jfi> i arpmnn sonular olduu P'ye ait 1\jfI>, ... I\jfn> eigenvektrlerinin toplam olacaktr. Bunun anlam udur: Eer bizim sistem Ix> eigenvektrne karlk gelen bir eigendurumunda ise, bir P lm ilkece P'nin her hangi bir eigendeerini

verebilir, mtekabil <X,\jfi> i arpmn sfr olmamas kouluyla. Q'nun deerinin kesinlikle belirlenmesi gerei bu artlar altnda P'rin deerinin belirsiz olduu anlamna gelebilir. Genelde kukusuz sistem P ya da Q'nun bir eigendurumu iinde olmayacaktr, yani her iki deikenin deerleri de belirsiz olacaktr. Belirsizliin matematiksel lm (standart sapma diye adlandrlan) vardr. Bu lm sayesinde sz konusu iki "belirsizlik" arasnda bir iliki kurmak mmkndr. Bu iliki u ekilde olacaktr: (7) i1Pi1Q ~ P, Q} Burada i1P ve i1Q srasyla P ve Q'nun standart sapmasn gsterir ve IP, Q}, P ve Q tarafndan belirlenen belli bir pozitif sayy gsterir. (7) numaral forml genelletirilmi belirsizlik ilikisini ifade eder. O, sistem hangi durumda olursa olsun iki "belirsizlik'Tn arpmnn IP, Q} dan kk olarnayacarn belirtir." imdi Heisenberg belirsizlik ilkesi, Q'run bir paraen konum koordinatn ve P'nin de momentum ko ordinatn temsil ettii zel bir durumu veya daha genel olarak P ve Q'run birleik deikenler olduu duruma karlk gelir. Bu durumda (7) numaral forml u hali alr: i1Pi1Q ~ h / 2n burada h Planck sabitidir. te yandan tm bunlar imdilik bizi ok da yakndan ilgilendiren eyler deildir. Bu geliigzel giriin amac iin nemli olan, basite unun farkna varmaktr: Bir kuantum sistemi tm deikenlerir deerlerinin kesinlikle belirlendii bir durumun iinde asla olamaz. Ve bu gerek kuantum teoreminin esas yaps tarafndan, yani nceki blmde anlatlan temel ilkeler tarafndan ifade edilmektedir. 128 KUANTUM B1LMECES1 5. SCHRDlNGER E1TLtGl Elbette bir fiziksel sistemin durumu deiime tabidir. Dolaysyla durum vektrleri genelde bir t zaman koordinatna bal olmaldr. Gereken yerde bu fonksiyonel balantyl\jf(t eklinde gstereceiz. imdi u soru sorulabilir: Bir durum vektrnn l\jfto balang deeri verildiinde l\jf(t nun ileride alaca deerleri tahmin etmek mmkn olabilir mi? Durum byleyse verilen fiziksel sistem zerinde d kuvvetlerin etkinlii hakknda doru varsaymlarda bulunmak gerekir. Teknik deyile bu kuvvetlerin muhafaza edici yani potansiyel olduunu ve ayrca ve sz konusu durumun koullarnn salandm varsayalm. Bu durumda verili bir durum vektrnn ileride alaca deerleri hesaplama imkanm bize salayacak bir eitlik var mdr? Istenen eitlik 1926'da Avusturyal fiziki Envin Schrdinger tarafndan bulundu. Sz konusu eitlik ncelikle durum vektrlerinin lineer bydn kantlar. Bunun anlam udur: Eer durum vektrleri arasnda bir to zamannda ix> = all\llb + a21\112> ilikisi varsa, bu iliki tm t > to zamanlar iin geerlidir. Yine varsayalm ki, biz n boyutlu bir Hilbert uzayndayz ve l\IIb, ... , i\iin> de t = to zamannda bir dikgen taban oluturan, durum vektrlerinin bir kmesi olsun. Bu durumda t = to zamannda her hangi bir durum vektr ix> u ekilde gsterilebilir: . IxCto = all\lll(to + a21\112(to + ... + anl\lln(to Schrdinger almnn lineer oluu nedeniyle bu eitlik tm t ~ to iin u anlama gelir: (8) Ix(t = all\lll (t) + a21\112 (t) + ... + anl\lln(t Bu eitlik bize her ayet verilen tabann Schrdinger bykl bilmiyorsa hangi bir iX> durum vektrnn Schrdinger bykln hesaplama imkan salar! Bu husus akllara u soruyu getirebilir: Schrdinger byklnn kolaylkla belirlenebilecek derecede basit bir form ald zel bir taban bulabilir miyiz? Can alc gerek u ki, toplam enerjinin (her zaman sistemin bir deikeni olan) eigendurumlar duraan durumlardr, yani hi deimeyen durumlar. te yandan enerji eigendurunlarnn duraan olmas gerei enerji eigenvektrlerinin sabit olduu anlamna gelmez, nk hal byle olsayd (8) numaral eitlik gereince dier durun vektrleri KUANTUM TEORSNE KISA BR cns 129 de sabit olurdu. Buradaki husus, durum vektrlerinin, iine bulunduklar durum deimeksizin sfrdan farkl bir karmak say ile arplabilmeleridir. Bir enerji eigenvektrnn Schrdinger byklnn sonuta karmak bir faktrle, zamann belli bir karmak fonksiyonuyla verilmesi gerekir. yleyse bu fonksiyon nedir? O udur: (9) e zeri-2niEtIh burada E, verili enerji eigendeerini h'de Planck sabitini gstermektedir. Bu, karmak dzlemde E/h frekansyla saat ynnde dnen bir birim vektr temsil eder. Dolaysyla enerji eigenvektrleri daimi bir dnme hareketi iindedir, bu hareketin frekans mtekabil enerjiyle orantldr. imdi varsayalm ki, bizim dikgen tabanmz gerekte enerji eigenvektrlerini ieriyor olsun. Bu tabann Schrdinger bykl bu durumda u olur: (10) IWj( = e zeri -2nEjtlhl \lfj(o

i = , 2, ... , n iin. Ej, l\lfj (t)) eigenvektrne karlk gelen enerji eigendeerini gsterir. Bu ifadeyi (8) numaral eitlikte yerine koyarsak Ix>'in Schrndinger byklnn bir forml elde edilir. Bu eitlik, IX>'i basit salnmlarn bir sperpozisyonu olarak yanstr, tpk her hangi bir tonun saf tonlarn bir sperpozisyonu olarak sunulmas gibi. te yandan dikkat edilirse, (L) numaral eitlikle tanmlanan "dalgalanma" veya "dalga hareketi" zorunlu olarak deney-alt dzleme aittir. (ayet o sahiden gerek bir sreci kapsyorsa). nk l\lfj(t) bileke durum vektrleri tek ve ayn duruma aittir ve nedenle deneysel yollarla ayrksanamaz. Ancak her ne kadar (9) numaral faktr llemez olsa da Hilbert uzayndaki her durum vektrnn Schrdinger bykln belirler. Dahas kuantum teoreminin tm giriim zellikleri bu gizemli karmak salnma, bu faz farkna dayanmaktadr. O her eyi kontrol eder ama kendisi kontrol edilmekten kaar. 6. SCHRDNGER BYKL(; VE DURUM VEKTRNN K Klasik fizii n temel olgularndan biri, bir fiziksel sistemin balang durumunun onun ileri durumlarm belirlemesidir, sistem zerinde etkili olan d kuvvetlerin sre iinde bilinmesi artyla. LO Bu nedenle 130 KUANTUM BllMECESl klasik fizii n kurallaryla ynetilen bir evren belirlenebilir olacaktr; en kk ayrntlara kadar tm gelime seyri ilk varlk anndan itibaren zgl biimde belirlenmi olacaktr. te yandan hadiselerin kuantum teoremindeki kadar basit olmad bizim iin srpriz olmasa gerek. Her eyden nce bir kuantum sisteminin ilk durumundan yola karak ileriki durumlarn tahmin etme imkann bize salayan Schrdinger eitlii vardr. Bununla birlikte Schrdinger'in bu eitlie klasik fiziin yolundan vard belirtilmelidir. Bu da bilinen determinizmin kuantum alanna tanaca ynndeki kanaati glendirmektedir. Ve bu aa yukar geeklemitir! nk ounlukla durum vektrleri. Hilbert uzaynda daimi bir yrngeyi Schrdinger eitliine uygun biimde taramaktadr.l! te yandan bu srgit ve tahmin edilebilir gelime, durum vektrnn birdenbire ve beklenmedik bir biimde deimesine, deyim yerindeyse "sramasna" yol aan belli zglolaylar tarafndan ara sra kesintiye uratlr. O halde bu ani sraylarn nedeni nedir? O, lme ileminden, verili belli bir deikenin fiili deneysel belirleniminden bakas deildir. Akas deneysel ilemin araya girmesi ara durumlarn sren seyrini takip etmeden fiziksel sistemin sramasna, aniden bir durumdan dierine gemesine neden olur, (Schrdinger eitliine uygun olarak) Bir fiziksel sistem ve sistemin bir deikeni verilsin bize. Basitlik adna yalnzca birinci tr deneyleri, yani verili deikeni n lmn sonunda llen deerini ald deneyleri gz nne alacaz.l ' imdi eer bir lm il. eigendeerini verirse (birinci tr bir deneyle) o zaman deikenin lmn sonunda il. deerini aldn, yani sistemin o anda sz konusu il. deerine karlk gelen bir eigendurumu iinde olduunu biliriz. te yandan lmden nce sistem, genelde baz eigendurumlarn sperpozisyonu iindedir. Bylece durum vektr kesintili bir deiim, bir k geirir. O, lme ilemi yzenden verili deikenin bir eigendurumuna gemitir. Dahas sre iinde onun hangi egendurumu olacam da syleyemeyiz, nk grdmz gibi kuantum teoremi bu balamda sadece olaslklardan sz etmektedir. Bu nedenle genelde lme ilemi, durum vektrnn deterministik Schrdinger almn kesintiye uratan beklenmedik bir devamszla yol aar. Niin lm diye adlandrdmz tikel etkileimlerin bu tuhaf etkiye sahip olduu bir trl anlalamamaktadr. Bir lm baka bir cins etkileimden ayran ey tam olarak nedir? Daha yaln sylersek durum KUANTUM TEORISINE KISA BIR GIRI I3I vektr niin kmektedir? Ve en nemlisi bu k. Doann faaliyetlerinde fiili bir belirsizlii ortaya karmak ta mdr? Kuantum teoremi meydana ktndan beri bu sorular irdelenmi ve adamakll tartlmtr. Ne var ki imdiye dein en azndan kesin cevaplar bulunmu deildir. Schrdinger almnn ikilii ve durum vektrnn k basite yaamn bir olgusu olarak deerlendirilmektedir. O, almalarm yrten fizikinin zorunlu olarak sorgulamadan kabul etmeyi rendii bir eydir. 7. BR PARAcCIN DALGA FONKSYONU Yine n boyutlu bir Hilbert uzay iinde olduumuzu ve 1\jfL), 1\jf2), ... , [rr) in fiziksel sistemin bir deikenine ait eigenvektrlerinin dikgen bir tabann gsterdiini varsayalm. imdi her hangi bir x- durum vektr ai = <X,\jfi> katsaylaryla verilen eigenvektrlerinin ll toplam olarak yazlabileceinden Ix>, karmak n tane (al, a2, ... , an) say ile gsterilebilir. Sonuta her deiken iin durum vektrlerim karmak n tane say ile sunmann doru bir yolu vardr. imdi varsayalm ki, bizim sistemimiz tek bir paracktan ibaret olsun ve xl, x2, ... , xn gerek saylaryla koordinatize edilmi n tane konuma sahip bulunsun. Bu durumda xi' ler tikel bir deikenin eigendeerleri olur. Bu noktada Ix>, bir durum vektr ve (al, a2, ... , an) de bu tikel deiken e karlk gelen Ix> nin n tane sunumu olsun. Artk bir karmak deerli \jf fonksiyonu, pozitif eigendeerleri kmesi zerinde u formlle tanmlanabilir: \jf(xi) = ai, i = 1, 2, ... n iin. Ve bu \jf fonksiyonu, verili deikenin dalga fonksiyonu diye adlandrlr.

imdi, kukusuz, uzayn bir boyutlu V blgesinde tm konumlar edinebilme serbestisi olan bir paracn durumu zellikle ilgi ekici olacaktr. Byle bir paracn kuantum mekaniine gre tanmlanabilmesi iin sonsuz boyutlu bir Hilbert uzayna gereksinim duyaca ortadadr ve konum eigenvektrlerinin dikgen bir taban bu durumda mevcut olmaz. Bundan dolay bizim daha nce kurduumuz dalga fonksiyonu geerliliini yitirir. Buna karn baka yollardan ilerlemek mmkndr ve durum vektrleri yeni bir dalga fonksiyonuyla gsterilebilir. Artk bu fonksiyon \jf'nin V zerindeki karmak deerli bir fonksiyonu olacaktr. 132 KUANTUM BILMECESI Genelde bir dalga fonksiyonun, mtekabil durum vektr normalletiinde, yani birim uzunlukta olduunda normalletii belirtilir. Okuyucunun tespit edecei gibi, sonlu boyutlu durumda normallemi bir \if dalga fonksiyonu iin 1\If(xOI2, tam da verilen paracn xi'de bulunma olasldr. te yandan sonsuz boyutlu durumda mtekabil 1\If(x)12 nicelii, dorusu bir olaslk deil bir olaslk younluudur. O, bize paracn x in etrafndaki "kk" bir Av hacmi iinde bulunma ihtimalini i \if (x) 2!! V ile verir. Dalga fonksiyonlarna ilikin son olarak unu belirtmeliyim: Durum vektrlerinin hesaplanan toplamna karlk gelen dalga fonksiyonu, dalga fonksiyonlarnn toplamndan ibaret olduunu grmek zor deildir. Ve bu, dalga fonksiyonlarnn hesaplanan toplamnn yine bir dalga fonksiyonu olduunu gsterir. U 8. crr YARIK DENEyNN YENDEN NCELEN imdi bata bir miktar bahsettiimiz ilgin deneye dnebiliriz. Bir parack (diyelim ki bir elektron) ateleniyor ve ift yarkl bir S ekranndan geerek ikinci bir R ekranna arpyor. Bu durumda fiziksel sistemimiz ngrlen koullara tabi bir elektrondan ibarettir. Eer A yar kapal, B yar ak ise elektronun A dan geecei biliniyor. Neticede onun \lfA dalga fonksiyonu o anda Ayarnda younlaacak veya "en st deerini alacak"tr. Demek oluyor ki, yarktan x uzaklktaki konumlarda \lfA(x)'in bykl sfr olacaktr. Ayn ekilde B ak A nin kapal olmas durumunda da \if B mrekabil dalga fonksiyonu, elektron B yarndan getii anda en st deerine ulaacaktr. imdi bu iki dalga fonksiyonunun sfrdan farkl a ve P karmak katsaylaryla oluturduu, \if = u\lfA + 13\1fB toplamn bulalm. Yukarda sylediklerimizden tr \if de bir dalga fonksiyonu olacaktr. Ve bu dalga fonksiyonu her iki yarn ak olma durumunun ifadesidir. imdi elektron, daha nce sz edilen giriim etkilerini sergileyen bir tr sperpozisyon durumu (grdmz zere klasik adan izah edilemedii ispatlanan bir durum) iindedir. Genel durumdan uzaklamadan \lfA, \if B ve \if dalga fonksiyonlarnn tmnn normalletirilmi olduunu varsayalm, yle ki onlarn

KUANTUM TEORISINE KISA BIR GIRI 133 byklklerinin mutlak deerlerinin karesi gerekte olaslk younluklar olsun. ncelikle 'lfA nin A da en st deerini almas gerei, elektronun A'dan getiim bize sylemektedir. Ayn eyin B iin de geerli olduu aktr. Dahas ur'nn olaslksal anlam da ortadadr. Onun ift ekilde en st deeri almas, elektronun pozitif bir olaslkla A dan getii ve yine pozitif bir olaslkla B'den de getii anlamna gelir. imdi varsayalm ki, 'if dalga fonksiyonu balang annda, elektronun S'der getii anda biliniyor. Bu durumda Schrdinger eitlii kullanlarak, elektronun R ekranna arpma anna kadar tm ileri zaman koordinatlarnn deerleri iin 'ifCt) hesaplanabilir. Ve tahmin edilecei zere, R'ye arpan paracn ortaya kan olaslk younluu gerekte bilindik giriim eritlerini sergiler. Biz ncelikle durum vektrleri dzeyinde dalgalarn bir sperpozisyonuyla ilgilenmekteyiz, yani matematiksel bir bak asndan, verilen eritler aslnda klasik anlamda bir krlma olgusunu oluturmaktadr. Gerek u ki, kuantum teoremi deneysel bulgular mkemmel der'''::.de aklamaktadr. Ve o bunu, grdmz gibi, karmak byklklerin salnm faz faktrlerini kullanarak yapmaktadr. te yandan fiilen hesaplanabilen ey mutlak deerlerin karesidir; szgelimi olaslklar ve olaslk younluklar fotoraf filminde grlen noktalarn younluu sayesinde llebilmektedir. Bu noktada u tr bir soru sorulabilir: Acaba karmak byklkler fiziksel bylesi bir gereklii ortaya karr m? Baz fizikiler durumun bundan ibaret olduundan phe duymaktadr. O zaman bu artlar altnda naslolup da kurgusal byklklere dayal bir hesaplamann doru sonular verebildiini anlamak hayli zor olacaktr. Somut biimde ifade edersek, 'if sperpozisyon dalga fonksiyonunun ilk ikiz tepe noktalar bir bakma gerek deilse, o zaman giriim zelliklerinin ortaya kn nasl aklayacaz? ayet her sonucun bir nedeni olduu doru ise, hala fonksiyonunun bir kurgudan daha tede olduunu syleyerek bunu aklayabiliriz. Sonra ayn ekilde bir elektronun fiilen gzlemlendii andan nce her naslsa uzaya yayld sonucuna varmak zorundayz. Ayrca eer onun dalga fonksiyonu ilk bata ift ift en st deeri alyorsa, elektronun bir anlamda her iki yarktan da getiim kabul etmemiz gerekir, bu ne kadar garip grnse de.

Bu arada bahsettiimiz kuantum teoreminin, elektronun karmak byklklerinin ontolojik konumuna ilikin syleyebilecei bir eyi 134 KUANTUM BILMECESI yoktur; o yalnzca kuantum mekaniine ilikin olaslklarn nasl hesaplanabilecei konusunda bizi bilgilendirir ve gerisini ne ekilde dneceimiz bize kalm. lBu durum,yarn geniliinin n dalga boyuna oranla byk olmas, daha dorusu dalga boylarnn tayfn gzle grnr dalga boylar blgesinde yer almas kouluyla sz konusu olabilir. 2Basitlik adna, yarklarn geniliinin, n dalga boyuna oranla byk olmakla birlikte giriim zellikleri hesabnda ihmal edilecek lde kk olduunu varsayalm. 3Yarklarn geniliinin elektronun de Broglie dalga boyuna, yani h'n Plank sabitini ve p'nin elektronun momentumunu gsterdii hp blmne oranla byk olduunu varsaynarnz gerekir. Aksi halde tek bir yarktan kaynaklanan krlma zellikleri ortaya kard. "Kuanum teorisine gre bal krlma zellikleri, bilyeler ve beysbol toplar gibi "byk" nesneler sz konusu olduunda bile ortaya kmaktadr. Bunun tek nedeni bu nesnelerde de Broglie dalga boyu ar kk olduundan sz konusu zellikler glkle de olsa gzlemlenebilrrektedir. 5Gerek bir say bilindik ondalk iaretlemeyle gsterilebilen bir saydr. Doalysyla o bir tamsay (pozitif, negatif ya da sfr) art, 0,xix2x3 ... ,(burada xi ler 0,1,2, ... 9. say dizisindeki tamsaylardr) biimindeki bir ifadeyle verilen bir saydan ibarettir. Byle bir ifade gerekte ile i arasndaki gerek bir sayya yaknsayan sonsuz bir seriyi gsterir. Tamsaylara ve tamsay kesirlerine ilave olarak gerek saylar,+2 ve p gibi irrasyonel saylar da kapsar. 60,Q VE P noktalarnn ayn doru paras zerinde olmadn varsayyoruz. Okuyucu dier durumda neyin yaplmas gerektii hususunda kendi sorgulamasn yrtmek isteyebilir. 7Yaptmz ey geometrik zellikleri aritmetik zelliklere evirmekti. Hilbert uzaymzn aritmetik yaps dzlemin kliti yapsn "yanstmaktadr". 8Basitlik adna 1l,l2, .. .!n eigendeerlerinin hepsinin farkl olduunu varsayyoruz. Bir katsayl i eigendeeri iin olaslk, l.'e karlk gelen 'yiO eigenvektrlerinin pi olaslklarnn toplamna eittir. 9Dorusu P ne kadar doru bilinirse, Q nun belirsizlii de o kadar byr. KUANTUM TEORsNE KISA BR GR 135 lD3u, bir fiziksel sistemi faz uzaynda bir nokta olarak ele alan Hamiltoncu tasarmda dorudur. Faz uzay tm bileik paracklarn konumlar ve momentumlar ile koordinatize edilen bir uzaydr. Parack says n olan bir sistemin faz uzay sonuta 6n-boyutlu olur. llHilbert uzay iinde sfrdan farkl tek bir vektr zerinde bulunduu erinin tmn belirledii iin, keyfi seilmi bir ilk durum da kuantum sisteminin Schrdinger evrimini belirler. Elbette tm bunlar, d kuvvetlerin zaman iinde belirlenmesi kouluyla geerli saylabilir. 12Buradaki mevzu, llen deikenin deerini deitiren deneylerin (ikinci tr) varldr. rnein bir ekirdek paracnn momentumu, genellikle, baka bir parackla yapt bir arpmadaki momentum transferinin llmesi yoluyla belirlenir. Sonuta sz konusu paracn momentumu lmle birlikte deiir. Ve bylece birincisinin hemen ardndan ikinci bir lm yaplrsa, o da farkl bir sonucu verecektir. BBu nedenle dalga fonksiyonlar kendi sperpozisyon ilkelerini uygunluk gsterir; gerekte onlar bir Hilbert uzayn oluturur. Bu balamda belirtmeliyim ki .kuantum mekanii iki kere kefedilrnitir; birincisi teorisini durum vektrlerinin Hilbert uzayna dayandran Heisenberg tarafndan gerekletirilmi ve bundan ksa bir zaman sonra (ve bamsz olarak) da, teorisini dalga fonksiyonlarnn Hilbert uzayna dayandran Schrdinger tarafndan ikinci keif gerekletirilmitir. Bununla birlikte ayr Hilbert uzaylar (aslnda sonlu boyutlu durumda, yukarda verilen dalga fonksiyonlar ile durum vektrleri arasndaki bir mtekabiliyete indirgenen) arasnda bir ebiimlilik kurmak suretiyle iki teorinin birbirine edeer olduunu gsteren Schrdingerdi. te yandan Schrdinger biimci1ii tikel bir gzlemciye (uzaydaki konuma) ncelik verdii iin, Heisenger'in biimciliinden daha somuttur, yle ki kendisinin klasik bir yorumuna oktan hazrdr, fakat byle bir yorum savunulamazdr. Schrdinger'in kendisi olduka tuhaf bir biimde dalga fonksiyonuna klasik bir bak asyla bakmnr, Ve Bohr bir gn ona dalga fonksiyonunun knn kanlmazln anlattnda,o mehur cevabn vermitir: "Bu ba belas "sray" nceden bilseydim, daha ilk bata kendimi bu iin iine hi sokmazdm" Einstein gibi Schrdinger de hibir zaman kuantum teorisiyle btnyle mutabk kalmad.

LGATE Apriori (s. 42): n kabl.

Badak fiziksel nesne (s. 35): Her maddi (alglanabilir) nesne lmlere tabi olabilir fiziksel yollarla kavranabilir. Bu nedenle X maddi nesnesi, badak fiziksel nesne diye adlandrlan bir SX fiziksel nesnesini belirler. Belirtme (s. 43): Fiziksel bir varln bir dereceye kadar tanmland ya da belirlendii deneysel ilem. Bona fide (s. 23) Hakiki Gerek, atallanma (s. 12): Alglanabilir nesnenin zel ya da salt znel olduunu ileri sren Kartezyen gr. atallanma gr, d dnyann btnyle nicelikler ve matematiksel yap ile niteli olduu varsaymyla birlikte ilev kazanr. Bu gre gre tm nitelikler (renk gibi) yalnzca alglayann zihninde vardr. De jure (s. 71): Doal, tabii. Doa (s. 73): Bu terimi, Heisenberg'in, modem fiziin Doa ile deil, "bizim doayla olan ilikilerimiz" ile ilgilendii ynndeki tespitinden esinlenerek kullanyorum. Kavram sonradan Aristocu ve Skolastik kavramlarn yardmyla daha belirginlemitir. 138 KUANTUM B1LMECES1 Durum vektr (s. 57): Bir fiziksel sistemin durumunun kuantum teorisinin biimcilii iinde sunan matematiksel ifadedir. Durum vektrnn k (s. 8): Bir fiziksel sistemin kuantum mekaniksel tasarmnda fiili bir lmden doan ani ya da kesintili bir deiimdir. Bu teri m sk sk fiziksel sistemin kendisindeki mtekabil deiim iin de kullanlr. Eigendurumu (s. 59): Verili bir deikenir deerinin kesinlikle tahmin edilebildii bir fiziksel sistem durumudur. Eigenvektr (s. 56): Kuantum teoreminin biimcilii iinde, bir fiziksel sistemin durumu bir durum vektr ile gsterilir. Fiziksel sistem verilen durum vektrne uygun bir durum iinde olduu zaman X in deeri kesinlikle tahmin edilebiliyorsa (verili bir X deikenine gre), o durum vektrne eigenvektr denir. Fiziksel evren (s. 8): Fizik nesnelerinin yeri veya alan ve dolaysyla bir anlamda fizikinin alglad dnyadr. fiziksel nesne (s. 8): Fiziin modus operandisiyle bilinebilen bir eydir. Fiziksel sistem (s. 39): rnek bir tasarm yoluyla kavranan fiziksel bir nesnedir. Forma (s. 18): Aristo'daki morphe'nin Skolastik karldr. Forma ya da form bir eyi kavranabilir klar. Gsterim (s. 35): Saysal bir deer ya da nicelik deil de, bir eit grafik sunumuyla son bulan bir fiziksel gzlem kipidir. Hyle (s. 79): Aristo tarafndan kullanlan bu terirn, formun ya da kavranabilmenin varolu ncesi alcsna karlk gelir. Kelimenin Yunanca'daki anlam "odun'idur ve metafor heykelcilikle ilintilidir; ayn bir para odunun Apollo ya da Sokrat'n formunu alabilmesi gibi, hyle de genel anlamda morphe ya da "form" alabilir. lpso facto (s. 12): Yalnz bu sebepten dolay. Maddealt (s. 33): Maddi bir X nesnesinin badak SX nesnesi olan fiziksel bir nesnedir. Maddealt nesneler, dolaysyla, fiziin sradan yorumuna gre alglanabilir bir nesne olarak tanmlanan fiziksel cisimlerden bakas deildir. Maddest (s. 36): Maddealt olmayan bir fiziksel varlk. Temel paracklar ve "kk" atomik birimler madde stdr. Maddi dnya (s. 14): Duyusal alglama yoluyla dorudan bildiimiz, altmz (ya da "bilim-ncesi") dnyadr.

http://genclikcephesi.blogspot.com

You might also like